Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanMeltem Sofuoglu Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
Klasik Yönetim Teorisi ve Neo-Klasik Yönetim Teorisi
İşletme Yönetimi Klasik Yönetim Teorisi ve Neo-Klasik Yönetim Teorisi
2
Klasik Yönetim Teorisi
3
Neden teoriye ihtiyaç duyarız?
Yönetimi anlamak için geçmişe bakmalıyız. Geçmişte neler yapıldığını bilmek bizi hata yapmaktan koruyacaktır. Teori, bilgiyi sağlama ve organize etme konusunda düşünsel bir faaliyettir.
4
Yönetim teorisini belirleyen güçler
Çevresel faktörler, iyi bir yönetim teorisi ortaya koymada yardımcı olmuştur. Yönetim teorisini belirleyen başlıca güçler: Sosyal güçler Politik güçler Yönetim Ekonomik güçler teorisini Teknolojik güçler nasıl etkiler? Global güçler
5
Yönetim teorisini belirleyen güçler
Sosyal güçler: İnsan davranışlarını etkileyen normlar ihtiyaçlar ve değerlerdir. Politik güçler: İşletmelere karşı genel devlet politikaları ve yasal uygulamalardır. Ekonomik güçler: Ekonomik trendler ve her türlü kaynağın elde edilmesidir. Teknolojik güçler: İşletmelerin tüketicilere daha kaliteli mallar satmaları iyi bir yönetim sistemi geliştirmelerinde en önemli etkendir. Global güçler: İşletmelerin ülke dışı pazarlara yönelmesidir.
6
Yönetim biliminin gelişimi
Milattan önce başlayıp 1800’lere kadar uzanan BİLİMSEL ÖNCESİ DÖNEM 18. yy.’da endüstri devrimiyle başlayan ve 1940’lara kadar devam eden KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMI Klasik yönetim yaklaşımının bir devamı olarak ortaya çıkan ve 1960’lara kadar devam eden NEOKLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMI 1960’lardan günümüze MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMI
7
Endüstri devrimi 17. yy.’da ev ekonomisi ve üretim sistemi söz konusuydu. İşler evlerde yapılıyor ve parça başına ücret ödeniyordu. İşçi-işveren sorunları en az düzeydeydi. Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hızlı endüstrileşme hareketinde bu sistem geniş çapta kullanıldı.
8
Endüstri devrimi Yönetim teorisinin gelişimindeki en itici güç endüstri devrimiydi. İngiliz Sanayi Devrimi oluşum dönemi İngiltere tarım ülkesi olmaktan çıkmış, bir sanayi ülkesi olmaya başlamıştır. Bu dönemde en büyük yenilik, üretim tekniklerindeki gelişmedir.
9
Yeni ekonomik doktrin: “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”
Endüstri Devrimi Yeni fabrika sistemi: Yeni buluşlar, çeşitli üretim araçları doğuşu fabrikaları yarattı. Yeni üretim sistemi: Yığın üretim
10
Walt ve Boulton sayısız yönetim teknikleri geliştirdiler:
Yönetimin bilimsellik kazanmasında buhar makinelerini bulan James Walt ve Matthew Robinson Boulton’un çalışmaları gelmektedir. Bu makinelerin yaygın bir şekilde kullanılmasıyla verimlilik artmıştır. Walt ve Boulton sayısız yönetim teknikleri geliştirdiler: İş akışı, üretim planlaması, üretim işlem standartları, iş bölümü, iş etüdü, personelin eğitilmesi, ürünün standartlaştırılması, istatistiksel kayıtlar.
11
Klasik yönetim 19. yy. başlarında temeli atılan klasik yönetim, üç ayrı yaklaşımı kapsamaktadır: Bilimsel yönetim yaklaşımı : F. W. Taylor Yönetim süreci yaklaşımı : Henri Fayol Bürokrasi yaklaşımı : Max Weber
12
Klasik yönetim Aşağıdaki ana fikirler etrafında toplanmıştır:
Taylor: Rutin işlerin görülmesinde insan unsurunun makinelere ek olarak nasıl etkin ve verimli kullanılacağı, Fayol: Bir işletmede yönetim süreci olarak adlandırılan bir dizi birbirine bağlı faaliyetin neler olduğu ve iyi bir formal organizasyonun nasıl oluşturulabileceği, Weber: Daha çok sosyolojik çerçevede ve toplumda insanların birbirini neden, nasıl etkiledikleri ve bunu nasıl meşrulaştırdıkları ve bürokrasi üzerinde durmuşlardır.
13
Klasik yönetimin fikir ve amaçları
İnsan unsuru dışındaki faktörler üzerinde durmuştur. Maddi faktörler düzenlendikten sonra insanın istenildiği gibi davranacağı varsayılmıştır.
14
Klasik yönetimin fikir ve amaçları
Makine-insan ilişkilerinde, işlerin tasarımı ve birleştirilmesinde, ilkelerin amaçladığı rasyonellik temeldir. İnsanı, kendine söyleneni yapan, rasyonel olduğuna inanılan sisteme uyan pasif bir unsur olarak ele almıştır.
15
Klasik yönetimin fikir ve amaçları
Organizasyonları kapalı sistem anlayışıyla ele almıştır. Bunun sonucu olarak da bütün yaklaşımlar organizasyon içi etkinliğin nasıl sağlanabileceği üzerinde durmuş, bunu sağlamak için uyulması gereken ilkeleri genel kabul etmiş ancak, dış çevre şartlarına ve organizasyonun değişen şartlara nasıl uyabilecekleri üzerinde durmamıştır
16
Bilimsel yönetim yaklaşımı
İş ve çalışanların yönetimi ile ilgilenmiştir. Çalışanların verimliliğini arttırma üzerine yoğunlaşmıştır. Organizasyonun alt kademelerinde, fabrika düzeyinde işlerin incelenmesi, standartların geliştirilmesi, ücret sistemlerinin geliştirilmesi gibi konularla ilgili ilkeler geliştirilmiştir. F.W. Taylor, Frank ve Lillian Gilbreth, Henry Gantt çalışmışlardır. 1. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda üretim tekniklerinin bilimsel olmayışı Taylor’u araştırmaya yönlendirmiştir.
17
Bilimsel yönetim yaklaşımı
Taylor 1911’de Bilimsel Yönetimin İlkeleri kitabını yayınlamıştır: Gelişigüzel çalışma değil, bilim. Başıbozukluk değil, ahenk ve koordinasyon. Kişisellik değil, yardımlaşma. Düşük verim değil, en fazla çıktı. Herkesin mümkün olan en yüksek verimlilik düzeyine çıkarılması için eğitim.
18
Sonuç Bu yaklaşım sonucunda zaman etüdü, hareket etüdü, iş ekonomisi, teşvikli ücret sistemleri, iş standartları yaygınlaşmıştır. İnsan unsuruna gösterdiği ilgi, bir insanın çalışma gücünü etkileyen değişkenler açısından olmuştur: Kişinin verimli çalışma potansiyelini ifade eden kapasitesi, Bir görevi başarmak için gerekli zaman, Kas gücünün dayanıklılığı
19
Yönetim süreci yaklaşımı
Organizasyonun bütününü ele alarak iyi bir organizasyon tasarımı ve yönetimin ilkeleri üzerine yoğunlaşmıştır. H. Fayol, Lyndall Urwick, M. Weber, C. Barnard. Bilimsel yönetim yaklaşımının devamıdır. Ancak daha geniş kapsamlıdır.
20
Yönetim süreci yaklaşımı
Fayol’e göre bir organizasyondaki faaliyetler başlıca altı grupta toplanmaktadır: Teknik faaliyetler (üretim faaliyetleri) Ticari faaliyetler (alım-satım vs.) Finansal faaliyetler (para bulma ve kullanma) Güvenlik faaliyetleri (işyeri ve işgörenlerin korunması) Muhasebe faaliyetleri (kayıtların ve istatistiklerin tutulması, hazırlanması) Yönetim faaliyetleri
21
Yönetim süreci yaklaşımı
Yönetim faaliyetleri de bir süreç şeklinde oluşur. Bu sürecin başlıca safhaları: Planlama Organizasyon Emir-komuta (yürütme) Koordinasyon Kontrol
22
Yönetim süreci yaklaşımı
Fayol’un 14 yönetim ilkesi: İşbölümü Yetki Disiplin Emir komuta birliği Amaç birliği Genel çıkarların kişisel çıkarlara üstünlüğü Ücretleme-bedel ödeme Merkeziyet, merkezcillik Hiyerarşik yapı Düzen Hakkaniyet İş güvenliğinde denge İnisiyatif Moral güç
23
Bürokrasi yaklaşımı Bürokrasi, günlük dilde "işlerin geciktirilmesi", "yokuşa sürme", "gereksiz formaliteler toplamı" anlamının aksine belirli özellikleri taşıyan etkin bir organizasyonun yapısı olarak ele alınır. Max Weber’e göre bürokratik yapı, etkinlik açısından ideal bir organizasyon yapısıdır.
24
Bürokratik organizasyon yapısının özellikleri
Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayanan işbölümü Açık bir şekilde belirlenmiş hiyerarşik yapı İlke ve yöntemler Kişisel olmayan ilişkiler, objektiflik Teknik yetenek esasına dayanan personel seçim ve terfi sistemi Yasal yetkinin uygulanması
25
Weber’in yetki kavramı
Geleneksel yetki: Toplumsal geleneklere dayanarak veya aileden gelen nedenlerle bazı kişilerin diğerlerini belli davranışlara yönlendirmesi Karizmatik yetki: Toplum içinde bazı kişilerin karizmatik özellikleri nedeniyle başkalarını belli davranışlara yönlendirebilmesi Bürokratik yetki: Yasal temeli olan, tanımlanmış ve belli kurallara bağlanmış bir şekilde başkalarını yönlendirebilme
26
Neo-Klasik Yönetim Teorisi
27
1929 dünya ekonomik krizi ve işletmelerde organizasyon sorunlarının artması ile klasik yönetimdeki eksiklikler hissedilmeye başlamıştır. Klasik yönetim, insan unsurunu ele almadığı ve örgüt içi değişkenlere bağlı kaldığı için yetersiz kalmıştır.
28
Neo-Klasik Yaklaşım Hawthorne araştırmalarının açıklanması organizasyonları incelemede yepyeni bir akımın başlamasına yol açmıştır. Organizasyon üyelerinin davranışlarını ele almıştır. Psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji, antropoloji gibi değişik alanlarda araştırmacılar çalışmışlardır.
29
Neo-Klasik Yaklaşım Neo-Klasik yaklaşımın üzerinde durduğu konular:
Bir organizasyon içinde çalışan insan unsurunu anlamak İnsan yeteneklerinden azami ölçüde yararlanabilmek Organizasyon yapısı ile insanların davranışları arasındaki ilişkileri incelemek Organizasyon içinde insanların bir araya gelmeleri ile oluşturdukları informal ilişkileri ve sosyal grupları anlamak
30
Neo-Klasik Yaklaşım Neo-Klasik yaklaşımın üzerinde durduğu konular:
Grupların özelliklerini ve organizasyon üzerindeki etkilerini araştırmak İletişim, algı, liderlik, motivasyon, değişim, anlaşmazlık ve çatışmalar, ihtiyaç ve yetkilerin değişmesi ile davranışların değişmesi arasındaki ilişkileri anlamak Klasik teorinin rasyonellik anlayışı çerçevesinde yeni boyut olarak insanın tatmin olması, bunu etkileyen faktörler ve tatmin ile verimlilik arasındaki ilişkileri anlamak
31
Neo-Klasik Yaklaşım Davranışsal teorinin üzerinde durduğu kavram ve uygulamalar büyük ölçüde organizasyonların içindeki işleyiş süreçleri ile ilgilidir. Yöneticinin fiilen kendisine verilen amaçları gerçekleştirmek üzere maddi ve beşeri kaynakları harekete geçirme safhasını oluşturmaktadır.
32
Neo Klasik Yaklaşım Gündeme gelen başlıca konular: Güdüleme Liderlik
Grup davranışı İletişim Biçimsel ve biçimsel olmayan ilişkiler Birey Örgütün sosyal yapısı
33
Neo Klasik Yaklaşım Sendikalaşma Hawthorne araştırmaları
Endüstriyel insan akımı
34
Davranışsal teorinin temel kavramları
Bireysel farklılıklar Bir bütün olarak insan Davranışlar bir nedene bağlıdır İnsan-örgüt bağımlılığı İnsan diğer üretim faktörlerinden farklıdır Örgüt sosyal bir sistemdir
35
Davranışsal teorinin metodolojisi
İnsanın örgüt içinde “nasıl davranması gerektiği”nden çok “nasıl davrandığı” konusunu incelemiştir.
36
Neo-Klasik Yaklaşıma katkısı olanlar
Elton Mayo Fritz Roethlisberger Douglas McGregor Abraham Maslow Kurt Lewin Rensis Likert Chester Barnard Chris Argyris Mary Parker Follet George Homans
37
Hawthorne Araştırmaları
Harvard Üniversitesi’nden Fritz Roethlisberger ve Elton Mayo liderliğinde bir grup bilim adamının Western Elektrik Şirketi’nin Hawthorne Fabrikası’nda yaptıkları araştırmalar yönetim ve organizasyon konusuna davranış açısından yaklaşmanın başlangıcı olmuştur. Bu araştırmalar, 1924’de başlamış 1930’larda sonuçları alınmıştır.
38
Hawthorne Araştırmaları
Araştırmacılar, öncelikle ışıklandırma, ısıtma, yorgunluk ve fiziksel yerleşim düzeninin işçilerin verimliliği üzerine etkilerini araştırmak üzere çalışmalara başlamışlardır. Başlangıç hipotezi, ışıklandırma, ısıtma, dinlenme zamanları gibi fiziksel iyileştirmelerin derecesi arttıkça verimlilik artacaktır. Ancak yapılan deneyler ve araştırmalar, bu hipotezi doğrulamamıştır.
39
Hawthorne Araştırmaları
Araştırmacılar dikkatlerini fiziksel faktörler yerine sosyal faktörlere çevirmişlerdir. İşçilerin kendi aralarında oluşturdukları gruplarda üretim düzeyinin nasıl olması gerektiği konusunda bir norm belirledikleri, grup üyelerini de o norma uymaya yönlendirdikleri belirlenmiştir.
40
Hawthorne Araştırmaları - Sonuç
Organizasyon bir sosyal sistemdir. İnsan bu sistemin en önemli parçasıdır. Belirli bir yapı içinde kişiler bir araya gelerek biçimsel olmayan gruplar oluştururlar. Kişilerin organizasyon içindeki davranışını, formal yapının öngördüğü ve varsaydığından çok kişilerin algıları ile grup üyesi olup olmadıkları belirlemektedir. Kişilerin inançları, değer yargıları, gelenekleri, amaçları ve alışkanlıkları oluşturdukları grubun özelliklerini belirleyecektir.
41
Harwood Araştırmaları
Harwood İmalat İşletmesi, özellikle pijama dalında ihtisaslaşmış bir kuruluştur. Kuruluşun en büyük sorunu, kesim ve dikim bakımından sıkça yapılan model değişimlerinin işçiler üzerinde olumsuz etkilere neden olmasıydı. Olumsuz etkiler; işe geç gelmeler, devamsızlıklar, işten ayrılmalar olarak sıralanabilir. Bu olumsuzluğun işçiler üzerindeki olumsuz etkisini azaltacak bir takım deney ve araştırmalara gidilmesine karar verildi. Üç farklı gruba üç farklı yöntem uygulandı. İşçilere yönetime katılma imkanı vererek sorunlar ortadan kalktı.
42
Tavistock Enstitüsü Araştırması
İngiltere’deki kömür ocaklarında çalışan işçilerin araç, gereç ve üretim yöntemlerindeki değişmelerden ne şekilde etkilendikleri araştırılmıştır. Daha önce işçiler 2-8 kişilik gruplar halinde çalışıyorlardı. Gruplar arasında ileri derecede dayanışma vardı. Bu dayanışma iş dışında da devam ediyordu. Kömür damarlarının değişik kalınlıkta olması nedeniyle "shortwall"dan "longwall" yöntemine geçildi. Yeni yöntemde bir nezaretçinin emrinde kişi bulunuyordu. Yeni sistem küçük grupları kaldırdığı için duygusal gerilime yol açtığı gibi işin miktar ve kalitesini de etkiledi. "Composite longwall" sistemi getirilerek sosyal ihtiyaçlarla makineleşme arasındaki uyum sağlanmaya çalışılmıştır.
43
Davranışsal Yaklaşımla ilgili geliştirilen diğer modeller
Douglas McGregor’un X ve Y Teorisi Rensis Likert’ın Sistem 1-Sistem 4 Modeli Chris Argyris’in Olgun ve Olgun Olmayan Kişi Modeli
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.