Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

 Grup düşmanlığı iç grup adı verilen bir grubun üyeleri, dış grup adı verilen bir başka grubun üyelerine karşı olumsuz tutumlar sergilediklerinde ortaya.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: " Grup düşmanlığı iç grup adı verilen bir grubun üyeleri, dış grup adı verilen bir başka grubun üyelerine karşı olumsuz tutumlar sergilediklerinde ortaya."— Sunum transkripti:

1

2  Grup düşmanlığı iç grup adı verilen bir grubun üyeleri, dış grup adı verilen bir başka grubun üyelerine karşı olumsuz tutumlar sergilediklerinde ortaya çıkmaktadır.  Böyle grup düşmanlıklarının kendi aralarında birbiriyle ilişkili, fakat ayırt edilebilir üç bileşeni vardır. 1) Kalıp yargılar (bilişseldir); Bunlar grup üyelerinin en yaygın özelliklerine ilişkin inançlarıdır. 2) Önyargı (duygusaldır); Hedef gruba yönelik olumsuz duygulara denir 3) Ayrımcılık (davranışsaldır); İnsanları sırf grup üyelikleri nedeniyle dezavantajlı duruma koyup ona göre davranmadır.

3  Gerçekte bazı kalıpyargılarda hafif bir doğruluk payı vardır.  Fakat gruplar hakkındaki katı kalıpyargılar, hafif doğruluk payları bulunsa bile, genellikle büyük yanlışlıklar içerirler, çünkü farklı bir çok insana ilişkin aşırı genellemelerdir.  Kalıpyargılar genellikle bazı özellikleri çok abartılı olarak vurgular, özellikle de çok olumsuz ve çok olumlu olanları.  Bir grup içindeki değişkenliği azaltırlar.

4  Kalıp yargıların etkileri üzerindeki araştırmaların büyük çoğunluğu kalıpyargıların sahiplerinin yargılarını nasıl yalınlaştırıp çarpıttıklarını vurgulamaktadır.  Son zamanlarda, araştırmalar giderek daha çok kalıpyargıların ilişkili oldukları insanlar, yani hedefler üzerindeki etkileri ile ilgilenmeye başlamıştır.  Kalıpyargıların yıkıcı bir etkisi bir kalıp yargının kendisini gerçekleştiren bir kehanete dönüşebilmesidir.  Bu kalıpyargının hedef olan grup üyelerinde onu doğrulayan davranışlara neden olması demektir.

5  İnsanlar genellikle kendi gruplarına karşı en yaygın kalıpyargıların çok iyi farkındadırlar.  Kişinin kalıpyargısal olarak değerlendiriliyor olduğunu, olumsuz kalıpyargıyı doğrular biçimde davranabileceğini ve kalıpyargının kendi kötü edimi için inanılabilir bir açıklama sağlayabileceğini bilmesi oldukça tehdit edici olabilir. Buna “ kalıpyargı tehdidi ” adı verilmiştir.  Bu tehdide hedef olanlar kendilerine saygılarıyla söz konusu alandaki edim arasındaki ilişkiyi koparabilirler. Bu sürece “ ilişkisizleştirme ” adı verilmektedir.

6  Bir tek ya da bir grup bireyin öncelikle grup üyeliği temelinde değerlendirilmesidir.  Önyargı yalnızca bir dış grup hakkındaki olumsuz tutumlar için kullanılan bir kavram değildir. Etnik merkezcilik iç grubun bütün dış gruplardan daha üstün olduğu inancına verilen addır.  Bir iç gruba yönelik bu aşırı olumlu tutumlar, ayrıca daha bireyler olarak tanınmadan önce iç grup üyeleri hakkında olumlu değerlendirmelere neden olur.  Önyargıların etkileri yıkıcı ve yaygındır.  Önyargı ayrıca kamu siyasetine ilişkin tercihleri de etkilemektedir.

7  Kalıpyargıların bilişsel, önyargıların duygusal olduğu belirtilse de gerçekte her ikisi de bir biliş ve duygu karışımını yansıtmaktadır.  Kalıpyargı ve önyargıyı birbirinden ayırt edebiliriz fakat gerçekte ikisi birlikte gitmek ya da bulunmak eğilimindedir.  Fakat ayrım bir açıdan önemlidir. İnsanlar önyargılı olmasalar ve doğru olmadıklarına inansalar bile, kültürel kalıpyargıları bilebilirler.

8  Dış grup düşmanlığının davranışsal bileşenidir.  Grup üyelikleri temelinde bireylere yönelik olumsuz davranışlardan oluşur.  Azınlık üyelerinin okullara ve işe alınmaları için insan haklarını destekleme programlarının kullanılması “ tersine ayrımcılık ” olarak adlandırılmıştır.  Çünkü çoğunluğun zararına, bir azınlık grubunun üyeleri çıkarına işlemektedir.

9  İnce ve belirsiz ayrımcı davranışlar bile zararlı olabilir.  Ayrımcılık ve önyargı her zaman tam olarak tutarlı değildir.  Ayrımcılık davranışları sık sık yükleme belirsizliği içerir.  Ayrımcılığa hedef olan kişinin bunu ayrımcılığa yükleyebilmesi durumunda, olumsuz değerlendirmelerin olumsuz etkileri azaltacağı bulunmuştur.  Açık ayrımcılığı azaltma gerçekte azınlık grubu üyelerinin kendilerine saygılarına tehdidi artırabilir, çünkü yükleme belirsizliğini artırmaktadır.

10

11  Toplumsallaşma; Çocukların toplumlarının geleneksel toplumsal kurallarını öğrendikleri süreçtir.  Geleneksel önyargılar sık sık yaşamın çok erken dönemlerinde öğrenilmektedir.  Yüksek derecede çarpıcı gruplara karşı önyargılar bireyin yaşamı boyunca çok az değişmektedir.  Kişinin erken yaşamının normları daha sonraki önyargılılık düzeyi üzerinde daha etkilidir.  Yetişkin olarak meslek ya da şimdiki yerleşme yeri gibi, daha sonraki deneyimlerin etkisi ise daha zayıftır.  Toplumsal normlara uyma kişinin kendi iç grubunda benzer fikirdeki insanlardan gelen sürekli pekiştirmelerle devam ettirilir.

12  Kitle iletişim araçları; Kitle iletişim araçları grup kalıpyargılarını pekiştirmede önemli bir rol oynar, çünkü belirli herhangi bir grubun kitle iletişim araçlarındaki temsil oranı toplumun o gruba ilişkin şimdiki kalıpyargılarını yansıtmak eğilimindedir.

13

14  Önyargının bireyin gereksinimlerinin doyurulmasına nasıl yardım ettiği üzerine odaklanır.

15  Bu kuram önyargıyı yön değiştirmiş saldırganlık olarak görür.  Kızgın ya da engellenmiş insanlar saldırganlıklarını mutsuzluklarının kaynağı üzerinde boşaltmaya çalışırlar.  Ancak korku ya da sırf ulaşılmazlık nedeniyle engellenme ya da rahatsızlık kaynağına saldırılamazsa, saldırganlık bir başka hedefe yön değiştirebilir.  Yön değiştirmiş saldırganlığın hedeflerini belirlemede toplumsal normlar anahtar bir rol oynar.

16  Diğer bir psikodinamik kuram önyargıyı bir kişilik bozukluğu olarak ele alır.  Bu kuram yetkeci kişiliği yetkeye abartılı bir boyun eğiş, geleneksel davranış standartlarına aşırı uyma eğilimi, sapkınlara ve azınlık üyelerine karşı kendince haklı düşmanlık ve cezacı bir tutum olarak tanımlar.  Bu kuram son yıllarda geliştirilerek sağ kanat yetkeciliği olarak yeniden gündeme gelmiştir.

17  Bu yetkecilik anlayışı başlangıçtakinden iki bakımdan farklıdır. 1) Bu tür yetkeciliğe en yaygın olarak siyasal muhafazakarlar arasında rastlanır. 2) Ayrıca psikolojik rahatsızlıktan değil toplumsal öğrenmeden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yetkeci ana-babalardan, akranlardan ve doğrudan deneyimle öğrenilir. Yetkecilik insan kişiliğinde kök salmış yalnızca yıllar sürecek psikoterapi sonucu tersine çevrilebilir bir özellik değildir. Yetkeci olmayanlarla ve daha çeşitli insan ve görüşlerle yakın temas sonucu azalabilir bir özelliktir.

18  Ön yargılar gruplar arası rekabetten doğmaktadır.  Bu görüş toplumun güç, ekonomik kaynaklar, toplumsal konum ve istenebilir diğer özellikler açısından farklılıklar gösteren gruplardan oluştuğunu varsayar.  Baskın gruplar ayrıcalıklı konumlarını koruma, toplumsal konumları düşük gruplarsa bu eşitsizliği ortadan kaldırma yönünde güdülenir.  Bu rekabet gruplar arası çatışmaya, dolayısıyla da önyargıların doğmasına neden olur.

19 Böyle kuramların pek çok sürümü vardır.  Gerçekçi grup çatışması kuramı; Önyargıyı kaynaklar ve güç için gruplar arası rekabetin kaçınılmaz bir sonucu olarak görür.  Gruplar arası düşmanlıklar gerçek yoksunluktan çok, başkalarına görece yoksunluktan kaynaklanmaktadır.

20  Ayrıcalıklı grupların grup konumu duygusu; Baskın grubun konum duygusu dört öğeyi içerir. 1) Başat grubun üstünlüğüne inanma 2) Dezavantajlı grupların üyelerinin yabancı ve farklı olarak algılanması 3) Üstün kaynaklar üzerinde sahiplik iddiaları 4) Dezavantajlı gruplar o üstün kaynaklara göz diktiğinde yaşanan bir tehdit edilmişlik duygusu

21  Toplumsal baskınlık kuramı; Toplumların bazı gruplar tepede, bazıları tabanda olmak üzere, hiyerarşik bir biçimde örgütlendiklerini varsayar.  Fakat bir adım daha ileri giderek, evrimsel nedenlerle grup hiyerarşileri kararlı olduğunda, toplumların daha iyi işlev gördüğünü de ileri sürer.  Baskınlık yönelimi özellikle yüksek bazı bireyler, güvenlik güçlerinde olduğu gibi, yetke konumlarında hizmet vererek hiyerarşiyi desteklemeyi seçmektedir.  Bütün bu kuramlar baskın grupların ayrıcılıklarını koruma arzularını vurgulamaktadır.

22 Gruplar hiyerarşik yapılarını nasıl korumaktadır?  Bu kuramlar fiziksel güçle birlikte iki başka mekanizma üzerine odaklanmaktadır; 1) Kişilerarası; Gruplar günlük olarak yakın temas halindeyseler, hiyerarşi zor ve şiddete dayalı olarak değil, baskın grubun iyiliksever babacanlığı, ikinci dereceden grubunsa uyumu yoluyla korunmaktadır. İki grubun üyeleri ikinci derecedeki yerinde kaldığı sürece yakın ve duygusal ilişkiler bile geliştirebilirler. 2) İdeoloji; Baskın gruplar var olan hiyerarşiyi değiştirmenin niçin mümkün olmadığını açıklamak için meşrulaştırıcı sözde doğrular yaratırlar.  Cinsiyet eşitsizliği için böyle ideolojik mazeretler çift yönlü cinsiyet ayrımcılığı olarak tanımlanmıştır. Bu kavram olumlu cinsiyet ayrımcılığını (genellikle geleneksel rolleri götüren kadınlara koruma ve sevgi sunan cinsiyet ayrımcılığı) düşmanca ya da olumsuz cinsiyet ayrımcılığıyla (erkeklerin gücünü zorla ele geçiren kadınlara karşı düşmanlık) içermektedirler.  Olumlu cinsiyet ayrımcılığı düzeyi yüksek insanlarda düşmanca cinsiyet ayrımcılığı düzeyi de yüksek olma eğilimindedir.

23  Zarasız görünen bilişsel yanlılıklar önyargılı toplumsallaşmanın, kişilik bozukluklarının ya da gruplar arasında kaynaklar için rekabetin olmadığı durumlarda bile kalıpyargı ve önyargıların biçimlenmesine neden olur.

24  Irk, cinsiyet ve dil çarpıcılıkta en önde gelen özelliklerdir.  Ancak bunlar sosyal algıyı yeterince yalınlaştırmayan büyük ve kapsamlı kategoriler oluştururlar. Bu yüzden sık sık böylesi genel kategoriler içinde daha ince ayırımlar yapabilmemize izin veren daha az belirgin ipuçlarını kullanırız. Bu sürece alt gruplama denir.  Alt gruplama kalıpyargı değişikliğini önlemenin özellikle yaygın bir yoludur. Çünkü görünür bir şekilde yanlışlayıcı kanıtların açıklanmasına yardım eder.  İnsanlar başkalarını bir çok bakımdan farklılaştırırlari fakat her toplumda ağırlıklı olarak bunlardan yalnızca birkaçına güvenmek eğilimindedir.  Her toplumun toplumsal normları bazı ipuçlarına özellikle dikkat ederken başkalarına etmez ve bu normların algısal çarpıcılıkla ya hiç ilişkisi olmayabilir ya da çok az olabilir.

25  Algılayıcı toplumsal kategorilerle ilgili olarak belleğinde depoladığı bilgiler temelinde hedef kişiyi kategoriler.  Algılayıcı bireyin kişilik özelliklerine, yalnızca belirli bir toplumsal kategoriyle tutarlı olup olmadıklarını belirlemek için dikkat eder.  Birey hakkındaki bilgileri parça parça, özellik özellik işlemek eğilimindedir. Bu tür bilgi işlemeye “ özellik-temelli işleme ” adı verilir.

26  Kişi bir kez bir gruba sokulduktan sonra kalıpyargıların kategori-temelli olarak hazırlanması genellikle çabuk, bilinçsiz ve isteğe bağlı olmaksızın gerçekleşir. Bu süreç otomatik işlemenin bir örneğidir.  Otomatik işleme bilincinde olmaksızın, istemsiz, niyetlenilmemiş ve çabasız bir biçimde işleyen bir süreçtir.  Bir kişi dış-grubun olağan bir üyesi olarak algılandığında, o dış-gruba yönelik kalıpyargılar o kişiye de uygulanmak eğilimindedir. Buna “ olağanlık etkisi ” denir.  Dış grubun bireysel bir üyesi hakkında bulanık ya da yetersiz bilgi, insanların kalıpyargılara güvenmelerine özellikle yol açmak eğilimindedir. Bireysel bir davranış hakkında bilgi arttıkça kalıpyargıya güven azalacaktır

27  Bazen kalıpyargılarımıza uymayan davranışlarla ve kişilerle karşılaşırız. Fakat böyle tutarsız bilgiler kalıpyargıları kullanışımızda bir değişikliğe yol açmaz.  Fakat belirli bir süredir kalıpyargı tutarsız davranışta bulunuyor olduğunu bilirsek, kalıpyargıyı uygulamaya daha az eğilimliyizdir.

28  Kategori temelli bilgi işlemenin hem avantajı hem de dezavantajları vardır. Avantajları; 1) İşlemek zorunda olduğumuz veri miktarını azaltır. 2) Bize verilen bilginin ötesine geçebilmemize ve böylece onu zenginleştirmemize izin verir. Dezavantajları; 1) Önyargıları beslemeye hizmet eden aşırı derecede yalın kalıpyargılara yol açmasıdır. 2) Kalıpyargılar aynı özellikleri hatta uymayanları bile, bir grubun bütün üyelerine yüklerler. 3) Kategori temelli bilgi işleme yanlış anılar üretebilir.

29  Toplumsal kimlik, benlik kavramının bir ya da daha fazla gruba üyelikten türetilen parçasıdır.  Bu parça grup üyeliğine verilen değeri de birlikte bulundurur.  İlgimizi yalnızca ait olduğumuz gruplar üzerine değil, kendi grubumuzun çatışma halinde olduğu başka gruplar üzerine de odaklarız.

30  İnsanları iç ve dış grupların üyeleri olarak algılamanın üç önemli sonucu vardır. 1) İç-grubu kayırma etkisi; İnsanlar bir kez bir gruba ait olduklarında, başka grupların üyeleri zararına kendi gruplarının üyelerini kayırmak eğilimindedir. Gruba hizmet eden yanlılıklar; insanlar iç-grubun başarı ve başarısızlıkları için dış-grubun çıktıları için olduğundan daha duygudaşça yüklemeler yaparlar. İnsanlar iç grubun başarıları için içsel, başarısızlıkları için dışsal yüklemeler yaparlar. 2) İç-grup üyeleri öteki iç-grup üyelerini kendilerine, dış-grup üyelerinden daha benzer olarak algılama eğilimindedirler. Bu eğilime varsayılan benzerlik etkisi denir. 3) Dış grup üyelerini yabancı ve kendimizden farklı görme yanında, kişilik özellikleri, kişilik ve hatta alt tipler olarak oldukça benzeşik görme eğilimimiz de vardır. “biz farklı bireyleriz, onların hepsi birbirine benzer” buna dış grup benzeşikliği adı verilir. Öte yandan iç grup üyelerini dış grup üyelerinden daha karmaşık bireyler olarak algılama eğilimindeyizdir. Dış grup benzeşikliği etkisinin kısmen bilgisizlik üzerine kurulu olduğu açıktır.

31  Yalnızca bilişsel anlamda gruplama davranışı hangi temelde olursa olsun, iç grup kayırmacılığına neden oluyor görünmektedir.  Bencil hiçbir kazanç, hatta iç grupla doyurucu, dış grupla hoşnutsuzluk verici hiçbir etkileşim olmasa bile iç grup kayırmacılığı gözlenmektedir.

32  Niçin yalnızca insanları iç ve dış gruplara ayırma olgusu iç grup kayırmacılığı etkilerine yol açmaktadır.  Tajfel üç temel varsayımı kaynaştırarak toplumsal kimlik kuramını geliştirmiştir. Bu varsayımlar; 1) İnsanlar toplumsal dünyayı iç ve dış gruplara ayırırlar 2) Bir iç grubun üyesi olarak toplumsal kimliklerinden bir kendine saygı duygusu türetirler 3) Benlik kavramları, kısmen dış gruplara görece, iç grubu nasıl değerlendirdiklerine bağlıdır. Eğer üstün bir iç grubun üyesiysek kendimize saygımız yüksek, tersi durumunda benlik saygımız düşüktür.

33  Toplumsal kimlik kuramı bilişsel ve güdüsel kuramların bir karışımıdır.  Bilişseldir çünkü sadece bir gruba ayrılma olgusu bu etkileri tetiklemek için yeterlidir, güdüseldir, çünkü toplumsal kimlik kendine saygı gereksinimini doyurur.


" Grup düşmanlığı iç grup adı verilen bir grubun üyeleri, dış grup adı verilen bir başka grubun üyelerine karşı olumsuz tutumlar sergilediklerinde ortaya." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları