Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KUTLU BİR VELADET İnsanlık tarihi sona yaklaşırken endazesini kaybetmiş, sağa sola yalpalayıp savrulurken, vicdanların kararıp kömürleştiği, ahlaksızlığın.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KUTLU BİR VELADET İnsanlık tarihi sona yaklaşırken endazesini kaybetmiş, sağa sola yalpalayıp savrulurken, vicdanların kararıp kömürleştiği, ahlaksızlığın."— Sunum transkripti:

1 KUTLU BİR VELADET İnsanlık tarihi sona yaklaşırken endazesini kaybetmiş, sağa sola yalpalayıp savrulurken, vicdanların kararıp kömürleştiği, ahlaksızlığın dibe vurup yerle birleştiği, zulmün ve haksızlıkların zirve yapıp göğe eriştiği, kalplerin katılaşıp zifirleştiği bir zaman diliminde, göğün karanlıklarını delip yeryüzünü aydınlatan nurlu bir insan, zincire vurulmuş akılları özgürleştiren, insanlığın yeniden rabbinin üflediği fıtrat köklerinden yeşerip meyveye durması için kutlu bir bahçıvan dünyaya teşrif ediyordu. Kur’an-ı Kerim bu durumu bize şöyle ifade ediyor; لَقَدْ مَنَّ اللّهُ عَلَى الْمُؤمِنِينَ إِذْ بَعَثَ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْ أَنفُسِهِمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَإِن كَانُواْ مِن قَبْلُ لَفِي ضَلالٍ مُّبِينٍ “İçlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, mü’minlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki onlar önceleri apaçık bir sapıklık içindeydiler.” (Ali-İmran, 164)

2 Evet, insanlık için yepyeni bir gün doğmuş, kıyamete kadar sürüp gidecek olan aydınlık bir çağın kapısı aralanmış, bu kapıdan içeri kainatın güneşi, hidayet meşalesi, sevgili Peygamberimiz (sav) teşrif etmişti. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle O, alemlerin Rabbinden tüm insanlığa; وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ “Âlemlere rahmet olarak gönderildi.” (Enbiya, 107) وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا كَافَّةً لِّلنَّاسِ بَشِيراً وَنَذِيراً وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “(Ey Muhammed!) Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Sebe, 28) Çünkü insanlık, onun sevgisine, onun ilgisine ve onun şefkatine muhtaçtı. Katılaşmış kalplere, sağırlaşmış duyulara, körelmiş gözlere bir kandil olacaktı.

3 O (sav), en güzel örnek olacak, kucak açacaktı, karanlık geçmişinden kurtulup ebedi güzelliklere ulaşmak isteyene, arınmak isteyene ırmak olacaktı, ardına takıp inananları, Allah'ın huzuruna çıkaracaktı. Kur’an-ı Kerim bunu bize şöyle bildiriyor; لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌحَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً “Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah’ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır.” (Ahzab, 21) Dahası O (sav), hakikat rehberi, merhametin, doğruluğun, edebin, hayanın, ahlaki değerlerin timsali, zirvesi, abidesiydi. Kur'an'ın ifadesiyle; وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيم “(Ey Muhammed) Şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 4) O’nu (sav), Yüce Allah terbiye ettiği için bir insanda bulunması düşünülebilen güzel huyların hepsi O’nda (sav) toplanmıştı.

4 Bu hakikat, kainata şu ifadelerle nakşoluyordu; أَدَّبَنِي رَبِّي فَأَحْسَنَ تَأْدِيبِي “Beni Rabbim terbiye etti de ne güzel terbiye etti.” (Suyuti Camiu’s-Sağır, c.1, s.12) Ahlâkının güzelliğini O’na (sav) inanmayanlar bile takdir ediyordu. Çünkü Hz. Aişe (ra)’nın ifadesiyle O (sav), Kur’an’ın canlanıp vücuda gelmiş haliydi. Sevgili Peygamberimiz (sav), bir benzetme yapmak suretiyle bize kendisini şöyle tanıtıyor; مَثَلُ مَا بعثَنِي اللَّه بِهِ مِنَ الهُدى والْعِلْمِ كَمَثَل غَيْثٍ أصاب أرْضاً ، فَكَانَتْ مِنْهَا طَائفَةٌ طَيِّبَةٌ قَبِلَتِ المَاءَ فَأَنْبَتَتِ الْكَلأَ ، وَالْعُشْب الْكَثِيرَ ، وَكَانَ مِنْهَا أجَادِبُ أمسَكَتِ المَاءَ ، فَنَفَعَ اللَّه بِهَا النَّاسَ، فَشَرِبُوا مِنْهَا وَسَقَوْا وزَرَعُوا ، وأَصَاب طَائفَةً مِنْهَا أُخْرى إنَّما هِي قِيعانٌ ، لا تمْسِكُ مَاءً ، وتُنْبِتُ كَلأً ، فَذلكَ مثَلُ منْ فَقُهَ في دِينِ اللَّهِ ، وَنَفَعَهُ ما بَعَثَنِي اللَّه بِهِ فَعلِمَ وَعلَّمَ، وَمَثَلُ منْ لَمْ يَرْفَعْ بِذلكَ رأساً ، وَلَمْ يَقْبَلْ هُدَى اللَّهِ الَّذي أُرْسِلْتُ بِهِ

5 “Allah’ın benimle göndermiş olduğu hidayet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak ve kaygan arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir. İşte bu, Allah’ın dininde anlayışlı olan ve Allah’ın benimle gönderdiği hidayeti ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen hem öğreten kimse ile, buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allah’ın benimle gönderdiği hidayeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir.” (Buhari, İlim 20) Evet, o peygamber ki cehaletin bütün kılcal damarlarını kökünden kesmiş, sadece taştan topraktan dikili putları değil, bütün nefsani ve şeytani putları da yerlere sermiş, kız çocuklarının şahsında diri diri gömülen insanlığın yerine ölmüş bedenlere dahi hayat verip yeniden yeşertmiştir. Bizler de tekniğin galaksilere merdiven dayadığı şu zaman dilimindeyken tepetaklak olmuş, yerlerde sürünen insanlık onurumuzu yeniden ayağa kaldırmak, ancak efendimiz (sav)ın elini tutmakla mümkün olacaktır.

6 Bu kutlu veladetin, bizim de yeniden doğuşumuza vesile olması temennisiyle mevlit kandilimiz tüm İslam ümmetine hayırlı olmasını diler, merhum M. Akif’in mısralarıyla duygularımızı harekete geçirelim; Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki Öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o Masum, Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi! Dünya neye sâhipse, onun vergisidir hep; Medyûn ona cem'iyyeti, medyun ona ferdi. Medyundur o Mâsûma bütün bir beşeriyet.. Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret... Tirebolu Vaizi : Halil İbrahim KOÇOĞLU


"KUTLU BİR VELADET İnsanlık tarihi sona yaklaşırken endazesini kaybetmiş, sağa sola yalpalayıp savrulurken, vicdanların kararıp kömürleştiği, ahlaksızlığın." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları