Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL"— Sunum transkripti:

1 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÖĞRENME ALANI DİN VE LAİKLİK HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

2 9. SINIF ÖĞRENME ALANLARI
1 2 3 İNANÇ İBADET HZ. MUHAMMET 4 5 VAHİY VE AKIL AHLAK VE DEĞERLER 7 6 DİN, KÜLTÜR VE MEDENİYET DİN VE LAİKLİK HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

3 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÜNİTE 6 LAİKLİK VE DİN HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

4 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÜNİTE KONULARI 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER 3. LAİK DEVLET 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

5 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
1. DİN BİREYİ ESAS ALIR Tarihin bütün devirlerinde ve bütün toplumlarda din olgusu ile karşılaşmaktayız. Çünkü insanın maddi ihtiyaçlarının yanında manevi ihtiyaçları da vardır. Bu ihtiyacı da din karşılar. Allah'ın bütün emir ve yasakları insana yöneliktir. Din, insanın düşünce ve davranışlarında kendini gösteren manevi bir değer ve disiplindir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

6 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
1. DİN BİREYİ ESAS ALIR İnsan, akıllı ve inanan bir varlıktır. Bu özellikleriyle diğer varlıklardan ayrılır. Bu üstün konumu ve özellikleri nedeni ile din bireyi esas alır. İslam dini insanı muhatap kabul eder. Onun mesajları insana yöneliktir. Bireyler doğru davranışlar sergilemedikçe huzurlu toplumların oluşması mümkün değildir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

7 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
1. DİN BİREYİ ESAS ALIR Din, bireyleri yüce duygu ve güzel alışkanlıklarda birleştiren, toplumları yükselten, onların gelişmesini sağlayan bir kurumdur. Din, kin gütmeyi, nefreti ve haksızlık yapmayı yasaklar. Sevgiyi, saygıyı ve nezaketi öğütler. İnsanlık dine her zaman muhtaçtır. Çünkü hayatımıza anlam katan değerlerden en önemlisi dindir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

8 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
SONUM NE OLACAK ? BEN KİMİM ? DİN İNSANIN MERAK ETTİĞİ PEK ÇOK SORUYA CEVAP VERİR NİÇİN YARATILDIM ? NEREDEN GELDİM ? HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

9 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
1. DİN BİREYİ ESAS ALIR İnsan asıl sorumluluğunu ve görevlerini din sayesinde öğrenme imkanı bulur. Dinde yer alan pek çok emir ve yasak bireye yöneliktir. Nitekim Kuran’da bulunan konuyla ilgili ayetlerden birinde şöyle buyrulmuştur; HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

10 AYET De ki: Allah'a itaat edin; Peygambere de itaat edin.
Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamberin sorumluluğu kendisine yüklenen tebliğ görevini yapmak, sizin sorumluluğunuz da size yüklenen görevleri yerine getirmenizdir..." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

11 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÜNİTE KONULARI 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER 3. LAİK DEVLET 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

12 Laiklik, ilk olarak Avrupa'da Hıristiyan din adamlarının
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Laiklik, ilk olarak Avrupa'da Hıristiyan din adamlarının anlayış ve uygulamalarına, devlet işlerine karışmalarına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Laiklik ilkesinin tarihi, kral ve imparatorlar ile papalık makamı arasında meydana gelen mücadelelerin tarihidir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

13 Batı dünyasında üstünlüğü kabul edilen merkezi bir kilise
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Batı dünyasında üstünlüğü kabul edilen merkezi bir kilise iktidarı vardı. Bu iktidarın başı papaydı. Papa hem dinî lider hem de siyasi iktidarın başıydı. Kilise yönetimi, dini temsil etmekte yetersiz olduğu gibi aynı zamanda halkına karşı baskı uyguluyordu. Bu uygulamalar tamamen menfaat hesaplarına dayanıyordu. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

14 Bu durum halkın kiliseye olan güven duygusunu
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Bu durum halkın kiliseye olan güven duygusunu sarsıyordu. Kilise din işlerini düzenleyen değil, korkulan bir müessese hâline gelmişti. Hıristiyan dünyasında kilise ve din adamlarının baskısı fikir hayatı üzerinde de etkisini göstermekteydi. Kilise eğitim kurumlarının tek hakimiydi. Kendi görüşleri dışında gelişen fikirlere karşı amansız bir savaş içindeydi. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

15 bilim adamlarını cezalandırıyordu. Birçok bilim adamının
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Engizisyon mahkemesi bilim ve keşiflere de müdahale ediyor, bilim adamlarını cezalandırıyordu. Birçok bilim adamının baskılar gördüğüne dair örnekler vardır. Kilisenin bu mücadelede belli bir süre başarı göstermesinde, kendine bağlı dinî teşkilatların mali yönden çok güçlü olmasının önemli rolü olmuştur. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

16 Bu mücadelelerin temelinde iktidar paylaşımı gibi
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Kilise otoritesine başkaldıran ilk kişi Martin Luther'dir. Avrupa'da güçlü siyasi iktidarların ortaya çıkması, değişen ve gelişen ticari ilişkiler, kentlerin zenginleşmesi, papalar ile imparatorlar arasında uzun seneler süren bir mücadeleyi başlattı. Bu mücadelelerin temelinde iktidar paylaşımı gibi çok önemli bir mesele vardır. Kilise-siyasi iktidar mücadelesi 15. yüzyıldan başlayıp 18. yüzyıla kadar devam etmiştir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

17 Bu anlayış sahipleri, "Siyasi iktidar milletin oyuna dayanır
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Bu anlayış sahipleri, "Siyasi iktidar milletin oyuna dayanır ve ona karşı sorumludur." diyerek vicdan hürriyeti fikrini ileri sürmüşlerdir Fransız Devrimiyle kilisenin otoritesi son bulmuştur. 1905’te Fransız Parlamentosunun kabul ettiği bir kanunla din ve devlet işleri resmen birbirinden ayrılmış ve laik devlet anlayışı her alanda kendini göstermiştir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

18 din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrılmış olarak yürütülmesidir.
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Terim olarak laiklik, din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrılmış olarak yürütülmesidir. Laiklik ilkesinin benimsenmesinden sonra kilise birçok alanda etkisini kaybederek kendi alanına çekilmiştir. Laiklik kelimesi dilimize Fransızcadan geçmiş bir sözcüktür. Bu sözcük de Yunanca "Laikos" sözcüğünden gelmektedir. Laik kimse, halktan olan yani ruhban sınıfına mensup olmayan kimse demektir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

19 Laiklik, Atatürk ilke ve inkılaplarının temelidir.
2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER Laiklik, Atatürk ilke ve inkılaplarının temelidir. Laikliğe bağlı olarak ülkemizde birçok karar alınmıştır. 1924'te halifelik kaldırılmıştır. 1937'de çıkan Anayasa'mızda Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir devlet olduğu belirtilmiştir. Laiklik ilkesinde akla ve bilime önem verilir. Atatürk bu konuda şöyle demektedir; HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

20 “...Benim manevi mirasım, ilim ve akıldır.
ATATÜRK DİYOR Kİ “...Benim manevi mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, ...akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir... Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar.” HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

21 HERKESİN KANUN VE YASALAR ÖNÜNDE EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAK
LAİKLİĞİN AMAÇLARI DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ SAĞLAMAK TÜRKİYE’ Yİ İÇİNE DÜŞTÜĞÜ KÖTÜ ŞARTLARDAN KURTARMAK DİN İSTİSMARCILIĞINI ORTADAN KALDIRMAK RUHBANLIK ANLAYIŞINA MÜSAADE ETMEMEK HERKESİN KANUN VE YASALAR ÖNÜNDE EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAK HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ ESAS ALAN DEMOKRATİK BİR DEVLET KURMAK BİLİMSEL ESASLARIN VE İLERİ TEKNOLOJİNİN ETKİN BİR ŞEKİLDE KULLANILMASINI SAĞLAMAK HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

22 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÜNİTE KONULARI 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER 3. LAİK DEVLET 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

23 din ve devlet işlerini birbirinden tamamen ayırarak
3. LAİK DEVLET Laik bir devlet, din ve devlet işlerini birbirinden tamamen ayırarak vatandaşların dini inanç ve ibadetlerine hiçbir şekilde müdahale etmez. Laik bir devlette, dini kurallar ve kuruluşlar yönetime karıştırılmaz. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

24 belli bir dini vatandaşlarına benimsetmek ve uygulatmak için çalışmaz.
3. LAİK DEVLET Laik bir devlet, belli bir dini vatandaşlarına benimsetmek ve uygulatmak için çalışmaz. Laik bir devlet, din ve inanca karşı değildir. Din ve inançlar karşısında tamamen tarafsızdır. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

25 din hürriyetine önem verir.
3. LAİK DEVLET Laik bir devlet, din hürriyetine önem verir. Çünkü böyle bir devlet içinde kişiler hiçbir zorlama olmaksızın dinlerini seçebilirler. Laik bir devlette, din hürriyeti, belli bir dine inanma ve onun ibadetlerini yerine getirme hürriyetini ifade eder. Bir dini seçen kimselerin birbirlerini zorlamadan dinin gereklerini yerine getirmek istemeleri doğaldır. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

26 her türlü inanç ve düşünce serbesttir.
3. LAİK DEVLET Laik bir devlette, her türlü inanç ve düşünce serbesttir. İslam dininde zorlamanın olmadığı, din ve vicdan özgürlüğünün olduğu birçok ayette belirtilmiştir. Bu ayetlerden birinde şöyle buyrulmuştur; "Dinde zorlama yoktur..." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

27 dini müesseselerin, temel vazifelerini yapacak şekilde
3. LAİK DEVLET Laik bir devlet, dini müesseselerin, temel vazifelerini yapacak şekilde faaliyet göstermelerini düzenler. Laik bir devlette, çeşitli dinlerin mensuplarına kanun önünde ayırım yapılmaz, hepsine eşit davranılır. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

28 yönetim, aklı ve bilimi esas alır.
3. LAİK DEVLET Laik bir devlette, yönetim, aklı ve bilimi esas alır. Laik devlet, toplumun her kesimine inanç ve davranış özgürlüğü tanınmıştır. Nitekim Atatürk, bu konuda şöyle demiştir; HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

29 “Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış
ATATÜRK DİYOR Kİ “Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse hiçbir kimseyi ne bir din ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılmaz.” HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

30 dini inanç ve görevlerin rahatça yapılmasına imkan sağlar.
3. LAİK DEVLET Laik bir devlette, dini inanç ve görevlerin rahatça yapılmasına imkan sağlar. Laik devlet, Vatandaşlarına dini inançlarından dolayı farklı muamele yapmaz. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

31 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÜNİTE KONULARI 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER 3. LAİK DEVLET 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

32 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Laiklik ilkesi, din hürriyetini, vicdan (inanç) hürriyetini ve ibadet hürriyetini kapsar. Atatürk din ve vicdan özgürlüğünü şu şekilde tanımlamaktadır; HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

33 “Her birey istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus
ATATÜRK DİYOR Kİ “Her birey istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz. Vicdan hürriyeti, mutlak ve taarruz edilemez ferdin tabii haklarının en mühimlerindendir.” HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

34 ANAYASAMIZDA DİN HÜRRİYYETİ
“Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

35 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Laikliğin benimsendiği ülkelerde bütün vatandaşlar her türlü hak ve özgürlüğe sahiptirler. Herkes istediği inancı ve dini benimseyip benimsememekte serbesttir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

36 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Kişiler, inanç ve düşüncelerini özgürce ifade edebilirler. Nitekim ülkemizde laikliğin kabul edilmesiyle önemli gelişmeler olmuştur. Örneğin; vatandaşların din, vicdan ve ibadet özgürlükleri yasalarla güvence altına alınmıştır. Hukuk alanında çağdaş düzenlemeler yapılmıştır. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

37 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Toplumda kadın ve erkek eşit haklara sahip olmuştur. Eğitim modernleştirilmiş, öğretim birliği gerçekleştirilmiş, kız ve erkek tüm Türk çocuklarına eğitim ve öğretim hakkı sağlanmıştır. Ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü devlet tarafından güvence altına alındığı için toplumda huzur ve güven hakim olmuştur HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

38 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Bunun gereği, her vatandaş, inancına göre rahatça ibadet edebilme hürriyetine kavuşmuş; halkımız arasında hoşgörü, saygı ve sevgi ortamı meydana getirmiştir. Atatürk, din ve vicdan hürriyetini Türk devletinin modern bir devlet olmasının koşulu kabul etmiştir. Bunun sonucu olarak devlet kurumları, kendi görevlerini, dini kurumlar da yasal çerçevede kendi görevlerini yerine getirirler. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

39 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
İnsanların din ve vicdan özgürlüğüne sahip olmaları, toplumsal barışın sağlanmasının temel şartlarındandır. Bir toplumda farklı dinlere mensup kimselerin bulunması doğaldır. Bunlar aynı toplumun bireyleridir. Birlikte yaşamak durumundadırlar. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

40 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR
Bu insanların birlik, beraberlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmeleri için birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygı göstermeleri gerekir. Din ve vicdan özgürlüğü herkesin doğal hakkıdır, laikliğin de bir gereğidir. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

41 HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
ÜNİTE KONULARI 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ DOĞURAN NEDENLER 3. LAİK DEVLET 4. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

42 "Laiklik sadece din ile devlet işlerinin
Atatürk'ün laiklik anlayışını şekillendiren, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullar olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün bütün hedefi, Türk ulusunu içine düştüğü kötü durumdan bir an önce kurtararak uygar dünyada hak ettiği yeri almasını sağlamaktır. Atatürk laikliği bir sözünde şöyle tanımlamıştır; ATATÜRK DİYOR Kİ 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI "Laiklik sadece din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek değildir. Laiklik, tüm vatandaşların vicdan, ibadet ve din hürriyetini tekeffül etmek demektir." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

43 "Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz.
Atatürk'ün laiklik anlayışının en önemli özelliği dinin aslından uzaklaştırılıp kötüye kullanılmasına karşı olmasıdır. Atatürk, Laiklik ile dinin, din duygusu ile inanç ve ibadet alanının asla zedelenmeyeceğini, tersine manevi bakımdan değer kazanacağını çok iyi biliyordu. Bundan dolayıdır ki o bir sözünde şöyle demiştir; ATATÜRK DİYOR Kİ 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI "Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz. Çünkü millî iradenin insanlığa mal olmuş değerlerin belki de en mukaddesi (kutsalı) olan din hürriyeti ancak laiklik prensibine bağlanmakla korunabilir." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

44 "Din lüzumlu bir müessesedir."
Atatürk'ün laiklik anlayışı dine kesinlikle karşı değildir. Ona göre din bir vicdan işidir. Herkes vicdanına uyup uymamakta özgürdür. Atatürk, laikliği gerçek dindarlığın yaşanmasına ve gelişmesine zemin hazırlayan hatta onu teminat altına alan bir ilke olarak görür. Atatürk, din gerçeğini inkar etmez. Hatta dinin lüzumlu bir kurum olduğunu belirtir ve şöyle der; ATATÜRK DİYOR Kİ 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI "Din lüzumlu bir müessesedir." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

45 Atatürk, din kavramı üzerinde çok ciddi bir biçimde
durmuştur ve şöyle demekle bu konu üzerinde ne kadar derin düşündüğünü göstermiştir; ATATÜRK DİYOR Kİ 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI "Allah kavramı, insan beyninin çok güç kavrayacağı metafizik (fizik ötesi) bir meseledir." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

46 "İslam akla ve bilime en uygun, ancak ondan dolayı son din olmuştur."
Atatürk, İslam dini hakkında yaptığı konuşmalarının birinde şöyle demiştir; ATATÜRK DİYOR Kİ 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI "İslam akla ve bilime en uygun, en mükemmel dindir, ancak ondan dolayı son din olmuştur." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

47 Atatürk, din eğitimi verecek kişilerin iyi yetiştirilmelerini,
sağlıklı ve çağa uygun bir eğitimden geçirilmelerinin gerekliliğine inanır. O, bir sözünde şöyle demiştir; ATATÜRK DİYOR Kİ 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI "Nasıl her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahipleri yetiştirmek gerekli ise dinimizin gerçek felsefesini inceleyerek araştıracak ilmi ve teknik olarak telkin kudretine sahip olacak, seçkin ve gerçek din ilim adamlarını yetiştirecek yüksek öğrenim kurumlarına sahip olmalıyız." HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

48 Böylece o, din eğitimi yapacak kimselerin, iyi bir şekilde
eğitilmelerini ve Türk toplumuna millî ve manevi değerlerine uygun dini bilgiler vermelerini istemiştir. 5. ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI Atatürk, ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığını kurdurmuştur. Kuran’ın anlaşılması için çalışmalar yaptırmış Türkçe Kuran tercümesi ve tefsiri yapılmasını sağlamıştır. HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL


"HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları