Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TEKKEKÖY İMAM HATİP ORTAOKULU Rehberlik Servisi ÇOCUKLARIMIZIN İÇİNDE BULUNDUĞU YAŞIN ÖZELLİKLERİ VE EĞİTİMSEL YAKLAŞIMLAR 3 ve 4. SINIF VELİLERİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TEKKEKÖY İMAM HATİP ORTAOKULU Rehberlik Servisi ÇOCUKLARIMIZIN İÇİNDE BULUNDUĞU YAŞIN ÖZELLİKLERİ VE EĞİTİMSEL YAKLAŞIMLAR 3 ve 4. SINIF VELİLERİ."— Sunum transkripti:

1 TEKKEKÖY İMAM HATİP ORTAOKULU Rehberlik Servisi ÇOCUKLARIMIZIN İÇİNDE BULUNDUĞU YAŞIN ÖZELLİKLERİ VE EĞİTİMSEL YAKLAŞIMLAR 3 ve 4. SINIF VELİLERİ

2 Bütün dünyada tek bir güzel çocuk vardır. Bütün annelerde ona sahiptir
Bütün dünyada tek bir güzel çocuk vardır.Bütün annelerde ona sahiptir. Çin Atasözü

3 GELİŞİM ÇOK YÖNLÜ VE KARMAŞIK BİR SÜREÇTİR.
Biyolojik özellikler, Kalıtım, İçinde bulunulan çevre, Beslenme vb. Bir çok durum gelişim üzerinde etkilidir.

4 Davranışlarımızın temelinde belirli biyolojik aşamalar vardır.
Çocuk belirli aşamalarda yürür, diş çıkartır,ilk kelimeyi söyler. Bu davranışların gerçekleşmesi , çocuğun o davranışı yerine getirebilecek düzeyde olgunlaşmasına bağlıdır. Davranışlar bu olgunlaşmaya bağlı olarak belirli bir sıra izler.

5 Örneğin çocuğun yürümeden koşması, kelimeleri söylemeden şarkı söylemesi mümkün değildir.
Çocuktan beklediğimiz davranışların tümünün onun olgunlaşma düzeyine bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Çocuk bir davranışı yerine getiremiyorsa ve gelişiminde herhangi bir aksaklık yoksa , çocuğun o davranışı yerine getirebilmesi için daha fazla zamana ihtiyaç vardır. Başka bir deyişle o davranış için henüz yeterince olgunlaşmamıştır.

6 Doğumdan itibaren ÇEVRE bireyi öğrenme yoluyla etkiler
Doğumdan itibaren ÇEVRE bireyi öğrenme yoluyla etkiler. Çocuk tüm gelişimi boyunca hep çevreyi gözler. Çevresinde gördüklerini anlamaya ve uygulamaya çalışır. Bu anlamda çevresindeki insanlar çocuk için birer MODEL OLUŞTURUR. Örneğin: Sürekli kavga eden annesine vuran bir babayı gören çocuk , büyük bir olasılıkla ilerde kavgacı ve eşine el kaldıran bir eş olacaktır.

7 Henüz küçük bir bebekken çocuk kendini rahatsız hissettiğinde , acıktığında , altı kirlendiğinde ağlar.Ana baba bebeğin ihtiyacını giderir, onun kendini rahat hissetmesini sağlar. Çocuk bu rahatlık duygusuyla ana babasının varlığını özdeşleştirir ve zamanla sadece ana babasının varlığı ile çocuk kendini rahat hisseder. Çünkü o bilmektedir ki ihtiyacı olduğu zaman AİLESİ YANINDADIR.

8 Bireyin küçüklüğünde geçirdiği hoş olan ve olmayan deneyimler gelecekteki yaşamında etkili olur
Ortamda sürekli bağıran birinin varlığı çocukta KORKU TEPKİSİ doğurur.İlerde o ortamda bağırılmasa da bu tepki yerleşir. Küçükken köpek tarafından ısırılan çocuk,köpek korkusunu yetişkin bir birey olduğunda da taşıyabilir.

9 Tüm bunların yanında çocuğun kendi davranışları karşısında ÇEVREDEN,ANA BABADAN,BAKICISINDAN VE ÖĞRETMENLERİNDEN aldığı tepkilerde onun gelecekteki davranış biçimi üzerinde etkili olur.Örn: Çocuk annesine sarıldığında annesi de ona sarılıp öpüyorsa çocuğun annesine yaklaşma davranışı sıklaşır.

10 Aynı şekilde çocuk ağladığında ebeveyn hemen isteklerini yerine getiriyorsa ağlama davranışında artma olur. Ailenin çocuk üzerindeki etkisini ve dolayısıyla bunun topluma etkisini azaltmak ne yazık ki imkansızdır. Milyonlarca çocuk ve aile var ve herkes kendi doğruları ile çocuklarını yetiştirmek istiyor.Kuşkusuz bu tüm ana babaların hakkıdır.

11 Ortak bir zemine ulaşma görevinin tümü OKULLARIN ÜZERİNDEDİR.
Bir insanın kişiliğinin 7-8 yaşına kadar büyük bir kısmının oluştuğunu ve yerleştiğini düşünürsek,ortak zemine ulaşmada okulların rolünün güçlüğünü anlayabiliriz.

12 Nasıl ilkokulu okumadan orta ve liseyi okumak mümkün değilse , iyi bir temel eğitim almadan kişiliğin eksiksiz ve sağlıklı oluşabilmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla ortak değer , eğitim ve kültüre sahip olmayan çocukların örgün eğitimden aynı şekilde faydalanması da beklenemez.

13 İlk çocukluk çağı çocuklar arası farklılıkların en minimum düzeyde olduğu çağdır ve çocuklar arası farkların en kolay kapatılabileceği zamandır. İnsanın fiziksel ve ruhsal gelişimi üzerinde yapılan çalışmalar , insan gelişiminin her birey, her toplum ve kültür için standart olmasa da büyük benzerlikler gösteren ve belirli bir düzeyde ilerleyen gelişimsel dönemleri olduğu görüşü üzerinde birleşmektedir.

14 BU GÜN İNSANIN; Ruhsal ve fiziksel gelişimini anlatırken :
Doğum öncesi dönemin önemi, Anne bebek etkileşiminin gelişimdeki rolü, Biyolojik gelişim ile psişik gelişim arasındaki ilişki, Bilişsel gelişim, psikososyal gelişim,psikoseksüel gelişim, dil gelişimi ve ahlak gelişimi önemli yer tutar.

15 BİLİŞSEL GELİŞİM JEAN PİAGET bilişsel gelişim konusunda yetişkin düşüncesinin dört aşamada geliştiğini , her bir dönemin izleyen bir sonraki dönem için gerekli olduğunu vurgular . BUNLAR :

16 Duygusal motor dönem: ( Doğum- 2 yaş )
Çevreyi duyu organları ile öğrenir. Motor işlevlerinde kontrol kazanmaya başlar .

17 İşlem öncesi dönem : ( 2-7 yaş )
Dil gelişir, Sebep-sonuç ilişkisini mantığa dayandırmadan, görünür koşullara göre kurar, Kavrama basit ve sınırlıdır,nesneleri adlandırır, fakat sınıflayamaz, Değer yargılarını ve ahlak kurallarını kavrayamaz, Bencil olarak tanımlanıp, davranışlarını başkaları için değiştiremezler, empati kuramazlar.

18 Somut işlemler dönemi : ( 7-11 yaş )
Çocuk artık sayısal alan , gerçek alan ve algılayabildiği şeylerle düşünür ve eyleme geçer, Ben merkezci düşüncenin yerini , artık işlevsel düşünce almıştır,yani başkalarının düşüncelerini de dikkate almaya başlamıştır, Kısıtlıda olsa mantıklı düşünmeye başlamıştır,

19 Gruplama yapabilir, neden- sonuç ilişkisi kurabilir,
Kuralların nedenlerini kavrayabilir ve kurallara uyarlar, Değer yargılarını anlar ve kendi değer yargılarını geliştirmeye başlarlar.

20 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM 1915 yılında S.Freud tarafından geliştirilen,günümüzde de sarsılmaz yerini koruyan klasik psikoseksüel gelişim kuramında : 1. Oral Dönem ( 0-1,5 yaş ) 2. Anal Dönem ( 1- 3 yaş ) 3. Fallik Dönem ( 3-5 yaş ) 4. Latans Dönem ( 5-11 yaş ) 5. Genital Dömen ( Ergenlik dönemi )

21 ORAL DÖNEM ( 0-1 ile 1,5 arasındaki dönem )
Bebeklik döneminde ağız gerek gereksinimler, gerek duyumlar , gerekse de dış çevre ile ilişkilerinde kullanılan organdır.

22 ANAL DÖNEM ( 1-1,5 ile 3 yaşlar arasıdır)
Tuvalet eğitimi dönemi olarak adlandırılan bu dönem, gerçekte çocuğun ikili ilişkileri öğrendiği , bedeni üzerinde denetimi en yoğun yaşadığı evredir.

23 FALLİK DÖNEM ( 3-5 yaşlar arasındaki dönemdir )
Çocuğun cinsel kimliğinin kazanıldığı, Gerek kendi gerekse karşı cinsten bedenin merak edilip keşfedildiği, Çevredeki her şeyle ilginin en yüksek düzeyde sergilendiği dönemdir.

24 LATANS DÖNEM ( 5-7 ile, 11 yaş arası dönem)
Kendi cinsiyetine uygun davranışların benimsendiği, Cinsiyeti ile ilgili olarak katı düşüncelerin sergilendiği, Kendi cinsinden çocuklarla oynama eğiliminin fazlaca görüldüğü bir dönemdir.

25 GENİTAL DÖNEM ( Ergenlik dönemi )
Ergenliğin yoğun fizyolojik değişiklikleri başlar, Ergen bedenini ve cinsiyetini öğrenir, Önceki dönemlerdeki ruhsal süreçler yeniden yaşanır, En önemlisi anneden ayrılma ve bireyselleşme sürecidir, Bu sürecin yeniden yaşanıp, sağlıklı tamamlanması ile kimlik kazanımı ve cinsel tercihin belirginleşmesi sağlanır.

26 Ailenin ve evin nitelikleri çocuğun eğitimsel gelişiminde belirleyici olur.

27 PSİKOSOSYAL GELİŞİM E.ERİKSON psikososyal gelişim kuramına göre insanın yaşamını 8 evrede inceler : 1.Bebeklik dönemi: aylar (Temel güven ve güvensizlik duygusu) 2.Erken çocukluk dönemi: 1-3 yaş (Özerklik ya da utanma,şüphe duygusu) 3.Oyun çocukluğu dönemi: 3-5 yaşlar arası (Girişim,bir işe başlama veya suçluluk duyma)

28 4.Okul dönemi: 5-6 yaşlarında başlayıp yaşlarında sona eren dönem (Çalışma ve yapıcılık-aşağılık duygusu ) 5.Ergenlik dönemi:11-12 yaşlarında başlayıp bireyin genç bir erişkin olmasına dek süren dönemdir (Kimlik,kimlik bocalaması,özdeşim kurma veya rol çatışması)

29 6. Genç erişkinlik dönemi:20-40 yaşlar arasını kapsar
6.Genç erişkinlik dönemi:20-40 yaşlar arasını kapsar (Yakınlık veya yalnız kalma ) 7.Erişkinlik dönemi:40-60 yaşlar arası:(Üreticilik-Durağanlık) 8.Olgunluk dönemi:60 yaş ve sonrası. (Benlik bütünlüğü veya umutsuzluk)

30 Gelişim dönemlerini genel olarak incelediğimizde:
Doğumdan- 2 yaşa kadar olan döneme : Bağımlılık dönemi 2-4 yaşlar arasındaki döneme: Bağımsızlık dönemi 4-6 yaşlar arasındaki döneme : Rol alma dönemi 6-12 yaşlar arasındaki döneme : Uyma dönemi

31 12-18 , 20 yaşlar arasındaki döneme : Ergenlik Çağı
20-35 yaşlar arasındaki yaşlar ve sonrası döneme :Deneme devresi Erikson bu devreyi kendi içinde : Yakınlık ve yalnızlık( Dostluk kurma, kadın erkek arkadaşlığı şeklinde yetişkinliğin ilk devresi )

32 - Üretkenliğin devamı ve durgunluk (Bireyin çocuklarıyla olan ilgisi, toplumda sorumluluğu olduğunu hissetmesi ) - Benlik bütünlüğü veya umutsuzluk ( Kendini kabullenme ve toplum içinde uyumlu bir şekilde yaşama ) diye üç bölümde incelemiştir.

33 Çocukların beyni sünger gibidir, anne babalarının uygun ve uygunsuz pek çok davranışını içine çekebilir.

34 YARATILIŞ MI, EĞİTİM Mİ Son yıllarda yapılan ve henüz araştırmaların devam ettiği yaratılış mı , eğitim mi tartışmalarında gelinen noktaya değinmek istiyorum.

35 Bir zamanlar çocukların kişilikleri ile ilgili tüm sorumluluk ve tüm suçlamalar anne babaların omuzlarına yükleniyordu. Daha sonra yapılan araştırmalar bize kimliğimizi belirleyenin KALITIM olduğunu söylediler.

36 ve işte son perde : Anne babalar çocuklarında var olan ve doğuştan gelen eğilimleri işleyerek mutlu çocuklar yetiştirebilirler. Bu bilgi bir çok anne babanın içini rahatlatacak ama bazılarını da çok tedirgin edebilir.

37 BU ARAŞTIRMAYA GÖRE : Genlerin kişiliğimiz üzerine etkisi sanıldığından daha fazladır. Davranış genetikçileri genlerin kişiliğimiz ve davranışlarımızın tüm ayrıntılarını denetleyen mastır planlar olduğunu iddia ediyorlar. Onlara göre kalıtım ve çevre çok karmaşık etkileşimlere girerek kendini dışa vuruyor.

38 Bazı bilim adamları artık anne babaların , çevreyle olan etkileşimleri sayesinde çocuklarını etkileyebildiklerini ve isterlerse bu etkiyi artırabileceklerini iddia ediyorlar. Yani insanların genetik yapısına diğer insanların belirli şekillerde tepki vermesine yol açtığı , bunun da o insanların kişiliğini etkilediğini düşünüyorlar.

39 Neşeli tabiatı olan bir bebek , sorunlu bir bebekten daha fazla ilgi çeker.
Güzel görünüşlü bir çocuğa , sade görünüşlü bir çocuktan daha fazla gülümsenecektir. Anne babaların bu şekilde tepki vermesini sağlayan nitelikler , diğer insanlardan da benzer tepkilerin gelmesini sağlayacak , böylece zamanla çocukta bir benlik görüntüsü oluşur ve bu görüntüde başkalarının gözünde onaylanır.

40 Bazı araştırmacılar çocuklara çok çeşitli fırsatlar tanındığı takdirde genetik miraslarına en uygun olanları seçeceklerini söylüyor.( Kültür- sanat ve sporda seçenek sunmak gibi .) Çocuklar büyüdükçe seçim olanakları ( Arkadaş, hobi, iş, eş seçimleri ) daha da artıyor.Bu seçimler hem kişiliği yansıtıyor,hem de onu tanımlıyor.

41 Okuma yazmayı çok seven bir anne baba , aynı özellikleri taşıyan bir bebek sahibi olabilir. Sonrada o bebeği kitaplarla dolu bir evde yetiştirebilir.Gelişim psikologları bu şanslı eşleşmeye “uygun olmanın erdemi” diyorlar. Ama verilen eğitim ile çocuğun doğası uyuşmuyorsa sorunlar ortaya çıkabiliyor.Bu da çocuğun çevresi , onun doğal eğilimlerinin dışa vurulmasına izin verilmediğinde yaşanıyor.

42 Çocukların yetenekleri anne babanın beklentilerine uymadığında ; genetik mizaçları anne babalarıyla çatıştığında yada çevre çocuğun kendisini yapıcı bir şekilde dışa vurmasına izin vermediğinde sorunlar baş gösterebilir. Araştırmacılar insan- çevre eşleşmesi uyumsuz olduğunda :

43 Motivasyonun azaldığını,
Zihin sağlığının bozulduğunu, İsyankar ve anti sosyal davranışların arttığını göstermektedir. Çocuğun bir kardeşi olduğunda genlerle çevre arasındaki diyalog daha da karmaşıklaşmaktadır.

44 Kardeşlerin genlerinin ortalama % 50’sinin aynı olmasına rağmen farklı olan genler onların genotiplerinin farklı sorular sormasına ve aynı çevreden farklı cevaplar almasına yol açar. Aslına bakılırsa kardeşler farklı deneyimlerin peşinden giderek , anne babalarından, arkadaşlarından ve diğer insanlardan farklı yanıtlar alarak , kendilerine bambaşka çevreler yaratırlar.

45 Bir anne babanın çocuğun genetik kökenli kişilik özelliklerine nasıl tepki verdiği , bu özelliklerin nasıl dışa vurulacağını derinden etkileyebilir deniliyor Araştırmada : “Anne babalara müdahale edebilirseniz ve onları sorunlu bir davranışa karşı farklı bir biçimde tepki vermeye sevkedebilirseniz ,o davranış üzerindeki genetik etkinin büyük bir bölümünü dengeleyebilirsiniz”deniliyor.

46 Bir başka deyişle genler çevre vasıtasıyla davranış biçimine dönüşüyorsa ,çevreyi değiştirmek suretiyle genlerin dışa vurumunu değiştirebilirsiniz “ Genler belirli genel eğilimler yaratır. Ama anne babalar kendi davranışlarına çocuğun sinir sistemine uygun bir biçim vererek bu eğilimleri işleyebilirler” deniliyor.

47 Sezgisel olarak yaptıklarımıza dikkat etmeli, bunların çocuğun gerçekten ihtiyaç duyduğu şeyler olduğundan emin olmalısınız. Ağır yaratılışlı bir bebek , anne babasının çabalarına , daha aktif sinir sistemi olan bir bebek kadar hızlı tepki vermeyecektir.Çocuğun ilgisizliği karşısında hayal kırıklığına kapılan anne baba da ilgisini ve dikkatini kaybedebilir.

48 Bu gibi durumlarda anne babanın ilgi ve hevesini kaybetmemesi gerekir
Bu gibi durumlarda anne babanın ilgi ve hevesini kaybetmemesi gerekir. Zamanla çocuk zayıf olduğu bir alanda güçlenmeye başlayabilir. Bu araştırmada anne baba kendilerini “ kaynak sağlayıcı olarak görmelidirler ” Çocuğu bir çok şeye maruz bırakın, neden hoşlandıklarına , hangi alanda yetenekli olduklarına bakın, sonrada bunları geliştirin deniliyor.

49 Çocukların genetik yapılarına uygun fırsatlar yaratan anne babalar , bir anlamda onların çevreyle olan uygunluklarını artırmaktadırlar. Çok kolay bir biçimde servet ya da bir hiç haline gelebilecek olan kişilik özellikleri konusunda,anne babanın sonuç üzerinde çok önemli bir etkisi olabilir.

50 Kişiyi bir cani yapabilen bir mizaç,onu bir test pilotu ya da astronotu da yapabilir.
Saldırgan,korkusuz ve düşüncesizce hareket eden bir çocukla başa çıkmak zordur.Böyle bir çocukta anne babanın denetimi kaybetmesi çok kolaydır.Ama doğru şekilde ele alındığı takdirde bu çocuk büyüyünce ses hızını aşan bir çocuk olabilir.

51 Anne babalar dikkatli ve duyarlı olduklarında çok şey değiştirebilirler.
George Washington Ünv.Psikiyatrist Dr.Davis Reiss ’in 12 yıllık araştırmasından alınmıştır (Güncel Psikoloji der.Mayıs-2001)

52 2. BÖLÜM ÇOCUKLARIMIZIN SORUNLARINA EĞİTİMSEL YAKLAŞIMLAR

53 Çocukların yanlış davranışları karşısında gösterdiğimiz etkili olmayan tepkilerin farkına varıp, daha etkili yaklaşımlar denememiz gerekmektedir. Bu yaklaşım aranızdaki etkileşimi geliştirecek ve çocuğunuzu daha olumlu davranışlar seçmesini teşvik edecektir.

54 ÇOCUĞUNUZUN sizi dinleyeceği şekilde konuşmanız gerekir.
Sözlerinizi dikkatli seçin ve onlara bağlı kalın. Sakin olun, soğukkanlılığınızı kaybettiğinizde , kontrolü de kaybedebilirsiniz. Etkili bir anne baba ortamın kontrolünü hiçbir zaman kaybetmemelidir.

55 ETKİLİ KONUŞMA , çocuğunuza karşı sabırlı, sakin ve düşünceli olmayı gerektirir.
İsteklerimizi çocuklarımıza bağırarak iletmemeliyiz. Çünkü bu sadece sizi üzer ve hiçbir kazanç elde edemezsiniz. Çocuklarınızla tartışmamaya ve öfkelenmemeye dikkat edin.

56 Olumlu bir MODEL OLMAK çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediyedir.
Çocuğunuzdan ne istediğinizi KARARLI, DOĞRUDAN ve TARTIŞMASIZ BİR TAVIRLA BELİRTİNİZ. Gerekiyorsa çocuğunuzun davranışını onaylamadığınızı bilmesini sağlayınız. Her zaman ondan ne istediğinizi tam olarak açıklayınız.

57 Çocuğunuza açık ve anlaşılır mesajlar verin.
ÖRNEĞİN : “ Artık yatağa gitme zamanı geldi .” “TV kapat ve hemen ödevini yapmaya başla.” “ Kardeşinin odasından çıkman gerekiyor.” Bu mesajlar ondan ne istediğinizi açık olarak anlattığı için şüphe bırakmamaktadır.

58 Eğer çocuğunuzun sizi dinlemesini istiyorsanız sakin, kararlı ve tartışma içermeyen bir şekilde konuşmanız çok önemlidir. Açık ve net ifadeler kullanmak çok önemlidir.( Doğru davran, iyi ol, yaşına uygun davran ) gibi ifadeler çocuk için belirsiz ifadelerdir.

59 Çocuğunuzla yakın mesafeden konuşun .
Çocuğunuzla konuşmanız gerektiğinde , ona yaklaşıp sakin bir şekilde konuşmanız faydalıdır.Odanın bir ucundan, ya da evin bir başka bölümünden bağırmanın yararı yoktur. Ona yakın olup ,göz iletişimi kurmak çok önemlidir O zaman sizi daha iyi dinleyebilir.

60 Çocuğunuza yalvarmayın ve öfkelenmeyin
Örneğin : Neredeyse yemek vakti ve çocuğunuz oyuncakları odanızın her yerine dağıtmış. Anne- baba : “Oğlum- kızım , oyuncaklarını toplamaya başla. Yemek hazır. ” Çocuk : “Yemekten sonra toplarım.”( Oynamaya devam edilir )

61 Kesin ve kararlı bir tutum sergileyin
(Çocuğunuza yaklaşıp, gözlerinin içine bakın ve sakince konuşun ) Anne- baba : “Oynamaya devam etme isteğini anlıyorum. Ama yemek vakti ve oyuncaklarını toplaman gerekiyor.”

62 Etkili konuşma , etkileyici bir ses tonu gerektirir.
SORUN DERSLE İLGİLİ İSE : “Ödevlerini bitirmen gerekiyor , oyuncaklarını topla ve ödevini bitir”. Bizim kesin tavrımız karşısında çocuk kararlı olduğunuzun farkına varır ve tartışmayı uzatmadan ne isteniyorsa yapılması gerektiğini anlar.

63 HAYATTAKİ EN BÜYÜK MUTLULUK , SEVİLDİĞİNİZE İNANMAKTIR. Victor Hugo
ÇOCUĞUNUZA DOKUNUN Elinizi yumuşakça çocuğunuzun omzuna koyup , ne söylemek istediğinizi belirtirseniz sizi daha iyi anlayacaktır.

64 Çocuğunuz sizinle tartışıyorsa ne yapmalısınız ?
Bir çocuk neden tartışır ? Çocuklar büyüdükçe ailelerine bağımsız olduklarını göstermek için sürekli çaba gösterirler. Gelişimlerinin her aşamasında , farklı şekillerde , farklı zamanlarda kendi kararlarını almaya çalışırlar. İstek ve ihtiyaçlarında nereye kadar gidebileceklerini görmeye çalışıp, eğer biraz ileri giderlerse , nazik bir şekilde doğru yolu bulmalarına yardım edilmelidir.

65 Eğer çocuğunuzun çıktılarından memnun değilseniz , girdileri değiştirmeyi deneyin. Özellikle sizinle ilgili olanları. Örneğin : Akşam saat Çocuğunuzun yatma saati. Bir video oyunu ile oynuyor. ( Yapmanız gereken açık bir ifadeyle ondan ne istediğinizi söylemenizdir.Tartışmaya başlarsa kısaca sözlerinizi tekrarlayın , çocuğunuz istediği kadar tartışsın,aynı şeyi bozuk plak gibi tekrar belirtip, sakin bir şekilde fikrinizin değişmediğini görünce yapması gerektiğini anlayacaktır.

66 Şöyle denebilir : -Çocuğum yatağa gitme saati , oyunu kapat
Şöyle denebilir : Çocuğum yatağa gitme saati , oyunu kapat Daha bitirmedim. ( Oyuna devam eder .) Sakin ve kararlı bir sesle : Yatağa gitme zamanı geldi.Oyunu derhal kapat Başkalarının ailesi daha geç yatmalarına izin veriyor.Sen hep böyle yapıyorsun. Lütfen biraz daha oynayayım Seni anlıyorum, fakat sabahları kalkmakta zorlanıyorsun , bu yüzden hemen yatmalısın Beş dakika daha oynamama izin ver , yarın akşam on dakika erken yatarım.

67 Kararlılığınızı sürdürmeye devam ediyorsunuz .
- Seni duyuyorum, oyunu kapatıp hemen yatağa gidiyorsun Oh, peki . Söylediğini duydum. Kararlılığınızı sürdürdüğünüz zaman (tartışmaya girmeden , fazla söz söylemeden ne istediğinizi belirttiniz) çocuğunuzun yapma olasılığı çok yüksektir.Yeter ki siz kararlı, sakin ve tutarlı olun.

68 Çocuğunuzdan beklediğiniz davranışların neler olduğuna karar vermelisiniz.
Aileler ve çocuklar arasında anlaşmazlıklar olması kaçınılmazdır. Çocuğunuz kendi isteklerini , duygularını ve düşüncelerini ifade etmeyi öğrenmeye başladığı andan itibaren bir ölçüde çatışmanın olması normal ve kaçınılmaz sayılmalıdır. Bu çatışmalar çözülmeden bırakılır veya öfke ve düşmanlıkla çözülmeye çalışılırsa çocuğunuzun özsaygısına zarar vermiş olursunuz.

69 SEVGİ VE TUTARLILIK Çocuğunuzun davranışları SEVGİ VE TUTARLILIKLA ne yaptığını ve ne söylediğini bilen bir yaklaşımla yönlendirilirse ,ona sorumluluk sahibi ve kendini kontrol edebilen bir kişi olmayı öğretme konusunda çok yapıcı yardımda bulunmuş olursunuz.

70 Temel Aile Kuralları Saptamak
Çocuğunuzun yetişkinliğe başarıyla geçmesi için davranışları konusunda kendi kararlarını verme olgunluğuna ulaştığında en iyi yol aileniz için en temel bazı kuralları şimdiden koymuş olmanızdır.

71 Küçük dünyası tarafından sevgi ve disipline sokulmamış bir çocuk , büyük dünya tarafından , genelde ortada sevgi olmaksızın disipline sokulacaktır. Ailede kurallar bir aile toplantısında birlikte kararlaştırılmalıdır. Evdeki kurallar açık ve net olmalıdır. Kurallar günlük sorunları en aza indirmelidir. Kurallar herkes için geçerli olmalıdır.

72 Çocuğunuza “seni seviyorum ” sözünü sık sık söyleyin.
Çocuğunuza yardım eder ve onu yüreklendirirseniz, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaktır. Çocuğunuza “seni seviyorum ” sözünü sık sık söyleyin.

73 Çocuklarınızla ilgili beklentilerde gerçekçi olmanızda fayda vardır.
Çocuğunuzun devamlılık gösteren olumlu davranışlarını övgüyle karşılamalısınız. Çocuklarınızla ilgili beklentilerde gerçekçi olmanızda fayda vardır.

74 UNUTMAYIN : Tutarlı olmak etkili bir disiplinin anahtarıdır.
Çocuğunuz sizi dinlemediği ve yanlış davranışları devam ettirdiği zaman , onu derhal olası sonuçlar konusunda uyarın Devam eden davranışta sözünüzü tutup sonuçları uygulamalısınız.

75 Tutarlı davrandığınızda çocuğunuza şöyle bir masaj vermiş olursunuz :
SENİ YANLIŞ DAVRANMANA İZİN VERMEYECEK KADAR ÇOK SEVİYORUM.

76 Çocuklarınızın kendilerini özel ve başarılı hissetmeleri için onlara zaman ayırmalısınız.
Çocuğunuzla tartışırken , çocuğunuz sesini yükselttikçe siz küçültün ve yumuşatın Sizin bağıracağınızı beklerken sakin ve alçak bir sesle cevap vermeniz onu şaşırtacak doğru tepki vermesine yol açacaktır.

77 Çocuğunuzun olumlu yönde değişebilme becerisine duyduğunuz güven, daha iyi davranışların temel taşını oluşturacaktır. Çocuğunuzu her olumlu davranışında ÖVMENİZ çok önemlidir Fakat abartmamaya özen göstermelisiniz.

78 Disiplin Gelişim İçin Kullanılan Bir Yöntemdir.
Çocuklara hangi ortamlarda nasıl davranacakları öğretilmelidir. Çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için , sınırlamalarınıza ihtiyaçları vardır.

79 Çocuklarınıza öyle davranın ki büyüyüp evden gittikten sonra sizi görmek için geri gelsinler.
Sevgi gönlünüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır. Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir. Oscar Hammerstein

80 İYİ BİR ANNE BABA OLMAK ÖĞRENİLMESİ GEREKEN BİR SANATTIR.

81 ÇOCUKLARINIZI HER GÜN EN AZ BİRKEZ KUCAKLAYIN .

82 HER GÜN ÇOCUĞUNUZA ÖZEL BİR ZAMAN AYIRIN
Sadece onların sizinle birlikte yapmak istediği bir şey yapın.

83 Yararlanılan Kaynaklar
Ted İstanbul Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Hizmet İçi Eğitim Seminer Notları, Çocuk ve Ergen Gelişimi-Mary j. GANDER/ Harry W.Gardier, İmge Kitapevi Ana Babalara Yardım - LYNN Clark, Evrim Yay. Ana-Baba ve Çocuk - Prof. Dr. H. Yavuzer, Remzi Yay. Olumsuz bir dünyada olumlu çocuklar yetiştirmek- Zig Ziglar, Beyaz Yay. E.A.E. Etkili Ana baba Eğitimi, Aile İletişim Dili, Dr. Thomas GORDON , Sistem Yay. B.S.Ç. - Ben Sorun Çözerim , Doç. Dr. Selahattin Öğülmüş Güncel Psikoloji Dergisi - Nisan, Mayıs 2001 Çocuk ve Aile DERGİSİ

84 Tüm velilerimize katılımlarından dolayı teşekkür ederiz.
Çocuklarınızla ilgili her konuda sizlerle görüşmekten mutluluk duyarız. Rehberlik Servisi


"TEKKEKÖY İMAM HATİP ORTAOKULU Rehberlik Servisi ÇOCUKLARIMIZIN İÇİNDE BULUNDUĞU YAŞIN ÖZELLİKLERİ VE EĞİTİMSEL YAKLAŞIMLAR 3 ve 4. SINIF VELİLERİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları