Robert Frank & Diane Arbus

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KENDİNİ TANIMAK NEDİR ACABA?
Advertisements

ANKARA BAROSU ARTVİN BAROSU
Dünya Güneş Ay.
Bunu okursanız iyi olur
Biliyor musunuz? Dünyadaki insanların % 25’i günde sadece 1 doların altındaki gelirleriyle sefil bir hayat yaşıyorlar.
Dünya Güneş Ay.
Spor Sosyolojisi Nedir? İlgili Temel Kavramlar
"Merhaba sevgili izleyiciler. İşte size ilginç bir yarışma haberi daha
Hazırlayan: Emin Deniz Aktaş 4-A 63
AVRİL LAVİGNE! Avril Lavigne 27-Eylül-1984 yılında Kanadanın Napanee Ontario kasabasında doğmuştur.
Sorularla Gerçeğe Çağrı Merkezi.
İMGE nedir?.
ÇOCUK MASALLARI HAZIRLAYAN: SİBEL KIRMACI
KÜLTÜREL BELLEK VE AFRIKA KÖKENLI TOPLUMLAR
Görüntü geçişleri kendiliğindendir... Genelde izledigimiz fotoğraflar, ya yeryüzü, ya deniz üzeri ya da, su altındandır. Bu kez izleyeceklerimiz ne alt.
Zor insanla başa çıkma yolları
ses düğmesini açabilirsiniz ilerlemek için ‘mouse’u tıklayınız.
Portre Fotğrafları.
Henry James Hayatı Ve Eserleri
MATHEW BRADY.
FOTOĞRAF, GERÇEKLİK VE GERÇEĞİN TEMSİLİ
Ruh Sağlığı.
Farklılıklara Saygı.
ZARF (BELİRTEÇ).
ÖLÜMCÜL HASTALIK... Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından: Doğan Cüceloğlu: - Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var.
TEMEL FOTOĞRAFÇILIK KOMPOZİSYON.
Okul Rehberlik Servisi
SEVGI.
HAYATI ANLAMLANDIRMAK
1.soru ………………….. önemini öğrenmeden , ……………….önemini anlayamazsın Cümlesindeki boş bırakılan yerlere aşağıdaki sözcük çiftlerinden hangisi getirilebilir.
4 Mart 1965 Afganistan Kabil'de bir diplamatın oğlu olarak doğdu. Ailesi, 1980'de Amarika Birleşik Devletleri'nde siyasi sığınma hakkı elde etti.
HAYATIN ANLAMI.
A. NESNELERİNE GÖRE FİİLLER B. ÖZNELERİNE GÖRE FİİLLER
OSMANİYE ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
Bir bilge adam öğrencileriyle otururken demişki;"Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar,ne zaman ortalık aydınlar?"
Etkili İletişimde Ortamın Yeri ve Önemi KÜLTÜREL ORTAM
İLETİŞİM BECERİLERİ.
SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİ
Y A Ş L A N I Y O R U Z ! ! ! Bugün üniversite öğrencilerinin çoğunluğunu 1986 doğumlular ve daha küçükler oluşturuyor. 'Gençlik' onlara deniyor. Onlar.
GÜVENLİ İNTERNET KULLANIMI
BİR AŞK HİKAYESİ Bizimkisi bir aşk hikayesi
FEDAKARLIK.
GÜNGÖREN ANADOLU LİSESİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI
KİŞİSEL GELİŞİM & İKY.
W. Eugene Smith – Country Doctor (Kasaba Doktoru)
DİĞER TUTUMLAR.
Çocukların Zaman, Süreklilik ve Değişim Çalışması: Tarih BÖLÜM 7.
ESKİLERİ HATIRLATMA Belki de en başından belliydi kaderimiz.
DÜNYA, GÜNEŞ VE AY.
Öğrenciyi Tanıma Yrd. Doç. Dr. İhsan Sarı.
SIFATLAR.
OLUMLU DÜŞÜNCE NEDİR? Hayatın her alanında, bizi her konuda etkileyen aslında bizim olaylara nasıl baktığımızdır. Şunu unutmamak gerekir ki; meydana.
“"Where Is The Love?" ” “ AŞK NEREDE “ SESLİDİR Black Eyed Peas.
ONUR ÜNLÜ.
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
AILE SEVGISI Sarıkamış Anadolu İmamhatip Lisesi. Aile ile aramızda kan bağından daha öte bir sevgi bağı kuruludur. Ailelerimizin bizim için yapamayacağı.
ENVER AYSEVER ‘’Yazarlık sabır, beceri ve süreklilik gerektiren bir işçilikse eğer, bunun yineleneceği ortamın nasıl olduğunun pek önemi yoktur. Çalışkan.
TEK OBJEKTİFLİ REFLEKS MAKİNALAR (SLR - Single Lens Reflex)
Film Gösterim Proğramı (MART 2017)
FOTOĞRAFTA ALAN DERİNLİĞİ
Film Gösterim Proğramı (Aralık 2016)
"Merhaba sevgili izleyiciler. İşte size ilginç bir yarışma haberi daha
Soyut sanattaki geleneksel akımları yadsıyan bazı ressamlar, çalışmalarını katıldıkları pek çok sergi aracılığı ile geniş kitlelere sunma olanağı buldular.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİME TEMEL OLAN GÖRÜŞLER - DEWEY
BURCU AKTAŞ.
MÜZE EĞİTİMİ VE DÜNYADA MÜZE EĞİTİMİ UYGULAMALARI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sunum transkripti:

Robert Frank & Diane Arbus Amerikalılar Mahremiyetin Temsili

Robert Frank (1924) The Americans (1955-1959) 1924 isviçre doğumlu olan Robert Frank, 1947 yılında ailesiyle birlikte Amerika’ya göç etmiş. 1946 yılında kendi fotoğraflarından oluşan el yapımı kitabı 40 Photos’u yapan Frank, Amerika’ya yerleştikten sonra 1950 yılında ikinci el yapımı kitabını oluşturmuş. Moda fotoğrafçısı olarak çalışan Frank‘in tanınması ise 1955-1959 yılları arasında Amerika’nın çeşitli yerlerinde çekilmiş 687 makara filmden seçtiği 83 fotoğraftan oluşan The Americans ile olmuş. Frank bu çalışması için üç seyahate çıkar. Üçüncü seyahat en uzunudur; New York’tan başlayıp Los Angeles’a kadar arabayla giden Frank, dönüşte de Chicago üzerinden New York’a geri döner.

Frank 35 mm estetiği olarak da tanımlanan grenli fotoğrafların ustası Frank 35 mm estetiği olarak da tanımlanan grenli fotoğrafların ustası. Bir çoğu bel hizasından çekilmiş, bazen çarpık, bazen az ışıklandırılmış fotoğraflar. Frank’ın Amerikalılarla ilgili yazdığı hikaye Amerikalılar’ı belgelemekten çok kendine göre anlatmak isteyen Frank’ın bir yabancı olması da belki bu noktada önemli. Fotoğrafların çoğunda figürle fotoğrafçının arasında bir ilişki yok; Frank, kişisel kurgusunu gördüğü anları, durumları ve bireyleri birleştirerek yaratıyor. Bu yüzdendir ki bu fotoğrafların çoğunda insanlar olmasına rağmen ‘Americans’ı Amerikalılar’ın portreleri olarak okumak yanlış olur.

Frank’ın bazen uzak bazen yakın durduğu figürleriyle ilişkisi her zaman mesafelidir. O bir fotoğrafçıdır ve bunun ötesine geçme gereği görmez. Frank de bu ilişkisizliğin farkındadır. Bunu tercih eder yani mesafeyi… Americans’da kendisi için en önemli fotoğrafın, bir çiftin onun varlığından rahatsız olduklarını gösteren imge olduğunu gülerek anlatır. Bir parkı fotoğraflarken ön planda gözüken çift, bir anlığına Frank’e bakarak fotoğraflanmaktan memnun olmadıklarını belirtirler. Frank, bu anın kendisi için fotoğrafçılığı özetlediğini söyler. Fotoğraftaki iki kişi adeta «Sen de nereden çıktın? Bizi rahat bırak.» demektedir.

Frank’in fotoğrafları geleneksel Amerikan ikonlarıyla doludur; bayrak, yollar, eski başkanlar, fast-food, televizyon, akşam yemekleri ve savaş sonrası Amerikasının kimliğinin sembolü olan her şey… Parada-Hoboken, New Jersey (1958) fotoğrafı projenin en karakteristik fotoğrafıdır. Fotoğrafik anlamda müthiş bir imge gücünün/zekasının yanı sıra belgesel yaklaşımı konusunda da yeni olanın ipucunu barındırır. Siyah beyaz format şiirsel gücü artırmaktadır. Fotoğraftaki Amerikan Bayrağı’nın karanlığa gömdüğü figür ve diğer pencerede karanlıkta kalan yüzü belirsiz figür görüntülenen kişinin bakışlarının fotoğraftan kovulmasına yol açar. Bu noktada bakış odaklı yani Frank’in tam tersi anlamda fotoğraflar çeken Diane Arbus’la karşılaştırmak gerekir.

Frank’in fotoğraflarıyla Diane Arbus’ün fotoğrafları karşılaştırıldığında, Arbus’ün bel hizasından çektiği portreler, Frank’in tam tersi bir estetik anlayışa sahiptirler. Fotoğrafçıyla fotoğraflananın göz temasından doğan bağ, portrelerin izleyiciler için hem çarpıcı hem de rahatsız edici olmasına yol açar; Arbus’ün süjeleri bütün kırılganlıklarıyla karşımızdadır ve bu bazen hazır olmadığımız bir duygusal yüktür. Arbus’ün fotoğrafladığı insanların çoğu zaman toplum tarafından marjinalize edilmiş kişiler olduğunun da altını çizmekte yarar var. New York’un zengin bir ailesinin kızı, travestilerle, cücelerle, akıl hastalarıyla ilişki kurarak onları anlamak ve fotoğraflamak istemiştir. Arbus’un bulunduğu durumu dışarıdan değil de içeriden gözlemleme yeteneği, fotoğrafların izleyiciyi sarsmasına, adeta yaralamasına neden olur.

Robert Frank’in fotoğraflarına bakarken Frank’in konuyu ne kadar farklı şekillerde işleyebileceği anlaşılmaktadır. Çoğu eleştirmen The Americans’ Amerika’nın kendi hakkında göremediği gerçeği bir yabancının belgelemesi olarak görür.

«1955. Amerika'yı bir uçtan bir uca. Bir yılda 500 kutu film. Postaneler, 10 sentlik alışverişler, otobüs durakları. Ucuz otellerde uyuyorum. Sabahın yedisinde en yakın bara gidiyorum. Sürekli çalışıyorum. Çok konuşmuyorum. Görülmemeye çalışıyorum. Bir gün Arkansas'ta bir polis beni durduruyor. - "Burada ne yapıyorsun?" - "Guggenheim bursum var" - "Kim bu Guggenheim?" Üç günümü hapiste geçirdim. Endişeli. Bir başka zaman güneyde bir meslekdaş. Yine aynı soru. - "Geziyorum, dolaşıyorum etrafta". Cebinden iri bir saat çıkardı ve "Ben bu kasabanın şerifiyim. Kasabayı terk etmek için bir saatin var." dedi. Böyle şeylerin hep filmlerde olduğunu düşünürüz. 1958. Delpire "Amerikalılar"ı yayınladı. Eleştiriler kötü. Bu kitap fesat, sapkın, Amerikan aleyhtarı. Üzülmedim. Daha çok hayal kırıklığı. Ama fotoğraflarımın kullanılmasından memnunum. Umut edebileceğim en iyi şey bu kitabın yayınlanmasıydı.» robert frank

R.Frank – “City Fathers, Hoboken, New Jersey” 1955

Diane Arbus (1923-1971) Asıl adı Diane Nemerov olan belki de 20.yy’nin adından en çok söz ettiren kadın fotoğrafçısı. Arbus’u üne kavuşturan, toplumsal hayatın uç noktalarında yaşayan (ya da en azından öyle görünen) insanları portrelemesidir. Arbus’un portre tarzı, öncelikle August Sander’in Alman halkı üzerine yüzyılın ilk yarısında yaptığı çalışma, Çiftçi Güvenliği Örgütü (FSA) fotoğrafçılarının 1930’larda Amerikan taşrasında gerçekleştirdikleri çalışmalardan ve 1950’li yıllarda gelişen orta sınıf Amerikan hayatını fotoğraflayan Robert Frank gibi fotoğrafçılarla paralellik göstermektedir. Arbus’u adı geçen örneklerden ayıran onun yöneldiği toplumsal durumların gösterdiği çeşitliliktir. Özellikle akıl hastaları, dawn sendromlu hastalarla yaptığı çalışma , cüceler, devler, travestiler, fahişeler gibi marjinal kesimlere yönelmesi onu seleflerinden ve çağdaşlarından farklılaştırmıştır.

Arbus zengin bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir Arbus zengin bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ancak, çocukluk ve ilk gençlik yaşantısı şair abisi Howard Nemerow’un gölgesinde geçmiştir. 18 yaşında aktör Allan Arbus’la evlenerek aile hayatının sarsıntısından kurtulmakla kalmamış aynı zamanda kocasının ABD ordusunda aldığı fotoğraf eğitimini paylaşmasıyla fotoğrafa başlamıştır. Bu dönemde fotoğrafçı Lisette Model’den dersler alarak fotoğraf tarzını oluşturur. Arbus fotoğraf alanındaki başarısını ise Allan Arbus’la 1958 yılında boşanmasından sonra yakalar. 60’lar ile birlikte Alexey Brodovitch (fotoğrafçı, Harper’s Bazaar dergisinin editörü) ve Richard Avedon ile çalışmaya başlar. Aynı yıllarda çalışmaları The New York Times, Harper’s Bazaar, Esquire gibi dergilerde görülmeye başlar. Kısa zamanda ise özgün tarzı ile dikkar çeker ve ardından 1963 ve 1966 yıllarında Guggenheim ödülünü kazanır. MoMa’da The New Documents adlı sergide Lee Friedlander ve Gary Winogrand ile çalışmaları sergilenir. 1971 yılında ise intihar eder. Nedeni bilinmeyen intiharı ile ilgili olarak en yaygın iddia, intihar anını kare kare fotoğraflamasıdır. Ancak bu iddianın gerçekliği henüz ispatlanmamıştır. Ölümünün ardında Arbus’un ünü kaçınılmaz olarak daha da artar. 1972 yılında Aparture dergisinin MoMa sergisi için basmış olduğu monograf çok kısa sürede 100.000 adet satar ve sergi 7 milyon kişi tarafında izlenir. Ayrıca Arbus’un “Identical Twins/Tıpa tıp İkizler” adlı fotoğrafı 2004 yılında 478.000 dolara satılarak dünyanın en pahalı altıncı baskısı olur.

Arbus kariyerinin başlangıcında 35 mm Arbus kariyerinin başlangıcında 35 mm. makineler tercih ederken, 60’larla birlikte kare çerçeve oranı sağlayan Rolleiflex Orta format TLR (İki lens refleks) makineler kullanmaya başlar, bu makine ile birlikte Arbus göz seviyesinde bakaçlı makinenin yarattığı engelleri de ortadan kaldırmıştır. Böylece fotoğrafçı fotoğrafladığı kişi ile doğrudan, aracın yarattığı dolayım olmadan iletişim kurabilmiştir. Arbus genellikle birbirine benzeyen açı ve ölçeklerle nesnesini fotoğraflamıştır. Tıpkı Sander’in ondan 30 yıl önce gerçekleştirdiği gibi kendi yaşadığı çağın gerektirdiği gibi toplumsal çevresinin izini sürmüştür. Arbus’a yönelen en önemli eleştirilerden biri nesnesine küçük düşürücü biçimlerde yaklaşmasıdır. Bu eleştirinin temel iddiası sıradan insanları da rahatsız edici görüntülerle poz vermeye yönlendirmesidir.

''Bir peri masalında durdurup size soru sorabilecek insanlar gibiler ''Bir peri masalında durdurup size soru sorabilecek insanlar gibiler. Hayatları bir efsane ve bu efsanelerde yoğun kalite var. Onlara tapıyorum'' demiş Diane Arbus. Eskiden moda fotoğrafçısı iken güzel olan her şeye lanet etmiş ve hayatın ta kendisinin -ötekilerin - aslında nasıl da yok sayıldığını görerek vicdan yaralarını fotoğraflamaya başlamıştır. “Çoğu insan hayatını travmatik deneyimler yaşamaktan ödü koparak geçirir ama ucubeler bir travmanın içine doğmuşlar ve hayattaki en korkunç testlerden çoktan geçmişlerdir. Onlar bu toplumun gerçek aristrokratlarıdır."  Susan Sontag: Arbus’un fotoğraflarının konusu “mutsuz bilinç”tir der.

D. Arbus, Elinde oyuncağıyla çocuk, Central Park, 1962

D. Arbus, 100. Caddede bir oturma odasındaki Rus cüce arkadaşlar, New York, 1963

D.Arbus, Tıpatıp İkizler, 1966

D.Arbus, Hermafrodit ve köpeği karnaval karavanında, Maryland, 1970

D.Arbus, isimsiz, 1970-71

D.Arbus, Tekerlekli sandalyede ki maskeli kadın, 1970

http://www.youtube.com/watch?v=mHtRZBDOgag http://www.youtube.com/watch?v=t3hOeTTEsvM