Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ AHMETLİ MYO BANKACILIK VE SİGORTACILIK BÖLÜMÜ EKONOMİ POLİTİKALARI DERSİ Öğr. Gör. Arzu SALKIM ER.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ AHMETLİ MYO BANKACILIK VE SİGORTACILIK BÖLÜMÜ EKONOMİ POLİTİKALARI DERSİ Öğr. Gör. Arzu SALKIM ER."— Sunum transkripti:

1 CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ AHMETLİ MYO BANKACILIK VE SİGORTACILIK BÖLÜMÜ EKONOMİ POLİTİKALARI DERSİ
Öğr. Gör. Arzu SALKIM ER

2 Bilim ve İktisat (Ekonomi) Üzerine
İktisat bilimi modern bilimlerin bir parçası olarak 18. yüzyılda doğmuş ve modern bilimin uyguladığı metodolojik ve epistemolojik çerçeveyi doğal olarak benimsemiştir. İktisat ya da ekonomi bilimi, insanların örgütlenmiş, bireysel ya da grup halinde davranışlarının ekonomik yönlerini anlamayı amaçlayan sosyal bir bilimdir. İktisadın sosyal bir bilim olması, fertlerin ve toplumun acil ve gerçek sorunlarının çözümüne ciddi katkıda bulunup, toplumun desteğine hak kazanması ölçüsünde geçerlilik kazandırır. Bilim ve İktisat (Ekonomi) Üzerine

3 Bilim Nedir? Bilim felsefesi iktisat felsefesi ? Bilimsel bilgi
Bilim tarihi Sosyoloji Psikoloji Bilim Nedir? İktisat felsefesi, ekonomi alanındaki kavramsal, yöntemsel ve etik sorunlar gibi felsefi sorunları inceler. Amprik bilgi İlmi bilgi Felsefi bilgi Dini bilgi Bilim felsefesi; düşünme ve tartışma yolu ile gerçeği anlama ve bilme çabasıdır. Bilim; mantıksal olarak birbirlerine bağlı bilgilerin oluşturduğu bir bütün olarak ele alınabilir.

4 Bilimin niteliği incelendiğinde bilhassa bilimi niteleyen özellikler göze çarpmaktadır. Bilim olgusaldır yani fenomolojiktir. Dolaysız ya da dolaylı olarak gözlenebilir olgular bilimsel önermelerin tamamı tarafından dile getirilmektedir. Bilim nesnel ve genelleyici ifadelere dayanmaktadır. Bilimin Niteliği

5 Gelenek olduğu üzere bilimler, en geniş tanımlarıyla, tabii ve sosyal bilimler olarak ikiye ayrılırlar. Fizik, Kimya, Matematik vs. gibi disiplinler tabii bilimlerin içinde yer alırken; tarih, sosyoloji, psikoloji, iktisat vs. gibi bilimlerde sosyal bilimleri oluştururlar. Sosyal bilimler temelde insana dayalıdır ve insan davranışlarının farklı yönlerini inceler. İktisadın inceleme alanı, insan davranışlarının iktisadi yönüdür. İktisadın sosyal bir bilim olması, fertlerin ve toplumun acil ve gerçek sorunlarının çözümüne ciddi katkıda bulunup, toplumun desteğine hak kazanması ölçüsünde geçerlilik kazanır. Ekonomi Bilimi

6 Sosyal bilimler arasında yer alan ekonomi biliminin temel konusunu, kıt kaynakların en yüksek tatmini sağlayacak şekilde tahsis edilmesi oluşturur. Bütün sosyal bilimler gibi ekonomi de fiziki bilimlerden pek çok yönde ayrılır. Ekonomi bilimi çeşitli alt başlıklar altında toplanabilir: Pozitif-Normatif iktisat ? Mikro iktisat-Makro iktisat ? -Enflasyon nedir? Nasıl ortaya çıkar? Pozitif-Normatif? -Gelir dağılımının adil olup olmadığı konusu? Pozitif-Normatif? Ekonomi biliminin temel amacı, ekonomik olgular arasındaki neden sonuç ilişkilerini açıklayan genellemelerin geliştirilmesidir. Ekonomi biliminde neden-sonuç ilişkileri açıklanırken genellikle fonksiyonel ilişkiler kullanılır. Ekonomi Bilimi

7 A gibi bir malın talep miktarı (Da), ikame mallarının veya tamamlayıcı mallarının fiyatları ve gelir gibi değişkenler sabit tutulduğunda, A malının fiyatıyla (Pa) fonksiyonel ilişki içindedir. Da= f(Pa)…gibi Bu tür ilişkilerden hareketle ekonomi de modeller kurularak gerçek hayat açıklanmaya çalışılır. Ekonomi bilimi, gerçek hayatın karmaşık ve anlaşılması güç yapısını basite indirgeyerek analiz edebilmek amacıyla gözlem, fonksiyonel açıklamalar ve soyutlamalar yardımı ile modeller kullanır. Örneğin bir toplumun toplam üretimini ya da aynı anlama gelen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) bir model çerçevesinde belirlerken, ekonomiyi dört kesime ayırır: Hanehalkları: Tüketim giderleri: C İşletmeler: Yatırım giderleri: I Devlet: Devlet giderleri: G Y: gsyih Dış Dünya: Net İhracat: İhracat-İthalat (X-M)

8 1. Devlet giderlerinin olmadığı ve dış aleme kapalı bir ekonomi modeli ele alınırsa:
Y: C+I 2. Daha sonra modele devlet katılırsa; Y: C+I+G 3. Ekonomi dış dünyaya açık olarak tanımlanıyorsa, gerçek hayattaki durum; Y: C+I+G+(X-M) Ekonomi Bilimi

9 Ekonomi politikası genel olarak makroekonomik dengesizliklerin hangi yönde ve nasıl değiştirileceğine ilişkin yaklaşımları kapsayan daldır. Örneğin büyümeyi daha fazla hızlandırabilmek, işsizliği, cari açığı, bütçe açığını düşürebilmek, veya enflasyon gibi istikrarsızlık halleriyle mücadele etmek için ekonominin var olan dengelerini değiştirebilmek gerekir. Bu değişiklikleri yapmak için uygulanacak önlemler paketine ekonomi politikası adı verilmektedir. Ekonomi Politikası

10 Ekonomi Politikası, ekonomik dengede yaşanan bozulmaları düzeltmek için önlemler alınmasını öngörür. Bu yolla bozulan makro dengeleri yeniden yerine oturtmak söz konusu olabilir. Örneğin ekonomi de daralma yaşanıyor, ve büyüme hızı sıfıra doğru yaklaşıyorsa, bunu yeniden yukarı çekebilmek için ekonomi politikası uygulamasına başvurulur. Daha yüksek büyüme hızı, daha iyi gelir dağılımı, daha düşük enflasyon, daha az kamu borçlanması, daha az bütçe açığı, daha fazla istihdam, daha fazla yatırım gibi hedeflere ulaşmak için ekonomi politikası önlemleri devreye sokulur. Ekonomi Politikası

11 İktisat politikasının temel bileşenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Maliye Politikası Para Politikası Diğer Politikalar (örneğin, gelirler politikası) Ekonomi politikası kavramı, belli iktisadi amaçlara ulaşmak için karar alınması ve bu kararın uygulanması olarak da tanımlanabilir. Buna göre tanımların ortaya koyduğu itibariyle ekonomi politikası ile makro iktisat aynı parametreler üzerinde çalışırlar. Makro iktisat, parametrelerin nasıl oluştuğunu, ekonomi politikası ise parametrelerin nasıl değiştirilebileceği sorunuyla ilgilenir. Ekonomi Politikası

12 Ekonomi Politikasının Tarihçesi
Ekonomi biliminin konusu kıtlık ve tercihler olduğu için ekonomik olayların tarihi geçmişi 40 bin yıla dayanmaktadır. M.Ö ’ler de yani neolitik dönemlerde insanlar avcılık ve toplayıcılık yaparak geçinirlerdi. Ürettiği tek şey ise hayvan öldürmeye ve kendilerini savunmaya yarayan taştan yapılma ilkel silahlar ve giydikleri ilkel kıyafetlerdi. M.Ö. 2000’lere doğru kalay, bronz ve bakır madenlerinin kullanıldığı görülmüş, aynı zamanda bu dönemler de Asurlu tüccarların Mezopotamya’dan tekstil ürünleri aldıkları bunun da dış ticaretin temelleri olduğu söylenebilir. Ekonomi Politikasının Tarihçesi

13 Ekonomi Politikasının Tarihçesi
Lidyalılar öncesinde Ortaçağ’da para yerine kullanılan değerli madenler söz konusuydu. Bir madenin para olarak adlandırılabilmesi için üzerinde bir damga, bir mühür gibi kabul edilmiş otoriteye ait bir garantiyi taşıması gerekiyordu. Ortaçağ’da siyasi düzen feodaliteydi, feodaliteyle birlikte feodal beyler adına üretim yapan, onlara hizmet eden serfler yaşıyordu. Bu aşama, tarımsal artık değerin yaratılması ve bu artığın birikerek başka alanlarda yatırımlara yol açmasını sağlamıştır. 15. yüzyılda Avrupa devletleri zenginlik ve refahın kaynağının değerli maden stoklarından geldiğini düşündüğü için yeni sömürgeler elde etmek amacıyla birbirleriyle mücadeleye girmişlerdir. Özellikle İspanya, Portekiz, Hollanda, ve İngiltere bu yeni akımın öncülüğünü yapmışlar, daha sonra bunlara diğer Avrupa ülkeleri de katılmıştır. Ekonomi Politikasının Tarihçesi

14 Ekonomi Politikasının Tarihçesi
Bu dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu ise yeni kıtalar keşfedip sömürgeler oluşturmak yerine bilinen topraklar üzerinde egemenliğini yaygınlaştırıp buralardan vergi ve benzeri adlarla değerli madenleri toplama yolunu seçmiştir. Ekonominin bir bilim olarak değil, fakat sezgisel yaklaşımlar olarak ortaya çıkışı bu dönemlere rastlamaktadır. Bu yaklaşıma Merkantalizm adı verilmektedir. Merkantalizm aynı zamanda bilinen ilk sistemli ekonomi politikası yaklaşımıdır. Buna göre: 1. Değerli madenleri elde ederek zenginliği arttırma düşüncesi, 2. Devletin ekonomik yaşama aktif olarak dahil olması, 3. İthalat kısıtlamaları uygulayarak yurtiçinde üretimi mümkün malların dışarıdan alınmasının yasaklanması ve dolayısıyla ülkeden değerli maden çıkısının sınırlandırılması, 4. Mal ihracatını teşvik ederek değerli madenleri elde etme düşüncesi Ekonomi Politikasının Tarihçesi

15 Ekonomi Politikasının Tarihçesi
15. yüzyılda sömürgelerden elde edilen altın ve gümüş eritilerek metal para yapımında kullanıldığı için sömürgelerden elde edilen metal doğrudan doğruya para oluyor ve ülkenin zenginliğinin artmasına katkıda bulunuyordu. Merkantilizmin temel taşlarından biri de dış ticaret politikalarının dış ticaret fazlası verdirecek şeklinde izlenmesidir. Bu amaca yönelik olarak da ithalat sınırlandırılmıştır. Ekonomi Politikasının Tarihçesi

16 Ekonomi Politikasının Tarihçesi
Ekonomik devrimlerin en önemlilerinden biri olan sanayi devrimi 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İngilizlerin buhar makinesini sanayiye sokmalarıyla birlikte kitlesel sanayi ürünleri üretimi başlamıştır. Böylece pek çok tarım işçisi sanayi işçisi olmaya başlamıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda iktisadi düşüncenin gelişimine damgasını vurmuş bulunan ve en önemlileri Adam Smith, David Ricardo, Malthus, Mill ve Alfred Marshall olan klasik iktisatçılara göre para ekonomi de önemli bir öge olmakla birlikte asıl önemli olan, paranın üzerini örttüğü reel olaylardır. Klasik iktisatçılar, genelde parayı ikinci plana koyarak devletin ekonomiye karışmasına şiddetle karşı çıkmışlardır. Ekonomi Politikasının Tarihçesi

17 Klasik Ekonomi Okulu Klasik okulun temel yaklaşımları:
1. Ekonomi tam istihdam durumunda denge halindedir. 2. Piyasada her aktör kendi çıkarını arttıracak şekilde davranır. 3. Ekonomi de ücret ve fiyatlar esnektir. 4. Her arz kendi talebini yaratır. (Say Yasası)Ekonomi de uzun dönemde bir üretim fazlası olması söz konusu değildir. Kısa dönemde ortaya bir arz fazlası çıkabilir. Bu durumda talep eksikliğine bağlı olarak mal ve hizmet fiyatları düşecek, fiyat düşüşü talep artışına ve dolayısıyla arz ve talebin yeniden dengelenmesine yol açacaktır. 5. Piyasa dengesizlikleri ve tam istihdam dengesinden sapmalar kısa dönemli olgulardır. 6. Adam Smith’e göre, piyasalar uzun dönemde kendiliğinden dengeye gelebilir bu duruma «görünmez el prensibi» denir. Böyle bir durumda devlet müdahalesine gerek yoktur. 7. Para, sadece bir araçtır. Klasik Ekonomi Okulu

18 Neo-Klasik Ekonomi Okulu
Kapitalist sistemin yaşadığı büyük krizlerin ilki olan Uzun Depresyon 1870’lerde Almanya’da başlayıp öteki ülkelere yayılmıştır. Bu krizden çıkışta klasik ekonomi yaklaşımının neoklasik düşünceyle revize edilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Neoklasik ekonomi teorisi, klasik ekonominin makro yaklaşımlarını veri alarak mikroekonominin geliştirilmesine katkıda bulunmuşlardır. Başlıca temsilcileri: William Stanley Jevons, Carl Menger ve Leon Walrastır. Neo-Klasik Ekonomi Okulu

19 Marksist Ekonomi Okulu
Klasik ekonomi teorisine, kapitalizmin özünü ele alarak yöneltilmiş ilk ciddi karşı çıkış Marksist ekonomi teorisidir. Karl Marx, kapitalizmin temel öğelerine karşı çıkmış ve kapitalist sistemin, dengesiz iç dinamikleri nedeniyle uzun süre yaşayamayacağını ileri sürmüştür. Marksist ekonomiye göre; 1. Planlama, 2. Piyasa mekanizması yerine planlanmış fiyatlar, 3. özel mülkiyet yerine kamu mülkiyeti gibi hususlar öncelikle sayılabilir. Marksist Ekonomi Okulu

20 Keynesyen Ekonomi Okulu
1930’ların büyük dünya ekonomik bunalımıyla ortaya çıkan Keynesyen Ekonomi, 1970’lere kadar fazlaca bir meydan okumayla karşılaşmadan kapitalist dünyaya egemen olmuştur. Keynes’in öğretileri özellikle ekonomik büyüme modelleri ve diğer dinamik ekonomik analiz araçlarının da katılmasıyla, uzun yıllar pek çok devletin resmi ekonomi felsefesi olma konumunu sürdürmüştür. Keynesyen ekonominin başlıca görüşleri: 1. Ekonomi de tam istihdam dengesi tesadüfi bir dengedir ve sürdürülebilmesinin hiçbir garantisi yoktur. Devletin müdahalesi olmazsa ekonomi deki dengesizlik (işsizlik) sürekli bir durum olabilir. 2. Gerçekte fiyatlar ve ücretler, kurumsal düzenlemeler ve ekonomik olmayan nedenlerle aşağı doğru esnek olmayabilir. 3. Her talep kendi arzını yaratır. Dolayısıyla asıl olan talep cephesidir. Ekonominin canlandırılması da denetlenmesi de talep politikalarıyla yapılabilir. 4. Bütçe denkliği, nötr vergi gibi politikalar sağlıklı değildir, ekonominin içinde bulunduğu koşullara göre devlet bütçesi açık ya da fazla verebilir. Keynesyen Ekonomi Okulu

21 Keynesyen Ekonomi Okulu
KLASİK EKONOMİ MARKSİST EKONOMİ Keynesyen Ekonomi Okulu Sosyalizmin ekonomi teorisi Kapitalizmin ekonomi teorisi KEYNESYEN EKONOMİ Sosyal demokrasinin ekonomi teorisi

22 Keynesyen Ekonomi Okulu
Keynesyen ekonominin egemenliği, 1970’lerden başlayarak çeşitli ekonomi okullarının meydan okumasıyla sarsılmaya başlamıştır. Petrol ihraç eden ülkelerin bir araya gelerek petrol fiyatlarını arttırmaları sonucunda ortaya çıkan enflasyon içinde artan işsizlik olgusu, Keynesyen ekonominin sorgulanmasa neden olmuştur. O döneme kadar politika önerisi olarak «düşük enflasyon yüksek işsizlik» ya da «yüksek enflasyon düşük işsizlik» önermesi, petrol kriziyle geçerliliğini yitirmiştir. Keynesyen Ekonomi Okulu

23 Monetarist Ekonomi Okulu
Keynesyen düşünceye ilk tepki Milton Freidman’ın öncülüğünü yaptığı monetarist ekonomi görüşüdür. Monetarizm, Keynesyen ekonominin devletin ekonomiye müdahalesini savunan görüşlerine karşı çıkmış ve büyük ölçüde klasik ekonomi teorisine dayalı yeni düşünceler geliştirmiş bir akımdır. Monetarizmin klasiklerden en önemli farkı paraya olan yaklaşımlarıdır. Monetarist Ekonomi Okulu

24 Yeni Klasik İktisat Okulu
En önemli temsilcileri, Robert Barro, Thomas Sargent ve Robert Lucastır. Yeni klasik iktisatçılar, klasik ekonominin klasik ekonominin öngörülerini ve monetarizmin bazı görüşlerini rasyonel beklentiler teorisi çerçevesinde ele alarak piyasaların kendi haline bırakılmasının gerekliliğini vurgulamış ve devletin piyasalara müdahalesinin gerçekte hiçbir sonuç doğurmayacağını öne sürmüşlerdir. Yeni Klasik İktisat Okulu

25 Özet olarak.. Klasik Ekonomi Monetarizm Yeni klasik ekonomi
Arz Yönlü ekonomi Özet olarak.. Serbest piyasa ekonomisine dayalı klasik ekonomi teorisi Kumanda (merkezi otorite) ekonomisine dayalı Marksist ekonomi teorisi Devletin ekonomiye müdahalesini savunmaya dayalı Keynesyen ekonomi teorisi ve Neo-Keynesyen ekonomi teorisi

26 Sanayi devrimiyle birlikte, mal ve hizmetler uluslararası piyasalarda serbestçe dolaşmaya başlamıştır. Kapitalist sistemde, merkantilizmden farklı olarak ithalat üzerindeki sınırlamalar kaldırılmıştır. Bu durum serbest ticaretin diğer ülkelere yayılmasını kolaylaştırmıştır. 2000’li yıllarda ise dünya çapında sermaye hareketlerinin serbest dolaşımı gerçekleşti. Bu durumla birlikte; Serbest dolaşım Küreselleşme Kapitalizm ekonomik model Özet olarak… Sermaye hareketlerinin serbestliği Teknoloji Finans piyasalarının işleyişi AŞIRI RİSK YÜKLENİMİ

27 2008 küresel krizi, kredi verilmemesi gereken kesimlere, geri ödeyemeyecekleri miktarda krediler açılmasıyla patlak vermiştir. Yaratılan riski ölçemeyecek finansal araçlar icat edildi. Varlık fiyatları hızlı bir şekilde yükseldi. Sonunda da gelişmiş ekonomilerde finans sistemi çökmüştür. Özellikle bankalar ve aracı kurumlar devlet tarafından kurtarılmayı beklemişlerdir. Küresel kriz, büyük ölçüde sermaye hareketlerinin serbestliği nedeniyle bütün küresel sisteme yayıldı. Finans piyasalarının çökmesi, ekonomik durgunluğa neden oldu ve sistemin krizden kurtulması için Keynesyen modele başvurulmuştur. Özet olarak…

28 EKONOMİ POLİTİKALARI ÖNCESİ MAKRO EKONOMİ

29 İnsanların sınırsız tüketim isteklerinin sınırlı (kıt) kaynaklarla en iyi nasıl edileceğini inceleyen bir bilim dalı olan ekonomi, genelikle, mikroekonomi ve makroekonomi olarak ikiye ayrılıp incelenir. “Mikro” küçük, “makro” büyük demek olup, mikroekonomide küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar, piyasalar); makroekonomide ise ekonominin bütünü ana usurlarıyla ele alıp incelenir. Bir benezetme yapacak olursak, makroekonomi bir ormanın, mikroekonomi ise ormanın içindeki ağaçları incelenmesi demektir. MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

30 Mikroekonomi, herhangi bir piyasada malın fiyatının nasıl belirlen diği, bir tüketicinin maksimum fayda (mutluluk) elde etmek için parasını nasıl harcayacağı, bir firmanın üretim ve maliyet yapısı ve bu yapı ile ait olduğu ürün piyasasında nasıl davranacağı gibi konular üzerinde durur. Buna karşılık makroekonomi toplam gelir, toplam tüketim, toplam tasarruf, toplam yatırım ve fiyatlar genel düzeyi gibi makro değişkenlerin nelerden etkilendiğini ve ekonomide tam istihdam, fiyat istikrarı ve ekonomik büyüme gibi temel hedeflerin nasıl elde edilebileceklerini inceler. MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

31 Enflâsyon, işsizlik, dış açıklar ve büyüme hızı gibi kavramlar her gün yazılı ve görsel yayında çok sık duyduğumuz sözcüklerden bazılarıdır. Ekonomik gelişmeler herkesi yakından ilgilendirir : İşçi, memur ve emekliler enflâsyon satın alma güçlerini düşürmesinden, çalışanlar ekonomik daralmanın getireceği işsizlikte, ihracatçılar döviz kurlarındaki düşüşten endişe ederler. Firmalar enflâsyon, resesyon ve dış rekabetin kârlarını nasıl etkileyeceğiyle ilgilenirler. İster üretici, ister tüketici olsun, toplumun tüm kesimleri, büyümenin nimetlerinden daha yüksek bir pay almak ister. Çeşitli ülkelerdeki örneklerden de anlaşıdığı gibi, hükümetlerin düşmesinde hiçbir faktör kötü ekonomik yönetim kadar etkili değildir. MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

32 TEMEL MAKROEKONOMİK KAVRAMLAR
Ekonomik olaylar tüketimle başlar. Tüketim talebi ,üretim faaliyetini yaratır. Üretim yapabilmek için üretim tesisleri kurmak, gerekmektedir. Bu tesisler, bina, makine, hammadde, elektrik, su vb girdilere ihtiyaç duyar. Ayrıca bunları bir araya getirip üretimi gerçekleştirecek olan işçilerin istihdam edilmesi gerekir. Bütün bunları yapacak olan girişimcinin bu üretim tesisini kurmasına yatırım denir. Yatırım yapabilmek için para gerekir. Para da tasarrufla sağlanır. TEMEL MAKROEKONOMİK KAVRAMLAR

33 TEMEL MAKROEKONOMİK KAVRAMLAR
MAKRO EKONOMİK DEVRENİN HALKALARI ŞÖYLEDİR: Tüketim-Tasarruf-Yatırım-Üretim-Tüketim NE ANLIYORUZ? Tüketim olmazsa üretim, tasarruf olmazsa yatırım olmaz. Yatırım olmayınca üretim artmaz, üretim artmayınca ekonomik büyüme gerçekleşmez, ekonomik büyüme olmayınca da toplumsal refah düzeyine ulaşılamaz. TEMEL MAKROEKONOMİK KAVRAMLAR

34 TEMEL MAKROEKONOMİK KAVRAMLAR
Tüketim mi teşvik edilmelidir yoksa tasarruf mu? Bu durum ekonominin görünümüne bağlıdır. Eğer ekonomi de enflasyonist bir giriş varsa tasarrufları, deflasyonist bir gidiş varsa tüketimi teşvik etmek daha doğru olur. Eğer tüketim arttırılmaya karar verilmişse vergileri düşürmek gerekmez mi? Vergiler düşürülürse, bu kez de bütçede ortaya çıkacak açığın kapatılması güçlenir. Ekonomik amaçlar birbirleriyle çelişir, ekonomi politikası bu çelişkiler arasından bir amacı seçip onu yakalamaya çalışır. TEMEL MAKROEKONOMİK KAVRAMLAR

35 TÜKETİM-ÜRETİM-TASARRUF-YATIRIM
Ekonomik mal ve hizmetlerin, insan ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla nihai kullanımına «Tüketim» denir. Tüketimin söz konusu olabilmesi için mal ve hizmetlerden faydalanmanın direkt olması gerekir. Örneğin, su içmek veya elektrik kullanımı gibi. Tüketim genelde tüm ekonomik faaliyetlerin nihai amacıdır. İnsanların hayat standardının yükselmesinin en önemli göstergesi daha yüksek tüketim düzeylerine ulaşmaktır. TÜKETİM-ÜRETİM-TASARRUF-YATIRIM

36 TÜKETİM-ÜRETİM-TASARRUF-YATIRIM
Geniş anlamda üretim, sınırsız olan insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kıt mal ve hizmetlerin miktar ya da faydalarını arttırmaya yönelik çabalar olarak tanımlanabilir. Üretim sadece malların miktarının arttırılması demek değildir. Miktar artırımının yanı sıra mal ve hizmetlerin faydasını arttırmaya çalışmak da bir üretim faaliyetidir. TÜKETİM-ÜRETİM-TASARRUF-YATIRIM

37 TÜKETİM-ÜRETİM-TASARRUF-YATIRIM
ÜRETİM FAKTÖRLERİ NELERDİR? -Emek : mal ve hizmet üretiminde kullanılan kişinin tüm fiziksel ve düşünsel yeteneklerini içine alır. Emek belli bir süre içinde çalışmak için ayrılan zamanla ölçülür. Emeğin üretime katılması karşılığında elde ettiği getiriye de ücret denilmektedir. -Sermaye: iktisadi olarak sermaye, reel değer olup fiziksel özelliğe sahip ve emek tarafından üretilen araçlardır. Sermayenin üretime katılması karşılığında elde ettiği getiriye faiz denilmektedir. -Doğal kaynak: doğal kaynakların üretime katılmaları karşılığında elde ettikleri getiriye rant adı verilmektedir. -Müteşebbis (Girişimci) : emek, sermaye ve doğal kaynakları bir araya getirerek, toplumun eğilimlerine ve tercihlerine göre üretimde bulunan kişilere denilmektedir. Müteşebbis, diğer kaynakları kullanma karşılığı ücret, faiz, ve rant ödemesi yaptıktan sonra kalan parayı geliri olarak tutar. Gelir pozitif değer taşıyorsa müteşebbis kar, negatif değer taşıyorsa zarar etmiş olur. TÜKETİM-ÜRETİM-TASARRUF-YATIRIM

38 Tasarruf, gelirin tüketimden artakalan bölümüne verilen addır
Tasarruf, gelirin tüketimden artakalan bölümüne verilen addır. Geliri Y ile, Tüketimi C ile ve Tasarrufu da S ile gösterirsek, şöyle bir denklem yazabiliriz: Y=C+S buradan yola çıkarak tasarruflarda şöyle yazılabilir: S=Y-C Halk arasında gayrimenkule, altına yatırılan para tasarruf olarak adlandırılsa da ekonomi bilimi açısından tasarruf, başkalarının kullanımına hazır tutulan para demektir. Bankadaki mevduatlar tasarruftur. Bu para, sahibine faiz geliri kazandırırken ihtiyacı olana da kredi olarak kullandırılır. TASARRUF-YATIRIM

39 Bir ekonomi de büyümeyi sağlayan unsurlar tüketim ve tasarruftur
Bir ekonomi de büyümeyi sağlayan unsurlar tüketim ve tasarruftur. Tüketim üretimin yapılmasını sağlar yani iç ya da dış tüketim olmadan üretim yapılamaz. Kimse satamayacağı malı üretmek istemez. Öte yandan üretim yapabilmek için yatırım yapmak gerekir. Yatırım ekonomi biliminde yeni fabrika yapımı, yeni bina yapımı, gibi fiziksel varlıklara paranın yatırılması anlamına gelir. Finans biliminde ise, tahvil, hisse senedi, gibi gelir getirici araçlara yatırım yapılmasına yatırım denir. Ekonomi bilimi açısından bunlar portföy, yatırımı olarak adlandırılıyor. Tüketim, kısa vadede, yatırım ise orta ve uzun vadede üretimi arttıracak olan eylemlerdir. Yatırım olmadan üretimin artması kapasite kullanımının artmasıyla sağlanabilir, ancak bunun da bir limiti vardır. TASARRUF-YATIRIM

40 GELİR VE GSYİH Gelir: -Kişisel gelir -Aile geliri
-Ülkenin geliri: GSYİH Bir ülkede belirli bir dönem içerisinde üretilen bütün nihai malların piyasa fiyatları üzerinden toplanmasıyla oluşan toplam değere, gayri safi yurtiçi hasıla diyoruz. Bir ülkede bir yıl içerisinde yalnızca 1000 adet ekmek, 25 kg beyaz peynir ve 500 şişe su üretildiğini ve ekmeğin tanesinin 1 TL, peynirin kilosunun 10 TL, suyun da şişesinin 0,50 TL’den satıldığını varsayarsak, GSYİH hesabını nasıl yaparız? GSYİH=(1000*1)+(25*10)+(500*0.50)=1500 TL Bu hesaplama da dikkat edilmesi gereken şey, sadece nihai malların piyasa satış fiyatlarının dikkate alındığıdır. Yani ekmekteki buğdayın, un haline getirilirken eklenen işçilik değerinin veya suyun şişesinin, kapağının ya da peynirin ambalajının ayrı ayrı hesaba katılması söz konusu olmamıştır. GELİR VE GSYİH

41 Büyüme bir ülkenin reel GSYİH’sının bir yıldan ötekine artması şeklinde tanımlanabilir. Bir ülkede bir yıl içinde yalnızca 1000 adet ekmek, 25 kg beyaz peynir, ve 500 şişe su üretildiğini varsayarsak, üretim şöyle bir görünüm sergiler: Üretim=1000 ekmek+ 25kg beyaz peynir+500 şişe su Gsyih: 1500 TL ( 2011 YILI ) 2012 yılının başında ekmek üretimi 1100 adet olmuş, ve ekmeğin fiyatı değişmemiş olsun. Bu durumda; GSYİH= (1100*1)+(25*10)+(500*0.50)=1600 TL Bu ekonomi 2012 yılında bir önceki yıla göre; ( /1500)=0.67 yani %6,7 oranında büyümüştür. EKONOMİK BÜYÜME

42 MAKRO EKONOMİNİN BİLEŞENLERİ
Makroekonomi dört gruba odaklanır: 1. hanehalkları 2. firmalar (ikisi beraberce özel sektörü oluştururlar), 3. devlet (kamu sektörü), 4. dış dünya (uluslararası sektör). Devresel akım şeması Ekonomideki her bir sektörün aldığı gelirleri ve yaptığı harcamaları gösteren diyagramdır MAKRO EKONOMİNİN BİLEŞENLERİ

43 Şekil 1. Devresel Akım Şeması

44 Beni Dinlediğiniz için Teşekkür Ederim…
Arzu SALKIM ER


"CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ AHMETLİ MYO BANKACILIK VE SİGORTACILIK BÖLÜMÜ EKONOMİ POLİTİKALARI DERSİ Öğr. Gör. Arzu SALKIM ER." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları