Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR"— Sunum transkripti:

1 HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR

2 HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ ‘Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi hayır ve şer ile imtihan edeceğiz ve kendimize döndüreceğiz.’ (Enbiya, 35) Peygamber Efendimiz; لَقِّنُوا مَوْتَاكُمْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ   “Ölülerinize (ölmek üzere olan hastalarınıza) kelime-i tevhidi telkin ediniz.” (Müslim, Cenaiz 1, VI, 631) buyurmaktadır.

3 ŞİİR

4 HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
Ölüm, hayatın zıddıdır. Ölüm, insanlarda duyuların çalışmaması, vücut organlarının işlevini ve fonksiyonlarını kaybetmesidir.

5 ÖLÜM Ölüm yok olup gitmek değildir. Ölüm fani olan alemden bâki âleme bir göçtür, bir intikaldir. كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi hayır ve şer ile imtihan edeceğiz ve kendimize döndüreceğiz. (Enbiya-35)

6 Necip Fazıl bir şiirinde şöyle demiştir:
Ölüm Güzel Şey Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?... Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun ! Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!

7 HİÇBİR BEŞER ÖLÜMSÜZ DEĞİLDİR!
Hz. Allah bir ayeti kerimede ölüm gerçeğinin herkese uğrayacağını şöyle ifade ediyor: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَ أَفَإِنْ مِتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ «Biz senden önce hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar? (Enbiya-21) » diye buyurarak herkesin öleceğini belirtmektedir.

8 İnsan, gayesiz ve başıboş yaratılmamıştır!
Canlılar arasında özel bir yeri olan insan, gayesiz ve başıboş yaratılmamıştır. Bu durum Kuran-ı Kerimde şu şekilde ifade edilmektedir: أفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ « Siz başıboş yaratılıp yaptıklarınızın hesabını vermeyeceğinizi mi zannediyorsunuz? (Mu’minun-115)

9 İNSANIN YARATILIŞ AMACI
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ « Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsineler diye yarattım (Zariyat-56) . İnsanın yaradılış hikmeti, kulluktur. Kulluğun hedefi de kalbi, kötülüklerden tasfiye ve nefsi tezkiye (arındırma) ede ede Rabbe kavuşabilmektir. Bu makama ulaştıktan sonra gelen bir ölüm, hakîkî mânâsıyla bir vuslat-ı ilâhiyyedir, Rabbe kavuşmadır.

10 TAKVALI YAŞAMAK إنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ
Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh” Lafzâ-i Celali’nden sonra en çok zikredilen lafızlardan biri takvâdır. Takvâ, kalbin korunması, kişinin nefsine ve benliğine sahip çıkmasıdır. Âyet-i kerîmede: إنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ “Sizin en değerliniz, Allâh’dan en çok korkanınız (takvâca en üstün olanınız) dır.” (el-Hucurât, 13) Takvâ ile ameller olgunlaşarak “sâlih amel” vasfını kazanır.

11 TAKVALI YAŞAMAK Sâlih Amel sahipleri için de Allâh Teâlâ: وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا وَعْدَ اللّهِ حَقًّا وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللّهِ قِيلاً “İman edip salih amel işleyenleri ebedî olarak kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah'tan daha doğru olabilir?” (Nisâ, 122) buyurmaktadır. Takvalı mü’min, aklını Hakk’a, kalbini hayra, âzâlarını güzel ve hayırlı işlere yönlendirir.

12 Müslümanın dikkat etmesi gereken hususlar!
Kendimize şu soruları her zaman sormalıyız: Günde beş vakit ezan okunduğunda ona kulak verip o davete icabet edebiliyor muyuz? Oturduğumuz mevki ve makamda hak ve adaletle hareket edebiliyor muyuz? Malımızı Allah yolunda, insanların hayrına harcayabiliyor muyuz? Ölçü, tartı ve bütün işlerimizde hile yapmadan hareket edebiliyor muyuz?

13 Üç kişi müstesna ölen her kişinin amel defteri kapanır!
Üç kişi müstesna ölen her kişinin amel defteri kapanır. Bunların amel defteri kapanmaz. إِذَا مَاتَ ابْنُ آدَمَ انْقَطَعَ عَمَلُهُ إِلا مِنْ ثَلاثٍ : مِنْ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ ، أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ ، أَوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ   1- Sadaka-i Cariye, (hayrı devam eden iyilikler) 2- Yararlanılan ilim. 3- Kendisine dua eden hayırlı evlat (Müslim, “Vasıyye“, 14.)

14 Ecel asla ertelenmez! Vakti gelen bu dünyadan ayrılmak mecburiyetinde kalacaktır. Bu konu hakkında Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: وَلَن يُؤَخِّرَ اللَّهُ نَفْسًا إِذَا جَاءَ أَجَلُهَا وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. (Munafikun, 11)

15 فَلَوْلَا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ وَاَنْتُمْ حٖينَئِذٍ تَنْظُرُونَ
ÖLÜM ANI! فَلَوْلَا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ وَاَنْتُمْ حٖينَئِذٍ تَنْظُرُونَ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ «Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.» (Vakıa suresi 83-85)

16 ÖLÜM RAB’BE SEVK EDİLİŞTİR
كَلَّا اِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِیَ وَقٖيلَ مَنْ رَاقٍ وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُ وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ «Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.» (Kıyamet suresi 26-30)

17 ÖLÜMÜN PERDE ARKASI; SEVİNÇ VEYA FERYAD!
Peygamber Efendimiz (S.A.V.)şöyle buyuruyor: إذَا وُضِعَتِ الْجِنَازَةُ فَاحْتَمَلَهَا الرِّجَالُ عَلَى أَعْنَاقِهِمْ فَإِنْ كَانَتْ صَالِحَةً قَالَتْ قَدِّمُونِي قَدِّمُونِي وَإِنْ كَانَتْ غَيْرَ صَالِحَةٍ قَالَتْ يَا وَيْلَهَا أَيْنَ يَذْهَبُونَ بِهَا يَسْمَعُ صَوْتَهَا كُلُّ شَيْءٍ إِلَّا الْإِنْسَانَ وَلَوْ سَمِعَهُ لَصَعِقَ «Cenaze tabuta konulup erkekler omuzlarına yüklendiklerinde o cenaze iyi bir kişi ise: Beni acele olarak gideceğim yere ulaştırınız, der. Eğer o cenaze kötü bir kişi ise: Eyvah! Bu cenazeyi nereye götürüyorsunuz, diye feryat eder. Cenazenin bu feryadını insandan başka her şey işitir. Eğer insan bu feryadı duysaydı, dayanamayarak bayılırdı.» (Buhârî, Rikâk 42)

18 KABİR! Ölüm dünya hayatının son perdesi, kabir ise ahiret hayatının ilk sahnesidir. Yunus Emre bir dörtlüğünde şöyle diyor: Kapısı yok bacası yok Gündüzü yok gecesi yok Ders alacak hocası yok Ya ben kime yalvarayım

19 KABİRDE SORULACAK SORULAR
1- RABBİN KİM? 2- KİTABIN NEDİR? 3- DİNİN NEDİR? 4- PEYGAMBERİN KİMDİR?

20 KABİRDE SORULACAK SORULAR
Kabirde bu sorulara cevap vermek için dünyada Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınarak hayat sürmeliyiz ki Münker ve Nekir Meleklerinin bu sorularına cevap verebilelim. İnsanoğlu nasıl yaşarsa öyle ölür ve kabirdeki sorgusu da dünyada nasıl yaşadığı ile doğru orantılıdır. -Ey Müslüman! Kabirdeki soruları cevaplamaya hazırlıklı mısın?

21 Hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz
Mahşer günü yeryüzünde işlediğimiz bütün gizli ve açık fiillerimiz ortaya dökülecektir. إِنَّ اللَّهَ لَا يَخْفَى عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ «Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.» (Ali İmran-5)

22 O gün, organlarımız şahitlik edecektir!
Ahirette insanın bütün organları kendisi için müsbet veya menfi olarak şahitlik edecektir. اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ «Bugün onların ağızlarını mühürleriz. Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize, onların elleri anlatır, ayakları şahitlik eder.» (Yasin-65)

23 En küçük bir iyiliğin mükafatı dahi görülecektir!
Kuran-ı Kerim veciz üslubuyla bunu şöyle anlatıyor: فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ « Kim zerre miktarı iyilik yaparsa karşılığını görecek. Kim de zerre miktarı kötülük yaparsa karşılığını görecektir. (Zilzal-8,9)

24 PEYGAMBERİMİZİN ÖLÜM KARŞISINDAKİ TAVRI-1
Hicretin onuncu yılı idi. Allah Resûlü henüz on altı aylık olan gözünün nuru İbrâhim'ini Rabbine göndermişti. Daha önce de evlât acısı yaşamış olan Peygamberimiz bu yavrusunun ölümünü de metanetle karşıladı. Resûlullah (sav), küçük hizmetkârı Enes'le birlikte sütannesinin yanında olan İbrâhim'i ziyaret ederdi. Hastalandığını duydu ve hemen oraya gitti. Vardığında onun, Rabbine kavuşmak üzere olduğunu gördü. İbrâhim'in bedeni tir tir titriyor, minicik bir bebek can veriyordu. Resûlullah'ın gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Ağlaması karşısında, “Sen de mi yâ Resûlallah!” diye şaşkınlığını ifade eden Abdurrahman b. Avf'a,  “Ey İbn Avf, bu merhamettir.” buyurdu.

25 PEYGAMBERİMİZİN ÖLÜM KARŞISINDAKİ TAVRI
Gözyaşları akmaya devam ederken Resûlullah, Allah'ın emri olan ölüm karşısında takınmamız gereken tavrı şöyle ifade etti: “Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise sadece Rabbimizin razı olacağı sözü söyleriz.” (Buhârî, Cenâiz, 43) Sözlerini yavrusuna hitaben şöyle tamamladı: “Eğer ölüm doğru bir vaat ve herkes için geçerli bir gerçek olmasaydı ve arkada kalan, önden gidene hiç kavuşmayacak olsaydı ey İbrâhim, biz şu anda duyduğumuzdan çok daha büyük bir üzüntü çekecektik. Biz gerçekten senin için çok hüzünlüyüz.” (İbn Mâce, Cenâiz, 53.) *** *** ***

26 PEYGAMBERİMİZİN ÖLÜM KARŞISINDAKİ TAVRI-2
Ölüm hâlinde aşırıya gitmemek, Cenâb-ı Hakk'ı ve kaderi suçlayıcı tavırlardan kaçınmak gerekmektedir. Her hususta olduğu gibi bu hususta da bize en mükemmel örnek Sevgili Peygamberimizdir. Kızı Zeyneb'den olan Ümeyme adlı torununun vefatı sırasında gözleri yaşla dolan Peygamber Efendimiz, “Alan da Allah, veren de Allah'tır ve her şeyin belli bir süresi vardır!” buyurarak etrafındakileri teselli etmiştir.  (Buhârî, Merdâ, 9)

27 SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN RABBİNE KAVUŞMASI ÂNI
Rasûlullah (sav) buyuruyor ki: “Ey insanlar! Duydum ki sizler, peygamberinizin vefât edeceğinden korkuyormuşsunuz! Benden evvel gönderilip de ümmeti içinde dâimî olarak kalmış bir peygamber var mıdır ki ben de sizin içinizde sürekli kalayım? İyi biliniz ki ben Rabbime kavuşacağım! O’na siz de kavuşacaksınız! Muhakkak ki bütün işler, yüce Allâh’ın izni ile cereyân eder. (Buhârî, Salât, 80)

28 SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN RABBİNE KAVUŞMASI
O gün Allâh Rasûlü (sav), Ehl-i Beyt’ine şöyle seslendi: Ey Rasûlullâh’ın kızı Fâtıma! Ey Safiyye! Allâh katında makbûl ameller işleyiniz! (Sâlih amelleriniz yoksa, bana güvenmeyiniz.) Çünkü ben (kulluk yapmadığınız takdirde) sizi Allâh’ın azâbından kurtaramam! (Müslim, Îman, )

29 SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN RABBİNE KAVUŞMASI
O gün Allâh Rasûlü (sav): “Aman! Namaza! Namaza devâm ediniz! Aman! Ellerinizin altındaki insanlara iyi davranınız! Onlar hakkında Allâh’tan korkunuz! (Onların giyimlerini ihmâl etmeyiniz! Karınlarını doyurunuz! Onlara yumuşak söz söyleyiniz!)” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Edeb, /5156)

30 SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN RABBİNE KAVUŞMASI
O gün Allâh Rasûlü (sav), Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyâz etti: “Ey Allâh’ım! Beni merhametinle kuşat! Beni, Refîk-ı A’lâ’ya kavuştur! Ey Allâh’ım! Beni merhametinle kuşat! Bana, rahmetini ihsân et! Beni Refîk-ı A’lâ’ya kavuştur!” (Buhârî, Meğâzî, 83) O gün Allâh Rasûlü (sav)’e, vahiy meleği Cebrâîl -aleyhisselâm- gelerek: “-Sana selâm olsun ey Allâh’ın Rasûlü! Bu, Sen’in için yeryüzüne ayak basışımın sonuncusudur!”dedi. (İbn-i Sa’d, II, 259)

31 SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN RABBİNE KAVUŞMASI
O gün Allâh Rasûlü (sav)’e Azrâîl (as) geldi ve yanına girmek için izin istedi. Müsâade aldıktan sonra Âlemlerin Efendisi’nin önünde durarak: “–Yâ Rasûlallâh! Yüce Allâh beni Sana gönderdi. Sen’in her emrine itaat etmemi de emir buyurdu. Eğer Sen arzu edersen rûhunu alacağım! Arzu etmezsen rûhunu Sen’de bırakacağım!” dedi.

32 SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN RABBİNE KAVUŞMASI
O sırada yanlarında bulunan Cebrâîl (as) da: “–Ey Allâh’ın Rasûlü! Yüce Allâh Sen’i özlemektedir!” dedi. O gün Allâh Rasûlü (sav), kendisinden müsâade isteyen ölüm meleğine: “–(Ey Azrâîl!) Allâh katında olan daha hayırlı ve daha devamlıdır! Ey ölüm meleği! Haydi, emrolunduğun şeyi yerine getir; rûhumu al!” buyurdu. (Heysemî, IX, 34-35) Ardından kelime-i tevhîdi terennüm ederek: “Ey Allâh’ım! Refîk-ı A’lâ, Refîk-ı A’lâ (Yüce Dosta Gidiyorum)” diye diye mübârek rûh-i şerîflerini teslîm eyledi. (Buhârî, Meğâzî, 83) *** *** ***

33 Hazret-i Mevlânâ Hazret-i Mevlânâ, fâni (geçici) âlemden kurtulup da bâkî (ebedi) âleme doğuşa ‘Şeb-i arûs’ (düğün gecesi) der. Mevlânâ (ks) beyitlerinde ölümünü şöyle ifade eder: “Ölüm gününde tabutum götürülürken, bende, bu dünyanın dert ve gamı var sanma! Dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum zannetme!” “Sakın ola ki, öldüğüm için bana ağlama! «Yazık oldu, yazık oldu!» deme! Eğer ben yaşarken nefse uyup şeytanın tuzağına düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!”

34 Hazret-i Mevlânâ “Cenazemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil, (Rabbimle) «buluşma» vaktimdir!” “Beni toprağın kucağına verdikleri zaman sakın; «Veda, veda!» deme! Çünkü mezar, öteki âlemin, cennetler mekânının perdesidir!” Mezar, insana hapishane gibi, zindan gibi görünse de, orası aslında vuslata (Rabbine Kavuşmaya) susamış ruhların kurtulduğu yerdir!” “Hangi tohum toprağa atıldı, ekildi de tekrar bitmedi; vakti gelince topraktan filizlenmedi? Niçin insan tohumu hakkında yanlış bir zanna düşersin?” *** *** ***

35 Bulunduğumuz anı değerlendirmek!
Dün, hatası ve sevabıyla geçmiştir. Geçen günleri geri getirmemiz mümkün değildir. Yarını yaşayacağımıza dair bir garantimiz de yoktur. Gün, bu gün; saat, bu saat; an, bu andır. Bulunduğumuz zamanı iyi değerlendirmeliyiz.

36 “Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil:
KIYMETİNİ BİLMEMİZ GEREKEN 5 GANİMET عَنِ بْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا قَالَ : قَالَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اِغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ “Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil: 1) İhtiyarlık gelmeden gençliğini, 2) Hastalık gelmeden sıhhatini, 3) Fakirlik gelmeden zenginliğini, 4) Meşguliyet gelmeden boş vaktini, 5) Ecel (Ölüm) gelmeden hayatın kıymetini bil” (Hakim, Müstedrek, 7846)

37 ÖLÜME HAZIRLIK NASIL OLMALI?
1- Dünyaya gereğinden fazla bağlanmamalı, 2- Bir gün ölümün kendi kapısını çalacağını asla unutmamalı 3- Allah’ın rahmetine güvenerek ameller aksatılmamalı 4- İnsan kendi hatalarının hesabını her zaman yapmalı, ahirette hesabın varlığını asla aklından çıkarmamalı 5- Günahlardan kaçınmalı ve her zaman tevbe etmeli 6- Kur’ân ve sünnet ölçülerine göre yaşamaya gayret göstermeli

38 HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
İşittim ki doğduğunda herkes gülen sen ağlayandın. Öyle yaşa ki öldüğün zaman herkes ağlayan sen gülen olasın.! HAZIRLAYAN: Osman AKOVA Tekeler Ak Camii İmam Hatibi MODERATÖR VAİZ: Hasan POLAT


"HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları