Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ORUÇ: İslam'ın beş şartından biri. Fecrin yani tan yerinin ağarmasından yani imsaktan güneş batıncaya kadar niyet ederek yemeği, içmeği ve cinsi münasebeti.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ORUÇ: İslam'ın beş şartından biri. Fecrin yani tan yerinin ağarmasından yani imsaktan güneş batıncaya kadar niyet ederek yemeği, içmeği ve cinsi münasebeti."— Sunum transkripti:

1

2 ORUÇ: İslam'ın beş şartından biri. Fecrin yani tan yerinin ağarmasından yani imsaktan güneş batıncaya kadar niyet ederek yemeği, içmeği ve cinsi münasebeti terk etmektir. Dini Terimler Sözlüğü Allah Resulü (S.A.V.) buyurdu ki.. Bir kimse, Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazife bilir ve orucun sevabını, Allahü tealadan beklerse, geçmiş günahları af olur. Buhari Hadis-i şerifi Vazife olduğuna inanmayarak, ehemmiyet vermeyerek, hafif görerek namaz kılmamak, oruç tutmamak, zekat vermemek küfür olur. Dini Terimler Sözlüğü (Hadimi)

3 Orucun sayısız hikmetleri vardır: Allah’ın, kâinatın Rabbi olduğu gerçeğini insanlara hatırlatır. Yeme..! İçme..! Yapma.! Dediğinde yenmemesini öğretir.. İnsanın rûhunu hırslardan korur. Perhiz yapılarak zararlı maddelerin vücuttan atmasını sağlar. Sıhhattir. İnsanlara açların ve fakirlerin sıkıntılarını tattırarak, onlara yardımı akla getirir. Haramlardan uzaklaşmaya vesile olarak, kişinin ebedî hayatını korur. Ramazan dışındaki vakitlerde, insanların çoğu, hakikî açlık hissetmediklerinden nimetlerin kıymetini anlamıyorlar. Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü manevîye mazhar olur. Hem gündüzdeki yemekten uzak durması cihetiyle; "O nimetler benim mülküm değil. Ben bunları yemede hür değilim; demek başkasının malıdır ve ikramıdır. Onun emrini bekliyorum." diye nimeti nimet bilir.. İşte bu suretle oruç, çok yönleriyle hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer. Risale-i Nur “Yirmidokuzuncu Mektub” İkinci Risale olan İkinci Kısım Ramazan-ı Şerife dairdir olan bölümden sadeleştirilerek alınmıştır.

4 Allah Resulü (S.A.V.) buyurdu ki.. Allahü teala, benim ümmetime, Ramazan-ı şerifte beş şey ihsan eder ki, bunları hiçbir peygambere vermemiştir. 1) Ramazanın birinci gecesi, Allahü teala mü'minlere rahmet eder. Rahmet ile baktığı kuluna hiç azap etmez. 2) İftar zamanında, oruçlunun ağzının kokusu, Allahü tealaya, her kokudan daha güzel gelir. 3) Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların af olması için dua eder. 4) Allahü teala, oruç tutanlara, ahirette vermek için Ramazan-ı şerifte Cennette yer tayin eder. 5) Ramazan-ı şerifin son günü, oruç tutan mü'minlerin hepsini affeder. Et-Tergib vet-Terhib (Hadis-i şerif)

5 Oruç tutmanın faydaları: Cehennem'e kalkan olur. Diğer ibadetlerin kabûlüne sebep olur. Bedenin zikri olur. Kibri kırar. Ucbu yani yaptığı ibadetleri ve hayırları beğenmeyi kırar. Huşû'u yani Allah korkusunu arttırır. Sevabı mizanda, kıyamet günü terazide ağır gelir. Allahü teala o kulundan razı olur. İman ile vefat ederse, Cennet'e erken girmeğe sebep olur. Kalbi ve aklı nûrlanır. Dini Terimler Sözlüğü (Muhammed bin Kutbüddin İzniki)

6 Ahzap Suresi 35. Ayet.. – Allah’a teslim olan erkekler ve teslim olan kadınlar.. İslâm dinine iman eden erkekler ve iman eden kadınlar.. Taate devam eden erkekler ve taate devam eden kadınlar.. Dürüst erkekler ve dürüst kadınlar.. Sabreden erkekler ve sabreden kadınlar.. Mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar.. Hayır yolunda infak eden erkekler ve infak eden kadınlar.. Oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar.. Irzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar.. Allah’ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar var ya.. İşte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır..

7 Kur'an-ı Kerim, eski milletlere de orucun farz edildiğini bildirir: "Ey iman edenler oruç sizden öncekilere farz edildiği gibi.. size de farz edildi." Kur’an-ı Kerim Bakara suresi 183. Ayet. Ayette işaret edilen "sizden öncekilerden maksat sadece Yahudi ve Hıristiyanlar değildir. Hz. Adem'den beri yeryüzüne gelen bütün insanlar kastedilmektedir.. Zira dinler tarihi, hemen hemen bütün dinlerde bir nevi orucun varlığını ortaya çıkarmıştır. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:

8 Resulullah'ı (A.S.V.) buyurdular ki: Ademoğlunun her ameli katlanır. Ameller en az on misliyle yazılır, bu (ihlasına göre) yedi yüz misline kadar çıkar. Allah Teala Hazretleri şöyle buyurur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu, dilediğim gibi mükafatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti. Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir, Diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/419.

9 Resulullah'ı (A.S.V.) buyurdular ki: "Oruçta riya olmaz, diğer ibadetlerde olabilir“ İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/420-424. "Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın..." Buhari, Savm: 2, 9, Libas: 78; Müslim, Sıyam: 164 (1151); Muvatta, Sıyam: 58, (1, 310); "Oruç, ateşe karşı kalkandır ve müstahkem bir kaledir." İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/420-424. "Oruç, gıybetle yırtmadığı müddetçe, kişiye bir kalkan, bir sığınaktır." İmam Evzai bu hadisi esas alarak gıybetle orucun bozulacağına, o gün tutulan orucun kaza edilmesinin gerektiğine hükmetmiştir. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/420-424.

10 El-Kadı Hüseyn'in Ta'lik'ında naklettiğine göre.. "Kıyamet günü, bütün ibadetlerin kendilerine has bir kokuları olacaktır. İşte orada orucun kokusu, diğer ibadetlere nazaran misk kokusu gibi olacaktır.“ "Oruç hariç, kulların bütün ibadetleri, üzerindeki kul haklarına verilir, oruç hariç, o verilmez" "Kıyamet günü olunca, Allah kullarını hesaba çeker, üzerindeki kul haklarını amellerinden karşılar, öyle ki oruç hariç hiçbir şeyi kalmaz. Allah baki kalan hakları kendinden öder ve orucuna dokunmaz, onunla da kulunu cennete koyar.“ İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/420-424.

11 Ebu Ümame (R.A.) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü dedim, bana öyle bir amel emret ki yaptığım takdirde Allah beni mükafatlandırsın." "Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur.“ Nesai, Sıyam: 43, (4, 165); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/425. Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." Buhari, Savm: 4, Bed'ü'l- Halk: 9; Müslim, Sıyam: 166, (1152); Nesai, Sıyam: 43, (4, 168); Tirmizi, Savm: 55, (765). Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksiltme olmaz." Tirmizi, Savm: 82, (807); İbnu Mace, Sıyam: 45, (1746); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/426.

12 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Kim Ramazan orucunu tutar ve ona şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur." Müslim, Sıyam: 204, (1164); Tirmizi, Savm: 53, (759); Ebu Davud, Savm: 58, (2432);: Bunun izahını şöyle yapılmıştır: "Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de her bir hayır ameli on misliyle kabul edeceğini bildirmektedir (En'am 160). Öyle ise Ramazan ayında tutulan oruç on ay yerine geçer. Altı gün on misliyle altmış gün eder. Bu da iki ay demektir, neticede Ramazan ve altı günlük şevval orucu tam bir yıla denk gelmektedir." İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları

13 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket var." Buhari, Savm: 20, Müslim, Sıyam: 45, (1095); Tirmizi, Savm: 17, (708); Nesai, Savm: 18, (4, 141); Resulullah (A.S.V.) burada sahura kalkmayı emretmektedir. Alimler, başka rivayetleri de göz önüne alarak bu emrin vacip ifade etmediğini, dua ifade ettiğini söylerler. Resulullah A.S.V. bir hadiste : "Sahur berekettir, sakın onu bırakmayın. Bir yudumluk su ile de olsa sahur yapın. Zira Allah ve melekleri, sahur yapanlara rahmet okurlar." buyurmuştur. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları

14 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, yolcudan namazın yarısını kaldırdı, oruca da yeme hususunda ruhsat tanıdı. Ayrıca çocuk emziren ve hamile kadınlara, çocukları hususunda endişe ettikleri takdirde, orucu yeme ruhsatı tanıdı.“ Ebu Hanife’ye göre, yolcu olduğu için orucunu tutamayanlar, hamile ve emzikli kadınlar kaza ederler, fakir doyurmazlar, tıpkı hastada olduğu gibi. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/514-515.

15 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Kim sefer sırasında Ramazan'a erer ve beraberinde kendisini karnını doyuracak yere götürecek bir bineği varsa nerede olursa olsun orucunu tutsun.“ Alimler bu emrin, evla ve efdal olanı yapmaya bir teşvik olduğunu söyler. Ebu Davud, Savm: 44, (2410, 2411); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/518. Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Kim yalanı ve onunla ameli terk etmezse bilsin ki onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." Buhari, Savm: 8, Edeb: 51; Ebu Davud, Savm: 25, (2326); Tirmizi, Savm: 16, (707); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/503.

16 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, velisi ona bedel tutar.“ Buhari, Savm: 42; Müslim, Sıyam: 153, (1174); Ebu Davud, Savm: 41, (2400); Bu hadiste, oruç borcu olduğu halde ölen kimseye bedel, velisinin oruç tutabileceği beyan edilmektedir. Hasan Basri: "Onun oruç borcunu ödemek niyetiyle otuz kişi bir gün oruç tutsa bütün borcu ödenir, bu caizdir" demiştir. Bazı alimler ki aralarında Ebu Hanife de var, ölünün yerine oruç tutulmasının caiz olmadığı kanaatindedirler. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/521-522.

17 İbnu Abbas (R.A.üma) anlatıyor: "Bir kadın Resulullah (A.S.V.)'a gelerek: "Annem vefat etti, üzerinde de nezir orucu borcu var, kendisine bedel oruç tutabilir miyim?" dedi. Resulullah: "Annen üzerinde borç olsaydı da sen ödeyiverseydin, bu borç onun yerine ödenmiş olur muydu?" diye sordu. Kadın: "Evet!" deyince, A.S.V.: "Öyleyse annene bedel oruç tut!" buyurdu." İbnu Hacer'e göre ölen adına oruç tutulabilir, ancak bu bir vecibe değildir, mendubtur. Buhari, Savm: 42; Müslim, Savm: 156, (1148); Ebu Davud, Eyman: 25, (3307, 3308); Tirmizi, Savm: 22, (716);

18 Esma Bintu Ebi Bekr (R.A.üma) anlatıyor: Resulullah zamanında bulutlu bir günde orucumuzu açtık. Sonra güneş doğdu. Hişam'a: "Kaza emredildi mi?" diye soruldu. "Kazasız olur mu?" diye cevap verdi." Buhari, Savm: 46; Ebu Davud, Savm: 23, (2359); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/524. Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez. Hadis, Ramazanda meşru bir mazereti olmaksızın kasıtlı olarak oruç yiyen kimsenin davranışının Allah indindeki kötülüğünü belirtmektedir. Buhari, Savm: 29; Tirmizi, Savm: 27, (723); Ebu Davud, Savm: 38, (2396);

19 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Kim, üzerinde Ramazan ayının orucu olduğu halde ölecek olursa, ölünün velisi her bir gün yerine, bir fakire yiyecek versin." Tirmizi, Savm: 23, (718); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/534. Resulullah A.S.V. buyurdular ki: "Herşeyin bir zekatı, temizlenme vasıtası vardır, cesedin zekatı oruçtur.“ İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/172. Abdullah İbnu'z-Zübeyr R.A. anlatıyor: Resulullah A.S.V. Sa'd İbnu Muaz'ın yanında iftar açmıştı. Şöyle buyurdular: "Yanınızda oruçlular iftar etti. Yemeklerinizden ebrâr olanlar yedi, size de melaikeler rahmet duasında bulundular.“ "Her iftar vaktinde Allah tarafından cehennemden azad edilen kimseler bulunur. Bu, Ramazanın her gecesinde olur." İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/173.

20 Resulullah A.S.V. buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır.“ İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/174. Oruç en makbul, en sevaplı bir ibadettir: "Oruçlunun uykusu ibadettir, susması tesbihtir, amelleri misliyle kabul edilir, duası makbuldür, günahı affedilir." "Oruçta riya yoktur. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/418-419.

21 Resulullah A.S.V.'ın: "Arafe günü oruç tutan kimsenin önündeki bir yıl ile geçmişteki bir yıllık küçük günahları mağfiret olunur.“ İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/170. Oruç kıyamet günü oruçlu için şefaat edecek ve Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunarak: “Ya Rabbi! Ben onu gündüzleri yiyip içmekten ve zevklerinden alıkoydum. Bunun için onun hakkındaki şefaatimi kabul buyur” diyecektir. Oruçla insan, nefsin kendisine fısıldamaya çalıştığı şeytanî vesveselerin önüne bir sed çeker.. Nefsin dizginlerini eline alır ve nefsini yönlendirmeye çalışır. M.F. Gülen’in “Fasıldan Fasıla” Kitabından Alınmıştır.

22 Resulullah orucun bedene sıhhat, eve bereket getireceğini haber verir: "Oruç tutun, sıhhat bulun." Birçok hadiste, orucun insanda ruhi terbiye vasıtası olan, en mühim erdemlerden "sabr"a alıştıracağı belirtilir. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/418-419. İnsanlarda rûh cesedin, cesed de rûhun rağmına gelişir. Rûhanî yönleri itibariyle gelişmek isteyenler, mutlaka oruç tutmalıdırlar. Oruç tutmayanlar, cesetlerinin altında kalır ve hiçbir zaman tam olarak rûhanî olgunluğa ulaşamazlar. M.F. Gülen’in “Fasıldan Fasıla” Kitabından Alınmıştır.

23 Altı kişiye, altı şey sordum, fakat hepsi bu altı soruma tek bir cevap verdi. (Muhammed b. el-Yeman) Doktorlardan, İlaçların en şifa verenini sordum. Onlar: ‘Açlık ve az yemektir' dediler. Filozoflardan hikmeti aramak hususunda en büyük şeyi sordum. 'Açlık ve az yemektir' dediler. Abidlerden, Allah'a ibadet etmek hususunda en faydalı şeyi sordum. 'Açlık ve az yemektir' dediler. Bilginlere: 'İlmi hatırda tutmak için en faydalı şey nedir?' diye sordum. 'Açlık ve az uyumaktır' dediler. Padişahlardan en iyi yemekleri sordum. 'Açlık ve az yemektir' dediler. Aşıklardan, İnsanı sevgiliye neyin ulaştırdığını sordum. 'Açlık ve az yemektir' dediler.“ Dini Terimler Sözlüğü (Muhammed b. el-Yeman) İnsanın bir uzvu çalışırsa, diğer uzuvları tadil-i eşgal eder. Mide çalışırken, maddî bünye çalıştığı için, manevî kabiliyetler tatile girer, daha az çalışır. Mümin fülüt gibidir, ancak içi boş olursa sesi güzel çıkar. Mesel Ufku, s:121

24 Devamlı tok olan insanda hem maddî, hem de manevî hastalık başlar. Maddî hastalığın başlayacağını tıp adamları açık seçik söylemekteler. Manevî hastalığın olacağı ise, yaşanan hayatta da bellidir. Midesi tıka basa dolan insana vaaz, nasihat tesir etmez. Hikmetli sözlerin en cazibini söyleseniz, en değerlisini anlatsanız, kılı bile kıpırdamaz. Çünkü mide dolu, göz ve gönül de ölüdür. Bundan dolayıdır ki bir maneviyat büyüğü şöyle demiştir: — Sizleri tokluk öldürdü, bizleri de açlık diriltti! Ahmed Şahin “Olaylar Konuşuyor” s:70

25

26 Bakara suresi 184. Ayet.. – Oruç sayılı günlerdedir. Sizden her kim o günlerde hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutar. Oruç tutamayanlara fidye gerekir. Fidye bir fakiri doyuracak miktardır. Her kim de, kendi hayrına olarak fidye miktarını artırırsa bu, kendisi hakkında elbette daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer işin gerçeğini bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Bakara suresi 184. Ayet:

27 Bakara suresi 185. Ayet.. “O sayılı günler, ramazan ayıdır. O ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indirildi. Artık sizden kim ramazan ayının hilâlini görürse, o gün oruç tutsun. Hasta veya yolcu olan, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar. Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Oruç günlerini tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü Allah’ı tazim etmenizi ister. Şükredesiniz diye bu kolaylığı gösterir. Bakara suresi 185. Ayet:

28 Resulullah (A.S.V.) ramazanı zikrederek buyurdular ki: "Hilali görünceye kadar oruç tutmayın, yine müteakip hilali görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin. Bulut, görmenize mani olursa sayıyı otuza tamamlayın.“ İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/429. Hadis-i Şerife göre; ramazan hilali gündüz veya gece her ne zaman görülürse oruca başlamayı amirdir. Âlimler, ramazan orucunu başlatmada da, sona erdirmede de hilalin görülmesinin vacip olduğuna hükmetmektedir. Hilalin görülmesi beklendiği halde, görülmemesi durumunda ne olacak? Şaban ayından mı, Ramazan ayından mı olduğu tam kestirilemeyen bugüne yevm-i şekk denir. Resulullah oruca başlamak için "hilali görme“yi şart koştuğu için yevm-i şekk'te oruç tutulması mekruh addedilmiştir. Bazılarına göre özellikle bulutlu havalarda, belki ramazan zannıyla oruç tutulabilir.. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/429- 430.

29 İbnu Abbas (R.A.üma) anlatıyor: Bir Bedevi Resulullah (A.S.V.)'a gelerek: "Ben hilali yani ramazan hilalini gördüm!" dedi. A.S.V.: "Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet getirir misin?" diye sordu. Adam "evet" deyince: "Muhammed'in Allah Resulü olduğuna da şahadet eder misin?" dedi. Adam buna da, "evet!" diye cevap verince, Efendimiz: "Ey Bilal! dedi, halka yarın oruç tutmalarını ilan et!" Ebu Davud, Sıyam: 14, (2340, 2341); Tirmizi, Savm: 7, (691); Nesai, Savm: 8, (4, 132); İbnu Mace, Sıyam: 6, (1652);

30 İbnu Ömer (R.A.) anlatıyor: "Halk hilali görmek için gayret saffetti. Ben, Resulullah (A.S.V.)'a gördüğümü tek başıma söyledim. Sözüm üzerine oruç tuttu ve halka da oruç tutmalarını emretti." Ebu Davud, Savm: 14, (2342); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/433. Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Ramazan ayını, hilali görmedikçe veya sayıyı ikmal etmedikçe öne alıp başlatmayın. Hilali görüp veya sayıyı tamamladıktan; sonra müteakip hilali görünceye veya sayıyı tamamlayıncaya kadar orucu tutun." Ebu Davud, Savm: 6, (2362); Nesai, Savm: 13, (4, 135, 136); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/431.

31 Bir grup kimse Resulullah (A.S.V.)'a binekleriyle gelip: "Dün hilali gördük" diye şahadette bulundular. Bunun üzerine, Efendimiz onlara oruçlarını açmalarını, sabah olunca da bayram namazına gelmelerini emretti.“ Ebu Davud, Salat: 255, (1157); Nesai, Iydeyn: 2, (3, 180); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/435. Bu hadis, bayramın girdiği, namaz vakti içinde belli olmadığı durumlarda bayram namazının, bayramın ikinci gününde de kılınabileceğine delildir. Bir yerde hilalin görülüp ramazan ilan edilmesi sonucu diğer beldeler ona uyacak mı? Bazılarına göre "Her beldenin rü'yeti kendine hastır" ve her Müslüman kendi memleketine uyar denmiştir. Ancak büyük ekseriyet: "Beldelerden birinde daha önceden hilalin görülüp oruca başlandığına dair haber geldiği takdirde.. Oraya uyulur, önceden yenen oruç da kaza edilir." hükmüne varmıştır. Ebu Hanife ve ashabı, İmam Malik, Şafi'i, Ahmed İbnu Hanbel bu görüştedirler. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/435.

32 Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: “Muteber oruç, hep beraber tuttuğunuz gündekidir. Muteber iftar, hep beraber ettiğiniz gündekidir. Muteber kurban hep beraber kur'ban kestiğiniz gündekidir.” Tirmizi, Savm: 11, (697); Ebu Davud, Savm: 5, (2324); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/437. İlim adamları bu hadisten, ramazan orucunun başlama ve bitme günlerinin cemaatle ve insanların çoğunluğu ile yapılması gerekir, diye sonuç çıkarmışlardır.. Denilmiştir ki, "İçtihada dayanılarak varılan hükümlerde düşülen hatanın sorumluluğu halktan kaldırılmıştır.” Sonradan hata olduğu kesinlik kazansa, artık onlara ne günah, ne ayıplama hiçbir şey gerekmez, oruçları da iftarları da olmuş bitmiştir.. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/437-438.

33 İbnu Ömer (R.A.üma) anlatıyor : Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: Ramazan ayı şöyle, şöyle şöyledir. Bu sırada iki elini bütün parmaklarıyla iki sefer çırptı, üçüncü çırpışta sağ veya sol başparmağını yumdu." İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/439 "Biz ümmi bir milletiz, ne yazı ne de hesap biliriz. Ay, şöyle şöyledir." dedi. Yani bir defasında yirmidokuz, bir defasında otuz gösterdi.“ Buhari, Savm: 13, 5, 11, Talak: 29; Müslim, Savm: 13-15, (1080); Ebu Davud, Savm: 4, (2319, 2320, 2321); Nesai, Savm: 17, (4, 139, 140); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/439.

34 Alimler, "Biz ümmi bir ümmetiz" sözü ile, bu hadisin söylendiği andaki muhatapların kastedilmiş olabileceğini belirtir. İbnu Hacer oruç, bayram, hacc gibi takvime müteallik işlerde hesaba değil, rü'yete itibar edilmesi gerektiğini, hadislerin zahirlerinden bunun anlaşıldığını belirtir. Eğer, havanın bulutlu olması halinde sayıyı değil hesabı esas aldığımız takdirde mü'minler arasında ihtilaf çıkar, çünkü hesap işinde ittifak sağlanmaz. Resulullah (A.S.V.), hilalin doğuşunun önceden, herkesin ittifak edeceği, şaşmaz bir şekilde hesap edilemeyip takvime bağlanamayacağını gayb-aşina nübüvvet nazarıyla görmüş, mucizane bir surette bildirmiştir. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/439-440.


"ORUÇ: İslam'ın beş şartından biri. Fecrin yani tan yerinin ağarmasından yani imsaktan güneş batıncaya kadar niyet ederek yemeği, içmeği ve cinsi münasebeti." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları