Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
BANKACILIK REFORMU
2
1980 öncesinde bankacılık Dört dönem:
3
1923-1929: Açık ekonomi koşullarında yeniden inşa
Milli iktisat okulusınai ve ticari hayatı canlandırmak amacıyla milli bankacılık 1924: Türkiye İş Bankası 1925:Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası
4
1930-1939: Korumacı-devletçi sanayileşme
yatırımların arttırılabilmesi için ucuz kredi kalkınma ve yatırım bankaları 1932: Türkiye Sanayi Kredi Bankası 1933: Sümerbank, Halk Bankası 1935: Etibank
5
1946-1953: Dünya ekonomisiyle farklı bir eklemlenme
Özel bankacılık Yapı ve Kredi Bankası Garanti Bankası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
6
1960-1980: İthal İkameci Sanayileşme
I. Beş Yıllık Kalkınma Planı ( ) KİT’lerin kredi ihtiyaçlarının karşılanması için Devlet Yatırım Bankasının kurulması özel sektörün işletme sermayesi ihtiyaçlarının karşılamak üzere bankaların katılımıyla bir finansman kurumunun oluşturulması sanayi sektörü dışındaki sektörlerin yatırım kredisi ihtiyaçlarının karşılanması için yatırım bankaları kurulması kalkınma ve yatırım bankalarının kaynaklarının artırılması banka sayısındaki artışın önlenerek bunun yerine küçük bankaların birleşmesinden oluşan güçlü yapıların kurulması
7
Kalkınma ve Yatırım Bankaları
Turizm Bankası (1960) Sınai Yatırım ve Kredi Bankası (1963): İş, Osmanlı, Akbank, Garanti, Vakıflar ve T.Kredi Bankaları olmak üzere 6 ticari bankaözel sektör Devlet Yatırım Bankası (1964) KİT’ler Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (1975) yurt içinde ve özellikle yurt dışında çalışmış ve çalışacakların birikimlerini değerlendirmek
8
1970’ler: Holding bankacılığı
1970’ler sonu: Turkiye’de sermaye gruplarının temel stratejileri para-sermayeyi kontrol altına alma Kriz-aşırı üretime bağlı aşırı sermaye birikimi uretken sermayedeki kar oranlarının duşmesine bağlı olarak, para sermayeye olan ihtiyacı arttırmakta bireysel kapitalistlerin ayakta kalma mucadelesinde para-sermaye daha onemli hale gelmekte krize karşı bireysel kapitalistler icin para-sermaye bir guvence işlevi gormekte, krizden cıkabilmek icin sermaye birikim stratejisinde meydana gelen değişmelere karşı kendisini uyarlama esnekliği sermaye birikiminde belirli duzeye ulaşan bireysel kapitalistlerin sermayenin uluslararası dongusune katılma isteğisermaye gruplarının banka sahibi olma mucadelesi bankacılık sektörüne girişin henüz kolaylaştırılmadığı 70’ler sonu-80’ler başı: bankası olmayan sermaye grupları yerel bankaları ele geçirip ulusal bankalara dönüştürerek banka sahibi olmaya çalıştılar Bunlar da yetersiz kalınca bankalı ya da bankasız sermaye grupları kendi banker kuruluşlarını kurmaya yöneldiler. 1 Temmuz 1980: faiz oranları serbestleştirildiyüksek faizkaynaklar sistem içine çekildi, bankerler 1982’de elendi
9
Sermaye gruplarının banka sahibi olma mucadelesi
1980’ler boyunca banka kurmanın onundeki engellerin, faiz ve doviz oranları uzerindeki sınırlandırmaların kaldırılması ile sermaye grupları kendi bankalarını kurmaya yoneldi Banka sahibi olmada izlenen bir yontem yabancı bankalarla ortaklıklar kurma ve daha sonrada bu bankaların kontrollerini ele gecirme şeklindeydi 1983: ÖFK’ların kuruluşlarına izin verildi birbirinin bankasını ele geçirme, bu dönem göze çarpan olgulardan biriydi 1990’lı yıllarda sermaye gruplarının kalkınma ve yatırım bankaları kurma yolu ile banka sahibi oldukları gorulmekte (bağlı bulunduğu şirkete kredide sınırlama yok) Banka sahibi olmada izlenen bir diğer yontem ozelleştirmeler, kamu bankalarının 1990’ın ortalarından itibaren ozelleştirilmesi sermaye gruplarını banka sahibi yaptı 1990’lar sonu: bankacılık reformu
10
1989-1997: “Finansal korumacılık”
Ağustos 1989’da Türk Parasını Koruma Kanunu’na dayalı olarak kabul edilen 32 sayılı karar ile döviz kontrolleri kaldırıldı, Türk Lirası konvertibiliteye geçti dünya ölceğinde aşırı biriken para-sermayenin ülke içine çekilmesi hem kamu açıklarını kapatma hem de büyük sermayeye kaynak aktarma işlevi gördü finansal serbestleşme yoluyla ülkeye çekilen sıcak para, hükümete verilen yüksek faizli borçlar yoluyla holding bankalarına kaynak aktarma mekanizması olarak işlev gördü Holding bankaları uluslararası sermaye piyasasından dolar alıyor, Türk lirasına çeviriyor, sonra o parayla hükümetten yüksek faizli Hazine bonosu satın alıyor (bonoların %90’ını alıyor)1990’lı yıllar boyunca büyük holdingler bu yolla kârlarını aşırı artırdı Genelde şirketler yatırım yerine bu yolu tercih etti finansallaşma
11
Bankacılık reformu (1999) Hedef: sanayi üretimini yüksek teknolojili sektörlere kaydırabilmek için, bankaların ellerindeki para sermayeyi devlete borç olarak vermek yerine sabit sermaye yatırımlarına yönlendirmesini sağlamak bankaların devlet borclanması ve kendi holding şirketlerine finansman sağlaması yerine, bir butun olarak şirketler kesimine fon sağlaması 1999’da kurulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) eliyle başlatıldı ve 2001 krizinden sonra tamamlandı Sanayi ile bankacılık sektörü arasındaki ilişkiler yeniden düzenlendi Devlete borç vererek rant sağlama yerine geleneksel etkinliklerine dönen bankaların varlığını sürdürmesine izin verildi, bu dönüşüme ayak uyduramayan bankalar tasfiye edildi 1999’da 81’e kadar ulaşan banka sayısı, 2002 yılında hızla 54’e düştü.
12
Üç ölçüt Kuresel olcekte dinamik, buyume potansiyelli sanayilerde yatırım yapabilirlik, Turkiye’ye/Turkiye’den uluslararası sermaye akışı doğurabilme ve/veya ihracat geliri sağlayabilme potansiyeli Kuresel olcekte en ileri bireysel sermayelerle ilişki kurabilme kapasitesi
13
İki grup Bankalarını kaybeden holdingler: ilkel birikimciler- birikimlerini rant sağlama temeline dayayıp, yaşayabilirlikleri buna bağlı olan holdingler Bankalarını korumayı başaran holdingler: dinamik birikimciler- finans korumacılığın sağladığı devlet temelli rantlardan yararlanmanın yanı sıra, gercek bir birikim temeli olan holdingler kritik nokta: bunların 1980’ ler ve 1990’ lar boyunca birikimlerini nasıl gercekleştirdikleri
14
İlkel Birikimciler Ortak özellikleri:1990’larda birikimlerini hızlandırmak icin, finans korumacılığının olanaklarını sonuna kadar kullandılar, temel bir birikim kaynağı olarak, devlet borclanmasının finansmanına katıldılar. bankacılık dışındaki birikimleri, karların uzun ve kotu calışma saatlerinden sağlandığı, duşuk ucret, duşuk verimli sanayiler yanında, yuksek karlı, fakat aynı zamanda riski de yuksek olan istikrarsız, yeni yukselen sektor ve yerlerde yatırımlara dayanıyordu banka hortumlamalarının bircoğu 1980’lerin ve 1990’ların yukselen holdingleri tarafından yapılırken, bazı eski/buyuk holdinglerin de bankalarını yine soru işaretleri doğuran şekilde geniş olcude kullandıkları goruldu. Bircok durumda, banka kredileri iştiraklere, hayali şirketler, kıyıotesi (off -shore) banka işlemleri ve bankalar arasında ‘back-to-back’ krediler gibi karmaşık duzenekler kullanılarak yonlendirildi Yeni ve eski ilkel birikimciler
15
Yeni ilkel birikimciler
1980’lerin ve 1990’ların yukselen sermayeleri yukselişlerini doğrudan finans korumacılığına borclular Sektorel olarak genişlediklerinde bu genişleme, az yatırım isteyen ve/veya yuksek getirili sanayilere, ama ozellikle hizmet sektoru ve inşaat başta olmak uzere emek-yoğun sanayilere doğru gercekleşmiş tekstil ve orman urunleri gibi ihracat-yonelimli, fakat duşukkatma- değerli, artık buyumeyen sanayilerde (uzun vadede daralan ihracat potansiyeli ile) faaliyet gostermekte
16
Eski ilkel birikimciler
daha geniş bir sanayi yelpazesinde faaliyet gosteren, daha eski/buyuk holdingler Bu holdingler, esas olarak ice yonelik birikim doneminde olgunlaştı ve sermaye dongulerini 1980 sonrasında ihracat aracılığıyla uluslararasılaştırdı. Fakat, daha onceki birikim doneminin kulturu icinde kalmaya devam etti. İthal ikameci temelleri olan sanayilerde buyuyup, karlı, artı-değer ureten faaliyetler icinde yer almakla beraber, bu şirketler genişlemelerini buyuk olcude kendi holding bankalarının finansmanına dayandırdılar.
18
Dinamik Birikimciler holdinglerin bankacılık faaliyetlerinden karlılıkları, finans korumacılığı donemi boyunca sağlanan devlet subvansiyonlarına koşullanmış değildi. sanayide finans korumacılığına bağımlı olmayan, rekabetci bir birikim temelini sistematik olarak geliştirdiler. Bu holdingler ozellikle yuksek katma-değer (ve yuksek goreli artı-değer) sağlanan bolge ve sanayilere doğru uluslararası yatırımlar yoluyla genişlediler.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.