Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TÜRK TARİHİ VE TÜRKLERİN DAVRANIŞ KALIPLARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TÜRK TARİHİ VE TÜRKLERİN DAVRANIŞ KALIPLARI"— Sunum transkripti:

1 TÜRK TARİHİ VE TÜRKLERİN DAVRANIŞ KALIPLARI
Hazırlayan Av.İbrahim Elbeyi

2 Bu sunum hiç kimse ve topluluğu övme ve aşağılama amacıyla hazırlanmamıştır. Sunumun amacı fikir paylaşımı yapmak ve dostları araştırmaya sevketmektir.

3 TÜRK TARİHİ TÜRKLERİN ANAVATANI SİBİRYA ORMANLARIDIR
SİBİRYA'DAN ÖTÜGEN (MOĞOLİSTAN) BOZKIRLARINA İNMİŞLERDİR. Bu durum avcılık ve toplayıcılıktan bozkırlara ve at yetiştiriciliğine ilk büyük değişim olmuştur.

4 M.Ö.312: Hun Devleti'nin (Huing nu) kuruluşu ve Çinle Kuzey Şansi Savaşı
M.Ö.240: Bozkır halklarına karşı Çin'in duvar inşası: ÇİN SEDDİ M.Ö.209: Teoman'ın ölümü ve Mete'nin Hun lideri olması, TSK'nın kuruluşu M.Ö.201: Türkçe konuşan Kırgız halkından ilk kez söz edilmesi

5 48: Hun'ların ikiye bölünmeleri (Kuzey Hiung-nu ve Güney Hiung-nu)
93: Hun'ların Sien Pi'ler tarafından mağlup edilmeleri ve Çinlilerin himayelerini istemeleri 260: Şan-şi'nin kuzeyinde Tabgaçlar : Tabgaçlar Kuzey Çin'de (Kuzey Vey) Çinlileşen Türk Hanedanı 391 I. Theodosius ROMA'da HRISTIYANLIĞI RESMİ DİN İLAN ETTİ. 395: Kavimler Göçü

6 402: Juan Juan (Avarlar)'ların kuruluşu
440: Ak Hun (Eftalit) istilalarının başlaması 451: Attila Galya'da 452: Attila'nın Roma seferi ve Papa I. Leo ile görüşmesi ve seferden dönüş TÜRKLERİN TANRI NAMINA KONUŞAN KİŞİLERE SAYGI DUYMASI Avrupa Hunları Got ve Germenler tarafından yıkılır, Hunlar Romalıların himayelerine girerler

7

8 480: Hazar denizi ile Tuna nehri arasında Bulgarlar
: Kafkas Surları'nın İranlı Hüsrev tarafından dikilmesi 534: Tabgaçların (Vey Hanedanlığı) dağılması 552: Tu-kiu'lerin (Göktürkler) Avar egemenliğe karşı ayaklanması. Birinci Göktürk Kağanlığı'nın kuruluşu. 552 Bumin kağan'ın bağlı olduğu Avarları yenerek bağımsız olması. Türkilerin dili Sogdca. 564 İstemi bey'in kızını I. Hüsrev'e vermesi ve bundan doğan IV. Hürmüz'ün ( ) kral olması ve Türklerin Sasani ordusunda görev yapmaya başlaması. 565: Ak Hunların (Eftalitler) Göktürkler tarafından ortadan kaldırılmaları 582: Birinci Göktürk Kağanlığının bölünmesi

9 616: Avarların İstanbul'u birinci kez kuşatması
621:Avarlar'ın yönetimindeki Slavların ayaklanması, Balkanların Slavlaşmasının hızlanması 626: Avarların İstanbul'u ikinci kez kuşatması ve ağır kayıplar sonucunda gerilemeye başlaması

10 : Doğu Roma İmparatoru Herakleios'un Hazarlar'dan yardım istemesi, Hazarların Sasaniler'i yenerek Kafkasya'yı işgali 630: Batı Göktürk Kağanlığı'na bağlı Don-Volga havzasında yerleşik Hazarların bağımsız olması, Karadeniz'in kuzeyinde ise Büyük Bulgar Hanlığı'nın kurulması : Sasaniler'i yıkarak tüm İran'ı ele geçiren Arap İmparatorluğu ile Hazarların savaşı 680: Balkanlara inen Bulgarların Birinci Bulgar Devleti'nu kurmaları : Arapların Maveraünnehir'e ulaşması ve Buhara'yı kuşatması. 674: Paralı Türk askerlerinin (Memlûkler) Arap ordularında görülmeye başlanması 681: İkinci Göktürk Kağanlığı'nın kuruluşu 699: Türgiş Hanlığı'nın kuruluşu (bugünkü Kırgızistan topraklarında)

11 720-735: Ötüken'de Orhun Anıtlarının dikilmesi
: Arapların Maveraünnehir'i alması : Ötüken'de Orhun Anıtlarının dikilmesi : Türgişlerin Araplara karşı saldırısı Bilge Kağan ŞEHİR KURMAK İSTİYOR Tonyukuk yerleşikliğin asimilasyona yol açabileceği gerekçesiyle engel oluyor.

12 744: İkinci Göktürk Kağanlığı'nın ayaklanan Uygurlar, Karluklar ve Basmiller tarafından yıkılması
745: Uygur Kağanlığı'nın kuruluşu, Kimeklerin bugünkü Kazakistan'da bağımsız hanlık kurmaları

13 750: Arap İmparatorluğu'nun başına Abbasilerin geçmesi
751: Çinlilerin Orta Asya'ya girişi, Arapların Talas Muharabesi'nde Karluklar'ın yardımıyla Çinlileri mağlup etmesi, Karlukların İslamiyete geçmeye başlaması 765: Uygur Hanı Bögü'nün Mani dinini benimsemesi 766: Türgiş Hanlığı'nın Uygur Kağanlığı'na bağlı Karluklar'a yenilerek dağılması, özerk Karluk Hanlığı'nın kurulması, Karluklardan kaçarak Hazar ve Aral gölleri civarına göçeden Oğuzlar'ın Oğuz Yabgu Devleti'nin temellerini atmaları 716: Tuna Bulgar Hanlığı'nın Bizans İmparatorluğu ile ilk yazılı anlaşması ve vergi almaya başlaması

14 740: Hazarların Yahudiliği resmi din olarak kabulü
764: Hazarların Abbasiler'i yenerek Kafkasya ve İran'ın batısını istilası 780: İtil Bulgar Hanlığı'nın kuruluşu

15 804: Frankların darbeleri sonucunda dağılan Avar Kağanlığı'nın Tuna Bulgar Devleti tarafından yıkılması : Tuna Bulgar Devleti'nin Bizans İmparatorluğu'nu yenilgiye uğratması

16 833-842: Halife Mutasım döneminde Türk kölemen askerlerin Abbasi sarayında etkilerinin artması
Abbasilerin başkentinin Bağdat'tan, Türk kölemen garnizonunun bulunduğu SAMARRA'ya taşınması. Şehir Abbasi ordusundaki Türk memlûk birlikleri için kurulmuştur.

17 840: Kırgızların saldırısı sonucu Uygur Kağanlığı'nın yıkılması, Kırgız Kağanlığı'nın kurulması, Uygurların güneybatıya kaçmaları, Kırgız egemenliğini tanımayan Karluklar'ın bağımsızlıklarını ilan ederek Karahanlı Devleti'nin temelini atmaları SON TÜRKLER OLARAK KIRGIZLARIN ÖTÜGEN'E YERLEŞMESİ, BU DÖNEMDE BÖLGEDEKİ MEVCUT MEDENİYETİN GERİLEMESİ 848: Güneybatıya göçeden Uygurların Kansu Uygur Krallığı'nı kurmaları 856: Güneybatıya göçeden bir diğer Uygur kolunun Karahoca Uygur Krallığı'nı kurması

18 : Bulgar kralı I. Boris'in hıristiyanlığı kabul etmesi, Tuna Bulgarlarının tamamen slavlaşarak Türk dünyasından kopmaları 892:Batıyailerleyen Peçenekler'in Dinyeper boylarındaki Macarlar'ı Karpatlar'ın ötesine göçe zorlamaları,Bizans İmparatorluğu ile ittifak kurmaları 868:Tolunoğulları'nın Abbasi halifesine bağlı kalarak Mısır, Suriye, Filistin ve Irak'ın kuzeyine egemenlikleri

19 920: Rus-Peçenek savaşı 923: Çin'in kuzeyinde Göktürk soyundan gelen ve ÇİNİ İSTİLA EDECEK SON TÜRKLER OLAN ŞATO TÜRKLERİNİN HOU TANG HANEDANINI KURMASI 924: Moğol Hitayların Kırgız Devletini yıkması, ÖTÜKEN'DE TÜRK EGEMENLİĞİNİN BİTMESİ, Kırgızların bugünkü anayurtlarına göçü (Kırgızlar bugün Moğol ırkı özelliğini en fazla taşıyan Türk Halkıdır.)

20 934: Satuk Buğra Han'ın İslamı kabul etmesiyle, Karahanlı Devleti'nin müslümanlığı benimsemesi
935: Bir başka Türk kökenli haneden Akşitler'in Mısır'da iktidarı ele geçirmesi 943: Peçenekler'in Bizans İmparatorluğu'na karşı Ruslarla ittifak kurması 963: Gazne Devleti'nin kurulması, Türk egemenliğinin Afganistan ve Pakistan'a yayılması 965: Oğuz Yabgu Devleti'nin Hazarlara karşı Ruslarla ittifak kurması : Peçenekler'in Ruslara saldırıları

21 969: Hazar başkentinin Rus kralı I
969: Hazar başkentinin Rus kralı I. Svyatoslav tarafından alınışı, Hazarların Kafkasya'nın kuzeyine çekilmesi 969: Akşitler'in egemenliğinin Fâtımî Devleti tarafından sonlandırılması 979: Şato Türklerinin Kuzey Song Hanedanı'nın egemenliğine girmesi, Çin'in kuzeyinde Türk varlığının erimesi 986: Selçukluların Oğuz Yabgu Devleti'nden koparak Kazakistan'ın güneyine yerleşmeleri : Karahanlı Devleti'nin Samanoğulları'nı yıkması, Maveraünnehir'in 300 yıl sonra yeniden Türk egemenliğine girmesi

22 1016: Hazar Kağanlığı'nın Ruslar ve Bizans İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırılması (Bizansın müttefiki olan ve doğu saldırılarına karşı Bizansı koruyan Hazarların, Bizans’ında işbirliği ile ortadan kaldırılması Bizans’ın sonradan aleyhine olmuştur. ) 1091: Malazgirt Muharebesi'nden sonra zor durumda bulunan Bizans İmparatorluğu'na karşı saldırıya geçen Peçeneklerin Enez civarında Bizans-Kıpçak ittifakınca imha edilmesi

23 1038 Selçuklu Devleti'nin Horasan'da kurulması
ATİLA'NIN ROMA’YI İSTİLA ETMEMESİ VE TÜRKLERİN SURİYE, MISIR YERİNE ANADOLU'YA GİRME SEBEPLERİNDEN BİRİ ATLARI ve HAYVANLARININ BESLENMESİ VE DURUMLARIYLA İLGİLİDİR. AYRICA BU DURUM ANADOLU'DA TARIMIN İHMALİNE YOL AÇMIŞTIR. : Gazne Devleti'nin Büyük Selçuklu Devleti'yle mücadelesi, Horasan ve İran'ın Selçukluların egemenliğine geçmesi Selçuklu Devleti'nin Horasan'da kurulması 1040: Dandanakan Muharabesi'nde Selçukluların Gaznelileri yenerek İran'a doğru yayılmaları

24 1048: Bizans-Gürcü ittifakını Pasinler Muharebesi'nde mağlup eden Selçukluların Doğu Anadolu'ya girmesi 1055: Selçukluların Bağdat'ı fethederek Abbasiler'i egemenliği altına alması 1064: Selçukluların Ani Kalesini fethederek Ermeni-Gürcü direnişini kırması 1071: Malazgirt Muharabesi'nde Bizans İmparatorluğu'nu yenen Selçuklular Anadolu'ya yayılmaları

25 1077: Başkenti İznik olan Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluşu
1081: Çaka Beyliği'nin Ege kıyılarında donanma inşası ile Türk Deniz Kuvvetleri'nin kuruluşu 1091: Doğu Roma İmparatoru Aleksios, KUMAN TÜRKLERİ ile anlaşmış, kişilik Kuman ordusu desteğiyle Trakya'da Levunion Savaşı'nda PEÇENEK TÜRKLERİNİ yenmiştir. Bu savaş sonucu Bizans'a Peçenek Türklerinden gelen hücumların sona ermesine neden olmuştur.

26 1092: Sultan Melikşah'ın Haşhaşiler tarafından öldürülmesi
1093: Kıpçaklar'ın Ruslar'ı kesin yenilgiye uğratması : Birinci Haçlı Seferi sonucunda İznik ve Batı Anadolu'nun Bizans tarafından geri alınması, Suriye ve Filistin kıyılarında Haçlı devletçiklerinin oluşması 1100: Danişmendlilerin Antakya Prensliği'ni Malatya'da yenerek Haçlıların Güneydoğu Anadolu'ya ilerlemelerini kesin olarak durdurmaları 1101: Anadolu Selçuklu Devleti ve Danişmendlilerin Haçlılar'ı Kastamonu ve Merzifon'da mağlup edişleri

27 1104: Büyük Selçuklu Devleti'nin Harran'da Haçlılar'ı yenerek Fırat'a ilerlemelerinin önünü kesmesi
: Suriye'de Selçuklular'ın Haçlılarla mücadelesi, Şam ve Halep'in Haçlı kuşatmalarına direnişi

28 1147-1149: Urfa'nın düşüşü üzerine düzenlenen II
: Urfa'nın düşüşü üzerine düzenlenen II. Haçlı seferinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin Eskişehir ve Ladik'te Haçlılar'ın Alman kolunu mağlup etmeleri, Zengiler'in Haçlılar'ın Şam Kuşatmasını püskürtmeleri 1150: Zengiler'in dört Haçlı devletinden biri olan Urfa Kontluğu'nu ortadan kaldırmaları 1174: Selahaddin Eyyubi'nin Zengi hanedanına son vererek Eyyubi hanedanını kurması

29 : Anadolu Selçuklu Devleti'nin Danişmendliler'in tüm topraklarını ele geçirerek Anadolu'da tek güç haline gelmesi 1176: Miryakefalon Savaşı'nda Bizanslıların Anadolu Selçuklu Devleti tarafından bozguna uğratılması, Anadolu'da Selçuklu egemenliğinin kesinleşmesi 1190: III. Haçlı Seferi'nde Haçlılar'ın Alman kolunun Konya'yı istilası, Silifke'de Alman İmparatorunun boğulması sonrasında Alman ordusunun dağılması

30 : Büyük Selçuklu Devleti'nde iç karışıklıklar ve yarı bağımsız atabeyliklerin ortaya çıkması 1132: Moğol Karahıtaylar'ın Karahoca Uygur Krallığı'nı ortadan kaldırarak Türk topraklarına doğru ilerlemeye başlamaları 1134: Karahıtaylar'ın Doğu Karahanlılar'ı yıkmaları 1137: Karahıtaylar'ın Batı Karahanlılar'ı yıkmaları ve Orta Asya'da hâkim güç olmaları 1141: Katvan Muharebesi'nde Karahitaylar'a mağlup olan Büyük Selçuklu Devleti'nin çöküşe geçmesi

31 1152: Büyük Selçukluların Gazne'yi Gurlular'dan kurtarması
: Oğuzların isyanı sonrasında Büyük Selçuklu Devleti'nin dağılması, Harezmşahlar Devleti'nin bağımsız olması : Harezmşahlar Devleti'nin İran, Horasan ve Karahitaylar'ı yenerek Maveraünnehir'i ele geçirmesi 1186: Başkenti Lahor olmak üzere Pencap'a egemen olmaya devam eden Gazne Devleti'nin Gurlular tarafından yıkılışı : Ruslar'a yenilen Kıpçak boylarının Gürcistan'a göçü ve Gürcüler ile ittifakı

32

33 1123: Kıpçaklar'ın desteklediği Gürcüler'in Büyük Selçukluları Tiflis'ten çıkarması
1154: Ruslar'ı püskürten Kıpçaklar'ın Harkov civarında yeniden egemenliklerini kurmaları 1230: Moğol istilasından kaçarak Anadolu'ya ilerleyen Harezmşahlar'ın Yassı Çemen Muharebesi'nde Anadolu Selçuklu Devleti tarafından durdurulması

34

35 1239: Türk isyanı olan BABA İSHAK AYAKLANMASI'nın Anadolu Selçuklu Devleti'ni güçten düşürmesi,
1243: Kösedağ Muharebesi'nde Anadolu Selçuklu Devleti'nin Moğollar karşısında bozguna uğraması 1250: Mısır'da Türk kökenli Kölemenler'in Eyyubiler'e son vererek iktidarı ele geçirmeleri 1299: Osmanlı Devleti'nin kuruluşu

36 1346: Osmanlıların Avrupaya geçişi ÇİMPE KALESİ
ORHAN BEY’in EŞLERİ Asporça Hatun - Bizans İmparatoru III. Andronikos'un kızı, Şehzade İbrahim ve Fatma Hatun'un annesi. Holofira Nilüfer Hatun - Yarhisar Tekfurun kızı, I. Murat, Süleyman Gazi ve Şehzade Kasım'ın annesi. Theodora Kantakouzene - Bizans İmparatoru VI. Yannis Kantakuzenos'un Kızı, Şehzade Halil'in Annesi.Eftandise Hatun - Mahmud Alp'in kızı. Orhan Bey, Kayınpederi Olan Bizans İmparatoruna Taht Kavgasında Destek Olmak İçin, Bizansın Talebiyle Osmanlı Kuvvetlerini Rumeli Tarafına Göndermiştir. Kuvvetler Gelibolu Yarımadasındaki Çimpe Kalesine Yerleşmiştir.

37 1347 BÜYÜK VEBA SALGINI İlk biyolojik silah Kırım'da Ceneviz kolonisini kuşatan Kıpçaklar tarafından vebalı ölüler sur içine atılarak uygulandı. (İkincisi Çiçek mikrobunun Kızılderililer üzerinde kullanılması) Avrupa'nın üçte biri vebadan öldü. Osmanlı'da vebadan çok etkilendi. 1361: Edirne'nin Osmanlılar tarafından alınışı

38 MİNGLER MOĞOL YUAN HANEDANINI TÜFEKLE DEVİRDİ.
1368 Çin'de Míng Hanedanı, 1368 – 1644 MİNGLER MOĞOL YUAN HANEDANINI TÜFEKLE DEVİRDİ. ÇİN SEDDİNİ daha sağlam olarak ve yeniden yaptı. Surlar amacına ulaşmadığı gibi, daha sonra tamir için bile para bulamadılar. surlar her taraftan geçilir oldu Ming döneminde Çin donanmayı yasakladı. Çin bu dönemde geriledi. Bunun sebebi Konfüçyüs'çü bürokrasinin Moğollar tarafından kendilerine benimsetilen değişiklere karşı duyulan öfkenin tutuculuğu ve mistik düşünceydi. Geleceği değil geçmişi korumanın ve yeniden yakalamanın amacındadırlar. ayrıca seçkin ve bilim adamı nitelikli bürokratlar gösterişli tüccarlardan hoşlanmıyordu. Tüfek daha sonra İspanya'nın Endülüs'ü, Osmanlı'nın Safevi'leri, İspanyolların İnkaları, Rusların Türk hanlıklarını yenmesinde etkin oldu. Tüfek Osmanlı ordu düzenini bozarak, Tüfekli yeniçerilerin güçlenerek iç siyasette sorun olmasına, tüfeksiz eyalet askerlerinin eşkıya olmasına ve Tımar sisteminin bozulmasına dolayısıyla tarımın gerilemesine sebep oldu. Osmanlı dengeyi kuramadığı için siyasal, sosyal, ekonomik olarak çok olumsuz etkilendi. Osmanlı, Tüfek ithalatında eski tüfekleri fahiş fiyata aldığından ve usulsüzlüklerden maddi olarak çok zarar gördü.

39 1389:Kosova: Osmanlıların Balkanlar'da egemenlik sağlaması
1370: Timur'un iktidarı ele alması 1382: Toktamış'ın Altın Ordu'nun başına geçmesi ve Moskovayı ateşe vermesi 1389:Kosova: Osmanlıların Balkanlar'da egemenlik sağlaması : I. Bayezid hükümdarlığı

40 1400 : AVRUPA'NIN DÜNYA GÜÇ MERKEZİ OLMA BAŞLANGICI
Avrupa'da Politik açıdan bölünmüşlük vardı, sanayi ve ticaretin gelişmesine ya da çökmesine yol açacak merkezi yönetim yoktu. Vergi toplayıcılarının girişimcileri baskı altına alması ve gelirlerini talan etmesi söz konusu değildi. Avrupa, bir devleti zenginleştirmek ve yükseltmek için gerekli olan "İÇ ve DIŞ BARIŞ, RAHAT VERGİ SİSTEMİ, ADALETİN DOĞRU DAĞITILMASI" ilkelerini uygulamaya başladı. Avrupa'da Skolastik yapıdan kurtulma süreci başladı. Ekonomik ve askeri güç merkezlerinin çeşitliliği, aralarındaki rekabeti artırdı ve aralarında yarışa sebep oldu. Sonuçta politik çoğulculuk, denizlerde üstünlüğü, savunma, silah ve gemi silah teknolojisinde hızlı ilerlemeyi, ticaret ve sanayide gelişimi arka arkaya getirdi..

41 1402: Ankara Savaşı: Timur ile I. Bayezid arasında
FETRET DEVRİ İsa Çelebi, Bursa'da Timur'un beratı ile emir olan Musa Çelebi'yi yendi. İsa Çelebi Bursa'da Timur'dan beratlı emir oldu. 1403'te Mehmet Çelebi İsa'yı yendi. İsa bizansa sığındı. Edirne'de bulunan ve Bizansla anlaşan Emir Süleyman, İsa Çelebi'yi ordu vererek Mehmet Çelebi'ye gönderdi. İsa Çelebi tekrar yenildi ve öldürüldü1406. 1406'da Süleyman Çelebi'nin bu başarısının mimarı olan ve I. Murad dönemi sonundan beri 20 yıldır başvezirlik yapmış olan Çandarlı Ali Paşa öldü. Süleyman, Bizansla anlaştı ancak 1411'de Musa Çelebi Süleyman'ı yendi. Musa Çelebi, Süleyman Çelebi'nin Bizans'a terk etmiş olduğu arazileri geri istedi ve Bizans'ın eline geçmiş olan bölgeleri tekrar aldı, 1412'de Konstantinopolis kuşatması başlattı. Bizans, Süleyman Çelebi'nin oğlu Orhan Çelebi'yi serbest bıraktı. Orhan Çelebi isyanı bastırıldı. Musa, Şeyhülislamı Şeyh Bedreddin'in fikirleri ile, hem medreseli Sûnnileri hem de ülkenin zengin ileri gelenlerini kızdırdı. Devletinin idaresini elinde tutan Çandarlı vezirleri Bizans'la ve Anadolu'da bulan Mehmet Çelebi ile gizli müzakerelere giriştiler. Bizans Mehmet Çelebi'yi İstanbul'a davet etti, Mehmet Çelebi ve ordusunu Boğaz üzerinden Rumeli'ye geçirdiler ve 1413'de Mehmet Çelebi Musa Çelebi'yi yendi. Mehmet Çelebi Bizans’ın desteğiyle Osmanlı Padişahı oldu.

42 1444 EDİRNE SEGEDİN ANLAŞMASI
: Ebu'l Hayr'ın Özbek gücünü kuruşu. : İranileşmiş Türk Hanedanlığı Delhi Seyyidleri. 1430: Kırım Hanlığı'nın kuruluşu 1444 EDİRNE SEGEDİN ANLAŞMASI Balkan Haçlı Ordusunda bulunan ARABALARA BAĞLI HAREKETLİ TOP sayesinde Birleşik Macar ve Balkan Kuvvetleri Osmanlı Ordusunu yendi, bu savaştan sonra II. Murat tahtı oğlu II. Mehmet’e bıraktı. Bu savaştan ders alan Osmanlılar, Macarlarla birlikte TOPLARI modern hale getirdi (Teknoloji transferi). Bu gelişim Varna ve II. Kosova savaşlarını Osmanlıların kazanmasını ve İstanbul’un fethini sağladı.

43 1453: Fatih Sultan Mehmed'in İSTANBUL'U FETHİ
1445: Kazan Hanlığı'nın kuruluşu : Uluğ Bey BARUT İMPARATORLUKLARININ KURULMASI 1453: Fatih Sultan Mehmed'in İSTANBUL'U FETHİ BÜYÜK TOPLARIN KULLANILIŞI, SURLARIN ETKİSİNİ YİTİRMESİ Sonrası İtalyan kentlerininin surları daha sağlam hale getirmesi : Astrahan Hanlığı'nın kuruluşu 1473: Hüseyin Baykara: Timur Rönesansı

44 RUSLARIN TATARLARDAN BAĞIMSIZ OLMASI Ruslar Tatarlara bağlı iken Tatarlar Ruslara bağlı hale geldi. 2- İSPANYA'NIN ENDÜLÜSÜ TAMAMEN YENMESİ İspanya Endülüs'e bağlı iken Endülüs İspanya'ya bağlı hale geldi. 3- COĞRAFİ KEŞİFLERİN BAŞLAMASI (İSPANYA)

45 1502: Altın Ordu Devleti'nin sonu
1502: İsmail'in İran'da Safevi Hanedanlığını kurması 1510: Özbek Muhammed Şeybani'nin İsmail tarafından mağlup edilmesi : I. Selim 1516: Osmanlıların Cezayir'e ayak basması : Suriye ve Mısır'ın Osmanlılar tarafından fethi

46 1520-1566: "Muhteşem Süleyman" (Kanuni) dönemi
1525: Babür Şah Hindistan'da 1526 Mohaç ve Babür'ün Pampat zaferi 1529 I. Viyana 1534: Osmanlıların Tunus'a girişi VIII. Henry ANGLİKAN KİLİSESİNİ KURDU 1551: Osmanlıların Trablusgarp'a gelişi 1552: Kazan'ın Ruslar tarafından alınışı 1553 : I. Mary Britanya Kraliçesi 1555: AUGSBURG BARIŞI Lutherciler ile Katolikler arasında Astrahan'ın Ruslar tarafından alınışı 1557: Nogay Hanlığı'nın Ruslar tarafından ilhakı : Ekber Hindistan İmparatoru

47 1558 I.ELİZABETH BRİTANYA KRALİÇESİ
İngiltere'yi daimi Protestan yapan (skolastik yapıdan kurtaran), birçok eksiği olan ülkesinin eksikliklerini kabullenen ve amaçlarını buna göre belirleyen ve zorlamadan elde etme akıllılığını gösteren kraliçe.

48 1571: İNEBAHTI SAVAŞI: Osmanlılar ile birleşmiş Hristiyan Orduları arasında dünya tarihinin en büyük deniz savaşı. Osmanlı'nın yenilebileceği görüldü. Barbaros'tan sonra denizciliğimiz bir daha hiç iyi olmadı. 1571: Kırım Hanı'nın Moskovayı yakması. 1572: Kasım Hanlığı'nın Ruslar tarafından yıkılması Şeyhülislam Kadızade'nin fetvası ve padişah III. Murat'ın emriyle RASATHANE denizden topa tutularak yıkılmıştır. İspanyol Armadasının, İngiltere'ye yenilmesi

49 1600: Sibir Hanlığının mağlup edilmesi.
EAST İNDİA COMPANY İngiliz ticari ve politik kuruluşu 1606: Osmanlı İmparatorluğunun zirveye ulaşmasını simgeleyen Zitvatorok Antlaşması. : Kırgızların Ruslara karşı mücadelesi. : Hindistan imparatoru Şah Cihan. 1630: Rusların Yakut topraklarına girişi 1648 WESTFALYA ANLAŞMASI : Hindistan imparatoru Evrengzeb. Babür İmp.luğu büyümüş ancak Evrengzep'ten sonra 20 yıl içinde dağılmıştır.

50

51 1683: VİYANA'NIN II. kez Osmanlılar tarafından kuşatılması.
Osmanlı bu savaşı neden yaptı??? Tabiki sonu hüsran!!! I. Viyana Savaşı döneminde (1529) Osmanlı daha güçlüydü. Avrupa ise mezhep çatışmaları ve prenslerle Habsburg hanedanı savaşları, Fransa-Roma Germen ihtilafı, Ülkelerarası savaşlarla kaynıyordu.)..... II. Viyana Savaşı döneminde Osmanlı zayıflamış, iç çatışmaları artmış, gelirleri azalmış, teknolojisi gerilemiş, daha dogmatik hale gelmişti Avrupa ise kendi aralarında Augsburg ve Vestfelya barışlarını yaparak iç ve dış barışlarını yapmış, zenginliğini ve gelirlerini katlamıştı. Keşif, bilim ve teknolojide büyük atılımlar yapmıştı......

52

53 1699:KARLOFÇA ANTLAŞMASI Osmanlıların gerilemeye başlaması.

54 1705: Tunus'un bağımsızlığını kazanması
1713: Kazaklar üzerinde Rus himayesi : Osmanlıların Lâle Devri : Nadir Şah akını

55 1826 YENİÇERİ ORDUSUNUN KALDIRILMASI BEKTAŞİLİĞİN YASAKLANMASI
1757: Sincan'ın (Doğu Türkistan) Çin tarafından ilhakı. 1782: Yakut ülkesinin Ruslar tarafından ilhakı. 1783: Kırım'ın Ruslar tarafından ilhakı. 1794: İran'da Kacar Hanedanlığı'nın bir Türk tarafından kuruluşu. YENİÇERİ ORDUSUNUN KALDIRILMASI BEKTAŞİLİĞİN YASAKLANMASI Osmanlı'nın temeline dinamit, İç barışın ortadan kalkması, Ordunun zayıflaması, Türklerinde küsmesiyle Balkanların hızlı kaybı, Balkanlardaki aydın anlayıştan ve yönetici kesimden mahrum kalma, Osmanlı'nın bitişinin yaklaşması.

56 YUNAN BAĞIMSIZLIĞI MISIR İSYANI Çeşme'de Osmanlı Donanması Ruslar tarafından yakıldıktan sonra yeni kurulan donanmanın Kaptan-ı Derya tarafından Mısır'a kaçırılarak teslim edilmesi 1839: Tanzimat Fermanı

57 1866: Buhara'nın Rus vasalı olması 1869: Süveyş Kanalı'nın açılması
KIRIM SAVAŞI Osmanlı Devleti İlk Kez Dış Borç Aldı (1854) Müttefikleri olan İngiltere ve Fransa dış borçlanmayı teşvik ettiler. Londra’da Palmer, Paris’te Goldschimith kurumlarından 24 Ağustos 1854 tarihinde, Mısır’dan gelecek vergi karşılık gösterilerek İngiliz lirası borç aldı. 1866: Buhara'nın Rus vasalı olması 1869: Süveyş Kanalı'nın açılması 1873: Hive'nin Ruslar tarafından ilhakı 1876: Hokand Hanlığı'ın Ruslar tarafından ilhakı 1878: Ayastefanos Antlaşması: Sırbistan, Karadağ, Romanya ve Bulgaristan'ın bağımsızlıklarını kazanması. 1881 DÜYUN-U UMUMİYE İDARESİ yılları arasında Osmanlı imp'nun dış borçlarını denetleyen kurumdur. II. Abdülhamit döneminde kurulmuştur. Lozan ile kaldırılmıştır.

58

59 1882: Mısır'ın İngiltere tarafından işgali
: Trablusgarp'ın İtalya tarafından işgali

60 1912: BALKAN SAVAŞLARI BALKANLARIN TAMAMEN ELDEN ÇIKMASI

61 BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ 1038-1157
Başkent Cend, Horasan, Nişabur, Rey, İsfahan. Oğuz Kınık boyundan Selçuk Bey Cend şehrinde kendi devletini kurdu. Karahanlılar ve Samanîler arasında Samanîlerin yanında Tuğrul Bey Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır. Bu devlet daha sonra Anadolu Selçukluları, Kirman Selçukluları, Horasan Selçukluları, Suriye Selçukluları ve Irak Selçukluları devletleri olarak beşe ayrılmıştır.

62 18 Eylül 1048'de Bizans-Gürcü ordusuyla yapılan Pasinler Savaşı kazanıldı
1071'de Selçuklu komutanı Atsız Bey Suriye, Lübnan, Kudüs ve Filistin'i fethetti. Ekim 1074'te Akka'yı, 10 Haziran 1076'da bölgenin merkezi Şam'ı Türk topraklarına kattı. 1076'da Kahire'ye başarısız bir kuşatma girişiminde bulundu. Artuk Bey ise Ocak 1077'de Lahsa, Katif, Kuveyt ve Bahreyn'i aldı. 1087'de Lübnan'da Sayda zaptedildi. Hicaz 1080'den sonra kalıcı olarak Türk topraklarına katıldı ve Kızıldeniz'e çıkıldı. 1092'de Yemen,Aden ve Lahec'in fethiyle Hint Okyanusu'na ulaşıldı Doğuda ise 1074'te Semerkant fethedilerek Batı Karahanlı Devleti, 1089'da Kaşgar fethedilerek Doğu Karahanlı Devleti Selçuklu tâbiyetine alındı.

63 Bizans İmparatorluğu Komnenos Hanedanı yılları arasında bozgun durumunu durdurmuş ve Komnenos Restorasyonu diye adlandırılan dönemde Selçuklu yayılması engellenmiş ve geriletilmiştir. Bunda Haçlı Seferleri ve özellikle II. Yannis Komnenos'nun başarılı diplomasisinin büyük payı vardır. Melikşah, Sultanlığını tanımayan amcası Kavurd’u yendi. 1092 Nizamülmülk, Hasan Sabbah’ın fedailerinden bir batıni tarafından; arkasından Sultan Melikşah Bağdat’ta zehirlenerek şehit edildiler. Melikşah’ın ölümünden sonra zorlu saltanat mücadelesi ve Bekyaruk Sultan 1096 I. Haçlı Seferi ile iki yüzyıl sürecek Müslüman-Hırıstiyan mücadelesi başlamıştır. Hint-İran devlet anlayışı ve eski Türk devlet geleneğini ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu Farisi Nizamülmülk, aylıklı askerlerden "gulam" adlı merkezi ordu kurdu Savaş sırasında asıl ordu ise ikta sahiplerinin yönetimindeki atlı askerlerden oluşurdu.

64 Selçuklular orduyla iç içe bir toplum oldukları için onlara 'ordu millet‘ denirdi.
Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan yeni medreseler kurdular. Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu. Arapça'yı din ve bilim dili, Farsça'yı edebiyat ve devlet dili, Türkçeyi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı. Avrupalılar Çin’den, Selçukluların doğudan tazyik edilmesini istediler. Karahitaylara Katvan Savaşı yenilgisi Sultan Sencer, göçebe Oğuzlara 1153'te tutsak düştü. 1157’de öldü. Bağdat’ta İmam-ı A’zam Ebu Hanife’ye ve Necef’te hazret-i Ali’nin makamına muhteşem türbe ve külliyelerin Sultan Melikşah tarafından yapılması, Celali Takvimi, Sultan Melikşah’ın Celaleddin lakabına nisbetle hazırlandı.

65 Göçerlerle, üzerlerinde hâkimiyet kurmuş yahut peşlerine takıldıkları beyleri arasında sıkı bir bağ yoktu. Çünkü onların beylerle ilişkileri gündelik çıkar ilişkilerinden başka bir şey değildi. Bir gün bir beyi desteklerken başka bir gün bir başkasını destekleyebiliyorlardı. Nitekim bu göçerlerin çoğu da Arslan Yabgu’nun ölümünden sonra “beylerinden zulüm görmekte ve eziyet çekmekte olduklarını” söyleyerek Gazneli Mahmud’un himayesi altına girmişlerdir . Tuğrul ve Çağrı Beyler, Gazneli Mahmud’un Hindistan seferlerin kaynaklanan ihmalini iyi bir şekilde değerlendirmişlerdir Her görüşten Derviş ve mutasavvıfın desteğini almışlardır. Selçuklu ailesi mensuplarının bu süreçte tam bir boy asabiyeti içerisinde hareket etmeleri başarılarındaki en büyük etkenlerden birisi olmuştur.

66 1038 yılı Tuğrul Bey, hükümdar olarak yerleşik dünyanın içine dâhil oldukça, göçerlerin dünyasından ve törelerinden uzaklaşıyordu. Törelerine ve göçebe yaşam tarzına daha bağlı olan Çağrı Bey ile araları açılmıştı. Çağrı Bey, ele geçirdikleri şehirleri teamüle uygun olarak yağmalamak isterken, Tuğrul Bey buna izin vermemekteydi. Çünkü o sadece ildaşları değil yerleşikler nazarında da itibar kazanmak ve meşrulaşmak istiyordu.

67 Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılma nedenleri olarak aşağıdaki nedenler sayılabilir:
Merkezi otoritenin zayıflaması Taht kavgaları Oğuz isyanları Haçlı Seferlerinin başlaması Atabeylerin bağımsız hareket etmesi Abbâsî Halifelerinin Selçuklu egemenliğinden kurtulmak için yaptığı çalışmalar Bâtınîlik hareketleri Fâtımîler ve Şiîlerin yıpratmaları Şehzade ayaklanmaları Katvan mağlubiyeti ve Karahitayların istilası Kötü yönetim

68 SELÇUK BEY SELÇUK BEY'in dört oğlu vardı: MİKAİL, İSRAİL , YUSUF VE MUSA... (isimler Hazarlara bağlılığın etkisi, Türk Hazar Devleti yönetimi Yahudi) Oğullarının adı hem Türkçe, hem İbranice, Selçuk Yabgu’nun gözünden düşmüş, öldürülme korkusundan, Oğuz Yabgu Devletinden ayrılarak, 961 yılı civarında Cend bölgesine göç etmiştir . Selçuk, İslam etkisinin yoğun olarak hissedildiği böylesine bir uca yerleşince kabilesinin önde gelenlerini toplamış, onların da fikirlerini aldıktan sonra İslam dinini kabul etmeye karar vermiştir. Selçuk Bey “İRANLILARIN MÜSLÜMAN OLDUKLARINI VE ‘BİZ İÇİNDE YAŞAMAK İSTEDİĞİMİZ BU MEMLEKET HALKININ DİNİNİ KABUL ETMEZ VE ONLARIN TÖRELERİNE UYMAZSAK BİR KİMSE BİZE İLTİFAT ETMEZ VE BİR TEK BAŞIMIZA YAŞAMAĞA MAHKÛM BİR AZLIK HALİNDE KALIRIZ” dedi.

69 TUĜRUL-BEY Muhammed Tuĝrul-Bey bin Mikail (d. 990, Horasan - ö. 4 Eylül 1063, Rey) Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır Gaznelilerin, Arslan Yabguyu esir alınca 1025 yılında Selçukluların başına geçti. 1038 yılında Nişabur'da kendini sultan ilan etti. 1040 yılında Gaznelilerle yaptığı Dandanakan Savaşı'nı kazandı Kardeşi Çağrı Bey'i Horasan valisi tayin etti 1055 yılında Bağdad merkezli Abbası halifesi olan Kaim Bağdad ellerinde bulunduğu Şii mezhepli Büveyhoğulları'ndan kurtulmak için Tuğrul Bey'den yardım istedi. 1055'te Bağdat'a yaptığı seferde Büveyhoğulları'na son verdi. Bağdad'a girip Abbası halifeliğinin koruyuculuğunu üzerine aldı. anne bir kardeşi ve amca oğlu İbrahim Yınal isyan etti ve büyük sayıda Türkmen de bu isyana katıldı. Tuğrul Bey isyanı bastırdı. 1058'de bedevi Banu Hilal aşiret birlikleri başlarında 1055'de Bağdad'dan sürülmüş halifelik muhafız güçleri komutanı Türk asıllı ama Şii mezhepli Basasırı ile Bağdad'ı işgal ettiler. Fatimiler halifesi Mûstensir adına hutbe okuttular. 1060 yılında Fatimilerin eline geçmiş olan Bağdat'ı ele geçirdi. Abbasi halifesi Kaim'in Bağdat'a dönmesini sağladı.halifenin kızı Seyyide Fâtıma el-Betül ile evlendi. Tuğrul Bey dini yönetimi halifeye, devlet yönetimini kendi üzerine aldı. (İslam tarihinde yönetimin dini ve dünyevi olarak ilk ayrılma dönemi)

70 ALP ARSLAN Gerçek adı Muhammed ünvanı Alp Arslan
Çağrı Beyin oğlu ve Tuğrul Bey´in yeğeni Tuğrul Bey 1063´de ölünce Selçuklu ülkesinde taht kavgaları başladı. Tuğrul Bey, Çağrı Bey'in oğlu Süleymanın tahta geçmesini vasiyet etmişti. Veziri Amid ül-Mülk bu vasiyeti yerine getirdi Rey'de Süleyman'ı sultan oldu Alp Arslan ve Kutalmış Süleyman'ın sultanlığını tanımadılar. Kazvin şehrinde Alp Arslan adına hutbe okundu. Kutalmış Rey'i kuşattı, vezir Amid-ül Mülk, Alp Arslan'dan yardım istedi. Kutalmış ise, Alp Arslan ile yaptığı Dameğan yakınlarındaki savaşta hayatını kaybetti. Alp Arslan Rey şehrinde Selçuklu Devleti tahtına çıktı. Alp Arslan Amid ül-Mülk'ü azlederek, yerine Nizamülmülk'ü tayin etti. Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrillah'tan, Sultan'a "Ebu'-Feth" (Fetihlerin babası) ünvanı verdi. 1067 yılında Kirman meliki kardeşi Kavurd'un isyanı sebebiyle Kirman üzerine yürüdü. Gürcistan'da Tiflis'i feth etti. Kral Bagrat Alp Arslan'a tâbi oldu. Mekke Şerifi Muhammed b. Ebî Hâşim, 1070'de Sultana gelerek, Mekke'de hutbenin Fatimiler değil, Abbasi Halifesi ve Selçuklu Sultanı adına okunduğunu bildirdi. 1071 Malazgirt Savaşı'nı kazanmıştır. Esir aldığı Karahanlı kale komutanı Yusuf Harezmi 1072 yılında şehit etti.

71 KUTALMIŞOĞLU SÜLEYMAN ŞAH
Artuk Bey, Bizans kuvvetlerini 1074’te Sapanca çevresinde mağlup ederek, ’den fazla Türk’ü, İzmit’ten Üsküdar’a kadar olan sahaya yerleştirdi. 1077'de tarihinde Bizanslılar, Balkanlar’daki iktidar mücadelesi ve iç hadiseler üzerine Selçuklulardan yardım istediler. Süleyman Şah, İznik’e yerleşerek, bu şehri Anadolu Selçukluları Devletinin merkezi yaptı. Selçuklular, Anadolu’da sahil şehirleri dışında Toroslar ve Çukurova’dan Üsküdar’a kadar bütün bölgeye yerleştiler.

72 1078'de Süleyman Şah Bizans İmparatoru VII
1078'de Süleyman Şah Bizans İmparatoru VII. Mikhail Dukas'la Bizans tahtını eline geçirmek üzere isyan eden Anatolikon Theması vali - generali Nikeforos Botaneiates'e karşı askerî yardım anlaşması yapmıştır. Süleyman Şah ordusu ile İznik ile Kütahya arasında Nikeforus Botaeiates ile karşılaşınca asi generalin sağladığı daha uygun şartlar nedeniyle taraf değiştirip Nikeforus Botaeiates'a askeri yardım sağlamış ve onun III. Nikeforos ismi ile Bizans İmparatoru olmasına önayak olmuştur.

73 Bu yardım dolayısıyla Bizanslılar göçmen Türkmenlerin Anadolu'da Boğaz kıyılarına kadar gelip yerleşmelerini kabul etmişlerdir. 1080'de ise Süleyman Şah bir diğer Bizans tahtına geçmek isteyen, başarısız isyancı Nikeforos Melissenos'a yardım etmiştir. Süleyman Şah, Suriye üzerine sefere çıkmıştır. 1086'da Halep yakınlarında Tutuş ile yaptığı Ayn Seylem Savaşı'nda Süleyman Şah mağlup düşerek yaşamını kaybetmiştir. Oğulları, Kılıçarslan ve Kulan Arslan, esir olarak İsfehan'a gönderilmiştir. yılları arasında hükümdarsız "fetret dönemi" yaşanmış; ve ülkeyi vezir Ebu'l-Kasım yönetmeye çalışmıştır. 1092'de Melikşah'ın ölümü üzerine serbest bırakılan I. Kılıçarslan devletin başına geçmiştir.

74 GALATLAR MÖ yıllarında Orta Anadolu'ya yerleşen Orta Avrupa kökenli Kelt kavmi. Keltlerinin en doğudaki koludur. MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun eyaleti oldu. Anadoluya gelişlerinden 1000 yıldan fazla bir zaman sonra bile Galat halkı kültürel farklılığını koruyup, siyasal ve askeri etkinliğini ortaya koyabilmiştir. MS 1. yüzyılda Aziz Paulus'un çalışmaları sonucunda Hıristiyanlığı kabul eden ilk Anadolu halkının Galatlar olduğu belirtilir. Paulus'un Galatyalılara Mektup'u, İncil'i (Yeni Ahit) oluşturan kitaplardan biri olarak kabul edilmiştir.

75 1071 Malazgirt savaşında, Doğu Roma generali Frank kökenli Roussel de Bailleul Galatlara dayanarak Roma'ya ihanet etmiş ve orta Anadolu'da bir devlet kurmuştur. Roussel de Bailleul Anadolu'nun Türkleşmesi yolunun açılmasında dolaylı ama ciddi etkisi olan tarihsel bir kişiliktir. Bizans imparatoru VII. Mikhail 1074'de amcası Yannis Dukas'ı bir ordu ile Roussel'ın üzerine gönderdi. Yannis Dukas'in ordusu yenilgiye uğradı. Roussel elinde esir olan Dukas'ı imparator ilan ettirdi.

76 İmparator VII. Mikhail ve Süleyman Şah bir anlaşma yaptılar
İmparator VII. Mikhail ve Süleyman Şah bir anlaşma yaptılar. Selçukluların ve beraberinde getirdikleri Oğuz Türklerinin Anadolu'da yerleştikleri yerler üzerindeki Bizans'ın haklarından vazgeçtiğini kabul ettiler. Bu anlaşma Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Melikşah tarafından da kabul edildi. Oğuz kafileleri İran ve Doğu Anadolu'dan alınıp, öncelikle Galatya'ya ve Marmara Denizi kıyılarına yerleştirildi. Selçuklu birlikleri ile imparator VII. Mikhail'e bağlı Bizans ordusu Aleksios Komnenos komutasında, isyankar Yannis Dukas ve Roussel'in ordusunu 1074 yılında yendi. Roussel Konstantinopolis'de hapse atıldı.

77 Malazgirt bozgunu ve Roussel'in yarattığı kargaşadan yararlanmak isteyen Bizans'ın iki ünlü generali, 1077 yılında Nikeforos Bryennios Balkanlarda, Nikeforos Botaneiates (III. nikeforos 1078–20 Aralık 1081) ise Anadolu'da isyan ettiler. Her ikisi de kendi orduları tarafından imparator ilan edildiler. Hapiste bulunan Roussel ordu komutası verilerek Anadolu'da isyan eden Nikeforos Botaniates'e karşı gönderildi. Roussel, Nikoferos'u yendi. Roussel VII. Mikhail'e yine ihanet edip Nikoferos'un tarafına geçti. VII. Mikhail tekrar Anadolu Selçukluları ile anlaştı ve Roussel'in tamamen yok edilmesini istedi. Selçuklu orduları İzmit'te Roussel'in ordusunu yendi ve Roussel VII. Mikhail ordularına teslim edildi ve 1077 yılında idam edildi. Bizans İmparatoru VII. Mikhail Dukas adına savaşan Süleyman Şah, sağladığı daha uygun şartlar nedeniyle taraf değiştirip Nikeforus Botaeiates'a askeri yardım sağlamış ve onun III. Nikeforos ismi ile Bizans İmparatoru olmasına önayak olmuştur.

78 OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA BAŞLICA AYAKLANMALAR
1. İzmir Oğlu Cüneyt Bey ayaklanması / 1414 2. Anadolu’da Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal ayaklanması / 1420 3. Rumeli’de Şeyh Bedrettin ayaklanması / 1420 4. Küçük Mustafa ayaklanması / 1423 5. Candaroğlu İsfendiyar Bey ayaklanması / 1424 6. Karamanoğulları ayaklanması / 1444 7. Şahkulu ayaklanması / 1511 8. Mısırda Hain Ahmet ayaklanması / 1524 9. İstanbul’da Yeniçeri ayaklanması / 1525

79 10. Celali ayaklanmaları / 1500-1609
1519 Bozoklu (Yozgat) olan Şeyh Celâl Tokat Köroğlu Ruşen Bolu ve Gerede yöresinde 1581' 1598'de Sivas ve Maraş bölgesinde çıkan Karayazıcı Ayaklanması Karayazıcı kardeşi Deli Hasan paşa unvanıyla Bosna beylerbeyliğine atadı. Tavîl Ahmed İsyanı: Tavil Ahmed’i Şehrizor Beylerbeyliği yapıldı. oğlu Mustafa, babasının isyanını devam ettirerek Bağdad’ı teslim almıştır (1607). Canboladoğlu Ali Paşa İsyanı: Celâlîlerin en güçlüsü bu idi. Erzurum beylerbeyi Abaza Mehmed Paşa / ’de bastırılabildi Isparta yöresinde Kara Haydaroğlu Konya’daki Saracoğlu Ahmed’dir Silifke ve Adana’yı işgal eden Cemşid ve Muslı Çavuş Kalenderoğlu Pîrî Manisa. Bayburt’ta Murad Hânîler Beyşehir’de ise Emîr Şâhî Bektaşî tarikâtının postnişinliğini yapan Kalender Çelebi. Katırcıoğlu Mehmet Çomar Bölükbaşı

80 12. Anadolu’da Abaza Paşa ayaklanması / 1622
11. Genç Osman’a karşı Yeniçeri, Sipahi ayaklanması / 1622 12. Anadolu’da Abaza Paşa ayaklanması / 1622 13. Balıkesir bölgesinde Cennetoğlu ayaklanması 1624 14. Tokat bölgesinde Hüsrev Paşa ayaklanması / 1632 15. İstanbul’da zorbaların saray baskını / 1632 16. Balıkesir bölgesinde İlyas Paşa ayaklanması / 1632 17. Lübnan bölgesinde Dürzi emiri Manoğlu / 1635 18. Sivas bölgesinde Vardar Ali Paşa ayaklanması / 1648 19. Sultanahmet olayı ve Sipahi ayaklanması / 1648 20. Anadolu’da Haydaroğlu Mehmet bey ayaklanması / 1649 21. Gürcü Nebi ayaklanması / 1649 22. Yeniçeri, Sipahi ayaklanması (Vak’a-i Vakvakıyye) / 1656 23. Halep Valisi Abaza Hasan Paşa ayaklanması / 1658 24. Eflak ayaklanması / 1659 25. Edirne Olayı ve Ordunun İstanbul üzerine yürümesi / 1703

81 26. Patrona Halil ayaklanması / 1730
27. İstanbul’da bulunan Arnavutların ayaklanması / 1731 28. Rumeli’de Pazvantoğlu ayaklanması / 1797 29. Sırbistan ayaklanması / 1806 30. Kabakçı Mustafa Paşa ayaklanması / 1807 31. Alemdar Olayı (Yeniçeri ayaklanması) / 1808 32. Mora ayaklanması 1808 33. Tepedelenli Ali Paşa ayaklanması (Yanya ayaklanması) / 34. Sakız Adası ayaklanması / 1822 35. Mısır’da Mehmet Ali Paşa ayaklanması / 1832 36. Epir ve Taselya ayaklanmaları / 1854 37. Girit ayaklanması / 1866 38. Hersek ayaklanması / 1875 39. Bulgar ayaklanması / 1876 40-Sason ayaklanması 1894 41. Makedonya ayaklanması / 1902 42. Adana olayı (Ermeni ayaklanması) / 1909 43. Otuzbir Mart vakası-Harekat Ordusunun İstanbul’a yürüyüşü / 1909 44. Arnavutluk ayaklanması / 1910 45-Ali Batı ayaklanması 1919

82 SUHTE (MEDRESELİLERİN) İSYANLARI
KANUNİ DEVRİNDE BAŞLAMIŞ, 1600 YILLARI BOYUNCA SÜRMÜŞTÜR. Daha sonraki yüzyıllarda da görülmüşür. OSMANLI'DA 44 SADRAZAM İDAM EDİLMİŞTİR. OSMANLI KENDİSİNİ ÇOK BÜYÜK, AVRUPA KÖKENLİ DÜŞÜNCE VE UYGULAMALARI ÇOK KÜÇÜK GÖRÜYORDU. HASTALIKLAR KONUSUNDA BİLE YENİ YÖNTEMLERİ BENİMSEMİYORLARDI.

83 OSMANLI İMPARATORLUĞUNDAKİ AYAKLANMALARIN KISMİ ANALİZİ
Devlet millet kaynaşmasının sağlanamaması Türklerin devşirmelerden daha az sosyal hakka ve iş imkanına sahip olması, XV. yüzyılın sonlarından itibaren mülkî-askerî yüksek yöneticiliklere (beylerbeyi, sancakbeyi)” devşirme”lerin tâyin edilmesi ve bu yöneticilerin Anadolu Türk halkına tepeden bakmaları, Türk halkının dönmelere karşı nefret duyması ve tepki göstermesi. 26 Ekim 1596′da kazanılan “Haçova Meydan Savaşı” ndan sonra, savaş alanında ordu yoklaması yapıldı. Bulunması gereken askerin, bulunmadığı anlaşıldı. Şeyhülislam Mustafa Sunullah Efendi olmuş ve devşirme sadrazamlara karşı verdiği fetvalar ile Anadolu'daki Türk varlığını korumaya çalışmıştır. Sadrazam Kuyucu Murat Paşa büyük bir orduyla 1606’dan 1610 yılına kadar isyancı Celalilerle savaştı.

84 Osmanlı tarihine bu dönem "Büyük Kaçgun" olarak geçmiştir
Osmanlı tarihine bu dönem "Büyük Kaçgun" olarak geçmiştir. “Büyük Kaçgun” sırasında yerlerinden olan çiftçilerin toprakları mültezimlerin ya da yerel yöneticilerin eline geçti. arasında Celali ayaklanmaları bütün Anadolu'ya yayıldı. Katırcıoğlu, Karaman beylerbeyliğiyle ödüllendirilerek etkisiz hale getirildi. 1658'de ayaklanan Abaza Hasan Paşa'ya da devlet görevi verildi. Türkmen aşiretleri ise bugünkü Bulgaristan ve Makedonya topraklarına sürgün edilmişlerdir, Köylü çift bozan olmuştur yani tarlasını bırakıp, işlemeyip göç etmek istemiştir, böyle köylülere çift bozan adlı ceza vergisi uygulanırdı.

85 Devletin Vardar Ali Paşa, Abaza Hasan Paşa, lbşir Mustafa Paşa ve Yeğen Osman Paşa gibi paşaları da çeşitli sebeplerden devlete karşı isyan etmişler ve celâlî olmuşlardır. Yeniçeriler tarafından öldürülen ilk padişah II. Osman;ikincisi III. Selim’dir. IV Murat Dönemi’nde de Yeniçeriler iki defa saraya yürümüşlerdir. Bu isyanlar sonunda Sadrazam Hafız Ahmet Paşa ve Topal Recep Paşa öldürülmüştür. IV. Mehmet (Avcı) Dönemi’ndeki isyanda 30 devlet adamı, Yeniçeriler tarafından Sultan Ahmet’teki çınar ağacına asılmıştır. Bu olaya Çınar Vakası veya Vaka-i Vakvakiye (1656) denir. Ayaklanmaları bastırmak ve doğudan gelecek Türk saldırılarını önlemek için Kürtlerden destek alınmış ve Kürtler daha kuzeye çıkarılmıştır. Bu sebeple Türklerin bir kısmı asimile olmuştur.

86 TÜRKLERİN DAVRANIŞ KALIPLARI

87 TÜRK KİMDİR Türk kimliğinde Etnik-biyolojik-ırksal özelliklerden daha çok ortak yaşantı, kültür ve dile dayalı özellikler belirleyicidir. ANADİLİ TÜRKÇE OLAN TÜRK’TÜR. Türkçe, Ural-Altay dil grubunun Altay dillerinden biridir Türkçe, Türklere üstünlük verir. Türkçe dili, diğer bir çok dilden daha üstün, matematiksel ve bilgisayara çok yatkındır. Kolay, esnek ve pragmatist bir dildir. Kolay anlatımı vardır. Türkçe'de sembolizme yatkınlık vardır.

88 Türkler, dillerine genel olarak özen göstermemişlerdir.
Türklerin, Türkçe’yi korumaması asimile olmalarına yol açmıştır. Türklerin diline ve kimliğine sahip çıkmama özelliklerinden dolayı, bir kısmı Çin ve diğer uygarlıklar içinde asimile olmuştur. Karadeniz'in kuzeyinden batıya göç eden Türkler, çok daha kalabalık olmalarına rağmen dillerini kaybettiklerinden dolayı Hıristiyanlaşarak Türklüklerini kaybetmişlerdir. Gagauzlar dillerini koruyan nadir Türklerdendir.

89 Hem önceki inançlarımızla hem de savaşçı zihniyetimizle kolayca uzlaşması ve bölgesel uygunluk sayesinde Türklerin Müslüman olması ve çok kısa bir süre sonra İslamiyet'in başına geçmesi ve İslamiyet’in en büyük savunucusu olması yok olma sürecimizin önüne geçmiştir. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türklerin dillerini ve kimliklerini koruma nedeni İslamlaşmaları, savaşçı ve yönetici özellikleriyle İslam’ın kılıcı ve koruyucusu olmalarıdır. Haçlı vs. gibi dıştan yapılan hücumlar Türklerin ve İslamiyet’in daha kaynaşmasını ve Türklerin büyümesini sağlamıştır.

90 TÜRK VE ÖTEKİ Türk”ün öteki’si vardır.
Kimlik oluşumunda ‘öteki’ önemli bir etken oluşturur. Türk’ün Ötekileri 1- Diğer Türk boy ve devletleri, toplulukları, 2- Yönetene ve devlete ters düşen 3- O dönemde dünyadaki en büyük güç. İlk Çin idi.

91 En büyük gücün öteki olması, Türklerin cihana egemen olma, dünyayı yönetme arzularından kaynaklanır.
Diğer Türk ve devlete ters düşenin öteki olması, kardeş kavgalarına, iç huzur ve barışın olmamasına, siyasal, sosyal, ekonomik bir çok soruna yol açmıştır. Türkler hep dünyaya egemen olmak istemiş ama işe hep yanı başındaki kardeşinden başlamıştır. Bu durumda içte birliği zorlaştırmıştır, dış güçlerin olumsuz etkilerini artırmış, en küçük zayıflamada parçalanmaya sebep olmuştur.

92 MUTLAKA İÇİMİZDEN VEYA DIŞIMIZDAN ÖTEKİ BULMA ÇABASI VARDIR
"ÇİN" TÜRKLER için GÜNEŞ ÜLKESİ ve dünyanın geri kalan kısmıydı. Şimdi de ABD, AVRUPA, RUSYA mücadele etmemiz gereken ötekiler Anketlerde ABD'yi en sevmeyen millet Türkler çıkıyor. Türklerin eski inançları, kendilerini dünyanın merkezine, Gök-Tanrı’nın temsilcisi kağanlarını dünyanın yönetimine yerleştirir. Bu durum yaşadıkları zor tabiat şartları ve kalabalık Çinlilerle sarılı olmanın oluşturduğu ortamdan kaynaklanmıştır. Bu anlayış halen devam etmektedir. Bundan dolayı diğer ülkelerle ilişkilerimiz karşılıklı olarak sorunlu olmaktadır. Türklerin yönetme arzularını ve savaşçı ruhlarını maddi koşullar belirlemiştir.

93 Türkler, her tarihsel dönemde "cihan hakimiyeti" için çabalamışlar, adeta tüm dünyayı ele geçirdiklerinde rahata ereceklerini düşünmüşler. Mevcut durumun gerçekliğini doğru algılayamadığında sorun büyümüştür. II. Viyana 20. Yüzyılda Türk egemenlikleri bitirmeye çalışılmıştır. Osmanlı, Anadolu, Rumeli, İran Kaçar hanedanı, Mısır hanedan ve askeri, Doğu Türkistan, Rusya içindeki Türkler vs

94 I. Dünya Savaşının en önemli sebep ve sonuçlarından biri imparatorlukların tasfiye edilmesiydi. Britanya dışında 5 imparatorluk tasfiye edilmiştir. En önemlisi Osmanlı 20. yüzyılda Türklere karşı dünya genelinde operasyonlar yapılmıştır. Objektif olması beklenen Bilim ve siyaset dünyası, Türklere önyargılı ve art niyetli davranmıştır.

95 TÜRKLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1- POTLAÇ KÜLTÜRÜ "HAN-I YAĞMA" 2- GÖSTERİŞ DÜŞKÜNLÜĞÜ 3- GÖÇEBELİK 4- SÖZLÜ KÜLTÜR 5- PARÇALI (SEGMENTER) TOPLUM YAPISI 6- İTAAT KÜLTÜRÜ 7- SAVAŞÇILIK 8- DİNDE ESKİ İNANÇLARIN VE ŞAMANİZM ETKİSİ 9- FAYDACILIK 10- DEĞİŞİME YENİLİKLERE SENTEZE AÇIK OLMA 11- UYGARLIK TAŞIYAN BİR MİLLET OLMA

96 DEĞİŞİME YENİLİKLERE SENTEZE AÇIK OLMA
Türklerde bazı değişimler çok hızlı olmasına rağmen, toplumun yapısı çok zor ve yavaş değişmektedir. Hiç değişmeyen veya yüzeysel değişen davranışlar vardır. Türklerde her şey her an olabilir. (Burası Türkiye) Bunun yanında Türkler, bazı eski inanç ve davranışlarını ısrarla koruyor. -Çeşitlilik sebebiyle Türk davranışları, anlaşılması oldukça zor ve karmaşık bir alandır. -Türkler değişime ve yeniliklere çok açık, diğer toplumlardan özellikle de üstün olanlardan çok fazla etkileniyor.

97 -Gelişim süreci boyunca bazı davranışlarımız hızla değişirken bazıları hiç değişmiyor veya zor değişiyor. -Bir toplumun premordial (ilksel) davranış ve inançları hangi çevre veya inanca girerse girsin kalıcı olabiliyor. Liderlerin uygar olmaya eğilimleri çok ve halklarıyla bu açıdan ters düşebiliyorlar (Çinlileşir vs. ) hem tepkileri vardır hem eğilimleri Türkiye Cumhuriyeti dışındaki eski Osmanlı topraklarında yaşayan Türk kökenli insanların kimliklerine sahip çıkma biçimleri, diğer topluluklarla karşılaştırıldığında çok farklıdır. Asla militan bir kimlik siyaseti uygulamayan, entegrasyona açık, çatışmaya başvurmayan, sakin topluluklardır.

98 Türkler İslam'dan çok etkilendi ancak İslam bile bazı davranışlarımızı değiştiremedi veya biz bazı şeyleri İslam'a uyarladık. Alevilere hasredilen ve eski Türk inançlarının devamı olarak nitelenen özellikler, değişik biçimlerde de olsa Sünni Türk toplulukları için de geçerli. Alevi ve Sünni Türk topluluklarında görülen diğer İslam toplumlarında bulunmayan davranış kalıpları var. “sağdıçlık” Alevilerdeki “musahiplik” Türkler’en vatansever topluluk. Çünkü Türklerin eski inançlarına göre içinde yaşadıkları yer kutsal. Bulunduğu yeri hemen vatanlaştırıyor.

99 Tipimiz dünya entegrasyonuna uygun...
Göktürk sikkelerinin ön tarafında Çince yazısı vardır Türkler kolay uyum sağlarlar ancak eski inançlarını da bırakmazlar. Uyumları görünüşte olabiliyor. - Türkler diğer uygarlıklara, dinlere ve dillere karşı alabildiğine hoşgörülüler. Türkler, etnik ve dinsel fanatik değillerdir. Sentezcilik nedeniyle Türkler ırksal fanatizmden uzak kalmış, yönetimlerindeki halklara veya kendilerine sığınan her türlü mülteciye ilgiyle yaklaşmıştır.

100 Türkler pragmatisttir ve orta yolu tercih eder.
Türkler, etkilendikleri her kültürün davranış kalıplarını alırken kendi kültürünü terk edebilir. Bu özellikle isimlerde görülür. -Türkler güvenilir millettir. Ehli Beyti koruma, Yahudileri kabul etme... Yabancıya hayranlık hep vardır ancak kendimizi de önemli görürüz.

101 TÜRKLERİN SENTEZE, ASİMİLASYONA VE ETKİLENMEYE AÇIK OLMASINI SULTAN (HAKAN, PADİŞAH) ADLARI ÜZERİNDEN ANALİZ BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ SULTANLARI ( ) Tuğrul Bey Alp Arslan Melikşah I. Mahmud Berkyaruk II. Melikşah Muhammed II. Mahmud ve Sencer (1157)

102 ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ SULTANLARI
• Kutalmış (Alp Arslan'la taht mücadelesi yapmıştır.) • Kutalmışoğlu Süleyman Şah • Ebu'l-Kasım'ın yönetimi FETRET DEVRİ • I. Kılıç Arslan • Melikşah (Anadolu Selçuklu) (Şahinşah) • I. Rükneddin Mesud • II. Kılıç Arslan • I. Gıyaseddin Keyhüsrev • II. Süleyman Şah (Rükneddin) • III. Kılıç Arslan • I. Gıyaseddin Keyhüsrev (ikinci defa) • I. İzzeddin Keykavus • I. Alaeddin Keykubad • II. Gıyaseddin Keyhüsrev • II. İzzeddin Keykavus • IV. Kılıç Arslan (Rükneddin) • II. Alaeddin Keykubad • III. Gıyaseddin Keyhüsrev • II. Gıyaseddin Mesud • III. Alaeddin Keykubad 1284 • II. Gıyaseddin Mesud (ikinci defa) • III. Alaeddin Keykubad (ikinci defa) • II. Gıyaseddin Mesud (üçüncü defa) • III. Alaeddin Keykubad (üçüncü defa) • II. Gıyaseddin Mesud (dördüncü defa)

103 OSMANLI İMPARATORLUĞU SULTANLARI
Ertugrul Gâzi OTMAN I. ( ) Orhan I. ( ) Murad I. ( ) Beyazid I. ( ) Mehmed I. ( ) Murad II. ( ) Fatih Mehmed II. ( ) Beyazid II. ( ) Selim I. ( ) Süleyman I. ( ) Selim II. ( ) Murat III. ( ) Mehmed III ( ) Ahmed I. ( ) Mustafa I. ( Osman II.( ) Murat IV. ( ) Ibrahim I. ( ) Mehmed IV. ( ) Süleyman II. ( ) Ahmed II. ( ) Mustafa II. ( ) Ahmed III. ( ) Mahmud I. ( ) Osman III. ( ) Mustafa III. ( ) Abdülhamid I. ( ) Selim III. ( ) Mustafa IV. ( ) Mahmud II. ( ) Abdülmecid I. ( ) Abdülaziz I. ( ) Murat V. (1876) Abdülhamid II. ( ) Mehmed V. Resad ( ) Mehmed VI. Vahdettin ( )

104 SELÇUK BEY'in dört oğlu vardı: MİKAİL, İSRAİL , YUSUF VE MUSA...
(isimler Hazarlara bağlılığın etkisi, Türk Hazar Devleti yönetimi Yahudi) Oğullarının adı hem Türkçe, hem İbranice, Mikail, bir savaşta atılan bir okla ölünce Selçuk Bey onun iki evladı MUHAMMED TUĞRUL ve DAVUD ÇAĞRI'yı yetiştirdi. Daha sonra Samaniler Karahanlılar tarafından yıkılacak, selçuk bey ölecek, aşiretin başına arslan yabgu ( israil bey) geçecek, gaznelilere esir olacak karahanlılar ve gazneliler arasında sıkışıp kalan, oğuz kuvvetleri arasında tuğrul ve çağrı sivrilecek ve aşireti devletleşmeye götüreceklerdi. Musa Yabgu (İnanç Bey), Ağabeyi Arslan Yabgu (İsrail) Gazneliler'e esir düştüğünde ailenin başına geçmek istedi, ancak yeğenleri Tuğrul ve Çağrı'nın gölgesinde kaldı. Dandanakan Savaşı'ndan sonra toplanan aile meclisinde doğu işlerinin sorumluluğunu aldı. Musa Yabgu (İnanç Bey)'nun Oğlu Abu Ali Hasan Bey 1047'de Doğu Anadolu'ya düzenlenen bir harekatta Gürcüler tarafından öldürüldü. PADİŞAH İSİMLERİNDE ZAMAN İÇİNDE FARS VE ARAPÇAYA KAYMA PADİŞAH İSİMLERİNDE ALİ, HASAN, HÜSEYİN YOK

105 UYGARLIK Türkler şimdiye kadar kendine özgü bir uygarlık oluşturamadı.
Kısmen yerleşik düzene geçen Uygurlar (Maniheizm) oluşturdu. Türkler özgün uygarlık oluşturan değil UYGARLIK TAŞIYAN bir millettir. Sürekli savaş ve göç hali uygarlık oluşturmaya engel teşkil etmiştir. Türkler uygarlıklar kurmuşlardır. Ancak bu uygarlıklar özgün değildir. Türkler uygarlığa çok yatkındır ve uygarlık elçisidir. Türkler kendinden bir şeyler verir, gittiği bölgeden bir şeyler alır ve sentez oluşturur. Sentezi doğru yapabilirlerse bu durum sinerjisi oluşturur. Türkler çin, pers, bizans, avrupa medeniyetlerinden etkilenmiş aynı zamanda bu medeniyetlere katkıda bulunmuştur. Çin, mezopotamya, Mısır bilimsel buluşlar yapmış en eski medeniyet merkezleridir, Roma, Osmanlı merkezi güçten dolayı bu konuda geri kalmıştır. İslam eserlerinin bu kadar güzelleşmesinin nedeni Türklerin sentezci ve aktarıcı yapısıdır.

106 Batı uygarlığı inişte olan İslam uygarlığının temsilcisi Osmanlı’nın karşısına dikilerek Türklerin gerilemesine sebep olmuştur. Geç kalmış olmak Türkler için tarihin her döneminde vardır. Çin’e, Hint’e İran’a, Mısır’a ve Roma-Yunan'a, Avrupa'ya geç kalmışızdır. Bu durum bizde değişik komplekslerin oluşmasına neden olmuştur. Özenti, gitme, Türkler, göçebe, hayvancı, savaşçı bir topluluk olarak bu uygarlıkların çevresindeki bozkırlarda at koşturuyordu. Çin gibi bir uygarlığın içine girmek Türklerin asimilasyonuna neden oluyordu. Bunun için dışında kalmak Türkler için daha çok kabul görüyordu. Alışveriş yapmak, kabul görmek, gelin almak önemseniyordu. Türkler, uygarlıklar ve inanç alanında tutucu değiller. ‘ Türklerin, uygarlıklara uyum sağlama yetenekleri yüksektir. Türklerin uygarlaşmasının önündeki en önemli engellerden biri sözlü kültüre ait olmasıdır. Türkler, uygarlıklarla ilişkileri nedeniyle tarihin en değişken topluluğudur.

107 GÖÇEBELİK - YARI GÖÇEBELİK
Sürekli bedeni yer değiştiren göçebenin, kendisi gibi uçucu olan sözlü zihninde ayrıca bir zihinsel göçe ihtiyaç hissedilmez, Göçebe için, bulunduğu yeri ve zamanı anlamaya çalışmak yeterli görülür, Göçebe, bir öncekini kaydetme gereği duymaz, yalnızca yaşar gider. Göçebelerde ebedilik ve ezelilik duyguları olmadığı için en önemli zaman “an” olarak görülmüş; uzun hesaplar sinsilikmişçesine yadırganmıştır. Bunun en vahim sonucu her işin plansız olmasıdır.

108 Göçebenin yazıyla arası iyi değildir; o sözlü kültürün insanıdır.
Sözlü kültür insanının beyni, yazılı kültür insanından çok farklıdır. Göçebenin ruh hali ve zihniyet yapısı yerleşik insanınkinden tamamen farklıdır. Düşünce tarihinde ve felsefede bize özgü olanı yansıtabilen veya Türk olarak adından söz ettirebilen bir düşünürümüzün olmamasının nedeni göçebelik ve sözlü kültürdür. Göçebe düşünür ama felsefi düşünce üretmeye ihtiyaç duymaz. Göçebelik sürekli kaygı halinde yaşamaktır. Göçebe, hiçbir şeye aidiyet hissetmeme demektir.

109 Göçebelik doğası gereği ‘özgürlük’ isteğini tutkuya çevirmiş ve bunun için feda edilebilecek şeylerin sayısını ve niteliğini artırmıştır. Türklerde hem aidiyet hem özgürlük ikilemi vardır. "Nerelisin" ve "sormak ayıp olmasın" sorularının nedeni göçebeliktir. Şehirlileşen Türkler korkak, tembel ve azimsiz görülerek aşağılanmıştır. Göçebeler kendilerini özellikle bu hususlarda üstün görmüşlerdir. Dayatılan sentezlere karşı köklü geçmişe sığınma en temel refleks olagelmiştir.

110 Göçebelik “yaşanan yerin cennet kılınması” motivasyonunu erozyona uğratmıştır.
Yerleşiklerle yapılan kültürel sentezler yenilik ve değişim yapabilme becerisini artırmış ve genel olarak “en yeniyi, en iyiyi, en güçlüyü izleme” davranışını yaratmıştır. Günümüzde çok az göçebe Türk kalmıştır. Anadolu’ya ilk geldiklerinde ise; Türklerin büyük çoğunluğu göçebeydi. Ancak zihinlerde halen silinememiştir.

111 Türk göçebe ruh hali, yeni arayışlara yol açan bir dinamizm içeriyor
Türk göçebe ruh hali, yeni arayışlara yol açan bir dinamizm içeriyor. Selçuklularda uç boyu olan Türkler Osmanlı Devleti’ni kurmuşlardır. Fatih devrinden itibaren yöneticiler de yerleşik hayattan yana tavır aldılar. Türkler Anadolu’da Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde iskân edilmeye çalışılmıştır. İskan işleri 18. yüzyıla kadar bitirilememişti. Büyük çapta iskân ancak 19. yüzyılda olmuştur. Göçebe ruh halinin ana özellikleri şunlardır: kolektiviteye, dayanışmaya, eşitliğe, akrabalığa, hemşehriliğe çok önem vermesi; kendisini tabiat karşısında üstün görmesi; tabiattaki her şeyi canlı düşünerek kutsallaştırması Göçebe, çok yönlü değişimlere gebedir, ayrılık her zaman vardır, bu durum yeni yere ve şeylere adaptasyonu gerektirir…

112 Göçebelerde sağlam olan mekan değil sözdür
Göçebelerde sağlam olan mekan değil sözdür. Zihin mekanla iğreti ilişki kurar. Mekan göçebenin zihninde gelip geçicidir. Göçebenin gözü hep yollardadır. Abartılı vatan ve devlet sevgimizden, en yeniyi, en güçlüyü izleme merakımıza, güzel kentler kuramamamızdan, damak zevklerimize kadar birçok davranışımızın kökeninde bu göçebe ruh hâli bulunur. Türkler, göçebe kültürlerinden dolayı kent yaşantısından yakınırlar.

113 Anadolu’da yerleşik düzene geçen Türk göçebeleri, eski alışkanlıklarından tümüyle vazgeçmemişlerdir. mevsimlik göç, yazlık-kışlık, yayla, köyden ihtiyaçları karşılama Şehirde sürekli mesken değiştirme ve şehir planlarının devamlı değişmesi, yol kazıları sadece ranttan veya han-ı yağmadan değil göçebelik kültürümüzden dolayıdır. Türklerde Batı usulü tatil fikrini yerleşmemiştir. Türklerde, şehirlerde ev içi yaşantısı göçebelik kültürü etkisi altındadır. Misafir odası, yüklük, duvarda eşya...

114 Türkler otomobile ata biner gibi biner, yollarda arazideymiş gibi davranır.
Başkasının haklarına riayet etmemek göçebeliğin etkisidir. Trafik kurallarını ihlal etmekte beis görmeme, otoriteyi içselleştirememe, kendisinin ve başkasının bireyliğinin farkında olmama göçebeliğin etkisidir. Türklerde “En iyiyi, en yeniyi, en güçlüyü izle” formülü her alanda gelişmiştir. Bu durum, bilişim ve otomotiv alanında inanılmaz bir israfa yol açmakta; konut site yapımı ve ev-içi aygıt teknolojileri açısından, büyük maddi kayba ve israfa neden olmaktadır. Eşya ve hayvan hayatın her alanında önemlidir. Demokrasimizin Türk tipi olmasında, göçebe kültürünün etkisi büyüktür. Göçebe, yarın buralardan çekip gidiverecek gibidir; zihninde denkleri hep sarılı, kervanı her an hazırdır. Göçebenin, gözü hep yoldadır.

115 Göçebe zihniyeti, mekanla iğreti ilişkisini sürdürebilmek için bazı savunma mekanizmalarına başvurur.. Göçebe, dünya hayatında yaşanan altüst oluşlara ve kaosa yerleşiklerin oldukça tuhaf karşılayabileceği bir kayıtsızlıkla cevap verir, sabrederek baş etmeye çalışır. Göçebe, hayvanlarının yiyecek içecek ihtiyacı için yer değiştirmek zorundadır. Bu durum göçebeyi sabırlı yapmıştır. Göçebe, “Gün olur devran döner” der. Göçebelerin, tüm alt-üst oluşlar ve kaoslara karşı tepki eşiği yüksektir. Bu nedenle toplumsal tepkiler yeterli motivasyonları bulamaz ve organize olmakta zorlanır. Bu durum dışarıdan çoğunlukla tepkisizlik ve beceriksizlik olarak görülmüştür. Yaşadığı savaşlar, çektiği çileler, başına gelen belâlar göçebe insanını sabırlı yapmıştır. Türkler "sabrın sonu selamettir" diye inanırlar, sabredince her şeyin düzeleceğine, kışın sonunun bahar olacağını inanırlar. Göçebeler, mevsimleri çok iyi takip eder. Dünyanın en düzenli ordularını kurabilen Türkler, trafikte kaos çıkarıyor

116 Parlamentoda bulunan milletvekillerinin çok azı siyaset bilimcidir.
Türklerde, ağaca ve suya, hayvanlara, ateşe bağlı kadim inanışlar sürmektedir. Türkler, piknik yapmayı çok sever, Çarpık kentleşme göçebelik kültüründen kaynaklanır. Türk şehirleri sürekli şantiye halindedir. Türk şehirleri plansız ve düzensizdir. Türkler için su, kutsal ve temizdir, bu sebeple kirletmek istemezler. Türkler, felekle (Gök, dünya, alem) kozlarını bir türlü paylaşamaz. Zalım felek Göçebeliğin insan ilişkilerinde dayanışmacılık gibi olumlu özellikleri vardır.

117 SÖZLÜ KÜLTÜR Türklerde, yazılı kültür yerine sözlü kültür gelişmiş, bu sayede sohbete dayalı bir alış-veriş kültürü oluşmuştur. Sözlü kültür modernleşmenin önünde engel oluşturmuş ve kişisel vicdanı değil toplumsal ve harici vicdanı geliştirmiştir. Yazılı kültürde içsel vicdanın yaptığı kontrolü, sözlü kültürde töre ya da emir sağlar.. Yazı ile vicdanın içselleşmesi arasında bir bağlantı vardır. Yazı kendimize ve başkasına ayrı bir varlık olarak bakabilmemizi, nispeten objektif değerlendirmeler yapabilmemizi sağlayan bir beyin gelişimine neden olur. Yazı insanı daha bireysel ve rasyonel yapar. Sözlü kültürün insan zihnine kattığı özellikler: Analitik bir düşünme biçimi, dinleme, tekrar, hatırlama… Aktarmacı zihniyet gelişir.

118 Türkler, tüm uygarlık ürünlerini uygun olup olmadığına bakmadan kapış kapış alır,
Türkler dış ülkelerin açtığı teknoloji fuarlarına akın eder, Türkler, son teknolojiyle çıkan ürünleri kapışır, Türklerin, teknoloji ve ürün israfı umurlarında olmaz, Türkler, teknolojiye harcadığı onca parayı önemsemez, Türkler, teknolojinin kendisine bayılır ama teknolojiye ve bilime katkıları azdır. Büyük Türk tarihine rağmen, Türkler, tek bir bilimsel icadı olmayan, tek bir coğrafi keşif yapmamış olan millettir.

119 Güçlü bir sözlü kültür geleneğine sahip olan Türkler, bilinçlerinin yazı tarafından değiştirilmesine direnmişlerdir. Orhun Anıtları’nın yazıcılarını Çin’den getirmişlerdir. Türkler, başka milletlerin yazılarını kullanmışlardır. Türklere özgü bir yazı olduğu halde geliştirmemişlerdir. Türkler, sözlü kültüre dayanan özellikleri gereği, yazıyı, okumayı sevmez ama okuyanı sever. Dini okumalarda da ezberci, sözlü bir öğrenim tarzları vardır.

120 Göçebelerde sağlam olan mekan değil sözdür; yerleşikler kendilerine görkemli yapılar inşa eder, göçebeler sözü görkemli kılar. Göçebe, sürekli hareket halinde olmanın gerilimini kalıp ifade ve vecizelerle, sözü sabitleyerek, sınırlandırarak aşmaya çalışır. Türkler televizyonu sever (dizi vs), internette sohbeti sever, telefonla çok konuşur, gazete ve kitap okumayı sevmez. Bilgisayar ve internet yazı yazmayı da sağladığından Türklerin yazılı kültüre geçişlerinde olumlu yanları vardır.

121 Türklerde büyük söz ustaları çıkar. (şiir, atasözü, mani, ninni çoktur
Sözlü kültürde kelimeler birçok anlama gelir. Türkler yazıyı ve yazılı olanı çok sevmez, ama yazılı kültür toplumundan etkilenir. Türkler, kitap okumayı sevmez, çocuklarının çok ders çalışmasını ister, Türklerde, erkekler kahvehane, birahane ve meyhanede, kadınlar evlerde sohbet için bir araya gelir. Çay kahve bahane, sohbet şahane

122 Türkler, büyük devletler kurup, uygarlıklar, dinler, diller arasında aracılık etmesine rağmen, bugün dünyadaki benzerleriyle kıyaslanabilecek bir Türk tefekkürü oluşmamıştır. Türkler, batının bilim ve felsefe alanındaki başarılarına yaklaşamamıştır. Türklerde, patent sayısı, bilimsel buluş, teknolojik gelişme, araştırma yok denecek kadar azdır.

123 POTLAÇ KÜLTÜRÜ "HAN-I YAĞMA"
(Günümüzde olumlu yönleri değil olumsuz yönleri yaygın) Eldeki mal birikiminin yağmaya bırakılarak yok edilmesidir. Ürün BİRİKİMİNİ önlemek için yöneticinin birikimini, topluluğun diğer üyeleriyle paylaşmasıdır. Türkler, kapitalizm öncesi potlaç kültürünün insanlarıdır. Türkler, günümüzde potlaç kültüründeki gibi birikimi dağıtmak yerine daha çok biriktirmeye çalışırlar. Kapitalizmdeki zengin sınıfın ve bilim-sanayinin oluşması yerine sadece tüketim toplumu olmakla yetinmektedir. Her iki sistemin olumlu özellikleri alınmamış, olumsuz özellikleri alınmıştır.

124 Eski Türklerdeki ‘yağmalı toy’ toplumsal adalet sağlardı
Eski Türklerdeki ‘yağmalı toy’ toplumsal adalet sağlardı. Çılgın bir rekabet ve malların tahribi yoktu. Hakanların, hanların, beylerin varlıklı kimselerin düzenledikleri şölenlerde mallar, yakılıp yıkılmayıp, yoksul tabakalara dağıtılırdı. Eski Türklerde yöneticilerin mal biriktirmesi “potlaç” uygulamasıyla engelleniyordu. Ziyafetle, kağanın tüm mal varlığı, halk tarafından paylaşılırdı. Potlaç, toplumsal adaletsizlikleri, rüşveti ve yöneticilerin hırsızlıklarını önlerdi. Potlaç yükümlüsü, ölü ruhları, ataları ve tanrıları temsil etmektedir. Potlaç vermeyen, (yani sınırsız tüketim yoluyla hem atalarına karşı “alan el” hem de kabilesine karşı “veren el” olmayan büyük kişi) ölü ruhları şereflendirmediği için simgesel anlamda ölür. Veren üstünlüğünü ilan eder, alanda bağımlı olmayı kabul eder.

125 İlkel toplumlarda harcamayan, biriktiren aşağılanmakta, toplum dışına itilebilmektedir.
Türklerde rasyonalite değil gösteriş önemlidir. Bu hava atmak işe yarar, kendince bir işlevselliği vardır. Alan razı satan razıdır. Esnaf ağzıyla, hamasetle bir çok şeyi halledebilirsin. Potlaç kültüründe, İtaat ve ibadet aynı şeydir. Herkesin mevkisi, makamı bellidir, kimin kime itaat edeceği çok açık biçimde bellidir

126 Potlaç, görgüsüz davranışların sergilenmesine yol açar.
Birikim yasaktır (günümüzde değil) ve mülkiyet kolektif bir anlama sahiptir. Yaygın uygulama alanı şölenlerdir. Güç ve prestij gösterileridir. Batıda burjuvazi kalıcıdır, yerleşiktir çocuklarına aristokrat eğitim verirler.

127 Türklerde Alman usulü geçmez,
Türklerde ağanın eli tutulmaz. Hesabı kimin ödeyeceği önceden bellidir. Kapitalizmle birlikte içinin yeniden doldurularak, varlık gösterdiği söylenebilir Görünüşte kardeşlik, dayanışma, ekonomik canlılık gibi olumlu yanları da var.

128 Potlaç Kültürünün Ülkemizdeki Etkileri
Şan, şeref, gösteriş düşkünlüğü, Sınıf atlamanın kolay olması, Köklü bir burjuva sınıfının olmaması, En yüksek vergi verenlerin sürekli değişmesi, Hep türedi zenginlerin oluşması, Her hükümet değişimi ile birlikte yaşanan bürokrasi kıyımı En burjuva olanımızda bile piyasanın rasyonalite olmaması, Tasavvuf geleneğine rağmen dini olanlar dahil her makamın lüks içinde olması, Korumalarıyla trafik düzenini alt üst eden devlet görevlileri, Her dönem iktidarlar etrafındaki müteahhitler, Hayali ihracat, Verdimse ben verdim anlayışı, Kamu bankalarına en çok borcu olan kişilerin bankalara bakan, yönetici yapılması, İhale kanunlarının devamlı değiştirilmesi, ihale usulsüzlükleri, Medyanın ticari işlerle uğraşması, Devlet malı deniz yemeyen keriz anlayışı,

129 Yönetimde ve her alanda itaat, ayrımcılık, gizli kast,
Ordu disiplin anlayışının hayatımızın diğer alanlarına sirayet etmesi, Zengin ve yoksulun yaptığı işleri, başkalarına göstermek, hava atmak için yapması Doğum, düğün, ev alma ve döşeme merakımız, Çocuklarımızı lüks okullara göndermek için yarışma ve bununla övünme, Ölümün ardından okutulan mevlit törenleri, Hanımların giyinme biçimleri, süslü, abartılı ve lüks giyinme, Giyim kuşamda, araba, eşyada marka merakı,

130 Şehir caddelerinde herkese şan olsun diye gezinen düğün alayları,
Sünnet merasimi, parti toplantılarındaki davul zurnalar, Paranın su gibi aktığı Türk eğlenceleri, Geline ve damada takılan ve yerlere savrulan, mikrofondan duyurulan paralar, Yazlığın, evin oda sayısı ve büyüklüğü ile övünme, Evin, aracın kaç para ettiğiyle övünme, , Kamu kuruluşlarının yemekhanelerini mevki ve makama göre bölme, Apartmanlarda ‘kapıcı’ adı altında istihdam yaratan kast sistemimiz, Dinde hoş görülmemesine rağmen alenen yardım, kamyonlardan yiyecekler dağıtılması İsrafa dayalı sınırsız harcama alışkanlığı Tüketim ve israf toplumu olma

131 Otomobilin güç ve cesareti simgeleyen ve markayla hava atılan yanını öne çıkarma
Yollarımızı bin bir çeşit markalı, pahalı otomobillerin doldurması Yollarımızı eza, cefa yerine çevirme, Şehir içinde CİP kullanma, araçlara yazı yazma... Ekonomik kriz, benzin zammına rağmen yollardaki araç sayısının azalmaması; Trafikte bulunan araç sayısının kabarıklığı, Yaya hakları için, toplu taşım için, raylı sistemler için sivil bir hareket oluşturamama. Köklerini uzatmaya çalıştığımız soyumuz…

132 POTLAÇ KÜLTÜRÜNÜN OSMANLI’DAKİ ETKİLERİ
Devletin asıl işinin fetihler olması ve bu işle servet kazanması, Devletin gelirleri gibi giderlerinin de belirsizliği; Ülkü birliğinin dinden değil şan, şöhret, kahramanlık ve çıkar birliğinden geçmesi, Savaşların araç dinin amaç olmayıp dinin araç savaşmanın ve paylaşmanın amaç olması; -fütüvvet ve ahilikteki dayanışmacı yaşam biçimi ve Osmanlı kurucularının ahi olmaları; -ahlak ve hukukun aynılığı, dilenciliğin ve sadakanın önemi; Toprağın kimsenin değil devletin mülkü olması, Görevliye maaş değil geçinme kaynağı olarak dirlik verilmesi; Tanzimat’a kadar modern anlamda sanat kavramıyla karşılaşılmaması, kültürel yaşamın şenlikler tarafından belirlenmesi; İslamiyet görüntüsü altında toplum yaşamında eski inançların, büyü düzeni olan Şamanizmin sürmesi… Osmanlı daima ‘veren el’ olmuş, lütfederek genişlemiştir. Vakıfların kurulma amaçlarından bir tanesi, birikim yapmak ve bunları gelecek nesillere aktarmaktır.

133 PARÇALI (SEGMENTER) TOPLUM YAPISI
Toprağa bağlı medeniyetlerin ürünü olan sosyal sınıflar ve durağan toplum katmanları Türklerde oluşmamış, kölelik gibi bir kurum var olamamıştır. Eşitlikçi, dayanışmacı, dinamik, katmanlar arası geçişken bir toplum anlayışı gelişmiştir. Soya dayanan aşiret-klan yapılanması ve coğrafyaya bağlı hemşehricilik oluşmuştur. Sınıflara dayalı mücadele ve toplumsal kontratlar oluşmadığı için töre veya kınanma üzerinden oto-kontrol sistemleri kurulmuş, bu yozlaştığı anda da toplum anarşi ve mafya üretmeye başlamıştır. NEPOTİZM KAYIRMACILIK YAYGINDIR, liyakata dayalı düzen yoktur

134 Türk toplum yapısında birincisi boy, soy sop tarzında; ikincisi, aynı boy içerisinde küçük parçalı yapılar bulunuyor. ikinci yapı büyük çatışmalar üretmiyor. Batı’daki gibi sınıflar ve sınıf kavgaları görülmüyor. Türklerde, soy-boy tarzı örgütlenme var. Boylar birbirine karışmıyorlar. Atalar kültürü var, atasına inanıyor. kendi sembolleri etrafında birleşiyor. Türkler sınıflara göre değil, Sembollere göre bölünüyor. Bu durum çok çatışma üretiyor. Türk’ün Türk’ten başka düşmanı yok ve kardeş kavgası çok. Türk’ü Türk yıkıyor. Türklerde, ‘Öteki kimden, bizden mi?’ duygusu gelişmiştir.

135 Türkçe’yle zihnini çalıştıran bütün insanlar kardeş kavgasına çok yakındır.
Türk tarihi kardeş kavgalarının tarihidir. Kardeşler birbirine dış tehlikeden dolayı çok bağlı olur ancak birbirlerine küsünce de müthiş düşman olurlar. Türkler kendi etnik kimliklerinden yana tepkiler veriyor, onu diğerlerinden ayrı ve üstün tutuyor. Türkler, doğarken "bizimkiler"den anlayışı ile doğuyor. Türkler birleştiklerinde başkalarını ürkütecek bir topluluk oluyorlar.

136 Türkler birbirleri ile şiddetli çatışmalara girebiliyor
Türkler birbirleri ile şiddetli çatışmalara girebiliyor. Birbirleri ile ittifak yapabiliyor. Bazen başka Türk boyuna karşı yabancılarla ittifak edebiliyor. Çaldıran Savaşı, taht kavgaları, boy kavgaları, Haçlıya karşı Türk birliği, Selçuklu ile Danişment birliği, Karamanoğulları Haçlı’ittifakı, Etrak-ı bi idrak Türklerde, bir soy gelip başa geçiyor ve bu soy diğer boylara egemen oluyor, fakat diğer boylar içsel, kadim inançlarından dolayı kendi inanç ve atalarına inanıyor ve gök tanrının aslında kendi beylerine bu şansı vermesi gerektiğine inanıyorlar. Türklerde iktidar olanın, bu eski inançları kırması gerekiyor, bu sebeple ödünç din alıyor ve diğer boylara bundan sonra dinimiz bu olacak diyerek kendi meşruiyetini engelleyen eski inançları değiştirmeye çalışıyor. Fakat bu her zaman başarılı olmuyor. Çoğu zaman da çatışmalara yol açıyor. Tüm baskıya rağmen halk eski inançlarını sürdürmek için uğraş veriyor.

137 Türklerin etnik ve dinsel fanatik olarak görünmelerinin nedeni, parçalı toplumsal yapıları nedeniyle, mafya tarzı oluşumlar ve çeteler üretmesi ve bunların mahiyetleri itibariyle radikal ve fanatik davranışlar göstermeleridir. Türklerin soya, boya göre örgütlenmiş toplum yapısı, merkezle çevre arasında sürekli bir gerilime neden olmaktadır. Türklerde, soy-boy halinde yaşama, günümüzde parçalı yapı halinde devam ediyor; Türklerin bölünmeleri kolay, birlik olabilmeleri için ise dıştan tazyik gerekmektedir. Türkler, bu sebeple devamlı iç ve dış düşman üretir.Türklerin bu zaafları, dış düşman tarafından aleyhlerine kolayca kullanılır. Büyük Selçuklularda her dönem sülale yönetimi olmuştur. Veraset sisteminin sağlıklı olmaması hep taht kavgalarının olmasına yol açmıştır. Türklerde, kardeşler anlaştığında iyi bir sinerji oluştururlar. (Bumin- İstemi, Bilge Kağan- Kültigin, Orhan Bey - Alaattin Bey)

138 İTAAT ve YÖNETİM Türklerde itaat ve ibadet özdeşimi, güç ilişkilerinin yer aldığı tüm diyalog biçimlerinde görülür. (şeyh-mürit, dede-topluluk, lider-grup, ebeveyn-çocuk, patron-işçi gibi) Bu nedenlerle Türk demokrasisinde parti içi muhalefet gelişemez. Her eleştiri hatta bazen fikir, ihanet eden çatlak ses olarak kabul edilir. Aile içi diyolog ve demokrasi gelişemez Sağlıklı bir patron-işçi diyaloğu gelişemez Her yerde ağalık, paşalık oluşur (sendika ağalığı gibi) Ombusdman, yargı gibi kurumlar halkı değil devleti önceler Türklerde iktidar teolojik gücün doğrudan yansımasıdır ve itaatin ibadet olarak somutlaştığı makamdır. iktidar sahiplerine büyüsel özellikler atfedilir.

139 Türklerde iktidar Gök-Tanrı'dan gelen KUT'a bağlanmıştır
Türklerde iktidar Gök-Tanrı'dan gelen KUT'a bağlanmıştır. Türkler, hangi inançta olursa olsunlar, devlete ve lidere bağlılıkları, diğer toplumlara göre daha güçlüdür. Halk kağanı terk ettiği zaman Tanrı halkı cezalandırır inancı vardır. Bir kaan, Tanrının inayet ve yardımına mazhar olduğu sürece halkına iyi bakar, halkını zenginlik ve adalet içinde yaşatırdı. Bunu başaramayan Kaan’dan Tanrı’nın Kut’unu geri aldığı düşünülür ve ona karşı isyan etmek meşru sayılırdı. Türklerdeki, İtaat ve hiyerarşi kültürü, devletin otoriter kimliğinin doğal ya da olması gereken bir şey gibi algılanmasını sağlar. Türkler, "var kalabilmek" için yönetimde olma zorunluluğu gibi bir anlayış geliştirmişler, bundan dolayı her zaman “yönetmek ideali”ni muhafaza etmişlerdir.

140 Savaşçı, göçebe, hayvancı topluluk olmanın bir sonucu olarak Türk yaşam kültürü bir itaat kültürüdür. Halk, devlete ve Gök tanrının temsilcisi kağana, kadın erkeğe, büyük küçüğe saygı göstermek ve itaat etmek zorundadır. Yaratılış destanı, Manas destanı, Osmanlı hanedanı ve bozkırdaki çadırdan modern Türk evine kadın-erkek ilişkisinin içeriği buna göre şekillenmiştir Liderin, Gök tanrının yeryüzündeki temsilcisi olduğuna inanması, Liderde ciddi bir yönetme arzusu barındırır Türklerde, sık olarak komşu uygarlıkların yerleşik devletlerini fethine girişilir. her fetih yeni bir kimlik krizine neden olur. Türklerin, Yönetme arzuları, paralı asker olarak gittikleri uygarlık coğrafyalarında bile bir süre sonra iktidarı ele geçirmelerine ve kendi devletlerini kurmalarına imkan sağlar. Yer değiştirmenin zorlukları ve karşılaşılan düşmanlar; Türkleri, disiplin ve hiyerarşik bir yapı içerisinde “ordu-millet” olmaya zorlamıştır. Bu disiplin ve hiyerarşi aile hayatında da etkin olmuştur.

141 Türkler, devleti ve devlet yöneticisini kutsayan bir geleneğe sahiptir
Türkler, devleti ve devlet yöneticisini kutsayan bir geleneğe sahiptir. Değiştirdikleri dinlere rağmen Türkler, eski inançlarının etkisinin devam etmesinden dolayı lidere, yönetim katlarına ve devlete uhrevî bakmakta ve bunlara kutsiyet atfetmektedir. Devlet yöneticileri, Türklerin bu özelliklerini, kendi iktidarlarını payidar kılabilmek adına devamlı kullanmışlardır. Yöneticilerde bu sebeple hamaset yaygındır. Türkler vesayet sisteminden kurtulmak ister ama sivil toplum geleneğine sahip olmadıklarından, topluma da güvenmezler. Türkler vesayetten kurtulursa tekrar vesayet arar ama bu vesayetten de memnun olmazlar. arka arkaya gelen II. Murat, Fatih, Beyazıt, Yavuz dönemleri bu na örnek gösterilebilir. Türkler, vesayet sisteminin kalkmasını ister ama etnik ve dinî farklılıkların kendisini özgürce ifade etmesi gündeme gelirse, sanki içerideki ve dışarıdaki güçler "bizi birbirimizi düşürmeye çalışıyor" endişesine kapılır ve Türklerdeki bu beka endişesi yöneticileri ve halkı olumsuz etkiler. Yöneticilerin bu endişeleri kullanmasına yol açar.

142 Türklerin, otoriteyle ilişkileri ikirciklidir
Türklerin, otoriteyle ilişkileri ikirciklidir. Türkler, hem itaatkâr bir topluluktur hem de karşı-çıkmak için fırsat kollar. Türkler genel olarak isyankâr değildir. Türklerin, askeri darbelere gösterdiği tutum ve karizmatik lider anlayışı ve arayışı itaat kültüründen kaynaklanır. İtaat kültürü, yönetenler açısından, halkı ve alt tabakaları küçük görmeye, devleti de kutsal tapınılması gereken bir güç sanmaya yol açar… Yönetenler ve üst sınıf çıktığı kovuğu beğenmez Türklerdeki itaat kültürü, yönetenlerin kendi başarısına hayran olma, halkın takdir ettiği birkaç icraatın ardından gurura kapılma, yönetenin meşvereti, danışmayı reddetmesi, her dediğini doğru diye düşünmesi, ilâhlaşması sonucuna yol açar…

143 Türklerdeki itaat kültürü, tarafgirliğe, işi ehline vermek yerine yandaşa vermeye, uzayan kol bizden olsun diye düşünmeye yol açar… Türklerde yöneticiye itaat isteyen kültürden dolayı, Kağana başkaldırmak Tanrı’ya karşı yapılmış kabul edilir. İktidar sahibi iktidardan gitmek istemez, bunun için bir çok tedbir alır, bu durum genellikle kaos doğurur. Türklerdeki parçalı yapı geçimsizlik ve çatışmaya elverişlidir. Boylar geçinemediğinden devamlı çatışma olur. Yönetenler geçimsiz Türk ve Türk boyları yerine etrafını gücünü halktan almayan yerli ve yabancı kişilerden oluştururlar. Bu durumda yöneten ve çevresiyle halk arasındaki uçurumu çoğaltır.

144 DEVŞİRME geleneği ve ithal çözüm yaygındır
DEVŞİRME geleneği ve ithal çözüm yaygındır. İktidarlar böylelikle kendilerini korumaya almaya çalışır. Bu durum iktidarla halkın arasını ayrıştırır. Çatışmayı artırır. Devşirme- Bürokrasi Devşirme sisteminin kadro niteliğinin artması gibi yararlı yönleri vardır. Türklerde yönetim kültürü, başa geçenin her dediğini yaptırması ve alttakilerin her denileni yapması şeklinde gelişir. Halk rahatsız olsa da lideri kolaylıkla deviremez, buna kendisine bile ikna edemez. Çünkü tek yöneticiye bağlı olmak, Türklerin özelliklerinden bir tanesidir. Bu sebeple iktidara ve devlete karşı ayaklanmalar genelde başarılı olmaz. Türklerin davranışlarını şekillendiren birçok şey, çok kalabalık bir Çinli topluluğuyla ve çok zor coğrafik şartlarda yaşamaktan ve göçebe, savaşçı bir hayat tarzından kaynaklanmıştır.

145 Türkler, tek bir soyun etrafında birleşir, başındaki insanı lider olarak tanır, bir yandan da soylar bunu sindiremez, hak iddia ederler, geçimsizleşirler ve fırsatını bulduklarında isyan ederler. Türklerde hem parti diktatörlüğü hem lider diktatörlüğü görülür. İtaat yoğundur ancak bir yandan da gizli eleştiri ve hazımsızlık olur. Türkler, kendilerini dünyanın efendisi gibi görür. Türkler dünyayı kendilerinin yönetmesi gerektiğine inanır. Çünkü dünya ancak böyle huzurlu olur. Bu anlayış, Türklerin yaşadıkları zor şartlardan kaynaklanmıştır. Büyük ve gelişmiş, sayıca çok fazla olan düşmandan ve zor coğrafi koşullardan dolayı. Türkler dünyayı yönetmek ister ve ama kültürü ödünç alır. İKİLEM

146 Yönetme ideali büyük olan ancak kendi özgün uygarlığı olmadığından ve senteze yatkınlığından en iyiyi, en yeniyi, en güçlüyü izle anlayışı gelişmiştir. bu bazen iyi çoğu zamanda olumsuz sonuçlar doğurur. Yeniliği alma, sömürülme, israf gibi... İtaat, el öpmek, bağdaş kurmak gibi davranışlarla gösterilir. Türklerde, demokratik liderlik, hukukun üstünlüğü, felsefi ve bilimsel düşünce, bilim, teknoloji ve liyakat sistemi gelişemez... Türklerde itaat kültüründen dolayı, büyük değişimler ancak karizmatik liderlerle mümkün olabiliyor. Türkler devlete kolay isyan etmez, tavrını açıkça göstermez, yönetenlerde halk isyan etmediğine göre demek ki bizi destekliyor diye düşünürler.

147 DEVE Mİ KUŞ MU Modern dünyaya rağmen Kurumlar ve şirketler tam özel sektör işlevi göremez. Devlet şirketi mi, özel sektör şirketi mi anlamak zorlaşır. Türklerde Adaletli ve vicdanlı olma duygusu yüksektir. Çin, Mezopotamya, Mısır medeniyetleri bilimsel buluşlarda öncü olmuş ve insanlığa bir çok katkıları olmuştur. Roma, Osmanlı bu konuda geri kalmıştır. daha önce bilimsel olarak insanlığa pek katkısı olmayan Avrupa, 1350 yılından sonra bu konuda öncülüğü ele almıştır. Ama Avrupa bu avantajını ahlaksızlık ve zorbalık üzerine kurmuş ve diğer toplumları sömürmek, sindirmek ve yok etmek için kullanmıştır.

148 SAVAŞÇILIK Türkler savaşçı bir ruha sahiptir.
Türklerin, savaşçı ve göçebe bir topluluk olarak fethettikleri topraklara götürecekleri en önemli becerileri siyaset etme ve yönetme teknikleridir. Savaşçı zihnin temel özelliği, fanatizme yatkın olmasıdır. Savaşçı zihin, sorunları büyüterek, rakibini cadılaştırarak, düşmanlaştırarak ve düşmanı yok etmeye çalışarak sorun çözmeye çalışır. Küçük tartışma kavgaya, basit anlaşmazlıklar devlet sorununa, savaşa dönüşür, Sorunu çözme yolu olarak, karşısındakine ders vermek, haddini bildirmek, yok etmek, savaşmak gibi yöntemler benimsenir; Fırsatını bulan veya işine gelen diğerini döver.

149 İdeolojik mücadele ve fikir ayrımı çatışmaya dönüşür, yönetenler toplumu kanalize etmek ve rakiplerini sindirmek için savaşçı zihin yapısını kullanırlar. Türklerde, toplum, kişilerin savaş becerileri ve savaşın disiplini esas olacak şekilde katmanlaşmış, “töre” her işin başı haline gelmiş, bundan dolayı savaşçı bir zihin yapısı ortaya çıkmıştır. Türklerde itaat ve ibadet kültürü, kardeş kavgası, boy kavgası, grup kavgası üreten parçalı yapı oluşmasına ve savaşçılığa, erkekliğe, delikanlılığa ve namusa vurgu yapan insan yetiştirmeye yol açar. Türkler, toplumsal sorunların çözümünde savaşçı bir zihinle hareket ederler, Futbol derbileri bile savaş alanına çevrilebilir, Analar erkek çocuğu savaşçı olması, memleketi ve kendisini koruması için yetiştirir. İKİ SÜLEYMAN ŞAH SURİYE TOPRAKLARINDA YAPILAN SAVAŞLARDA ŞEHİT OLDU. Kutalmışoğlu Süleyman Şah Anadolu Selçuklu Devleti kurucusu Süleyman Şah Osmanlı Devleti kurucusu Osman bey’in dedesi???

150 VATANSEVERLİK Türklerin vatanseverliği çok ileri boyuttadır. Bu durum eski inanç ve göçebeliğimizle ilgilidir. Türkler, kaldığı her yeri kutsallaştırır. Türklerin bütün dünyaya sahip olmak, her yeri vatanlaştırmak istekleri vardır. Türkler, bütün dünyanın bu şekilde düzene gireceğine ve bütün insanların bu şekilde huzura kavuşacağına inanırlar. (Nizam-ı Alem ülküsü) Türkler, hem kaldığı yer kutsal sayar, hem de bütün dünya vatanları olsun ister. Göçebe, doğayla, toprakla kaynaşmıştır, göçebe için toprak, doğa, su kutsaldır Türkler vatanlarını çok sever, aynı zamanda bulunduğu yeri bırakıp başka yeri vatan yapmak ister. Bir anda milliyetçi, bir anda AB taraftarı olabilir Dün Ötügen, sonra Anadolu vatan olur, ardından Avrupa'ya gitmeye çalışır. Türkler, vatanını çok sever, aynı zamanda yerleşik uygarlıklar Türklere çok çekici gelir.

151 TÜRKLER VE DİN Türklerin eski inançları, toplum içinde hala gizli veya açık etkinliğini sürdürmektedir. Eski Türk dinine göre, en yüksek Tanrı, insanoğlunun atası olan Tengri Kayra kan (Bay Ülgen)’ı ve yeryüzünü yaratmış ve bunun dokuz dalından insan cinsi türemiştir. Türkler göğü bütün olarak sembolleştirmişler ve bundan Kök Tengri (tek yaratıcıdır)itikadı ortaya çıkmıştır. Türkler atalarına ve ateş, su, toprak gibi varlıklara da kutsallık atfeder ancak tek tanrıya tapardı. Kök Tengri (Gök Tanrı) kültü, Atalar Kültü, Tabiat kültleri, (Gökyüzü cisimleri, yer kültü, su kültü, dağ-tepe kültü, toprak-taş ve kaya kültü, orman ve ağaç kültü, ateş kültü, su kültü) hayvanlar ve renkler Türk davranışlarında etkili olmuştur. Türklerin eski dini inançları, doğum, evlenme, ölüm ritüellerine yansımıştır. Türklerde, evin önemi, ocak ve ocağın tütmesi kavramları, ağıtlar, ölüler için verilen yemek ziyafetleri, doğum gerçekleştiğinde kurban kesilmesi, ad verme sırasında kulağa ezan okunması gibi davranışlar eski inançlarının etkisinden dolayıdır.

152 Türklerde yıldırım, şimşek, Çolpan yıldızı, ateşi su ile söndürmek, davul, kuş, ayna gibi şeylere önem atfedilir. Türklerde ağaç, taş, hayvan, ateş, toprak, su kutsallaştırılır Darısı başımıza deyimi “saçı” geleneğinden gelir. Saçı: kendi emeğiyle kazanılan en kutlu nimettir. Kansız kurban olarak adanır. En önemli kurban attır. Attan sonra koyun gelir. Kurban için erkek hayvan makbuldür. Türklerde diğer halklar gibi insan kurban etme geleneği yoktur. Türklerde diğer bazı halklarda olduğu gibi falcılık ve efsun anlayışı yaygındır. Türklerde, Gelinler için birçok şey tabu sayılırdı. Kocasının ve onun erkek yakınlarının adını söylemek vs. Şamanizm faktörü, tarikat geleneği, efsane ve menkıbelerde devam etmektedir. Okuyup üflemek, ip bağlamak, muska yazmak gibi usullerle hasta tedavi etmeye çalışma ve halk arasında bunu yapan hoca diye bilinen kimseler aslında şaman kalıntılarıdır.

153 Anadolu’ya yerleşen Türkmen babaları, Ahiler şamanların İslamileşmiş şekilleridir.
Alevi-Bektaşi inançlarında, başta dedelik-babalık kurumları olmak üzere, birçok görünüm şamanik uygulamalar sonucudur. Bunlar bazı biçimlerde Sünnilikte de vardır. Eski Türk dinine uygun olarak Türklerde mistisizm, sufilik, tasavvuf etkindir. Hekimler şaman gibi görülür. Kuran- Kerimdeki sure bizde hekime dönüşmüştür. Diğer İslam toplumlarında Lokman Hekim yoktur. Türkler mürşidler etrafında kümelenirler. Türkler, çocuklarının din adamı olmasını çok istemez, ancak din adamlarına çok saygı duyar. din adamlarından korkarlar.

154 Şamanlar, Eski Türk toplumlarında her zaman imtiyazlı ve güçlüdür
Şamanlar, Eski Türk toplumlarında her zaman imtiyazlı ve güçlüdür. Bazen iktidar mücadelesine girişmişlerdir. Tekkeler, dergahlar, mistik karakterler, pir, şeyh, mürit ilişkileri, sihir, büyü, cin çağırma, fal bakma, nazara olan inanç, çaput bağlama, adak adama, bahçelere korkuluk dikme, ahır ve ambar kapılarının üzerine boynuz asma, evin eşiğine basmama, eşikte görüşmeme, bebeğin göbek bağını kurutup muska yapma, helva kavurma, saçı büyüde kullanma gibi uygulamalar Şamanizm döneminden günümüze kadar varlığını devam ettiren davranışlardır. Hızır inancımız, Hıdrellezde eski Türk inancından gelmedir. Türklerin bir kısmı İslamiyetten önce Hıristiyanlık dinine girmiştir. Nestori Kilisesi 428 yılından itibaren İran'ın altı vilayetinde faaliyetlerini yaygın olarak sürdürmüştür. Türklerin bir kısmi Hıristiyanlığın bu mezhebine dahil olmuştur.

155 Türkler başka dinlere de girmiş ve başka dinlerden de etkilenmişlerdir
Türkler başka dinlere de girmiş ve başka dinlerden de etkilenmişlerdir. Mani, zerdüşt, Budizm, Hıristiyanlık… Türkler mani dinine girince isimlerine ay kelimesini eklemişlerdir. İslamiyet’e girince isimler Türk ve Arap ismi olarak ikileşmiştir. Çin’de hanedan kuran Türk Tabgaç’lar Budist olmuşlardır. Budizm hanedanın milli dini olmuştur. Bu durum da Tabgaç’ların Çinlileşmesine yol açmıştır. Göktürk Taspar kağan’da Budist olmuştur. Bilge Kağan’da Budist olup yerleşik hayata geçmek istemiş ancak vezir Tonyukuk buna engel olmuştur. Türkler en kolay İslamiyet'le uzlaşmışlardır. Bunun en önemli sebeplerinden biri eski Türk inanışlarını İslamiyet'e çevirmenin kolay olmasıdır. Türkler dini daha çok şekli yaşar, hep dinle arasına bir mesafe koymayı tercih eder Türklerde dini kullanma eğilimi fazladır.

156 Türklerin kalıcı şehirleşmesi İslamiyet'ten sonra olmuştur.
Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde Orta Asya'dan gelen izler İslam mimarisini geliştirmiştir. İslamiyet Türkler için olumlu olmuştur. Hazar’ın kuzeyinden giden diğer boylar daha kalabalık olduğu halde kimliğini koruyamazken, İslamiyet'e giren boylar kimliğini korumuşlardır. Türklerin kimliğini korumaya sağlayan etmenler arasında, İslamiyet'e girdikten kısa süre sonra boy asabiyetleri sayesinde asimile olmadan birlik olmaları, İslamiyet'in savunucuları haline gelmeleri, Halifeyi koruma görevleri, Haçlılarla mücadele etmeleri gösterilebilir... Türkler, İslamiyet öncesi ve sonrası her zaman doğaya saygılı olmuştur. Ancak şimdi batının etkisiyle bu anlayış kaybolmuştur.

157 Türkler beylerinin dinindendir
Türkler beylerinin dinindendir. Karahanlı, Gazneli, Harezmli, Selçuklu ve Osmanlı gibi Müslüman Türk devletlerinde egemen boylar, Sünni İslam'ı tercih ederken, daha kalabalık olan diğer boylar hem eski inançlarına sarılmış ehli beyt taraftarı olmuştur. Egemen boyların göçebe Türkleri yerleştirmeye, Sünnileştirmeye çalışmaları çatışmayı artırmıştır. Türklerin çoğu İslamiyet'e girdikleri dönemlerde Kızılbaş olmuşlardır. Bunun sebebi eski inançları olmuştur. Yönetimler Sünni olarak gelişmiştir yılından önce İran'da Şafii mezhebi, Anadolu'da Kızılbaşlık ağırlıkta iken 1500 yılından sonra yönetimlerin etkisiyle İran Şiileşmiş, Anadolu Sünnileşmiştir. Kızıl renk Türklerin kutsal rengidir. O sebeple genellikle saygıdan dolayı başlıkları kızıl renkli olur. Eski Türklerin giydiği kızıl başlıktan dolayı kendilerine Kızılbaş denilmiştir. Safeviler 12 imama hitaben 12 bölümlü kızıl başlık kullanmışlardır.

158 Gök tanrıya, hakanlar, şamanlar ve ölülerin ruhu ulaşabilirdi
Gök tanrıya, hakanlar, şamanlar ve ölülerin ruhu ulaşabilirdi. Türkler din adamlarından hem korkar hem de peşinden giderler ve din adamlarına ihtiyaç duyarlar. Eski Türklerde ölüler için üç, yedi, kırk günleri ve yıl dönümleri önemlidir ve bu zamanlarda yemek verilir ve tören yapılırdı. Ölüler ardından ağlama, çırpınma, ağıt ve yüz yırtma eski Türk geleneğidir. Türkler yüksek dinsel hoşgörüye sahiptir, İslam’a hoşgörülü bakışı, düşünce biçimini kazandırmışlardır. On iki İmam Şiiliği İran'ın Zerdüşt geleneğinden etkilenmiştir. Bütün Türklerde ve Müslümanlarda Zerdüştlüğün etkileri görülür.

159 HOCA AHMET YESEVİ ilk büyük Türk mutasavvıfı, Türk - İslam aydınlanmasının ilk büyük piridir.
Türkler İslamiyet'in evrensel olmasında katkıları çok olmuştur. Arapların milli hale getirdiği, katılaştırdığı İslamiyeti Türkler yeniden tüm insanlığa tebliğe sunmuştur. Araplar diğer toplumları daha çok Araplaştırmaya çalışmışlardır. Araplardan (Emevi-Abbasi) kaçan ehlibeytten bir kısmı Horasan, Maveraünnehir taraflarına giderek Türklere sığınmışlardır. Türkler her devirde genellikle güvenilir millet olarak görülmüştür. Türkler kendilerine sığınan ehlibeytten çok etkilenmişlerdir.

160 Osmanlı'da Hanefilik resmi mezhep.
TÜRKLER NEDEN HANEFİ MEZHEBİNDEN VE İTİKADİ OLARAK NEDEN MATURİDİ ANLAYIŞA YATKIN !!! Hanefilik, şehir merkezli, orta yolu benimseyen, daha akılcı ve faydacı anlayışın egemen olduğu ameli mezheptir. Daha rasyonel, daha pragmatik ve daha dünyevi. Esnek ve dinamik bir karakteri var Bağdat gibi siyasi bir merkezde siyasi şartları ve kamu maslahatlarını gözeterek gelişmişti. Kıyas ve hiyel Hanefiliğin avantajlarıdır. Hiyel, fıkhi hükümlerle pratiğin çeliştiği durumlarda haramdan kaçınmak için eylemleri şeklen fıkha uydurarak meşru kılmak için bulunan yollar, Osmanlı'da Hanefilik resmi mezhep.

161 Abbâsî Harun Reşid devrinde, Ebû Hanîfe'nin müctehid talebesi olan Ebû Yusûf'u ( ) baş kadı tayin edilmesi Selçukluların hanefi olmasında etkilidir. Hanefî olmada sultanın azli hususu etkin olmuştur: "Sultan büyük bir günah işler veya küçük günahta ısrar ederse tahttan Hanefîlere göre düşmez, Şâfi'îlere göre düşer. Hoşgörülü olarak başlayan Osmanlı Hanefîliği, sebepleri ne olursa olsun giderek taassup çizgisine kaymış ve bu tutum uygulamada birçok sıkıntının sebep olmuştur. İşin daha da ilginci Osmanlı, Hanefi mezhebini resmi mezhep yapmasına rağmen Hanefilerin çoğunlukla itikadi olarak bağlı olduğu ve İmamı Azam'ın öğrencisi olan Türk İmam Ebu Mansur El- Matüridi'nin geliştirdiği itikadı mezhep maturidilik yerine Eş'arilik itikadi mezhebini teşvik etmiştir. Hatta Türklerde itikadi mezhep görünmez kılınmıştır. bunun en önemli sebebi matüridiliğin yöneticiler için uygun tavsiyeler içermemesidir.

162 ŞAFİİ MEZHEBİNİN ÖZELLİKLERİ
İmam Şafii Kuran ayetlerini ve hadisleri zahiri (dış görünüşü) ile olduğu gibi, yorumlamadan alıp mezhebinin merkezine oturtur. Hadisçi ve nakil ehli kabul edilen Şafiiye göre hadisler Kur'ana yakın bir kaynak kabul edilir. İmam Şafii İslami skolastisizm ve dogmatizmin kaynaklarından biri kabul edilebilir. Örneğin bazı dil uzmanlarının yüzlerce örneğini saydığı, Kur'anda bulunan yabancı kelimeler (Garaibül Kur'an) konusunda şöyle demiştir:"Kur'anda kesinlikle yabancı kelime yoktur", buna delil olarak da Kur'anın anlaşılsın diye apaçık Arapça ile gönderildiğini söyleyen ayeti (Yusuf: 2) ileri sürer

163 ŞAFİÎ MEZHEBİNE BAĞLI BİLGİNLERDEN BAZILARI
Hadis bilginlerinden İmam Nesâi, İmam-ı Maverdi, İmam Nevevi, İmam-ül-Haremeyn Abdülmelik b Abdullah, Gazali, İbn Hacer, Kaffal-ı Kebir, İbni Subki, İmam-ı Suyuti Eşari, Ehl-i sünnetin itikaddaki iki imamındanbirisidir. Hocalarının zinciri İmam-ı Şafii'ye ulaşmaktadır. Nizamül Mülk Daha çok Hanefilik'in yaygın olduğu bölgelerde etkinlik gösteren Nakşibendi tarikat şeyhleri genellikle Şafii'dir: Halid Bağdadî, Abdullah Dağıstani gibi.

164 HANEFİ MEZHEBİNDE HÜKÜM ÇIKARMA
Hanefi mezhebinde bir konuda hüküm çıkarmak için önce Kur'an'a başvurulur. Kitapta bir delil bulunamazsa Hadis'lere bakılır. Hadisler'de yoksa sahabenin birinin görüşü temel alınır. Sahabi sözünde de bir cevap bulunamazsa en son kıyas'a başvurulur. Bazen MASLAHAT icabı kıyas tercih edilir.

165 AİLE - KADIN Türkler ataerkildir. Ancak ana aile içinde çok önemlidir. Ata-anaerkil Türklerde genel olarak kadın-erkek ilişkilerinde din olgusu önemli bir yere sahip değildir. Kadın-erkek ilişkilerini belirleyen ana etken doğrudan doğruya yerleşik hayata geçilip geçilmemesidir. kadın erkek ayrılığını modernizm tekrar birleştirmiştir. Boşanma ve çok eşlilik pek görülmüyor, çünkü boşanırken erkek para ve eşya veriyor ve kız çocuk anaya kalıyor. Boşanma ve çok eşlilik masraflı. Analar erkek çocuğu savaşçı olması, memleketi ve kendisini koruması için yetiştirir. Analık, aile ve vatan aynı işlevde birleşir. Erkekliği, koçluğu, delikanlılığı anne kışkırtıyor. Kaynana sorunun temelinde bu vardır. Günümüzde kadın erkek ilişkilerinde sorun çıkarıyor. Türk erkeği anasına gizli veya açık bağımlı oluyor, eşinin de annesi gibi olmasını istiyor. Modern toplumda sorunlara yol açıyor.

166 Türklerde toplum ve aile hayatında kadının yeri önemlidir, kadınlar erkekleri çok etkiler, öğüt veren konumundadır, kadınlarda oyun kurucu yapılar bu sebeple gelişmiştir. Kadınlar erkeklerle eşit kabul edilir ancak erkekler tarafından av olarak görünürler Türkler genel olarak egzogamiktir. Evlenmeler dıştan yapılır. Yabancı kadın merakı her zaman vardır. Ana-babaya saygı duyma üst seviyededir. Ana kutsaldır. En büyük ana önemsenir.

167 İKİLEMLER DÜNYAYI YÖNETME DÜŞÜNCESİ VE İTHAL YÖNETME ANLAYIŞI
DEVLET VE TOPRAK KUTSAL ANCAK HER AN GİTME DÜŞÜNCESİ YABANCIYA HAYRANLIK HEP VARDIR ANCAK KENDİMİZİ KURTARICI VE ÖNEMLİ GÖRÜRÜZ. ATA ANA ERKİL MİLLET HEM AİDİYET HEM ÖZGÜRLÜK

168 KAYNAKLAR Roux, J. P. (2013). Türklerin Tarihi. İstanbul : Kabalcı Yayınları Avcıoğlu, D. (2006). Türklerin Tarihi. İstanbul : Tekin Yayınevi Divitçioğlu S. (2006). Orta-Asya Türk Tarihi Üzerine Altı Çalışma. Ankara : İmge Kitapevi Göka E. (2010). Türklerin Psikolojisi &Tarihin Ruhumuzda Bıraktığı İzler. İstanbul : Timaş Yayınları Göka E. (2006).Türk Grup Davranışı. Ankara : Aşina Kitaplar Bartold V. V. (2011). Orta Asya Türk Tarihi. Ankara : Divan Kitap Ögel B. (2014). Türk Mitolojisi. Ankara : Türk Tarih Kurumu İnal H. İ. (2007). Osmanlı Tarihi. İstanbul : Nokta Yayınları Lewis B. (2012). Alamut Kalesi ve Hasan El Sabbah. İstanbul : Nokta Yayınları Willey P. (2012). Alamut Kalesi Haşhaşiler, Hasan Sabbah ve Fedaileri. İstanbul : Nokta Yayınları Waterson J. (2011). Alamut'un Fedaileri. İstanbul : İkon Bartold W. (2008). Tarihte Türk Dünyası. İstanbul : Örgün Yayınevi Acemoglu D. ve Robinson J.A. (2013). Ulusların Düşüşü. İstanbul : Doğan Kitap Kennedy P. (2013). Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri. İstanbul : Türkiye İş Bankası Yayınları Boray F. E. (2005). Bilinmeyen Tarih ve Türkler. İstanbul : Kum Saati yayınları El-Haj A. A. (2011) İsyanı & Osmanlı Siyasasının Yapısı. Ankara : Tan Yayınları HathawayJ. (2010). Osmanlı İmparatorluğu'nda İsyan Ve Ayaklanma. Ankara : Alkım Yayınevi Dinç İ. (2002). Attila Hayatı, Savaşları ve Uygarlığı. İstanbul : Kastaş Yayınları Lewis B. (2004). Hata Neredeydi : 300 Yıldır Sorulan Soru. İstanbul : Oğlak yayınları Lewis B. (2014). Çatışan Kültürler. İstanbul : Tarih Vakfı Yurt Yayınları Diamond J. (2013). Tüfek Mikrop Çelik. Ankara : Tübitak Yayınları Hodgson M. G. S. (2000). İslam'ın Serüveni. İstanbul : İz yayıncılık Ortaylı İ. (2014) Tarihin İzinde. İstanbul : Profil yayıncılık Uslubaş T. (2013). Geçmişten Günümüze Türkiye & Kronolojik Türkiye Tarihi. İstanbul : İconinn Lamb H. (2012) Muhteşem Süleyman. Ankara : Tutku Yayınları Emecen F. M. (2013). Yavuz Sultan Selim. İstanbul : Yitik Hazine Yayınları Özbilgen E (2011) Soruda Osmanlı. İstanbul : İz Yayıncılık Sertel A. H. (2012) Kızılbaş Türkler. İstanbul : Nokta Yayınları Bayrak O. (2004) Türk İmparatorlukları Tarihi. İstanbul : Bilge Karınca Yayınları Yaman A. (2007) Alevilik ve Kızılbaşlık Tarihi. İstanbul : Nokta Yayınları

169 TEŞEKKÜRLER


"TÜRK TARİHİ VE TÜRKLERİN DAVRANIŞ KALIPLARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları