ELEKTROMANYETİK DALGA HABERLEŞMELERİ Doç. Dr. İbrahim ÜNAL İnönü Üniversitesi
ELEKTROMANYETİK DALGA FİKRİ NASIL OLUŞTU? ELEKTROMANYETİK DALGANIN KAYNAĞI VE YAPISI ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM RADYO-TV HABERLEŞMELERİ NASIL BAŞLADI? HABERLEŞMEDEKİ GELİŞMELERİN SON 60 YILI
ELEKTROMANYETİK DALGA FİKRİ NASIL GELİŞTİ?
André Marie Ampère (20 Ocak 1775 – 10 Haziran 1836) Danimarkalı fizikçi Hans Christian Oersted’in (1771-1851) buluşundan hareketle, 1826 yılında iletken telden geçen elektrik akımının telin etrafında dairesel bir yörüngede oluşturduğu manyetik alanın hesabını yapmıştır.
Michael Faraday (22 Eylül 1791 - 25 Ağustos 1867) Bir devreden geçen manyetik akının zamana göre değişimi, devrede bir elektrik akımı oluşturur. (1830)
James Clerk Maxwell (13 Haziran 1831 - 5 Kasım 1879) Bir telin çevresinde oluşan manyetik alan, telin içinden geçen net akım ve elektrik akı değişiminin toplamına eşittir. (1861) Bu alanlar modern elektrik ve haberleşme teknolojilerinin temelini oluşturmaktadır.
Heinrich Rudolf Hertz (22 Şubat 1857 - 1 Ocak 1894) Hertz 1887 yılında Maxwell denklemlerinden hareketle Elektromanyetik Dalgaları oluşturdu ve kaydetti. Bu dalgaların hızlarının ışığın hızı ile aynı olduğunu ve ışık dalgaları gibi yansıma kırılma ve girişim yaptıklarını göstermiştir. Böylece radyo dalgalarının ışık dalgalarına benzer özelliklere sahip olduğunu gösterdi. Işık ile radyo dalgaları arasındaki temel farkın frekansları ve dalga boyları olduğunu söylemiştir.
Elektromanyetik Dalgaları Oluşturmak ve Kaydetmek Amacıyla Hertz’in Kullandığı Aletin Şematik Diyagramı
ELEKTROMANYETİK DALGANIN KAYNAĞI VE YAPISI
Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ışık hızı ile yayılan enine dalgalardır.
ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM
RADYO-TV HABERLEŞMELERİ NASIL BAŞLADI?
Marconi 1898 yılında İngiltere’de “Marconi Telsiz Telgraf Şirketi”ni kurdu. Manş Denizi’nin öbür yakasına telsiz haberi göndermeye ve 1900 yılında da yüksen anten direkleri kurarak, okyanuslar arası haberleşmeyi kurdu. 1901 yılında Kanada ile İngiltere arasındaki görüşme, bütün dünyayı ayaklandırmıştı. Artık aradaki dağlar, denizler kalkarak, kıtalar kapı komşusu olmuştu. 1909’da Nobel ödülü almıştır. 1910 lu yıllarda Dr. Fleming radyo lambasını bulmuş, bu buluş alıcı telsiz cihazlarında büyük bir değişiklik meydana getirmişti. Nihayet Marconi 1919 yılında radyoyu buldu.
Elektromanyetik Dalga haberleşmeleri, 1901 de Markoni’nin Cornwall’den gönderdiği titreşimin Newfoundland’da alınması ile başladı. (Transatlantik Deneyi)
PROBLEM: Nasıl Olmuştu da Sinyaller Küre şeklindeki Dünyada yol almıştı?
Thomson’un 1907’deki elektron fikri ve Millikan’ın 1909 daki elektronun keşfi ile iyonosferin varlığı anlam kazandı (1907). 1926 yıllarda İyonosferin bilimsel tanımı yapıldı. İyonosferi etkileyen faktörler çalışılmaya başlandı ve hala da Dünya bilim camiasının çok önemli problemlerinden biridir. (Maalesef Türkiye’de bu konuları çalışan insan sayısı 15 kişiyi geçmemektedir)
Yüksek frekanslı dalgalar üzerine iyonosferik bölgelerin etkileri
Radyo dalgalarına ses yüklendi ve Dünyanın her tarafına yayın yapılmaya başlandı. PRENSİP: Konuşmacıların ses dalgaları mikrofonlar tarafından alınarak elektrik sinyallerine dönüştürülür. Audio sinyali de denilen bu sinyaller vericilerde özel frekanslı ve taşıyıcı elektro manyetik dalgalar ile birleştirilerek büyük verici antenler ile her yöne yayınlanır. (Dünyanın her yerinde müthiş bir gelişme olarak algılandı)
Bu aşamadan sonra sesin taşınabilirliği gerçekleştikten sonra görüntünün taşınabilirliği gündeme geldi. 1923 yılında İngiliz John Logie Baird tarafından icat edildi ve 1926 yılında ilk yayına başlandı. 1930 yılında da seri üretime geçildi. Almanyada yaygın kullanım 1930 lu yıllar ABD de yaygın kullanım 1940 lı yıllar (Renkli TV 1960 lı yıllar) Türkiyede yaygın kullanım 1970 li yıllar
Televizyon istasyonlarında çekim yapan kameralarda görüntüler elektrik sinyallerine dönüştürülür. Video sinyalleri de denilen bu sinyaller ve ses sinyalleri, özel frekanslı elektromanyetik dalgalar ile birleştirilerek verici antenler ile her yönde yayınlanır. Ancak bu dalgaların alınması radyo dalgalarının alınması kadar kolay değildir.
HABERLEŞMEDEKİ GELİŞMELERİN SON 60 YILI UYDU SİSTEMLERİ VE KABLOLU ANTENLER
Uzaydaki ilk canlı, Laika. 3 Kasım 1957 (SPUTNIK 2) Uzaydaki ilk canlı, Laika.
Sputnik 1 ve Anı Pulu
4 Ekim 1957, Sputnik I (Sovyetler Birliği) Dünya’nın ilk yapay uydusu Size: 58 cm diameter (58 cm Çap) Weight: 84 kg (Ağırlık) Period: 98 min (Periyod: 98 dak.) Incl. : 65 deg (Eğiklik: 65 derece) Elliptical path (Eliptik yörünge) Av. Height: 900 km (900 km yükseklik) 2 radio transmitters (2 radyo vericisi) (~20 and 40 MHz)
INTELSAT organizasyonu tarafından ilk uydu (Early Bird/Erkenci) 06. 04 INTELSAT organizasyonu tarafından ilk uydu (Early Bird/Erkenci) 06.04.1965'te uzaya gönderilmiş, yörüngesine yerleştirildikten sonra 28.06.1965'te hizmete verilen bu uydunun ömrü 18 ay olarak planlanmış olmasına karşılık Ocak 1969'a kadar kullanılmıştır. O dönemde kullanılan teknolojinin çoklu erişime imkân sağlamaması yüzünden biri ABD’de diğeri Avrupa’da olmak üzere sadece iki yer istasyonu arasında toplam 240 kanallık bir kapasite sağlanabilmiştir.
1965'ten 2012'ye kadar geçen sürede uzaya çok sayıda haberleşme uydusunun gönderildiği, halen işletmede olan uzaydaki toplam uydu sayısının ise 994 adet olduğu, bunların %38'inin ticari haberleşme uydusu, %20'sinin resmi ve askeri amaçlı haberleşme uydusu olduğu, söz konusu teknolojinin dünyada yılda toplam 289,8 milyar Dolarlık bir pazarın oluşmasına yol açtığı bilinmektedir.
Fiber optik Kablonun Kullanılma Alanları Uzay çöplüğünden sonra artık yörünge ve yörüngelerde yer kalmadığından dolayı 2000 li yıllarla birlikte kablolu yayına dönülmeye başlandı ve fiber optik teknolojisi gelişti. Fiber optik Kablonun Kullanılma Alanları Telefon haberleşmesinde LAN ,MAN, WAN Network ağlarında Kablolu TV te Uçak ve füzelerde Gizli haberleşmede
MUTLU OLMAK İÇİN YA ÇOK ŞEY BİLECEKSİN YA DA HİÇBİRŞEY… GİDECEK BAŞKA DÜNYA YOK! BU BAKIMDAN DOĞA HAKKI İNSAN HAKKINDAN ÖNCE GELİR MUTLU OLMAK İÇİN YA ÇOK ŞEY BİLECEKSİN YA DA HİÇBİRŞEY…
T E Ş E K K Ü R L E R