MODERN YÖNETİMDE SİSTEM YAKLAŞIMI Didem PEKUYAR Gediz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Pazarlama Stratejisi: X . X . 2012
İÇERİK; Yönetim Nedir, Yönetim Faaliyetinin Özellikleri, Yönetim Süreci, Yönetimin Fonksiyonları, Yönetim Anlayışının Gelişimi,
Önceden belirlenmiş amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için elde bulunan kaynakları (insan, para, makine, malzeme, bilgi vb.) etkli ve verimli bir şekilde bir araya getirerek planlama,örgütleme, yöneltme, eşgüdümlüme (koordinasyon) ve denetleme faaliyetlerinin yürütülmesine yönetim denir. YÖNETİM NEDİR?
YÖNETİM NEDİR *En az 2 kişinin olması Yönetim kavramından bahsedebilmek için; *En az 2 kişinin olması *Bu kişiler arasında işbirliği olması *İşbirliğinin ortak bir amaca yönelik olması gerekmektedir.
bilimlerin en yenisidir. YÖNETİM Sanatların en eskisi, bilimlerin en yenisidir.
YÖNETİM FAALİYETLERİNİN ÖZELLİKLERİ Yönetim amaca yönelik bir faaliyettir. Yönetim bir grup faaliyetidir. Yönetim insanlara yönelik bir faaliyettir. Yönetim iş bölümü ve uzmanlaşma faaliyetidir. Yönetim bir koordinasyon faaliyetidir Yönetim yetki ve sorumluluk faaliyetidir
YÖNETİM SÜRECİ 1- Planlama 2- Organizasyon (Örgütleme) 3- Yürütme (Yöneltme-Yönverme) 4- Eşgüdümleme (Koordinasyon) 5- Denetim (Kontrol)
Örgütlerde Yönetim Süreci
YÖNETİMİN FONKSİYONLARI
YÖNETİM TEORİLERİ 1. Klasik Yönetim Düşüncesi 2. Neoklasik Yönetim Düşüncesi 3. Modern (Çağdaş) Yönetim Düşüncesi - Sistem Yaklaşımı - Durumsallık Yaklaşımı
KLASİK YÖNETİM DÜŞÜNCESİ İnsan unsurları dışındaki faktörler üzerinde durmuştur. Rasyonellik ve mekanik süreçler klasik teorilerinin hareket noktaları olmuştur. Öncülüğünü Frederik W. Taylor yapmıştır. Klasik yönetim üç grupta incelenir; 1- Bilimsel Yönetim Yaklaşımı 2- Yönetsel Kuram (Yönetim Süreci) 3- Bürokrasi Yaklaşımı
NEO KLASİK YÖNETİM DÜŞÜNCESİ Örgütün etkinliğini artırmak için insan davranışları ve ilişkileri üzerine eğilmiştir. Neo- klasik teorisi klasik görüşe bir tepki olmaktan çok, onun boşluklarını gidermeye yönelmiş böylece örgütün etkinliğini artırması amaçlanmıştır. Bu düşüncenin doğuşu ve gelişimine Hawthorne’ nun araştırmaları etkili olmuştur.
MODERN (ÇAĞDAŞ) YÖNETİM DÜŞÜNCESİ 1950 - 1960 yılları arasında neo-klasik yaklaşıma paralel olarak başlatılmıştır. Klasik ve Neo Klasik Yönetimlerin eksikliklerini gidermek, olumlu yönlerinden yararlanmak modern teorinin temel çabasını oluşturur. Modern yönetim iki grupta incelenir; 1- Durumsallık yaklaşımı 2- Sistem yaklaşımı
Durumsallık Yaklaşımı Bu yaklaşım da örgütü bir sistem olarak ele alır. İlgilenilen konuda tüm faktörlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini savunmaktadır. Temel düşüncesi, her yerde ve her koşulda geçerli bir yönetim biçiminin bulunamayacağıdır.
SİSTEM YAKLAŞIMI; Sistem Yaklaşımının Tanımı Sistem Yaklaşımının Temel Özellikleri Yönetimde Sistem Yaklaşımının Kullanılmasının Yararları Sistem Yaklaşımının Yönetim Düşüncesine Getirdiği Önemli Yenilikler
SİSTEM YAKLAŞIMININ TANIMI Sistem yaklaşımı biyolog olan Ludwig Van Bertalanffy tarafından ortaya atılmıştır.
Yönetimde Sistem Yaklaşımını Kullanmanın Yararları Nelerdir? Yönetici görevini sadece kendi fonksiyonu açısından yorumlamaktan kurtularak, kendi sisteminin bağlı olduğu diğer alt-sistemleri ve çevre koşullarını da dikkate almak zorunda kalmıştır. Yöneticiye kendi sisteminin amaçlarını daha geniş bir sistemin amaçları ile ilişkilendirmek fırsatını vermiştir Yönetici, alt-sistemleri değerlerken bu sistemlerin esas sisteme yaptıkları katkıyı belirleme olanağına kavuşmuştur. Yöneticilerin dikkati belli bir alt-sistemin iç dinamiği yerine alt-sistemler arasındaki karşılıklı ilişkiye çekilmiştir. RAQİF QASIMOV
DİDEM PEKUYAR HAZIRLAYAN:
Bilgi, yönetim kademelerinde, etkili ve verimli kararlar almak için kullanılmaktadır. Bilgiden, organizasyonun işlem süreci içerisinde yararlanmanın yanı sıra organizasyonun, özellikle içinde bulunduğu olağanüstü durumlardan en az zararla kurtulması amacıyla da kullanılmaktadır. Bu süreç göz önüne alındığında bilginin, organizasyonlar için stratejik ve yaşamsal bir rol oynadığı görülmektedir. Ancak bilgi kendi başına hiçbir anlam ifade etmez, bilginin kullanılması için herhangi bir durum ya da işleme dair bir gereksinimin varlığı önemlidir. Bilgi, kişi ve kurumların planladıkları fikirleri ve işlemleri destekleyip birleşerek bir işi meydana getirir. Böylece bilginin soyut anlamdan çıkıp somut bir davranış haline gelmesi sağlanır. Bilginin somut bir davranış haline gelmesi, karar verme sürecinin başlaması ve kararın ortaya çıkmasına yol açar. Etkili bir yönetimde bilgi, karar verme amacına yönelik olarak toplanmış verilerin işlenmiş biçimidir. Yönetimin karar verme sürecinde yararlandığı bilgi, tüm sistemlerin önemli girdisi ve uygulanan faaliyetlerin sonucudur. Bilgi, organizasyon için girdi olmasının yanı sıra, faaliyetleri yönlendirme ve faaliyetlerin sonucunda ortaya çıkan bir ürün özelliği de taşımaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi, bir sistem bilgisiz devamlılığını sürdüremez (Paksoy, 1996: 56).
Bilgi, bir organizasyondaki yöneticilere aşağıdaki durumlarda destek sağlamalıdır: - Karar sürecindeki belirsizliği azaltmalı; - Düzeltici ya da uyarıcı eylemlerde bulunulması için yöneticiye geri bildirim sağlamalıdır; - Hedefleri oluşturmalı, değerlendirmeli ve ayarlamalıdır; - Plan ve standartları geliştirmeli ve eyleme geçirmelidir; - Gerçekleşen faaliyetleri ölçmeli ve faaliyet sonuçlarının standartlarından sapması halinde gerekli düzeltmeleri yapmalıdır; - Elde edilen başarıları değerlendirmek için, yöneticinin gereksinim duyduğu tüm verileri içermelidir (Çimen ve Ateş, 2002: 2; Martin and Powell, 1992: 19). Yukarıda belirtilen konular doğrultusunda bilginin yöneticiler tarafından verimli olarak kullanılması sonucunda belirlenen hedeflere erişim daha sağlıklı olacaktır. Bilginin karar verme ve hedeflere ulaşmadaki süreci aynı zamanda birsistem analizi sürecini de ifadeetmektredir. Organizasyonlarda bilimsel yönetimin oluşturulması, varlıklarını sürdürmeleri ve gelişmeleri için sahip olmaları gereken bir takım özellikler vardır. Söz konusu özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir: 1. Kâr amacı gütsün gütmesin her organizasyonun belli amaçları, bu amaçlara uygun hedefleri ve işlevleri vardır;
2. Her organizasyonun ortak amacı, kullanıcıların/müşterilerin gereksinimlerini karşılayacak mal/hizmet üretmektir. 3. Her organizasyonun ortak hedefi, mal/hizmet üretiminden en üst düzeyde kar/yarar sağlamaktır; 4. Her organizasyonun ortak işlevi, üretim için gerekli olan mal/hizmetleri sağlamak, mal/hizmet üretimi yapmak ve mal/hizmetleri sunmak, pazarlamak ya da satmaktır; 5. Her organizasyon üretim araçlarına sahip olmak ve bu araçları birbiriyle uyumlu olarak bir araya getirmek zorundadır.; 6. Organizasyonlarda yönetim işlevlerini yerine getiren bağımsız bir yönetim birimi olmalıdır (Yontar, 1995: 87-88).