Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Av. Abdullah SAĞLAM. Ülkemiz son dönemde, Torba Kanun olarakta bildiğimiz çok büyük çaplı yeni bir kanunlaştırma hareketi içerisine girmiş bulunmaktadır.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Av. Abdullah SAĞLAM. Ülkemiz son dönemde, Torba Kanun olarakta bildiğimiz çok büyük çaplı yeni bir kanunlaştırma hareketi içerisine girmiş bulunmaktadır."— Sunum transkripti:

1 Av. Abdullah SAĞLAM

2 Ülkemiz son dönemde, Torba Kanun olarakta bildiğimiz çok büyük çaplı yeni bir kanunlaştırma hareketi içerisine girmiş bulunmaktadır. Bu kanunlaştırma hareketinin temelinde, esas itibariyle, Avrupa Birliği hukuk kuralları (AB müktesebatı) ile uyum düşüncesi vardır. Kısa bir süre önce, temel kanunlarımızdan Türk Medenî Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu (tümüyle) değişti. Bunlardan bir kısmı yürürlüğe girdi; bir kısmı da yakın zamanda yürürlüğe girecektir. Kanun değişikliklerini takip etmek, hukukçular için bile zor hale geldi. Ancak hukukçular olarak görevimiz; bunları en kısa zamanda en iyi şekilde öğrenmek, hâkim olarak uygulamak (HUMK m.76; HMK m.33) veya avukat olarak hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamaktır (Avukatlık K. m.2).

3 BİLDİĞİNİZ GİBİ BİR DAVANIN AÇILMASI İLE BAZI HUKUKİ SONUÇLAR OLUŞMAKTADIR.

4 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, 23.12.1976 tarih ve E.1976/11-7, K.1976/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile davanın açılmasına bağlanan hukuki sonuçları şu şekilde ifade etmiştir. Bu Karara göre, “ …. *Zamanaşımı kesilmiş olur. *Şahsa bağlı haklarla ilgili bazı davaların takibi mirasçılara geçer. *Davalı, davadan önce usulen mütemerrit duruma düşürülmemiş ise, davanın açılması ve dilekçenin usulü dairesinde tebliğ olunmasıyla mütemerrit sayılır. *Usul hukuku yönünden ise, neticeleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 185, 186, 187 ve 202.maddelerinde açıklandığı üzere mahkemelere, açılmış bir davayı sonuçlandırmak görevi verilmiş olur. *Dava şartlarının mevcut olup olmadığı da davanın açıldığı tarihteki durum ne ise ona göre hüküm verilmesi mükellefiyeti doğar. *Davada derdestlik hali de söz konusu olabilir. *Davacı davasını açtıktan sonra davalının rızası olmaksızın davasını takipten sarfınazar ve davasını tevsi veya mahiyetini tebdil edemez….” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, 23.12.1976 tarih ve E.1976/11-7, K.1976/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile davanın açılmasına bağlanan hukuki sonuçları şu şekilde ifade etmiştir. Bu Karara göre, “ …. *Zamanaşımı kesilmiş olur. *Şahsa bağlı haklarla ilgili bazı davaların takibi mirasçılara geçer. *Davalı, davadan önce usulen mütemerrit duruma düşürülmemiş ise, davanın açılması ve dilekçenin usulü dairesinde tebliğ olunmasıyla mütemerrit sayılır. *Usul hukuku yönünden ise, neticeleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 185, 186, 187 ve 202.maddelerinde açıklandığı üzere mahkemelere, açılmış bir davayı sonuçlandırmak görevi verilmiş olur. *Dava şartlarının mevcut olup olmadığı da davanın açıldığı tarihteki durum ne ise ona göre hüküm verilmesi mükellefiyeti doğar. *Davada derdestlik hali de söz konusu olabilir. *Davacı davasını açtıktan sonra davalının rızası olmaksızın davasını takipten sarfınazar ve davasını tevsi veya mahiyetini tebdil edemez….”

5 Davanın açılmasıyla davacı ile mahkeme arasında meydana gelen usul hukuku ilişkisinde mahkeme önüne gelen davayı sonuçlandırmaya mecburdur. Mahkeme nezdinde açılan davada görevli olmadığı sonucuna ulaşmış ise, yine davayı sonuçlandırmaktan kaçınamayacak böyle bir durumda görevsizlik kararı vermek suretiyle davayı usuli yönden neticelendirecektir. Davanın açılmasıyla davacı ile mahkeme arasında meydana gelen usul hukuku ilişkisinde mahkeme önüne gelen davayı sonuçlandırmaya mecburdur. Mahkeme nezdinde açılan davada görevli olmadığı sonucuna ulaşmış ise, yine davayı sonuçlandırmaktan kaçınamayacak böyle bir durumda görevsizlik kararı vermek suretiyle davayı usuli yönden neticelendirecektir.

6 Davanın özelliğine göre zaman zaman bu başvuru ; C. Savcılığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gibi yasayla görevlendirilmiş makamlar ya da kurumlarca yapılmakta dır. Ancak her halükarda, başvuru koşulu yerine getirilmekt edir. Başvuruyu yaptığımız belgeye DAVA DİLEKÇESİ adı verilir.

7 HMK'ya göre dava dilekçesinin içeriği HMK119.maddede sayılmıştır. Dava dilekçesinin içeriği MADDE 119- (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. HMK'ya göre dava dilekçesinin içeriği HMK119.maddede sayılmıştır. Dava dilekçesinin içeriği MADDE 119- (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.

8 (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır. HMK’nın 119/2 maddesine baktığımızda 119/1.a,d,e,f,g dışında kalan hususların eksik olması halinde yani; 1.b de belirtilen davacıyla davalının adı soyadı ve adresleri, 1.c de belirtilen davacının T.C. kimlik numarası, 1.ç de belirtilen tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı soyadı ver adresleri, 1.ğ de belirtilen dayanılan hukuki sebepler, 1.h de belirtilen davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası unsurlarında bir noksanlık varsa bunların tamamlanması için hakim davacıya bir haftalık kesin süre verecektir. Eğer bu bir haftalık kesin süre içinde söz konusu eksiklikler giderilmezse, dava açılmamış sayılacaktır. HMK’nın 119/2 maddesine baktığımızda 119/1.a,d,e,f,g dışında kalan hususların eksik olması halinde yani; 1.b de belirtilen davacıyla davalının adı soyadı ve adresleri, 1.c de belirtilen davacının T.C. kimlik numarası, 1.ç de belirtilen tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı soyadı ver adresleri, 1.ğ de belirtilen dayanılan hukuki sebepler, 1.h de belirtilen davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası unsurlarında bir noksanlık varsa bunların tamamlanması için hakim davacıya bir haftalık kesin süre verecektir. Eğer bu bir haftalık kesin süre içinde söz konusu eksiklikler giderilmezse, dava açılmamış sayılacaktır.

9 Şimdi kısa kısa dava dilekçesi içeriğini inceleyelim; HMK YA GÖRE DİLEKÇE NASIL OLMALIDIR ?

10 I- MAHKEMENİN ADI : HMK bakımından, mahkeme adının dava dilekçesinde bildirilmesi zorunlu içerik olarak Nitelendirilmemiş (md.119/2) olmakla birlikte, uygulamada böyle bir dilekçenin kabul edilmesi olanaklı değildir. Davacı, kendi kanısına göre görevli ve yetkili mahkemeyi dava dilekçesinde başlık olarak bildirmelidir. Mahkemenin adının dava dilekçesinde gösterilmesiyle, davacının dilekçeyi vereceği görevli ve yetkili mahkeme belirlenmiş olmaktadır. Ancak, davanın açıldığı mahkemenin yetkili ve görevli olmaması, dilekçenin geçerliliğine etki etmeyecektir.

11 Dava dilekçesinin bir mahkemeye hitaben düzenlenmiş olması yeterlidir. Birden fazla aynı isimli mahkemenin bulunması durumunda, mahkeme başlığında bu durumun bildirilmesi gerekmez. “Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine” veya “Asliye Hukuk Mahkemesine” başlıkları yeterli olur. ÖRNEK BAŞLIK: Dava dilekçesinin bir mahkemeye hitaben düzenlenmiş olması yeterlidir. Birden fazla aynı isimli mahkemenin bulunması durumunda, mahkeme başlığında bu durumun bildirilmesi gerekmez. “Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine” veya “Asliye Hukuk Mahkemesine” başlıkları yeterli olur. ÖRNEK BAŞLIK:

12 Dava başka bir yer mahkemesinde açılacaksa, dilekçe o yer mahkemesine götürüleceği gibi, uygulamada daha çok görüldüğü üzere, bulunulan yerdeki aynı mahkeme veya dengi bir mahkeme aracılığıyla da o yer mahkemesine gönderilmek suretiyle dava açılabilecektir. Bu durumda;dava dilekçesinin başlığında her iki mahkemenin de gösterilmesi gerekir. Örneğin, “İzmir Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Gaziantep İş Mahkemesi’ne” gibi. ÖRNEK: Dava başka bir yer mahkemesinde açılacaksa, dilekçe o yer mahkemesine götürüleceği gibi, uygulamada daha çok görüldüğü üzere, bulunulan yerdeki aynı mahkeme veya dengi bir mahkeme aracılığıyla da o yer mahkemesine gönderilmek suretiyle dava açılabilecektir. Bu durumda;dava dilekçesinin başlığında her iki mahkemenin de gösterilmesi gerekir. Örneğin, “İzmir Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Gaziantep İş Mahkemesi’ne” gibi. ÖRNEK:

13 II- DAVACI İLE DAVALININ ADI, SOYADI ve ADRESLERİ Davacının Adı Soyadı ile Adresi Dava dilekçesinde davacının ad ve soyadının açık, anlaşılır bir şekilde yazılması gerekir. Davacı taraf ismini yanlış yazmışsa veya hata yapmışsa, bu durum maddi hataların düzeltilmesine ilişkin HMK 183. maddesi kapsamında, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Yine, hâkim tarafından durumun fark edilmesi halinde, HMK 119/2 maddesi kapsamında, bir haftalık kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmesi ve hatanın düzeltilmesi yoluna gidilebilir. Burada HMK’nın 124. maddesini de anımsamakta yarar bulunmaktadır. II- DAVACI İLE DAVALININ ADI, SOYADI ve ADRESLERİ Davacının Adı Soyadı ile Adresi Dava dilekçesinde davacının ad ve soyadının açık, anlaşılır bir şekilde yazılması gerekir. Davacı taraf ismini yanlış yazmışsa veya hata yapmışsa, bu durum maddi hataların düzeltilmesine ilişkin HMK 183. maddesi kapsamında, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Yine, hâkim tarafından durumun fark edilmesi halinde, HMK 119/2 maddesi kapsamında, bir haftalık kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmesi ve hatanın düzeltilmesi yoluna gidilebilir. Burada HMK’nın 124. maddesini de anımsamakta yarar bulunmaktadır.

14 Tarafta iradi değişiklik başlıklı maddeye göre; bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (md.124/1),ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir (md.124/3). Dava dilekçesinde tarafların yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir(md.124/4). Yukarıda değinildiği gibi, yazım hataları ile eksikliklerin giderilmesi istenilebilir, yoksa davacının değiştirilebilmesi md. 124’de sayılan istisnalar dışında, mümkün değildir. Dava dilekçesinde tarafların yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir(md.124/4). Yukarıda değinildiği gibi, yazım hataları ile eksikliklerin giderilmesi istenilebilir, yoksa davacının değiştirilebilmesi md. 124’de sayılan istisnalar dışında, mümkün değildir.

15

16 Dava dilekçesinde davacı gösterilen kişinin de taraf ve dava ehliyetine sahip olması gerekir. Aksi halde HMK md.115uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilecektir. HMK, davacı ile davalının adreslerinin bildirilmesini zorunlu saymış-tır. HMK 119/2 maddesi, dava dilekçesinde davacının adresinin bildirilmemesi durumunda, hâkim tarafından davacıya verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmesini, aksi halde, davanın açılmamış sayılacağını düzenlemiştir. Dava dilekçesinde davacı gösterilen kişinin de taraf ve dava ehliyetine sahip olması gerekir. Aksi halde HMK md.115uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilecektir. HMK, davacı ile davalının adreslerinin bildirilmesini zorunlu saymış-tır. HMK 119/2 maddesi, dava dilekçesinde davacının adresinin bildirilmemesi durumunda, hâkim tarafından davacıya verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmesini, aksi halde, davanın açılmamış sayılacağını düzenlemiştir.

17

18 Davanın bir avukat aracılığıyla takip edilmesinde, avukatın adresinin bildirilmesine rağmen, davacının adresinin dava dilekçesinde bildirilmesinin zorunlu olup olmadığıdır. Öğretide, bu durumun eksiklik olduğu ileri sürülmüştür. Ancak Yargıtay; dava,davacı adına vekili tarafından açılmış ancak davacının adresi dilekçede yoksa dava dilekçesinin ekinde bulunan davacıya ait vekâletnamede davacının adresinin açıkça yazılı bulunmasına, dilekçede de vekilin adı ve soyadı ile adresinin gösterilmiş olmasına göre dava dilekçesinde davacının adresinin yazılı olmaması noksanlık sayılamaz şeklinde karar vermiştir.

19 Yukarıda davacı için değinilen konular davalı bakımından da geçerlidir. Ancak bir takım konulara değinmek yararlı olacaktır.Dava dilekçesinde davalı yerine başka biri gösterilmişse ancak dava dosyasından, davalının kim olduğu anlaşılabilmekteyse, bu bir eksiklik sayılmamalıdır.Davalı tüzel kişi ise ticaret unvanının tam olarak yazılması gerekir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir (md.124/4). Uygulamada karşılaşılan sorunlardan birisi davalının adresidir. Adres, bir kimsenin kendisine tebliğ edilecek belgenin iletilmesi için arandığı zaman bulunabileceği yerdir. Davalının adresinin dava dilekçesinde yazılması gerekir. Ancak kimi durumlarda, davalının adresi bilinmez. Davanın açılması sırasında, davalının adresinin gösterilmesinin mutlak zorunluluk olarak aranması, adalete erişimi engelleyebilir.

20 III. DAVACININ TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI TC kimlik numarası dava dilekçesinde gösterilmemişse HMK md.119/2 uyarınca davacıya veya vekiline bir hafta süre verilmesi bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Ancak doktrinde bu yaptırımın ağır olduğu konusunda eleştiri bunmaktadır. Davalının TC kimlik numarasının bildirilmesine gerek yoktur.Ancak davalının TC kimlik numarasının bilinmesi halinde, dava dilekçesinde bunun bildirilmesi, özellikle, MERNİS adresinin tespiti ve aynı isimli aynı ad ve soyada sahip kişilerin birbirinden ayrılması ve e-devlet uygulamaları bakımından kendini gösterecektir.

21 IV. TARAFLARIN KANUNİ TEMSİLCİLERİNİN VE DAVACI VEKİLİNİN ADI, SOYADI VE ADRESLERİ Davada, davacı kendisini bir vekille temsil ettirmekteyse, avukatın da ad, soyad ve adresinin, dava dilekçesinde yer alması gerekir. Davalının bir vekili varsa dava dilekçesinde, bu avukatın adının yazılmaması gerekir. Çoğunlukla, davacı tarafından davalının avukatı bilinemez. Ayrıca avukat, bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder (Av K.md.1). Bu bağımsızlık, aynı zamanda müvekkiline karşı da ileri sürülebilmelidir.

22 Bir Soru? İtirazın iptali davasında davalı vekili olarak icra takibine itiraz eden avukat yazılabilir ve tebliğat avukata çıkarılabilir mi?

23 Birçok davada davalıyı temsil eden vekilin, bundan sonraki davalarda davalıyı temsil etmesi şeklinde bir zorunluluk söz konusu değildir. Konuyla ilgili olarak Yargıtay bir kararında; “vekilin genel vekâletname ile yetkilendirilmesi, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Bu nedenle, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında atadığı vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı, davanın açılması sırasında belli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asıla tebliği gerekir. Aksi takdirde, “usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış olmaz” Birçok davada davalıyı temsil eden vekilin, bundan sonraki davalarda davalıyı temsil etmesi şeklinde bir zorunluluk söz konusu değildir. Konuyla ilgili olarak Yargıtay bir kararında; “vekilin genel vekâletname ile yetkilendirilmesi, müvekkilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu ona yüklemez. Bu nedenle, hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında atadığı vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı, davanın açılması sırasında belli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asıla tebliği gerekir. Aksi takdirde, “usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış olmaz”

24 V. DAVANIN KONUSU VE MALVARLIĞI HAKLARINA İLİŞKİNDAVALARDA, DAVA KONUSUNUN DEĞERİ HMK da 119/1-d maddesinde, dava dilekçesinde dava konusu ve bunun yanında, malvarlığına ilişkin davalarda, dava değerinin gösterilmesi gerektiğini düzenlemiştir.Dava konusu açık ve belirgin olmalı, soyut ifadelerle yetinilmemelidir. Örneğin iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenecekse, dava konusu olarak; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat miktarı ile hangi tarihten itibaren faiz istendiği, tazminatın müştereken ve müteselsilen istenip istenmediği, hatta yargılama gideri ve vekalet ücreti istemlerinin de dava dilekçesinde yer alması gerekir. V. DAVANIN KONUSU VE MALVARLIĞI HAKLARINA İLİŞKİNDAVALARDA, DAVA KONUSUNUN DEĞERİ HMK da 119/1-d maddesinde, dava dilekçesinde dava konusu ve bunun yanında, malvarlığına ilişkin davalarda, dava değerinin gösterilmesi gerektiğini düzenlemiştir.Dava konusu açık ve belirgin olmalı, soyut ifadelerle yetinilmemelidir. Örneğin iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenecekse, dava konusu olarak; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat miktarı ile hangi tarihten itibaren faiz istendiği, tazminatın müştereken ve müteselsilen istenip istenmediği, hatta yargılama gideri ve vekalet ücreti istemlerinin de dava dilekçesinde yer alması gerekir.

25 Dava konusunun ne olduğu, talep sonucunda da açıkça yazılacağından, dava dilekçesinde ayrıca dava konusunun yazılmaması bir eksiklik oluşturmaz. Ancak, Harçlar Kanunu 16/3. maddesi “değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz” hükmünü içermektedir. Bu nedenle dava dilekçesinde harç miktarının belirlenebilmesi için malvarlığına ilişkin davalarda dava konusunun değerinin belirtilmesinin zorunlu olduğu kabul edilmelidir. Dava konusunun ne olduğu, talep sonucunda da açıkça yazılacağından, dava dilekçesinde ayrıca dava konusunun yazılmaması bir eksiklik oluşturmaz. Ancak, Harçlar Kanunu 16/3. maddesi “değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz” hükmünü içermektedir. Bu nedenle dava dilekçesinde harç miktarının belirlenebilmesi için malvarlığına ilişkin davalarda dava konusunun değerinin belirtilmesinin zorunlu olduğu kabul edilmelidir.

26 VI. DAVACININ İDDİASININ DAYANAĞI OLAN BÜTÜN VAKIALARIN SIRA NUMARASI ALTINDA AÇIK ÖZETLERİ Davacının, dava dilekçesinde talep sonucunu elde etmek açısından,iddiasını kanıtlamak için gerekli tüm vakıaları, sıra numarası altında,açık özetleriyle bildirmesi gerekir. Karşı taraf ve mahkeme hâkiminin rahatlıkla dava dilekçesini inceleyip değerlendirebilmesi için, mümkün olduğunca, eski tarihli işlem veya vakıadan başlayarak, sıra numarası verilmek suretiyle, dava dilekçesinde vakıaların açık özetlerinin dilekçesinde bulunması gerekir. Dava dilekçesinde vakıaların sıra numarası ve koyulaştırılmış konu başlıkları, davaya bakan hâkimin dilekçeyi rahatça okuyup anlamasını sağlayacaktır. Vakıaların tam ve doğru olarak gösterilmesi oldukça önemlidir. Çünkü mahkeme, davacının dilekçesinde göstermediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez, hatta bunları hatırlatacak davranışlarda dahi bulunamaz. Hâkim olsa olsa çelişkili ve belirsiz olan vakıalar bakımından davacıdan açıklama yapılmasını isteyebilecektir.

27 4721 Sayılı TMK md.6 “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça,taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermektedir. Ayrıca, İspat yükü başlıklı, HMK190/1. maddesi “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça,iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” demektedir. Davacı, dava dilekçesiyle mahkemeden bir hukuki durumun tespitini veya edasını istemektedir. Bu nedenle, davacı istemlerini kanıtlayacak, vakıaları bildirmek ve ispatlamak yükümlülüğün-dedir. Yine isabetli bir şekilde, HMK’da düzenlenmiş yargılamaya hakim olan ilkelerden olan, taraflarca getirilme ilkesi gereğince de bu sonuca ulaşılmaktadır. Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştımalıdırlar (md.194). Bu nedenle, davacı somutlaştırma yükümlülüğü nedeniyle, vakıa beyanlarını zaman, yer, kişiler ve olgular bakımından açık bir şekilde yapmalıdır.

28 Soru: Dava dilekçesinde talep dayanağı vakıaların gösterilmemesinin yaptırımı ne olacaktır?

29 HMK 119/2. maddesinde, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendini, eksiklik olması durumunda bir haftalık süre ve davanın açılmamış sayılmasına dair yaptırımdan ayrı tutmuştur. Davacı ön inceleme duruşmasına kadar bu eksikliği tamamlamalıdır. Bu nedenle,dava dilekçesinde, davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmemiş olması, usuli anlamda bir eksiklik değildir. Ancak, davacının, dava dilekçesinde, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları bildirmemiş olması, kendi aleyhine bir durum ortaya çıkarabilecek ve davanın esastan reddine dair bir kararla karşı karşıya kalmasını sağlayabilecektir. HMK 119/2. maddesinde, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendini, eksiklik olması durumunda bir haftalık süre ve davanın açılmamış sayılmasına dair yaptırımdan ayrı tutmuştur. Davacı ön inceleme duruşmasına kadar bu eksikliği tamamlamalıdır. Bu nedenle,dava dilekçesinde, davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmemiş olması, usuli anlamda bir eksiklik değildir. Ancak, davacının, dava dilekçesinde, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları bildirmemiş olması, kendi aleyhine bir durum ortaya çıkarabilecek ve davanın esastan reddine dair bir kararla karşı karşıya kalmasını sağlayabilecektir.

30 VII. İDDİA EDİLEN HER BİR VAKIANIN HANGİ DELİLLERLE İSPAT EDİLECEĞİ Delil, ileri sürülen vakıanın doğruluğunu kanıtlamaya yarar. Mahkemenin yargılamayı doğru yürütebilmesi ve makul bir sürede karar verebilmesi için, delillerin vakıalar ile bağlantısı kurularak mahkemeye sunulması gerekir. Dava dilekçesinde davacı, iddialarını hangi delillerle ispat edeceğini belirtecektir (md. 119/1-f). Belgelerin dilekçelerle birlikte verilmesi zorunlu ise de (md. 121) mahkemenin ön inceleme aşamasında da yazılı delillerin sunulması için kesin süre vereceği öngörülmüştür (md. 140/5). Davacının genel ifadelerle delillerini belirtmesi yeterli sayılmayıp; davacı, dilekçesinde hangi delillere dayandığını açıkça yazmalıdır. Bu düzenleme HMK’da kabul edilen somutlaştırma yükümlülüğünün de bir sonucu olarak kendini göstermektedir.

31 Davacı, tanık deliline dayanmışsa dava dilekçesinde yalnızca bunu belirtmesi yeterlidir. Tanıkların adlarının dava dilekçesinde belirtilmesi zorunlu değildir. Tanık listesi daha sonra, tanıkların dinlenilmesi aşamasında mahkemeye verilebilir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri,ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmak-tan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (HMK md. 140/5)

32 VIII. DAYANILAN HUKUKİ SEBEPLER Hâkim, Türk hukukunu re’sen uygular (md.33). Dava dilekçesinde dayanılan vakıalara uygulanacak normatif düzenlemeleri uygulamak,hâkimin yasal görevidir. Bu nedenle, dava dilekçesinde dayanılan hukuki nedenlerin bildirilmemiş olması, eksik veya yanlış bildirilmiş olması tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. Hâkim, davacının gösterdiği hukuki sebeplerle de bağlı değildir. Ancak, taraflarca getirilme ilkesi (md.25)ve yargılamaya yardımcı olarak yargılamanın hızlandırması amacı göz önüne alındığında, dava dilekçesinde dayanılan hukuki sebeplerin bildirilmesi yerinde olur.

33 IX. A Ç IK BİR ŞEKİLDE TALEP SONUCU Davacı talep sonucunda, asıl talebini ve varsa faiz, icra tazminatları gibi yan taleplerini de açıkça bildirmelidir. Ancak, yargılama gideri ve bunun içinde olan avukatlık ücretinin talep sonucunda bildirilmemesi durumunda da mahkeme kendiliğinden konu hakkında karar verecektir. Davacı, dava dilekçesinde talep sonucunu açıkça yazmamışsa, bu eksiklik hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, davalının da eksikliği ileri sürmesi her zaman mümkündür. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (md.26/1). Taleple bağlılık ilkesi olarak adlandırılan bu düzenleme nedeniyle, davacının, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunu bildirmesi gerekir. IX. A Ç IK BİR ŞEKİLDE TALEP SONUCU Davacı talep sonucunda, asıl talebini ve varsa faiz, icra tazminatları gibi yan taleplerini de açıkça bildirmelidir. Ancak, yargılama gideri ve bunun içinde olan avukatlık ücretinin talep sonucunda bildirilmemesi durumunda da mahkeme kendiliğinden konu hakkında karar verecektir. Davacı, dava dilekçesinde talep sonucunu açıkça yazmamışsa, bu eksiklik hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, davalının da eksikliği ileri sürmesi her zaman mümkündür. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (md.26/1). Taleple bağlılık ilkesi olarak adlandırılan bu düzenleme nedeniyle, davacının, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunu bildirmesi gerekir.

34 Uygulamada karşılaşılan bir sorun, davacının kimi kez isteklerinin tümünü talep sonucunda yazmaması, bunu dava dilekçesinin diğer kısımlarında belirtmesidir. Davacının, mahkemeden neleri hüküm altına alınması istemini dava dilekçesinin talep sonucunda bildirmesi gereli ise de, bunu talep sonucunda bildirmeyip “davanın konusu” bölümünde açıkça bildirmiş olması da yeterlidir Kanunun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış ve açık bir şekilde talep sonucunun da bulunacağı belirtilmiş ve maddenin ikinci fıkrasında ise talep sonucunun açık olmaması halinde hâkimin davacıya talebini açıkça belirlemesi için süre vermesi gerekmektedir. Uygulamada karşılaşılan bir sorun, davacının kimi kez isteklerinin tümünü talep sonucunda yazmaması, bunu dava dilekçesinin diğer kısımlarında belirtmesidir. Davacının, mahkemeden neleri hüküm altına alınması istemini dava dilekçesinin talep sonucunda bildirmesi gereli ise de, bunu talep sonucunda bildirmeyip “davanın konusu” bölümünde açıkça bildirmiş olması da yeterlidir Kanunun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış ve açık bir şekilde talep sonucunun da bulunacağı belirtilmiş ve maddenin ikinci fıkrasında ise talep sonucunun açık olmaması halinde hâkimin davacıya talebini açıkça belirlemesi için süre vermesi gerekmektedir.

35 SORU: Peki Mahkeme süre vermeyip davacıya dilekçesini ıslah etmesi için süre verirse ne olur?

36 CEVAP: Dava dilekçesinde talep sonucunun eksik olması durumunda, dilekçenin yasaya uygun hale getirilmesi için davacı tarafa süre verilmeyip de ıslah etmesi yönünden mahkemece süre verilmesi doğru değildir. Bu durum, davacının aleyhine bir durum olacaktır. Çünkü, yasal olarak eksikliği giderme hakkı olan davacıya bu yönde bir zorlamada bulunulması,bir davada bir kez ıslah yapılabilir ilkesi uyarınca yok yere bu hakkın kullanılması anlamına gelecektir. CEVAP: Dava dilekçesinde talep sonucunun eksik olması durumunda, dilekçenin yasaya uygun hale getirilmesi için davacı tarafa süre verilmeyip de ıslah etmesi yönünden mahkemece süre verilmesi doğru değildir. Bu durum, davacının aleyhine bir durum olacaktır. Çünkü, yasal olarak eksikliği giderme hakkı olan davacıya bu yönde bir zorlamada bulunulması,bir davada bir kez ıslah yapılabilir ilkesi uyarınca yok yere bu hakkın kullanılması anlamına gelecektir.

37 X. DAVACININ, VARSA KANUNİ TEMSİLCİSİNİN VEYA VEKİLİNİNİMZASI Dava dilekçesinde, davacının imzasının olması zorunludur. Eğer,davacının varsa kanuni temsilcisi veya vekilinin imzasının dilekçede yer alması yeterli olup, bu durumda küçük, kısıtlı ya da asılın dilekçeyi imzalamasına gerek yoktur. İmzanın 818 Sayılı Borçlar Kanunu 14 ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 15. maddesi uyarınca el yazısı ile olması gerekir. Ancak güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Özellikle, UYAP üzerinden davanın açılması durumunda yalnızca güvenli elektronik imza yeterli olacaktır. Zorunlu unsurlardan olan imzanın, eksik olması halinde hâkim eksikliğin bir haftalık kesin süre içerisinde giderilmesini davacı veya varsa kanuni temsilci ya da vekilinden isteyecektir. Anılan eksiklik süresinde giderilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir. Uygulamada daha çok özellikle havale aşamasında eksikliğin giderildiği görülmektedir. X. DAVACININ, VARSA KANUNİ TEMSİLCİSİNİN VEYA VEKİLİNİNİMZASI Dava dilekçesinde, davacının imzasının olması zorunludur. Eğer,davacının varsa kanuni temsilcisi veya vekilinin imzasının dilekçede yer alması yeterli olup, bu durumda küçük, kısıtlı ya da asılın dilekçeyi imzalamasına gerek yoktur. İmzanın 818 Sayılı Borçlar Kanunu 14 ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 15. maddesi uyarınca el yazısı ile olması gerekir. Ancak güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Özellikle, UYAP üzerinden davanın açılması durumunda yalnızca güvenli elektronik imza yeterli olacaktır. Zorunlu unsurlardan olan imzanın, eksik olması halinde hâkim eksikliğin bir haftalık kesin süre içerisinde giderilmesini davacı veya varsa kanuni temsilci ya da vekilinden isteyecektir. Anılan eksiklik süresinde giderilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir. Uygulamada daha çok özellikle havale aşamasında eksikliğin giderildiği görülmektedir.

38 SONUÇ OLARAK; DAVA, DİLEKÇEYLE KAZANILIR VEYA KAYBEDİLİR. Dava dilekçesinin kanunun aradığı koşuları taşıması da tek başına yeterli olmayacaktır. *Dava dilekçesi davanın anahtarıdır. *Yalın ve güzel bir Türkçe ile kaleme alınması gerekir. *Kısa cümlelerle birbiriyle uyumlu hukuki sebepler ve vakıalar belirtilmeli, *talep açık ve anlaşılır olmalıdır. SONUÇ OLARAK; DAVA, DİLEKÇEYLE KAZANILIR VEYA KAYBEDİLİR. Dava dilekçesinin kanunun aradığı koşuları taşıması da tek başına yeterli olmayacaktır. *Dava dilekçesi davanın anahtarıdır. *Yalın ve güzel bir Türkçe ile kaleme alınması gerekir. *Kısa cümlelerle birbiriyle uyumlu hukuki sebepler ve vakıalar belirtilmeli, *talep açık ve anlaşılır olmalıdır.


"Av. Abdullah SAĞLAM. Ülkemiz son dönemde, Torba Kanun olarakta bildiğimiz çok büyük çaplı yeni bir kanunlaştırma hareketi içerisine girmiş bulunmaktadır." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları