“Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik”

... konulu sunumlar: "“Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik”"— Sunum transkripti:

1 “Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik”
Enbiya suresi ayet 107 PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) Doğumu:571 Vefatı:

2 ÇOCUKLARI Kasım,Zeynep,Rukiye,Ümmügülsüm,Fâtıma,Abdullah,İbrahim.
BİR NUR DOĞUYOR DEDESİ : Abdülmuttalip BABASI : Abdullah ANNESİ : Amine AMCASI : Ebu Talip DOĞUM YILI : İLK EŞİ :Hatice ÇOCUKLARI Kasım,Zeynep,Rukiye,Ümmügülsüm,Fâtıma,Abdullah,İbrahim. MEKKE DÖNEMİ : 13 Yıl MEDİNE DÖNEMİ: 10 Yıl HİCRET YILI : HİCRET YERİ : Medine MEKKE FETHİ : PEYG.SÜRESİ : 23 Yıl VEFAT TARİHİ : VEFAT YERİ : Medine Mezarı ise Medine’deki MESCİD-İ NEBEVİ’NİN içinde bulunmaktadır.

3 -Âmine! O doğduğu zaman adını Muhammed koy.
BİR NUR DOĞUYOR Mekke sessiz sakin bir gece geçiriyordu. Tarih 571 yılının Rebîülevvel ayının 12. gecesiydi. Âmine heyecan içinde yattığı yerden kalktı. Bir rüya görmüştü ve rüyada duyduğu ses kulaklarında çınlıyordu. -Âmine! O doğduğu zaman adını Muhammed koy.

4 Âmine gördüğü rüyayı kimseye anlatmadı
Nihayet mutlu an geldi. Âmine görülmemiş güzellikte bir oğlan çocuğu doğurdu. Bir haberci göndererek mutlu haberi dedesi Abdülmuttalip’e duyurdu. Abdülmuttalip hemen geldi ve Muhammed (sav)’i bağrına bastı.

5 Süt anne Mekke halkının zenginleri doğan çocukları o dönemlerde daha iyi beslenmeleri için sütannelere teslim ederlerdi. O yıl sütanneler yine Mekke’ye inmişti. Kimse dul ve fakir olan Âmine’nin yetim çocuğunu almak istemedi. Muhammed (sav) yetimdi, çünkü babası Abdullah o doğmadan iki ay önce vefat etmişti.

6 Muhammed (sav)’i Halime adında bir sütanne yanına aldı.
Halime buna hiç pişman olmadı. Çünkü Muhammed’le beraber evlerine bereket gelmişti. Muhammed (sav) sütkardeşi Şeyma ile sürekli koyunları otlatırdı.

7 Muhammed yetim kalıyor
Muhammed 6 yaşına girince annesinin yanına döndü. Annesiyle birlikte babasının mezarlığını ziyaretten dönerken annesi vefat etti. Annesini kaybeden Muhammed (sav)’i dedesi Abdulmuttalip yanına aldı.

8 Dedesi onu çok seviyor ve ona çok iyi davranıyordu.
Ama dedesi de bir gün hastalanıp yatağa düştü. Hastalandığı için Muhammed (sav)'e amcası Ebu Talib’in bakmasını istedi.

9 Amcasında Bundan böyle Muhammed Ebu Talib’in evinde yaşayacaktı.
Daha sonra Muhammed (sav) amcasıyla birlikte ticaret için başka şehirlere yolculuk yapmaya başladı. Böylece Muhammed (sav) ticaretle uğraşmaya karar verdi.

10 Günler geçiyor Muhammed büyüyordu.
25 yaşına ulaştığında Muhammed’in güzel huyu bütün Mekke'de duyulmuştu. Zaten ona küçüklükten beri Muhammedü’l-Emin (güvenilir Muhammed) diyorlardı. Onun bu hali Hatice’nin dikkatini çekti ve nihayet Muhammed ile evlendiler.

11

12 HZ. MUHAMMED (SAV)

13 Boynu uzun ve gümüş gibi saf, omuzları ve pazuları kalın, parmakları uzundu.

14 Kendisi şişman değildi. Uzuna yakın orta boylu, güçlü ve kuvvetli idi.

15 Mübarek cildi ipekten yumuşaktı.
Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları hilâl gibi idi.

16 Kirpikleri uzun, gözleri kara, büyük ve son derece güzeldi.

17 Yüzü gül gibi kırmızıya benzeyen beyaz ve nuranî, berrak ve ışıklı idi.

18 Dişleri inciler gibi beyazdı
Dişleri inciler gibi beyazdı. Konuşurken ön dişlerinden nurlar saçılır, gülerken ağzında ışıkların bile aydınlandığı sanılırdı.

19 Saçları ne pek kıvırcık, ne de pek düz idi.
Sakalı sık ve tamdı. Uzun değildi.

20 Cismi güzel, kokusu hoş idi
Cismi güzel, kokusu hoş idi. Koku sürünsün veya sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan daha güzel kokardı. Mübarek eliyle bir çocuğun başını okşasa, o çocuk diğerleri arasından hemen seçilir, belli olurdu.

21 Bir yere giderken sağına soluna bakıp yürümez, vakar ve süratle ilerlerdi.

22 Bütün insanları hoş tutar, hizmetçilerine şefkatle muamele ederdi.
Kendisi ne yer, ne giyerse, hizmetçilerine de onları yedirir, onları giydirirdi.

23 Çocukları çok sever, saçlarını okşar, onlarla konuşurdu.

24 O'nu ansızın görenler heyecan ve sevgiyle ürperir, konuşunca hayran olurdu.

25 Herkesin aklına göre söz söyler, herkese güler yüz gösterirdi.

26 Kimsenin sözünü yarıda kesmez, haşin davranmaz, mütevazi yaşardı.

27 Daima düşünceliydi.

28 Susması konuşmasından uzun sürerdi.

29 Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne eksik söz kullanırdı.

30 Dünya işleri için kızmazdı.

31 Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.

32 Kötü söz söylemezdi.

33 Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı.

34 Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi.

35 Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle çekişmezdi,

36 Çok konuşmazdı, boş şeylerle uğraşmazdı.

37 Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.

38 Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.

39 Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınayıp ve ayıplamazdı.

40 Kimsenin kusurunu araştırmazdı.

41 Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.

42 Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.

43 Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi.

44 Her zaman ağırbaşlıydı.

45 Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı.

46 Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı.

47 Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü;
Ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.

48 Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.

49 Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti: "Sen dünyada garip bir kimse, yahut bir yolcu gibi ol!"

50 Her zaman hüzünlü ve gülümser bir durumda bulunurdu.

51 Adet üzere söylenen hiç bir kötü sözü ağzına almamıştı.

52 Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.

53 Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi.

54 Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.

55 Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.

56 Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi.
"İlahî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.”

57 Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşardı.

58 (ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM).
O, Hz. PEYGAMBER ’di. (ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM).

59

60 HZ.MUHAMMED’İN ÖRNEK AHLAKI

61 HZ.MUHAMMED ADALETLİYDİ GÜVENİLİRDİ CESARETLİYDİ SABIRLIYDI
MERHAMETLİYDİ HZ.MUHAMMED SÖZÜNDE DURURDU DEĞER VERİRDİ ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRİRDİ HOŞGÖRÜLÜYDÜ

62 EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL! (ŞURA 15)
GÜVENİLİRDİ EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL! (ŞURA 15)

63 EY MUHAMMED! SENİ ANCAK ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK… (ENBİYA 107)
MERHAMETLİYDİ EY MUHAMMED! SENİ ANCAK ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK… (ENBİYA 107)

64 AND OLSUN BİZ İNSANI ŞEREFLİ KILDIK (İSRA 70)
İNSANLARA DEĞER VERİRDİ AND OLSUN BİZ İNSANI ŞEREFLİ KILDIK (İSRA 70)

65 ÜZÜLME ÇÜNKÜ ALLAH BİZİMLE BERABER. (TEVBE 40)
CESARETLİYDİ ÜZÜLME ÇÜNKÜ ALLAH BİZİMLE BERABER (TEVBE 40)

66 İNSANLARIN MALLARINI VE HAKLARINI EKSİLTMEYİN (ŞUARA 183)
ADALETLİYDİ İNSANLARIN MALLARINI VE HAKLARINI EKSİLTMEYİN (ŞUARA 183)

67 ŞÜPHE YOK Kİ ALLAH, SABREDENLERLE BERABERDİR. (BAKARA 153)
SABIRLIYDI ŞÜPHE YOK Kİ ALLAH, SABREDENLERLE BERABERDİR. (BAKARA 153)

68 …VERDİĞİNİZ SÖZÜ DE YERİNE GETİRİN… (İSRA 34)
SÖZÜNDE DURURDU …VERDİĞİNİZ SÖZÜ DE YERİNE GETİRİN… (İSRA 34)

69 HOŞGÖRÜLÜYDÜ EĞER KABA VE KATI YÜREKLİ OLSAYDIN, ONLAR ETRAFINDAN DAĞILIP GİDERLERDİ (AL-İ İMRAN 159)

70 İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR. (HADİS-İ ŞERİF)
ZAMANI İYİ KULLANIRDI İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR (HADİS-İ ŞERİF)

71 …İŞ HAKKINDA ONLARLA DANIŞ… (AL-İ İMRAN 159)
DANIŞIRDI …İŞ HAKKINDA ONLARLA DANIŞ… (AL-İ İMRAN 159)

72 SEN ELBETTE YÜCE BİR AHLAK ÜZERESİN…

73 PEYGAMBERİME SELÂM GÖNDERİYORUM

74 “Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammed” Böyle söyleyince Canım Peygamberim, Beni duyduğunu biliyorum.

75 Seni çok seviyorum. Senin de beni sevmeni istiyorum.

76 Canım Peygamberim, Hissediyorum, beni duyuyorsun
Canım Peygamberim, Hissediyorum, beni duyuyorsun. Sen de bana selâm gönderiyorsun. Hazırlayan: Betül Bozali, ASFA Koleji DKAB Öğretmeni, İstanbul

77