Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Madde Kullanımı ve Bağımlılığı

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Madde Kullanımı ve Bağımlılığı"— Sunum transkripti:

1 Madde Kullanımı ve Bağımlılığı
ALİAĞA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü Madde Kullanımı ve Bağımlılığı

2 MADDE BAĞIMLILIĞI İnsanlığı etkileyen en önemli sorunlardan biri haline gelen madde kullanımı ve bağımlılığının geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Madde bağımlılığının tarihi çok eskilere dayanmaktadır. 8 bin yıl önce Mezopotamyalılar ekmek yapmak için arpayı ıslah ederken bira yapımı başladı. 6 bin yıl önce Sümerler, Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içiyorlardı. Paleolitik çağda fermente edilmiş meyve, tahıl ve baldan alkol yapılıyordu. Çin ve Hindistan’da İÖ 3. binden beri esrar kullanılmakta. Geçmişte lifleri giysi, yay, kağıt yapımında kullanılmıştı. Orta Doğu’da Sabbahiler denilen grup esrarı yoğun biçimde kullanıyordu. Doğuda esrar, binlerce yıldır batıda alkolün bulunduğu sosyal rolde olmuştur. MÖ 4000 yıllarında Mezapotomyada yaşayan Sümerlerin haşhaş ve kenevir yetiştirdikleri ve bu bitkileri şurup, hap ve toz olarak kullandıklarını bildiren çivi yazıtları vardır. MÖ 2000 de yine Mısırda haşhaş ekimi ve afyon üretimi ve yapılan ilaçlarla ilgili ayrıntılı bilgiler vardır Kokain, Güney Amerika’da yetişen Eritroksilon Koka bitkisinden elde edilen bir alkaloiddir. Yerliler, eski dönemlerden beri bunun yapraklarını uyarıcı etkisi için çiğnerler. Bugün kötüye kullanılan kokain (kokain alkoloidi) ilk kez 1860’da izole edildi. Lokal anestetik olarak kullanılmaya başlandı. 1800’lerde bir çok hastalığın tedavisi içinkullanıldı ve 1990’larda kokaine çok değer verilirdi. Papa Leo XII, Sigmund Freud, Jules Verne, and Thomas Edison gibi bir çok ünlü isim tedavide kullanımını önerdi. 1914’deuyuşturucu olarak sınıflandırıldı.Kola da orijinal olarak kokain içermekteydi ve 1888’de ‘‘yorgunluğu geçiren içecek’’ olarak reklam yapıyordu. Kola daha sonra kokaini içeriklerinden çıkarmış ve yerine kafein koymuştur.

3 MADDE BAĞIMLILIĞI? Bir maddenin belirgin bir etkiyi elde etmek için alınması sürecinde ortaya çıkan bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen madde alımının devam etmesi, bırakma isteğine rağmen bırakılamaması, aynı etkiyi elde edebilmek için giderek madde miktarının arttırılması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamaması durumudur. Madde Kullanım ve Bağımlılığı dediğimiz vakit, bireyin kimyasallarla kurduğu ilişkide; yukarıda andığımız nesnel kayıplarının ortaya çıkması ile gelişen, çok boyutlu ve çok yönlü bir sorunsaldan bahsetmekteyiz. Bağımlılığı tehlikeli kullanımdan ayırmak gerekir (Kötüye kullanım): Tehlikeli kullanım, madde kullanımının kişinin kendine, hayatına ve çevresine zarar vermesidir. Madde kullanımına bağlı olarak kişi işine gitmez, okula devam etmez, işinde başarısızlıklar ortaya çıkar, ailesini ve çocuklarını ihmal eder, bedeninde fiziksel bozulmalar olur. Madde kullanımı nedeni ile tartışma, kavga gibi yineleyen kişilerarası ve toplumsal sorunlar, madde taşımak ve bulundurmak ya da madde etkisi ile gelişen davranış bozuklukları dolayısıyla yasal sorunlar yaşanabilinir. Bağımlık Bir İlişki Türüdür Aslında “Bağımlılık” bir ilişki türü ve sürecidir. Bu ilişki, kişinin seçim ve kabullerine bağlı olarak doğrudan bir kararla kurulur. İlişkinin bir ucunda ilgili kişi varsa diğer ucunda ya bir nesne ya bir durum ya da başka bir kişi vardır. Bireyin başka bir kişi, nesne veya durumla kurduğu ilişki bir süre sonra öyle özellikler kazanır hale gelir ki, artık o ilişkinin konuşulur pek çok yanı ve yönü vardır. Nedir bunlar ve neden konuşulur hale gelmiştir? En önemli husus, bireyin ilişki üzerinde özdenetimini yitirmesidir. Bunu özerkliğin kaybı izler. Özdenetim ve özerkliğin kaybı ile bireyin özgüllüğü de tehdit altındadır. Kaldı ki bu kayıpların bütünü söz konusu olduğunda bireyin kendini özgür hissetmesi olanaklı değildir. Şekillendirerek ifade edecek olursak, nesne ya da durumla -belli seçim ve kabullere dayanarak ve belli beklentilerle- kurulmuş ve özgün talepleri karşılayamaz hale gelerek ‘bağımlılık’ haline dönüşmüş ilişkide bazı kayıplar anlaşılmadan irdeleme yapmak olanaksızdır. Bağımlılığın Yol Açtığı Kayıplar Özdenetim kaybı Özerkliğin kaybı Özgüllüğün kalkması Özgür olamama İlişki, ister nesne ile ister durumla isterse başka bir kişi ile kurulsun; bu özellikleri içerir hale gelmişse bağımlılık ilişkisi de kurulmuştur artık Madde Kullanım ve Bağımlılığı dediğimiz vakit, bireyin kimyasallarla kurduğu ilişkide; yukarıda andığımız nesnel kayıplarının ortaya çıkması ile gelişen, çok boyutlu ve çok yönlü bir sorunsaldan bahsetmekteyiz. Bu kimyasalların neler olduğuna gelince; bir kısmı tıp içi kullanımda olan bir kısmı da tıp dışında kullanılan maddelerden söz etmekteyiz. Hepsinin ortak yönü: Beyin ve bağlantılı sistemleri dolaylı/dolaysız etkilemesi, Yaşam için gerekli olmaması (hastalık olarak yaşamı tehdit ettiği hallerin dışında), Sahte bir İyi Oluşluk Hali Yaratmasıdır (Beyin Ödülleme Sistemi). Birinden diğerine, bu kimyasallarla kurulan ilişkinin, biyolojik planda başlayıp bireysel ruhsal değişkenlerle biçimlenerek ve çevresel etmenlerin kapsamladığı bir atmosferde bağımlılıkla sonuçlandığını bilmekteyiz. Bu kaçınılmaz süreç, günümüz tıbbının sağladığı doğrudan verilerle üzerinde spekülasyon yapılmasına izin vermeyecek biçimde tartışılmasız bir konuma ulaşmış ve evrensel kabullerden biri haline gelmiştir. Bireyle nesne arasında bir ilişki vardır. Eğer bu ilişki bireyin özerkliğini, özgüllüğünü, özgürlüğünü, ortadan kaldırıyor; böylece onun davranış dağarcığında var olmayan yeni tutum ve davranışlara yol açıyor, öz denetimini zayıflatıyorsa bu bir bağımlılık ilişkisidir. Tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım, girmesinler havaya’ Tek taşını kendisi alabilen, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü kadın, aynı zamanda anne, eş de olabilir sevgili de. Ama ‘bağımlı’ değil ‘bağlı’ bir eş, anne, sevgili...tek taşlı bir yüzük için beyaz atlı prens bekleyen bir kadın, erkeğe bağımlıdır. Diğeri, kendi ayakları üzerinde durabilen kadın ise hem özgür hem bağlı... Sevdiklerimize bağımlı değil bağlı olmalıyız. Bağımlı ilişkide biri ötekine dayanıp da yaşar. Aralarında bağlılık olanlar ise dayanışma içinde yaşarlar.

4 Maddenin zararlı (kötüye) kullanımı
Kişinin kendine, hayatına, ailesine ve çevresine zarar verecek tarzda madde kullanmasıdır. Okul başarısızlığı,ailesel sorunlar, fiziksel problemlerin ortaya çıkması, yasal sorunlar vb.

5 MADDE BAĞIMLILIĞI TANI ÖLÇÜTLERİ
Maddeyi kullanmak için güçlü bir istek, Maddeyi kullanma davranışını denetlemede güçlük, Yoksunluk belirtileri, Tolerans gelişimi, Maddeyi elde etmek, kullanmak ve belirtilerini gizlemek için aşırı zaman ve çaba harcama, Madde kullanımı sosyal, ruhsal, fiziksel sorunlara yol açsa da maddeyi almaya devam etme, Bu maddelerin 3 tanesinin olması kişiye bağımlı demek için yeterlidir Ruhsal hastalıkların tanı ve istatistiksel el kitabının dördüncü çeviri metni (DSM-IV-TR) beyin fonksiyonunu değiştiren maddelere “maddeler” ve ilişkili oluşan hastalıkları da “maddeye bağlı hastalık” olarak adlandırmıştır. DSM-IV’e göre aşağıdakilerden üçünün varlığı bağımlılık tanısı koymak için yeterlidir: 1.Tolerans gelişmesi: Aynı etkiyi sağlayabilmek için kullanılan maddenin dozunun giderek arttırılmasıdır. 2.Yoksunluk belirtileri: Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında ortaya çıkan belirtiler yoksunluk belirtileridir. 3.Başarısız bırakma girişimleri: Madde kullanımını denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan sürekli çabalardır. Kişi bırakır ve yeniden başlar. 4. Maddeyi bulmak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcama. 5.Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen bırakılması. 6.Maddenin tasarlandığından daha uzun ve yüksek miktarlarda alınması. 7.Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımına devam etmek.

6 Bağımlılık Zararlı sonuçlarına rağmen kompulsif madde kullanımı
Kullanım üzerinde kontrol kaybı ile karakterizedir Durmadan kullanmak değil, kullanmaya başlayınca duramamaktır.

7 Bağımlılık tıbbi bir hastalıktır. (biyo-psiko-sosyal)
Bağımlılık kronik-tekrarlayıcı bir hastalıktır.

8 Bağımlılığı diğer hastalıklardan ayıran en önemli özellik, bağımlığın doyum (ve bazıları için keyif) vermesidir

9 Bağımlılık kalıcıdır ancak kullanım durdurulabilir
Bir nikotin bağımlısı sigara ve tütün ürünlerini bıraktıktan sonra da “remisyonda bir nikotin bağımlısı”dır

10 Diyabetli bir hasta diyetine çok dikkat etse ve kan şekeri hep normal sınırlarda seyretse, hiçbir şikayeti olmasa o kişi yine de “belirti vermeyen” bir diyabet hastasıdır. Bağımlılar da bağımlı oldukları maddeyi kullanmayı kalıcı olarak bırakıp onun bütün olumsuz etkilerinden kurtulabilirler. Ancak eski hallerine dönmek istemiyorlarsa hiçbir zaman tekrar sosyal kullanıcı olmayı denememelidirler

11 BEYİN NASIL BAĞIMLI HALE GELİR?

12 Ödül Yolu (Reward Pathway)
Yaşamamız ve neslimizin devamı için gerekli temel işlevleri yapmamız için dürtü-motivasyon verir.

13 Ödül Yolu (Reward Pathway)

14 Doğal Ödüller Yiyecek Su Seks
Bunları istediğimiz, zevk aldığımız için yaparız

15 Bağımlılık yapıcı maddelerin bu sistemle ilgisi ne?
Bütün maddeler beyindeki bu merkezi doğrudan ya da dolaylı uyarır. Böylece hayatın devamı için gerekli olan pekiştirmeyi kullanırlar Ör: Eroin ve kokain kullanıcıları intoksikasyonu cinsel orgazma benzetirler Ör: Kokain bağımlısı kobaylar onu yiyecek ve suya tercih ederler

16 Süreç şöyle işliyor: Su içme, yemek yeme gibi hayatta kalma dürtüleri olan davranışlarla aynı beyin devrelerini harekete geçiriyorlar Dopamin yükselmesine ve bağımlı kişinin ‘zevk’ ‘doyum’ hissetmesine yol açıyorlar Daha sonra beyin bu hissettiği zevki hafızasında tutup tekrarlanmasını istiyor

17 İnsanların görme,koku alma, dokunma gibi çeşitli duyulardan zevk alabilmesi veya sevme, ödül alma, sınıf geçme, yarış kazanma gibi deneyimlerden yaşanan olumlu duygular beynin dopamin salgılamasına bağlıdır. Kendimizi sakin, mutlu hissediyoruz. Bir süre sonra salgılanan dopamin miktarı eski haline dönüyor ve biz olağan hayatımıza devam ediyoruz, yeni mutlu bir an yaşamayı bekliyoruz, çünkü beynimiz bunu hafızaya kaydediyor ve ona tekrar ulaşmak için gerekli hareketleri hatırlar ve tekrarlatır.

18 Bağımlılık yapan maddeler ilk kullanıldığında hızlı ve yüksek miktarda dopamin salgılanır: ‘ödül’
Tekrarlayan kullanımlarda dopamin yine yükselir ama eski düzeylerine ulaşamaz Bağımlılarda dopamin salınımı bozulur, kişi artık hiçbir şeyden zevk alamaz olur

19 Bir süre sonra madde kullanımı yemek yemekle aynı anlama geliyor
Daha sonra da bu maddelere ulaşıp kullanma isteği hayatta kalmak için gerçekten gerekli davranışların önüne geçiyor. Aile ,iş toplum gibi önceden değer taşıyan unsurlar bağımlılık karşısında önemini yitiriyor

20 BAĞIMLILIK İKİLEMİ ZARAR ZEVK

21 Bağımlılık Yapıcı Maddeler
Tütün/Sigara Alkol Esrar Uçucu maddeler Ekstazi Eroin Kokain Halusinojenler Sedatif ilaçlar Kafein ve enerji içecekleri Kumar (loto,iddia,at yarışları, internet oyunları vb.) Diğer maddeler

22 DEĞİŞİK UYUŞTURUCU MADDELER VERİLMİŞ BİR ÖRÜMCEĞİN YAPTIĞI AĞLAR

23 Madde kullanım spektrumu
1. Duygudurumda oluşan değişiklikleri öğrenme (deneysel kullanım) 2. Duygudurumdaki dalgalanmaları arama (sosyal kullanım) 3. Duygudurumda dalgalanma ile aşırı ilgilenme (operasyonel kullanım) 4. Normal hissedebilmek için madde kullanma (bağımlı kullanım) 1. Duygudurumda oluşan değişiklikleri öğrenme (deneysel kullanım) 2. Duygudurumdaki dalgalanmaları arama (sosyal kullanım) 3. Duygudurumda dalgalanma ile aşırı ilgilenme (operasyonel kullanım) 4. Normal hissedebilmek için madde kullanma (bağımlı kullanım Madde kullanımı 4 evreden oluşan bir continuum gösterir. Bu 4 evreyi belirleyen özellik her evrede madde kullanımı ile ortaya çıkan duygudurmdaki değişikliklerdir. Duygudurumda dalgalanmalar derken psikoaktif maddelerin kişide yarattığı subjektif etkilenmeleri kast ediyorum. Son çalışmalar madde denemeden önce niyetin başladığını gösteriyor. Yapılan bir cohort çalışmada çocuklar 4,5 ve 6 sınıfta ilerde madde kullanacağını söylüyor. Ve 3-4 yıl sonra kullanıyorlar.

24 Deneysel kullanım İlk evre deneysel kullanım, herşey bir şekilde deneme ile başlıyor.

25 1. Evre -Deneysel kullanım
Keşif evresi İlk kullanılan madde çoğunlukla alkol Etkilerin araştırılması ve denenmesi Etkilerin denetim altına alındığının görülmesi arzusu Korkulan yaşantıların araştırılması Birinci evre gencin madde kullandığı zaman duygudurumunda değişiklikler olduğunu keşfetmesidir. İlk kullanılan madde çoğunlukla alkoldür ve maddenin onda nasıl bir etki yarattığının araştırılması ve denenmesidir. Deneme aşamasında maddenin entoksikasyon etkisinin yaşanması ve bu yaşantının denetim altına alınabildiğinin görülmesi genç için önem kazanmaktadır. Ayrıca korkulan yaşantıların nasıl bir şey olduğu, söylendiği kadar korkutucu olup olmadığı, denetim altına alınıp alınamayacağı araştırılmaktadır. Birçok ergen için ilk denemelerden sonra 2. evreye geçiş olmaktadır.

26 KİŞİSEL ÖZELLİKLER Bağımlılık için özel bir kişilik tipi ve biyolojik özellik belirlenmemiştir. Kullanan herkes için bağımlılık riski eşittir.

27 HEDEF KİTLE GENÇLER NEDEN GENÇLER Gençlik; cesaretin çekingenliğe, serüven isteğinin durağanlığa üstün geldiği dönemdir.

28 Arkadaşlarının sözlerine ve davranışlarına önem verirler.
İlgileri (Politikaya, Spora vb.) artmış, Tepkileri sert, Çabuk sevinir, çabuk üzülürler, Gel, geç hevesleri var, Başarılı olma istekleri var, Karşılaştırmalardan hoşlanmazlar, Dış görünüşe önem verirler, Arkadaşlarının sözlerine ve davranışlarına önem verirler.

29 Bu nedenle madde satıcıları bir yetişkin aracılığı ile değil gençlere gençlerle ulaşmaya çalışır.

30 MADDE KULLANIMINA BAŞLAMA YAŞI
% YAŞ ALTI % yaş % % % YAŞ ÜSTÜ İlk kullanım yaşı: Bira içmeye başlama yaşı sorusuna, erkekler arasında 11 yaş ya da altında “en az bir bira içmiştim” (yüzde 10) şeklinde cevap verenler olduğu gibi, kızlarla erkeklerin geri kalanı ilk biralarını 14 ve 15 yaşlarında içtiklerini belirtmiştir (tüm öğrenci örnekleminin yüzde 5-9'u). Diğer maddelerde, özellikle de deneme oranının daha yüksek olduğu marihuana/esrar ve uçucularda, öğrencilerin çoğunluğu tarafından bildirilen ilk kullanım yaşı, tüm örneklemin yüzde 1'i olmak üzere arasında olmuştur. Görüldüğü gibi 2/3’ü madde kullanımına 20 yaşın altında başlıyor. Dolayısıyla hedef kitlemiz: GENÇLER Alkol ve madde kullanımının nedenleri sorulduğunda, belirtilen "kişisel sorunlar" arasında, okulda düşük performans göstermek, para ya da başka değerli şeylerini kaybetmek, kaza geçirmek ya da yaralanmak ya da acil servise alınmak bulunmaktadır. "İlişkilerdeki sorunlar" arasında arkadaşlarla, ebeveynlerle ve öğretmenlerle kavga etmek ya da tartışmak seçenekleri bulunmaktadır. İlk kullunılan madde: Öğrencilere ilk kullandıkları maddenin ne olduğu, bu maddeyi nasıl buldukları ve neden kullandıkları sorulmuştur. Öğrencilerin yüzde 94'ünden fazlası hayatlarında hiç madde kullanmadıklarını belirtmiştir. Kullananlar arasında ilk kullanılan maddeler esrar, sakinleştirici ya da yatıştırıcılardır. Maddeyi nasıl buldukları sorusuna öğrenciler genellikle grup içinde paylaştıklarını söyleyerek cevap vermiştir. Erkeklerin bazıları maddeyi (kendilerinden yaşça daha büyük ya da daha küçük) bir arkadaşlarının verdiğini, bazıları ise maddeyi cevaplar arasında yer almayan bir şekilde aldıklarını ifade etmiştir. Ergenler arasında madde kullanımı hakkındaki halk tartışmalarında, arkadaş baskısının etkileri sürekli olarak vurgulanmıştır. Ancak bazen ilk madde kullanımına başlamada bir kişi de etkin rol oynayabilmektedir. O nedenle pek çok ülkede, ilk madde kullanımındaki ana nedenlerden birinin "merak" olduğu da vurgulanmaktadır. Belirtilen diğer nedenler arasında "problemlerini unutmak" ve "kafa bulmayı istemek" yer almaktadır. Oransal olarak, erkekler bu nedenleri kızlardan daha çok belirtmektedir İlk kullanılan madde: (2003 ESPAD) Öğrencilerin yüzde 94'ünden fazlası hayatlarında hiç madde kullanmadıklarını belirtmiştir. Kullananlar arasında ilk kullanılan maddeler esrar, sakinleştirici ya da sedatiflerdir Ectasy

31 BAŞLAMA NEDENLERİ merak" Arkadaş baskısı "problemlerini unutmak"
"kafa bulmayı istemek"

32 İlk kullandıkları maddeyi nasıl buldukları
genellikle grup içinde paylaştıklarını Erkeklerin bazıları maddeyi (kendilerinden yaşça daha büyük ya da daha küçük) bir arkadaşlarının verdiğini, Ergenler arasında madde kullanımında arkadaş baskısının etkileri

33 2. Evre -Sosyal kullanım Akranlarla birlikte kullanma
Duygudurumda oluşan değişikliği tekrar sağlama Daha sık sarhoş olma Alkol dışı maddelerin kullanımı Birçok risk taşır 2. Evre sosyal kullanımdır. Çeşitli sosyal ortamlarda ki bu çoğunlukla akranlarla birlikte yapılan partilerdir, maddenin duygudurumda yaptığı değişimi tekrar sağlamak için kullanılmasıdır. Daha sık sarhoş olur. Alkol dışı maddelerin kullanımı da mümkündür. Bu evre sosyal içicilik olarak tanımlanabilir. Ancak bu tanım ergenin sosyal ortamlarda madde kullanmasının uygun ve onaylanabilir bir davranış olduğu anlamına gelmemelidir. Bu evreden bir sonraki evreye geçmeyeilir. Ancak bu evrede birçok risk bulunduğu unutulmamalıdır.

34 3. Evre -Kötüye kullanım Bağımlılık gelişmesi olasılığı artar
Anksiyete ve gerilimden kurtulma Eğlenme için kullanma 3. Evre madde kötüye kullanımının geliştiği evredir. Bundan sonra bağımlılık gelişmesi olasılığı artmaktadır. Bu evrede madde kullanımı anksiyete ve gerilimden kurtulmak veya sadece eğlenmek amacıyladır. Madde kullanımı adaptif, uyumsal bir yaşantı olarak algılanır, ancak bu maladaptiftir. Bu DSM IV’te kötüye kullanım evresine denk düşmektedir.

35 Bağımlılık

36 4. Evre -Bağımlılık Kompülsif bir istek
“Normal” hissedebilmek için madde kullanma 4. Evrede artık bağımlılık gelişmiştir. Yaşamını devam ettirebilmek için kimyasal bir maddeye bağımlıdır. Madde kullanımı ile oluşan duygudurum dalgalanmalarının tekrarlanması için duyduğu kompülsif bir istekle madde kullanır. Çeşitli kimyasal maddelerle değişikliğe uğratılmış bu içsel durum ergen için normal olarak adlandırılır. Yani normal hissedebilmek için madde kullanma gereksinimi vardır. Birçok biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörün etkisiyle ergen bu evrelerin birinden diğerine geçebilir. Birçoğu için madde kullanımı 1. ve 2. evrede kalırken çok daha az bir kısım kötüye kullanım ve bağımlılık evresine geçer. Bu evrelerden daha az sorunlu bir evreye geçme veya kullanımın kesilmesi genellikle dıştan gelen müdahaleler ile mümkün olmaktadır. Kendiliğinden gerileme çok ender görülen bir durumdur.

37 1991 Ozer 1995 Yazman 1996 Ogel, Tamar ve ark 1998 2001 Ogel ve ark
2003 UNODC Tütün %15.7 %68 %30 %64.9 %59 %48.3 Alkol %27.6 %61 %34.2 %17.9 %57.7 %48.6 Herhangi bir madde %2.5 - %6 Esrar %4 %4.2 %3.5 %4.8 %5.1 Uçucu %8.6 %4.4 %5.2 Ecstasy %1 %0.9 %1.2 %3.2 Sedatif %7 %5 %4.1 %5.4 Eroin %0.7 %1.6 %1.1 %2.8 Madde kullanımı son yıllarda hızlı bir artış göstermekte. Madde kullanımının gençler arasında yaygınlaştığı çalışmalarda da görülmekte. Üstelik bu çalışmalar lise 2. sınıf öğrencileri arasında yapılmış çalışmalar. Yani hala okula devam edebilen gençlerin madde kullanım oranlarını gösteriyor. Oysa çematem’e başvurularda liseye kadar devam edebilenlerin sayısı oldukça az. Çoğu ilköğretim aşamasında okulu terk ediyor.

38 Kullanımın yaygınlaşması
yılları arasında Esrar kullanımı %75.7 Uçucu kullanımı %40.5 Ekstazi kullanımı %287.5 Eroin kullanımı %100 artmıştır

39 BİR ÇOK KİŞİ BAĞIMLI OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİLDİR.
***Kişi bağımlı olunan durumu hep inkar eder, kabul etmez, istediği zaman maddeyi bırakabileceğini düşünür. ***Kullanılan madde miktarı artar, önceden etki gösteren miktar aynı etkiyi göstermez duruma gelir. Bu durum bağımlılığın en önemli göstergelerindendir.

40 MADDENİN ÖZELLİKLERİ Bir madde kullanıldıktan sonra, sahte iyi oluş halini ne kadar kısa zamanda ve şiddetli ortaya çıkarıyorsa bağımlılık yapıcı gücü o kadar fazladır. Örneğin; sigara alkole göre daha fazla bağımlılık yapıcı gücü olan bir maddedir. İnsanda madde kullanmaya başladıktan ne kadar sonra bağımlılık gelişeceğine ilişkin yeterli veri elimizde yoktur. Bağımlılık gelişme riski kullanılan madde cinsine, maddenin saflığına, kullanılan kişinin fiziksel ve ruhsal yapısına göre değişir. Bağımlılık yapan maddelerin psikolojik etkileri çok yoğundur. Bu nedenle bir kez kullanım bile sorun yaratabilir. Örneğin kokain bir kez kullanıldıktan ve etkisi geçtikten sonra saat süre ile istenmeyen ruhsal etkilere neden olur. Katkı maddeleri ile fazla karıştırılmamış eroin, ilk kullanımdan sonra bile bağımlılık yapabilir. Bu nedenle bu maddelerin bir kez kullanılması bile sakıncalı yaratır ve bağımlılık riski vardır.

41 BAĞIMLILIĞI ENGELLEMENİN YOLU

42 ESRAR (Cannabis, Haşiş)
Hint keneveri/cannabis indica) THC/tetrahidrokannabinol Toz esrar, plaka Gubar, Marihuana, Paspal Hint keneveri/cannabis indica) ile “Afyon haşhaşı” (papaver Somniferum L) birbirine karıştırılmamalıdır. ESRAR (Cannabis) Esrar, hint keneverinden elde edilen bir maddedir. 421 çeşit kimyasal madde içermektedir. Etkin maddesi tetrahidrokannabioldür. Sarıkız, kuru, ot, joint, derman, giye olarak da adlandırılmaktadır. İşleniş biçimine göre bazı farklılıklar gösterir ve bunlara göre farklı isimler alır. Bunlar arasında Marijuana, Gubar, Ganja sayılabilir. Kullanış biçimi: Genellikle sigaraya sarılarak dumanı içe çekilir. Kimi zaman kek ya da lokum içine katılarak yenebilir. Etkileri: Alındıktan sonra yarım saat içinde etki gösterir ve etkileri 3 saat içinde kaybolur. Yağ dokusuna geçtiği için bu süre 8-12 saati bulabilir. Taşikardi, ağız kuruluğu, iştah artışı gözlenir. Psikolojik etkileri, alan kişinin içinde bulunduğu ruh haline, maddenin miktarına, ortama ve geçmiş deneyimlere göre değişkenlik gösterir. Bu etkiler arasında renk, ses ve zaman algısında değişiklikler, öfori, relaksasyon sayılabilir. İnhibisyonun kalkması, konsantrasyon azalması, koordinasyon bozukluğu görülebilir. İştah artar, muhakeme bozulur, konuşkanlık gözlenir. Flash back’ler halüsinojenlerdeki kadar sık olmasa da, görülebilir. Yan etkileri: Akciğerlerde kansere ve bronşite neden olabilir. Bu etkisi sigara ile karşılaştırıldığında beş kat yüksektir. Kuru öksürük, larenjit, farenjit görülebilir. Kimi zaman panik, korku, kuşku hali ortaya çıkabilir. Testosteron düzeyini azalttığı saptanmıştır. Bellek bozukluklarına ve konsantrasyon kaybına neden olabilir. Refleksleri bozduğu için araba kullanılması sakıncalıdır. Kronik esrar kullanımı ile ortaya çıkan ve motivasyon yokluğuyla seyreden bir tablo tanımlanmıştır. Apati, hedefe yönelik etkinlik kaybı, yeni sorunları çözme yeteneğinde kayıp gözlenmektedir. Esrar kullananlarda izole uvulit bildirilmiştir. Yaygın gingival hiperplazi, periodontal hastalıklar gözlenmiştir. Yüksek doz: Esrar kullanımında paranoid hezeyanlarla karakterize psikotik bir tablo görülebilir. Çok yüksek dozda alındığında konfüzyon ve bilinç kaybıyla giden toksik deliryum gelişebilir. Bu durumda sakin ve kişinin kendini güvende hissedeceği bir yerde yapılacak bir konuşma oldukça yararlı olur. Benzodiazepinler kullanılabilir. Eğer psikotik belirtiler belirginse, o zaman düşük doz antipsikotik ilaç başlanabilir (haloperidol,-Norodol 5-10mg). Belirtiler düzelir düzelmez, bir iki gün içinde ilaçlar kesilmelidir. Yoksunluk: Fiziksel yoksunluğu yoktur. Ancak alınmadığı zaman yerinde duramama, sinirlilik, huzursuzluk, gerginlik, uykusuzluk ve iştah kaybı gözlenebilir. Tolerans: Yavaş gelişir Bağımlılık potansiyeli: Düşük

43 Esrar Görünüşü ve Kullanış Biçimleri
Ham esrar kendine has kokusu olan, sarı ile yeşilimtırak renkte bir tozdur. Zamanla kahverengine dönüşebilir. Plaka veya çubuklar halinde piyasada satılır. Bunun için baskı aletleri (pres) kullanılabilir. levha ya da çubuk biçimine getirildikten sonra daha çok tütüne karıştırılarak sigara gibi içilir. Ayrıca çiğnenerek ve çeşitli yiyecek ve içeceklere karıştırılarak kullanılır

44 SOKAK İSİMLERİ Derman, ot, plaka, mühür, sarıkız, anten, sarma, paspal, gıya, gogo, gonca, kuru, cigara, cigaralık, deli gonca, ahna, henry, patates, keçi, yeşil, kendir, elek altı, siyah, saddam, kenevir, jelatin, mal, sarı çiçek, sündüz , cam macunu, kına, kuriş, gubar, joint

45 Esrar kullanımı genellikle “gateway” - (geçiş/giriş kapısı) olarak bilinir ve kişinin diğer maddeleri kullanmaya devam edip etmeyeceğinin büyük bir belirleyicisidir. A.B.D’de gençlerle yapılan bir çalışmada esrar kullananların %73’nün daha sonra kokain, %33’nün eroin kullandığı görülmüştür

46 Fiziksel ve Psikolojik Etkileri
Alındıktan 30 dk. sonra etkisini gösterir. Sigara ile içilen esrarın etkisi 2-4 saat; sindirim yoluyla alındığında bu etki 5-12 saat sürer. Nabız hızında artış görülür. Gözlerin kızarması, ağızın kuruması, baş dönmesi, kalp atışlarının hızlanması, sık sık idrar yapma ihtiyacı duyulur. İnsanda ağız yoluyla THC maddesinin etkili olduğu doz mg/kg; sigara ile içildiğinde 25-50mg/kg’dır.

47 Kişinin içinde bulunduğu duygu durumuna göre etki yaratır
Zaman algısıyla ilgili bir farklılaşma renkleri ve sesleri algılamaya karşı duyarlılık artar İştahta artış görülür Refleksleri bozar ancak gene de değişmeyen etkileri vardır (zamanının yavaşladığı duygusu; örn, 1 saatlik bir dönem 8-10 saat gibi algılanabilir yaratıcılığı arttırıyor diye düşünülmesinin nedeni de budur bu nedenle reflekse dayalı işler yapılması bazı kazalara ve yaralanmalar yol açabilir (Ör., araba kullanılması tehlikelidir).

48 Sakinlik ve gevşeme yaşarlar; kendilerini daha rahat hissederler,
Alkolde olduğu gibi ruhsal inhibisyonları ortadan kalkar. Daha konuşkan olurlar. Öfori ve bazen önüne geçilemeyen gülme krizleri gerçekleşir.

49 Uzun süre esrar kullanımı
Karakter değişikliği ve hayat tarzında farklılaşma, anksiyete ve depresyon, amotivasyon sendromu: apati (ilgisizlik) geliştiğini, kişinin daha pasif, ilgisiz ve isteksiz. Bu kişiler çalışmak ve üretmek istemezler. Uzun süreli planlar yapamazlar. Kompleks işleri yapmaya karşı hem istek hem de kapasite azalmıştır. Konsantrasyon yetenekleri kaybolmuştur. Yüksek dozda alındığında kullanıcı hoş olmayan duygular yaşayabilir; bunaltıya, ruhsal çöküntüye, aşırı uçlara varan ruhsal değişikliklere yol açabilir Uzun süre kullananlarda uyku hali, uyuşukluk, dengesizlik, kaslarda eşgüdüm bozukluğu vardır. Birey bazı motor yetilerini kaybedebilir. Fazla terlerler. Ayaklarda karıncalanma olur. Sigara gibi içildiğinde göğüs sıkışması yaşanabilir.

50 Uzun süre kullananlarda
Uyku hali, uyuşukluk, dengesizlik, kaslarda eşgüdüm bozukluğu vardır. Birey bazı motor yetilerini kaybedebilir. Fazla terlerler. Ayaklarda karıncalanma olur. En önemli fizyolojik etkilerinden biri tütün benzeri akciğer sorunlarını ortaya çıkarmasıdır

51 Uzun süre ve yoğun olarak kullananlardaki diğer bir etkisi belleğin zarar görmesidir, kısa süreli hafıza etkilenir. Öğrenme ile ilgili fonksiyonlar da zarar görebilir. Sık kullananlarda paranoid tipte psikoz yaratır; hezeyanlar gözlenir. Uzun süreli kullanımı, esrar entoksikasyonuna bağlı olmayan, esrar kullanımından bağımsız, kalıcı bir psikotik tablonun oluşmasına neden olabilir.

52 Yoksunluk Belirtileri Diğer maddelerde olduğu gibi bırakıldığında yada azaltıldığında yoksunluk belirtisi dediğimiz davranışlar gözükmez. Ancak her madde gibi esrarında bağımlılık potansiyeli vardır ve toleransı arttırır. Uzun süre esrar kullananlar kullanımı kestiklerinde sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk, iştahsızlık gibi problemler yaşayabilirler.

53 EKSTAZİ (MDMA Metilen dioksi metamfetamin)
Düşük dozlar genelde canlanma etkileri yaparken, yüksek dozda alım halüsinasyonlara ve bozuk algılamalara yol açmaktadır. Kullananlarda madde alındıktan sonra artan bir iletişim kurma ihtiyacından bahsedilmektedir. ECSTASY MDMA (Metilen dioksi metamfetamin) adı verilen bir amfetamin türevidir. Etkileri hem amfetaminlere, hem de halüsinojenik maddelere benzer. Üstünde kuş, fil vb. resimler bulunan tabletler biçiminde satılır. ‘Beyaz kumrular’ olarak adlandırılır. Ecstasy adı altında başka maddeler de satılmaktadır. Bunlar arasında MDEA ve MDA sayılabilir. MDEA amfetamine, MDA ise halüsinojenlere benzer etki gösterir. Kullanış biçimi: Ağız yolu ile alınır. Daha çok eğlence yerlerinde bulunur.

54

55 Ex, E, Beyaz Kumrular, Soda, Uçuş, Kanat gibi isimlerle anılır.
Ecstasy’ye karşı tolerans gelişmektedir. Bu nedenle kişi giderek kullandığı madde dozunu artırma gereksinimi duymaktadır. Ecstasy alımını takiben ölüm olayı sık olarak görülmektedir . Bu ölümlerin, susuzluktan ve beden ısısının aşırı artmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Kesin nedenler henüz açıklığa kavuşmuş değildir. alınan maddenin gerçekte ne olduğunun bilinmemesidir

56

57 Etkileri: 20-60 dakika içinde etki gösterir, etkisi 4-6 saat sürer
Etkileri: dakika içinde etki gösterir, etkisi 4-6 saat sürer. Canlılık, hareketlilik, enerji artışı, karşı cinse karşı yakınlık, güven duygusu, sıcaklık, algı değişiklikleri görülür. Yan etkileri: Beden ısısında, kan basıncında ve nabızda artma, sıvı kaybı, pupillerde daralma, terleme, ecstasy kullanmadan hiçbir şeyden zevk alamama.

58 Yoksunluk: Etki geçtikten sonra kişi kendini yorgun ve halsiz hisseder
Yoksunluk: Etki geçtikten sonra kişi kendini yorgun ve halsiz hisseder. Baş ağrısı, baş dönmesi gözlenir,boşluk duygusu. Ecstasy kullanımı sonrası depresyon sık olarak gözlenmektedir. Kişide serotonin depolarının bittiği gösterilmiştir. Depresyon buna bağlı olarak gelişmektedir

59 UÇUCU MADDELER (Uçucu, çözücü, yapıştırıcı)
Yapıştırıcılar (Bally, UHU vb), tiner, yağ ve leke çıkarıcılar, elbise ve cam temizleyici sıvılar, aseton içeren kozmetik ürünler, kumaş boyası, çakmak gazı, benzin sayılabilir UÇUCU MADDELER Uçucu maddeler başlığı altında uçucu, çözücü ve yapıştırıcı maddeler ele alınmaktadır. Bu maddeler arasında,. Kullanış biçimi: Bu maddeler inhalasyon yoluyla burundan kullanılır. Çoğunlukla maddeler naylon torba içine konarak solunur. Kimi zaman daha çok madde koklayabilmek için baş naylon torba içine sokulabilir. Etkileri: Kısa bir süre içinde etki göstermeye başlarlar ve öfori, inhibisyonun kalkması, relaksasyon, koordinasyon bozukluğu, sersemlik, şaşkınlık, baş dönmesi, sarhoşluk hali ortaya çıkar. Canlı görsel, işitsel ve dokunsal varsanılar görülebilir. Yan etkileri: Taşikardi, senkop, ataksi, kan basıncında düşme, yaygın kas zayıflığı, kreatin fosfokinaz düzeyinde artış, EKG’de ST segmentinde çökme, ters T dalgası görülebilir. Gastrointestinal irritasyon vardır. Kalıcı beyin hasarı görülebilir. Yüksek doz: Bilinç bulanıklığı, yönelim bozukluğu, kardiyak aritmi, koma ve ölüm ortaya çıkabilir. Torbanın başa geçirilmesine bağlı boğulma sık görülür. Destekleyici tedavi yaklaşımları yeterlidir. Kullanımın kesilmesi ile belirtiler kısa zamanda düzelir. Tolerans: Hızlı gelişir Bağımlılık potansiyeli: Orta-yüksek

60 Eğer bir kişi uçucu madde alıyorsa;
giysilerinde, kimyasal bir koku vardır ve alışıldık olmayan bir şekilde nefesleri kokar sözcükleri kötü bir şekilde telaffuz eder veya dağınık bir konuşma tarzları oluşur; içkili, sersemlemiş gibi bir halde olurlar parmaklarında ya da yüzünde normalde olmayacak boya ve diğer ürünlerin işaretleri vardır gözleri kırmızı ve suludur, burun ve ağız çevresinde lekeler ve yaralar bulunur Nitritler uçucu maddeler içinde özel bir sınıf olarak düşünülür. Diğerlerinden farklı olarak merkezi sinir sistemi üzerinde direkt rol oynarlar. Nitritler temel olarak kan damarlarını genişletir ve kasları gevşetirler. Diğer maddeler duygu durumunu değiştirmek için kullanılırken, nitritler temel olarak cinselliği arttırmak için kullanılır.

61 Görsel, işitsel ve dokunsal varsanılar görülebilir
kişi, başını yokmuş gibi hissedebilir, halüsinasyonlar, hezeyanlar – uçabileceklerini düşünmeleri gibi- yaşarlar. “Kafa yapıcı” etkisi çok kısa sürede sona erdiğinden, kullanıcılar etkinin daha uzun sürmesi için birkaç saat boyunca tekrar tekrar madde çekerler

62 Kişide ilgisizlik, bozulmuş muhakeme yeteneği, okul-iş ve sosyal ortamlardaki işlevselliğinin bozulması gibi belirtiler ortaya çıkar. mide bulantısı ve/veya iştah kaybı görülür; kronik kullanıcılarda anksiyete, irrite olma, gerginlik, heyecan gözükür.

63 Yüksek doz alındığında kişide konfüzyona ve deliryuma yol açabilir.
“Sudden Sniffing Death” - ani ölüm- dediğimiz olay, uçucu maddelerin kalp ritmini bozup, kalbin durmasına yol açmasıyla olur. Yüksek doz alındığında kişide konfüzyona ve deliryuma yol açabilir. Mide bulantısı, iştah kaybı ve kusma görülebilecek diğer yan etkilerdir kronik kullanıcılarda anksiyete, irrite olma, gerginlik, heyecan gözükür. mide bulantısı ve/veya iştah kaybı görülür; kronik kullanıcılarda anksiyete, irrite olma, gerginlik, heyecan gözükür. Uçucu madde diye nitelendirdiğimiz maddelerin en tehlikeli yanı ilk, üçüncü ya da 100. kullanışta ölüme neden olabilmeleridir.

64 Yoksunluk belirtileri Kullanmayı bırakan kişilerde kilo kaybı, kas güçsüzlüğü, koordinasyon yokluğu, irrite olma durumu, odaklanamama, oryantasyonun bozulması ve depresyon görülür.     

65 KOKAİN Çoğunlukla Güney Amerika’da yetişen koka ağacından elde edilir.
Beyaz renkli bir tozdur. Kok ya da buz olarak adlandırılır. Crack (taş) ise kokainin içime hazır yüksek potensli bir formudur. En sık kullanım yolu iyice ezilmiş tozun buruna çekilmesidir. Deri altına ya da damara enjeksiyon yolu ile ya da sigara gibi içmek tarzında da kullanılabilir. Kullanış biçimi: Kokain sıklıkla buruna çekilerek kullanılır. Sigara gibi sarılarak ya da buharı içe çekilerek kullanılabilir. İntravenöz yolla tek başına ya da eroinle birlikte (speedball) kullanılabilir. Vagina, penis, rektum içine konarak da kullanılabilir. Etkileri: Uyarıcı etki gösterir. Etkisi alındıktan hemen sonra başlar, ancak etki yarım ila bir saat içinde sonlanır. Öfori, kendini iyi hissetme, canlılık, haz duygusunda artma, anksiyetinin kaybolması, kendine güven artışı, cinsel aktivite artışı gözlenir. Pupiller genişler, yoğun terleme olur. Beden ısısı ve kan basıncı artar. Yan etkileri: Paranoid tablolar ortaya çıkabilir ve psikoz gözlenebilir. Saldırgan davranışlar sıktır. Cilt altında böceklerin dolaştığını duyumsayan kişi cildine zarar verebilir. Genç kişilerde myokard enfarktı ve ani ölümler gözlenmiştir. Subaraknoid hemoraji, beyin enfarktı ve akciğer ödemi sık görülür. Seyrek olarak , ağız yoluyla kullanılmasını takiben barsakta gangrenler oluşturabilir. Bağışıklık sisteminin bozulmasına bağlı enfeksiyonlar sıktır. Hiperglisemi gözlenebilir. Kokainin uzun süre buruna çekilmesi burunda mukoza ve kıkırdak dokusunun nekrozuna ve perforasyonuna neden olur. Vokal kord paralizine, afoniye ve aspirasyon pnömonisine neden olabilir. Yüksek doz: Epileptik nöbetler, hipertermi, kardiak aritmi, solunum paralizisi ve ölüm görülebilir. Hipertansiyon, ajitasyon, diaforez, taşikardi ve delirium gözlenir. Tedavisi zehirlenmeler bölümünde anlatılmıştır. Kokaine bağlı olarak ortaya çıkan psikozlarda antipsikotik ilaçlar verilebilir. Antipsikotik ilaçlar öforiyi azaltmadan paranoid durumu düzeltir. Yoksunluk: Etkisi geçtikten sonra çok şiddetli bir depresyon, anksiyete, irritabilite ve durgunluk hali yaşanır. Tolerans: Çok hızlı gelişir. Bağımlılık potansiyeli: Yüksek

66 Sokak isimleri : Genellikle “coke” olarak adlandırılır. Türkiye dışında “snow, girl, lady” isimleri verilmektedir. Türkiyede ise “kok, koko, jamboo, kola, pırlanta, otoban, beyaz ten, pudra, toz şeker” gibi adlarla anılmaktadır Kokain özellikle 80’li yıllardan sonra dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlanan, tehlikeli bir maddedir. Çok hızlı ve güçlü bir bağımlılık geliştirir. Kokain ülkemizde üretilen ve yaygın kullanımı olan bir madde değildir. Ancak 1995 yılı içinde polis tarafından yakalanan kokain miktarı geçen yıllar ile kıyaslandığında oldukça yüksektir. Bu veri kokain kullanımının ülkemizde giderek yaygınlaşacağının bir belirtisi olabilir.

67 Kokainin saf olarak kullanımı nadirdir
Kokainin saf olarak kullanımı nadirdir. Genellikle asit borik veya sodyum bikarbonat gibi beyaz toz maddelerle karıştırılarak saflığı bozulur. Kimi zaman kokainin içine başka bir uyarıcı madde olan amfetamin de katılabilir. En sık kullanılan katkı maddeleri şeker, özellikle glikoz, laktoz ve kokain ile benzer görünümde olan ve lokal anestezik olarak kullanılan lidokain, prokain ve tetrokaindir. Ayrıca kokain satıcıları sattıkları kokaini çoğaltmak için kokainin içine çeşitli maddeler koyarlar. Bunlardan bazıları diş macunu, bebek maması, floresan lambasının tozu, yemek sodası vb.’dır.

68 Kokain az miktarda alındığı zaman, öfori hali denilen, keyif, çoşkunluk ve neşe hali verir. Kişinin kendine olan güveni artar. Ruhsal ve fiziksel işlevleri artırdığı düşünüldüğü için de kullanılmaktadır. Temel farmakodinamik etkisi, sinir uçlarında dopamin adı verilen maddenin geri alımını engellemesidir. Böylece hem D1, hem de D2 reseptörleri aktive olur. Dopamin geri alımının engellemesinin yanında diğer nörotransmitterlerin (norepinefrin, serotonin) geri alımını da engeller. Bunun sonucu sinir uçlarında bu maddeler birikir. Bu maddelerin birikmesi ile bu maddelerin gösterdiği etki de artar.

69 Kullanımını takiben taşikardi ya da bradikardi (kalp atışının hızlanması ya da yavaşlaması), pupiller dilatasyon (göz bebeklerinin büyümesi), kan basıncında düşme ya da artma gözlenir. Alınan kokain miktarı arttıkça çeşitli idrak yanılmaları, illüzyonlar ve halüsinasyonlar ortaya çıkar. En sık görülen halüsinasyonlar dokunma ile ilgilidir. Kokain kullanan kişi, derisinin altında kurtçukların yürüdüğünü veya renkli ve hareketli görme halüsinasyonları yaşadığını söyler. Kokainin beynin kan akımını ve glikoz kullanımını azalttığı bildirilmektedir.

70 Kokainin etkileri kısa zamanda ortaya çıkar ve kaybolur
Kokainin etkileri kısa zamanda ortaya çıkar ve kaybolur. Alımını takiben etkisini hemen gösterir. Yaklaşık 30 ile 60 dakika içinde etkisi kaybolur. Bu süre zarfında eğer tekrar kokain alınmazsa yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler oldukça tatsızdır. Yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmaması için dozun hemen alınması gerekir.

71 Yoksunluk: Kokain alımını izleyen bir saat içerisinde “crash” adı verilen depresyona benzer bir tablo oluşur. Bu tablo çöküntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk almama, sıkıntı, kaygı, sinirlilik, güçsüzlük, çok uyuma isteği, korkutucu rüyalar ile belirgindir. Bu belirtiler 18 saat sürer. Ağır kullanımda ise bir haftaya kadar uzar. Özellikle 2-4 gün arasında en şiddetli düzeyine varır. Bu dönemde intihar gözlenebilir.

72 Kokain kullanımının çok ciddi yan etkileri vardır
Kokain kullanımının çok ciddi yan etkileri vardır. En sık görülen etki burunda kanlanmanın (nasal konjesyon) artışına bağlı olarak görülen burun kanamalarıdır. Bronşlar ve akciğerde hasara neden olur. Tiklere yol açar ve migren benzeri baş ağrıları oluşturabilir. En önemli yan etkisi beyin üstüne olan etkileridir. Beyinde enfarktlar (tıkanmalar) oluşturur. Kokain yüksek dozda kullanıldığı zaman, kalp atım hızı artar, yüksek tansiyon ortaya çıkar. Sinirlilik, sosyal muhakeme kaybı, riskli cinsel girişimler, saldırganlık, psikomotor aktivitede artış, ajitasyon, kalp atımında bozukluk, göğüs ağrısı, kas zayıflığı, solunum güçlüğü ve koma gelişir. Tüm maddeler içinde en öldürücü etki kokaininindir

73 Myokard enfarktüsü (kalp damarlarında tıkanma) ve aritmi (kalbin ritminde bozulmalar) kokainin kalp üstüne olan istenmeyen etkilerinin başlıcalarıdır. Kokain afrodizyak bir maddedir. Kullanıldığı zaman boşalmayı geciktirir. Ancak uzun kullanımı veya kokainin ani bırakılmasının sonucunda iktidarsızlık gözlemlenir. Kimi zaman beyin içi kanamalar gözlenir. Beyin üstüne olan bu etkiler kokainin damarları daraltıcı etkisinden kaynaklanmaktadır. Kokain kullananlarda %3-8 oranında sara (epilepsi) nöbetleri gözlenmiştir. En sık epileptik nöbetlere neden olan madde kokain olup, ikinci sırada amfetaminler gelir. Nöbetler, yüksek doz kokain ya da crack kullananlarda daha sık görülen bir yan etkidir.

74 Kokain kullanımını takiben paranoid hezeyanlar ve halüsinasyonlar gözlenebilir. Bu durumda kişi hayaller görmeye, her şeyden kuşku duymaya başlar. Bu durum psikoz tablosunu andırır.

75 EROİN (Opiyat) Afyon=opium
Afyon ve benzeri maddelerin tümüne “opioid” adı verilmektedir. Eroin de afyon haşhaşından elde edilen ve uyuşturucu özelliği taşıyan bir maddedir. Büyük oranda bağımlılık yapma özelliğine sahiptir. Afyon sakızı, morfin, kodein EROİN Eroin, afyon haşhaşı bitkisinin asit anhidritle işlemden geçirilmesiyle elde edilir. Morfin ise doğal yollardan elde edilen bir opioiddir. Açık kahverengi bir toz şeklindedir. Eyç (H), beyaz, toz, peynir adlarıyla anılır. Kullanış biçimi: Sigaraya sarılarak (koreks adı verilir), buruna çekerek, alüminyum folyo üstünde ısıtılıp buharı içe çekilerek (kaydırma adı verilir) ve intravenöz yolla (Shot adı verilir) kullanılabilir. Etkileri: Alındıktan kısa bir süre sonra etki göstermeye başlar. Etkisi 4-6 saat sürer. Bu nedenle günde en az iki üç kez kullanılması gerekir. Öfori, ağrı hissinin kaybı, kalp ve solunum hızında yavaşlama, yüz kızarması, kan basıncında artma görülür. Pupiller daralır. Kusma ve konstipasyon oluşur. Konuşma yavaşlar, beden ısısı düşer. Karında orgazm benzeri kramplar olur. Yan etkileri: Pnömoni, tüberküloz eroin kullananlarda sık görülür. Eroin burun septumunda delinmelere yolaçabilir. İntravenöz kullanımla ciddi sorunlar gelişir. Özellikle hepatit, HIV gibi enfeksiyonlar bulaşabilir. Septisemi ve septik emboli oluşabilir. Enjeksiyon yerinde hiperpigmentasyon gözlenir. Apse, gangren, vaskülit, enfektif endokardit (fungal ya da bakteriyel) gelişebilir. Yüksek doz: Solunum iyice yavaşlar, pupiller toplu iğne başı gibi olur ve koma gelişir. Pulmoner ödem gelişebilir. Tedavisi zehirlenmeler bölümünde anlatılmıştır. Yoksunluk: Son dozu takip eden 6-8 saat içinde ortaya çıkar. Tolerans: Çok hızlı gelişir Bağımlılık potansiyeli: Yüksek

76 Sokak İsimleri Mal, beyaz toz, beyaz kelebek, kağıt üstü, h(eyç), junk, staff, charlie, kireç, kar, cevher, kız, beyaz peynir, ilaç, something

77 Eroin Beyaz ile koyu kahve arasında değişen renklerde olabilen bir tozdur. Eroin genellikle enjekte edilerek (shooting ya da mainlining), burundan çekilerek ve ağız yoluyla kullanılmaktadır. Damar yoluyla kullanımlarda, çok kısa sürede hızlı etki yapmaktadır. İçildiğinde ya da burundan çekildiğinde tepe etkisini, 10 ila 15 dakika içinde göstermektedir. Etkisi 4-6 saat kadar sürdüğünden, kişi günde 3-4 kez eroin kullanmak zorunda kalır.

78 Kullanıcılar ilk başta “rush" diye adlandırılan deneyimi yaşarlar
Kullanıcılar ilk başta “rush" diye adlandırılan deneyimi yaşarlar. Eroin kullanımından sonraki “rush” deneyimine derinin yüzeyinde bir sıcaklık, ağız kuruluğu, göz bebeklerinde küçülme, kol ve bacaklarda ağırlık hissi, mide bulantısı, kusma ve ağır kaşınma hissi eşlik eder. İlk etkilerinden sonra; kullanıcılar genellikle birkaç saat boyunca uykulu olurlar. Konuşmaları yavaşlar, dikkat ve bellek fonksiyonlarında bozukluklar görülebilir. Enjeksiyondan sonra eroin, beyin bölgelerine geçer. Beyinde eroin morfine dönüştürülür ve beyindeki sinir hücrelerindeki opiod alıcılarına hızlıca yapışır. Yoğunlaşmanın şiddeti; ne kadar madde alındığına, maddenin beyne ne kadar hızla girdiğine ve beyindeki opiod reseptörlerine ne kadar çabuk yapıştığına bağlıdır. Bağımlılık yapıcıdır, çünkü beyne oldukça çabuk girer.

79 Eroinin merkezi sinir sistemindeki etkileri nedeniyle zihinsel işlevsellik gölgelenir. Kalp ve tansiyon yavaşlar, bazen ölüm noktasına da varabilir. Sokaklarda satılan eroinin ne kadar saf olduğunun tam olarak bilinememesi özel bir risk durumu yaratır. Bu nedenle, eroin kullanıcıları bilmeden de yüksek doz alma riskindedirler. Eroin kullanıcılarında HIV virüsü, Hepatit C ve diğer enfeksiyon hastalıklarının görülme nedenleri, bir başkasının kullandığı enjeksiyon araçlarının paylaşılmasından ya da enjeksiyon yoluyla eroin kullanan biriyle korunmasız cinsel ilişkiye girilmesinden kaynaklanmaktadır.

80 Eroinin uzun süreli kullanımında en zarar verici etkilerinden biri bağımlılığın kendisidir. Bağımlılık süreğendir. “Hastalığa” yeniden yakalanma, devamlı bir şekilde (kompülsif olarak) maddeyi arama ve kullanma ile karakterize olur. Eroin, çok güçlü bir şekilde maddeyi aramaya ve kullanmaya motive eden fiziksel tolerans oluşturur.

81 Fiziksel bağımlılık maddenin yüksek doz alımlarıyla gelişir, vücut maddenin varlığına adapte olur ve eğer aniden azaltılırsa “yoksunluk” belirtileri meydana gelir. Eroin kesildikten 6-8 saat sonra yoksunluk belirtileri başlar. Belirtiler 2-3 gün içinde en şiddetli dönemini yaşar ve 7-10 gün içinde sonlanır. Ancak bazı belirtiler 6 ay kadar sürebilir. Yoksunluk belirtileri; rahatsızlık, gerginlik, kas ve eklem ağrısı; uykusuzluk, kusma, ishal, kolların diken diken olması (cold Turkey), terleme, sarsıntı ve halsizliktir.

82 Benzodiazepinler Xanax, Rivotril, Ativan Nervium
Rohypnol (flunitrazepam) Rohypnol Türkiye’de satışı yasak olan bir ilaçtır ve Amerika’da da medikal amaçlar için kullanımı hiçbir zaman onaylanmamıştır. Ama 50’nin üzerindeki ülkede legal olarak kullanılmaktadır. Özellikle Meksika, Kolombiya, ve Avrupa’da uykusuzluğun tedavisi ve pre-anestetik olarak geniş çaplarda kullanılmaktadır. Örneğin İngiltere’de uyku bozuklukları, anksiyete ve gerginlik için en yaygın olarak kullanılan ilaçtır. Sokak İsimleri “Roş”, kırmızı bomba, kaburga kemiği (rib), rope (ip), Roş2, Meksika valiumu vb.

83 Madde Kullanan Kişilerde İpucu Olabilecek Belirtiler
Giysilerde ve nefeste maddenin kokusu El, yüz ve giysilerde boya ve lekeler Kendisine gösterdiği özenin azalması Yeme alışkanlığının bozulması, zayıflama Bulantı, kusma, terleme, gözlerde kanlanma Kas ve eklem ağrıları, kramplar Ciltte renk değişiklikleri,iğne izleri Halsizlik, yorgunluk, dikkat eksikliği Huzursuzluk, sıkıntı hissi, depresyon Uyuşturucu madde bağımlılığında ipucu olabilecek belirtiler vardır. Ancak bu belirtilerin sadece madde kullanımına özgül olmadığı unutulmamalıdır: Gözlenen değişikliklerin başka nedenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki ergenlik dönemi de bazı çalkantıların yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan sorunlar yanlış yorumlanabilir. Kullanmadığı halde, sadece bazı belirtiler benziyor diye çocuğunuzu suçlamanız ilişkinizde kopukluğa neden olabilir. Yargılamak ya da etiketlemek tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Amacımızın kişiyi yakalamak değil, ona yardımcı olmak olduğu unutulmamalıdır. Gencin içinde bulunduğu aile, okul, yakın çevre alkol kullanan, bağımlı olan genci ne kadar erken fark eder, ona yardımcı olmaya çalışırsa, gencin bağımlılıktan kurtulma şansı o kadar artar. Bu nedenle, erken teşhis belirtilerinin bilinmesi çok önemlidir. Teşhis belirtileri fiziksel ve ruhsal-toplumsal olarak iki grup içinde toplanır. Bunların birkaçının bir araya gelmesi alarmı harekete geçirir. FİZİKSEL - Bitkinlik - Dalgınlık - Uyuklama - Uyku bozukluğu - Konuşma güçlüğü - Burun akıntısı - Terleme - Titreme - Dengesizlik - Gözde kanlanma - Göz bebeğinde daralama - Yüzde kızarma-soğukluk - Kabızlık - İshal - Mide-Bağırsak yakınmaları - Yürüme bozukluğu - Solunum güçlüğü - Ağrılar TOPLUMSAL- RUHSAL Duygu durumu değişikliği - İlgi-istek kaybı - Donukluk - Bilişsel bozukluklar - Başarıda azalma - Bakımsız dış görünüş - Gerçek dışı konuşma - İçe kapanma - Çevre değişikliği - Konuşma içeriğinde değişme - Aşırı para harcama - Suç işleme eğilimi - Evden uzaklaşma - Madde kokusu

84 MADDE KULLANAN KİŞİLERDE İPUCU OLABİLECEK BELİRTİLER
Odasında yalnız kalmayı tercih etme Evde daha az vakit geçirme Arkadaş çevresinin değişmesi, yeni arkadaşlar edinme Daha fazla para harcama Okul ve iş yaşamında başarısızlık Bazen neşeli, sakin,bazen öfkeli olma Sinirlilik Aile ile ilişkilerinin azalması Yasa dışı davranışlarda bulunma Uygunsuz para harcama Gencin Uyuşturucu Madde Kullandığını Anlarsanız Bu Konulara Dikkat Edin! GENCİN uyuşturucu kullandığını anladığınızda; 1- Paniğe kapılmayınız, 2- Öfke ile hareket etmeyiniz, 3- Sorunu görmezden gelmeyiniz, 4- Durumu gözlemleyiniz, 5- Çocuğunuzun sosyal çevresini inceleyip, sorunun kaynağını tespit etmeye çalışınız, 6- Çocuğunuzun arkadaş ilişkilerini gözden geçiriniz, 7- Çocuğunuzun uyuşturucu madde kullanmasının sebeplerinin arasında, sizin de eksik ve yanlış davranışlarınızın olduğunu göz ardı etmeyiniz, 8- Çocuğunuza kesinlikle kötü davranmayınız, onu suçlamayınız, 9- Uzman bir hekimin bilgisine başvurunuz 10- Uzman hekimin tavsiyeleri doğrultusunda hareket ediniz, 11- Çocuğunuzu sıkmadan, sevgi ve şefkatli bir yaklaşımla ona daha fazla zaman ayırınız, 12- Aile bağlarını gözden geçirip, sorunları giderip, güçlendirmeye çalışınız,

85 MADDE KULLANAN KİŞİLERDE İPUCU OLABİLECEK BELİRTİLER
Giderek okula, spora, hobilerine karşı ilgisini kaybeder Hafif uykulu ve yorgun gözükebilir Yalan söyleme, okuldan kaçma gibi davranış değişiklikleri görülebilir Daha saldırgan ve öfkeli olabilir Evden kaçma, çeşitli yaralanmalar, suça karışma görülebilir Bir kişinin madde kullanıp kullanmadığını anlamak kolay değildir. Özellikle kullanımın erken evrelerinde bunu anlamak çok daha zor olabilmektedir. Belirtilerin çoğu ergenlik dönemine özgü özelliklerle benzerlik göstermektedir.

86 ALKOL BAĞIMLILIĞI Bireyin beden ve ruh sağlığını, aile içi ilişkilerini, sosyal durumunu ve iş uyumunu bozacak derecede sık ve fazla alkol alma, aynı etkiyi elde edebilmek için gittikçe artan miktarlarda alkol alma ve Alkol alma isteğini durduramamadır. Bağımlılık sendromu tanımı ilk kez alkol bağımlılığı için yapılmıştır. Alkol kullanımı sırasında ortaya çıkan ve kişinin önceden değer verdiği davranışlarına öncelik kazanan birçok fizyolojik, davranışsal ve bilişsel değişikliklerle belirli bir durumdur. Bağımlılık sendromunun ana tanımlayıcı özelliği alkol almak için istek olmasıdır. Bu istek sık sık alkol alma isteğinden önüne geçilmez bir alkol alma isteğine kadar değişen ölçülerde olabilir. Dünya sağlık örgütü tanı ölçütlerine göre (ICD10) aşağıdakilerden üç ya da daha fazlası son bir yıl içinde kişide bulunuyorsa o zaman o kişi alkol bağımlısıdır denir. Alkol içmek için güçlü bir istek olması Alkol alma davranışını denetlemede güçlük ( alınan alkol miktarını ayarlıyamama, kullanım süresini ayarlıyamama, başarısız bırakma girişimleri) Alkol kullanımı azaltıldığında yada bırakıldığında tipik yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması Alkol ile gerekli iyilik halini elde etmek için (rahatlık, sarhoşluk, keyif ) gittikçe artan miktarlarda alkole gereksinim duyma (tolerans gelişimi) Alkolü elde etmek, kullanmak ve etkilerini gizlemek için harcanan zaman ve çabanın diğer ilgi ve uğraşlara yer vermeyecek şekilde giderek artması Aşırı alkol kullanımı nedeni ile ruhsal, sosyal, fiziksel zararlar ortaya çıkmasına rağmen alkol kullanımını sürdürme Alkol bağımlıları uzun süreli alkol kullanımının hem tıbbı hem de sosyal sonuçlarını yaşamanın yanısıra içme davranışını kontrol etme de yetersizlik ve alkolün fiziksel ve psikolojik bağımlılığını da yaşarlar. İçme davranışı üzerindeki kontrol kaybı alkol kötüye kullanımı ya da zararlı kullanımı ile alkol bağımlılığı arasındaki sınırı oluşturmaktadır. Genellikle alkol kullanımı yaş arasında olmaktadır. Alkol bağımlılığının gelişimi için genelleme olmamakla birlikte 5-10 yıllık bir düzenli alkol alımı gerekmektedir. Alkol kullanımı ile ilgili bozukluklar tüm sosyoekonomik sınıflarda görülmektedir( Kaplan1994, Schuckid 1995).

87 İnsan vücuduna zararlı etkileri olan alkol, kolay ulaşılabilir olması, toplumda kullanım sıklığının artması ve uzun bir kullanım döneminden sonra insanı yavaş yavaş zehirlemesi nedeniyle önemli kişisel ve toplumsal problem oluşturmaktadır.

88 ALKOL ÇOK YAYGIN OLARAK KULLANILAN BİR MADDEDİR.
Alkolün bağımlılık yapıcı etkisi yüksektir, üretimi ve satışı yasal bir madde olduğu için bireyler bu maddeyi kullanmaktan çekinmemektedir.

89 ALKOL BAĞIMLILARINDA GÖRÜLEN BAZI SORUNLAR
Eğitim ve öğretim hayatında başarısızlıklar Aile sorunları, Çocuklarla iletişimin bozulması, Fiziksel sağlık sorunları, Ruhsal sağlık sorunları, Cinsel sorunlar, uyku sorunları, İş hayatında sorunlar, Ekonomik sorunlar, yasal sorunlar v.b. ABD’deki tüm erişkinlerin yaklaşık %30-45’i sıklıkla alkole bağlı amnestik bozukluk entoksike durumda araç kullanma ya da aşırı alkol tüketimine bağlı işe ya da okula gidememe gibi alkole bağlı geçici bir sorunla hayatlarında en az bir kez karşılaşmıştır. Yaklaşık kadınların %10’u ve erkeklerin %20’si yaşam boyu alkol kötüye kullanım ölçütlerini doldurmuştur; ve kadınların % 3-5’i ve erkeklerin %10’u yaşam boyu alkol bağımlılığı gibi daha ciddi bir durumun tanı ölçütlerini karşılamışlardır. Yılda yaklaşık ölüm doğrudan alkol kullanımı ile ilişkilidir. En sık karşılaşılan alkole bağlı ölüm nedenleri ise Öz kıyım, kanser, kalp hastalığı ve karaciğer hastalığıdır. Her ne kadar ölümle sonuçlanan kazalarda kişiler daima alkolle ilişkili bozukluk tanısı almasada ölümle sonuçlanan kazaların yaklaşık yaısında sarhoş sürücüler sorumludur. Eğer sadece gece geç saatte oluşan kazalar ele alınırsa bu oran %75‘lere ulaşmaktadır.. Cinayetlerin %50 si ve Öz kıyımların ise %25’i alkol kullanımı veya alkolle ilişkili bozukluklarla ilişkili bulunmuştur. Alkol kullanımı kişinin beklenen yaşam süresini 10 yıl kısaltmakta olup maddeye bağlı ölümlerde ilk sırayı alkol almaktadır.

90 BABASI ALKOL BAĞIMLISI OLAN ÇOCUKLARDA ALKOL BAĞIMLILIĞI RİSKİ, BABASI ALKOL BAĞIMLISI OLMAYAN ÇOCUKLARA GÖRE 4 KAT DAHA FAZLADIR. Alkol bağımlılığında en iyi destelenen biyoloji kuram genetikdir. Genetik görüşü destekleyen bulgu alkoliklerin yakın akrabalarında yoğun alkol problemi bulunma şansının 3 ya da 4 kat yüksek olmasıdır. Alkolik akraba sayısının arttıkça alkole bağlı problemlerdin hızı artmaktadır. Akrabalık derecesinin yakınlığı ile hastalıkların şiddeti arasındaki bağlantı da halen araştırılmaktadır. Aile araştırmaları genetik ve çevrenin önemini ayırd etmede az mesafe kaydederken ikiz çalışmaları bu konuda bir adım daha ileridedir. Doğuma yakın dönemde çocuklar biyolojik ailesinden uzaklaştırılsalar ve biyolojik ailedeki sorunu bilmeden yetiştirilseler de şiddetli düzeyde alkole bağlı problemler için benzerlik veya konkordans oranı alkolik ebeveynleri olanlarda daha yüksektir. Alkolik aileler tarafından evlat edinilenlerde şiddetli düzeyde alkole bağlı problemler için risk artmamaktadır.

91 MADDE KULLANIMI İLE İLGİLİ YANLIŞ İNANÇLAR
“Ben bağımlı olmam.” “Bir kere denemekle bir şey olmaz.” “Esrar bir ottur, zararı yoktur.” “Esrar hafif bir maddedir.” “Ara sıra kullanmakla bir şey olmaz.” “Esrar, alkolden daha tehlikeli değildir.” “Madde hakkında konuşabilmek için onu denemelidir. ’’ “Herkes kullanıyor bir şey olmuyor” Bağımlılık kontrol edilemez! Bağımlıların büyük çoğunluğu kontrol edebileceği inancı ile madde kullanmaya başlamıştır. Hiçbir zaman bağımlı olabileceğini düşünmemiştir. Amaç ara sıra kullanmaktır. Ancak sonuçta kişi bağımlı hale gelir. Çünkü, bağımlılık madde kullanımının kaçınılmaz sonucudur. Kişi bağımlı olduğunun farkına varamaz. Farkına vardığı zaman ise çok geçtir. Bağımlılık iyileşmez, düzelir! İnsan bir kez bağımlı oldu mu artık bir daha tam olarak bu bağımlılıktan kurtulamaz. Ancak bu demek değildir ki, bağımlılık düzelmez. Bağımlılık düzelir ancak iyileşmez. Kişi madde kullanmadığı sürece iyidir. Bir sorunu yoktur. Ancak madde kullandığı andan itibaren bağımlılık sorunu derhal canlanır ve her şey yeniden başlar. Örneğin alkol bağımlıları düzeldikten sonra her zaman arada sırada bir içmenin hayali ile yaşarlar. Ancak bu hayalin gerçekleşmesi mümkün değildir. Çünkü, bir kez alkol aldıktan sonra kısa bir süre içinde gene bütün gün içmeye başlarlar. Kaç kez madde kullanınca bağımlı olunur? İnsanda madde kullanmaya başladıktan ne kadar sonra bağımlılık gelişeceğine ilişkin yeterli veri elimizde yoktur. Bağımlılık gelişme riski kullanılan madde cinsine, maddenin saflığına, kullanılan kişinin fiziksel ve ruhsal yapısına göre değişir.

92 “Ben kontrol edebilirim”
“Madde yaratıcılığı geliştirir, konsantrasyon ve bilinci artırır.” “Benim iradem güçlüdür”

93 Kaynak : Uzm.Dr. Tijen Şengezer Erdoğan


"Madde Kullanımı ve Bağımlılığı" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları