Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MEGALİ İDEA VE HELEN EMPERYALİZMİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MEGALİ İDEA VE HELEN EMPERYALİZMİ."— Sunum transkripti:

1 MEGALİ İDEA VE HELEN EMPERYALİZMİ

2 TAKDİM PLANI HELEN DEYİMİNİN KÖKENİ MEGALİ İDEA NEDİR?
ULAŞTIĞI HEDEFLER TÜRKİYE’YE YÖNELİK YUNAN STRATEJİLERİ MODERN MEGALİ İDEA SONUÇ

3 HELEN DEYİMİNİN KÖKENİ
Tarihi belgelere göre, tarihte zaman zaman ortak tehlikelere karşı birleşme zorunluluğu duyan eski Yunanistan halkı, kendileriyle ittifak eden, kültürel, özellikle dil yakınlığı olanlara "Hellen" adını vermiş; başka dil konuşan düşmanlarına da “Barbar” diyerek bir ayrım yapmıştır.

4

5 MEGALO İDEA NEDİR? Kelime olarak "Büyük Fikir" anlamına gelen Megalo İdea, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alarak, Bizans İmparatorluğu’na son verdiği günden beri yürürlükte olan bir ülküdür. Bizans İmparatorluğu’nu bir Hellen İmparatorluğu olarak kabul eden Yunan milliyetçileri, "Megali İdea" adını verdikleri büyük ülküleri ile eskiden Bizans'a ait olan tüm toprakları yeniden elde ederek, "Konstantinopolis" diye adlandırdıkları İstanbul başkent olmak üzere, büyük Helen İmparatorluğunu yeniden kurmayı hayal etmektedirler.

6 Bu ülkü çerçevesinde; önce Yunanistan‘ın bağımsızlığı elde edilecek, ardından Ege adaları, Batı Anadolu, Karadeniz Bölgesi, Rodos, Girit, Bozcaada, Kıbrıs, Epir, Makedonya, Batı ve Doğu Trakya ele geçirilecek ve nihayet İstanbul, Hellen İmparatorluğunun başkenti olacaktır.

7

8 Megali İdea ülküsünü besleyen ve yayan esas örgütlü güç, Osmanlı Devleti içinde çok geniş imtiyazlar elde eden Ortodoks Kilisesiydi. Kilisenin kuşaktan kuşağa aktardığı bu ülkü ile yoğrulan Yunan aydınları, Osmanlı imparatorluğunu parçalamak isteyen İngiltere, Rusya ve Fransa tarafından verilen destekle, zaman içinde etkili bir hareket yaratmayı başarmışlardır.

9 Yunan milliyetçilerinin Megali İdea ülküsü ile, İngiltere, Rusya ve Fransa'nın Balkanlar, Ege, Akdeniz ve Anadolu'daki yayılma hedefi çakışıyordu. Bu nedenle Megali İdea'‘ı desteklemek, kendi yayılmacı emelleri açısından çıkarlarına geliyordu. Bundan da öte, kendi denetimlerinde olacak yayılmacı bir Yunanistan‘ı kendi sömürgeci emelleri için kullanabileceklerdi.

10 ULAŞTIĞI HEDEFLER Megali İdea hedeflerini gerçekleştirmek için 1814 yılına kadar Avrupa'nın çeşitli kentlerinde değişik örgütler kurulmuştu. Bunlardan en etkili olanı, 1814 yılında kurulan Filiki Eterya'dır. Filiki Eterya'nın ilk hedefine ulaşarak, Yunan isyanını başlatması ve bağımsız Yunan Devletini kurmasından sonra, 1894 yılında Atina'da Yunan ordusu içinde Etniki Eterya örgütü kurulmuştur.

11 Filiki Eterya’nın uyguladığı program sayesinde 50 bin kilometrekareyi bulmayan toprağı ile, bağımsız bir devlet olan küçük Yunanistan, hep Osmanlı İmparatorluğu aleyhine yayılarak, yüzyıldan az sürede üç kat genişlemiştir.

12

13

14

15

16 18 Ekim 1910’da iktidara gelen Venizelos'un hesapları, Atatürk önderliğindeki Türk Milleti tarafından bozulmasaydı; Yunanistan, Venizelos döneminde 250 bin kilometrekareye ulaşmış olacaktı.

17

18 TÜRKİYE’YE YÖNELİK YUNAN STRATEJİLERİ
Yunanistan'dan Türkiye'ye yönelen tehdit, birbirleriyle ilişkili iki etkenden kaynaklanmaktadır; 1. Türkiye'nin "Megali İdea" veya "Yunan yayılma sahası"nın içinde bulunması, 2. Türkiye'nin önemli bir bölge ülkesi olarak gelişmesidir. Bu iki temel nedenden hareket eden Yunanistan; silahlı işgale yönelerek, Türkiye ve Kıbrıs Rumlarını kışkırtarak, Türkiye'de faaliyet gösteren terör örgütlerini destekleyerek ve Türkiye aleyhine çalışmalar yaparak amaçlarına ulaşmak istemektedir.

19 Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi özellikle 1974 yılından sonra Türkiye'ye karşı yeni bir strateji uygulamaya başlamışlardır. Bu stratejiyi bir konuşmasında Konstantin Karamanlis şu sözleriyle ifade etmiştir: "Bugünkü gücümüzle, Türkleri savaşarak yenmemize imkan yoktur. Mücadelemizi her çareye başvurarak sürdüreceğiz. Türklerin yaralarını kaşıyıp kanatacağız...

20 MODERN MEGALO İDEA Yunanistan‘ın Türkiye'ye yönelik politikalarını sadece Türkiye'nin artan önemine karşı alınan bir çeşit önlem olarak görmek yetersizdir. Politikaların temel nedenlerinden biri bu olmakla beraber, belki daha da önemlisi Yunanistan‘ın 19. yüzyıldan beri takip ettiği yayılmacı emperyalist politikalardır. Adına ister "Pan Helenizm" ister “Megalo İdea” densin, 1821'den başlayarak Yunanistan şu veya bu şekilde bu düşünceyi gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bugün de bundan vazgeçmiş değildir.

21 Yunanistan devlet adamları ve Yunan-Rum basını, son yıllarda Megalo İdea'ya yeni bir yorum getirmişlerdir. Bu yorumun içerisine; başta Güney Kıbrıs Rum kesimi olmak üzere, Türkiye'yi çevreleyen üçüncü ülkelerle yapılan "savunma ve askeri işbirliği" anlaşmaları, Balkanlar'da Sırplar ve Rusya ile oluşturulan "Ortodoks İttifakı“, Pontus meselesini canlı tutma gayretleri ve bölücü terör örgütü PKK'ya verilen destek konuları girmektedir.

22 1990'dan sonra Yunan devlet adamları Megalo İdea'yı üç ana ayak üzerine oturtmuşlardır.
1. Kıbrıs Sorunu 2. Ege Sorunu 3. Güney Arnavutluk Sorunu

23 Türkiye etrafındaki üçüncü ülkelerle askeri ve ekonomik işbirliği 1990'dan itibaren hem Yunanistan, hem de Rum yönetiminin öncelikli olarak ele aldığı bir konu olmuştur. 30 Haziran 1990'da işbirliği protokolü imzalamak için Suriye'ye giden Rum Yönetimi Lideri Vasiliu "Türk yayılmacılığının direkt tehdidi karşısında bulunan ve Türkiye tarafından ezilen halklar arasında, ortak bir cephe kurulması gereğinden" söz etmiş ve "Kıbrıs, Yunanistan, Bulgaristan, Suriye ile Ermeniler ve Kürtlerin Turancılığa karşı birleşme zamanının geldiğini" öne sürmüştür.

24 1995 yılında bu hedefe ulaşılmış, Yunanistan önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ve ardından da sırasıyla Bulgaristan, Suriye, Arnavutluk ve nihayet Ermenistan ile savunma ve askeri işbirliği anlaşmaları yapmıştır. Yunanistan, savunma ve askeri işbirliği anlaşmaları yapmakla Türkiye'yi "kuşatma" yolunda önemli adımlar atmaya başlamıştır.

25 Kıbrıs‘ın güneyinin silah deposuna çevrilmesinde büyük rol oynayan Yunanistan, Rum Mili Muhafız Ordusu'nun yönetiminde Yunan subaylarını görevlendirmiştir. Güney Kıbrıs'ta hava ve deniz üsleri kurma hazırlığına başlayan Yunanistan, Rum yönetimi ile ortak askeri tatbikatlar yapmıştır. Zamanın Rum Savunma Bakanı Aloneftis 29 Mayıs 1990'da düzenlenen bir basın toplantısında “Türk Ordusunun artık Kıbrıs‘ı 48 saat içinde zaptedemeyeceğini" iddia etmiştir.

26 Yunanistan‘ın Türkiye'ye yönelik politika ve stratejileri, çok yönlü olarak oluşturulmaktadır. Yunanistan, özellikle Türkiye'yi zayıflatmayı ve Türkiye'nin etrafındaki ülkelerle iyi ilişkiler geliştirerek, Türkiye'yi adeta "kuşatmayı" hedeflemektir.

27 SONUÇ Osmanlı yönetimi altında yüzlerce yıl varlıklarını, geleneklerini, dinlerini ve dillerini koruyan Yunanlılar, ellerine fırsat geçince Türk ırkını yok etmek için her çareye başvurmuşlardır. Hiçbir uygar milletin yapmayacağı cinayetleri işleyen Yunanlılar, 8 yaşındaki kızlardan 70 yaşındaki ak saçlı ninelere kadar, karşılarına çıkan kız çocuklara ve kadınlara sürüler halinde tecavüz etmişler, direnenleri öldürmüşlerdir. Türklerin kutsal inançlarına saldırmaktan, Kur'an-ı Kerim'i parçalamaktan, ayaklar altında çiğnemekten çekinmemişlerdir.

28 Yunan askerleri, en üst makamdan aldıkları emirle, Türk köylerini, kasabalarını ve şehirlerini önceden hazırlanan bir plana göre yakıp yıkmışlardır. Ülkenin en zengin bölgesi olan Batı Anadolu, Yunan işgalinden sonra bir yıkıntı ve yangın yeri halinde Türklerin eline geçmiştir. İnsanlık dışı işkenceler yapan Yunanlılar, halkın parasını, kadınların altınlarını ve süs eşyalarını almışlar; köyleri, kasabaları ve şehirleri yağmalamışlardır. Götüremedikleri ev eşyalarını yakmışlardır. Halkın geçim kaynağı olan hayvanları, ekin yığınlarını ve bağları ataşe vermişlerdir.

29 Yunan egemenliğine geçen her yerde Türkler, hem istiklallerini hem yaşama haklarını kaybetmişlerdir. Eğziboz'da, Mora Yarımadası'nda, Tesalya'da, Girit'te, Türkler toplu soykırımlarla imha edilmişlerdir. 1822 yılında Mora'nın Tripoliçe Kalesi'ni ele geçiren Rumlar, kendilerine teslim olan kişinin hemen hemen tümünü öldürmüşler. Mayıs 1822'de Akrapol'de yerli asilere teslim olan Türkün çoğu yabancı konsolosların gözü önünde parça parça edilmiştir.

30 Girit Adasındaki on binlerce Türk, kısa zamanda imha edilmiş veya kaçmak zorunda bırakılmıştır.
Pontus'lu Rumlar, 1921'de Türk'ü öldürmüş, 923 kişiyi yaralamış ve 2 milyon lira değerinde soygun yapmışlardır. Yunan mezaliminin son perdesi, Kıbrıs'ta oynanmış; adadaki onbinlerce Türk'ün soykırıma uğraması, ancak 1974'teki Barış Harekatı ile önlenebilmiştir.

31


"MEGALİ İDEA VE HELEN EMPERYALİZMİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları