Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Spor Sakatlıkları Spor Sakatlığı:-Spor aktivitesinin düzeyinde ve dozunda değişmeye neden olan, -Tıbbi öneri ve tedaviye gerek doğuran, -Olumsuz sosyal.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Spor Sakatlıkları Spor Sakatlığı:-Spor aktivitesinin düzeyinde ve dozunda değişmeye neden olan, -Tıbbi öneri ve tedaviye gerek doğuran, -Olumsuz sosyal."— Sunum transkripti:

1 Spor Sakatlıkları Spor Sakatlığı:-Spor aktivitesinin düzeyinde ve dozunda değişmeye neden olan, -Tıbbi öneri ve tedaviye gerek doğuran, -Olumsuz sosyal ve ekonomik etkileri bulunan, spora katılım sırasında ortaya çıkan ve yukarıdaki maddelerden bir veya bir kaçını kapsayan bir durumdur. Spor sakatlığı genel anlamda sportif aktiviteler sırasında meydana gelen her türlü hasarın kolektif ismidir. Amerikan Ulusal Spor Sakatlıkları Kayıt Sisteminin tarifede; rapor edilebilir sakatlanma: “en azından oluştuğu günün ertesi günü spora katılmayı engelleyendir” şeklindedir. Sakatlık oyuncunun en az bir maç veya antrenman kaçırmasına yol açan olay olarak da tanımlanabilir.

2 Spor sakatlıkları dinamik hareketlerin ani bir kesintisiyle direk veya indirek bir etki sonucu ortaya çıkabilir ve çok veya az bir süre spor yapma kabiliyetine engel olabilir. Spor sakatlıkları tamamen zararsız geçirilebildiği gibi kalıcı izlerde bırakabilir. Spor sakatlıkları spor hasarlarından biraz daha farklıdır. Spor hasarları denildiğinde dokudaki tolerans sınırlarının aşılması sayesinde meydana gelen rahatsız edici durum neticesinde kemik ve eklemlerde yumuşak kısımlardaki kronik değişiklikler anlaşılabilir. Zarar olayları; yüklenme ile yüklenebilirlik arasındaki bir oransızlık ortaya çıkmasıyla primer spor zararları teşkilidir. Bu oransızlık tekrarlanmış alt ekstremide yüklenmelerinde hareket organları performans yeteneği için ortaya çıkabilir veya normal yüklenmeler önceden zarar görmüş veya gelişim rahatsızlıklarıyla onların yüklenebilirlik kapasitesi azalmış hareket organlarında ortaya çıkar. Bunun karşısında spor kazası aniden, dışardan etki eden güç ile sağlığı tehdit eden bir olay olarak tanınır ve bedensel ve ruhsal zararlara götürebilir. Güç tesiri enerjisi E= ½ mV2 olarak hesaplanır. Bununla kütle ve sürate bağımlı olduğu görülür. İnsan dokularının yüklenebilirlik kapasitesi büyüktür. Örneğin kopma sağlamlığı 6-12 kg/cm2 tutar. Aşil tendonunda bu 900 kg’a kadar ulaşır.

3 Spor Sakatlıkları Sıklığı: İstatistiklere göre spor kazaları toplam kazalar arasında %10-15 oranında bir yer tutmaktadır. Spor sakatlıkları hemen her ülkede farklı sıklıklarda görülmektedir. Örneğin spor yaralanmaları Almanya’da %1.5, İtalya’da %1.2, İngiltere’de %3 ve İzlanda’da 1.64 oranlarındadır. Değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda bir yıl içinde sakatlanma ihtimali her yüz sporcuda ortalama 1-2 civarındadır. Almanya’da yıllık spor kazalarının sayısı ortalama bir milyonun üzerinde tahmin edilmektedir. Bunun sonucu olarak da 250 bin civarında yaralı tıbbi bakıma muhtaç duruma düşüyor yılında organize sporcuların muayenesinde kaza sıklığı ortalaması %2.3 olarak belirlenmiş, malul olanlar %0.02 ve ölüm olayları %0.002 olarak hesaplanmıştır. Groh’a göre ( 1975 ) yıllık olarak 40 bin sporcu için bir ölüm vakası, 10 maluliyet, 1000 spor kazası meydana gelmektedir. Okullardaki kaza sıklığı daha yüksek oranlarda ( %4) seyretmektedir.

4 Almanya’da beş yıllık bir çalışmanın sonuçlarına göre spor kazalarının % 70’lik kısmı 4 spor dalında ( futbol, basketbol, voleybol, hentbol) meydana gelmiştir. Kazaya uğrayan sporcuların yaklaşık % 50’si yaşları arasında ve cinsiyeti de erkektir.Bayanlardaki sakatlıklarda yoğunluk yaş grubundadır. Toplam spor sakatlığının değerlendirilmesi sonucunda futbolcular %36.9 kayakçılar %9.5, el topu oyuncuları %7.9 ve voleybolcular %5.6 ile ilk sıralarda yer almaktadır. Atletler %5.5, jimnastikçiler %5.4, %5.4, basketçiler de %4.6 oranındadırlar. Kanada’da yapılan araştırma sonuçları ise şöyledir; Hokey %25.1, bisiklet %15.1, Kayak %9.5, boks %9.0, futbol %3.8.Almanya da yılları arasında sakatlıktan ‘sı bacaklardadır. Bu araştırmaya göre mücadele sporlarında kollar daha fazla sakatlanır. Sporda ki aktivitenin sürekli artması sebebiyle son yıllarda diz eklemlerindeki sakatlıklarda gözle görülür bir yükselme söz konusudur. Spor sakatlıklarının %33’ü diz eklemlerinde meydana gelmektedir. Kollardaki sakatlanma oranı ise %25 tir. Bu sakatlıklarda özellikle patenciler, judocular, boksörler ragbiciler ve eltopu oyuncularında görülmektedir. Sakatlıkların %5’lik kısmı ise omuz bölgelerinde meydana gelmektedir. Boks, judo ve mücadele sporlarında omuz sakatlıkları yüksektir. Omurgalar da %5’lik bir sakatlanma oranına sahiptir. Ancak omurga sakatlıkları diğer sakatlıklara oranla daha tehlikelidir. Örneğin; sığ sulara sık sık uygunsuz olarak baş aşağı dalışlar omurilik zararları ile boyun omurunda zedelenmelere vu bunun sonucu olarak da felçlere sebep olabilir.

5 Spor Sakatlıklarının Sebepleri: Sporculardaki sakatlıkların genelde iki sebebi vardır.
1-Tek bir mikrotravma vardır. Düşme, çarpma, burkulma, tekme gibi çeşitli travmalar sonucu ortaya çıkar. 2-Tekrarlayan mikrotravmalar: Mikroskopik zedelenmeler, bunların birikimi de “overuse” denilen sakatlıklar ile sonuçlanır. Overuse yaralanmaları için iki ana grup faktör sakatlığa zemin hazırlar: Bunlar kişisel ve çevresel faktörlerdir.

6 Kişisel Faktörler: Fiziksel eksiklikler: Psikolojik Faktörler;
Fiziksel uygunluk Aerobik dayanıklık Kuvvet, Sürat, Sportif beceri ( Genel beceri ve koordinasyon) Adalelerdeki çeviklik. Psikolojik Faktörler; Konsantrasyon Riski kabullenme Fiziksel yapı, Boy Eklem stabilizesi Vücut yağ dokusu yüzdesi Yaş ( cinsiyet)

7 Çevresel Faktörler: Spora ilişkin faktörler:Sporun tipi ( kontakt, veya nonkontak)Sportif aktivite süresi, Hadisenin yapısı,Rakibin ve takım arkadaşlarının rolü. Spor yapılan alanlar; Zeminlerin durumu Işık, emniyet tedbirleri,Yavaşlama için yeterli mesafe. Malzemeler: ( Malzemeler)Aletler, örneğin; raket veya sopa muhafazaları, başlıklar, tozluklar, ayakkabılar, giysiler.İklim Şartları, Isı relatif, nem ve rüzgar.Antrenör Maç yönetimi:KurallarıHakemlerin kuralları uygulaması.Aşırı yüklenmeye bağlı yaralanmalarda şahsa ait iç ve dış faktörler;

8 Şahsa ait faktörler: 1-Kötü anatomik yapı,-Aşırı pronasyon ( içe dönme)-Femur boyunu anteversiyonu ( öne dönme)-Ortopedik bozukluklar 2- Bacaklarda uzunluk farkı 3- kaslarda dengesizlik 4- Guatriseps ve hamstring yetmezliği

9 Dış faktörler: 1-İdman hataları:
-Fazla mesafe -Yoğun idman -Tepe çalışması -Teknik-Yorgunluk 2-Yüzey 3-Çevre şartları 4-Ayakkabı ve diğer araçlar.

10 Spor Sakatlıklarının Nedenleri:
Spor kazaları üzerindeki araştırma sonuçlarına göre kaza nedenlerinin %50 sinin şahsi suçlardan kaynaklandığı ifade edilmektedir. Burada bireysel faktörler olarak ferdi beceriksizlik, kondisyon eksikliği, sınırlı hareket gücü, yetersiz antrenman, yorgunluk, ilaç ve alkol bağımlılığı, spor sakatlığı ve hastalık sonrası yetersiz dinlenme sayılabilir. İkinci durumda da spor malzemelerinin kullanımı (%30) , sonuncusu oyun oynana yüzey ( %20) ve teknik eksiklikler ( %5) gibi sebepler sıralanabilir. Bir spor sakatlığını takiben tamamlanmamış iyileştirme sakatlıkların ortaya çıkmasında bir sebep olabilir. Daha önce sakatlamış birisinin daha fazla sakatlık riski taşıdığını söyleyebiliriz. Spordaki risk faktörlerinin iki ayrı grup halinde incelenmesi mümkündür:

11 Dış Faktörler: Yapılan sportif çalışmalar, çevresel şartlar ve donanımlarını kapsayan sportif çalışmalarla ilgili durumlar. İç Faktörler: Kişinin psikolojik özellikleri ve fiziksel durumları. Spor sakatlıkları nedenlerini bağımlı ve bağımsız risk faktörleri şeklinde de açıklamak mümkündür.

12 Bağımsız risk faktörleri:
Tehlikeye maruz kalma - Spor çeşidi Oyun zamanı - Takımdaki durum Yarışmanın seviyesi - Eğitim Çevre - Oynana yüzeyin durum ve çeşidi: Hava şartları- Günün zamanı Mevsim zamanı- Gereçler Koruyucu gereçler - Ayakkabılar

13 Bağımlı risk faktörleri:
- Fiziksel karakterler: Yaş- Cinsiyet Somatotip- Önceki sakatlık Fiziksel uygunluk- Ortak hareket Kas uygunluğu- Ligament düşüklüğü El ve ayakların melaligmenti -Psikolojik karakter.

14 Spor Sakatlıklarının Derecesi ve Türü:
Sporcuyu sportif aktivitelerden yedi günden daha az kısıtlayan sakatlıklara küçük, 7-21 gün kısıtlayan sakatlıklara orta, ve 21 günden fazla süreli sakatlıklara büyük şiddette sakatlıklar adı verilmektedir. Spor sakatlıklarını şu şekilde derecelendirebiliriz. 1-Az derecede önemli olanlar Sportif faaliyete engel olmayan sakatlanmalardır. Tedavileri anında yapılır. Küçük cilt sıyrıkları, ezikler ve küçük darbelerdir. 2-Orta derecede önemli olanlar: Oyunun durmasına sebep olabilen veya oyun bittikten sonra da devam eden kas yaralanmaları , sprain ve strain türü yaralanmalardır. İlk yardım anında yapılır. Maç veya antrenmandan sonra da devam eder. 3-Çok önemli olanlar; Hayati tehlikelere yol açan büyük kemik kırıkları, kafa ve karın travmaları olabilir. Hafif ve orta şiddetteki sakatlıkların oranı %80’in üzerindedir. Ağır şiddetteki sakatlıklar en fazla kafa tası veya beyinde travma ile ortaya çıkmaktadır. Almanya’daki sakatlıkların %75’i hafif sakatlıklardır. Bu ülkedeki sakatlıkların %8 i kalıcı sakatlıklar olarak belirlenmiştir. Yaklaşık olarak 1000 kazada 10 kalıcı sakatlık olarak ortaya çıkar. Spor sakatlıklarının derecelenmesinde şu faktörler göz önüne alınmaktadır;

15 1.Sakatlıkların tipi: Sprain ( eklem kapsülü ve ligamentlerin burkulması), strain ( kas ve tendonların zedelenmesi) , kondüzyon ( çürükler ve bereler), yarı çıkı ve çıkıklar, açık yaralar, kırıklar, sıyrıklar, enfeksiyon veya inflamasyon ve sarsıntı.

16 2.Tedavinin şekli ve gerekliliği:
Almanya da yapılan bir araştırmada spor yaralanmalarının üçte biri hastane tedavisi gerektirir. Yine İsviçre de sakatlanmaların yarısı ilaç tedavisi beşte biride hastane tedavisi gerektirdiği belirtilmektedir. Okul çocukları üzerinde yapılan bir araştırmada yaralanmaların %31’ ciddidir. Profesyonel tedaviye muhtaçtır. Spor yaralanmalarının %27 si tamamen tedavi edilememektedir. %2’si ise spor yaralanmalarında kendi kendine tedavi ettiğini söylemektedir. O halde spor sakatlıklarının %14’ünde sporcunun refakatçısının yardımına ihtiyacı vardır, %60’ı tıbbi bakım gerektirmektedir.

17 3.Spordan uzak kalma süresi;
Beden Eğitimi öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada her yaralanma ortalama erkekler için 11 gün, kadınlar için 19 gün, sportif aktivitelerden uzak kalmayı gerektirmiştir. Liselerdeki sportif yaralanmalar üzerine yapılan bir araştırmada ortalama olarak bir sakatlık 8,1 günde iyileşiyor. Araştırma da bu süre kadınlarda 8,7, erkeklerde 6,6 gün olarak belirlenmiştir.

18 4. Kaybedilen iş günü: Bir araştırmada sakatlanmaların yarıdan çoğu 1-7 gün arası faaliyetlere katılabiliyor ise de ortalama olarak 8 gün faaliyetlerden uzak kalmışlar.

19 5. Kalıcı hasar durumu: Spor kazalarının birçoğu kalıcı bir iz bırakmadan iyileşir. Ciddi sakatlıklar ( kırıklar, bağ ve tendon zedelenmeleri, omurga sakatlıkları vs.) kalıcı arıza bırakabilir. Bazı durumlarda sporcu tamamen bırakabilir veya değiştirebilir.

20 6. Spor sakatlıklarının maliyeti:
Direk maliyetler: Tıbbı tedavinin maliyeti ( teşhis, muayene ücretleri, röntgen ve ilaç giderleri). Dolaylı maliyetleri: Hastalık ve ölümlere bağlı olarak kayıplar ( iş günü kaybı, sakatlık veya ölüme bağlı sebepler).Hesaplanabilen maliyetler: Sigorta ve kanuni giderlerdir.

21 Sakatlıklarla İlgili Faktörler: 1- Dış Faktörler:
A. Saha İle İlgili Faktörler: 1. Sahanın fiziki koşullarının yarattığı riskler: a. Sahanın açık veya kapalı olması b. Emniyet mesafesi olmaması c. Sahadaki diğer güvenlik önlemlerinin alınmaması 2. Zeminin yarattığı riskler: a. Zeminin düzgünlüğünü yitirmiş olması b. Zeminin stabilitesini yitirmiş olması c. Zeminin ıslak olması d. Zeminin donmuş olması e. Zeminin kirli olması f. Zeminde yabancı madde bulunması 3. Aydınlatma durumunun yarattığı riskler:

22 B. Araç Ve Gereç İle İlgili Faktörler
1. Giysi 2. Taping (Bandaj) 3. Kale direkleri 4. Aletlerin sabitliği 5. Top 6. File 7. Ayakkabı 8. Ayakkabı bağı Koruyucu malzemeler

23 C. Oyun (Yarışma) İle İlgili Faktörler
1-Sporun türü 2-Hedefin değişmesi 3- Takımın veya sporcunun durumu Oyun, kurulları ve düzenlemeler 5-Sporcunun takım içindeki durumu 6-Deplasman faktörü 7-Hakem faktörü. 8- Deneyim faktörü 9-Yarışmanın düzeyi. 10-Beklentiler faktörü

24 D. Sosyal Faktörler: 1. Aile faktörü Eş faktörü 3. Coach faktörü 4. Hakem faktörü 5. Medya faktörü 6. Para faktörü 7. Eğitim ve kültür faktörü 8. Dil faktörü 9. Yönetici faktörü Seyirci faktörü

25 E. Antrenman İle İlgili Faktörler
I-Isınma 2-Yanlış antrenman 3-Sürantrenman (Overtraining) Ağırlık antrenmanları

26 F. Çevre İle İlgili Faktörler1-Circudian
ritim (Günlük ritm) Soğuk 3-Jet lag (Zaman değişimi) Dehidratasyon (Su kaybı) 5-Yükseklik 6- Hava kirliliği 7-Sıcak (Isı çarpması)

27 G. Alışkanlıklar İle İlgili Faktörler
1-Alkol 2-Ergojenik yardım 3- Sigara Doping 5- Beslenme 6- Cinsel yaşantı 7- Kilo kaybı Dini alışkanlıklar

28 2-İç Faktörler: 1-Genel Sağlık durumu 2-Psikomotor Gelişim
3-Fiziksel Uygunluk: 1. Aerobik dayanıklılık 2. Kuvvet3. Sürat 4. Sportif beceri 5. Koordinasyon 4-Fiziksel Yapı 1. Boy 2. Ağırlık 3. Eklem stabilitesi 4. Vücut yağ yüzdesi 5. Yaş 6. Cinsiyet 7. Önceki yaralanmalar 8. Kas gerginliği, sıkılığı 9. Alt ekstremitenin (Kalça/bacak/diz/ayak/) zayıflığı Alt ekstremitenin eşitsizliği 11. Aşırı kullanma (Overuse) 12. Az kullanma 13. Fiziksel kusur 5-Psikolojik Faktörler 1. Kişilik 2. Motivasyon 3. Benlik 4. Algı 5. Konsantrasyon 6. Rekabet ve hırs 7. Riski göze alma 8. Saldırganlık 9. Kaygı 10. Korku 11. Stres 12. Psikolojik yüklenmeler 13. Duygusal ve zihinsel çatışmalar

29 Saha İle İlgili Faktörler:
1.Sahanın fiziki koşullarının yarattığı riskler: Yarışma veya antrenmanın yapılacağı saha, zaman zaman fiziki koşullarından kaynaklanan risklere sahiptir. Bu riskler elimine edilebileceği oranda elimine edilmeli, elimine olanağı yok ise riskler göz önüne alınmalıdır. Sahanın fiziki koşulları şu riskleri beraberinde getirir.

30 a)Sahanın açık veya kapalı olması:
Oyun alanının açık veya kapalı olmasının getireceği riskler vardır. Açık alanlarda yapılan sportif aktivitelerde sporcular öncelikle hava koşullarının yol açacağı olumsuzluklardan etkilenirler. Aşırı sıcak, aşırı soğuk, yağış gibi faktörler bunların bazılarıdır. Kapalı alanlarda antrenman yapan veya yarışan sporcular için ilk nokta alanın yeterli derecede ısıtılması veya soğutulması konusudur. Salonun yeterli derecede ısıtılmaması beraberinde çeşitli sağlık sorunlarını getirebileceği gibi, yaralanma riski ve performans düşüklüğüne de yol açabilir. Ayrıca sporcular antrenmanları sırasında artmış olan vücut sıcaklıklarını azaltmak için kapı önlerini tercih etmektedir. Bu kapı önleri gibi hava sirkülâsyonunun olduğu yerler, terli sporcular için soğuk algınlığı ve çeşitli bölgelerin tutulması gibi risklere yol açmaktadır. Çok basit görünen bu ve benzeri konuların antrenörün riskleri azaltmak için göz önüne alması gereken konular olduğunu düşünüyoruz.

31 b)Emniyet mesafesi olmaması:
Sporcular oyun sahasının içinde aldıkları hızı zaman zaman frenleyememekte ve sahanın dışına çıkmak zorunda kalmaktadır. İşte burada saha ve salonun fiziksel koşulları gündeme gelmektedir. Eğer yeterli bir frenleyebilme/yavaşlama alanı yok ise sporcu açık sahalarda tel örgülere, salonlarda duvarlarda çarpmak zorunda kalmaktadır. Ayrıca burada yavaşlama/frenleyebilme için yeterli mesafenin temizliği ve düzgünlüğü de önemli bir konudur. Çünkü, genelde spor salonlarında sadece oyun alanının temizliği yapılmakta, diğer alanlar göz ardı edilmektedir.

32 c)Sahadaki diğer güvenlik önlemlerinin alınmaması:
Spor alanının bulunduğu yerde, oyun alanının dışında kalan ve sporcular için tehlike teşkil eden yerler önceden belirlenmeli ve tehlikeyi ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır.

33 2.Zeminin yarattığı riskler:
ABD’de yapılan araştırmada bir profesyonel takımın yarışma sezonu boyunca oyuncularının maruz kaldığı 60 yaralanma olayındaki dört temel nedenden birinin zemin olduğu bulunmuştur. Bu nedenle zemin başlı başına bir risk faktörüdür. Şimdi zeminde karşılaştığımız sorunları sıralayalım.

34 a.Zeminin düzgünlüğünü yitirmiş olması:
Burada en önemli konu zeminin düzgünlüğüdür. Düzgünlüğünü yitirmiş zeminde sporcular, adeta tuzaklarla dolu bir alanda gibidir. Birçok açık saha, sahanın üzerindeki yoğun sportif aktiviteden, hava koşullarının getirdiği sorunlardan ve bakımsızlıktan düzgünlüğünü yitirerek tehlikeli bir hal alır. Arıca bazı spor dalları minder üzerinde yapılmaktadır. Burada minderin düzgünlüğünü yitirmiş olması da aynı sorunu getirir. Sonuçta düzgünlüğünü yitirmiş zeminde ortaya konacak performans düşmekte ve yaralanma riski artmaktadır.

35

36 b. Zeminin stabilitesini (sabitliğini) yitirmiş olması:
Özellikle spor salonlarında bakımsızlıktan veya yoğun sportif aktivitelerden salon zeminini oluşturan materyallerde çökmeler, yerinden çıkmalar olmakta, ayrıca minder üzerinde yapılan sporlarda da minderin içindeki malzemeden kaynaklanan çökmeler veya şişmeler olabilmektedir. Ayrıca örneğin kayak sporunda veya buz pateninde zeminin bazı bölgelerinin erimesi, o pistin stabilizesini bozan bir faktördür.

37 c.Zeminin ıslak olması:
Açık sahalarda en önemli nokta zeminin ıslak olmasının getireceği tehlikedir. Aynı tehlikeler kapalı alanlar için de geçerlidir. Gerek salonda yapılan sporlarda, gerekse salon içinde minder üzerinde yapılan sporlarda, zeminin çeşitli nedenlerle ıslanması bir tehlike yaratır. Molalarda içilen sular, sporcuların yere tükürmeleri ve de sporcuların yere düşmeleri sonucu terden oluşan ıslaklar bu tehlikelerin bazılarıdır.

38 d.Zeminin donmuş olması:
Bu sorun açık sahalarda görülür. Hava koşullarının bozulması sonucu, bazı bölgelerde saha donmaktadır. Bu da başlı başına bir riski doğurur. Donmuş zemin üzerinde sporcu, ortaya koyacağı performansı sergileyemez. Performansı düşer, yaralanma riski artar.

39 e.Zeminin kirli olması:
Özellikle takım sporlarının yapıldığı salonlarda, genelde saha zemininin temizliği sadece oyun alanı içinde yapılmaktadır. Bu gözden kaçan konu, oyun alanının hemen dışına çıkıldığında toz ve kirden oluşan kaygan bir zemin oluşturmaktadır.

40 f.Zeminde yabancı madde bulunması:
Zeminde yabancı madde bulunması veya yarışma sırasında sahaya atılan yabancı maddelerin yaratacağı riskler unutulmamalıdır. Bu sporcunun ayağının altına koyulmuş tuzaklar gibi onun kaymasına, dengesini yitirmesine yol açar.

41

42 3-Aydınlatma durumunun yarattığı riskler:
Gerek açık sahalarda yapılan gece yarışmalarında, gerekse salonlarda yapılan yarışmalarda sahanın yeterli derecede aydınlatılamaması bir risk taşır. Ülkemiz özelinde özellikle devlet salonlarında antrenman için kiralanan saatlerde ışıklandırmanın yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Ayrıca, gündüz yapılan yarışma veya antrenmanlarda da zaman zaman güneş ışığı bir risk faktörü oluşturur, sporcuların görmelerini ve görme açılarını kısıtlayabilmektedir.

43 Araç-Gereç İle İlgili Faktörler
1-Giysi:Sporcu için kullandığı spor giysisi büyük önem taşır. Giysinin vücuda uygunluğu veya uygunsuzluğu bile onun performansını etkiler. Ayrıca açık havada giyilecek ise giysinin renginin mevsime ve hava durumuna uygun olması gerekir. Bu noktada dünyada spor giyim firmaları büyük rekabet içindedir. Ve her gün yeni bir ürün dünya piyasasına sürülerek adeta kullanan sporcular üzerinde denenmektedir.

44 Araç-Gereç İle İlgili Faktörler:
2-Ayakkabı: Ayakkabı bir sporcunun en önemli malzemesidir. Tüm dengesi, hareketliği, stabilitesi hep ona bağlıdır. Bir spor ayakkabısının genel özellikleri yapılan spor dalına göre değişiklikler gösterir. Koşu ayakkabısının, salon ayakkabısının, futbol ayakkabısının özellikleri farklıdır. Sporcunun ayakkabı tipini belirlemekte temelde dört madde göz önüne alınmalıdır: 1-Ayakkabı ile zemin arasındaki uyum 2-Ayakkabının yapım şekli ve kompanentleri (bölümleri) 3-Ayakkabının büyüklüğü ve ayağa uygunluğu 4-Ayakkabı ile ayak arasındaki uyum

45 Spor Yaralanmalarını Önleme Programı temel kursunda iyi bir koşu ayakkabısının özellikleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır. -Ayak tabanı: Şoku absorbe etme (emme) miktarı hesaplanmalı. Sert alanlarda koşu için daha büyük şoku absorbe özelliği olmalı. -Taban dışı: Koşu alanı ve ayakkabı arasında çekişi sağlamalı. -Ayakkabının burnu: Parmakları sıkmamalı ve yeterince fleksibil (esnek) olmalı. -Topuk: Ekstra şokların absorbesi (emmesi) için destekli olmalıdır. -Ayakkabının arkası: Ayakkabının en arkasında olan ve giyerken çekilen nokta aşıl tendonuna baskı yapmamalı.

46 3. Ayakkabı bağı: Antrenman veya yarışma sırasında çözülen ayakkabı bağı da hem sporcu, hem de oyun arkadaşları ve rakibi için bir risk yaratır.

47 4.Top : Topun yeteri/alışılmış basınçtan daha fazla veya daha az şişirilmiş olması beraberinde bir risk getirir.

48 5.File: File/ağ ile yapılan spor aktivitelerinde çok ender olmasına rağmen zaman zaman ellerin, parmakların veya ayakların takıldığı, burkulduğu, zorlandığı ya da yaralandığı durumlara yol açar. Bu açıdan file/ağ çok sık görülmese de bir yaralanma riski oluşturan faktördür.

49 6.Kale direkleri/direkler

50 7.Aletlerin sabitliği: Aletlerin sabitliğini yitirmiş olması beraberinde bazı riskler getirir Örneklemek gerekirse aletli jimnastiğin yapıldığı asimetrik paralel, paralel, denge gibi aletlerin sabitliğini yitirmesi sporcunun dengesini bozarak, istem dışı bir hareket yapmasına neden olmakta, onun performansını olumsuz etkilemekte ve de yaralanma riskini artırmaktadır.

51 8.Koruyucu malzemeler: Yapılan spor dalına göre sporcular bazı koruyucu malzemeler kullanır. Bu malzemelerin sporculara uygun ebatlarda olanlarının kullanılması sporcunun yaralanma riskini azaltır. Spor dallarına göre dizlikler, dirseklikler, dişlikler, göz koruyucular, tozluklar, bileklikler, uylukluklar, baldırlıklar, başlıklar vb. malzemeler kullanılır.

52 9.Taping(Bandaj): Sporculara kurallarına uygun olarak yapılan bandaj başlı başına bir koruyucu özellik taşır. Bilindiği gibi uzunca bir süre bandajlar sadece yaralanan sporcuların, yaralanmalarını tedavi amacıyla kullanılırdı. Artık günümüzde yaralanma riskini azaltmak için bir çok sporcu daha önceden o bölgede yaralanma yaşasın yaşamasın bandaj yaptırmayı tercih ediyor. Bandaj hem yaralanmalardan koruyucu, hem de tedavi edici bir özelliğe sahiptir.

53 Oyun (Yarışma) İle İlgili Faktörler:
1.Sporun türü: Burada öncelikle etkili faktör, yapılan sporun temas sporu veya temassız spor olması ile bağlantılı olarak ortaya çıkabilecek sorunlardır. Temas sporunda (basketbol, futbol, hentbol, güreş, boks vb.) yaralanmaya yol açıcı risklerin ortaya çıkma oranı; temassız sporlara (tenis, masatenisi, yüzme, atletizm, jimnastik) oranla daha yüksektir. Bu nedenle ilk risk yapılan sporun türü olmaktadır.

54 2.Takımın veya sporcunun durumu: Takımın oynadığı lig içindeki sıralaması yani durumu veya sporcunun katılacağı yarışmadaki alacağı sonuca göre sıralamadaki durumu, önemine göre bir risk faktörüdür. Örneklersek küme düşme konumuna gelmiş bir takımın oyuncularının, oynadığı son maçtaki gerginlikleri ve bu yapı ile oyun içindeki davranışları çok önemli bir riski gündeme getirir.

55 3.Sporcunun takım içindeki durumu: Sporcunun takım içinde oynadığı mevki, oynadığı süre ve ondan beklenenleri yerine getirip getirememe yüzdesine göre davranışlarda değişiklikler oluşur. Örneğin, zaman zaman yeterli süre oyunda yer almadığına inanan sporcu, oyuna dâhil olduğunda oyun düzeni içinde yapmaması gereken bir hareketi yapmasına, vermemesi gereken bir pası vermesine, kullanmaması gereken bir topu kullanmasına, girmemesi gereken bir mücadeleye girmesine neden olur.

56 4.Yedek oyuncu: Takım oyunlarında yedek oyuncu diye adlandırdığımız kenarda oturan oyuncular genelde ne zaman oyuna dahil olacakları belli olmadıkları için, zaman zaman yeterli ısınma yapmazlar. Veya vücutları oyun süresine bağlı olarak soğuyabilir. İşte bu noktada, yedek oyuncuların oyuna dahil olmaları onları bir risk altında bırakır.

57 5.Yarışmanın düzeyi: Sporcunun yaptığı spor dalının düzeyi (amatör düzey, profesyonel düzey veya yerel, ulusal düzey), doğal olarak gireceği yarışmanın veya yapacağı antrenmanın düzeyini etkiler. Burada bir yerel yarışma ile ulusal düzeydeki yarışmada genel olarak ortaya konulan performans farklı düzeylerdedir .İşte bu noktada yarışmanın düzeyi arttıkça, sporcunun o yarışma veya o yarışmalara hazırlık periyodundaki antrenmanlarda karşılaşacağı riskleri de artırmaktadır.

58 6.Hedefin değişmesi: Sporcular belirli bir sezon içinde, genelde belirli bir hedefe göre kendilerini hazırlarlar.Bu hedefin beklenmedik şekilde değişmesi, küçülmesi özellikle takım oyunlarında turnuva oynayan oyuncuları olumsuz yönde etkiler. Şampiyonluğa endekslenmiş bir takımın, finale kalma şansını yitirdiği günün arkasından oynayacağı üçüncülük dördüncülük maçına zihinsel olarak hazırlığını yapmaması onun o maçta sergileyeceği performansını olumsuz yönde etkiler.

59 7.Oyun kuralları, düzenlemeler: Sporcunun risk altında kalacağı durumlardan biride oyun kurallarıdır. Oyun kurallarının yeterli derecede uygulanmaması, oyunun sertleşmesini ve kural dışı hareketlerin artmasını getirir.

60

61 8.Deplasman faktörü: Deplasman sporcular için başlı başına risk faktörü taşımaktadır.Bu olay öncelikle yol yorgunluğu, farklı alışık olunmadık bir sahada yarışmak, alışık olmadık bir yatak, alışık olmadık yemek, rakip takım taraftarının etkisi başlı başına deplasmanın getirdiği etkileri ortaya çıkarmaktadır.Deplasmanlarda şu ve benzeri sorunların ortaya çıktığı tespit edilmiştir: Yorgunluk - İshal- Halsizlik - Nezle, burun akıntısı, gribal enfeksiyon.Kulak, diş ve mide ağrısı -Bel ve adale ağrıları

62 9.Deneyim faktörü: Genç sporcular için deneyimsizlik başlı başına bir risk faktörü taşımaktadır. Özellikle gençliğin verdiği dinamizm ile deneyimsiz sporcular kendilerini fark etmeden antrenman veya yarışma içinde riske atarlar. Bu risk zaman zaman onların veya arkadaşlarının yaralanmasına neden olur. Ayrıca, deneyimsiz davranış tarzı, gereksiz enerji harcanmasını ve performans düşüklüğünü beraberinde getirir. Özellikle spor yaşantısının başlarında yaşanmış olan başarısız deneyimler birçok yetenekli çocuğun spordan uzaklaşmasına neden olmaktadır.

63 10.Beklentiler faktörü: Sporcunun, spor yapmada belirli beklentileri vardır. Bu beklentilerine erişmiş olması veya erişme umudunun tamamen ortadan yok olması onun ortaya koyacağı performansın tümünü sergilememsine neden olabilir. Sporcu amacına ulaşmayacağına inandığı takdirde kendini veya rakibini riske sokan davranışlarda bulunabilir.

64 Sosyal faktörler: Sporun toplumsal yaşamdaki yeri ve etkileri büyüdükçe, sporcunun sosyal statüsü değerlendikçe, sosyal ilişkilerinin çeşidi ve şekli de değişime uğramaktadır. Sporcunun bir birey olarak sahip olduğu ailesel ve eğitimsel ilişkilerinin yanı sıra sporcu olmasından doğan antrenör, kulüp yönetimi, hakem, seyirci ve medyaya kadar uzanan sosyal ilişkileri bulunmaktadır. Bunların her biri de yerine göre sporcunun performansını olumlu ya da olumsuz etkilemektedir.

65 1.Ebeveyn faktörü: Sporcuların aileleri onların en büyük destekleyicileri olmalarına rağmen, zaman zaman çeşitli nedenlerle hem yaralanmalarına yol açıcı risklerden biri, hem de performanslarını düşürücü risklerden birisi olabilir. Sporcunun medeni durumuna göre ebeveynleri, kardeşleri veya eşi ile çocukları aile yaşantısında daha etkin durumdadır. Çocuklar davranışlarını geliştirirken, ailelerinden etkilenirler ve çevresel faktörlerin etkisinde kalırlar. Bu yüzden ailelerin çocuklarına uygun olan sporları belirlemede ve özellikle kazanma ve kaybetme hakkındaki uygun yorumları yapmada çocuklarına yardımcı olmaları önemlidir. Diğer bir problem yarışma sonrası ailelerin davranışlarıdır. Ailelerin yarışma sonrası çocuklarına ne söyledikleri, yarışma sonrasında oluşabilen diğer olaylar gibi kazanma ve kaybetmenin de her zaman olabileceğini anlamada gençlere yardımcı olmaları önemlidir.

66 2.Eş faktörü: Özellikle başarılı sporcular düzenli bir yaşam sürmek için genelde erken evlilik yaparlar. Bu noktada genç başarılı sporcunun eşi önemli faktör oluştururlar. Bazı sporcularda evlilik öncesi davranış ve kişilik sergileyişleri ile evlilik sonrası davranış ve kişilik sergileyişleri arasında farlılıklar görülür. Buda onun takım içindeki arkadaşlarına, antrenörüne ve yöneticilerine karşı farklı davranışlar takınmasına yol açar. Buna benzer davranış şekilleri takımın ahengini ve takım olma özelliğini bozup, takımın genel performansını etkileyebileceği gibi, sporcunu takım içinde agresiv davranmasına ve kendini yaralayıcı ortamı hazırlamasına da yol açabilir.

67 3. Antrenör faktörü: Sporcu-antrenör ilişkisi çok önemli bir konudur
3.Antrenör faktörü: Sporcu-antrenör ilişkisi çok önemli bir konudur. Antrenör ile yeterli diyalog kuramayan sporcu antrenman veya yarışmada bir tür “kendini kanıtlama” arayışına girer. Bu arayış onun oyun düzeni içinde yapmaması gereken bir hareketi yapmasına, vermemesi gereken bir pası vermesine, kullanmaması gereken bir topu kullanmasına, girmemesi gereken bir mücadeleye girmesine neden olur. Bu da beraberinde ya takımın genel performansın da bir düşmeye ya da sporcunun kendini, arkadaşlarını veya rakibini yaralayıcı bir ortamı yaratmasına yol açar. Erkek antrenörlerle çalışan bayan sporcularda özellikle sporcuların ergenlik döneminde olması durumunda, duygusal bazı problemler yaşanmasına da olasıdır.

68 4. Hakem faktörü: Sporcular için hakem başlı başına bir faktördür
4.Hakem faktörü: Sporcular için hakem başlı başına bir faktördür. Özellikle takım oyunlarında sporcuların en merak ettikleri konu o haftaki maçı kimin yöneteceğidir. Sporcu maça, maçın hakeminin kim olduğunu bilerek çıkar. Bu da onlarda bir önyargı yaratır. İşte, bu ve benzeri saplantılar sporcunu yarışma ortamı içinde saldırgan bir davranış sergilemesine yol açabilir. Bu davranış şekli de onun performansını tam olarak sergileyememesine ve yaralanma riski doğrulabilecek riski yapmasına neden olabilir. Ayrıca hakemlerin oyun kurallarını yeteri oranda uygulamaması da beraberinde, doğal olarak oyunun sertleşmesini, performansın düşmesini ve yaralanma riskinin artmasını gerektirir.

69 5.Medya faktörü: Sporcu genç yaşta medyada yer almaya başladıktan sonra kimilerinin kişiliğinde bazı değişiklikler oluşur. Gündemde olduğunu hissetmeye başlar. Burada sporcunun önceki kişiliğinin sağlıklılığı veya sağlıksızlığı onun medyada yer alışı ile ilgili olarak kişiliğindeki değişikliklerin, sağlıklı veya sağlıksız oluşu ile doğru orantılıdır. Ayrıca basında yer alan haberlerin olumlu veya olumsuz oluşuna bağlı olarak da sporcu kendisini zaman zaman kanıtlama gereksinimi duyar. İşte, böyle ortamlarda sporcu gerek yaralanma riski doğurabilecek hareketler yapabilmekte, gerekse takımın ve kendisinin performansını düşürebilecek anlamsız hareketler yapabilmektedir.

70 6.Para faktörü: Sporcular, sporu meslek olarak seçtiklerinde yaptıkları spor dalına ve başarı oranlarına göre kazanmaya başlarlar. Özellikle bazı spor dallarında kazanılan bu para yüz binlerce dolarla ifade edilecek rakamlara ulaşmaktadır. Sporcuların birbirlerinin ve rakip takım oyuncularının aldıkları paraları öğrenmesi de onların kişiliklerine göre onları etkileyen bir faktördür. Başlangıçtan itibaren sporcularda dışsal motivasyon değil, içsel motivasyonun etkili olması konusunda gerek antrenörlerin, gerekse ailelerin sporculara yardımcı olması gerekir. İç başarıyı önemseyen sporcularda, dış başarı unsuru olan para bir risk faktörü olmaktan çıkar.

71 7.Eğitim ve kültür faktörü: Sporcu bir makine değildir. O bir insandır. Doğal olarak o sosyolojik, psikolojik ve fizyolojik sacayağı üzerine kurulu bir yapıya sahiptir. Bu yapının oluşumunda önemli etkenlerden biri de onun aldığı eğitim ve kültürdür. Sporcunun eğitim ve kültür düzeyi, onun yaptığı işi kavrama oranını, kendisinin yaptığı işten beklentilerinin ne olacağını ve kendinden ailesi, çevresi ve takımının neler beklediğinin farkına varma oranını etkiler. Bu da doğal olarak onun ortaya koyacağı performansı ve performansı ortaya koyarken aldığı riskleri minimalize veya maksimalize eder. Sporcunun performansını etkileyebilecek diğer bir problem de zaman planlamasındaki hatalar nedeniyle birtakım eğitim, öğretim sorunları yaşamasıdır. Bir yandan sporun içinde kalma isteği ve buna bağlı olarak yoğun antrenmanlar, deplasman yarışmaları, diğer yandan sporculuk yaşamı sona erdiğinde eğitimsiz bir kişi durumunda kalmama kaygısıyla okul yaşamını devam ettirme çabası, sporcunun hem sporda, hem de eğitiminde istenen performansa ulaşmasını riske sokmaktadır. Bu durumda sporcunun öncelikle zamanı etkili kullanma konusunda bilgilendirilmesi ve her ikisini de iyi bir planlamayla başarabileceğine inanması gerekir.

72 8.Dil faktörü: Özellikle yabancı antrenör veya yabancı sporcuların bulunduğu durumlarda söz konusudur. Yabancı antrenörün tercüme sorunu tam anlamı ile çözümlenmemiş ise sahada yaptırmak istediklerinin, yapılamamasından doğan gerginlik, doğal olarak takımın ve sporcuların performansına yansıyacaktır. Aynı sorun sporcuların çalıştırıcılarına anlatmak istediklerini yeterli oranda tercüme edilememesi durumunda da ortaya çıkar. Ayrıca bu dil sorunu yabancı oyuncuların, vücutlarında hissettikleri şikâyetleri aktarmaya çalıştıkları masör ve doktorlarda da söz konusu olmaktadır. Sporcunun şikâyetini tam anlamı ile aktaramaması onun sergileyeceği performansını olumsuz yönde etkilemekte ve yaralanma riskini yükseltmektedir.

73 9.Yönetici faktörü: Sporcular için bir başka risk faktörü de yöneticilerdir. Yöneticilerin sporculara karşı davranış şekilleri, sporcuların kişilikleri, deneyimleri, eğitim-kültür düzeyleri ve yaşları oranında sporcuları farklı biçimde etkiler. Ayrıca yöneticinin teknik kadroya, teknik konularda gereksiz müdahalesi ülkemizde yaşanan sorunlardan biridir. Bu müdahalenin sporcular tarafından gözlenmesi de bir olumsuzluktur. Bu beraberinde antrenöre duyulan “saygı”yı ve “güveni” azaltacak bir faktördür.

74 10.Seyirci faktörü: İnsan organizmasının karmaşıklığı ve becerilerin kazanılmasında nelerin etkin olduğu kesin olarak bilinmediği için, seyircinin sporcuyu nasıl ve hangi yönde etkilediğini saptamak güçtür. Hareket derecesinin de ön deneyimleri ve göstermesi gereken görevin zorluk derecesine göre değiştiği gözlenmiştir. Performans anında veya öncesi seyircinin etkisinin sporcu tarafından algılanması, sporcunun kişilik yapısına bağlı olduğu gibi seyirciye karşı tepkisinin de ne olacağını belirler. olduğunu söyleye biliriz. Seyircinin gerek sporcu veya takımın ev sahibi olduğu konumda ortaya koyduğu teşvik edici veya yerici tavır, gerekse de deplasmanlarda ortaya koyacağı olumsuz tezahürat sporcuyu etkileyen faktörlerden biridir. Burada hem olumlu tezahürat, hem de olumsuz tezahürat sporcunun hem performansını, hem de yaralanma riskini etkileyebilir.

75 Antrenman İle İlgili Faktörler:
Antrenman dört koşulda yaralanma riski doğurur. Bu koşullardan ilki yeterli ısınma yapılmaması, ikincisi yanlış antrenman yapılması ve üçüncüsü sporcunun sürantrene hale geldiği koşullarda ona yüklenilmesidir. Dördüncü ve başlı başına bir risk taşıyan konu ise bilinçsiz ve sistemsiz bir şekilde yapılan ağırlık antrenmanlarıdır.

76 1.Isınma: Sporcunun yapacağı antrenman veya yarışma öncesi gerekli olan ısınmayı yapması gerekmektedir. Yetersiz ve sağlıksız ısınma hem büyük bir yaralanma riskini, hem de yetersiz bir performans ortaya konulmasını beraberinde getirir. Spor sahalarında üç tip ısınma yapan sporcu grubu ile karşılaşırız. Kendi kendine ve sadece kendine özgü hareketlerle ısınma yapan sporcu grubu, ikincisi gruplar halinde ortak bir ısınma programını uygulayan sporcular grubu ve üçüncüsü de bir antrenör nezaretinde ısınma yapan sporcular grubu. Sporcular eğitim durumları, spor yaşları, profesyonellik anlayışları ve performans düzeylerine göre ısınma olgusuna üç değişik gözle bakmaktadır. Kimileri için ısınma periyodu, antrenman veya yarışmanın başlangıcında antrenman sürecinden kaytarılacak bir periyottur. Kimi sporcu için ısınma, antrenmanın veya yarışmanın en önemli ve en gerekli parçasıdır. Kimi sporcu için ise ısınma, antrenman veya yarışma öncesi işinin bir parçası olarak yapması gereken bir aktivitedir. Bu konuda literatüre göz atıldığında, yapılan araştırmaların tümünde ısınmanın performansı olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Yeterli ısınma ile aerobik(oksijenli) enerji oluşumu, gerekse anaerobik (oksijensiz)enerji oluşumu olumlu yönde etkilenir. Nöro-musküler (sinir-kas) fonksiyonu açısından bakıldığında yeterli ısınma ile kas kuvvetinin arttığı belirlenmiştir.Isının kas daha fazla gerilebilir ve bunun ötesinde daha süratli kasılabilir.Isınma suretiyle sinir ve kasların reaksiyon süresi kısılır.

77 Isınma sonucu kasın elastikiyeti artar, daha büyük eklem amplitüdlerine de (hareket açısı) olanak sağlar.Eklemlerin hareketi kolaylaşır. Genel anlamı ile ısınma endürans(dayanıklılık), sürat, kuvvet, sıçrama, esneme yeteneği gibi özellikleri artırır. Aynı zamanda, ısınmanın sağlık açısından en önemli etkenlerinden biri de ısınma ile kas, ligament ve tendon yaralanmaları gibi sportif yaralanma risklerinin minimalize edilmesidir.Bu nedenle kas bazında ısınma değerlendirdiğimizde genel olarak iki temel etki görürüz : a.Olayın profilaktik (yaralanma önleyici) etkisi, b.Olayın performansı (işgücünü) artırıcı etkisi,

78 2.Yanlış antrenman: Sporcuya yanlış antrenman yaptırılması onun bir yaralanma riski altına girmesini sağlar. Yorgun olan bölgelerin, aşırı zorlanması laktik asit ile yorgunluğun sınırlarını zorlayan kaslarda çeşitli riskler doğurur. Ayrıca, yine aşırı yüklenilmiş bir sporcuda laktik asit düzeyi yükselmiş ve sınırlarını aşmış ise sporcunun gerek koordinasyonunu, gerek hedefleme yeteneği, gerekse dikkati dağılmış demektir. Bu da yapacağı hareketlerde dengesizliğe yol açıp performansı düşüreceği gibi yaralanma riskini de artırır. Yanlış periyotlanan antrenman, yakalanmak istenen performansı olumsuz yönde etkiler.

79 3.Sürantrenman (Overtraining):
Sporcuların en korkulu rüyası, sürantrene konuma gelmedir. Burada kassal faktörler olduğu gibi sinirsel ve psişik faktörlerde etkindir. Sürantrene durumu oluştuğunda, antrenör mutlaka spor hekimi ile işbirliği yapmalıdır. Antrenmanların dozu iyi ayarlanmalı, öncelikle yoğunluk düşürülmeli, uyku düzene sokulmaya çalışılmalı,beslenmeye dikkat edilmeli,antrenman sezonu sporcu için cazip şekle getirilmelidir.Arada sırada program dışı izinler verilmeli veya değişik aktiviteler gündeme getirilmelidir. Sürantrene durumundaki sporcuda görülen belirtiler şunlardır: -Sporcu huzursuz hale gelir.-Düzensiz uyku durumu ortaya çıkar -Çabuk yorulur Yarışma arzusu azalır.-Baş ve sırt ağrılarından şikayet eder.-Çok terleme olur. -Kilo kaybı-Nefes darlığı görülür. -Sabahları taşikardi görülür,(nabız artar)-İştah azalır

80 4.Ağırlık antrenmanları:
Ağırlık çalışmaları sırasında bazı noktalara dikkat edilemez ise sporcuların yaralanma riskleri artar. Bunların ilki ağırlık çalışması öncesi mutlaka iyi bir ısınma ve stretching (germe) çalışması yapılmalıdır. Çalışmalar sırasında eğer serbest ağırlık ile çalışıyorsa, ağırlık mutlaka vücuda yakın tutulmalıdır. Ağırlık aletleri dengelimi kontrol edilmeli. Serbest ağırlıkların bağlantı ve sıkıştırma yerleri, her kaldırma öncesi kontrol edilmelidir. Ağırlık çalışmaları sırasında sporcuların birbirlerine kesinlikle şaka yapmaları engellenmelidir.

81 Çevre İle İlgili Faktörler:
Antrenman veya yarışmanın gerektirdiği bireysel ve çevresel koşullar ile antrenman veya yarışmanın yapıldığı ortamın çevresel koşullarının farklılık göstermesi durumunda yaşananlar da sporcunun performansına etki eden faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.

82 1.Circuadin ritim: İnsan vücudu 24 saatlik bir gün periyodu içinde pek çok fizyolojik ve psikolojik ritimler yaşar. Bu ritmlerin tümüne circudian ritm, adı verilir. Burada insan vücudunun nöro-müsküler(sinir-kas)koordinasyon, fiziksel çalışması kapasitesi, reaksiyon süresi, kas dayanıklılığı, kavrama kuvveti, ana eklemlerdeki hareketlilik, vücut ısısı, kalp vurum sayısı, kan plazma volümü, oksijen kullanımı ve protein konsantrasyonu vb. değerleri değişik ritimler içersindedir. Spor sırasında vücudun adaptasyon için kas tonusu ve kuvvetine etki eden endokrin sisteminde özel circuadin ritimler de bulunur. Bunlardan bazılarını örneklemeye çalışırsak; kortizol hormonu, her sabah uyandıktan sonra maksimum düzeye çıkar ve akşam minimum düzeye iner. Yorgunlukla yakından ilgili bir hormon olan melatonin,yemek yeme alışkanlıkları ile gece ve gündüz sıklusuna bağlı değişikliler gösterir.Bu yüzden antrenmanın veya yarışmanın yapılacağı saatlerdeki vücudun circudian ritmi performans üzerinde olumlu veya olumsuz etkiye neden olur. Antrenmanların yapıldığı saatler,yarışmanın yapılacağı saatlere denk getirilmeye çalışılmalı ve böylece, vücudun o saatteki circudian ritmine uyumu sağlanıp,riskler minimalize edilmelidir.

83 2.Jet lag (zaman değişimi):
Jet lag genelde uzun süreli uçak yolculukları sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Burada belirli zaman farklılıkları olan bölgeler arasında yapılan uçak yolculuğu sonrası ortaya çıkan fiziksel ve zihinsel uyumsuzluk söz konusudur. Ani zaman değişimi içsel vücut ritimlerini etkileyerek, karışıklık yaratır. Jet lag, bireyleri farklı derecelerde ve farklı şekillerde etkiler. Bu etkilemede şu faktörler söz konusudur: a. Yaş, b. Önceki uyku alışkanlığı, c. İçe /dışa dönük kişilik. Burada uyum süresi uçuş yönüne ve süresine bağlıdır. Batı yönüne doğru yapılan bir uçuş sonrası uyum, uçulan iki yer arasındaki saat farkının yaklaşık yarısı kadar bir sürede sağlanabilir. Doğu yönüne doğru yapılan uçuşta ise uyum, uçulan iki yer arasındaki saat farkının 1,5’e bölümü sonucu ortaya çıkan sürede gerçekleşir. Kuzey veya güney yönüne doğru yapılan uçuşlarda bu uyum, kolaylıkla bir duş alınarak, yemek yenilerek ve kısa bir uyku ile sağlanır. Sporcuların bu tür seyahatlerde dehidratasyona (su kaybına) neden olabilecek ve onu artırabilecek çay, kahve ve alkol gibi içeceklerden kaçınmaları sağlanmalıdır. Jet lag, göz ardı edilmemesi gereken performans düşürücü ve yaralanma riskini artırıcı bir faktördür.

84 3.Yükseklik: Bilindiği gibi deniz seviyesinden yukarılara çıkıldıkça, hava basıncı azalır ve doğal olarak da havanın içindeki oksijen miktarı düşer. İnsan organizmasının bu koşullara adaptasyonu, kalp vurum sayısı ve soluk alma sayısını artırarak olmaktadır. Yaklaşık yirmi bir günlük sürede bu oksijen azlığına bağlı olarak ortaya çıkan hipoksi(Oksijen düşüklüğü), vücuttaki birtakım mekanizmaları uyararak kandaki hemoglobin miktarının artmasını sağlar. Sonuçta kandaki hemoglobin miktarının artmasına bağlı olarak, kalp vurum sayısı ve soluk alma sayısı eski haline geri döner. Bu durum belirli bir süre için sporcu normal seviyeye inince, özellikle dayanıklılık gerektiren durumlarda avantaj sağlar. Sonuç olarak diyebiliriz ki, aerobik gücün etkin olduğu spor dalları için yükseklik eğer gerekli adaptasyon sağlanmadıysa, performansı düşürücü bir risk taşımaktadır. Anaerobik etkinliğin yoğun olduğu dallarda ise hava miktarı, dolayısıyla sürtünme az olacağı için bir avantaj gündeme gelir. Ayrıca bu noktadaki aşırı yüklenme, adaptasyon sağlanmadığı için yetersiz performans sergilenebileceği gibi onun yaralanma riskinin artmasına neden olabilir.

85 4.Sıcak (ısı çarpması):Vücudun aklimatize (iklime uyum) olmadığı aşırı sıcak ortamlar sporcular içim önemli bir riski de beraberinde getirir. Bu risk “ısı yaralanmaları”dır. Hem egzersiz sırasındaki vücudun iç ısısının artışı, hem de vücudun alışık olduğundan daha sıcak bir ortamda egzersiz yapma zorunluluğunun olması, gerekli önlemler alınmaz ise vücut ısısının yükselmesine bağlı bazı bozukluklara yol açar. Vücudun ısı düzenleme mekanizmasının iç (aşırı egzersiz) ve dış (aşırı sıcak) faktörlere bağlı olarak ihtiyaca cevap veremeyecek hale gelmesi sırayla şu sorunları getirir. Isı krampları: Özellikle egzersize en yoğun olarak katılan m.gastroknemius’da (baldır kası) ağrılığı spazmlar şeklinde ortaya çıkar. Bu temelde çalışan kasta su ve Na (sodyum) kaybı sonucu ortaya çıkmış bölgesel bir elektrolit eksikliğine veya sıvı yoğunluk problemine bağlıdır. Isı yorgunluğu: Sıcak ortamlarda ortaya çıkan aşırı yorgunluk hissi, dinlenme ve sıvı alımı ile giderilir. Isı bitkinliği: Yorgunluk, bitkinlik, vücut ısısı yükselmesi, dehidratasyon (su kaybı) , bulantı, kusma, ishal baş ağrısı, baş dönmesi, iştah kaybı, bol terleme ve kas krampları şeklinde ortaya çıkar. Genelde kan volümündeki azalmaya bağlıdır. hemen egzersiz kesilip, gölge bir yerde dinlendirilmeli, ağızdan veya damardan su elektrolit takviyesi yapılmalıdır. Isı çarpması: İç ısının çok yükselmesi sonucu ortaya çıkan, ısı ile ilgili sorunların en ağırıdır. Davranış bozuklukları, emosyonel tutarsızlıklar, histerik ağlamalar, ilgisizlik, sorulan sorulara yanıt vermeme, zaman ve yer bakımından uyum hissini kaybetme, istem dışı dışkılama, kuru sıcak bir deri, terleme kesilmesi, yüksek rektal ısı, tansiyon düşmesi bazen kan şekeri düşüklüğü, sonunda bilinç kaybı ve dolaşımsal kollaps şeklinde ortaya çıkar.

86 Sporcularda büyük sağlık riski yaratabilen ısı ile ilgili yaralanmalar şöyle önlenebilir:
1.Sporcu iyi bir aklimatizasyon yani ısıya uyum periyodundan geçmelidir. 2.Antrenmanlar sırasında sık sık gölgede dinlenme verilmelidir. Efordan evvel, efor sırasında ve sonra uygun miktarlarda su ve tuz verilmelidir. 3.Her gün tartılmalı ve 24 saat içindeki aşırı bir kilo kaybı göz önüne alınmalıdır. 4.Isı ve rutubetin yüksek olduğu dönemlerde fiziksel aktivite sınırlandırılmalıdır. 5.Antrenman saatleri sıcaklığın daha az olduğu saatlerde tercih edilmelidir. 6.Sporcular olabildiğince açık renkli giysiler tercih etmelidir. 7.Sporcuların tercih ettiği giysiler derinin rahat hava almasını sağlayacak şekilde olmalıdır. Isıya uyum: Sporcuların ısıya uyumu 4-8 gün arasında bir periyodu kapsar.

87 5.Soğuk: Soğuk ve rüzgarlı ortam, yapılan sportif aktivitelerde gerek sportif yaralanmalara yol açıcı, gerekse performansı düşürücü bir riski beraberinde getirir. Burada sporcuların soğuk algınlığı gibi sağlık sorunlarının oluşabileceği aşikardır.Ayrıca, bu soğuk ortama, yeterince ısınmama eklenince çeşitli sakatlıklara ortam hazırlanır.

88 6.Dehidratasyon: Vücudun su kaybetmesine dehidratasyon denir.Dehidratasyon akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Egzersiz sırasında terle, yapılan egzersizin süresi, şiddeti ve ortam sıcaklığına bağlı olarak az veya çok su kaybedilir. Bu su kaybı karşılanmazsa dehidratasyon oluşur.Buna akut dehidratasyon adı verilir.Bu su kaybı durumu 24 saatten fazla sürerse, kronik dehidratasyon oluşur. Dehidratasyonun sporculardaki etkileri şunlardır: 1.Kan volümünde azalma,2.Rektal ısıda artış,3.Nabız sayısında yükselme,4.Erken bitkinlik,5.Efor süresinde kısalma,6.İş gücünde düşüş7.Sportif performans düşer,8.Yüzde 10 oranındaki su kaybı dolaşımsal kollapsa yol açar

89 7.Hava kirliliği: Gün geçtikçe artan sanayileşme, kente göçün getirdiği kalitesiz yakıt kullanımı, arıtma tesislerinden yoksun çarpık sanayileşme, her gün trafiğe binlerce aracın katılımı insanların yaşadığı ortamda hava kirliliğine etki eden bazı faktörlerdir. Kirli hava sporcuların sinir kas, kardiyovasküler (kalp-damar), solunum, renal sistemlerin işlevlerini bozar.Bu nedenle sporcunun doğrudan sağlığını etkileyen bu konu, aynı zamanda performansını da doğal olarak olumsuz etkiler.

90 Alışkanlıklar İle İlgili Faktörler:
1.Alkol: Alkol alındığı miktara bağlı olarak gerek uyarıcı, gerekse uyuşturucu etki yapan bir maddedir. Bilindiği gibi alkol karaciğeri de çözülüp yağa dönüşür ve enerji oluşumunda da bir ekinliği yoktur. Alınma dozuna göre merkezi sinir sistemi üzerinde uyuşturucu etkisi vardır. Sporcunun konsantrasyonunu bozar.

91 2. Sigara: Sigaranın insan sağlığına verdiği zararlar ortadadır
2.Sigara: Sigaranın insan sağlığına verdiği zararlar ortadadır. Bunun dışında sportif performansı olumsuz yönde etkiler. Özellikle aerobik gücün etkin olduğu sportif aktivitelerde, sigaranın zararı ve performansa olumsuz etkisi daha belirgindir. Sigara dumanında %4 oranında bulunan karbonmonoksit de, hemoglobin ile oksijenden daha kolay birleşebildiği için kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır.Sigaranın damar sertliği ve böbrekler üzerine yıkıcı etkileri de saptanmış gerçeklerdir.Bir başka kaynakta da sigaranın maksimal oksijen kullanımını yüzde 4-5 düşürdüğü söylenmekte ve yarışma öncesi son sigara içiminin en az 12 saat önce olması gerektiği belirtilmektedir. Sonuç olarak sigara sporcunun performansını olumsuz yönde etkilemektedir.

92 3.Beslenme: Sporcunun beslenme alışkanlığı onun performansını etkileyen bir faktördür. Bilindiği gibi sporcu, beslenme işini kampların dışında tek başına yapar. Bu nedenle beslenme konusunda oluşturacağı alışkanlıkların, sağlıklı temellere dayanması gerekir. Genel beslenme alışkanlığının dışında, yarışma veya antrenman öncesi yenilen son öğünün içeriği ve de yarışma sırasında alınan içecekler de sporcunun performansını etkiler.

93 4.Kilo kaybı:Sıkletlerin önemli olduğu güreş, boks, judo gibi spor dallarında yaşanan risklerden biri de süratli “kilo kaybı” dır. Sporcular genelde uzun süre gerektiren bilimsel yöntemleri bir kenara bırakıp, büyükten, ağabeyden görme kilo kaybı yöntemlerini alışkanlık haline getirirler. Bilindiği gibi fazla kilonun iki kaynağı vardır. Bunlar vücut yağı ve vücut sıvısıdır. Özellikle akut dehidratasyon (Süratli kilo kaybı) beraberinde şu sorunları getirir.1.Kas kuvvetinde azalma, 2.İş performansında azalma, 3.Plazma ve kan volümünde azalma,4.Submaksimal efor sırasında kalp işlevinde azalma, nabızda yükselme, düşük atım volümü ve düşük kalp dakika volümü, 5.Özellikle besin sınırlamasında, oksijen kullanımında azalma, 6.Isı düzenleme mekanizmalarında azalma, 7.Böbrek kan akımında ve filtrasyonunda azalma, 8.Karaciğer glikojen deposunda azalma, 9.Vücutta elektrolit kaybında artma.

94 5.Ergojenik yardım: Ergojenik yardım performansı artırmak amacıyla yardımına başvurulan bazı besin maddeleri ve yöntemleridir. Gerçek ergojenik yardımcılar kuvveti, dayanıklılığı, hızı ve beceriyi sürekli olarak artıran yöntemlerdir. Bunlar sentetik madde olmadıkları için doping sayılmazlar. Spor dünyasındaki sporcular bazı alışkanlıklarla, bazı maddeler kullanır. Bu maddeler genelde bira mayası, polen, protein tozları vb. maddelerdir. Bu maddelerin bir uzman denetiminin dışında kullanılması, bazı sağlık sorunlarına yol açacağı gibi performansı da olumsuz yönde etkileyebilir.

95 6.Doping: Doping başlı başına sporcuların karşısındaki en büyük tehlikedir. Spor sahalarında yaratacağı etik kurallarındaki eşit koşullarda yarışma ortamını bozmasının dışında, insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri tartışmasızdır. Araştırmalarda doping maddelerinin gurubuna göre insan vücuduna verdiği çeşitli zararlara kısaca değinirsek; örneğin amfetamin grubu maddelerin alınması ile, organizmanın yorgunluk duysunun ortadan kalkması sonucu belirgin bir ekonomi kaybı olur. Dinlenme kapasitesi belirgin oranda düşer. Taşikardi (çarpıntı),hipertansiyon(yüksek tansiyon), aşırı terleme, kas tonusunda (geriminde)artış, sinirlilik, sindirim bozukluğu ve cinsel fonksiyonlarda bozulma ortaya çıkarır. Kas yapıcı diye de tanımlanan anabolizan grubu maddelerin alınması sonucunda da iskelet, karaciğer, böbrek ve cinsel organlarda ileri derecede tahribata yol açılmaktadır.

96 7.Cinsel yaşantı: Genel olarak muhafazakar toplum yapımız içinde sporcuların eğitilmediği ve her zaman bir soru işareti şeklinde kafalarında kalan konularda birisi de cinsellik konusudur. Sporcuların bu konudaki bilgi birikimleri spor dallarına göre büyük farklılıklar gösterir. Pratikte birçok sporcu bu konuda deneyimli sporcu ağabeylerinin/ablalarının öğütleri çerçevesinde bilgilenir. Bu konuda yapılan araştırmalar bir cinsel ilişki sırasında harcanan enerji değerinin, birkaç basamak merdiveni hızlı çıkmaya eşdeğerde olduğu yolundadır. Cinsel birleşme sırasında kalp vurum sayısı yaklaşık arasında olmaktadır. Cinsel ilişkiden sonra yeterli toplanma süresi verilirse, fizyolojik açıdan bir zararı olmayacağı ortadadır. Ayrıca araştırmalar yarışmadan 24 saat önce ve 24 saat sonra cinsel ilişkinin her hangi bir fizyolojik soruna yol açmadığını gösterir. Pratikte spor dallarına ve o dalın sosyal yaşamdaki değerlerine göre sporcular belirli cinsel yaşantılarını belirli alışkanlıklarla sürdürür. Burada birkaç risk söz konusudur. Gerekli önlemlerin alınmadığı ilişkilerde ortaya çıkabilecek bulaşıcı rahatsızlıklar sporcular için bir sağlık riski taşır. Diğer bir risk, bazı sporcuların cinsel yaşantıya tabu gibi bakmaları sonucu oluşan yarışma öncesi dönemde uzunca bir süre ilişkiye girmemenin getirdiği gerilimlerdir. Bazı sporcularda özellikle de bekar sporcularda cinsel yaşantı sorumsuzca ve doyumsuzca sürülen bir hale gelir. İşte bu iki uç nokta; sporcuların gerek çeşitli gerilimleri yaşaması, gerekse aşırı yorgunluğun oluşmasına neden olup onların performanslarını olumsuz yönde etkiler.

97 8.Dini alışkanlıklar: Bazı sporcuların dini inançları gereği bazı alışkanlıklar geliştirir. Örneğin, Ramazan ayında oruç tutan profesyonel sporcular vardır. Oruç gereği gün boyu aç kalma doğal olarak sporcunun performansını etkiler. Sporcunun antrenman ve yarışmada daha düşük performans sergilemesine neden olur. Ayrıca, açlığa bağlı olarak düşen vücut direnci bazı yaralanmalara karşıda vücudu dirençsiz bırakır. Birçok Amerikalı sporcu pazar günü yarışma ve antrenman yapmaktan hoşlanmaz. Benzer durum cumartesi günleri için de bazı Yahudi sporcularda söz konusudur.

98 İç Faktörler: 1-Genel Sağlık Durumu: Sporcunun yapacağı antrenman veya yarışma öncesi sağlık durumunda ortaya çıkabilecek akut sorunlar veya genel sağlık durumundaki kronik sorunlar onun performansını olumsuz etkiler. Ayrıca yaralanmalar karşısında bir risk faktörü doğurur. Örneklemeye çalışırsak, vücudun ateşli olası, solunum yollarındaki bazı rahatsızlıklar, ishal vb. sürekli yaşanabilen sorunlar, sporcunun göstermesi gereken performansı sergileyememesine ve yaralanmalar karşısında risk altında olmasına neden olur. 2-Psikomotor Gelişim: Psikomotor gelişim bireyin doğum öncesi döneminden başlayarak yaşamının sonuna kadar devam eden ve hareketleriyle ilgili davranışlardaki değişimleri kapsayan bir süreçtir. Antrenman programlarının planlanmasında ve uygulanmasında psikomotor gelişim sürecinin seyri dikkate alınmalıdır. Özellikle çocukların olgunluk düzeyi bilinmeden öğretilmeye çalışılacak becerilerin öğrenilmesi mümkün olmayacağı gibi yetenekli çocukların spordan uzaklaşmasına veya yaralanmalarına yol açabilir.

99 3-Fizksel Uygunluk: Yeterli kondisyonel özelliklere sahip olmamak ve sezon öncesi kondisyon çalışmalarının yeterli derecede yapılmaması önemli bir yaralanma riskini de beraberinde getirir. Yapılan bir çalışmada yeterli kondisyon antrenmanı yapmamış futbolcularda, sakatlanma yüzdesinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Aerobik dayanıklılık: Sporcunun yaptığı spor dalına göre etkin olan enerji oluşum sistemi, onun ortaya koyacağı performansı doğrudan etkileyen bir konudur. Bilindiği gibi bir dakikanın üzerindeki fiziksel aktivitelerde süre uzadıkça etkin olan enerji üretim sistemi aerobik enerji olmaktadır. İşte bu noktada aerobik enerji oluşum sisteminin etkin olduğu spor dallarında, yetersiz bir aerobik dayanıklılık ile yapılacak antrenman ve yarışmalarda sporcunun gerek ortaya koyacağı performans düşük olacak, gerekse yetersiz aerobik dayanıklılık onun yaralanma riskini yükseltecektir. Kuvvet: Sporcular yaptıkları spor dalına göre, o spor dalının gereksinimleri doğrultusunda ortaya bir kuvvet koyarlar. Bu kuvvet gereksinimi kimi zaman birim kuvvet, kimi zaman çabuk kuvvet, kimi zaman da kuvvette devamlılık şeklinde olabilir.İşte, bu doğrultuda ortaya konulan kuvvetin yetersizliği, o kuvveti oluşturan kaslarda çeşitli zorlanmalar ve kopmalara neden olup bir yaralanma riski yaratacağı gibi, ortaya konulan performansın da yetersizliğine neden olur.

100 Sürat: Sürat, spor bilim dünyasında en karmaşık konulardan biridir
Sürat: Sürat, spor bilim dünyasında en karmaşık konulardan biridir. Sürat için gerekli olan fiziksel yapı, bugüne kadar optimal olarak tarif edilmiş değildir. Spor dalında performansı ortaya koya bilmek için yeterli sürate sahip olmamak bir risk doğurur.Bu risk hem performansın düşmesine, hem de yaralanmaya yal açacak zorlanmalara neden olur. Sportif beceri: Beceri ile daha ziyade değişik kas gurupları arasında iyi bir koordinasyon sağlanarak yapılacak hareketin daha mükemmel olması sağlanır. Burada önemli olan hareketi yapacak kas gurupları arasında sağlanacak koordinasyondur. Dolayısıyla kassal bir aktivitenin kolaylıkla yapılması bir beceri ürünüdür. Bir sporcunun yaptığı spor dalındaki temel teknik özellikleri iyi yapabilme derecesi onun temel teknik hareketi yanlış yapmaktan doğacak risklerden uzak tutar. Sonuç olarak bir sporcunun beceri eksikliği hem sporcunun performansını olumsuz yönde etkiler, hem de yaralanma riskini ortaya çıkarır. Koordinasyon: Koordinasyon, bir hareket sırasında o harekete katılan kaslar ile merkezi sinir sistemi arasında gösterilen uyumdur. Dolayısıyla bir sportif aktivite sırasında gereken çeşitli ve bir seri hareketin hızlı, akıcı ve uyumlu bir şekilde yapılması o harekete katılacak tüm vücut organlarının zamanlaması, ortaya konulacak performansın iyiliğini etkileyen bir faktördür. Sonuç olarak koordinasyon eksikliği sergilenecek performansın düşmesine, gerekse hareketin amacından sapması sonucu ortaya yaralanma riski doğuracak bir hareket çıkmasına neden olur.

101 4-Fiziksel Yapı: Kişinin sahip olduğu fiziksel yapı, ona yapacağı spor dalında, o spor dalının gereksinim duyduğu fiziksel özelliklere göre zaman zaman da avantaj getirebilir. Şimdi bunları ortaya koymaya çalışalım. Boy: Boy sporcular için yaptığı spor dalına göre zaman zaman avantaj, zaman zaman da dezavantaj yaratabilir. Kısa boy halter, ata binme gibi spor dallarında avantaj sağlar. Basketbol, voleybol, yüksek atlama gibi spor dallarında da uzun olma avantaj yaratır. Eskrim, kayak, uzun mesafe koşuları gibi spor dallarında ise boyun bir önemi yoktur. Eğer sporcu yaptığı spor dalına uygun bir fiziğe, boya sahip değilse, sporcunun boyu o zaman bir risk faktörü oluşturur. Ağırlık: Yapılan spor dalı genelde belirli bir fiziksel yapıya sahip olmayı gerektirir. Bu fiziksel yapıya sahiplikteki önemli kriterlerden biri de vücut ağırlığıdır. Kimi spor dallarında vücut ağırlığının fazla olması bir dezavantaj yaratırken, kimi spor dallarında vücut ağırlığının fazlalığı avantaj yaratmaktadır. Normalin üzerindeki vücut ağırlığı örneğin dayanıklılık gerektiren spor dallarında kilogram başına düşen oksijen kullanımını azaltacağı için bir dezavantaj yaratır. Ayrıca sıçramanın önemli olduğu alanlarda aşırı vücut ağırlığı, kişinin sırtına konmuş ağırlık gibi bir dezavantajdır. Bu ve buna benzer performans düşürücü özelliklerin dışında normalin üzerindeki vücut ağırlığı özellikle alt ekstremitelere daha fazla yük binmesine ve bu ekstremitelerin yaralanma riskini artırmaktadır.

102 Eklem stabilitesi: Sportif yaralanmalara yol açan önemli faktörlerden biri de eklemlerin stabilitesini yitirmiş olması yani instabil olmasıdır. Bu temelde eklemlerin çevresindeki kasların yeterli kuvvete sahip olmamasından kaynaklanır. Sonuçta instabil eklemler çevrelerindeki tendon veya ligamentlerin yaralanma risklerini artırır. Stabil olmayan eklem çerçevesindeki kasların kuvveti arttırılarak, instabilite kompanze edilir ve böylece tendon ve ligamentlerin sakatlanma riski azaltılır. Vücut yağ yüzdesi: Bilindiği gibi sporcularda vücut yağ oranı yapılan spor dallarına göre değişiklikler göstermektedir. Bu noktada, yağ oranı yapılan spor dalına göre kimi zaman avantaj yaratırken, kimi zaman dezavantaj oluşturmaktadır. Örneğin takım oyunlarında vücut yağ oranının o spor dalı için gerektiğinden fazla olması, sporcunun sanki sırtında fazladan bir ağırlık ile antrenman veya yarışmaya katılıyormuş gibi bir durum yaratmakta ve daha fazla enerji sarfına neden olmaktadır. Eğer yeterli kas gücü ve bağların güçlülüğü yok ise çeşitli yaralanmaları da beraberinde getirir. Ama örneğin maraton yüzmede vücuttaki yağ oranı vücudun ısısını korumada bir avantajı beraberinde getirir.

103 Yaş: Sporcunun yaşı, yaptığı spora göre zaman zaman olumlu, zaman zamansa olumsuz riskler taşır. Büyüme ve gelişme çağındaki bir kişinin kemiklerinin uzama bölgeleri(epifiz bölgeler) daha tam olarak gelişmediği için kişinin büyümesi, uzaması devam eder. Bu yaşlarda yapılan halter ve bilinçsiz ağırlık çalışmaları büyüme noktalarına darbe etkisi yapar ve büyümenin, uzamanın oluşmasını durdurur. Bu tehlike büyüme bölgelerine gelen direkt darbeler için geçerlidir. Judo, karate, gibi kontak sporları, futbol gibi dize bol darbe alan sporlar hep büyüme yaşındaki bir sporcu için büyümesini, uzamasını engelleyen riskler taşır. Doktorlar arasında yapılan bir ulusal kamuoyu yoklamasında, doktorların yüzde 40,5’inin uygun denetim olduğu takdirde 15 yaşın altındaki çocukların vücut temaslı sporlara çok zarar görmeyeceği, yüzde 43,5’i ise rekabetin nitelikli olmadığına dikkat çekilmiştir yaşın altında çocuklarda kaburga, kafatası kemikleri oldukça kırılgan yapıdadır; deri kolayca incinebilir ve yırtılabilir. Sonuç olarak yaşın küçüklüğü kas kuvveti için bir dezavantaj yaratıp, sergilenecek performansı düşürür. Cinsiyet: Fizyolojik açıdan egzersize uyum sağlama ve performansta ulaşılan düzey bakımından kadın ve erkek arasında farklar bulunmaktadır. Vücut yağ oranı erkeklerde, kadınlardan daha düşüktür. Oksijen kullanma kapasitesi kadınlarda erkeklerden daha düşüktür. Kadınlarda eklem ve bağ yapıları daha incedir. Bu incelik esneklik özelliğinin kadınlarda, erkeklerden daha fazla olmasını getirir. Kadınlar erkeklerden daha az terleyerek, daha az su kaybına uğramaktadır. Yapılan araştırmalarda kadınlarda spor yaralanmaları ve oranları erkeklere oranla daha düşük görülmektedir. Dolayısıyla cinsiyet sakatlanma riski açısından kadınlar lehine görülmektedir. İşte bu nedenlerden ötürü, kadınlar spor alanlarında erkeklerden daha az risk alırlar.

104

105 Önceki sakatlanmalar: Sporcu için önemli bir yaralanma riski de daha önceden geçirmiş olduğu bir yaralanmadır. Önceki yaralanan bölge, iyileşme durumu ne olursa olsun düşük bir yüzde de olsa bir yeniden yaralanma riski taşır. Ayrıca önceden yaralanmış veya operasyon geçirmiş bir bölgedeki kasların zayıflaması ve yeterli kuvvetlendirme programının uygulanmaması da yaralanma riskini arttırır. Kas gerginliği, sıklığı: Fiziksel aktivitenin içinde kas belirli bir elastikiyette olmalıdır. Eğer bu elastikiyete sahip değil ve sertleşmiş ise bir risk oluşturur. Belirli kasların sertliği halinde spor dallarına göre değişen yaralanmalar ortaya çıkar. Örneğin, hamstring gurubunun sertliğinde tendinit ve patellofemoral sorunlar; triceps surae’de aşil tendiniti; iliotibial bant sertliğinde ise iliotibial bant sürtünme sendromu gelişebilir. İşte, bu kasların sertliği hem yaralanma riskini artırır, hem de eklem hareket açısını belirleyen öğelerden birisi olan elastikiyet kaybolduğundan ortaya konan performans düşer. Alt ekstremitenin (kalça/bacak/ayak) zayıflığı: Yapılan araştırmalarda en çok sportif yaralanmanın alt ekstremitelerde görüldüğü belirlenmiştir. Bacağın kalça eklemindeki belirli bir pozisyonda yinelenen aşırı zorlanmalarında ortaya bazı sorunlar çıkar. Bu sorunlar kasların insersiyonlarında, gerek tendonlarda, gerekse kemikte yapısal bozukluklara neden olabilir. Burada kas-kiriş-eklem yapılarındaki dokuların değişik şiddetteki zorlanmalar karşısındaki dayanıklılık dereceleri, sınırları, ayrıca işlevsel yeterlilikleri önem kazanır. Alt ekstremitenin eşitsizliği : İki bacak uzunluğu arasında 20mm’den daha fazla bir fark olması önemli bir biyomekanik bozukluğu beraberinde getirir. Bu farklılık tüm alt ekstremitede bir risk doğurur. Kalça rotatör ve addüktör kaslarının fonksiyon görmesi güçleşir. Bu da beraberinde gerek performans düşüklüğünü, gerekse yaralanma risklerini getirir.

106 Aşırı kullanma(Overuse):Spor yaralanmalarına yol açıcı önemli etkenlerden biri de aşırı kullanımdır. Aşırı kullanmaya bağlı yaralanmalar, giderek artan bir yaralanmaya yol açar. Başlangıçta belli belirsiz bir ağrı ile yol alan çıkan olay, ardından artan ağrı ve fonksiyon kaybı şekliyle ortaya çıkar.Aşırı kullanım yaralanmaları kas-tendonda tenisçi dirseği; tendonda, aşil tendiniti;bursa’da omuz bursit’i ve kemikte de stres kırıkları şeklinde ortaya çıkabilir. Bu hem sergilenecek performansı düşürücü, hem de yaralanma riskini yükseltici bir durumdur. Az kullanma: Yapılan spor dalında vücudun bazı bölümlerinin veya taraflarının az kullanılması, sporcuların ve bazı çalıştırıcıların o bölgeleri veya tarafları yeterli oranda hazırlanmamasını getirir.Yarışma veya antrenman sırasında bu az kullanılan bölge veya taraf yarışma veya antrenman sırasında kullanılmak zorunda kalırsa, yeterli hazırlığı olmadığından hem sporcunun performansını düşürür, hem de yaralanma riski doğurur. Fiziksel kusur: Sporcunun fiziksel yapısındaki bazı kusurlar onun çeşitli riskler altında olmasını gerektirir. Postüründeki bozukluklar, kas yapısındaki ve kemik yapısındaki bazı olumsuzluklar onun performansını etkileye bileceği gibi, yaralanma riskini de artırır.

107 5-Psikolojik Faktörler:
Günümüzde genel olarak bireyin sağlıklı ve verimli olmasını etkileyen nedenler arasında psikolojik faktörlerin giderek önem kazandığı görülmektedir. Ruhsal ve fiziksel işlevler ile performans kapasitesi arasındaki yakın ilişki göz önüne alınmadan yapılan antrenmanlar ve yarışmalar, sporda performansı sınırlayan ve yaralanmalara yol açan nedenlerin başında gelmektedir. Spor yaralanmalarını meydana gelme olasılığını artıran ve sporcunun performansını olumsuz yönde etkileyen kişilikle ilgili psikolojik durumlar; duygusal nedenler, zihinsel nedenler ve sensomotorik (duyu-hareket) nedenler olarak üç ana başlık altında ele alınabilir. Kişilik: Farklı kişilik özelliklerine sahip sporcularla antrenman yapmak veya yarışmalarda başarıyı yakalamak antrenörleri oldukça zorlayan bir konudur.Kişilik bir insanı başkalarından ayıran bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerin bütünü olarak değerlendirilmektedir.Bir deyişle kişilik kavramından, bir insanı nesnel ve öznel yanlarıyla diğerlerinden farklı kılan duygu, düşünce, tutum ve davranış özelliklerinin tümü anlaşılır.Kişilik çok yönlü ve karmaşıktır. İrade, zeka, duygu,heyecan,mizaç,biyolojik yapı,soya çekim,çevre etkileri, sosyoekonomik etkenler gibi pek çok özellik kişiliğin içinde yer alır.Bireyin kişiliğini sadece sahip olduğu bu özellikler değil, aynı zamanda bu özelliklerin bireyin içinde yaşadığı ortamda bıraktığı izlenimler belirler. Bunun en belirgin kanıtı, aynı bireyin, çeşitli toplumlarda, aynı topulum çeşitli kesimlerinde ve aynı kesimin çeşitli bireylerinde birbirlerinden farklı, hatta çelişkili şekilde algılanması, yargılanması ve değerlendirilmesidir. Pek çok yetenekli sporcu duygusal açıdan, spordaki psikolojik zorlanmalara direnç gösteremedikleri için beklenen performansa ulaşamamaktadır. Yetenek seçiminden başlayarak, sporcunun kişilik özelliğine uygun spor dallarına yöneltilmesi yâda performans sporuna uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.

108 Motivasyon: Sportif yüksek performansın elde edilmesi için sporcunun uzun ve yorucu antrenmanlara sabırla katlanması ve ulaşmış olduğu performansı zorlu yarışma koşullarında(rakip,seyirci,hava koşulları vb.)sergileyebilmesi onun motivasyonu ile ilgilidir. Kişiliğin oluşmasında, biçimlenmesinde tutum ve davranışı başlatan, açığa çıkaran, sürdüren, yönlendiren bilinçli ya da bilinçsiz etkenlere güdü veya motiv denir. Güdülerin etkisi ile oluşan sürece de güdülenme veya motivasyon denir. Motivasyon fizyolojik süreçleri, davranışın sosyal belirleyicilerini, psikolojik ihtiyaçları, güdülenmeleri ve heyecanlarla ilgili etkileri bütün davranışları ile ilgilidir. Bazı güdülenmeler olumlu, bazıları da olumsuzdur. Spor karşılaşmalarında birçok olumlu ve olumsuz güdülenmeler iç içedir. Kaygı, motivasyonu olumsuz yönde etkileyerek, sporcunun kendisini aşırı zorlama içine atmasına belki de sakatlanmasına yol açabilir. Motivasyonu performansı olumu yönde etkileyecek şekilde kullana bilmek için antrenörün sporcularını yakından tanıması, onların ilgi ve gereksinimlerini hakkında doğru bilgilere sahip olması gerekmektedir. Benlik: Bir kimsenin kendisi ile ilgili düşünceleri ve çevresindekilerin kendisiyle ilgili düşündüğünü sandığı kanıların bütünü onun benliğini oluşturur. Olumlu benlik bilincinin gelişe bilmesi için çocukluktan itibaren koşulsuz sevgi içinde bulunması gerekir. Benlik kavramı kişinin iç dünyasını oluşturan, düşünceler, tutumlar, değerler ve yorumlar olarak tanımlanır. Benlik kavramı, bireyin kendi kişiliğine ilişkin kanaatlerinin toplamı, bireyin kendini tanıma ve değerlendirme biçimidir. Bireyin kendini kavraması kim ve ne olduğunu, bir insan olarak nitelikleri, sorumlulukları, amaçları, inançları ve bilinçli olarak elde ettiği değerleridir. Benlik kavramı, insan davranışında önemlidir ve olumlu benlik kavramı kişinin uyum işlevleri ve mutlu yaşamı için gereklidir. Antrenörler özellikle genç sporcuların başarısızlıkları durumunda, benliklerinin zarar görmemesi ve kendilerine olan güvenlerini yitirmemeleri için eleştirilerinde dikkatli olmalıdır.

109 Algı: Genel olarak algı iç ve dış dünyamızın farkında olmaktır
Algı: Genel olarak algı iç ve dış dünyamızın farkında olmaktır. Duyu organlarımız aracılığı ile almış olduğumuz uyarıcıların belirli bir kısmı algılanır. Aynı çevredeki iki ayrı kişi farklı şeyler algılaya bilir. Algılar kişinin deneyimleri, öğrenmeleri, dikkatinin yönü ve duygularından etkilenir. Mekan algısı, spor ortamına katılan nesnelerin şeklini, büyüklüğünü, uzaklığını ve yönünü bildirir. Zaman algısı, hareketlerin zaman birimi içerisinde düzenlenerek, ritmik bir olaya dönüşmesi sayesinde bir anlam kazanır. Hareket algısı, hem başkalarını hem de sporcunun kendi hareketlerinin algılanmasını kapsar. Algıdaki yanlışlıklar beklenen performansa ulaşma ve yaralanma riskleri içinde yer alır. Algı tek bir uyaranın değil pek çok uyaranın hızlı bir şekilde yorumlanmasına dayanır. Özellikle yarışma ortamında uyaran sayısı daha da artar, buna karşılık başarı için çok çabuk ve artarda doğru algılamalar yapılması gerekir. Konsantrasyon: Konsantrasyon dikkatin bir noktada odaklanması anlamına gelir. Spor hareketlerinin öğrenilmesinde ve bu hareketlerin yarışma ortamında doğru olarak uygulanabilmesinde dikkatin bir noktada yoğunlaşabilmesi gerekir. Sporcular konsantrasyon veya dikkatlerini oyunun kendisinden daha başka konu ve problemlere yöneltirlerse, oyunun gidişine bağlı olarak görevlerini başarıyla yerine getirmede, iyi bir performans ortaya koyamazlar. Çünkü oyuncular sınırlı olan konsantrasyon veya dikkat kapasitelerini farklı konulara kaydırırlar, farklı yönlere kaydırılan enerji oyun içindeki performansın yerine getirilmesinde verimli bir şekilde kullanılamaz. Yüksek kaygı durumunda olan sporcular konsantrasyonlarını rakiplerinin ne kadar iyi olduğuna kaydırarak kendi becerilerini başarıyla yerine getirmede zorluk çekebilirler ve performansları bozulabilir. Bir antrenman maçında, müsabakaya göre çok daha az nöro-fizyolojik enerji harcanır. Genç bir sporcunun dikkatini toplama yeteneğini iyileştirmek isteyen antrenör, öncelikle o sporcuya özgü dikkat düşüşünü tespit etmelidir. Şartların uygun olması durumunda, kısa molalar vererek sporcunun harcadığı enerjiyi yerine koymasına fırsat verilmelidir. Mola ve yüklenmelerin düzenli olarak birbirini takip etmesi durumunda, harcanan enerji tekrar sağlanabilir.

110 Rekabet ve hırs: Sporcu yarışmalar sırasında başarılı olabilmek için rakibiyle rekabet içindedir. Aslında sporcu her yarışmada aynı zamanda kendisiyle ve çevresiyle yarışır. Kondisyon yeteneklerinin düşüklüğü, vücut ölçülerinin yapılan spor türüne uygun olmaması veya antrenmansızlık gibi sebeplerden dolayı, sporcunun başarı ihtimalinin başından beri düşük olduğu durumlarda, rekabetten kaçınmak gerekir. Riski göze alma: Bazı sporcular çoğu zaman tehlikeyi göze alan davranışlarda bulunurlar. Genelde bu davranışlar seyirciyi coşturur ve medyada geniş yer alır. Sporcular başarısız olmama ve kendisine gösterilen ilgiyi devam ettirme gayreti sonucunda, mevcut yeteneklerine uygun düşmeyen aşırı riskli eylemlerde bulunabilirler. Antrenörün gözüne girme isteği, seyirciye hoş görünme, riskli davranışlarda bulunan bazı sporculara özenme, aşırı motivasyon rakibe duyulan öfke veya yenilgiyi kabullenmeme sporcunun riski göze alma davranışına yol açan diğer nedenlerdir. Saldırganlık: Günümüzde saldırganlık sporla ilgili olarak artan bir şekilde gündeme gelmektedir. Normal yaşantıda saldırgan davranışlar değişik nedenlerle yapılan çeşitli engellemeler sonucu ortaya çıkarken; sporda başarı rakibin engellenmesine bağlı olduğundan kurallara bağlı olarak bunu izin verilir. Kuralları ihlal ettiğinde rakibine ya da kendine zarar vereceğinden cezalandırılır. Antrenörüne kızan bir sporcu, yaptığı bir hatalı pası bahane ederek takım arkadaşlarına bağırabilir ya da hakeme kızan bir sporcu soyunma odasının kapısını tekmeleyebilir. Bazen de sporcu kendine dönük bir saldırganlık gösterebilir. Suçluluk, hayal kırıklığı, pişmanlık kendine dönük saldırganlığın sebepleridir. Özellikle genç sporcuların bu duyguları yaşamasına izin vermeyecek bir diyalog geliştirilmelidir.

111 Kaygı: Köknel’e göre, bireyin bilinçli tehlike karşısında verdiği tepkiye korku, bilinç dışı çatışmaya bağlı olarak duyulan iç tehlikeye karşı gösterilen tepkiye de kaygı denilir. Durumluk kaygı sıkıntı tasa ve gerginlik ile karakterize olan acil durumu göstermektedir. Sürekli kaygı ise belirli durumları tehlikeli veya tehdit edici olarak algılama eğilimi göstermektedir ve bu sporcunun kişilik yatkınlığı olarak ele alınmaktadır. Sporculardaki sürekli kaygı, karşılaşılan olaylarda, onların değişik durumluk kaygı düzeyleriyle yanıt göstermelerine neden olmaktadır. Korku: Düşük ve orta şiddette olan korkuları zihni olarak kontrol altında tutabilen istikrarlı kişiliğe sahip olanlarda korku, bazen performansı artırıcı yönde bir etki gösterebilir. Bu duruma çoğunlukla, kondisyonla ilgili konularda rastlanır. Buna karşılık jimnastik ve oyun oynama gibi koordinasyon ve taktiğe gerek gösteren faaliyetler de korku, performansı düşürür. Korkuyu azaltmaya yönelik olarak yapılacak ilk şey korkunun bilincine varma, başka bir deyişle korkuyu itiraf etmektir. Korkuya neden olan konularda bilgi verilmesi korkuyu azaltmanın başka bir yoludur. Sporcunun kendisini, rakibini oyun içinde kendi görevlerini, seyirci ve hatta hakemi yeterince tanıması ve hedeflerini açık ve uygun bir şekilde belirlemesi korkunun performansını engellemesini ortadan kaldıracaktır. Stres: Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan ve hem psikolojik hem de bedensel rahatsızlıklar şeklinde yaşanan bir durumdur. Organizmanın stres yaratan durumlara gösterdiği psikolojik tepkileri kişilik özellikleri ve çevresel faktörlere bağlı olarak farklı biçimlerde yaşamaktadır. Sporcu gerek antrenmanlar gerekse yarışmalar nedeniyle sürekli olarak stres yaratabilecek ortamlar içindedir. Özellikle sporcuların fiziksel kapasiteleri, teknik ve taktik düzeylerinin oldukça yakın olduğu önemli müsabakalar da başarı stresle başa çıkabilmeyi başaran tarafın olmaktadır. Antrenörler, stresi sporcuların performansını engelleyici bir faktör olmaktan çıkarmak istiyorlar ise öncelikle sporcularını çok iyi tanımalı ve stres yaşama nedenleri ile düzeylerini tespit etmelidirler. Sporcunun kendini baskı altında hissetme nedenleri ortadan kaldırılmaya çalışılmalı, gerekiyorsa psikolojik gevşeme yöntemleri kullanılmalıdır. Psikolojik yüklenmeler: Yüksek performansa yönelik bütün sportif faaliyetlerde fiziksel yüklenme yanında psikolojik yüklenmeler de söz konusudur. Sporcuların psikolojik yüklenebilirlikleri farklı farklıdır.Aynı durum değişik sporcularda kişilik özelliklerine ve deneyimlerine bağlı olarak farklı sonuçlara yol açabilir.Psikolojik yüklenmeyi yaşama düzeyleri sporcuların psiko-fiziki dengesinde bozulmaya neden olduğunda performansta düşme görülür.

112 13.Duygusal ve zihinsel çatışmalar: Çatışma birbiriyle uymayan iki veya daha fazla güdünün aynı anda bireyi etkilediği durumlarda ortaya çıkar. Güdüler türüne şiddetine içinde bulunulan ortama göre değişik görüntüler gösterir. Bir konuda karar vermekte zorluk çeken ve gerginleşmeye başlayan kişi büyük bir ihtimalle çatışma halindedir. Çatışmaların performansı engelleyici bir faktör haline gelmemesi için onları çözmek ve üstesinden gelmek gerekir. Amerika da yapılan araştırmalara göre bir sezon için her yaş grubunda sakatlıkların artmasıyla önemli bazı sakatlık mekanizmaları: Aletler: Sportif aletler büyük önemli sakatlıklardan kurtulmayı korumayı ve emniyeti sağlamak, küçük rahatsızlıklar veren sıkıntılı risklerin azaltılması yoluyla spora katılma hazzı ve sporcunun performans kabiliyetlerini artırmak için kullanılır. Örneğin bisikletçi başlıkları dizlikler vs koruyucu görevi yapmaktadırlar. Örneğin bisiklet başlıkları sadece yere çarpmadan meydana gelen şoku dağıtmakla kalmayıp aynı zamanda birinci çarpmadan sonra oluşabilecek her sporda sporcunun güvenliğini büyük oranda kullandığı aletlerin düzenli çalışmalarına, bu da kullanılmadan önce her seferinde dikkatle kontrol edilmesine bağlıdır.46 spor malzemelerinin kalite ve fonksiyonun da sakatlanmalarda etkili rol oynamaktadır. Aletler sportif yaralanmaları azaltıcı fonksiyona sahiptirler. Yapılan bir araştırmada bisikletçilerde başlık giyenlerin giymeyenlere oranla daha az kafatası kırığı ve yüze ait yumuşak doku yaralanmaları ile karşılaştıkları ortaya çıkmıştır. Koruyucu aletler aynı zamanda belli tıbbi durumlarda ve yetersizlikler de bireyin spora katılımına izin verir. Saha Emniyeti: Oyun alanındaki tehlikeler kale direklerini, voleybol net standartlarını,basketbol arkalık tahtasının alt yüzeyini, jimnastik ve güreş minderleri gibi malzemeleri içerir. Oyun alanı etrafındaki kapı duvarları, duvarlar, kapılar, ateş söndürücüler, elektrik anahtarları gibi tehlikeler vardır.Suni yüzeyler çimden serttir ve sakatlanmaya daha müsaittirler. Toprak sahalarda çamur, toz ve sahanın engebeli yüzeye dönüşmesi mümkündür ve sakatlanmaya yol açabilirler. Seyircilerin sahaya atlaması mümkündür. Yan yana yapılan maçlarda ve çalışmalarda çarpışmalar görülebilir. Bu ve benzeri tehlikeleri daha da çoğaltabiliriz. Yapılan bir araştırmada “ oyun sahası şartları ve yaralanma oranı arasında şimdiye kadar kaydedilmemiş olan ilişki belirtilmiştir. “48 Kütle ve Hız:Sportif sakatlıklarda kuvvet etkilidir. “Cismin yönünü, şeklini, hızını ve doğrultusunu değiştirebilen etki kuvvettir” Kuvvet= kütle x ivme. Ani ivmelenme ve duraklama genelde sporcunun patlayıcı kuvveti ile ifade edilir. İvme sporcunun patlayıcı kuvveti ile ifade edilir. İvme ise kuvvetin artımını ve azalmasını doğrudan etkiler. İvmelenme nesnelerin düşme anındaki hızlarıyla beraber ağırlık artmasına sebep olur. Bu tür objeler daha ağır olarak düşer. Çarpma anında kinetik enerji ve hız daha büyüktür.

113 Antrenörlük: Antrenörler sakatlanmada etkili rol oynayabilirler
Antrenörlük: Antrenörler sakatlanmada etkili rol oynayabilirler.sporun temel kurallarının öğretimi sağlıklı bir spor yapmada esası teşkil eder.sportmenlik ve oyun kurallarına uyma sakatlık riskini azaltır. Koçların yanlış antrenmanları ve aşırı başarı istemeleri sporcuları sakatlayabilir. Gelişmiş ülkelerde antrenörlerin kanuni sorumlulukları vardır. Bir eğitici her hangi bir spor dalına katılanlar için gerekli teknikleri öğretmekle görevlendirilmeden önce, katılanları o spor dalının tehlikeleri ve riskleri konusunda bilgilendirilmelidir. 55. İyi bir antrenör özellikle antrenman sırasında meydana gelebilecek yaralanmaları tanıyabilmeli, değerlendirmeler yapabilmeli, hiçbir zaman ciddi yaralanmalarda sorumluluk almamalıdır. Doktorun vereceği kararları son ve kesin karar olarak kabul edilmelidir. Cinsiyetin Rolü:Cinsiyetin rolü hakkında fikir birliği yoktur. Garrick ve Regua erkeklerle aynı sporu yapan kızların daha fazla yaralanmaya eğilimli olmadıklarını iddia ederler. 57 Korfball spor takımından elde edilen delilde kızların yaralanma ihtimalinin daha az olduğunu destekler. Çevre ve Riskleri:Çevre bazı sakatlık riskleri oluşturmada önemlidir. Salon içi faaliyetlerde çevre ile ilgili olarak ışıklandırma ve havalandırma başta gelir. Salon dışı faaliyetlerde hava durumu ve rüzgar, gece oyunlarında ise güzel ışıklandırma düşünülen faktörlerdendir. Zayıf ışılandırma sporcuları sakatlanma riskine sokabilir. Çünkü onlar hızlı hareket eden topları görmeyebilirler. Salonun düşük derecede ısıtılması hastalıkları yeniden ortaya çıkarabilir. Aşırı ısıtma ise yorgunluk, ısı bitkinliği veya ısı felci oluşumu gibi çevresel problemleri doğurabilir. Salon dışı faaliyetlerde ısı, nemlilik ve yağış oyunu etkileyebilir. Sporcular ortam değiştirdiği zaman bu riskler belirli olarak ortaya çıkabilir. Çevresel riskler hemen hemen bütün toplumlarda kendisini gösterir. Sporcular yarışma için yabancı bir bölge veya çevreye gittiklerinde hafif epidemik enfeksiyonlarla karşılaşabilirler. Bu riskler yükseklik , nem, ısı, soğuk, fazla güneş ısısı olarak sıralanabilir. Normal bir kişiye oranla sporcuların çevresel enfeksiyonlara daha müsait olmaları sebebiyle enfeksiyonlu olarak antrenman ve yarışmalara katıldıkları takdirde vücut üzerine bindirilen yük artışı enfeksiyona yeterli bir şekilde karşı konulmasına engel olacak, açığa çıkmasına ve klinik bir safhaya gelmesine yol açacaktır. Gerekli tedbirleri zamanında alan bir sporcu diğer insanlara oranla bu enfeksiyonlardan daha erken kurtulabilmektedir. Mantar hastalıkları genelde sporcuların çevrelerinden aldıkları hastalıklardır. Yaralanmaların maç ile ilişkisi: En çok spor sakatlıkları spor karşılaşması ( maç) sırasında ( %60) , sonra antrenman sırasında ( %16) ve eğitim sırasında oynanan oyun sırasında (%14) meydana geliyor. Okul çocuklarının üzerinde ( Hollanda) yapılan bir araştırmada maç sırasında %33, Antrenmanlarda %29, Beden Eğitimi derslerinde %21 ve serbest spor faaliyetlerinde %17 sakatlık meydana gelmiştir.


"Spor Sakatlıkları Spor Sakatlığı:-Spor aktivitesinin düzeyinde ve dozunda değişmeye neden olan, -Tıbbi öneri ve tedaviye gerek doğuran, -Olumsuz sosyal." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları