Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TOM PETERS T.F.F. 5-6 HAZİRAN 2015 TOM PETERS-T.F.F.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TOM PETERS T.F.F. 5-6 HAZİRAN 2015 TOM PETERS-T.F.F."— Sunum transkripti:

1

2 TOM PETERS T.F.F. 5-6 HAZİRAN 2015 TOM PETERS-T.F.F.

3 Zihniyet kaymasından bahsedebiliriz. Psikolojinin gücü doğuyor.
Futbol fikirlerin çatıştığı bir oyundur. En önemli konulardan biri değerler konusudur. Değerlerin davranış üzerinde etkisi vardır.

4

5 KURUM KÜLTÜRÜ Barcelona örneği:
Bir kulüpte başarılı olmak için kurum kültürü-ruhu yaratmak önemli. Kültür-ruh bireyden daha önemlidir. Barcelona bir maçtan sonra antrenmanda A takım antrenmanını yapıyor. Sonra yedek takımın antrenmanı var. A takım antrenmanını bitirdiği halde eve gitmiyor. Çünkü Barcelona’da bu bir kültür olarak var. Fakat İngiliz kulüplerinde böyle değil. A takımın yeri bellidir. Yedek takımın yeri bellidir. A takım yedek takımı küçümser.

6 Barcelona da kibir yok:
10 yaşındaki çocuk Lois Henrike ile aynı masada yemek yiyebiliyor. Kantinde Messi alt yapı oyuncularıyla aynı masada yemek yiyor. Başarının formülü aile olmaktan geçiyor. Profesyonel futbolcular alt yapı oyuncularına ilham verebilirler. Çocuk ‘senden ne çok şey öğrenebilirim? Bu benim için bir fırsat’ diyor. Daha sonra sahada beraber oynadıkları zaman çocuk heyecan yapmıyor.

7 İNSANIN İHTİYAÇLARI 1.Anlam Arayışı Umutsuzluk=Acı çekme-Anlam
Acıya bir anlam yükleyemezsek umutsuzluk ortaya çıkar.

8 İNSANIN İHTİYAÇLARI 2. Benim önemli olduğumu hissettir, benim değerli olduğumu hissettir, görülmeye ihtiyacım var. Bunlar her futbolcunun kafasında kazılıdır. Büyümek ve gelişmek istiyorum.

9 İNSANIN İHTİYAÇLARI 3. Bağlantı
Organizasyona, inançlara, aileye bağlı olmak, kendinden daha büyük bir şeye bağlanmak.

10 İNSANIN İHTİYAÇLARI 4.Katkı 5. Bir şeyi farklı yapma ihtiyacı.
İnsanlar hep aynı şeyi yapmak istemezler. Yeni bir şey yapmak, farklı bir şey yapmak, farklılaşmak.

11 BAŞARILI ANTRENÖRLER Başarılı antrenörler,
Oyuncular onun için oynamak istiyorlar. Birebir çalışıyor. Oyuncunun ailesinin isimlerini biliyor. Oyuncu dinliyor hissini alıyor. Kendinizi alın, karşınızdaki kişinin içine sok. Dünyayı öyle gör.

12 BAŞARILI ANTRENÖRLER -Kolektif zihin yaratmak, -Zihniyeti eğitmek,
-Odaklanmak, -Ortak bir vizyon, ortak bir felsefe yaratmak, -İnşa etmek, yaygınlaştırabilmek, -Kulüpte her çalışana değerli olduğunu hissettirir -Değerlerin davranış üzerindeki etkisinin farkındadır,

13 BAŞARILI ANTRENÖRLER -Eğer bir antrenör (masör, sağlık ekibi, vb.) başarılı olmak istiyorsa yapması gereken şey sevgiyle motive olmaktır. -Bizim ihtiyacımız olan şey empatik bir duyguyla onların ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarımızın önünde tutmalıyız. -Antrenör eleştiriyi kimlik üzerinden değil (sen yaptın), performans üzerinden yapmalıdır (çok iyi değildin bugün).

14 BAŞARILI ANTRENÖRLER -Duygusal kontrol: Antrenör bilerek yanlış karar verir, oyuncunun tepkisini ölçer. Ya da videoyu seyrettir, durdur, neler hissettin? Diye sor.

15 BAŞARILI ANTRENÖRLER -İnsanlar alışkanlıklarını neden değiştirmezler?
Çünkü söyleyen inanarak söylemiyor. Önemli olan umudu aşılayabilmek, ikna edebilmek.

16 BAŞARILI ANTRENÖRLER -Messi neden başarılı?
Anrenörler Messi’yi seyrederken şunu görüyorlar. Messi her defasında topu kaybediyor. Antrenörler diyorlar ki, ‘hemen karar vermemiz lazım. Çok top kaybediyor’. Sonra şunu yapıyorlar: Her top kaybettiğinde Messi’ye topu geri vereceğiz. Messi böylece şunu öğreniyor: Sonuç ne olursa olsun önemli değil. Bir hata yapmış olabilir. Bu onun için belirleyici değil. Yani sonuç önemli değil, çaba önemli.

17 BAŞARILI ANTRENÖRLER -Leverkusen-Barcelona maçı:
Leverkusen-Barcelona maçını seyrettim. Leverkusen‘in hocası bağırıyor, çağırıyor, oyuna giriyor, çıkıyor. Barcelona hocasını seyrettim, kulübede oturuyor. Futbolcu iyi bir şey yaptığında ıslık çalıyor, aferin diyor. Hata yaptığında işaretle anlatıyor. Böyle sakin bir şekilde maçı yönetiyor. Maç 1-1 bitiyor. Barcelona hocasına sordum, neden oyuna müdahele etmedin? dedim. Bana garip garip baktı. Şöyle dedi: Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma öğretirim. Maç günü bir şey öğretmem. Onlar bana öğrendiklerini gösterirler. Ama çok hata yapıyorlar? Dedim. Maç sırasında daha fazla hata istiyoruz. Hata yapmak gereklilik. Çünkü başarısızlık bizi başarıya götürür.

18 BAŞARILI FUTBOLCU -Düşünceler, duygu durumunu oluşturur, duygu durumu performansı meydana getirir. Nasıl düşündüğümüz önemli. -Aynı durumu farklı şekilde görmek. Algılama. -Futbolcunun başarısı ‘baskı altında’ zihnimizde oluşturduğumuz duygu ile ilgili. Baskı altında beklenmedik bir şey ortaya çıkarıyoruz.

19 BAŞARILI FUTBOLCU -Başarılı sporcular, yeni şeyleri denemekten korkmazlar. Kaybetmekten nefret ederler, kaybetmekten korkmazlar. -Duygusal zekâ önemli. -Kendine güven ne kadar önemli? Kendi zihninize odaklanmak. Hatayı unutuyor, mücadeleye dönebiliyor. İnsan kendi düşüncesinden dolayı kendini baskı altına alabiliyor. -Sporda mükemmeliyet karakterdir. 5-6 Haziran 2015 İstabul T.F.F.

20 ÖNCE İYİ İNSAN SONRA İYİ SPORCU

21 “Bir antrenörün başlıca görevi, daha iyi oyuncular değil, daha iyi insanlar yaratmak olmalıydı.”
(John Wooden)

22 Bir çocuğun kahraman olmak için savaşa gitmesi gerekmez; herkese yetmeyeceğini gördüğünde, pasta sevmediğini söylemesi de yeterlidir. Bir çocuğun kahraman olmak için savaşa gitmesi gerekmez;

23 ANTRENÖR KİMDİR? Sporculara kazanmanın ve kaybetmenin ötesinde erdemler öğretir. Onlara göre yanlışlık önemli değildir. Yanlışlıkta ısrar etmek ve doğruyu kabul etmemek hatadır. Bilir ki, kibirli olmak, bir şeyi aşırı zorlamak, kusursuz olmaya çalışmak, herkesi memnun etmek, aceleci olmak onun için kötü arkadaşlardır ve bu tuzağa düşmez. Antrenör bilir ki hiçbir galibiyet ve hiçbir mağlubiyet insandan önemli değildir. İnsan için futbol, futbol için insan değil.

24 İletişim ortamında iç dünyamızın sezgisel olarak sorduğu
beş soru şunlardır: 1- Kaale alınıyor muyum? Beni umursuyorlar mı? 2- Kabul ediliyor muyum? Beni olduğum gibi, yargılamadan Kabul ediyorlar mı? 3-Değerli miyim? Beni vazgeçilmez ve eşsiz olarak görüyorlar mı? 4- Yeterli miyim? Beni becerikli, bir şeyler yapabilecek güçte görüp Yapabileceğime güveniyorlar mı? 5- Sevilmeye layık mıyım? Beni ben olduğum için özleyip, benimle zaman geçirmek istiyorlar mı?

25 ZİHNİYET DEVRİMİ Gerçek değişim zihinde başlar, hiçbir kas ve kemik dokusu da bunun önünde duramaz. Düşünce tarzınızı değiştirin daha huzurlu bir yaşantınız olsun. İnsan bulunduğu çevrenin şartlarını aşabilen bir varlıktır. Bu da zihniyet değişmeden başarılamaz.

26 Çocuğa bakışımıza göre bir çocuk yetiştirme ve eğitim ortamı oluşturuyoruz. Çocuğun yetiştiği ortama iki yaklaşımdan biri hakimdir. Kalıplayıcı yaklaşım, Geliştirici yaklaşım Hangisinin iyi hangisinin kötü olduğunu, hangi bilgiye dayanarak hareket ettiklerine göre değerlendirme yapacağız: Kalıplayıcı yaklaşım: Dogmatik bir yaklaşım Geliştirici yaklaşım: Bilimsel bir yaklaşım İnsanların inandıkları değerler, içinde büyüdükleri ortamla sıkı sıkıya ilişkili.

27 İnançlar ve zihin kalıpları performansımızı iyi ya da kötü yönde etkilemektedir.
Sabit zihinsel kalıba sahip kişilerin performansları olumsuz yönde etkilenir. Çünkü onların başarısızlığı bir felaket gibi algılamaları yaratıcılıklarını baltalıyor ve gelecekteki performanslarını sarsıyor. Gelişime açık zihin kalıbındakilerin performansları olumlu yönde etkilenir. Çünkü onların başarısızlığı öğrenme ve gelişme fırsatı olarak algılamaları yollarına devam etmelerini sağlamıştır.

28 SAHİP OLMAK YA DA OLMAK “İnsan hayatında hedefin ne olduğu çok önemlidir. Hayat serüveninde ilerlerken iyi bir insan mı yoksa başarılı olmak mı doğru hedeftir? Hedef, iyi bir insan olmaksa, başarılı olmak veya olmamak bu yolda ilerlerken ara hedeflerden biri olur.” SAHİP OLMAK YA DA OLMAK

29 İnsanda iki türlü eğilim vardır: Bunlardan birincisi, biyolojik olarak yaşamda kalma ve yaşama arzusuna bağlı olup, ondan güç bulan “sahip olmak” güdüsü, ikincisi ise, insan varoluşunun gereklerinden, özellikle yalnızlık ve terk edilmişlik duygusundan kurtulabilmek için, başka insanlarla bir olmak ihtiyacından doğan “olmak” güdüsüdür. İnsan da bu iki eğilim de yan yana ve birlikte bulunduğundan, toplumun yapısı ile onun kurallar ve değerler sisteminin alacağı biçim, insanlarda hangi eğilimin ağır basacağını belirleyen en önemli etken olmaktadır.

30 “Bu sezonun başında Galatasaray’dan Trabzonspor’a ‘kiralık’ olarak giden futbolcu Salih Dursun Pazar akşamki maçtan sonra şöyle konuştu: “En korktuğum şey Galatasaray maçında hata yapmak ve insanların tepkisini çekmekti.” 23 yaşındaki bir oyuncuyu bu açıklamayı yapmak zorunda bırakan, yaşadığımız toplumsal iklimden başka bir şey değildir.” (Hürriyet Gazetesi, 21 Nisan 2015 Salı, Mehmet Y. Yılmaz)

31 Anderlecht maçında Selçuk İnan ve Veysel Sarı ile birlikte tribünlerin protestosuna hedef olan Burak Yılmaz ikinci yarıda yakaladığı gollük pozisyonda yuhalanmaktan korktuğu için kaleye şut atmak yerine Umut Bulut’a pas verdiği söyledi. Yakın arkadaşlarına içini döken golcü futbolcunun, “Önüm boştu ama vuramadım, korktum. Golü kaçırsam yine yuhalanacağımı biliyordum. Daha garantide olan Umut’a pas verdim” yorumunu yaptığı kaydedildi. ( 19 Eylül 2014.

32 KAZANMAK BEYİNDE BAŞLAR

33 KAZANMAYI BİLMEK Kazanmayı bilmek bir tavır ve bir felsefedir. Önce doğru felsefeyi ilke edinmek sonra futbolu bu ilkeler bütünlüğü içinde uygulamak gerekir. Kazanmayı öğrenmiş kişiler yetiştirmek önce beyinlerde kazanan olmayı öğrenmek gerekir. Doğru felsefe ve doğru dünya görüşü + bilim + gönül. Kazanmayı bilmek için önce yetenekli olmalı. Başarılı insanların özelliklerinden biri de vazgeçmemeleri. Saha içinde aklı işletmeyi öğrenmeli. Düşünerek futbol oynamayı öğrenmeli. Türk sporcusunun kötü bir özelliği de duygusal olması. KAZANMAYI BİLMEK

34 POZİTİFE ODAKLANMA «Negatif ders yaptığı zaman veya zayıf aldığında veya düşük not aldığında üzerinde durmam ben. Pozitif not aldığında “Aa, aferin kızım” derim.”Tebrikler! Hadi kutlayalım bunu.” Negatife odaklanırsanız negatif varoluşa geçer çocuk. Negatifle fark edildiğini görür. Pozitife odaklanırsanız pozitif varoluşa geçer. Pozitifle gelir sizin önünüze.» (Psikolojik sohbetler, Tahir Özakkaş, sayfa,61)

35 Başarısızlık karşısında salt kendini suçlamayan sporcuların daha başarılı oldukları ve spor hayatlarını daha uzun sürdürdükleri görülmüştür. “Futbol bir hata oyunu. Ne sizin ne rakibinizin hatasız oynama şansı yok. Rakibinizin hatalarından faydalanarak her alanda hataları en aza indirgemeye çalışıyorsunuz. Bir hata yaptın, ikincisini yapmamak için uğraş, ikinci hatayı yaptın, üçüncüyü yapmamaya çalış, on tane hata yaptın on birinciyi yapmamaya gayret göster. Esas olan bu.” Tüm sporlarda başarı için tek maddelik bir psikolojik öneri getirin deseler, söyleyeceğim madde bu madde olur. Sporda hata kaçınılmazdır. Hata yaptıkça bozulmak, hata üstüne hata getirir. Hataya, hatalara karşın, kötü oyuna, kötü sonuca karşın son saniyeye kadar ruhsal anlamda diri kalan sporcu (bu tavrı umursamazlıkla karıştırmamak gerek) 1- O oyunu-yarışı istediği derecede olmasa da kurtarabilir. 2- Kurtarmasa bile gelecek için umut vaat eder. Evet, altın kural şu: Hata yaptın, ikincisini yapmamaya çalış, ikincisini yaptın, üçüncüsünü yapmamaya…

36 AKIŞ DENEYİMİ Sporcular AKIŞ DENEYİMİ yaşadıklarında beynin her iki yarım küresi de iyi bir uyum içersinde görevlerini yerine getirmektedirler. Beynin her iki yarım küresi sporcu akış deneyimi yaşarken mükemmel bir işbirliği örneği sergiler. Analiz eden yanlışları düzeltir ve stratejiler geliştirirken bütünleyici iyi öğrenilmiş becerileri yeni ve yaratıcı şekillerde otomatik olarak uygular. Eğer bir sporcu çalışmada başarılı performans ortaya koyuyorsa neden bu aynı başarısını yarışmada gösteremez? Eğer sporcu bir maçta iyi performans ortaya koyuyorsa neden bu sporcu her maçta aynı performans başarısını ortaya koyamaz? Beynin her iki yarım küresi ile ilgili önemli bir problem bu yarım küreler olan analizci ile bütünleyicinin kontrol kurmak için işbirliği yapmak yerine yarıştıklarında karşılaşılır. Sporcular sadece oynayarak performanslarını sergilemelerinin gerekli olduğu yerde analiz yaptıklarında veya analiz yapmalarının gerekli olduğu fakat onların halen oyunla uğraştıkları durumlarda bozuk performans ortaya koyarlar. Sporcular sıkıntılı ve yorgun olduklarında beynin her iki yarım küresi arasındaki işbirliği bozulur. Sporcuların sıkıntılı ve yorgun olduğu durumlarında bütünleyici, analiz edenden tamamen kontrolü ele geçirebilir. Oyuncular analize baş vurmadan sadece kendilerini oyunun akışına bırakabilirler. Analiz olmaksızın beceri başarıyla ortaya konulamaz. Ancak analiz aracılığı ile becerinin zihindeki tasarımı geliştirilebilir ve mükemmelleştirilebilir. Sadece ne yaptığını bilmeden çalışma değil, DOĞRU ÇALIŞMA mükemmel sonuçları meydana getirir. AKIŞ DENEYİMİ

37 AKIŞ DENEYİMİ Analizcinin bütünleyiciye üstünlük kurmasının bir önemli nedeni de, yaşadığımız toplumda uygulanan eğitim-öğretim sistemi içinde mantığa ve analizlere aşırı önem verilmesinden kaynaklanmaktadır. Böyle bir eğitim-öğretim sistemi içinde analiz eden güçlendirilirken bütünleyici zayıflatılmaktadır. Öğretmenler, anne-babalar ve antrenörler öğrencilerini, çocuklarını veya sporcularını mantıklı ve analitik olduklarında daha çok ödüllendirirler. Ödüller hayaller kurulduğunda veya bir yaratıcılık örneği sergilendiğinde verilmez. Kişiler liseyi bitirdiklerinde beynin sol yarım küresi olan analizci bütünleyiciye göre çok gelişmiş olur. Genellikle ortaya konulan performansı kontrol etmek için analiz edenle bütünleyici arasında bir mücadele olmaktadır. Bundan da genellikle analiz eden galip çıkmaktadır. Antrenör ve sporcuların bilmesi gereken en önemli nokta ne zaman analiz edenin ne zaman bütünleyicinin devreye girmesi gerektiği ve bu her iki beyin yarım küresinin birbirine yardımcı olarak işbirliğinin nasıl gerçekleşeceğinin bilgisine sahip olmaktır. Analiz maçtan önce, maçtan sonra, aralarda, molalarda ve oyun içindeki geçiş duraklamalarında kullanılmalıdır. Analiz edenin devrede olması gerektiği yerde bütünleyicinin devrede olması sporcuların performanslarını olumsuz etkileyecektir. Bütünleyici oyunun akışı içinde becerilerin sergilenişinde ve bunların yaratıcı olarak ortaya konuluşunda devrede olmalıdır. Beceriler yaratıcı olarak sergilenirken analiz edenin devreye girmesi de siporcuların performansları üzerinde bozucu olacaktır.

38 GÜLERYÜZLÜ CİDDİYET-ASIK SURATLI CİDDİYET
Bu yapılmış bir bilimsel çalışma. Kasların ağlayan bir surata baktığında tüm kuvveti gider. Nörolojik bir bağlantıdır bu. Çünkü zihnimizde imge alanları ve motor alanları çalışır, korku ve panik hissiyle başka şeye odaklanırsınız. Ama gülen bir yüz duyduğunuzda kuvvetiniz size aittir ve direnme gücünüz artar. Bu kadar basit. Boksörlerin, halter kaldıranların kuvvetlerini dinamometreyle ölçerek gülen yüzle ağlayan yüz gösterdikleri zaman inanılmaz farklılık ortaya çıkıyor. Soru: peki hocam aslında olumsuz duygular olduğu zaman daha katı oluyor, daha çabuk geriliyor, yani bana sanki… Tahir Özakkaş: Kas kuvveti kayboluyor. Karşı güce karşı direnme gücü kayboluyor. Çünkü negativizm kişinin gücünü bitiriyor. Pozitif olduğunda dayanabiliyorsun. Bu sadece zihninizde bir imge olarak kalsın diye. Nasıl negatif anının kişiyi yıktığını, gücünü bitirdiğini göstermek, ama gülmenin ve mutluluğun kişiyi nasıl dirilttiğini ve gücüne sahip çıktığını göstermek açısından link olarak kalsın olarak göstermek istedim. (Tahir Özakkaş, Nasıl değerli olabilirim Davranışçı bilişsel psikoterapi,sayfa,127,128)

39 Dünyanın en büyük yaratıcı ödülüne sahip olan Tony Buzan’ın seminerinden bir alıntı. (1 haziran 1995 tarihli bir gazeteden alınmıştır) Beyin nasıl düşünmesi gerekir? Hatalı düşünme beyinde nasıl bir yanlış şartlanma oluşturur? Bir örnekle açıklayalım: Profesyonel bir golfçü, göllü mania olan 5. Numaralı delikte, topu deliğe atacak yerde göle atmış. Herkesin başına gelebilir… Bir sonraki yarışmada, yine 5 numaralı delik, yine göl. Sonraki yarışmada da öyle. Basın işe büyük ilgi göstermiş. Dördüncü kez 5. Delik karşısına geldiğinde, etrafında yüzlerce kamera varmış, “Yine göle atacak mı?” diye. Adam da bir yıl boyunca bu kez başaracağım diye özel ders almışmış. Vurmuş… Ve yine “cup” diye gölün tam ortasına… Hatası neymiş? Tony Buzan’a göre şu: Adam, “Bu kez topu göle atmayacağım” diye kendine telkin ediyor. Böyle yapınca ne oluyor? Beyinde “Top ve göl” yan yana geliyor ve topu göle atıyor. Peki ne yapması lâzımdı? “Topu deliğe atacağım, göle atabilirim, olabilir, ucunda ölüm yok ya, ama deliğe atmak için çalışacağım” diyecekti. Yani: “Hatalarımla yaşamayı öğrenmeliyim” (1 Haziran 1995 tarihli bir gazeteden alınmıştır)

40 BEYİN ANTRENÖRLERİ TURGAY RENKLİKURT – 03-07-2004 -
Yunanistan`ın Avrupa Futbol Şampiyonası`nda finale kalması sürprizlerin gerçekten en büyüğü. Daha düne kadar birkaç yetenekli oyuncunun kendi başına buyruk futbolu ve sıradan takım hüviyeti ile belleklerde yer alan Yunanistan`ın bu defa kollektif futbolun görkemli örneklerini sergileyerek finale uzanması; bir takımın başarısında antrenörün katkısı acaba hangi orandadır, konusunu yeniden gündem maddesi yaptı.

41 Alman antrenör Otto Rehhagel, Avrupa Şampiyonası öncesi kendisi ile yapılan özel röportajda şunları söylemişti: `Eğer bir antrenör futbolcusunun teknik, taktik, kondisyon gibi fizik değerliklerinin ön plana alan bir çalışma programıyla işe başlarsa başarı şansı yüzde gibi bir bantta tıkanır kalır. Çünkü, en iyi şartlarda yapılacak antrenmanlarla bile teknik, taktik, kondisyon özelliklerinde meydana getirilebilecek artım ancak o oranda olabilir. Buna karşın, bir antrenör ayağının tozuyla işe başladığı ilk günden itibaren hemen futbolcusunun mental `Zihinsel` dünyasına el atar ve mental training `Zihinsel antren-man` uygulamalarıyla futbolcusunun mental dünyasındaki futbol kirliliklerini temizleyip, oraya futbolun, `Qua non` olmazsa olmaz değerliklerini yerleştirirse, hem futbolcuların-takımın, hem de antrenör olarak şahsının başarı şansını yüzde 100`ün bile üzerine çıkartabilir.

42 Ben Yunanlı futbolcularla çalışmaya başladığım ilk günlerde onların bireyci, birbirleri ile anlaşamayan, yekdiğerini kıskanan, kuşkucu gibi futbol için sağlıklı olmayan mental değerliklere sahip olduklarını ama mesela futbol için en hayati öneme sahip olan yardımlaşma, kademeye girme gibi değerliklerin hiçbirinin de farkında olmadıklarını gördüm. Onlarla çalışmaya başlar başlamaz ilk işim bu gibi kirli mental değerlikleri değiştirmek oldu. O sayededir ki, bugünkü 11 kişiden oluşmuş ama tek beden gibi çalışan Yunan milli takımı ortaya çıkabildi. Dünkü Yunan milli takımının oynadığı oyunla bugünkünün arasında abartmadan söyleyeyim yüzde 100 fark var. Çünkü, dünkü Yunanlı oyuncunun futbol mentalitesi ile bugünkü oyuncunun mentalitesi arasında yüzde 100 fark var.`

43 Otto Rehhagel Yunan milli takımını bir yerlere getirerek, özünde futbolcunun kaslarından ziyade beynini antrene eden antrenör tipinin önemini gündem maddesi yaptı. Açıkçası, gün artık, `Beyin antrenörlerinin` günü.

44 “Zihin kalıbı her şey aslında”

45 «Kur’an, insan şahsiyetinin inşa sürecini doğru düşünebilme ile başlatarak, bu sürecin iman ile istikrar bulmasını ister.» (Tevhid Düşüncesi Ekseninde Kişisel Gelişim Kitapları, A. Hakan Karayılan)

46 AKLI İŞLETMEK Akılcılık ve bilim yol gösterici olmalı. Sporcular aklı işletmeyi öğrenmeliler. Yaşamlarını sorgulamayı öğrenmeliler. Değerlerini hayata geçirirken öyle gördükleri için değil, doğru buldukları için yaşamalılar. Yani biri neden öyle yaptığını sorduğunda kendi değerlendirmelerini esas alarak açıklayabilmeli. Açıklayamıyorsa taklit var demektir. İnsandan istenen değerlerini sorgulamasıdır.

47 PİERRE VAN HOOİJDONK «Ancak oyuncuların akıllarını daha çok devreye sokarak ve daha çok düşünerek tekniklerini kullanması lâzım. Hollanda’da tüm oyunculara anlatılır ve uygulanır bu durum. O yüzden Hiddink ve ekibi olarak oyunculara maç içinde daha çok düşünmeleri gerektiğini söylüyoruz hep. Ayrıca oynayacakları maç hakkında daha çok kafa yormaları gerektiğini belirtiyoruz. Mesela antrenmanlarda ve kampta sürekli soruyoruz her oyuncuya, “Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?” diye.» «Oyuncuların düşünmesini sağlamak, Hollandalı hocaların dünyanın çoğu yerinde çalışmasının ve başarılı olmasının bir nedeni aslında. O yüzden sadece duyguları değil, aynı zamanda aklı da kullanmak gerekiyor. Eğer Türkiye’de oyun içinde sakin kalabilir ve aklını kullanabilirse daha başarılı olur.» «Futbolda duygular ve akıl arasında denge kurabilirseniz her zaman bir adım önde olursunuz.»

48 2- Zorunlu genel ilimlerin hakkını vermek.
Hidayet 4 mertebedir ve bu mertebeler arasında hiyerarşi vardır. Bu mertebelerden birincisinin hakkını verip onu elde edemeyen, ikinciyi hak edemez, hatta böyle birine ikinci mertebe teklif bile edilemez. Ölümsüz Râgıb, yine Kur’an’ın verilerine dayanarak, hidayette giriş mertebesi olan ‘ ilk mertebe’nin ‘genel ve doğal şartlar mertebesi’ olduğunu söylüyor ve bu aşamanın olmazsa olmazlarını veriyor: 1- Aklın hakkını vermek, 2- Zorunlu genel ilimlerin hakkını vermek. Râgıb’a göre, peygamberlerin mesajından yararlanma aşamasından hayır görmek için ‘baraj aşaması’ olan akıl ve bilgi aşamasının gerekleri yerine getirilmelidir. Unutmayalım ki, Kur’an «Allah; pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.» diyen bir kitaptır. hj

49 AHLAKLI OLMAK Gerçek gelişme ise içeriden başlayan ve dışarıya doğru olan bir yön ve süreç izler. Eğer ilkelerimizle evrensel değerler arasında bütünlük varsa başarı ve mutluluk sürekli olacaktır. Anlamlı bir hayat sürmek, işi ne kadar sürede yaptığımıza ya da sonuçlara göre değil, niçin yaptığımıza bağlıdır. Niçinlerimiz, misyonumuzu oluşturur. Misyonumuz da bizleri. Yaşamı da anlamlı kılar. Atatürk’ün sözünü hatırlayalım: «Ben siporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.»

50 «Kur’an, ‘İman etki iyi insan olasın’ demiyor,
Aliya İzzetbegoviç: «Kur’an, ‘İman etki iyi insan olasın’ demiyor, ‘İyi insan ol ki iman etmiş olasın’ diyor.» Kur’an

51 Diğer değerler bu iki değerin açılımlarıdır.
İki amaç değer vardır: Dürüstlük Hakka saygı Diğer değerler bu iki değerin açılımlarıdır. iki

52 “Şu anda dünyada en çok dopingli sporcusu olan ülke biziz, bizden sonra Rusya geliyor. Nasıl utanç verici değil mi?”

53 YAŞAM BİÇİMİ OLARAK FUTBOL
Sporcu olmanın birinci kuralı futbolu bir yaşam biçimi olarak kabul etmek ve onu yaşama uyarlamaktır. Gelişmiş ülkelerde çocuklar sporu para kazanmaktan çok yaşam biçimi olarak kabul ediyorlar. Hiçbir şeyin kesin olmadığı bu yaşamda hayatı ıskalamadan, başarı ve başarısızlığın bizi kör etmesine izin vermeden yaşamak ve hayatın anlamını başarı ve başarısızlıklara yüklememek en doğal şey olmalı. Bugün işler öyle bir hal aldı ki, mutlaka bir şeyler başarmak zorundayız. Eğer bir şeyler başaramıyorsak kimse yüzümüze vurmasa da bizim bir hiç olduğumuz sürekli hissettirilmektedir. İnsan başarıya değil, huzura odaklanmalıdır. Çünkü huzur paylaşmayı, keyif almayı, büyümeyi sağlayan bir olgudur. Bugün etrafımızda başarılı gözüken bir çok insan huzursuzdur.

54 Gelişim içeriden dışarıya olmalıdır
Gelişim içeriden dışarıya olmalıdır. Eğer içeriden dışarıya doğru olursa, işte o zaman sürekli başarı ve huzur vardır. Nitekim ister sporcu olsun, ister antrenör, herhangi bir insan hiçbir şeyi kazanmak için yapmamalıdır. Çünkü kazanmanın sonunda kaybetmekte olabilir, strese girmek ve yetersiz kalmakta. Özgüven, çocuğun kendine saygısı, iletişim becerilerinin yüksekliği ve kişisel tatmini madalyadan daha önemli hedefler olacak. Kendinizi bir şeye ne kadar odaklarsanız birçok şeyden de o kadar kaçar ve yaşamı ıskalayabilirsiniz. Koşulsuz başarı hipnozdan uyanma ve yaşamdaki her şeye gereken değeri vermektir. Önce yaşama sanatını öğrenmeli.

55 “Koç Wooden için, her şey basketboldan ibaret değildi
“Koç Wooden için, her şey basketboldan ibaret değildi. Hayattı asıl olan. Onun oyununda önemli olan “Alan savunmasına uygulayacağımız taktik bu,” yerine “Kazansak da, kaybetsek de sahada insan olarak bunları yapacağız,” demekti.”

56 KARAKTERİNİZ KADERİNİZDİR
Karakter eğitimi en mükemmel kafa jimnastiğinden daha önemlidir. Karakter eğitimi ihmal edilmemelidir. Zekâyı uyuşturan, esir alan kişilik yetersizliklerinden, kişilik bozukluklarından ileri gelmektedir. Sporcularda bir çok üstün potansiyel yeteneği körelten, işte bu kişilik yetersizlikleri, kişilik bozukluklarıdır. fd

57 BAĞIMSIZLIK ESAS OLMALI
İnsan başarı için paraya, şöhrete, kupalara, sayılara, insanlara bağlı olursa içsel özgürlüğünü kazanamayacağı gibi üst düzeyde ve sürekli olumlu performans da ortaya koyamaz. Şampiyon olmak önce içimizde başlar. Bunun içinde bağımlılık zincirlerinin kırılması, yaşamsal kaygılar hariç diğer korku, endişe ve üzüntülerden kurtulmak gerekli. BAĞIMSIZLIK ESAS OLMALI

58 YARATICILIK İnsan yarattığı sürece varoluşuna anlam katar. Yaratamayan insan yıkıcılığını ortaya koyarak kendini göstermeye çalışır. Sporcular yaratıcı ve üretici olarak ben varım der, yıkarak, zarar verek değil. YARATICILIK

59 TOPLUMSAL İLGİ Yetenek maç kazandırır, takım ruhu ve zekâ ise şampiyonluk. Sporcular sadece kendini düşünen kişiler değil, kendi dışındaki insanları, tabiatı ve hayvanları da düşünen insandır ve kendini tüm evrenle bir hisseden kişidir. TOPLUMSAL İLGİ

60 “İnsan bütünün bir parçasıdır… ama düşüncelerini, hislerini ve kendini bütünden ayrıymış gibi deneyimler… Bu yanılsama bizi, bütün arzu ve şefkatimizi sadece en yakınımızdaki birkaç kişiyle paylaşmaya zorlayan bir çeşit hapishanedir. Bu yüzden ödevimiz, şefkat çemberimizi doğayı ve yaşayan varlıkların tümünü kapsayacak şekilde genişleterek bu hapishaneden kurtulmak olmalı.” (Albert Einstein)

61 Olgun insan, her hedefte bütünün hayrını/çıkarını gözetir
Olgun insan, her hedefte bütünün hayrını/çıkarını gözetir. Sıradan insan, her hedefte kendi çıkarını düşünür. Aradaki temel fark budur. Bütünün hayrını gözettiğimiz zaman yetkin(olgun), kendi kişisel çıkarımızı düşündüğümüz zaman sıradan insanız demektir.

62 DUYGUSAL ZEKÂ Duygusal zekâsı gelişmiş siporcular 21. yüzyılın en başarılı kişileri olacak yaşları arasında siporcular teknik özelliklerden çok psikolojik açıdan geliştirilmeli ki ruhsal ve duygusal yönden güçlü olabilsinler. DUYGUSAL ZEKÂ

63 MİZAH «Eksikleri ve kusurları mizahi olarak değerlendirebiliyoruz, paylaşıyoruz diyebiliyorsak bu hoş bir olgunlaşma seviyesidir. Dikkat ederseniz büyük kavgalar, tartışmalar olduğu zaman insan bir espri patlatır bir şaka patlatır, mizahi boyuta getirir, bir anda o gerginlik ve gerilim yumuşar. O insanın gerçekte kişilik ve kimlik yapısının olgunlaşma seviyesine geldiğinden kaynaklanan bir yapıdır.» (Tahir Özakkaş, Gelişim Evreleri) MİZAH

64

65

66

67 ZİHİNSEL OLARAK GÜÇLÜ KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ
1-Kendilerini suçlayarak vakit kaybetmiyorlar 2-Kendi güçlerini diğerlerine teslim etmiyorlar 3-Değişimden çekinmiyorlar 4-Enerjilerini kontrol edemeyecekleri şeyler için harcamıyorlar 5-Başkalarını memnun edip edemediklerine dair kaygılanmıyorlar 6-Risk almaktan korkmuyorlar 7-Aynı hataları tekrar tekrar yapmıyorlar 8-Diğerlerinin başarılarını kıskanmıyorlar 9-Başarısızlıklarının ardından havlu atmıyorlar 10-Kendi kendileriyle olmaktan korkmuyorlar 11-Her şeyi hayatın onlara sunduğu yaşam koşullarına bağlamıyor, sonuçlara hemen anında ulaşmak adına sabırsızlanmıyorlar (Popüler Psikiyatri Dergisi, sayı 77, sayfa,29-30)

68 SPORTİF PERFORMANSIN BOYUTLARI
Sportif performansın boyutları ve bunların psikolojik öğelerinin sporcu açısından görünümü şöyledir: 1-Her sporcu kendini kanıtlamak ve çok iyi bir sporcu olmak için içinde karşı konulamaz bir istek duymalıdır. 2-Yarışma esnasında, ortaya çıkan ya da çıkabilecek değişik pozisyonları doğru ve çabuk kavrayıp doğru kararları derhal vermelidir. 3-Duygusal yaşamı kararlı, mizaç değişiklikleri ılımlı olmalıdır. 4-Güçlü bir dikkat ve konsantrasyon yeteneğine sahip olmalıdır. 5-Sporcu kendine güvenmeli, bu güven takım arkadaşları tarafından hissedilebilmelidir. Ayrıca, bu güven duygusu, takım oluşturan diğer sporcuların hem kendilerine hem de takım arkadaşlarına olan güveni arttırmalıdır. 6-Sporcu yenilgiyi sevmemeli ama yenilgiden de korkmamalıdır. Yenilgiyi sporun bir parçası saymak, ama yenilmemek için sonuna kadar savaşmak, her sporcunun geliştirmesi gereken ilk ve en önemli özelliktir. 7-Sporcu, yarışma esnasında yapabileceği hatalardan ve seyircinin yapabileceği olası aleyhte tezahürattan etkilenmemelidir. Aynı şekilde takım arkadaşlarının yapabileceği olası hatalara karşı da anlayışlı ve yardıma hazır olmalıdır. “Bu hayat müsabakasında diğerleri, kabiliyetleri itibariyle sizi geçebilirler. Bir muvaffakiyet elinizden kaçabilir. Bundan dolayı onlara kızmayınız ve elinizden geleni yapmışsanız, kendi kendinize de kızmayınız. Asıl mühim olan muvaffakiyet değil, gayrettir. İnsanın elinde olan ve onu memnun eden ancak gayrettir.” (Mustafa Kemal Atatürk).


"TOM PETERS T.F.F. 5-6 HAZİRAN 2015 TOM PETERS-T.F.F." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları