Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ZİHİNSEL ENGELLİLERİN DÜZEYLERİNE GÖRE GELİŞİM ÖZELLİKLERİ VE YAYGINLIK ORANLARI SEVGİ ERGAN AHMET KUTSİ TECER ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ZİHİNSEL ENGELLİLERİN DÜZEYLERİNE GÖRE GELİŞİM ÖZELLİKLERİ VE YAYGINLIK ORANLARI SEVGİ ERGAN AHMET KUTSİ TECER ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU)"— Sunum transkripti:

1 ZİHİNSEL ENGELLİLERİN DÜZEYLERİNE GÖRE GELİŞİM ÖZELLİKLERİ VE YAYGINLIK ORANLARI SEVGİ ERGAN AHMET KUTSİ TECER ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU)

2 ENGELLİ NE DEMEKTİR ? Gelişim basamaklarında öğrenme, hareket etme, görme, işitme gibi süreçlerden birisi ya da birkaçında yetersiz olan kişidir.

3 ZİHİNSEL ENGELLİLİK NEDİR ? Gelişimsel dönemler sırasında görülen,uyumsal davranışlarda kalıcı bozukluklarla ortaya çıkan genel zihin fonksiyonlarında ortalamanın anlamlı düzeyde altında olmak şeklinde tanımlanmaktadır.

4 . Doğumdan önce embriyonun gelişiminde,doğum sırasında veya doğum sonrası gelişim sürecinde;çeşitli nedenlerle merkezi sinir sistemini etkileyerek bellek,motor,sosyal olgunluk gelişim ve fonksiyonlarında kalıcı olarak duraklama,gerileme sonucu yaşıtlarından dörtte bir yada daha düşük veya daha yüksek oranda gerilik oluşturan durum,zihinsel yetersizlik ( zeka geriliği ) olarak tanımlanmaktadır.

5 ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ, MADDE 4: Zihinsel Yetersizlik : 18 yaşından önce ortaya çıkan zihinsel işlevler ile kavramsal,sosyal ve pratik uyum becerilerinde anlamlı sınırlılıklar görülen yetersizlik durumudur, şeklinde tanımlanır.

6 Z İ H İ NSEL ENGELL İ LERDE SINIFLANDIRMA

7 AĞIRLIK DERECELERİNE GÖRE a. Psikolojik (Davranışsal) Sınıflandırma 1) HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİK: Bireyin eğitim dönemi içinde,sınırlı seviyede destek eğitim hizmetleri ve özel düzenlemelere ihtiyacı olması durumudur. 2) ORTA DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİK: Bireyin temel akademik,günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında yoğun özel eğitim ihtiyacı olması durumudur.

8 . 3)AĞIR DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİK : Bireyin öz bakım becerilerinin öğretimi de dahil olmak üzere yaşam boyu süren,yaşamın her alanında tutarlı ve daha yoğun özel eğitim ve destek hizmet ihtiyacı olması durumudur. 4) ÇOK AĞIR DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİK: Bireyin zihinsel yetersizliği yanında başka yetersizlikleri bulunması nedeniyle öz bakım,günlük yaşam ve temel akademik becerilere sahip olmamasından dolayı yaşamı boyunca bakım ve gözetim ihtiyacı olması durumudur.

9 b. Eğitsel Sınıflandırma 1) Eğitilebilir Zihinsel Engelliler 2) Öğretilebilir Zihinsel Engelliler 3) Ağır Derecede Zihinsel Engelliler 4) Çok Ağır Derecede Zihinsel Engelliler

10 E Ğİ T İ M PROGRAMLARININ AMAÇLARI  Zihin engelli çocukların ne öğrenmeye gereksinimleri var?  Yakın bir zamana kadar hafif derecede zihin engellilere, geleneksel akademik konu alanlarının ağırlıklı olduğu genel eğitim programları yavaşlatılmış ve sadeleştirilmiş bir biçimde uygulanıyordu.

11 Daha ağır derecedeki çocuklarda ise günlük yaşam etkinlikleri için gerekli ya da önkoşul olduğu düşünülen becerilerin öğretimine (bu etkinliklerle yeterince ilişki kurulmaksızın) ağırlık veriliyordu. Saatlerce, günlerce kovaya küpler konuyor, nesneler renklerine göre gruplandırılıyordu.

12 Bu çocuklara bu kadar bilgi yüklemenin, bir çok beceriyi ölçüsüz bir biçimde öğretmenin onlara ne yararı olabilir? Yaşamlarını daha bağımsız bir biçimde sürdürmelerini sağlar mı?  Bu nedenle, bu çocuklara ne öğreteceğiz sorusuna yanıt olarak "işlevsel akademik beceriler" ve "bağımsız yaşama becerileri" diyoruz.

13 İş levsel Akademik Beceriler Burada işlevsellikten amaçlanan, öğretilecek bilgi ve becerilerin günlük yaşamda, evde, toplumda ve çevrede kullanılabilir, işe yarar olmasıdır. Ancak bunu yaparken bireysel farklılıkları dikkate almak gerekir. Çünkü bir zihin engelli çocuk için gerekli olan bir bilgi ya da beceri diğeri için olmayabilir. Bunun için şu sorulara yanıt aramamız gerekir:

14 1 - Programın içeriği evde, okulda ya da toplumda mümkün olduğunca bağımsız işlevlerde bulunmak için gerekli olan bilgi ve beceriler üzerinde yoğunlaşmakta mıdır? 2 - İçerik gelecekteki gereksinimleri karşılayacak nitelikte midir? 3 - Çocuğun ailesi içeriğin hem halihazırdaki hem de gelecekteki gereksinimler için önemli olduğunu düşünmekte midir?

15 4 - Çocuk içeriğin hem halihazırdaki hem de gelecekteki gereksinimler için önemli olduğunu düşünmekte midir? 5 - İçerik çocuğun takvim yaşına ve halihazırdaki zihinsel, akademik ya da davranışsal performans (başarı) düzeyine uygun mudur? 6 - Çocuğun kavram ve becerileri öğrenmemesinin sonuçları neler olur?

16 Öğretilmesi düşünülen herhangi bir becerinin işlevsel olup olmadığına karar verebilmenin belki de en basit yolu, zihin engelli çocuğun "21 yaşında olduğumda buna gereksinimim olacak mı?" sorusuna vereceği yanıta bakılmasıdır.

17 -Çocuğa sunulacak eğitim programlarına karar verirken dayanak noktası bu soruya verilecek yanıt olmalıdır. -Ufak yaşlardaki zihin engelli çocuklar bu soruya yanıt veremezler. Bu nedenle aileler ve öğretmenler bu soruya onlar adına yanıt vermelidir.

18 Z İ H İ NSEL ENGELL İ LER İ N DÜZEYLER İ NE GÖRE GEL İŞİ M ÖZELL İ KLER İ

19 1.HAFİF DERECEDE (EĞİTİLEBİLİR) ZİHİNSEL ENGELLİLER: Hafif derecede zihinsel engelliler, temel okuma-yazma ve sayma becerilerini kazanmada yaşanan problemler sonucu ortaya çıkar. Zeka bölümü puanı 50-55 ile 70 arasındadır. Bu çocukların motor gelişimlerinde normal gelişim gösteren çocuklara göre biraz daha gerilik görülür.

20 “Eğitilebilir” terimi bu gruba giren çocukların okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini açıklamaktadır. Gelişimleri normal zeka bölümüne sahip çocuklardan önemli bir farklılık göstermez ve tanılanmaları okula başladıkları dönemde akademik çalışmalardaki güçlükleri sonucunda yapılabilmektedir.

21 Yaşıtlarına göre daha ileri yaşlarda olmakla birlikte 3. ve 4. Sınıf düzeyindeki bilgi ve becerileri kazanabilirler. Zaten eğitilebilir terimi, bu gruba giren çocukların okuma-yazma,matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini açıklamaktadır. Eğitilebilir zekadaki bu çocuklar temel akademik beceriler yanında, öz bakım becerilerini öğrenebilirler,ileride yetişkinlik çağındaki geçimlerini sağlayabilecek iş becerisi edinebilirler.

22 Normal yaşıtlarına göre daha geç ve güç öğrenirler. Dikkatleri dağınık ve kısa sürelidir. Kazandıkları bilgileri transfer edemezler, genelleme yapamazlar, ilgileri sık sık değişir. Konuşma bozuklukları oldukça yaygındır.

23 Genellikle beyin patolojisi ya da diğer fiziksel bozukluklar göstermezler. Sosyal kavramları öğrenmede, grup etkinliklerine katılma ve kurallarına uymada güçlük çekerler. Kendilerine güvenleri azdır, bağımsız hareket edemezler ve sebatsızdırlar.

24 Erken tanı, anne-baba yardımı, özel eğitim programları ile çoğunluğu sosyal yönden uyum sağlayabilirler. Fakat alışılmadık ya da ekonomik stres altındayken rehberlik ve yardıma ihtiyaç duyabilirler.

25 Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafından uygulanan bireysel ve grup zeka testleri sonucunda eğitilebilir zeka düzeyinde olduğu tespit edilen öğrenciler, hazırlanan inceleme raporları ile birlikte normal ilkokullar bünyesinde açılan özel eğitim sınıflarına kayıt edilirler.

26 Özel sınıflar, Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünün araştırma ve inceleme sonucuna bağlı olarak yapacağı teklife göre, Valilik Makamının onayı ile açılır ve kapatılır.

27 Eğitilebilir çocukların tespiti ve bu sınıflara yerleştirilmesi Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce yapılır. Özel eğitim sınıflarında sınıf mevcudu 10’ dan aşağı, 15’ den yukarı olmayacak şekilde oluşturulur.

28 (Öğrencinin özel eğitim sınıfına devam etme imkanı olmadığı takdirde (özel eğitim sınıfı açılmaması) durumunda) bu öğrenciler normal sınıfta kaynaştırma eğitimine alınırlar.

29 Eğitilebilir zeka düzeyindeki çocukların diplomalarına, özel sınıfta okudu, kaynaştırma programından faydalandığı ibaresi yazılmaz.

30 ZİHİNSEL VE BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler. Fazla sabır ve tekrar gerektirir. En çok sıkıntı çektikleri konular matematiksel işlemlerdir. Bu çalışmalara karşı ilgileri çok geç ve sınırlı olarak gelişir. Dikkat süreleri kısa ve dağınıktır.Devamlı izleme, teşvik ve değişiklik isterler. Bir ders konusu ne kadar ilgi çekici olsa da etkinliklere kısa süre katılırlar. İlgileri kısa sürelidir. Yakın şeylere ilgi duyarlar ve uzak gelecek ile ilgilenmezler.

31 Ders,birbirini izleyen ilginç etkinlikler dizisi olmadıkça ilgilerini çekmez. Çok ilginç buldukları çalışmalardan dahi kısa bir süre sonra bıkarlar. Somut şeyleri daha kolay ve iyi kavrarlar. Kavramların somutlaştırılması anlamayı kolaylaştırır. Zaman kavramı çok geç ve güç gelişir.

32 Kendilerinden küçükler ile ilişki kurmayı ve oynamayı severler. Konuşmaya geç başlarlar. Konuşma gelişimleri zihinsel engelin derecesi ile orantılıdır. Genelleme yapamazlar. Kazandıkları bilgileri transfer etmekte çok güçlük çekerler.

33 Bir etkinliği bir işi tümüyle Öğrenmek için onların basit bölümlere ayrılmasını isterler. Parçadan bütüne doğru öğrenirler. Öğrenme hızları yavaştır Bu çocuklara her detay ayrı ayrı açıklanır ve istenilen şey somut olarak gösterilirse,zihin karışıklığına meydan vermeden öğretmek kolay olur.

34 Gördükleri ve duydukları şeyleri çabuk unuturlar; bellekleri zayıftır. Bu çocuklar, verilen bilgi ve uyarıları kısa zamanda unuturlar. Uyaranların kalıcı olması fazla tekrarı gerektirir. Yakın gelecekteki konulara ilgi duyarlar. Uzak gelecekle ilgilenmezler. Algıları, kavramları ve tepkileri basittir.

35 BEDENSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Beden gelişimleri geri kalmış ya da duraklamış olabilir. Kol bacak kasları gelişmiştir, bazı çocuklar vücut hareketlerini (yürüme, koşma, merdiven çıkma v.b) normal yaşıtları ile aynı zamanda, bazıları ise yaşıtlarından biraz daha gecikmeli olarak yapabilirler. Yürüyüş, sıçrama, atlama hareketlerini yapmada kolaylık görülür. Belirli uzaklığa topu fırlatma ve yakalama gibi el ve kol kaslarının kontrolüne yarayan düzenli denemeleri çoğu kez başarabilirler.

36 Devamlı ve daha fazla dikkat harcayarak kalem fırça ve tebeşir kullanma becerisi kazanırlar. El becerilerine karşı ilgi artar. Makasla kağıt kesmekten, çekiç ve testere gibi aletlerle iş yapmaktan hoşlanırlar, ama yaptıkları işler genellikle kabaca işlerdir. Bir kısmı bakmadan yazabilecek hale gelebilir. Fiziksel gelişimleri (boy-kilo) ise yaşıtlarının gelişimi ile bir tutarlılık gösterir.

37 Normal yaşıtlarına göre daha sık hasta olurlar. Kendilerini korumayı normal çocuklar gibi bilemezler. Zihinsel engele ek olarak görme ve işitme gibi bedensel özürler söz konusu olabilir. Basit hareketlerde yaşıtlarından gerilik,karmaşık hareketlerde belirli gerilik yanında yürüme, oturma, durma ve benzeri hareketlerde zayıflık görülür.

38 DİL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Konuşmaya geç başlarlar. Konuşmalarında ses bozuklukları vardır (artikülasyon) Kelime hazineleri zayıftır.

39 Alıcı ve ifade edici dil gelişimleri zayıftır. Konuşmaları akıcı değildir. Okuduklarını anlatmakta güçlük çekerler.

40 SOSYAL VE KİŞİLİK GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edemezler. Güvendikleri bir kişinin teşvik ve onayını beklerler. Kendilerine güvenleri azdır. Bağımsız hareket etmekten çekinirler.

41 Bir işi sonuna kadar sürdüremezler. Kolayca yorulurlar. Yakın çevresindekilerle kolay dostluk kuramazlar. Kurdukları dostlukları uzun süre devam ettiremezler. Sorumluluk almaktan kaçınırlar. Yeni durumlara uymakta çok zorluk çekerler.

42 Birlikte bulundukları kişilerin duygu ve düşüncelerine ilgi ve saygı duymazlar. Kendi kendilerine bir işe başlama ve devam etme arzusu duymazlar. Kendilerinden küçükler ile ilişki kurmayı ve oynamayı tercih ederler. Bu çocukların konuşma, ilgi, zeka, sosyal ve bilgi seviyeleri akranlarından geri olduğu için kendi seviyelerinde anlaşabileceği takvim yaşları küçük normal zeka seviyesindeki çocuklarla oynarlar.

43 Sebatsızdırlar, kolayca cesaretleri kırılır. Ufak tefek engeller karşısında yılgınlık gösterir. Bir amaca ulaşmak için kuvvetli duygular hissetmezler. Ufak tefek engeller karşısında çözüm yolları aramazlar. Hemen yılgınlık gösterirler.

44 Sosyal ilişkilerinde grupta daima başkalarına bağımlı olma eğilimindedirler. Grup etkinliklerinde bir lidere tabii olmayı isterler. sorumluluk almaktan çekinirler. Genellikle grupta lider olmazlar. Sosyal faaliyetlere karşı ilgisi azdır. Sosyal ilişkilerde bencildirler. Davranışlarında her şeyin kendilerine ait olmasını isterler,paylaşımcı değildirler.

45 Kuralları zor olan oyunlara ve faaliyetlere katılmazlar. Giydiklerini, uygun şekilde giyemez ve kendilerine yakıştıramazlar. Bu özellikler daha çok, sosyal yaşantılardan yoksun bırakılmış, giyinme ve tuvalet yapma konusunda yeterli beceri kazandırılmamış çocuklarda görülür. Nezaket ve görgü kurallarına uymakta zorluk gösterirler. Hangi davranışların uyumlu olduğunu öğrenmesi için uygun yaşantılardan geçmeleri gereklidir.

46 ÖZBAKIM BECERİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Öz bakım becerileri (tuvalet eğitimi, temizlik ve yeme alışkanlığı v.b) doğuştan getirilmeyen öğrenilerek kazanılan davranışlardır. Bu çocuklar tuvalet eğitimlerini belki yaşıtlarından geç kazanacaklardır ama temizlik ve yemek alışkanlıklarını kendi yaşıtları ile aynı zamanda kazanabilirler.

47 Öz bakım becerilerinin gelişmesi çocukların evde ne öğrendiklerine ve onlardan ne istendiğine bağlıdır. Bu çocukların çoğu, muhtemelen bir çok yönleri ile yaşıtlarına benzeyeceklerdir. Eğer bir çocuğun küçük kas motor gelişimleri tam olarak gelişmemişse düğmelerini iliklemede, sert yiyecekleri ısırmada, fermuarını ve kemerini sıkıca kapamada zorluk çekebilirler.

48 Hafif düzeyde zihin engelli çocuklar sofra kurallarını yaşıtları gibi kazanabilirler, bu becerilerin gecikmiş olması aile ortamından kaynaklı olabilir. Bu nedenle beslenme saatlerinin özbakım beceri gelişimlerini destekleyici ve öğretici bir biçimde eğitim programlarında özellikle 1.2.3. sınıflarda yoğun olarak yer verilmeli, sınıfta bulunan yardımcı annelerden de beslenme saatinde özbakım beceri gelişimlerini desteklemede yardım alınmalıdır.

49 Tuvalet eğitimini kazanmada yaşıtlarına nazaran gecikme görülebilmektedir. Fakat bu konuda ailenin nasıl bir eğitim yöntemi uyguladığı da çok önemlidir. Eğer çocuklar altlarının kuru kalmasını daha iyi olduğunu öğrenmişlerse sözler ya da işaretlerle tuvalete gitmeyi isteyeceklerdir. Bununla beraber giysilerini çıkarma, temizlik alışkanlığı, gibi konularda yardıma ihtiyaç duyacaklardır. Bunun için özel eğitimde fırsat eğitimi denen her yerde ve her ortamda eğitim verme kuralı tuvalet eğitiminde de işler hale getirebilir.

50 2.ORTA DERECEDE (ÖĞRETİLEBİLİR) ZİHİNSEL ENGELLİLER: Orta derecede zihinsel engelliler; sosyal, duygusal ve dil gelişimi alanlarında gecikmenin olması, davranış problemlerine rastlanması, temel okuma- yazma ve sayma becerilerinde problemlerin görülmesi sonucu ortaya çıkar. Zeka bölümü puanı 35-40 ile 50-55 arasındadır. Motor gelişimleri yaşıtlarına göre daha geri olmaktadır. Günlük bakımlarında kısmen bağımsız olabilirler.

51 Genellikle engelleri okul öncesi dönemlerde fark edilmektedir. Gelişim özellikleri normal çocuklardan önemli farklılıklar göstermektedir. Genel olarak erken tanı ile, ana-baba yardımı ve yeterli eğitim fırsatları ile günlük bakımlarından kısmen bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilirler.

52 ZİHİNSEL VE BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Öğretilebilir zeka düzeyindeki çocuklar okul öncesi dönemde iletişim kurmayı öğrenebilirler. Genelde ağır düzeyde konuşma bozuklukları vardır. Kendilerini ifade etmede güçlük çekerler. Sosyal kuralları öğrenmeleri ve uygulamaları zayıftır.

53 Öğrenmeleri yavaş, kavramlaştırma yetileri çok kısıtlıdır. Paranın değerinin farkındadırlar. Basit düzeyde söyleşide bulunabilirler. Yazılı notla alışverişe gönderilebilirler.

54 Reklam spotlarını, çok basit metinleri okuyabilirler. Basit sosyal kuralları öğrenebilirler. Günlük yaşamla ilgili 2-3 aşamalı komutları takip edebilirler. Temel akademik becerileri öğrenebilirler.

55 Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler. Soyut kavramları, terimleri ve tanımları çok geç ve güç anlarlar. Dikkat ve ilgileri kısa sürelidir, çabuk dağılır. Kısa süreli bellekleri zayıftır.

56 Genellikle konuşmaya geç başlarlar. Genelleme yapamazlar. Kazandıkları bilgileri transfer edemezler. Zaman kavramı geç ve güç gelişir.

57 BEDENSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar büyük ve küçük kas gelişimdeki gerilikten dolayı beden eğitimi hareketlerinde, ritmik gösterilerde, top atma ve tutmalarda, kalem tutma ve el becerisi gerektiren faaliyetleri yapmada normal yaşıtlarına göre gerilik ve yavaşlık gösterirler.

58 Büyük ve küçük kas gelişimindeki geriliğe rağmen bu gruba giren çocuklar oldukça iyi bir fiziksel güce de sahiptirler. Bu fiziksel güçleri pozitif yönlere (sportif faaliyetler, oyun vs.) kanalize edilmediği zaman olumsuz yönde kullanarak saldırgan eğilimlere dönüşebilir.

59 Dolayısıyla zihinsel engeli yanında davranış ve uyum bozukluğu ile karşımıza çıkabilirler. Bu nedenle okulda mümkün olduğu kadar normal yaşıtları ile birlikte sportif faaliyetlere (yüzme, atlama, koşma, top oynama gibi) ve oyun becerisi geliştirebilmesi için oyunlara katılmaları gerekmektedir.

60 DİL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Öğretilebilir zeka düzeyindeki çocuklar okul öncesi dönemde iletişim kurmayı öğrenebilirler. Genelde ağır düzeyde konuşma bozuklukları ve kendilerini ifade etmede güçlük mevcuttur. Sosyal kuralları öğrenmeleri ve uygulamaları zayıftır. Öğrenmeleri yavaş, kavramlaştırma yetileri çok kısıtlıdır.

61 SOSYAL VE KİŞİLİK GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Zihinsel engellilerin daha önceki yaşantılarındaki başarısızlıklar yeni beceriler öğrenmelerinde isteksizlik ve güvensizlik yaratır. Bir yandan bu isteksizlik ve güvensizlik diğer yandan algılamadaki yetersizlikleri okulda kendilerinden beklenen becerileri kazanmalarını olumsuz yönde etkilemektedir.

62 Çocukların yaşamış oldukları, yaşanılan yeni başarısızlıklar da onların benlik kavramları olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu çocukların kendileri hakkında olumlu duygular beslemeleri için; çıtayı doğru yüksekliğe koyarak kendilerinin başarılı hissetmelerini sağlamalı ve her başarıları sonunda olumlu geri bildirimlerde bulunmalıyız.

63 Orta derecede zihinsel engelli çocuklar sosyal olgunluk ve becerilerde normal yaşıtlarına göre gerilik gösterirler. Bu nedenle daha çok kendi yaş grubu ile değil, kendinden küçük çocuklarla arkadaşlık edip, oyun oynarlar. Mümkün olan her fırsatta yaşıtları ile ilişki kurmaları sağlanmalıdır.

64 Yakın çevredekilerle kolay dostluk kuramazlar. Kurdukları dostlukları uzun süre devam ettiremezler. Kolayca küser ve dostlukları bozarlar. Sosyal ilişkilerinde grupta daima başkalarına tabi olma eğilimindedirler.

65 Sorumluluk almaktan çekinirler. Oyun ve toplum kurallarına uymakta zorluk çekerler. Kuralları güç oyunlara ve sosyal faaliyetlere katılamazlar. Kuralları bu çocukların anlayacağı ve uyacağı seviyede basitleştirmeli ve bu tip faaliyetlere başarılı etkin katılımları sağlanmalıdır. Oyun içinde karmaşık olmayan roller verilmelidir.

66 Bu çocuklar bazı alanlarda özellikle olumlu ve olumsuz davranış geliştirmede öğretmenlerinden çok yaşıtlarından bilgi ve beceri kazanırlar. Bu nedenle sınıflarda eğitim-öğretim süreci içinde normal yaşıtları ile ilişki kurmaları sağlanmalıdır.

67 Bu özellikleri gösteren çocukların kendi aralarında gruplaşarak birbirlerinin olumsuz davranışlarını pekiştirerek, yeni olumsuz davranışlar geliştirmelerine ve sınıf içindeki diğer çocuklar tarafından dışlanmalarına izin verilmemelidir.

68 ÖZBAKIM BECERİ GELİŞİMLERİ Zihinsel yetersizliğin dışında pek çok neden, engelli çocuğun öz bakım becerilerini kazanmalarını geciktirir. Bunlardan bazıları büyük ve küçük kas becerilerindeki yetersizlikler (el, kol ve bacak kaslarındaki) Görme yetersizliği, el-göz eş güdümündeki (koordinasyonu) yetersizlik

69 Yemek yeme becerileri ile ilgili olarak ağız ve ağız içindeki bölümlerde şekil bozukluğu ya da tam gelişmemiş olması öz bakım becerilerini etkilemektedir. Eğer bir çocuğun küçük kas gelişimleri tam olarak gelişmemişse düğmelerini iliklemede, sert yiyecekleri ısırmada, fermuarını ve kemerini sıkıca kapamada zorluk çekebilir.

70 Küçük kas becerilerinin gelişimindeki yetersizlikler, sinir sistemiyle ilgili yetersizlikler, ağız boşluğu ve kas yapısındaki bozukluklar (tavşan dudak, yarık damak, vb.) ve diyet yapmayı gerektiren durumlar, yemek yeme becerilerinin kazanılmamasına ya da geç kazanılmasına yol açabilmektedir.

71 Görme ya da işitmedeki yetersizlikler ve uygun olmayan öğrenme çevreleri de (aşırı koruyucu ebeveynler, niteliksiz öğretmenler vb.) yemek yeme becerilerinin kazanılmasını olumsuz etkileyebilir.

72 3. AĞIR DERECEDE ZİHİNSEL ENGELLİLER: Ağır derecede zihinsel engelliler; ciddi biçimde konuşma ve dil gelişimi güçlüğü, sosyal, duygusal veya davranış problemleri ile temel özbakım becerilerini öğrenmesinde ortaya çıkan gecikme durumunu ifade eder. Zeka bölümü puanı 20-25 ile 35-40 arasındadır. Algısal yetenekleri çok zayıftır. Sözel yönergeleri anlamada güçlük çekerler. Bakımları için sürekli birisine ihtiyaç duyarlar.

73 ZİHİNSEL VE BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Ağır derecede zihinsel engelli çocukların, yaşamın her alanında tutarlı ve daha yoğun özel eğitim ile destek hizmete ihtiyacı vardır.

74 Geç ve güç öğrenirler. Genelleme yapamazlar. Bilgilerini benzer durumlara transfer edemezler. Dikkatleri kısa süreli ve dağınıktır. Yakın şeylerle ilgilidirler, uzak geleceğe aldırış etmezler.

75 Algı ve tepkileri basittir. Çabuk unuturlar. İlgileri çok değişkendir sürekli değişir. Oyunlarda kendilerinden küçüklerle oynamayı tercih ederler. Her işte bağımlı olmayı seçerler.

76 BEDENSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Kolayca yorulurlar ve dayanıksızdırlar. Anne-babaya bağımlıdırlar. Hastane ortamında yoğun bakım altında yaşayabilirler.

77 DİL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Ağır derecede zihinsel engelli çocuklar, erken çocukluk yıllarında konuşma becerisini ya çok az kazanırlar ya da kazanamazlar. Okul döneminde konuşmayı öğrenebilirler ancak, temel bakım düzeyinde eğitilebilirler.

78 Dil ve konuşma gelişimlerinde gecikme, İlk basamaklarda takılma, Basmakalıp konuşma, Eklemleme bozukluğu, Ses bozukluğu, kekemelik yaygın şekilde görülmektedir.

79 SOSYAL VE KİŞİLİK GELİŞİM ÖZELLİKLERİ İlgileri çok değişkendir, sürekli değişir. Oyunlarda kendilerinden küçüklerle oynamayı tercih ederler. Her işte bağımlı olmayı seçerler.

80 Arkadaşlık kurmada zorluk çekerler ve kurdukları dostluklar kısa ömürlüdür. Kendilerine güvenleri çok azdır. Sosyal becerileri azdır. Kurallara uymakta zorluk çekerler.

81 ÖZBAKIM BECERİLERİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Ağır derecede zihinsel engelli çocukların, öz bakım becerilerinin öğretiminde de, yaşam boyu süren, tutarlı ve daha yoğun özel eğitim ile destek hizmete ihtiyaçları vardır.

82 Toplum içinde birisinin rehberliği altında yaşayabilirler. Yetişkinlikte, yaşamda yakın bir denetim ile basit işleri yapabilirler.

83 4. ÇOK AĞIR DERECEDE ZİHİNSEL ENGELLİLER: * İleri derecede zihinsel engelliler; klinik bakıma gereksinim duyan, zeka bölümü puanı 20-25’ in altında olan gruptur. Tam bir denetim gereklidir. Kendilerine bakamaz ve koruyamazlar.

84 ZİHİNSEL VE BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ Bu çocuklar için tam bir denetim gerekir. Kendilerine bakamaz ve koruyamazlar. Anne-babaya bağımlıdırlar.

85 Çoğunun ciddi nörolojik bozuklukları vardır. Sıklıkla tıbbi bakıma gereksinimleri olur. Çocukluk dönemlerinde ölüm oranı yüksektir. Çocukluk çağını aştıklarında sürekli bakıma gereksinimleri vardır.

86 Bu çocuklar okul öncesi dönemde sensori motor (görme işitme gibi duyular) işlevlerde çok az gelişme gösterirler. Bazıları yürümeyi ve ilkel seviyede konuşmayı öğrenebilir. Çok iyi düzeyde eğitim verilirse, kendilerine bakma, iletişim kurma becerilerinde hafif bir gelişme olabilir.

87 Ağır derece zihinsel engelli çocuklar özel eğitim kurumlarına devam edememekte, genellikle ailelerin bakım ve korumasına muhtaç olarak yaşamlarını sürdürmektedirler.

88 HAF İ F DÜZEYDE Z İ H İ NSEL ENGELL İ ÇOCUKLARIN E Ğİ T İ M İ NDE GÖZ ÖNÜNE ALINACAK ESASLAR

89 1. Kavramların Basitleştirilerek Öğretim Alanına Sokulması Zihinsel engelli çocuklar için soyut kavramlar güç öğrenilir. Somut ve fonksiyonel kavramlar yeğlenmelidir. Çocuklar bir defada pek çok kavram öğrenemezler. Kavramların sayılarını sınırlandırmalı, kavramlar çocuklara tek tek öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğretilmeden diğer kavrama geçilmemelidir.

90 2. Konuların Kısa Süreli Ele Alınması Zihinsel engelli çocukların uzun konuları izlemek yönünden dikkat ve yetenekleri yeterli değildir. Bu nedenle ünite bütünlüğü içinde ele alınacak konular, kısa süreli zaman dilimleri içinde, küçük bölümler halinde işlenmelidir.

91 3. Öğrenmenin, Rastlantıdan Çok Programlara Bağlı Olarak Yapılması Zihinsel engelli çocukların kavrayış düzeyleri dikkate alınarak, etkinlikler anlamlı parçalara bölünmeli, bölümler sırasıyla kavratıldıktan sonra devam edilmelidir.

92 4. Öğretimin Çocuğun Gelişim Düzeyine Uygun Olması Zihinsel engelli çocuğun öğrenme düzeyi belirlenmeli ve öğrenime o düzeyden başlanmalıdır.

93 5. Öğretimde Çocuğun Gelişim Düzeyine Uygun Araç ve Gereçler Kullanılması Bu çocuklar için kullanılacak araçlar çevredeki gerçek araçlar olmalıdır. Karmaşık parçalı araçlar yerine, az parçalı basit araçlar seçilmeli, araçların parçaları yerine bütünü ve işlevi ele alınmalıdır.

94 6. Sınıftaki Çalışmaların Düzeye Uygun ve Basit Olması a) Bireysel eğitim etkinlikleri çıkış noktası olmalıdır. b) Çocuğa başarabileceği görevler verilmelidir. c) Öğrencilerin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli ve ödüllendirilmelidir.

95 d) Doğru yanıtlayabileceği sorular sorulmalıdır. e) Çocuğun başarısız olduğu noktada bırakılmamalıdır. f) Gerekirse görevi yerine getirmesinde yardım edilmelidir. g) Olumsuzdan daha çok olumlu ifadeler kullanılmalıdır.

96 h) Maddi ceza verilmemelidir. i) Güven sarsıcı sözlerden ve isteklerden kaçınılmalıdır. j) Sınıf içersinde söz almalarına oldukça fazla yer verilmelidir.

97 7. Zihinsel Engelli Çocukların Eğitiminde, Ailenin Önemi Göz Önünde Bulundurularak Veli İşbirliği Sağlanması, Aile Eğitimi Çalışmaları Yapılması Çocuğun düzeyinin belirlenmesi, aile rehberliği gibi konularda Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nden yardım istenmelidir.

98 8. Öğretmenin Ağır Öğrenen Çocuğu İleri Eğitim Kademelerine Değil İş Yaşamına Hazırladığını Bilmesi O bir önder olacak değildir, yaşamını kafasıyla değil elleriyle kazanacaktır. Bu bakımdan ona yaşamı boyunca kullanacağı temel bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışmalıdır.

99 9. Tekrara Önem Verilmesi Geç ve güç öğrenirler, çabuk unuturlar. Bu çocukların eğitiminde en aza indirilmiş beceri ve bilgiler üzerinde sık tekrara önem verilmelidir.

100 10. İlgi ve Dikkatlerin Uyanık Tutulması Dikkatleri dağınık ve dikkat süreleri kısadır. Sık sık dikkatlerini toplayıcı hareketler yapmalı, ilgi duymadığı konular üzerinde fazla durmamalı, dersler elden geldiğince somutlaştırılmalıdır.

101 11. Genelleme Yapamamaları Zihinsel engelli çocuklar genelleme yapamazlar. Bir konuda öğrendiği kuralı bir başka konuya aktaramazlar. Bu bakımdan her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gereklidir.

102 Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizli Ğ i Olan Ö Ğ rencilerin Ö Ğ retmenleri, SInIf İ çinde Neler Yapmal ı d ı rlar? 1. Bulunduğu sınıf ne olursa olsun, bildiği ve başardığı şeyler, hareket noktası olarak alınmalıdır. Onda sebat, sabır, düzen, işbirliği gibi niteliklerin geliştirilmesi için özel bir önem verilmelidir. 2. Çocuğun kişiliğine saygı gösterilmelidir. Çocuğun engelini ve başarısızlıklarını olur olmaz vesile ile yüzüne vurmaktan kaçınıl- malı, kuvvetli yanları bulunup geliştirilmelidir.

103 3. Çocuğa o şekilde davranılmalıdır ki, öteki çocuklar da onu sınıfın bir üyesi olarak kabul etsin. Örneğin; diğer çocukların derslerde zaman zaman ona yardım etmesini sağlanmalıdır. Sınıf etkinliklerinde başarabileceği sınırlı sorumluluklar verilmelidir. Böylece sınıftaki öteki çocuklar onu daha iyi anlayacaklar ve gelişme-sine yardım etme isteği duyacaklardır.

104 4. Öğretmen, çocukları öğrenim kademelerine değil, iş yaşamına hazırladığını çok iyi bilmelidir. Öğrenci, bir önder olacak değildir. Yaşamını daha çok kafasıyla değil, elleri ile kazanacaktır. Bu bakımdan ona yaşam boyunca kullanacağı temel bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılmalıdır.

105 5. Çocuklar, soyut konuları çok zorlukla öğrenirler ve yaratıcılık isteyen etkinliklerde zorluk çekerler. Konuları elden geldiğince somut biçimde, yaşayarak, deneyerek, göstererek, karşılaştırarak öğretmeye çalışmalıdır.

106 6. Geç ve güç öğrenirler. Çabuk unuturlar. Bu çocukların öğretiminde en aza indirilmiş bilgi ve beceriler üzerinde sık tekrara önem verilmelidir. 7. Dikkatleri dağınık ve dikkat süresi kısadır. Sık sık dikkatlerini toplayacak hareketler yapmalı, ilgi duymadıkları konular üzerinde fazla durmamalı ve elden geldiğince dersleri somut biçimde izle-meye çalışılmalarına yardımcı olunmalıdır.

107 8. Çocuk genelleme yapamaz, bir konuda öğrendikleri kuralı başka konulara uygulayamaz. Bu bakımdan, her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gerekir. Örneğin; çocuk çiçek ve otların birer bitki olduğunu öğrenmişse, ağacı gördüğün-de onun da bitki olduğu düşünemez. Ona, ağacın da bir bitki olduğunu ayrıca öğretmek gerekir.

108 9. Basit sözcükler ve kısa cümlelerle konuşulmalıdır. Bu çocuklara her fırsatta kendilerini sözlü olarak anlatmalarına olanak vermeli, buna teşvik etmelidir. Böylece duygularını, düşüncelerini sözlü olarak anlatarak kendilerine güven kazanabilirler. Sık eleştiriler kendilerine olan güveni yıkacağından bu konuda dikkatli olun- malıdır

109 10. Çocuklar kolayca yorulur ve sebatsızdırlar. Onların bu durumunu daima göz önünde tutmalı, hoş karşılamalıdır. Uzun süre aynı tür çalışmaya zorlanmamalıdırlar. Yorulduğu zaman çalışmanın türü değiştirilmelidir.

110 12. Çocukların gerek kendilerinin, gerekse anne ve babalarının bu duruma uyumu sağlanmalıdır. Bu çocukların anne ve baba ta-rafından başaramayacağı zihinsel çalışmalar ve akademik öğrenim basamaklarına itilmesini önlemeye çalışılmalıdır.

111 Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizli Ğ i Olan Ö ğ rencilerin Ö ğ retmenleri, SINIF İ çinde Neler YapmalIdIrlar? 1. Çocuğu sınıf seviyesine yaklaştırmak için ders sırasında ve dersten sonra özel çalışmalar planlanmalıdır. 2. Çocuğa normalin altında ve üstünde aşırı ilgi göstermeden diğer öğrencilerin onu kabul etmesi sağlanmalıdır.

112 3. Sınıfta zihinsel yetersizliği olan çocuğun “Ben diğerlerinden farklıyım” duygusuna kapılmasına yol açmayacak şekilde, normal bir psikolojik hava yaratılmalıdır. 4. Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar, ortalama olarak bedence normale yakındırlar. Birçok durumda biricik ek- siklikleri zihinsel açıdan gerilikleridir. Bu gerilik kolaylıkla duygusal ve toplumsal uyumsuzluğa yol açabilir. Bunu önlemek için şu noktalara dikkat edilmelidir:

113 a. Normal arkadaşları ile rekabete zorlanmamalıdır. Başaramayacağı etkinliklere yöneltmemelidir. Derslerde asgari başarıdan fazlası ondan beklememelidir. b. Başta anne ve babası olmak üzere, çevresindekilerin, bu arada sınıf arkadaşlarının çocuğa karşı anlayışlı davranmaları sağlanmalıdır. c. Çocuğun duygusal ve toplumsal yaşamında gösterdiği başarılı uyumlar daima teşvik edilmelidir.

114 5. Çocuk, sınıfta ve okulda bazı basit sorumluluklar yüklenmesine izin verilmelidir. Yazı tahtasını silmek, kapı ve pencereleri açıp kapamak, bir masayı yerine çekmek, sınıfın temizliği ile ilgilenmek, bazı ders araçlarını getirip götürmek onun okulda yapabileceği işlerdendir. Bu işler yoluyla onun iyi ve yararlı birtakım alışkanlıklar kazanmasına yardım edilebilir. Anne ve baba ile de temasa geçerek çocukta düzen, temizlik işbirliği, sorumluluk duygu-su gibi niteliklerin gelişmesine yardım edilebilir.

115 6. Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuğun yaşamını elleri ile kazanabileceği hatırdan çıkarılmamalı; sağlık, güç, dayanıklılık, kas işbirliği ve arkadaşları ile iyi geçimin, işçilikte başarının koşullarından olduğu daima göz önünde tutulmalıdır. O halde çocuğun eğitiminde sağlık, beden eğitimi, oyunlar ve iş eğitimine önem verilmelidir.

116 7. Çocuğa öğretilecek temel bilgiler iyi seçilmelidir. Dikkat edilecek bazı noktalar şunlardır: a. Yazı derslerinde hızdan çok, okunaklı yazmasına önem verilmelidir. İş mektupları, senet, dilekçe gibi etkinliklerde alışkanlıklar kazandırılmalıdır. b. Çocuğa, dilin ses kurallarını ve yapısını öğretmeye çalışmak zaman israfından başka hiçbir şeye yaramayacağı için bunları öğretilmesinden vazgeçilmelidir.

117 c. Matematik dersinde sayma, ölçme, para bozdurma ve basit işlemler üzerinde durulmalıdır. d. Sosyal Bilgiler dersinde, içinde bulunduğu toplum, temel alınmalıdır. e. Fen Bilgisi dersinde, çocuğun günlük yaşamına etkisi olan en basit bilgiler verilmelidir.

118 8. Okulda kaldığı sürece çocuğa öğretilenlerde daima ihtiyaçlarını dikkate alınmalıdır. Öğretilenler ısrarla tekrar edilmelidir. 9. Çocuğa okulda kazandırılacak bütün bilgi ve beceriler öğretmen tarafından verilecektir. Bazı boşlukların çocuk tarafından kendi çabası ile telafi edebileceği düşünülmemelidir. Bu bilgi ve beceriler çok yavaş bir tempo ile öğrenilecektir. Çeşitli yollardan tekrar tekrar sınırlı bilgi ve basit becerilerin pekiştirilmesine gidilmelidir. Bu halde çocukların ellerinde olmayarak karşı karşıya bulundukları zihinsel geriliği, öğretmen olarak sabır ve anlayışla karşılamak gerekir.

119 10. Her şeyden önemlisi, çocuğa öğretilecek her şeyi tam öğretmeden, kesinlikle başka bir şey öğretmeye kalkışılmamalıdır. Çok şey öğreteyim derken, hiç bir şey öğretilmez ve dolayısıyla zaman boşa harcanmış olur. 11. Anlatım ve beceri (özellikle Türkçe ve Matematik) dersleri, genellikle seviye grupları içinde öğretilmeye çalışılmalıdır. 12. Değerlendirirken normal zekâlı arkadaşlarına göre değil, kendi zekâ sınırı içinde ne yapabileceği göz önünde tutulmalıdır.

120 13. Telefona cevap verme, telefon etme, mektup yazma, postaya verme vb. etkinlikler öğretilmelidir. 14. Eve gelen elektrik, su, telefon vb. ihbarnameleri okuması ve bu durumlarda ne yapılması gerektiği kavratılmalıdır. 15. Gazete okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır (Bu yapılmadığında, günlük yaşamda kullanmadığı için zamanla okuma alışkanlığını kaybedebilir).

121 16. Basit ilk yardım ve sağlık bilgileri öğretilmelidir. 17. Günlük yaşamda çok gerekli olan parayı tanıma, kullanma, alış veriş yapma gibi eylemleri öğrenmesine yardımcı olunmalıdır. 18. Giyinip soyunma, temizlik, saç tarama, tırnak kesme vb. kendisinin yapabileceği işler konusunda aile ile işbirliği yapılmalıdır. 19. Temizlik araç ve gereçleri tanıtılmalı, kullanmayı öğretmeli, evde pekiştirmesi sağlanmalıdır.

122 A Ğ IR Düzeyde Zihinsel Yetersizli ğ i Olan Ö ğ rencilerin Ö ğ retmenleri, SInIf İ çinde Neler YapmalIdIrlar? 1. Çocuk kısa ve basit komutlara alıştırılmalıdır. Olumsuzdan daha çok, olumlu ifadeler kullanılmalıdır. 2. Acele ve telaşlı ifadeler yerine sakin ifadeler kullanılmalıdır. 3. Etkinlikler seviyeye uygun, somut ağırlıklı ve basit olmalıdır.

123 4. Öğrencinin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli, değer verilmeli ve gerekirse ödüllendirilmelidir. Bu becerilerini daha da geliştirmeleri için desteklenmeli ve aileye gerekli rehberlik yapılmalıdır. 5. Bu öğrencilerde yaparak ve yaşayarak öğrenme daha etkili ve sürekli olmaktadır. Çocuğun grup çalışmalarına katılımını sağlayıcı etkinliklerde bulunması desteklenmelidir.

124 6. Etkinliklere çocuğun gelişim seviyesine uygun araç gereç ve çalışmalarla başlanılmalıdır. 7. Becerilerin kazandırılmasında doğru davranışların verilmesi gerekir. Çocukların düzgün konuşmalarını isteyen öğretmen her şeyden önce kendisi düzgün konuşmalıdır. 8. Öğrencilere gerekli ve yeterli bireysel çalışma alışkanlıklarını kazandırabilmek için başlama, devam, değerlendirmede öğretmen daima öğrencileri ile birlikte olmalıdır.

125 Z İ H İ NSEL ENGELL İ L İĞİ N WHO’YA GÖRE (DÜNYA SA Ğ LIK ÖRGÜTÜ) YAYGINLIK ORANLARI Dünya nüfusunun yaklaşık %10’u, diğer bir deyişle 650 milyon insan engellidir. Dünyanın en büyük azınlık grubunu engelliler oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yaşlanma süreci, tıbbi ilerlemeler ve nüfus artışıyla bu sayının arttığını bildirir.

126 Ortalama yaşam süresinin 70 yılın üzerinde olduğu ülkelerde, bireyler yaşam sürelerinin %11,5’i kadarını ya da 8 yılını engelli olarak geçirirler. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP)göre, engelli bireylerin %80’i gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Sekreteryası (OECD), OECD üyesi gruplarda engellilik oranlarının diğer gruplara göre belirgin bir şekilde daha fazla olduğunu belirtir. Eğitim düzeyi düşük olan bireylerde engellilik oranı ortalama %19’ken, eğitim düzeyi daha iyi olan bireylerde oranın %11 olması dikkat çekiyor.

127 Birçok OECD ülkesinde, kadınlarda erkeklerden daha çok engellilik vakası olduğu belirtiliyor. Dünya Bankası, dünyanın en yoksul insanlarının %20’sinin herhangi bir engeli olduğunu ve bu insanların kendi toplumlarında en dezavantajlı kesim olarak görülmek istediklerini bildirir. Engelli kadınlar cinsiyet ve engellilik hallerinden dolayı toplumdan dışlandıkları için, birçok yönden engelli olarak görülür.

128 Özellikle engelli kadınlar ve kız çocukları istismara uğrama riski taşırlar.2004’te Orissa-Hindistan’daki bir araştırmada, engelli bütün kadın ve kız çocukların evde dövüldüğü, zihinsel engelli kadınların %25’inin tecavüze uğradığı ve %6’sının da zorla hadım edildiği ortaya çıkmıştır. UNICEF’e göre, sokaktaki gençlerin %30’u herhangi bir şekilde engellidir.

129 İngiltere’nin Uluslararası Kalkınma Dairesi, 5 yaş altı ölüm oranının %20’nin altında bir düşüş gösterdiği ülkelerde, engelli çocuk ölüm oranı %80’i bulabileceğini diyor ve ekliyor: Bazı durumlarda bu çocukların “ölüme terk edildiği söylenebilir. Engellilik yasaları üzerine yapılan karşılaştırmalı bir çalışma yalnızca 45 ülkenin ayrımcılık karşıtı ve engellilere özel yasalara sahip olduğunu gösteriyor.

130 UNESCO’ya göre, gelişmekte olan ülkelerde engelli çocukların %90’ı okula gitmiyor. UNDP’nin (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) 1998’deki çalışmasına göre, yetişkin engelli erkeklerde uluslararası oranda okur- yazarlık %3, engelli kadınlarda ise %1.

131 UNESCO’ya göre, gelişmekte olan ülkelerde engelli çocukların %90’ı okula gitmiyor. UNDP’nin (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı)1998’deki çalışmasına göre, yetişkin engelli erkeklerde uluslararası oranda okur-yazarlık %3, engelli kadınlarda ise %1. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Sekreteryası) ülkelerinde, sayılarının artmakta olmasına rağmen yüksek öğretimdeki engelli öğrenciler kendilerini gösteremiyorlar.

132 İSTİHDAM Uluslararası İşçi Örgütü’ne göre dünyadaki, çalışma yaşında olan insanların 386 milyonunun herhangi bir engeli var. Bazı ülkelerde engelliler arasında işsizlik oranı %80’lere varmakta. Öyle ki, bazen işverenler engellilerin çalışamadıklarını zannediyorlar. Engellilerin %3’üne iş sağlayan “Engelli İnsanlar” hareketinin aksine, Engelli İnsanlara İş Sağlayan Hindistan’ın Ulusal Merkezi isimli örgüte göre Hindistan nüfusunun %5-6 arası engelli olsa da iş ihtiyaçları karşılanmıyor. 70 milyon engelli insanın bulunduğu Hindistan’da, sadece 100.000 tanesi endüstri alanında iş sahibi olabildi.

133 2004’te ABD’deki bir anket %78’i engelsiz olan bireylerle karşılaştırıldığında, çalışma çağındaki engellilerin yalnızca %35’i çalıştığını gösteriyor. Başvuran işsizlerin 3’te 2’si çalışmak istediklerini fakat iş bulamadıklarını söylüyor. 2003’te Rutgers Üniversitesi tarafından yapılan çalışma fiziksel ve zihinsel engelli bireylerin ABD çalışma alanında büyük çapta dışta bırakıldığını gösterir. Ankete dahil olan işverenlerin 3’te 1’i engelli bireylerin iş için gereken görevleri etkili bir biçimde yerine getiremeyeceğini söyledi. Engelli bireyleri işe almamaktaki ikinci en yaygın sebep ise gerekli kolaylıkların pahalı olma korkusuydu.

134 2003’te işverenlere uygulanan ABD’de yapılan bir anket engellilere gerekli imkanların sağlanması için gereken harcamanın sadece 500 dolar veya daha az olduğunu gösterir.Ayrıca işverenlerin %73’ü çalışanlarının özel imkanlara ihtiyacı olmadığını bildirir. 2002’de ABD’deki bir çalışmaya göre, şirketler, alım satım işlerinin yüksek maliyetini düşüren engelli çalışanların hafızalarının daha kuvvetli olduğunu bildirdiler. Amerika’da yapılan diğer anketler, işe alındıktan bir yıl sonra, engelli çalışanların kuvvetli hafıza oranının %85 olduğunu ortaya çıkarttı.

135 Amerika İşçi Kurumu’na göre, binlerce engelli insan, küçük iş sahibi olarak başarılı oldu. 1990’daki ulusal nüfus sayımı engellilerin, kendi işlerini kurmada engelli olmayanlara göre daha fazla (%12 engelliler, %7,8 engelli olmayanlar) olduğunu gösterir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bazı ülkelerde, sakatlanmaların 4’te 1’i yaralanmalar ve şiddetten kaynaklanıyor.

136 2004’teki bir İngiliz araştırmasına göre, engelli bireylerin şiddet ve tecavüz kurbanı olma ihtimali daha yüksek; polis yardımı, yasal koruma ya da önleyici koruma alma ihtimali de daha düşük. Araştırmanın yıllık verilerine göre, engelli çocuklara yaşıtı olan engelsiz çocuklardan 1.7 kat daha fazla şiddet uygulanıyor.

137 Z İ H İ NSEL ENGELL İ L İĞİ N TÜRK İ YE’DE YAYGINLIK ORANLARI DİE tarafından gerçekleştirilen Türkiye Özürlüler Çalışması verilerine göre Türkiye genelinde 331,243 zihinsel engelli kişi olup, bunların 214,205’i eğitim çağı olan 29 yaş ve altında (% 65), 59,679 kişi ise eğitim ve yakın bakım çağı olan 9 yaş altındadır. (Bu değerlendirmede 30 yaş üstü zihinsel engelli kişiler eğitim ve rehabilitasyon şansını kaybetmiş kişiler olarak alınacaktır).

138 Resmi (yayınlanan) kaynaklara göre ülkemizde kurumsal olarak eğitim ve bakım hizmeti alan zihinsel engelli kişilerin kurumsal dağılımı şöyledir: SHÇEK resmi kuruluşlarında 3,960 zihinsel engelli bakım ve barınma hizmeti alırken, özel rehabilitasyon merkezlerinde yaklaşık 40,000 kişi eğitim almakta olup, SHÇEK çatısı altında toplam 44,000 zihinsel engelli hizmet almaktadır.

139 Anadolu Üniversitesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Trakya Üniversitesi’nde toplam sayısı 600 – 1000 civarında olan öğretilebilir zihinsel engelli kısmi süreli – seanslı eğitim almaktadır. Bütün bu sayılar bir araya getirildiğinde ülkemizde kurumsal olarak eğitim ve/veya bakım hizmeti alan zihinsel engelli kişi sayısı yaklaşık 87,000 kişidir.

140 MESLE Ğİ N İ ZDE BA Ş ARILAR VE MUTLULUKLAR D İ LE Ğİ YLE…


"ZİHİNSEL ENGELLİLERİN DÜZEYLERİNE GÖRE GELİŞİM ÖZELLİKLERİ VE YAYGINLIK ORANLARI SEVGİ ERGAN AHMET KUTSİ TECER ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları