Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Edep Ve Haya İdris YAVUZYİĞİT idrisyavuzyigit@hotmail.com.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Edep Ve Haya İdris YAVUZYİĞİT idrisyavuzyigit@hotmail.com."— Sunum transkripti:

1 Edep Ve Haya İdris YAVUZYİĞİT

2 إِنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقًا وَخُلُقُ الإِسْلاَمِ الْحَيَاءُ
يَا بَنٖى اٰدَمَ قَدْ اَنْزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارٖى سَوْاٰتِكُمْ وَرٖيشًا وَلِبَاسُ التَّقْوٰى ذٰلِكَ خَيْرٌ ذٰلِكَ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ إِنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقًا وَخُلُقُ الإِسْلاَمِ الْحَيَاءُ

3

4 Osmanlı Medrese Geleneğinde Bir Uygulama
Medreseye ilk defa başlayan çocuğun dersinin başına hocası üç harflik sihirli kelimeyi yazar (ا د ب) ve eğitim böylece başlar. “Edep kelimesi, (ا د ب) elif, dal ve be harfinden ibarettir. Elif, kişinin eline, de harfi kişinin diline, b harfi de beline sahip olmasına işaret eder.” “Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, Dediler ilim geride, illa edep illa edep.” Yunus Emre

5 (M. Zeki DUMAN, Âdâb-ı Müaşeret ve Görgü Kuralları, 19-21)
Edep: Sözlük Ve Istılah Manaları İnsanın söz ve hareket olarak diğer insanlarla olan ilişkilerinde ölçülü davranması ve iyi geçinmesidir. Benliğe yerleşen güzel bir huy olan edep, kişiyi lekeleyici şeylerden koruyan bir melekedir. Edep, Allah’ın rızasına uygun zahiri ahlak ile dinimizin gerekli gördüğü, aklın da kabul ettiği hareket ve sözlerin tamamından ibarettir. (M. Zeki DUMAN, Âdâb-ı Müaşeret ve Görgü Kuralları, 19-21)

6 Edep, Aklı ikmal eden, onu nurlandıran, imanı kemale erdiren,
insanı ruhen geliştirip saadet ve selamete kavuşturan en hayırlı bir sermayedir.

7 İnsanın davranışlarını,
Edep, İnsanın davranışlarını, Efendimiz’in (sav), farz ve vacibin dışındaki davranış ve hareketlerine aynen uydurmaya çalışması.. Yaşantısını, O’nun hayatına göre ayarlamasıdır.

8 Cebrail (a.s) din ve hayâ’yı geri götürmek istemiş.
Akıl, Haya, Din Anlatılır ki; “Cebrail (as.) Hazret-i Âdem (as)’a taraf-ı İlahiden akıl, hayâ ve din olmak üzere üç hediye getirmiş ve ‘Bunlardan birini tercih et!’ demiş. O’da aklı tercih etmiş. Cebrail (a.s) din ve hayâ’yı geri götürmek istemiş. Ancak onlar; ‘Bizim akılla beraber olmamız yaradılışımızın gereğidir. O neredeyse biz de oradayız.’ demişler.”

9 “Hayâ ile îman bir aradadır;
Fıtrat gereği bir kavram İnsandaki hayâ ve iffet duygusunun kaynağı Allah kelamı ve Peygamber sünneti olup yaratılış gereğidir. Efendimiz buyuruyorlar ki: “Hayâ ile îman bir aradadır; biri gittiğinde diğeri de gider!” (Taberânî, Evsat, VIII, 174)

10 Haya Dinin Tamamıdır “Hayâ dinden midir,”
Sahabe-i kiram, Hz. Peygamber’e “Hayâ dinden midir,” diye sorunca, Peygamberimiz (s.a.v.) “Evet. Hatta o dinin tamamıdır.” buyurmuşlardır. Ardından da Peygamberimiz “Hayâ, haramlardan sakınmak, diline sahip olmak ve iffetli yaşamaktır.” (Tabaranî, Mu’cemü’l-Kebir, XIX, 29) şeklinde haber vermişlerdir.

11 Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık.
Haya, Takva Elbisesine Bürünmektir يَا بَنٖى اٰدَمَ قَدْ اَنْزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارٖى سَوْاٰتِكُمْ وَرٖيشًا وَلِبَاسُ التَّقْوٰى ذٰلِكَ خَيْرٌ ذٰلِكَ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ “Ey Âdem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).” ( Araf 7/26)

12 Hz. Peygamber Hayayı Şu Şekilde Tanımlamaktadır:
اِسْتَحْيُوا مِنَ اللَّهِ حَقَّ الْحَيَاءِ. قَالَ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا لَنَسْتَحْيِى وَالْحَمْدُ لِلَّهِ. قَالَ لَيْسَ ذَاكَ وَلَكِنَّ الاِسْتِحْيَاءَ مِنَ اللَّهِ حَقَّ الْحَيَاءِ أَنْ تَحْفَظَ الرَّأْسَ وَمَا وَعَى وَتَحْفَظَ الْبَطْنَ وَمَا حَوَى وَتَتَذَكَّرَ الْمَوْتَ وَالْبِلَى وَمَنْ أَرَادَ الآخِرَةَ تَرَكَ زِينَةَ الدُّنْيَا فَمَنْ فَعَلَ ذَلِكَ فَقَدِ اسْتَحْيَا مِنَ اللَّهِ حَقَّ الْحَيَاءِ İbni Mesud’un rivayetine göre, Hz. Peygamber, “Allah Teala’dan gerektiği gibi hayâ ediniz” buyurdu. Biz kendisine, “Ya Rasulallah! Elhamdülillah; haya ediyoruz” dedik.. Bunun üzerine Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu: “O (sizin anladığınız haya) değil! Fakat Allah'tan hakkıyla haya etmek; Başını ve başında yer alan organları, Karnını ve karnına bağlı organları koruman, Ölümü ve çürüyüp yok olmayı hatırında tutman, Ahireti isteyen dünyanın süsünü bırakır. Kim bunu yaparsa gerçekten haya etmiş, yani Allah'tan gereği gibi haya etmiş olur.” (Tirmizi, Sıfatü'l-Kıyame, 2575)

13 İslâm Ahlâk Bilginlerinden Mâverdî, Hayâyı, 3 Kategoriye Ayırmıştır
Allah’a karşı hayâ, İnsanlara karşı hayâ Kişinin kendine karşı hayâsı Allah’a karşı hayâ, o’nun emir ve yasaklarına uymakla, İnsanlara karşı hayâ, onlara eziyet etmemek ve yanlarında çirkin işler yapmaktan ve çirkin sözler söylemekten kaçınmakla olur. Kişinin kendine karşı hayâsı ise, edepli olması demektir. (Mâverdî, Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Habîb el-Basrî, Edebü’d-Dünya ve’d-Dîn, s İkinci baskı, Daru İbn-i Kesîr, 1990, )

14 وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Hayâ duygusunun esası, kısaca Allah’tan hayâ etmektir Allah’tan hayâ etmek, O’nun emirlerine karşı gelmekten, yasaklarına uymamaktan kaçınmak şeklinde dışa yansır. Bu yansımanın temelinde, kulun; Allah’ın istemediği bir iş ve hal üzere bulunmaktan uzak durması vardır. وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ “..Nerede olsanız, o sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir” (Hadîd, 57/4)

15 Ey Allah'ın elçisi ihsan nedir? Hz. Peygamber şöyle cevap verdi:
Allah’tan Hayâ Etmek ihsan şuuruyla hareket etmektir مَا الإِحْسَانُ قَالَ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنَّكَ إِنْ لاَ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ Ey Allah'ın elçisi ihsan nedir? Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: “Sen Allah'ı görmesen de O'nu görüyormuşçasına ibadet etmendir. Sen O'nu görmezsen de O seni görüyor." (Müslim, İman, 106)       İslam da edep, kişinin her halinin gözetim ve denetim altında olduğunun şuurunda olması ve böyle yaşamasıdır.

16 إِنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقًا وَخُلُقُ الإِسْلاَمِ الْحَيَاءُ
İslam Ahlakının Temeli Hayadır إِنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقًا وَخُلُقُ الإِسْلاَمِ الْحَيَاءُ Enes (ra) dan rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır: "Her dinin kendine özgü bir ahlakı vardır. İslam'ın ahlakı ise hayadır" (İbn Mace, Zühd, 4321)

17 Melekler var yanında… “İnsan, salih iki komşusundan utandığı gibi,
gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanmalıdır!” (Beyhaki)

18 Kur’an’a Karşı Edep Kuran-ı Kerim’e karşı en büyük bir edeptir.
Her Müslüman’ın Kuran’a karşı edeple hürmette bulunması dini bir vecibedir. Kuran-ı Kerim, akıl ve kalbimizi nurlandırdığı gibi, bütün kâinatı da nurlandırdı. Aynı şekilde, ahiretimizi de o aydınlatacaktır. Kur’an-ı kerim’i öğrenip öğretmek, Onun emrettiği şeyleri yapıp, yasakladığı şeylerden kaçınmak, İhtiva ettiği bütün ulvi hakikatleri ferdi ve içtimai hayatımıza tatbik etmek, Haber verdiği hadiseler üzerinde düşünüp ibret almak, Onun kutsiyetini bütün yönleriyle anlamaya çalışmak Kur’an-ı Kerim'e abdestsiz dokunmamak, Okunduğunda susarak dinlemek… Kuran-ı Kerim’e karşı en büyük bir edeptir.

19 Kur’an’a Karşı Edep Osmangazi daha genç iken, Peygamber Efendimiz’in (sav.) neslinden gelen Şeyh Edibali’ye misafir olur. Gece istirahat etmesi için kendisine ayrılan odanın duvarında asılı olan Kur’an-ı Kerim’i görünce; “Ben bu Allah kelamının olduğu yerde nasıl yatarım” diyerek ona hürmeten ellerini bağlar ve sabaha kadar Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunur. Sabaha yakın yorgunluktan gözleri kapanınca şöyle bir rüya görür: Bir ses ona şöyle der: “Mademki sen ellerini bağlayıp büyük bir edeple Kur’an-ı Kerim’e hürmet ettin, senin evlatların da nesilden nesile şan ve şerefe nail olsun ve insanlar arasında hürmet görsünler.”  

20 Peygamberler ve Edep - Haya
أَرْبَعٌ مِنْ سُنَنِ الْمُرْسَلِينَ الْحَيَاءُ وَالتَّعَطُّرُ وَالسِّوَاكُ وَالنِّكَاحُ Ebu Eyyüb'den (ra) rivayet edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Dört haslet peygamberlerin özelliklerindendir: Haya, güzel koku sürme, misvak kullanma ve nikah" (Tirmizi, Nikah, 1101)

21 Resûlullah (sav) örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı.
Hz. Peygamberin Edep ve Hayası كَانَ النَّبِىُّ ِ)صلم( أَشَدَّ حَيَاءً مِنَ الْعَذْرَاءِ فِى خِدْرِهَا ، فَإِذَا رَأَى شَيْئًا يَكْرَهُهُ عَرَفْنَاهُ فِى وَجْهِهِ Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’ şöyle dedi: Resûlullah (sav) örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı. Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu yüzüne bakınca anlardık. (Buhari, Edep, 72) وَكَانَ النَّبِىُّ شَدِيدَ الْحَيَاءِ “Hz. Peygamber insanların en hayalısıydı”. (Buhari, Tefsir, 4793)

22 “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi de güzel yaptı”.
Hz. Peygamberin Edep ve Hayası اَدَّبَنِى رَبِّى فَاَحْسَنَ تَاْدِيبِى “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi de güzel yaptı”. (….)

23 Hz. Peygamberin Edep ve Hayası
Hz. Peygamberin hayatı bizlere gösteriyor ki, Kur’an’da belirtilen Ahlak ve Edebin her çeşidini, Allah, Hz. Muhammed (s.a.v.)’de bir araya getirmiş ve bizlere örnek olarak bırakmıştır. İlahi terbiye ile yetiştirtmiş, Kemal-i edep ile donatılmış, Hüsnü ahlak ile şereflendirilmiş Alemlerin rahmet kaynağıdır.

24 Edep ve Haya Örneği: Hz. Osman
Peygamberimiz, kendisi gibi fazilete sahip olmasından dolayı Hz. Osman’a özel bir değer vermiş; Ashabın faziletlerinden bahsettiği bir konuşmasında Hz. Osman’ı «Ashabın en Hayalısı» olarak tanımlamış; kendisini ziyarete gelen Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’i rahat bir vaziyette karşıladığı halde Hz. Osman geldiğinde hemen toparlanmış; bunun sebebi sorulduğunda ise أَلَا اِسْتَحْيِ مِمَّنْ يَسْتَحْيِ مِنْهُ الْمَلٰائِكَةُ “Meleklerin bile haya ettiği kişiden haya etmeyeyim mi?” diyerek cevap vermiştir. (Ahmed , I, 71. )

25 Edep ve Haya Örneği: Hz. Osman
Hz. Osman (R.a.) şöyle ifade ediyor: “Ben karanlık gecede guslederken haya ederek yılan gibi bükülüyorum.” (Güzel vaazlar C.2, S.81)

26 Edep ve Haya Örneği: Hz. Aişe
Müminlerin emiri Hz. Ömer (r.a.)’ın canına kastedilmişti. Ağır yaralıydı. Anladı, hissetti ki bu yara onu götürecek, son anlarını yaşıyor. Bir dileği vardı, son bir dilek. Kızı Hafsa (r.a.)’yı Aişe (r.a.)’ya gönderdi. Devlet Başkanı, Efendimiz (s.a.v.)’in ayak ucuna defnedilebilmek için Hz. Aişe’den izin istedi. Zira orası müminlerin annesine aitti ve Hz. Aişe (r.a.)’ın babası Hz. Ebu Bekir (r.a.) da oradaydı. Hz. Aişe bu isteği şöyle karşıladı: -«Aslında o yeri kendim için düşünmüştüm. Fakat Ömer’i kendime tercih edeceğim.» Ve Hz. Ömer (r.a.) vefat edince Efendimiz (s.a.v.)’in ayak ucuna defnedildi. Müminlerin annesi Hz. Aişe (r.a.), ALLAH Rasulü (s.a.v.)’in ve babasının kabirlerini serbestçe ziyaret ederdi. Ancak Hz. Ömer de oraya defnedildikten sonra kabirleri daha bir dikkatli ve daha bir örtünerek ziyaret eder oldu. «İnandığınız gibi yaşamazsanız, Yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.» Hz.Ömer (r.a.)

27 Hz. Peygamber mi büyüktür?” “Ben ondan yaşlıyım, o benden büyük.”
Edep ve Haya Örneği: Hz. Abbas Hz. Peygamber ile amcası Abbas (r.a) arasında iki ya da üç yaş vardır. Bir gün Hz. Abbas’a sorarlar : “Sen mi büyüksün yoksa Hz. Peygamber mi büyüktür?” Hz. Abbas şöyle cevaplar: “Ben ondan yaşlıyım, o benden büyük.”

28 Haya İmandandır أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ِ)صلم( مَرَّ عَلَى رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَهُوَ يَعِظُ أَخَاهُ فِى الْحَيَاءِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ )صلم( دَعْهُ فَإِنَّ الْحَيَاءَ مِنَ الإِيمَانِ İbni Ömer (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) utangaç kardeşine bu huyunu terk etmesini söyleyen Medineli bir Müslümanın yanından geçerken ona: “Onu kendi haline bırak; zira hayâ imandandır” buyurdu. (Buhari, İman, 24)

29 İstirahat etmek için de ayaklarını uzatmazdı.
Edep ve Haya Örneği: İmam-ı Azam Davud et Tai hazretleri yirmi yıl civarında Ebu Hanife’nin yanında bulunmuş bir zattır. Ebu Hanife’nin özelliklerini zikrederken kalabalıktayken veya yalnızken hiç başını açtığını görmedim. İstirahat etmek için de ayaklarını uzatmazdı. Bir gün kendisine “Ey İslam dininin imamı, yalnızken ayaklarınızı uzatsanız ne olur?” Diye sordum. İmam şöyle cevap verdi: “Allah tealanın huzurunda edeple durmaya dikkat etmek, yalnızken daha çok icab eder” buyurdu. (Güzel vaazlar C.2, S.81)

30 “Edep ya hû” Edeb “Edeple giren lütufla çıkar”
Üftade Hazretlerinin Bursa’da bulunan türbesinin kapısının üzerine, “Edep ya hû” kapının arkasına ise, “Edeple giren lütufla çıkar” yazılıdır.

31 İlk edep… Edebin ilk muallimleri anne ve babadır.
Bir evladın ilk mektebi, validesinin kucağıdır. Çocuk onlardan aldığı edeple topluma karışır sonra okul ve toplumun menfi yada müspet etkileri ile şekillenir. Ana ve babanın en önemli vazifesi, geleceğimizin teminatı olan yavrularımızı ahlaklı, edepli, vefakâr, fedakâr, çalışkan, âlicenap ve vatanperver evlatlar olarak yetiştirmektir.

32 iyi bir terbiyeden daha güzel
Çocuklarımız ve edep  مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ "Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakamaz" (Tirmizi, Birr, 33)  لأنْ يُؤدِّبَ الرَّجُلُ ولدهُ خيرٌ من أنْ يتصدَّقَ بصاعٍ “Kişinin çocuğunun eğitimi ile uğraşması, bir sa’ sadaka vermesinden daha iyidir” (Tirmizi, Birr, 33.)

33 Evlâdına edeb öğretmeyen, düşmanlarını sevindirir.
Acaba çocuklarını en iyi okullarda okutan ve onları iyi bir meslek sahibi yapan anne baba, yavrusunu hayatın ezici, yıpratıcı fırtınalarına karşı da korumuş oluyor mu? Mânevî terbiye ile beslenen ruhlar, insanı sarsan olaylar karşısında pes etmez. Çocuklarını iyi bir Müslüman olarak yetiştirmemek, onları diri diri toprağa gömmekten daha kötüdür.

34 Yeme-içmede Edeb Helal kazanıp helal ve temiz olan şeylerden yemek,
Yemeğe besmele ile başlamak, Sağ el ile yemek, (zaruret halleri müstesna) Sofrada kendi önünden yemek, Başkasının lokmasına bakmamak, Ağız şapırdatmamak, çirkin şeyler konuşmamak, Mideyi doldurmadan sofradan kalkmak, Yemeği hazırlayıp ikram edenlere teşekkür etmek El ve ağzı yıkamak, dişleri fırçalamak v.s وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمْ اللَّهُ حَلالا طَيِّبًا وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي أَنْتُمْ بِهِ مُؤْمِنُونَ "Allah'ın size rızık olarak yarattığı şeylerden helal ve temiz olmak suretiyle yiyin!" (Maide, 5/88)

35 Giyim-kuşamda edeb Güzel ve temiz giyinmek,
Giyindiği ile kibirlenmemek, Kadınsa erkek, erkek ise kadın elbisesi giymemek, Erkek ise ipek elbise giymemek gibi.. Oturma–kalkma adabı وَقُل لِّلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ “(Ey Peygamberim!) Mü’min kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar hariç, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zînetlerini, …başkalarına göstermesinler. Gizledikleri ziynetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar...” (Nûr, 24/31)

36 Konuşmada edeb Hayır konuşmak,
İftira, dedikodu , yalan türü şeyler konuşmamak, Bağıra çağıra konuşmamak, Karşımızdakinin sözünü kesmemek, Büyükler söz vermeden konuşmamak, v.s وَاقْصِدْ فى مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ صَوْتِكَ اِنَّ اَنْكَرَ الْاَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَميرِ «Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.» (Lokman 19.) Allah (c.c) Hz. Musa’ya Firavun’a gitmesini buyurduğunda Ona: “Kavli Leyyin”i öğütler. Firavun’a yumuşak sözle yaklaşmasını söyler.

37 Selamda edeb Selam vermek ve almak, Selamı daha güzeli ile almak,
Büyük küçük ayırmadan selam vermek, Ev halkına da selam vermek, Selamı aldığını belli etmek, lakayt davranmamak… يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتّى تَسْتَاْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلى اَهْلِهَا ذلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ «Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.» (Nur 27)

38 Uykuda edeb Tok karınla uyumamak, Besmele ile yatmak,
Sağ tarafı üzere yatmak, Sabah namazına dinç kalkmak niyetiyle yatmak, Dua ederek yatmak, Kalkınca Allah'a hamd ederek kalkmak, Çok fazla uyumamak…

39 İlimde edeb İlme Allah rızası için yönelmek,
Hocaya saygısızlık etmemek, Hüsn-ü zanda bulunmak, Anlayacağı vakitleri tesbit edip o vakitlerde çalışmak, İlmiyle amel etmek, İlmiyle böbürlenmemek, İlmini yanlış yerlerde kullanmamak… Büyüklerimiz derler ki; Allah teâlâya ve kullarına karşı edepli olmayan kimsenin ilmine itibar edilmez.

40 Yolda yürümede edeb İstikametli olmak, (sağa sola bakmamak)
Büyüklerin önlerinden yürümemek, Taşıt kullanıyorsa trafik kurallarına uymak, yol hakkını ihlal etmemek, Yolda eziyet verici şeyler varsa kaldırmak, yolu kirletmemek… وَلَا تَمْشِ فِى الْاَرْضِ مَرَحًا اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولًا «Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.» (İsra 37)

41 Ticarette edeb Helal kazanmak için bütün gücü kullanmak,
Dükkanı erken açmak, Yanında çalıştırdıklarının hakkını tam vermek, Müşteriyi kandırmamak, müşterinin bilgisizliğinden yararlanmamak, Yemin etmemek, Zekat ve sadakayı bol vermek, Kanaatkar olmak, Borçlusuna kolaylık sağlamak, Alacaklısını aldatmamak,

42 Evlilikte edeb İyi bir eşle evlenmek,
Yuvasını hayır düşünceleriyle kurmak, Özellikle düğün merasimlerinde dikkatli davranmak, Aile mahremiyetine dikkat etmek, Aile efradına helal lokma yedirmek, Hak ve hukuklarına riayet etmek, Terbiye noktasında titiz davranmak, Şefkatli ve merhametli olmak, Kötü örnek olmamak, v.s

43 iman ise cennete götürür. Cefa ise sahibini cehenneme götürür."
Haya İmandandır; İman İse Cennete Götürür الْحَيَاءُ مِنَ الإِيمَانِ وَالإِيمَانُ فِى الْجَنَّةِ وَالْبَذَاءُ مِنَ الْجَفَاءِ وَالْجَفَاءُ فِى النَّارِ "Haya imandandır, iman ise cennete götürür. Ahlaksızlık ise cefadandır. Cefa ise sahibini cehenneme götürür." (Tirmizi, Birr, 2140)

44 imanın birer parçasıdır.
Haya İmandandır; İman İse Cennete Götürür الْحَيَاءُ وَالْعِىُّ شُعْبَتَانِ مِنَ الإِيمَانِ وَالْبَذَاءُ وَالْبَيَانُ شُعْبَتَانِ مِنَ النِّفَاقِ "Haya ve utanma duygusu imanın birer parçasıdır. Ahlaksızlık ve insanlara gösteriş için söylenen sözler nifaktandır." (Tirmizi, Birr ve's-Sıla, 2159)

45 Utanmazsan dilediğini yap!”
Utanmadıktan Sonra Dilediğini Yap إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ الْأُولَى إِذَا لَمْ تَسْتَحْيِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ Ebu Mes'ud el-Bedrî rivayet ediyor. Hz. Peygamber’in (sav.) nübüvvetinin ilk yıllarında sık sık tekrar ettiği bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır. “Peygamberlik sözlerinden insanlara ilk ulaşan söz: Utanmazsan dilediğini yap!” (Buhari, Edeb, 78/6120)

46 مَنْ لَمْ يَسْتَحْىِ مِنَ النَّاسِ لَايَسْتَحْيِى مِنَ اللّٰهِ
Utanmadıktan Sonra Dilediğini Yap مَنْ لَمْ يَسْتَحْىِ مِنَ النَّاسِ لَايَسْتَحْيِى مِنَ اللّٰهِ “İnsanlardan utanmayan kimse Allah’tan da utanmaz.” (500 Hadis, hadis no:439)

47 Allah, Bir Kulun Helakini Dilerse Ondan «Haya Duygusu»nu Alır
إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُهْلِكَ عَبْدًا نَزَعَ مِنْهُ الْحَيَاءَ فَإِذَا نَزَعَ مِنْهُ الْحَيَاءَ لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ مَقِيتًا مُمَقَّتًا فَإِذَا لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ مَقِيتًا مُمَقَّتًا نُزِعَتْ مِنْهُ الأَمَانَةُ فَإِذَا نُزِعَتْ مِنْهُ الأَمَانَةُ لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ خَائِنًا مُخَوَّنًا فَإِذَا لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ خَائِنًا مُخَوَّنًا نُزِعَتْ مِنْهُ الرَّحْمَةُ فَإِذَا نُزِعَتْ مِنْهُ الرَّحْمَةُ لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ رَجِيمًا مُلَعَّنًا فَإِذَا لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ رَجِيمًا مُلَعَّنًا نُزِعَتْ مِنْهُ رِبْقَةُ الإِسْلاَمِ "Allah bir kulu helak etmeyi dilediği zaman ondan hayayı alır. Ondan hayayı aldığı zaman artık ona Allah'ın gazap ve cezası gelir. Allah'ın gazabı geldiğinde de ondan emanet duygusu çekilip alınır. Güvenirlilik alındıktan sonra o kimse hainleşir. O hainleşince de ondan merhamet çekilip alınır. Ondan merhamet alındığı zaman da o kimse artık kovulmuş ve lanetlenmiş olur. Kovulup, lanetlendiği zaman da İslam bağını boynundan çıkarmış olur ." (İbn Mace, Fiten, 4190)

48 akıl ve edepten daha üstün
Abdullah Es Safiri şöyle buyuruyor: “Allah, hiçbir kimseye, akıl ve edepten daha üstün bir bağışta bulunmamıştır. O ikisi gencin güzelliğidir. Şayet onları kaybederse, hayatının en güzel şeyini kaybetmiş olur.” (Güzel vaazlar C.2, S.76)

49 Allah Bir Kulun Helakini Dilerse Ondan Haya Duygusunu Alır
Haya ve Edepten Mahrum Olan İnsanlardan Her Türlü Kötülük Beklenir. Başta büyük günahlar olan zina, kumar, haksızlık, gasp, içki, adam öldürme, namussuzluk, hırsızlık, zayıfları ezme, kaba hareketler, saygısızlık, başkalarının haklarına riayetsizlik, anne ve babaya itaatsizlik vb. diğer her türlü kötü fiili bunlardan bekleyebiliriz.

50 Hayanın sınırı vardır…
Ar damarı çatlamış insan fireni patlamış araba gibidir, her an kaza yapmak üzeredir.

51 Allah bilir, siz bilmezsiniz."
Hayasızlığı isteyenler… اِنَّ الَّذٖينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَشٖيعَ الْفَاحِشَةُ فِى الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ فِى الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ " İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Tirmizi, Birr, 33) 

52 Edepten yoksun TV Magazin programları Evlilik programları
Yarışma programları Dedi-kodu programları Diziler ve Filmler Müstehcen yayınlar Örf ve adetlerimizle uyuşmayan kültür programları Eğlence, Şov vb. programlar Yapılan müzikler ve çekilen klipler

53 Edep eksilirse… Bazı basın kuruluşları ile televizyonlar milletimizin örf ve âdetlerine, dinî inanç ve mukaddesatına muhalif yerli ve yabancı dizilerle onların kalp ve ruhunda telafisi mümkün olmayan derin yaralar açmaktadır. Bu tür yayınlar, kültür ve irfanımızı, musikimizi, edebiyatımızı, sanatımızı, hâsılı milleti millet yapan bütün değerler manzumesini tahrip yahut dejenere etmekte, derinden yaralamakta; milletimizi, özellikle de gençlerimizi, ahlakî buhranlara ve  sefahat bataklıklarına sürüklemektedir.

54 her edepsizin edepsizliğine
Mevlana diyor ki: “Ey İnsan! Edep nedir? Diye arar sorarsan eğer; belki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül göstermektir.”

55 Hz. Mevlana hazretlerine kulak verelim:
“Kalbim, ‘İman nedir?’ diye aklıma sordu. Aklım da, kalbimin kulağına, ‘İman, edepten ibarettir.’ diye fısıldadı. Onun için edepsiz kimseler, yalnız kendisine kötülük etmiş olmaz. O belki edepsizliği yüzünden bütün dünyayı ateşe vermiş olur.”

56 Hz. Mevlana hazretlerine kulak verelim:
Bütün cihanı aradım taradım, iyi huydan daha güzel bir şey bulamadım.. Adem oğlunun edepten nasibi yoksa adem değildir. Çünkü insan ile hayvan arasında fark edeptir. Gözünü aç bak cümle kelamullaha, Ayet ayet bütün manay-ı Kur’an edebtir. Efendi, bilmiş ol ki edep, insanın ruhudur. Eğer şeytanın başını ezmek istersen.. Gözünü aç ve gör ki şeytanı öldüren, edeptir. 

57 Her Hafta Cumartesi Günü Sabah Namazında Buluşuyoruz
Kuran, Zikir, Sohbet, Dua Her Hafta Cumartesi Günü Kemalpaşa Camiinde Sabah Namazında Buluşuyoruz

58 Her Hafta Pazar Günü Sabah Namazında Özbek Camiinde Buluşuyoruz
Sabah Namazı Buluşmaları Her Hafta Pazar Günü Sabah Namazında Özbek Camiinde Buluşuyoruz

59 Bu Vaaz İdris YAVUZYİĞİT Tarafından “Hasenat5 Kuran Araştırma Programı”; “Diyanet Kur’an-ı Kerim 2.0”; Riyazü’s Salihîn (Komisyon, Erkam Yayınları, 8 Cilt); “Edeb İslam Ahlakının Özü” (Hadislerle İslam, Diyanet, C.3, S.215); “Edeb Ve Haya” Mehmet ESER - Abdullah ÖZMEN; “Edep”, “Edepli Yaşamak”, “Haya” Ragıp GÜZEL; Edeb Ve Haya” Mehmet KIRKINCI, “Hayâ Ve İffet Duygusu” Dr. M. Selim ARIK (Yeni ümit, sayı 92, 2011),“Haya/Utanma Duygusu” Dr. Yüksel SALMAN’ın Örnek Vaazlarından İstifade Edilerek Hazırlanmıştır. Eser sahiplerine teşekkürü bir borç bilir saygılar sunarım.


"Edep Ve Haya İdris YAVUZYİĞİT idrisyavuzyigit@hotmail.com." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları