Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK"— Sunum transkripti:

1 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
Nilüfer VATANSEVER

2 Şeffaflık Adil olma Hesap verebilirlik Sorumluluk
Dünya’da kurumsal yönetimle ilgili değişik yaklaşımlar oluşturulmuştur. Bütün bu yaklaşımların temelinde sosyal sorumluluk kavramı ön plana çıkmaktadır. Kurumsal yönetim anlayışı, son yıllarda bütün dünyada uygulanan, üzerinde tartışılan kavramlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kurumsal yönetim, şirketlerin…. ilkeleri çerçevesinde faaliyet gösterebilmelerini sağlamaya yönelik ve özellikle ABD’de yaşanan şirket skandalları sonrasında tüm dünyada gündeme gelen bir kavramdır…..

3 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Nedir
Bir işletmenin sürdürülebilir büyüme temel hedefine yönelik olarak doğayı ve çevreyi koruyacak önlemler alarak üretimde bulunması anlaşılmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk denildiğinde bundan genellikle… Oysa bu son derece eksik bir tanımlamadır.

4 Çevreye ve topluma karşı sorumlulukları yanısıra Tüm paydaşlar
Bir işletmenin… doğrudan ve /veya dolaylı ilişki içerisinde bulunduğu ve işletme kararlarından ve faaliyetlerinden ciddi olarak etkilenebilecek…tüm paydaşlara karşı sorumluluğu bulunmaktadır.

5 İlk kez 1953’te yayımlanan H
İlk kez 1953’te yayımlanan H.Bowen’in “İşadamlarının Sosyal Sorumlulukları” (Social Responsibilities of the Businessman) adlı kitabında yer almıştır. Bowen işadamlarının, toplumun değer ve amaçlarıyla örtüşen sosyal sorumluluk faaliyetlerle ilgilenmelerini savunmuştur. Kavramsal olarak kurumsal sosyal sorumluluk…

6 Kurumsal sosyal sorumluluk, herhangi bir organizasyonun hem iç, hem de dış çevresindeki tüm paydaşlara (stakeholders) karşı “etik” ve “sorumlu” davranması, bu yönde kararlar alması ve uygulaması şeklinde tanımlanabilir.

7 Hissedarlarla ilişkilere
Avrupa Komisyonu’nun yaptığı tanımlamaya göre kurumsal sosyal sorumluluk; İşletmelerin, gönüllülük esasına dayalı olarak sosyal ve çevresel meselelerini, örgütsel faaliyetleriyle ve sosyal paylaşlarıyla olan etkileşimleriyle bütünleştirebildiği bir kavramdır. İnsan sermayesine, Çevreye Hissedarlarla ilişkilere ………………. Sosyal sorumluluk sahibi olmak sadece resmi beklentileri yerine getirmek değil, gönüllülükten ileriye giderek, insan sermayesine, çevreye ve hissedarlarla ilişkilere daha çok yatırım yapmaktır.

8 “ İş adamlarının, toplumun değer ve amaçları açısından arzu edilen yolları takip ederek, bu yönde kararlar vermesi ve işletmenin yönetilmesi konusunda bağlı olduğu mecburiyetler ” Bir başka tanıma göre sosyal sorumluluk;…………………… şeklinde ifade edilmektedir.

9 UNCTAD İşletmelerin bir toplumun ihtiyaçları ve amaçlarıyla ne kadar ilgili olduğu çerçevesinden ele almaktadır. UNCTAD’a göre tüm sosyal gruplar, kendi sosyal değişimleri ve evrimleriyle zamanı değiştirebilmek için belirgin rollerin ve işlevlerin yerine getirilmesini beklerler. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) kurumsal sosyal sorumluluğu:………. İşletmelerle ve özellikle çokuluslu işletmelerle ilgili beklentiler, bu işletmelerin globalleşen toplumda oynadıkları rollerin artmasıyla, alışılmamış bir şekilde hızlı değişime uğramaktadır. Bu yüzden çokuluslu işletmelerin sosyal sorumluluk standartları ve uygulamaları ile ilişkili tartışmalar bir global toplum geliştirme çabalarının önemli bir parçasını oluşmaktadır.

10 Kurumsal sosyal sorumluluk ile birlikte anılan kavramlar ise şu şekilde sıralanabilir:
Şirket sosyal sorumluluğu İş etiği (business ethics) Kurumsal sosyal duyarlılık (social responsiveness) Kurumsal hesap verme sorumluluğu (corporate accountability) Sosyal denetim (social auditing) Sosyal raporlama (social reporting), Kurumsal vatandaşlık (Corporate citizenship), Davranış kodları (Code of conduct).

11 Şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluğa yaklaşımı tarihçe, misyon, ürün, pazar konumlandırması gibi çeşitli kriterlere göre değişmektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk alanında öncü şirketler incelendiğinde genellikle bu şirketlerin gerçekleştirdikleri kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin uzun bir tarihsel geçmişe dayandığı görülmektedir. Bu şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk ile olan ilgisi genellikle kurumsal misyonlarını, vizyonlarını ya da kurumsal prensiplerini yansıtmaktadır.

12 Şirketlerin sadece kurumsal sosyal sorumluluk girişimleri geliştirmesi değil bunların etkili bir biçimde iletişiminin yapılması da önemlidir. Eklenen fayda olarak, sosyal ve çevresel sorumluluk uygulamalarının ve politikalarının iletişimini yapmak şirketin itibarını ve rekabetçi avantajını artırabilir ki bunlar da şirketin başarısını artırır Kurumsal sosyal sorumluluk iletişimi, şirketin kurumsal sosyal sorumluluğuna ilişkin taahhüdüyle ilgili olarak paydaşlarını bilgilendirmek için gerçekleştirdiği süreçtir. Birçok güncel araştırma ,……..

13 Çalışanların etnik çeşitliliği tüketicileri doğrudan etkilemeyebilirken bu politikanın tanıtılması bir paydaş olarak tüketicilerin firmaya ve ürünlerine yönelik olarak olumlu tutum geliştirmelerini sağlayabilir. Şirketin kurumsal sosyal sorumluluk programının belirli öğeleri öncelikli olarak tüketici dışındaki paydaşları, örneğin yatırımcıları ya da diğer paydaşları hedefleyebilirken, tüketici kurumsal sosyal sorumluluk programını daha bütünsel olarak değerlendirebilir. Örneğin….

14 PAYDAŞ KAVRAMI Paydaş teorisi organizasyonun yaşamını sürdürmesinin ve başarısının şirketin çeşitli paydaşlarının ihtiyaç duyduğu hem ekonomik (örneğin; fayda maksimizasyonu) hem de ekonomik olmayan (örneğin; kurumsal sosyal performans) amaçların birlikte tatmin edilmesine dayalı olduğunu ifade etmektedir Şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk programlarına yatırım yapmalarının arkasında olan neden paydaş teorisidir.

15 İşletmeler günümüzde toplumu oluşturan birçok farklı kesimle ilişki içindedir ve başarıları bu öğelerle olan ilişkilerinin iyi yönetilmesine bağlıdır. Literatürde bu konuyu açıklayan kavrama “paydaşlar (stakeholders)” adı verilmektedir. Paydaşlar, işletmelerden çıkarları olan bireyler ve kurumlardır. Freeman (1984), paydaşı “organizasyonel amaçların başarılmasını etkileyen veya başarısından etkilenen bir grup veya kişi” olarak tanımlamıştır. Geçen zamanla birlikte işletmelerinin ilişkide olduğu bu toplumsal tarafların sayısı artmış ve ilişkileri de oldukça karmaşık hale gelmiştir.

16 Freeman’a göre, işletme dışı gruplarla ne kadar güçlü ilişkiler olursa, ortak hedeflerin gerçekleştirilmesi o kadar kolaylaşacak, aksi halde ilişkiler kötüleştikçe ortak hedeflere ulaşılması zorlaşacaktır. Bu yaklaşım “paydaş teorisi”nin temel önermesini oluşturmaktadır. Paydaş teorisi öncelikle bir stratejik yönetim kavramıdır. Paydaş teorisinin amacı rekabet avantajı geliştirmek için organizasyonun iç ve dış çevresi ile olan ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı olmaktır.

17 PAYDAŞLAR: iki grupta sınıflandırmak mümkündür: “kurum içi paydaşlar” ve “kurum dışı paydaşlar”. Kurum içi paydaşlar; kurucu ana sahipler, hissedarlar, yöneticiler ve çalışanlardan oluşur. Kurum dışı paydaşlar ise toplum, hükümet, müşteriler, tedarikçiler, rakipler ve saire kesimlerden oluşur.

18 İşletmelerin hem iç, hem de dış çevredeki tüm faktörlere karşı sorumluluk alanlarını şu şekilde sınıflandırmak mümkündür. Çalışanlara karşı sorumluluk, Müşterilere (tüketicilere) yönelik sorumluluk, Hissedarlara yönelik sorumluluk, Doğaya ve çevreye karşı sorumluluk, Devlete karşı sorumluluk, Tedarikçilere karşı sorumluluk, Rakiplere yönelik sorumluluk, Topluma karşı sorumluluk vs.

19 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK DÜŞÜNCESİNİN GELİŞİMİ
1920’li yılların başları birçok yazar tarafından modern anlamda kurumsal sosyal sorumluluk kavramının doğuşu olarak kabul edilmektedir. Bu tarihten öncesi ve bu tarihten sonrası ise konunun gelişimi açısından farklı anlamlar taşımaktadır. Konuyu sanayi devrimi öncesi ve sonrası olmak üzere kısaca ele almakta yarar vardır.

20 Bu dönemde ticarette sorumluluk, kişinin etik anlayışına, dini görüşüne ve vicdanına bağlı olarak ortaya çıkmaktaydı. Din aynı zamanda toplumsal normları ve kuralları oluşturduğu gibi alım-satım ve ticaret hayatında da düzenleyici etkilerini göstermekteydi. Tüm ortaçağ boyunca ticari faaliyetlere ve ekonomiye din penceresinden bakılmış, yönetenlerin ve ticari faaliyetlerle uğraşanların sorumluluk anlayışları dini inançlarının etkisiyle şekillenmiştir…. Yine de dönem itibariyle kurumsal sosyal sorumluluk kavramından söz etmek pek mümkün değildir.

21 Bu dönemde, fakirlere yardım etmek, işsizlere iş bulmak devletin görevi ve sorumluluğu olarak tanımlanmıştır. Aynı dönemde Doğu toplumu incelendiğinde, Batı toplumuna benzer şekilde burada da düşüncelerin dini inançların etkisiyle oluştuğunu görmek mümkündür. Ancak, İslamiyet’in yardımlaşma, toplumsal dayanışma gibi birçok konuyu dini kaidelere bağlaması ve faizi yasaklayarak yardıma ihtiyacı olanlara zekat verilmesini emretmesi neticesinde sosyal sorumlulukların Batı’ya oranla Doğu’da önemli ölçüde ilerlediğini söylemek mümkündür. Merkantalist döneme kadar bu şekilde devam eden ortaçağ ticari yapısı merkantalizmle birlikte her ne kadar değişmeye başlasa da, kurumsal sosyal sorumluluk anlamında bir düşünce sistemi gelişmiş durumda değildir. Genel olarak 1500 ila 1800’lü arasındaki yılları kapsayan merkantalist dönemde hakim ticari görüş, bir ülkenin zenginliğinin sahip olduğu değerli madenlerle ölçüleceği şeklindeydi….

22 1765’te James Watt tarafından icat edilen buhar makinesi ve bunun bir enerji kaynağı olarak üretimde kullanılması ve böylece fabrika düzenine geçilmesi, modern anlamda yönetim ve işletmecilik uygulamalarının da temelini oluşturmuştur. 1776’da Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği 1789’da Fransız İhtilali sanayi devriminin

23 Sanayi devrimi yıllarında kapitalizm,
Adam Smith’in iktisadi görüşünde, kişinin mülkiyet hakları her şeyin üstün tutulduğundan bireyci bir felsefe gözlemlenmektedir. Bireyin kişisel çıkarı için girişeceği eylemlerin sonucu olarak sağlayacağı faydaların toplum yararını da maksimize edeceği görüşünün kabul edilmesiyle yeni değerler ortaya çıkmış ve bu da sanayileşme felsefesine uygun düşmüştür. Adam Smith’in görünmez el teorisi’nin hakim görüş olması ve bu nedenle karlılık ve üretim artışı dışındaki konularla ilgilenilmesine gerek olmadığı düşüncesi hakimdir. Adam Smith, görünmez el teorisinde; bireylerin ve kurumların kendi kişisel çıkarları için çaba harcarken harekete geçirdiği kuvvetlerin (görünmez el) bir bütün olarak topluma fayda sağlayacağını savunmuştur.

24 Bu görüşü benimseyen işletme sahip ve yöneticileri de kişisel kazançlarını maksimize etmeye çalışmanın dışında bir sorumluluk almamışlardır. 1900’lerin hızlı ve hareketli iktisadi hayatı 1929 yılına gelindiğinde New York Borsası’nın çökmesiyle son bulmuştur. ………. Sanayi devrimi sonrası dönemdeki gelişmeleri de kısaca özetlemeye çalışalım….

25 Özellikle Amerika’da işletmelerin bu yıllarda dev boyutlara ulaşması ancak, buna karşılık olarak görünmez el teorisinde savunulduğu gibi toplumun refah seviyesinin ve sosyal beklentilerinin karşılanmamış olması düşünce sistemini değiştirmeye başlamıştır. Sonuç olarak işletmeler, büyüyen yapılarının topluma olan etkileri ve faaliyetlerinin sonuçlarından dolayı kurumsal sosyal sorumluluk kavramıyla karşı karşıya kalmışlardır. Yaşanan panik, geride işsiz kitleler bırakarak bir ülkeden diğerine sıçramaya başlamış, işsizlik nedeniyle satın alma gücü düşmüş ve büyük işletmeler birbiri ardına kapanmaya başlamıştır…..

26 1930’lu yıllar sosyal ve kültürel değişimler çalışanların sendikal haklarını edinmeye başlaması, İşletmelerin ulaştığı dev boyutların toplumda yaptığı tahribatı önlemek amacıyla anti-tröst yasaların çıkartılması, Çalışanlara daha insani haklar tanınması kurumsal sosyal sorumluluk kavramına kanuni boyutun eklenmesi anlamına gelmiş İkinci dünya savaşıyla birlikte iş dünyası, çalışanlarının önemini ve çalışanlarına karşı sorumluluklarının farkına varmaya başlamıştır. (Koçel, 2003)

27 Sistem yaklaşımı ile işletmelerin çevreleriyle etkileşimlerinin ve işletme üzerinde çevrenin etkisinin öneminin anlaşılması, Durumsallık yaklaşımı ile farklı çevrelerin farklı yapılardaki işletmelere değişik etkilerinin olduğunun anlaşılması işletmelerin toplumsal taraflarla daha hassas ilgilenmesini gerektirmiştir. 1960’lı yıllarda; çalışan hakları, asgari ücret, çevreye duyarlı üretim, tüketici hakları, sigortalı çalışma vb. birçok konu ele alınmış ve bunlarla ilgili birçok öneri dile getirilmiştir. İkinci dünya savaşı sonunda yeni bir görünüme bürünen dünyada artık üçüncü dünya ülkesi ifadesiyle tanımlanan ve zor koşullar altında yaşayan birçok insan bulunmaktadır.

28 Ayrıca bu yıllarda sivil toplum örgütlerinin toplum içindeki rolü önem kazanmış, ırk ayrımı, kadın hakları gibi konularda önemli adımlar atılmıştır. 1960’lı yıllar boyunca yaşanan bu değişimlere seyirci kalmayan işletmeler de, bir takım uygulamalar geliştirerek kurumsal sosyal sorumluluklarını yerine getirmeye başlamışlardır. 1970’lerde işletmelerde görülen başlıca kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları; ortaklara bilgi sağlama, iş vermede adalet, karı paylaşma, reklamların ahlaki olması, çevreyi koruma ve faaliyetlerin topluma yapacağı etkileri düşünerek eylemde bulunma başlıkları altında sıralanabilir. 1980’lerde ise; atıkları azaltma, geri dönüşüm, fakirlere maddi yardım, toplum sağlığına hizmet, daha iyi çalışma koşulları şeklinde sıralanabilir.

29 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMININ ALT YAPISINI OLUŞTURAN ETKENLER
İktisadi, Politik ve Toplumsal etkenler olarak sınıflandırmak mümkündür. İktisadi Etkenler. 1900’lü yılların hemen öncesinde, hakim görüş olan liberalizm, iktisadi anlamda; dışalım serbestliğini, gümrüklerin kalkmasını, serbest rekabeti savunmuş ve devletin ekonomiye müdahalesine şiddetle karşı çıkmıştır. 1929’da tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik buhran birçok toplumsal değişimin tetikleyicisi olduğu gibi iş yaşamını ve iktisadi hayatı da ciddi değişimlere itmiştir. İşletme faaliyetlerinde ve üretimde devletin rolü önem kazanmış. İşte bu değişimlerin kurumsal sosyal sorumluluk kavramının doğuşunda önemli etkisi olmuştur.

30 Politik Etkenler: 20. yüzyıl içinde, özellikle II. Dünya Savaşından sonra dünya iki kutuplu bir yapıya bürünmüştür. Diğer yandan bu yıllar tüm dünyada demokratikleşme eğilimlerinin artışa geçtiği yıllar olarak da anılmaktadır. Yine bu yıllarda insan hakları bireyler lehine gelişmeler göstermiştir. Bireyin toplum içindeki öneminin artması, işletmelerin de bireyleri ve toplumu daha fazla önemsemesine ve bireye bir işçi, bir tüketici, bir yatırımcı vb. olarak daha fazla önem vermelerine neden olmuştur.

31 Toplumsal Etkenler: 1900’lü yıllar, dünyadaki toplumların birbirleriyle etkileşim ve iletişiminin arttığı yıllardır. 1930’lu yıllar çalışanların sendikal haklarını elde etmeye başladığı ve daha iyi iş, ücret ve yaşam koşullarını talep etmeye başladıkları toplumsal dönüşüm yıllarıdır. Bu yıllarda bireyci ve yararcı (utilitarian) ahlak felsefesinin yerini sosyal ahlak anlayışı almıştır.

32 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUĞUN ÖNEMİ
Özellikle 1960’lı ve 1970’li yıllarda Nobel Ekonomi ödülü sahibi Milton Friedman’ “işletmelerin sadece ve sadece tek bir sosyal sorumluluğu vardır: hilesiz, dolansız, açık ve serbest rekabete dayalı olan bir oyunun kuralları dahilinde kaldığı sürece ekonomik kaynaklarını kullanarak karlılığını arttıracak faaliyetlerde bulunmak.” olduğunu belirtmişti.

33 Auger ve arkadaşları tarafından (2003) Amerika’da yapılan bir araştırmada tüketicilerin etik kurallara uygun olarak üretilmiş (çevreye saygılı, hayvanlar üzerinde denenmemiş) ürünlere daha fazla rağbet ettikleri tespit edilmiştir. Tüketicilerin bu yöndeki davranışları, toplumun gelişmişlik düzeyine bağlı olarak değişmektedir.

34 Keefe (2002) çalışmasında kurumsal sosyal sorumluluğun önem kazanmasına ilişkin olarak beş gelişim (trend) sıralamaktadır : saydamlık , bilgi, sürdürülebilirlik, küreselleşme ve kamu sektörünün başarısızlığı.

35 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMININ İŞLETMELERE KATKILARI
Günümüzde kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının, işletmelere sağladığı faydalar incelendiğinde; sosyal kimlik oluşturma, rekabet üstünlüğü elde etme, şirket bağlılığı yaratma, itibar sağlama ve markalaşma konularının başta geldiği görülmektedir.

36 Bu faydalar incelendiğinde ortaya şu bulgular çıkmaktadır: Toplumsal saygınlık kazanmanın etkisiyle kurum imajı değer kazanmakta ve bu firmanın marka değerine yansımaktadır. Sosyal sorumluluk projelerinde katılımcı olmak şirket personeli üzerinde olumlu etki yaparak çalışan bağlılığını arttırmakta ve aynı zamanda nitelikli işgücünün işletmeye çekilmesinde önemli rol oynamaktadır.

37 Ayrıca kurumsal sosyal sorumluluğa önem veren şirketler hem daha iyi şartlarda borçlanabilmekte, hem de hisse senedi değeri artmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk, şirketlere yeni pazarlara girme ve müşteri sadakati sağlamada kolaylıklar sağlamakta, verimlilik ve kalite artışları yaşanmakta, risk yönetimi daha etkin hale gelmektedir.

38 İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarında samimiyetsiz yada kandırma amacı güden uygulamaları fark edildiği taktirde paydaşlar tarafından çok ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Bir işletmenin bu şekilde kaybedeceği itibar ciddi maliyetlere katlanılsa dahi geri getirilmeyecek kadar büyük olabilmektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının toplumun birçok kesimi tarafından kabul görmesinin en önemli nedeni bu uygulamaların her kesimin lehine sonuçlar doğurduğunun uygulama ve araştırmalarla ortaya konulmuş ve paydaşlar tarafından anlaşılması olmuştur.

39 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ALANLARI
Sosyal sorumluluk kapsamına giren ilk konu, işletmenin ve onun yöneticilerinin, hissedarlara veya sermaye sahiplerine karşı olan yükümlülükleridir, Sosyal sorumluluk kapsamına giren ikinci konu, yakın çevreye istihdam olanaklarının teminidir, işe almada, cinsiyete, ırka ve sosyal sınıflara eşit davranılmalıdır, Bir diğer konu, tüketicinin korunmasıdır,

40 Bir diğer konu, iş ahlakına sahip olunmasıdır
Bir diğer konu, iş ahlakına sahip olunmasıdır. Haksız ve aşırı karlar elde etme, rakip firma mallarını kötüleyici ve küçük düşürücü reklamlar yapma gibi iş ahlakına ters davranışlar sergilenmemelidir, Bir diğer konu, çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevrenin yaşanabilecek bir ortam olarak korunmasıdır, Bir diğer konu, insanlığa karşı duyulması gereken ihtiyari sorumluluklardır.

41 ULUSLAR ARASI YÖNETİM SİSTEMİ STANDARTLARI VE SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMININ YAŞAMA GEÇİRİLMESİNE ETKİLERİ Uluslarası yönetim sistemi standartlarının sosyal sorumluluk açısından en büyük katkısı işletmenin faaliyet gösterdiği toplumun yasal düzenlemelerine tam uyumu şart koşmasıdır. Her standart kendi alanına giren faaliyetler için yasal düzenlemelere uyum şartı aramaktadır.

42 ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi Standardı
ISO Çevre Yönetim Sistemi Standardı SA 8000 Sosyal SorumlulukStandardı Bu başlık altında üç uluslar arası yönetim sistemi standardı incelenecektir….

43 ISO 9001: 200 KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ STANDARDI
Bu standart işletmenin en önemli paydaşı yani müşterisi üzerinde durmaktadır. İşletmenin müşteri ile lan ilişkilerine müşteri tarafından bakmakta ve bir takım kurallar ve düzenlemeleri öngörmektedir. Örneğin müşteri bilgilendirmesi, ürünün sağlık, güvenlik vs şartlara uygun üretimi/sunumu gibi. Müşterinin bakış açısını işletmenin her sürecine yansıtmak bu standardın temel felsefelerinden biridir. Ama unutulmamalıdır ki işletmelerin asıl amaçları her zaman için varlığını sürdürmektir.

44 ISO 14001 ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMİ STANDARDI
Bu standard, bir kuruluşun, uymakla yükümlü olduğu yasal ve diğer şartları dikkate alan politika ve amaçları geliştirmesine ve uygulamasına imkân veren, bir çevre yönetim sistemi için gerekli şartları ve önemli çevre boyutları hakkında bilgiyi kapsamaktadır. Bu açıdan işletmenin çevreye karşı sorumluluğunun kapsamını belirlemektedir. En azından işletmenin çevreye bir katma değer sağlamasa da verdiği zararı azatılması açısından önemlidir.

45 SA 8000 SOSYAL SORUMLULUK STANDARDI
SA8000 üretici ve tedarikçilerin sosyal iş verme uygulamalarına ilişkin gereklilikleri tanımlayan uluslar arası bir standarttır. SA8000 en fazla küresel olarak uygulanabilir işyeri standardı olarak düşünülür ve herhangi bir boyuttaki tesiste, herhangi bir coğrafyada ve herhangi bir endüstri sektöründe değerlendirilebilir. SA 8000’nın kapsadığı alanlar arasında çocuk işçiliği, zorla çalıştırma, sağlık ve güvenlik, dernek ve ortak pazarlık özgürlüğü, ayrımcılık, disiplin uygulamaları, çalışma saatleri, tazminat ve yönetme sistemleri bulunur.

46 KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUĞUN REKABETÇİ AVANTAJ YARATMAYA ETKİSİ
Rekabet avantajı yaratılmasında önemli olan yenilik yapma, stratejik varlıklara sahip olma, itibar, iç ve dış paydaş ilişkileri gibi unsurlar, kurumsal sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik ve rekabetçi avantaj kavramları ile örtüşmektedir GlaxoSmithKline'nın ilaç patentleri, Shell'in petrol imtiyazları British Airways'in Heathrow havaalanını merkez olarak kullanması gibi stratejik varlıklar açık bir şekilde rekabetçi avantaj sağlamaktadır. British Airways örneğinde şirketin Heathrow havaalanını merkez olarak kullanmasının yarattığı hava ve gürültü kirliliğinin yerel topluma olan etkisinin yönetilmesi, rekabetçi avantaj kaynağı olarak stratejik varlıkların kullanılmasıyla kurumsal sosyal sorıımluluk arasındaki bağlantıya ömek olarak gösterilebilir.

47 Bu konuda olumsuz bir örnek olarak birkaç yıl önce yaşanan kuş gribi salgınında hastalığa karşı tek ilaç olan Tamiflu isimli ilacın stoklarının yetersiz olmasına rağmen patentinin Roche firması tarafından paylaşılmaması gösterilebilir. İlaç ve su şirketlerinin temsilcileri, iyi bir itibara sahip olmak için sürdürülebilirlik ve sorumluluğun stratejik varlıklardan sağlanan faydanın artırılmasında önemli olduğunu belirtmektedirler


"KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları