ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ KURULUŞU Dünyada hüküm süren soğuk savaşın bitişi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bölgede ortaya çıkan sınır güvenliği ve bölgesel güvenlik sorunlarını çözmek amacıyla 1996 yılında Rusya ve Çin’in önderliğinde, beş ülkenin Çin’in Şanghay kentinde bir araya gelmesi ile “Şanghay Beşlisi” adı verilen ülke grubu ortaya çıkmıştır.
1998’de Kazakistan’da gerçekleştirilen zirvede ekonomik konularda da işbirliğinin oluşturulmasının gerekliliğini ele alınmıştır. Bu oluşum, Özbekistan’ın da katılımı ile 15 Temmuz 2001’de Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) dönüşmüştür.
Örgütün iki daimi organı bulunmaktadır Örgütün iki daimi organı bulunmaktadır. Bunlardan ilki Pekin’deki Sekreterlik, diğeri ise Taşkent’te yer alan Terörizme Karşı Bölgesel Yapı’dır. Kuruluş aşamasında her ne kadar terörizm ve bölgesel ayrılıkçı hareketlerle mücadele edecek olan bir güvenlik grubu olarak algılanmış olsa da ŞİÖ, 11 Eylül 2001 saldırılarıyla birlikte hedef ve kapsamını genişletmiş, bölgesel ekonomik güç olma yolunda, kendi bünyesindeki sosyal gelişimi de hızlandırarak, dikkate değer mesafeler kaydetmiştir.
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN GELİŞİMİ İlk toplantısı, devlet başkanları düzeyinde 26 Nisan 1996 tarihinde adını aldığı Çin’in Şanghay şehrinde yapılmıştır. Devlet Başkanları düzeyinde gerçekleşen bu ilk zirvede daha çok sınır uyuşmazlıklarının çözümü ve sınır bölgelerinde güvenlik ortamının sağlanması gerekliliği üzerinde durulmuş ve bununla ilgili olarak bir anlaşma imzalamışlardır.
Şanghay Beşlisi’nin ikinci zirvesi ise 24 Nisan 1997 tarihinde Moskova’da yapılmıştır. Bu zirvede sınır bölgelerinde bulunan askeri kuvvetlerin azaltılması, askeri konularda bilgi alış verişinde bulunulması vb. konular üzerinde durulmuştur. Beşlinin, 3 Temmuz 1998 tarihinde Kazakistan’ın Almatı şehrinde yapılan üçüncü zirve toplantısı ile Örgüt, sınır ve güvenlik meselelerini ele alan bir teşekkül olmaktan çıkmış ve ekonomik işbirliğini de içine alan geniş bir alanda faaliyet gösteren uluslararası bir teşkilat haline dönüşmüştür.
Şanghay Beşlisi’nin, genel anlamda daha önce alınan kararların teyit edildiği dördüncü zirvesi 25 Ağustos 1999 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yapılmıştır. Ayrıca, karşılıklı çıkarlar da dikkate alınarak ekonomik ve ticari alanda işbirliği alanlarının geliştirilmesi konusu bu toplantıda dile getirilmiştir.
. Beşinci zirve toplantısı ise 5 Temmuz 2000 tarihinde Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de yapılmış ve Örgütün adı Şanghay Formu olarak değiştirilmiştir. Bu toplantıda ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi kararı alınmış, buna ilaveten, ülkeler birbirlerinin hükümranlık haklarına saygılı olacağı, hiçbir surette birbirlerinin iç işlerine karışmayacaklarını teyit etmişlerdir. Bu çerçevede Çin’in Doğu Türkistan ve Rusya’nın Çeçenistan politikalarını desteklediklerini ifade etmişlerdir.
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün genişleme politikasına uygun olarak İran, Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Moğolistan’ın gözlemci ülke statüsüyle katılımı ile birlikte örgütün coğrafi kapsama alanı oldukça genişlemiş olup 30 milyon kilometre kareden 37 milyon kilometre kareye ulaşmıştır. Bundan dolayı da Asya Bölgesinin hem doğusunu,batısını ve güneyi ile hem de Orta Asya’yı, kapsamı alanına alarak Asya Bölgesini en geniş temsil etme özelliğine ulaşmıştır.
Zengin doğal kaynakları ve dünya petrol ve doğal gaz rezervlerinin önemli bir kısmını elinde bulundurması ŞİÖ’ne önemli bir stratejik üstünlük sağlamaktadır. Örgüt üye ülkelerinin 2010 yılındaki GSYİH toplamı 7.6 trilyon Dolar olup toplam dünya ekonomisinin yaklaşık olarak % 12.5’luk bir kısmına denk gelmektedir. Aynı zamanda, dünyanın en büyük pazarına sahip olduğu gibi, en büyük enerji üretim ülkesi ile dünyanın en çok enerji tüketim ülkeleri bulunmaktadır.
2010 yılının rakamına göre Şanghay İşbirliği Örgütü üye ülkelerin dış ticaretin toplam hacmi 3 trilyon 176 milyar dolara ulaşmıştır. Çin’in Örgüt’ün beş üyesi ile arasındaki ticaret hacmi 2001 yılındaki 12.22 milyar dolardan 2012 yılının 84,7 milyar dolara yükselmiştir. Yıllık büyümesi ortalama % 30’u bulmuştur.
Örgüt’e üye ülkeler arasında serbest ticaret alanı oluşturmak ve ekonomik entegrasyon projesi vardır. Bu proje gerçekleştiği takdirde 2020 yılında örgütün gayri safi yurtiçi hâsılası dünyanın %30’unu teşkil edecektir. Yani dünyanın en büyük güvenlik ve ekonomik örgütü olmaya adaydır.
Rakamları genel hatları ile inceleyecek olursak, üye devletler bölgesel bütünleşmeyi gerçekleştirdikten sonra birleşmenin de sağladığı faydayı kullanarak ekonomik yönden önemli gelişmeler gösterdiği açıktır. Bu rakamlara bakarak örgütün sadece güvenlik örgütü olmadığı ekonomik yönden de güçlü bir örgüt olduğu ve gelecekte dünya sahnesinde kendisinden daha fazla söz edileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN KURUMSAL YAPISI Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kurumsal yapısı şu organlardan oluşmaktadır: Devlet Başkanları Konseyi, Hükümet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Milli Koordinatörler Konseyi, ŞİÖ Genel Sekreterliği, Bölgesel Anti-terör Merkezi, Daimi Temsilciler, Bakanlık veya Kurum Başkanları, Özel Çalışma Grupları, İş Konseyi, İnterbank Konsorsiyumu ve ŞİÖ Forumu Örgütün Pekin’de bulunan ve örgütün tüm işlerinin belgelendiği, takip edildiği, sonraki aktiviteler için belgelerin hazırlandığı daimi ve önemli bir organ olan sekretaryası mevcuttur.
Örgütün organları Devlet Başkanları Konseyi; Bu konsey her yıl bir defa düzenli olarak bir üye ülkede toplanır. Devlet başkanlarının katıldığı en üst düzeydeki karar mekanizmasıdır. Diğer konseylerin önceden görüştükleri ve istişare ettikleri önemli meseleler bu konseyde karara bağlanarak neticelendirilir. Hükümet Başkanları Konseyi; İkinci derece de önemli olan alt mekanizmadır. Bu da Devlet Başkanları Konseyi gibi her sene bir defa toplanır. Bütçenin onaylanması ve ekonomik antlaşmalar yapılması gibi temel sorumlulukları vardır. Dışişleri Bakanları Konseyi; Bu konseyde Devlet Başkanları Konseyi’nden bir ay önce toplanır ve bu konseyin gündemini belirleyen, daha çok uluslararası sorunların yoğunlukta görüşüldüğü konseydir. Bu konsey örgütün en fonksiyonel organlarından birisidir diyebiliriz.
. Temsilcilikler Konseyi; Örgüte üye ülkelerin işbirliği yaptıkları alanlarda temsilcilerin katıldığı kapsamlı görüşme ve antlaşmaların altyapısının oluşturulmaya çalışıldığı önemli bir organdır. Ulusal Koordinatörler Konseyi; ŞİÖ üyesi ülkelerin ulusal koordinatörlerinin katıldığı ve yılda en az üç defa toplanan ve bir anlamda tüm diğer organları yönlendiren organdır. Bölgesel Anti-terör Ajansı; Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yer alan anti-terör şubesidir, daimi niteliktedir.
ÖRGÜTÜN FAALİYETLERİ ŞİÖ öncelikli olarak üye ülkelerin Orta Asya güvenliği ile ilgili sorunlarına eğilme amacını taşımaktadır. ŞİÖ birkaç defa ortak askeri tatbikat düzenlemiştir.İlki 2003 yılında tatbikatın ilk aşaması Kazakistan’da,ikinci aşaması Çin’de gerçekleştirilmiştir.Diğer askeri tatbikat ise 2007 yılında Ural dağlarında gerçekleşmiştir. . 21 Nisan 2006’da, ŞİÖ anti-terörizm kapsamında uluslar arası uyuşturucu suçlarıyla mücadele etme planını açıkladı.
23 Eylül 2003 Şanghay İş Birliği Örgütü zirvesinde Çin Başbakanı Vın Ciabao örgüt içinde serbest ticari bölge oluşturacağını açıkladı ve bir yıl içinde üyeler arasında tam 100 tane özel ticari anlaşma imzalandı. . Ekim 2007’de Tacikistan’da ŞİÖ ile Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü arasında bir anlaşma imzalanmıştır. 30 Kasım 2006'da, Almatı'da düzenlenen ŞİÖ konferansında Rus Dışişleri bakanı ŞİÖ'nün bir "Enerji Kulübü" kurulması konusunda planlar yaptığını belirtmiştir. Bu kulüp ihtiyacı Kasım 2007 ŞİÖ zirvesinde yinelenmiş, ancak diğer üyeler tarafından pek ilgi görmemiştir.
ŞİÖ’ne üye devletler 2003 yılında ekonomik iş birliğini genişletmek amacıyla bir çerçeve anlaşması imzalamıştır. 2005 Astana zirvesi sırasında ŞİÖ Sanat Festivali ve sergi düzenlenmiştir. 2007 Bişkek Zirvesi’nde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Tek kutuplu dünya kabul edilemez.” açıklaması, örgütün misyonunu özetlemektedir.
TÜRKİYE- ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İLİŞKİSİ Türkiye 1959 yılından bu yana Avrupa Birliği’nin (AB) üyesi olmaya çalışmaktadır. AB ile ilişkisinin son yıllarda durağan bir şekilde devam etmesi, Avrupalı bazı yetkililerin aleyhte açıklamaları ve bu ilişkinin geleceğine yönelik belirsizlikler, Türkiye’nin alternatif entegrasyonlar, teşkilatlar veya işbirlikleri üzerinde durması ve bu konuda araştırmalar yapmasını gerektirmektedir. Bu düşünce paralelinde yeni dış politika ve strateji seçeneklerinin de değerlendirilmesi doğru olacaktır. Yakın tarihteki gelişimiyle söz konusu seçenekler içinde en çok öne çıkanlardan birisi Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) olmuştur.
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan bir konuşmada, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması Türkiye’ye bölgede lider olma fırsatı verdiğini ifade etmiştir. Özal konuşmasında dört yüz yıl aradan sonra çıkan böyle bir fırsatı Türkiye’nin kaçırmaması gerektiğini söylemiştir. Bu periyotta Türkiye ile bölge ülkeleri arasında yüksek düzeyli ilişkiler artmış ve bir çok anlaşma olumlu bir şekilde sonuçlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgeyle ilgili bu girişimlerinden sonra Orta Asya Devletleri ile ekonomik ve siyasi yönden yeni bir dönem başlamıştır.Özellikle bölge ülkeleri ile olan ticari ilişkilerimizde artışlar olmuştur. Tablo 3 ve Tablo 4’deki rakamları yakından incelediğimizde olumlu gelişmeler daha iyi anlaşılacaktır.
Örgüt, Türkiye açısından oldukça önemlidir Örgüt, Türkiye açısından oldukça önemlidir. Türkiye jeopolitik olarak önemli bir konumda olduğu birçok ülke tarafından kabul edilen bir durumdur. Bu önemli durumu korumak ve ülke lehinde kullanılmak isteniyorsa, tutarlı, vizyona dayalı, siyasi, tarihi ve kültürel yapıya uygun çok yönlü politikaların geliştirilmesi bir zarurettir. Orta Asya’daki enerji kaynaklarının batılı ülkelere sorunsuz ve en kolay yoldan aktarılması için Türkiye daima önemli bir enerji koridoru olmaya devam edecektir.
NATO üyesi olan ve AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten Türkiye’nin, batı ile olan bu ilişkilerini bozmadan Avrasya seçeneğini de çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Çünkü bu bölgede akraba toplulukları, dost ve kardeş Türk Cumhuriyetleri ve İslam ülkeleri bulunmaktadır. 1992 yılından itibaren karşılıklı ticaret hacminin hızla arttığı bu ülkelerin doğal kaynaklar bakımından sahip oldukları zenginlikleri dikkate aldığımızda, ekonomik ve siyasal alanda işbirliği potansiyelimizin ne kadar geniş olduğu daha net olarak ortaya çıkmaktadır.
Ekonomik açıdan bakıldığında ise Türkiye, Teşkilat üyesi ülkelere yönelik yeni pazar açılımları sağlamalı, bu ülkelerin sunmakta oldukları altyapı yatırım fırsatlarını dikkatle izlenmeli, bölgedeki geniş ekonomik potansiyelin harekete geçirilebilmesi için gereken durumlarda Batılı ülkeleri de içerecek bir şekilde düzenlemelerde bulunmalı, karşılıklı menfaatlere hizmet edecek ve karşılıklı bağımlılık ilişkileri yaratacak şekilde ekonomik, ticari, yatırım ve kültürel ilişkiler genişletilmeli ve öncü rol üstlenmelidir.
Türkiye Başbakanı, Ocak 2005’teki Rusya ziyaretinde Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olma isteğini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e iletmiştir. Başkan Putin de bu isteği Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile paylaşmış ve olumlu cevap almıştı. Ancak, Türkiye’nin müracaatı kabul edilmezken aynı dönemde başvuran İran gözlemci statüsüyle Şanghay İşbirliği Örgütü’ne kabul edilmişti. Nisan 2011’de Ankara, Örgüt’ün diyalog ortağı statüsü ile ilgili resmi başvurusunu Şanghay İşbirliği Örgütü Genel Sekreterliği’ne yapmış ve Haziran 2012’deki toplantıda Türkiye diyalog ülke statüsüne kabul edilmiştir.
Türkiye’nin Orta Asya’daki jeopolitik çıkarları ve bölge halkıyla tarihsel, kültürel, dini ve etnik bağlarından dolayı diyalog ortağı statüsüyle yetinmeyeceğini anlamak zor değildir. Ancak bazı zorluklar Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliğini engelleyebilmektedir. Türkiye’nin Batı cephede görünmesi (örneğin AB üyeliği) ve NATO üyesi olması, Batı ile siyasal ve güvenlik alanında pürüz yaşanan Çin ve Rusya’yı endişeye sevk etmektedir.
Son dönemde Türkiye’nin çok yönlü dış politikası belli bir ölçüde bu tür endişeleri giderebiliyorsa da farklı siyasal değerlere sahip olması ve bölgesel sorunlar üzerinde farklı tutumları (örneğin Ortadoğu’daki gelişmeler) daha ileri düzeyde Çin ve Rusya ile işbirliği yapmasını kuşkulu hale getirmektedir.
2120703329 YİĞİT DOĞAN 2120703379 SELAMİ AY 2120703327 UĞUR İNAN 2120703936 UĞUR ERDEM 2120703341 DOĞANCAN EROL 2120703342 UMUT HÜSEYİN TANGÜLER
Http://www.Stats.Gov.Cn/Ndsj/information/Nj97/P071a.End www.ekonomi.gov.tr/index.cfme.t.01/08/2012 http://www.sde.org.tr/tr/kose-yazilari/ http://blog.milliyet.com.tr/sangay-beslisi-veya-sangay-isbirligi-orgutu-nedir-/Blog/?BlogNo=4008001152/-turkiyenin-sanghayisbirligi