Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Eskişehir 19 Mayıs Anadolu Lisesi

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Eskişehir 19 Mayıs Anadolu Lisesi"— Sunum transkripti:

1 Eskişehir 19 Mayıs Anadolu Lisesi
Mustafa Gül Eskişehir 19 Mayıs Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni

2 Mustafa gül

3 Mustafa gül

4 Mustafa gül

5 Mustafa gül

6 Mustafa gül

7 Mustafa gül

8

9

10

11 İSLAMİYET ÖNCESİ VE GEÇİŞ DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Mustafa gül

12 SÖZLÜ EDEBİYAT YAZILI EDEBİYAT
İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı ikiye ayrılır. SÖZLÜ EDEBİYAT YAZILI EDEBİYAT Mustafa gül

13 Sığır: Av törenlerine denir.
SÖZLÜ EDEBİYAT Her toplumda olduğu gibi Türklerde de kendine özgü sözlü edebiyat ürünleri vardır. Bu ürünler eski Türk topluluklarının sığır,şölen ve yuğ adını verdikleri törenlerden doğan ürünlerdir. Sığır: Av törenlerine denir. Şölen: Kurban törenlerine denir. Yuğ: Yas,ölüm törenlerine denir. Bu törenler şaman,kam,baksı ve ozan adını alan kişiler tarafından yönetilir.Bunlar sazlarıyla bu törenlerde bazı destan parçalarını veya koşuk,sagu adı verilen şiirleri söylerlerdi. İslamiyet Öncesi Türk Şiirinin Özellikleri: Hece ölçüsüyle söylenmiştir. (7’li,8’li,12’li) Yarım kafiye kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. Dildeki kelime sayısı sınırlı kalmıştır, yabancı dillerin etkisi yoktur . Doğayla iç içe oldukları için sanatçılar benzetmelerde doğadan yararlanmışlardır Şiirlerde işlenen konular: kahramanlık, doğa, ölüm, savaş ve aşktır. Mustafa gül

14 Sözlü Edebiyat Ürünleri
DESTAN SAGU SAV KOŞUK Mustafa gül

15 SAGU Ölçü hece, nazım birimi dörtlüktür.
Devlet büyüklerinin ölümü üzerine duyulan acıyı dile getirmek için söylenen şiirlerdir. Ölçü hece, nazım birimi dörtlüktür. Kafiye düzeni aaab – cccb – dddb... biçimindedir. Halk edebiyatındaki karşılığı "ağıt", Divan edebiyatındaki karşılığı "mersiye"dir. Mustafa gül

16 ALP ER TUNGA SAGUSU Karahanlı Türkçesiyle Günümüz Türkçesiyle Alp Er Tonga öldi mü İsiz ajun kaldı mu Ödlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılur Alp Er Tonga öldü mü, Kötü dünya kaldı mı, Zaman öcün aldı mı Artık yürek yırtılır. Ulşıp eren börleyü Yırtıp yaka urlayu Sıkrıp üni yurlayu Sıgtap közi örtülür Uludu erler kurtça, Bağırıp yırttılar yaka, Çığırdılar ıslıkla, Yaştan gözler örtülür. Ödlek arıg kevredi Yunçıg yavuz tavradı Erdem yeme savradı Ajun begi çertilür Zamane hep bozuldu, Zayıf tembel güçlendi, Erdem yine azaldı, Acun beyi yok olur. Bilge bögü yunçıdı Ajun atı yençidi Erdem eti tmçıdı Yerge tegip sürtülür Bilge bilgin yoksul oldu, Acun atı azgın oldu, Erdem eti çürük oldu, Yere değip sürtülür. Mustafa gül

17 KOŞUK Yiğitlik,aşk,tabiat gibi konular işlenir.
Dörtlüklerle söylenilir. Hece ölçüsü kullanılır. Halk edebiyatındaki karşılığı ‘’koşma’’,Divan edebiyatındaki karşılığı ‘’gazel’’dir. Kafiye düzeni aaab – cccb – dddb... biçimindedir. Mustafa gül

18 KOŞUK Özgün metinler Günümüz Türkçesi Bahar geldi
Kar suları seller gibi aktı Tan yıldızı da doğdu Sözümü gülmeden dinle Yay yarupan ergüzi Aktı akın munduzı Toğdu yaruk yılduzı Tıngla sözüm külgüsüz Agdı bulut kükreyü Yağmur tolı sekrüyi Kalık anı ügriyü Kança barır belgüsüz Türlük çeçek yarıldı Barçın yadım kerildi Uçmak yeri körüldi Tumluk yana kelgüsüz Bulut gürleyerek yükseldi Yağmur, dolu yağdı Rüzgâr önüne kattı Nereye gider bilinmez Rengârenk çiçekler açıldı İpek yaygılar serildi Cennet yeri görüldü Soğuklar artık gelmez Öfkelenip dışarı çıktım Arslan gibi kükredim Yiğitler başını doğradım Şimdi beni kim tutabilir. Öpkem kelip ogradım Arslanlayu kökredim Alplar başın togradım Emdi meni kim tutar Kanı akıp yoşuldu Kabı kamug deşildi Ölüg birle koşuldu Togmuş küni uş batar Kaklar kamug kölerdi Taglar başı ilerdi Ajun tını yılırdı Tütü çeçek çerkeşür Kanı akıp boşandı Derisi baştanbaşa deşildi Ölülerle bir oldu Doğan güneş işte batıyor Kuru yerler hep gülerdi Dağ başları göründü Dünyanın soluğu ılındı Türlü çiçekler sıralandı Mustafa gül

19 Halk edebiyatında “atasözü”,
SAV Toplumların çağlar boyunca kazandıkları deneyimleri aktaran ve öğüt niteliği taşıyan sözlerdir. Kalıplaşmış,kısa ve özlüdürler. Bugünkü atasözlerinin ilk biçimi olan savlar,kolay ezberlensin, akılda kalsın diye şiir gibi söylenmiştir. Sav; Halk edebiyatında “atasözü”, Divan edebiyatında “darb-ı mesel” adını almıştır. Mustafa gül

20 SAV Özgün metin Günümüz Türkçesi Emgek eginde kalmas.
Sıkıntı ebedîyen sırtda kalmaz. Karı öküz balduka korkmas. Yaşlı öküz baltadan korkmaz. Kökge sagursa yüzge tüşür. Kişi göğe tükürse, yüzüne düşer. İm bilse er ölmes. Parolayı bilen kişi hayâtını kurtarır, ölmez. Yazmas atım bolmas, yañılmas bilge bolmas. Şaşmaz ok olmaz, yanılmadık bilgin olmaz. Biş erngek tüz ermes. Beş parmak bir (düz) olmaz. Tay atasa at tinur. Tay yetişirse at dinlenir. Öldeçi sıçgan muş ayakı kaşır. Ölecek sıçan, kedi ayağını kaşır. Ermegüge bulut yük bolur. Tembele bulut (bile) yük olur. Yazıdaki süwlin edergeli ewdeki takagu ıçgınma Kırdaki sülünü ararken evdeki tavuğu kaçırma. Mustafa gül

21 DESTAN Olağanüstü özelliklere sahip kahramanlara yer verilir
Ulusların tarih sahnesine çıkışlarını, kahramanlıklarını ve onları derinden etkileyen olayları anlatan manzum eserlerdir. Halkın dilinde doğan ve kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünlerdir. Sözlü edebiyat ürünlerinin en önemlileri kabul edilir. Ulusların yaşama biçimine, yaşadıkları olaylara, inanç ve geleneklerine ait bilgiler barındırırlar. Mustafa gül

22 Destanlar oluşumlarına göre 2’ye ayrılır
Yapma Destanlar Doğal Destanlar Üç aşamada oluşur: 1- Doğuş aşaması 2-Yayılma aşaması 3-Derleme(yazıya geçme aşaması Ulusların kahramanlıklarını ulusları derinden etkileyen olayları anlatan, söyleyeni belli olmayan destanlardır. Doğal destan kurallarına uygun olarak, belli bir şair tarafından kaleme alınan destanlardır. Alp Er Tunga (Türk) Şehname (İran) Aeneis: Vergilius (Latin) Şu (Türk) Mahabarata,Ramayana (Hint) Henriade: Voltaire (Fransız) Oğuz Kağan (Türk) Şinto (Japon) Attila (Türk) Os Lusicdas: Camoens (Portekiz) Kalevela (Fin) Bozkurt (Türk) İlyada,Odysseia (Yunan) Kaybolmuş Cennet: Milton (İngiliz) Ergenekon (Türk) İgor (Rus) Kurtarılmış Kudüs: Tasso (İtalyan) Türeyiş (Türk) Nibelungen (Alman) Çılgın Orlando: Ariosto (İtalyan) Göç (Türk) Anaid (Latin) İlahi Komedya: Dante (İtalyan) Saltuk Buğra Han (Türk) Gılgamış (Sümer) Manas (Türk) Üç Şehitler Destanı: Fazıl Hüsnü Dağlarca (Türk) La Cid (İspanyol) Köroğlu (Türk) Robin Hood (İngiliz) Selçukname: Yazıcıoğlu Mehmet (Türk) Cengiz Han (Türk) Chanson de Roland (Fransız) Şeyh Bedrettin Destanı: Nazım Hikmet Ran (Türk) Battal Gazi (Türk) Danişmend Gazi (Türk) Mustafa gül

23 TÜRK DESTANLARI Saltuk Buğra Han Destanı Manas Destanı
İSLAMİYET ÖNCESİ DOĞAL TÜRK DESTANLARI İSLAMİYET SONRASI OLUŞAN TÜRK DESTANLARI Kırgızların “Manas Destanı” dünyanın en uzun destanıdır. SAKA DESTANLARI HUN DESTANLARI Saltuk Buğra Han Destanı Manas Destanı 1.Alp Er Tunga 1. Oğuz Kağan 2. Şu Destanı 2. Attila Destanı Cengiz Han Destanı KöroğluDestanı GÖKTÜRK DESTANLARI UYGUR DESTANLARI 1.Türeyiş Destanı 1.Bozkurt Destanı 2.Ergenekon 2. Göç Destanı Battal Gazi Destanı Danişment Gazi Destanı Mustafa gül

24 BAŞLICA DÜNYA DESTANLARI
ŞEHNAME: İranlıların destanıdır. Firdevsi yazıya geçirmiştir. LA CİD: İspanyolların doğal destanıdır. GILGAMIŞ: Sümerlerin doğal destanıdır. KALEVELA: Finlilerin doğal destanıdır. İLYADA VE ODYSSEİA: Yunanlıların doğal destanıdır. Homeros yazıya geçirmiştir. ROBİN HOOD: İngilizlerin doğal destanıdır. NİBELUNGEN: Almanların bu doğal destanında Hun-Germen savaşı anlatılır. CHANSON DE ROLAND: Fransızların bu doğal destanında , Fransızlar ve Müslümanlar arasındaki savaşlar anlatılır. ANAİD: Latinlerin doğal destanıdır. Virgillus yazıya geçirmiştir. İGOR: Rusların doğal destanıdır. Kıpçaklar ile Ruslar arasındaki savaşlar anlatılır. ŞİNTO: Japonların doğal destanıdır. MAHABARATA, RAMAYANA: Hintlilerin doğal destanlarıdır. Mustafa gül

25 YAZILI EDEBİYAT UYGUR METİNLERİ Göktürk Yazısı Uygur Yazısı
* Göktürkçe ve Uygurca kullanılmıştır. * Hem halk diline dayalı bir anlatım hem de sanatlı bir söylev diliyle yapılan anlatım kullanılmıştır. * Hem dini hem de din dışı ürünler verilmiştir. * Bazı atasözleri(savlar) ve destanlarımız bu dönemde yazıya geçirilmiştir. * Nazım biçimi dörtlüktür. * Hece ölçüsü kullanılmıştır. * Göktürkçe ile ortaya konan ürünlerde dil, yabancı etkilerden uzaktır;Uygurca eserlerde ise yabancı etkiler görülür. UYGUR METİNLERİ Türklerin kullandığı ikinci alfabe olan Uygur Alfabesi kullanılmıştır. Daha çok dini metinler ele geçmiştir. Bu alfabeyle yazılan önemli iki metin vardır: 1.Altun Yaruk(Işık) 2.Sekiz Yükmek Şiirleri ele geçen ilk Türk şairi Aprınçur Tigin’dir. Lirik bir aşk şiiri ile bir dini şiiri ele geçmiştir. Mustafa gül

26 VEZİR TONYUKUK ANITI (720)
GÖKTÜRK KİTABELERİ VEZİR TONYUKUK ANITI (720) Vezir Tonyukuk Çinlilerle yapılan savaşları anı şeklinde yazdırmıştır. Tonyukuk, anlatımda atasözlerine sık sık yer vermiştir. - Türklerin ilk yazılı eseridir. - Doğu Göktürklerin tarihine ışık tutar. - Söylev türünde yazılmıştır. KÜLTİGİN ANITI (732) Bu anıtı Bilge Kağan, savaşta ölen kardeşi Kültigin adına diktirmiştir. Bu anıttaki metin yazarı Yoluğ Tigin’dir. Yoluğ Tigin, bilinen ilk Türk yazarıdır. - Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır. - Türk dilinin gelişmişlik düzeyiyle ilgili etraflı bilgiler edinilebilir. - Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir. - Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir. BİLGE KAĞAN ANITI (735) Bu anıtı Bilge Kağan’ın ölümünden sonra oğlu tarafından diktirilmiştir. Bu metni de Yoluğ Tigin hazırlamıştır.Dil oldukça sadedir. Bir öğüt ve söylev havası vardır. Bilge Kağan’ın Türk milletine verdiği mesajlar dikkat çeker. - Türk tarihini, toplumun yaşam biçimini, dünyaya bakış tarzını ortaya koyar. - Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydınlatması, yaptıklarının hesabını halka vermesi söz konusudur. - Kitabeleri Strahlenberg bulmuş, 1893’te Wilhelm Thomsen okumuştur. - Bir yüzleri Göktürk alfabesiyle, diğer yüzleri Çince yazılmıştır. Mustafa gül

27 GEÇİŞ DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Türklerin İslamiyeti 8.yüzyıldan itibaren kabul etmeleriyle başlar. İslami kültürün edebi eserlere yansımaya başladığı görülür. Anadolu dışında gelişen edebiyatı kapsar. Karahanlılar ilk Müslüman Türk devleti, Satuk Buğra Han ilk Müslüman Türk hükümdarıdır. İslamiyetin kabulünden sonra Türkler iki lehçe ile eserler vermişlerdir. 1.Doğu Lehçesi (Hakaniye Lehçesi) 11. ve 12. yüzyılda Karahanlılar döneminde konuşulan lehçeye denir. 14. yüzyıldan sonra “Çağatayca” adını alan bu lehçe aslında Uygurcanın devamıdır. 2.Batı Lehçesi (Oğuzca) Göktürkçenin devamı sayılır.Selçuklu İmparatorluğu döneminde Batıya doğru yayılmış, 14. yüzyıldan sonra Azeri Türkçesi ve Anadolu Türkçesi olmak üzere iki kola ayrılmıştır. Mustafa gül

28 KUTADGU BİLİG YUSUF HAS HACİB
Adaleti, aklı, mutluluğu, devlet yönetimini ve sosyal düzenin nasıl olması gerektiğini anlatan eserim, öğretici bir siyasetnamedir. ’te Kaşgar’da yazdım. Hakaniye lehçesini kullandım. Mesnevi tarzındadır beyit, 173 dörtlük vardır. Aruz ölçüsünü kullandım. Eserimde alegorik(sembolik) bir yol izleyerek, kavramları kişileştirdim, soru-cevap şeklinde düzenledim. Gündoğdu(hükümdar) ADALETİ, Aydoğdu(vezir) DEVLET VE HÜKÜMETİ, Ögdülmüş(vezirin oğlu) AKLI VE BİLGİYİ, Odgurmuş(AKIBET,KANAAT VE YALNIZLIĞI temsil eder. 1070’te Tabgaç Buğra Han’a sundum. Dilini oldukça sade tuttum, yer yer Arapça ve Farsça sözcükler de kullandım. Mustafa gül

29 ÖRNEK METİNLER Bayat atı birle sözüg başladım Törütgen igidgen keçirgen idim Tanrı adıyla söze başladım; üreten, besleyen, bağışlayan Tanrım! Kitab atı urdum Kutadgu Bilig Kutadsu okıglıka tutsa elig Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum, okuyana mutluluk versin,elinden tutsun. Sözüm sözledim men bitidim bitig Sunup iki ajunnı tutgu elig Sözümü söyledim, ben kitabımı yazdım. Bu kitap uzanıp iki dünyayı tutacak bir eldir. Bu kün togdı ilig bu kılkı birle Yarudı ajunka kün ay teg yola Bu Kün Togdı hükümdar bu tavrı ile güneş ve ay gibi doğarak dünyayı aydınlattı. 1. Hükümdarın Ay-Toldı'ya Suali Niçin susuyorsunuz? 2. Ay-Toldı'nın Hükümdara Cevabı Hükümdarımın karşısında ne diyeceğimi bilemem. Sorulmadan cevap vermek hoş bir davranış değildir. Beni siz çağırdınız, söz sizindir. 3. Hükümdarın Ay-Toldı'ya Cevabı Bilgisiz her zaman susmalı, bilgili de diline hâkim olmalıdır. Bilgilinin sözünde her zaman hikmet bulunur. 4. Ay-Toldı'nın Hükümdara Cevabı Gereksiz söylenmiş sözler insana çok zarar verir (hatta ölümüne bile sebep olur.) Bu sebeple hiç kimse kendisine bir şey sorulmadan konuşmamalıdır. Mustafa gül

30 “Türk Dilleri Sözlüğü” anlamına gelen eseri, yılları arasında yazdım. Amacım Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin ne kadar zengin bir dil olduğunu ispatlamaktı. Bunun için yıllarca, yirmi yıl, birçok Türk ilini, obasını, boyunu dolaştım. Halk kültüründeki birçok ürünü örnek olarak derleyip, eserime kattım. Sagular, savlar, koşuklar koydum. Eserim Türkçenin ilk sözlüğü ve dilbilgisi kitabıdır. Eserimde tarihi, folklorik ve coğrafi bilgi bulabilirsiniz Eserimde 7500 Türkçe sözcüğün açıklamasını yaptım, birçoğunun kullanıldığı yerlerle ilgili örnekler verdim. Eserim özellikle İslamiyet öncesi kültür ve edebiyatla ilgili önemli birçok bilgiyi barındırıyor Eseri Arapça yazdım, KAŞGARLI MAHMUT DİVAN-I LÜGAT’İT TÜRK BEN ESERİM Mustafa gül

31 ÖRNEK METİNLER Uruşdı: "Anınğ birle uruşdı. = Onunla vuruştu." Beyler ve beylerden başkası vuruştuğu zaman da böyle denir: uruşur-uruşmak Şu atasözünde de geçmiştir: "Alplar birle uruşma, begler birle turuşma. = Yiğitlerle vuruşma, beylerle duruşma." *Tüşdi: "Er attın tüşdi. = Adam attan indi."; "Er tamdın tüşdi. = Adam damdan düştü." Attan düşmek de böyledir. Yerinden düşen herhangi bir şey için de böyle denir. Şu parçada da geçmektedir: Tegre alıp egrelim (Düşmanı çevirelim, kuşatalım; Attın tüşüp yügrelim attan inerek gayretle saldıralım; Arslanlayu kökrelim arslan kükreyişiyle kükreyelim; Küçi anın kevvilsün ta ki, bundan düşman zayıflasın.) * Üleşdi: Olar ikki tawarın üleşdi. = Onlar ikisi mallarını üleştiler.", (üleşür-üleşmek). * Ulaşdı: "Bir nenğ birge ulaşdı. = Bir nesne bir nesneye ulaştı.", (ulaşur-ulaşmak). * Ölişdi: "Ölişdi nenğ. = Nesne nemlendi, nem o şeyin bütün parçalarına işledi." Mustafa gül

32 EDİP AHMET YÜKNEKİ ESERİM
Eserimi 12.yüzyılın başlarında yazdım. Aruz ölçüsünü ve mesnevi nazım biçimini kullandım. Giriş bölümünde 80 beyit, asıl konu ve bitiriş bölümlerinde 101 dörtlük vardır.Eserimin tamamı 484 dizeden oluşur. Ayet ve hadislere dayanarak ilmin faydalarını kötü sözden sakınmayı, cömertliğin faydalarını ve birçok konuyu işledim. Didaktik bir eserdir. Konularından dolayı birçok Arapça ve Farsça sözcüğü de kullandım. Eserim “Hakikatlerin Eşiği” anlamına gelir. Hakaniye lehçesini kullandım. Dönemimde bana Edipler Edib’i denirdi. EDİP AHMET YÜKNEKİ ESERİM BEN ATABET’ÜL HAKAYIK Mustafa gül

33 ÖRNEK METİNLER ÖZGÜN METİN GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİYLE
Biligdin urur men sözümke ula Biligligke ya dost özüngni ula Bilig birle bulunur saadet yolı Bilig bil saadet yolını bula Bilgiden atarım sözlerime temel; Ey dost, bilgiliyle hep beraber ol; Mutluluk yolu bilgi ile bulunur, Bilgi edin ve mutluluk yolunu bul. Bilig bildi boldı eren belgülüg Biligsiz tirigle yitük körgülüg Biliglig er öldi atı ölmedi Biligsiz tirig erken atı ölüg İnsanoğlu bilgisiyle sayılır, tanınır; Bilgisiz, diri iken bile kaybolmuş sayılır; Bilgili kişi öldü, ancak adı kaldı, Bilgisiz sağ olsa da adı ölüdür. Âlim olan bilgi ile yükseldi, Bilgisizlik kişiyi aşağı çekti; Bilgiyi ara, usanma; bil ki, o Hak Resul; "Bilgi, Çin'de de olsa, arkasından gidiniz." dedi. Bilig birle âlim yokar yokladı Biligsizlik emi çökerdi kodı Bilig yind usanma bil ol Hak Resul Bilig Çin'de erse siz arkang tidi Mustafa gül

34 Eserimi 12. yüzyılın başlarında yazdım
Eserimi 12.yüzyılın başlarında yazdım. Kitapta Allah aşkını ve Peygamber sevgisi işledim. Hikmet; hoş, hayırlı anlamlarına gelir. Sade ve yalın bir dil kullandım. Aruz ve hece ölçüsünü kullandım. Dörtlük ve beyitle yazdım. 144 hikmet ve 1 münacat'tan oluşur. Eserimi Karahanlı Türkçesinin Hakaniye lehçesiyle yazdım. Eserim 12. yüzyıla aittir. 63 yaşından sonra bir çilehane yaptırdım ve kendimi ibadete verdim. Peygamberimiz gibi 63'ünde ölmek için. Ancak vefatım 73 yaşındadır. Eserimde kurduğum tarikata ait bilgiler, dervişlik üzerine övgüler, cennet cehennem tasvirleri, peygamberimizin hayatı ve mucizeleri vardır. HOCA AHMET YESEVİ BEN DİVAN-I HİKMET ESERİM Mustafa gül

35 ÖRNEK METİNLER ÖZGÜN METİN GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Eyâ dostlar kulak salıng uyduğumga Ne sebebdin altmış üçde kirdim yirge Mirâc üzre hak mustafâ ruhum kördi Ol sebebdin altmış üçde kirdim yirge Ey dostlar, kulak verin dediğime, Ne sebepten altmış üçte girdim yere? Miraç üstünde hak Mustafa ruhumu gördü, O sebepten altmış üçte girdim yere. Altmış birde sermende min ilâhımdın Eyâ dostlar kop korkar min günâhımdın Candın kiçip penâh tiley hudâyımdın Bir ü barın dîdârıngnı körer min mü Altmış birde utanmışım ilahımdan; Ey dostlar, çok korkarım günahımdan; Candan geçip penah dileyim Allahımdan; Bir ve varın (Allah), didarını görür müyüm? Altmış iki yaşda Allah pertev saldı Başdın ayağ gafletlerini rehâ kıldı Can u dilim saki u huşum Allah didi Bir ü barın dîdârıngnı kö'rer min mü Altmış iki yaşta Allah ışık saldı; Baştan ayağa gafletlerden kurtarıverdi; Can ve gönlüm, akıl ve idrakim"Allah!”dedi; Bir ve varın, didarını görür müyüm? Altmış üçde nida kildi kul yirge kir Hem cânıng min canânıng min cânmgnı bir Hû şemşîrin kolğa alıp nefsingni kır Bir ü barın dîdârıngnı kö'rer min mü Altmış üçte nida geldi: Kul yere gir; Hem canınım, cananınım, canını ver; Hû kılıcını ele alıp nefsini kır! Bir ve varın, didarını görür müyüm? Mustafa gül

36

37

38

39

40

41

42

43

44


"Eskişehir 19 Mayıs Anadolu Lisesi" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları