OKURYAZARLIK VE OKUMA
OKURYAZARLIK Scribner ve Cole'a (1981) göre okur-yazarlık, yalnızca belli bir alfabeyle yazılmış bir metnin nasıl okunduğunu bilmek ve o alfabeyi kullanarak bir şeyler yazmaktan ibaret olmayıp bu beceriyi özel birtakım durumlarda, özel amaçlarla kullanma yeteneğidir. James Gee (1991) ise bu tanımı destekler bir şekilde okur-yazarlığın, bireyin bu beceriyi yalnızca ev ve toplumsal yaşamda kullanmasıyla sınırlı olmadığını, onu okul, iş, meslek vb. alanlarda da kullanması gerektiğini söylemektedir.
OKURYAZARLIK UNESCO'nun yayınlarında sıkça kullanılan tanıma göre okur-yazarlık, bireyin verimliliğini artırma aracı olmasının yanında, onu mesleki eğitim ve iş hayatına hazırlama amacıyla eğitim kurumlarınca kazandırılan bir beceridir.
OKURYAZARLIK UNESCO'nun yayınlarında sıkça kullanılan tanıma göre okur-yazarlık, bireyin verimliliğini artırma aracı olmasının yanında, onu mesleki eğitim ve iş hayatına hazırlama amacıyla eğitim kurumlarınca kazandırılan bir beceridir. Okuma-yazması olmayanların sayısı gittikçe azalsa da dünya nüfusunun dörtte biri hâlâ okur-yazar değildir.
OKURYAZARLIK Birleşmiş Milletler Örgütü, 9 yıldan daha az eğitimi almış bireyleri işlevsiz okur-yazar olarak kabul etmektedir. UNESCO, ancak grup kültürüne tam olarak katılabilme yeteneği olan ve bu becerisi ile bireysel ve toplumsal gelişimini ilerletebilen kişileri tam anlamıyla okur-yazar olarak kabul etmektedir.
OKURYAZARLIK Amerika'da bu konuda araştırmalar yapan Kozol (1985), yetişkin Amerikalıların üçte birinin işlevsel olarak okur-yazar olmadığını, çünkü bu kişilerin trafik işaretleri ile ürün uyarı etiketlerini okuma, telefon rehberinden numara bulma gibi sıradan işleri bile yapacak kadar okuma bilmedikleri sonucuna varmıştır. Kânada'da da benzer sonuçlar elde edilmiştir. Nüfusun % 8'i okur-yazar değildir, % 25'i ise işlevsel olarak okuyup yazamamaktadır.
OKURYAZARLIK Yapılan anketler, araştırmalar pek çok toplumda okuma alışkanlıklarının ve okumaya karşı tutumların hem nicel hem de nitel olarak düşmekte olduğunu göstermektedir. Örneğin Walker (1990) tarafından 75 öğretim üyesi, 40 ortaokul öğretmeni, 250 öğrenci ile yapılan araştırmada; Bu deneklerden çok küçük bir çekirdek grubun gerçek anlamda okuyucu olduğu, Tüm deneklerin genellikle ağır içerikli olamayan ve kısa sürede okunup biten şeyler okuduğu,
OKURYAZARLIK Zevk için okumanın boş zaman değerlendirme etkinliği olarak pek tercih edilmediği, Televizyon izlemenin kitap okumamanın temel sebebi olmadığı, Evdeki okuma malzemelerinin miktarı, çocukların ortak kitap okuma etkinliklerine katılma, anne-babaların kendilerinin okumaya verdiği önemin, okuma alışkanlığı kazanılması üzerinde etkili faktörler olduğu, Okuma türü ve miktarı açısından cinsiyete göre önemli farklar bulunduğu (bayanların daha fazla okuduğu), Okuma alışkanlığı ile okul başarısı arasında bir ölçüye kadar bağıntı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
İŞLEVSEL OKURYAZARLIK UNESCO kaynaklarında De Castel (1971) tarafından yapılmış bir tanım işlevsel okur yazarlığı şöyle açıklamaktadır: Bir birey sahip olduğu okur-yazarlık becerileri yardımıyla mesleki, sosyal, politik ve kültürel alanlarda, içinde yaşadığı toplumda önemli sayılabilecek etkinliklerde bulunabiliyorsa, bu kişiyi işlevsel okur-yazar olarak nitelendirmek olasıdır (bkz. Gökşen, Gülgöz ve Kağıtçıbaşı, 2000:4).
OKUMA NEDİR? Okuma, yazılı bir metin yoluyla anlatılanları okuyup anlamayı gerektiren karmaşık bir işlemdir. Yapılandırıcı yaklaşıma göre okuma, ön bilgilerle metindeki bilgilerin bütünleştirildiği ve yeniden anlamlandırıldığı bir süreçtir (Güneş, 2013). Günümüzde okuma; ön bilgilerin kullanıldığı, yazar ve okuyucu arasındaki etkili iletişime dayalı, uygun bir yöntem ve amaç doğrultusunda, düzenli bir ortamda gerçekleştirilen anlam kurma süreci olarak tanımlanmaktadır (Akyol, 2005).
OKUMA NEYİ GEREKTİRİR? Harflerin görsel özelliklerinin seçilmesi, Harf-sesbirim uyum kurallarının harekete geçirilmesi, Sözcükleri tanıma, Anlamsal bilgiyi devreye sokma ve Anlama-yorumlama'dır.
Nasıl İyi Bir Okuyucu Olunur? İyi okuyucu aktif okuyucudur, okuma amacını okumaya başlamadan önce belirler, okuma sırasında sık sık okuduğu şeyin amacına uygun olup olmadığını yoklar, Bir metni okumadan önce üzerinde göz gezdirerek metnin yapısını inceler, okuma amacını en çok karşılayan bölümleri belirler, Bir filmi izlerken birazdan ne olacağını tahmin ettiğimiz gibi, iyi okuyucu da okurken bir sonraki paragrafta, sayfada ne olabileceği konusunda fikir yürütür,
Nasıl İyi Bir Okuyucu Olunur? Okumasıyla ilgili olarak okuma sırasında neyi dikkatli, neyi çabucak, neyi tekrar okuyacağı veya neyi okumayacağı gibi ara karalar verir, Okurken anladıklarını gözden geçirir, doğru anlayıp anlamadıklarını arada bir kontrol eder, Okuma sırasında yeni sözcük ve kavramları anlamlandırmaya çalışır, Yazıdaki teknik tutarsızlıkları veya eksiklikleri akıldan giderir, Eski okuduklarından edindiği ön bilgisiyle yeni metinde bulunan bilgileri karşılaştırma ve birbirine katma yoluyla anlama düzeyini yükseltir, Eserini okuduğu yazarın stilini, düşüncelerini, yaşadığı yer ve zamanı göz önüne alarak okuma yapar,
Nasıl İyi Bir Okuyucu Olunur? Metnin kalitesi ve değeri konusunda değerlendirmeler yaparak, entelektüel veya duygusal tepkiler verir. Öykümsü türde kitapları okurken olayın geçtiği yer ve karakterlere yakın ilgi duyar, Bilgilendirici metin okuduğunda, belli bir noktaya kadar okumuş olduğu bilgilerin sık sık özetini çıkarır ve bunları değerlendirir, İyi bir okuyucu için metnin içeriğinin özümsenmesi ve verilen bilgilerin, ön bilgiler ve önceki okuma deneyimleri yardımıyla harmanlanıp işlenmesi, yalnızca okuma sırasında gerçekleşmez. Bu bilgi işleme süreci, okuma başlamadan önce, okuma sırasında verilen araları ve okuma bittikten sonrasını da içine alır.
Nasıl İyi Bir Okuyucu Olunur? Okuma, anlama, yapılan bilişsel işlemlerin çokluğu, karışıklık ve yoğunluğu yüzünden yorucu bir etkinliktir. Ama iyi bir okuyucu yaptığı okumadan aldığı tatmin ve verimi bu yorgunluğa değer bulur, Okuduğu metinde anlamını doğrudan bağlamdan çıkaramadığı sözcük veya içeriğini bilmediği kavramlar varsa bunlar için sözlüğe veya kaynak kitaplara bakarak verilen bilgiyi ayrıntılarıyla öğrenir (Duke &Pearson, 2002).
İlkokulda Okuma Öğretimi Okul öncesi dönemde evde veya anaokulunda etkin katılımlı öykü okuma çalışmalarına katılmış çocuklar okula başladıklarında bu düzeyde bir bilgiye sahip olduğundan okuma-yazmayı kolay öğrenmektedir. Bu çocuklar: Bir kitaptaki yazıların kitabın 1. sayfasından başlayarak, satırların soldan sağa doğru ve yukarıdan aşağıya doğru olmak üzere okunduğunu,
İlkokulda Okuma Öğretimi Sözcüklerin belli kalıplar içinde anlamlı bir şekilde bir araya getirildiğini, Yazılı sözcüklerle konuşulan sözcükler arasında bir bağ olduğunu, Yazılı dilin, konuşma dilinden farklı olarak anlamı eksiksiz bir şekilde aktarması gerektiği ve daha ayrıntılı bir dil olduğunu,
İlkokulda Okuma Öğretimi Adams (1990), orta sınıf bir aileye üye bir çocuğun 1000 ila 1700 saatlik bir aktif katılımlı ortak kitap okuma etkinliğinden sonra okula başladığını, oysa düşük gelirli bir ailenin çocuğunun ise yaklaşık 25 saatlik benzer bir deneyimi olabildiğini söyler, ve bu iki çocuk arasında yazı dili bilgisi ve deneyimi konusunda, daha okula başlamadan doğan bu fark, bu çocukların 1. sınıf öğretmeni tarafından 360 saatlik bir çalışmayla hiç kapatılabilir mi, diye sormaktadır.
İlkokulda Okuma Öğretimi Dil öğretim çalışmaları çocukların algılayıcı ve üretici becerilerini bir arada geliştirmeye yöneliktir. Bu yaklaşım, çocuğun dil öğrenmeye başladığı ilk zamanlarda onunla konuşmaya çalışan kişilere karşılık verdiği andan itibaren işlemeye başlayan bir sürecin, okulda da aynı şekilde sürdürülmesini hedefler. Bunun için ilk yıllarda okunan öykülerdeki olaylar tartışılarak özetleri çıkarılır. Üst sınıflarda ise, okunan kitaplarda karşılaşılan farklı tema ve bakış açılarının tartışıldığı, farklı görüş ve tutumların karşılaştırıldığı ve farklı düşüncelerin eleştirel gözle değerlendirmelerinin yapıldığı sözlü ve yazılı dil etkinliklerinde bulunulur.
İlk Okuma ve Yazmanın Temel Amaçları Türkçeyi doğru ve etkili kullanmamızı sağlayan okuma, yazma, konuşma, dinleme, görsel okuma ve sunu gibi temel becerileri kazandırarak, Türk dilini sevdirmek, Noktalama işaretleri ve kullanıldığı yerleri kavratmak, Öğrencilerin sözlü anlatımlarını geliştirerek, yazılı anlatıma hazırlamak, Büyük ve küçük temel bitişik eğik harflerin yazılış şekillerini ve yönlerini kavratarak, yazı becerilerini geliştirmek, Seslerin doğru çıkarılışını; harf, hece, kelime, cümle ve metinlerin doğru okunuşunu öğreterek, çabuk ve anlamlı okumayı geliştirmek,
İlk Okuma ve Yazmanın Temel Amaçları Okuma ve yazma zevk ve alışkanlığını kazandırmak. Kelime hazinesini geliştirmek, Bildiği ve öğrendiği kelimeleri de kullanarak, düzeyine uygun bir hikâye, metin veya masalı anlama ve anlatma becerilerini kazandırmak, Okuma ve yazmayla ilgili araç-gereçleri doğru ve ekonomik bir şekilde kullanma becerilerini kazandırmak, Görseller üzerinde konuşturarak anlatım ve gözlem becerilerini kazandırmak ve geliştirmek,
İlkokulda Okuma Öğretimi Okumayı, Okuduğunu Anlamayı Kolaylaştıran Etmenler Çocuklara okul öncesi dönemde özellikle ritim ve ses yinelemesi içeren favori kitaplarının tekrar tekrar okunması, Okulda ise okumalarını desteklemek, kolaylaştırmak amacıyla, okunması kolay metinlerin verilmesi, Çocukların çevrelerinde gördükleri birtakım işaretleri sık sık okuması, Yetişkinleri yazı yazarken, bir şeyler okurken izlemeleri, Kendilerine özgü simgelerle veya harflerle isimlerini yazmaları, not tutmaları veya öykü yazmaya çalışmaları, sayılabilir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Okuduğunu Anlama Stratejileri Bağlantı Kurma Bağlantı kurma, okunan şey ile yaşam arasında bağlantı kurma işlemidir. Öğretmenler bu stratejiyi öğrencilerine kazandırmak için sınıfta yaptıkları yüksek sesli okumalar sırasında, okunan metinden adı geçen bir olayın güncel örneklerini kullanabilir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Okuduğunu Anlama Stratejileri Sorgulama Okumalardan önce öğrencilerden okuma sırasında akıllarına takılan şeyler hakkında sorular yazmaları istenir. Daha sonra okuması yapılan metinler hakkında konuşulurken bu sorulara yanıtlar aranarak, herkesin metinde anlatılanları tüm ayrıntılarıyla öğrenmesi sağlanır.
İlkokulda Okuma Öğretimi Okuduğunu Anlama Stratejileri Sorgulama Her öğrencinin geçmiş yaşam deneyimleri farklı olduğundan, bazı öğrenciler metni oluşturan olaylardan bazıları ile gerçek yaşam arasında bağ kuramayabilir. Bu nedenle okuma sırasında öğrencilerin aklına takılan sorular birbirlerininkinden farklı olur. Okuma sırasında bu soruları bir kenara yazıp okuma sonunda da yanıtlarını öğrenebilirlerse, öyküyü bütünüyle anlamış olurlar.
İlkokulda Okuma Öğretimi Okuduğunu Anlama Stratejileri Görselleştirme Görselleştirme ve sonuca varma da önemli okuduğunu anlama stratejilerinden biridir. Görselleştirme, bir olayın beynimizde resimler halinde canlandırılması işlemidir. Bir öyküyü dinlemekte olan çocuğun olayları anlayabilmesini sağlayan şey, geçmiş deneyimleri yardımıyla olayları zihninde canlandırabilme becerisidir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sınıfta Yapılan Okuma Çalışmalarında Uygulanan Teknikler Tekrarlı Okuma Gerek okul öncesi gerekse okul döneminde yapılan kitap okuma etkinliklerinde aynı kitabın tekrar tekrar okunması, teknik olarak olumlu sonuçları olan bir etkinliktir. Sanıldığı gibi bu uygulama okuma etkinliğinin çocuğa vereceği zevki azaltmaz. Aksine daha önceki okumada tam olarak anlayamadığı noktaları tekrar okuma sırasında açıklığa kavuşturur.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sınıfta Yapılan Okuma Çalışmalarında Uygulanan Teknikler Yüksek Sesle Öykü Okuma Okulda çok fazla yapılmayan bir diğer etkinlik, öğretmenin çocuklara yüksek sesle öykü okumasıdır. Çocuklar bu etkinlik sırasında, kendi başlarına kitap okurken gerçekleştirdikleri anlama düzeyinden çok daha yüksek düzeyde anlama yapabilirler. Kendi düzeylerinden daha karmaşık metinleri bir yetişkinin ağzından dinlemeleri okuma etkinliğine katılımlarını cesaretlendirir, dinleme-anlama becerilerini geliştirir. Bu konuda araştırma yapan bilim adamları üst sınıf öğretmenlerine dahi öğrencilerine düzenli olarak sesli kitap okuma yapmalarını önermektedir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sınıfta Yapılan Okuma Çalışmalarında Uygulanan Teknikler Yüksek Sesle Öykü Okuma Öykü dinlemenin öğrencilerin; sözcük dağarcığı ve kavram bilgisini genişlettiği, gelişmiş yeni dil yapıları öğrenmelerine yardımcı olduğu, belleğini, hayal kurma gücünü, dikkatli dinleme süresi ve dinleme becerilerini geliştirdiği, daha karmaşık, soyut ve yaratıcı şekilde düşünebilmelerine yardımcı olduğu, deneyim alanlarını genişlettiği, öykümsü metinlerle öykülerdeki dil özelliklerini ve bu metinlerin genel yapısını öğrenmelerine yardımcı olduğu, kafiye ve uyaklar sayesinde söz birimler ve yazı birimler hakkında bilgilerini genişlettiği, sonucuna varmışlardır.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sınıfta Yapılan Okuma Çalışmalarında Uygulanan Teknikler Destekli Okuma Bu yöntem öğretmenin, okuma becerileri, okuma-anlama stratejileri ve teknikleri çok benzer olan küçük öğrenci gruplarıyla yaptığı bir çalışmadır. Bunun için önce gruba bir metin dağıtılır. Çocuklar metni kendi başlarına okurken, öğretmen her biriyle metnin içeriğiyle ilgili olarak kısa bir değerlendirme yapar. Bunun sonucunda metinde öğrencilerin üzerinde yoğunlaşmasını istediği birkaç nokta belirler. Bu yöntemin ulaşmayı amaçladığı hedef, öğrencilerin kendi başlarına yaptıkları okuma sırasında okuma-anlama stratejilerini nasıl kullanmaları gerektiğini onlara öğretmektir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sınıfta Yapılan Okuma Çalışmalarında Uygulanan Teknikler Okunan Öykülerin Yazıya Dökülmesi veya Oyunlaştırılması Okuma eyleminin, sınıfın sağladığı elverişli ortamdan yararlanarak, öğrencilerin üretimsel becerilerini geliştirecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu da iki aşamalı bir uygulamayla sağlanabilir; Okunan öykünün öğrenciler tarafından oyunlaştırılarak sınıfta canlandırılması, Daha sonra da öğrencilerin kendi kurgulama becerilerini de kullanarak öyküyü kendi yorumlarıyla yazıya dökmeleridir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sesli Okuma Sesli okuma, yazıyı görme, kelimeleri fark etme, kelimelerin görüntülerini ve anlamını zihinsel sözlükten bulma, seslendirme ve anlama işlemidir. Göz, yazının görüntülerini almakta, bunlar ses organlarıyla seslendirilmekte, seslendirilen kelimeler işitilmekte ve zihne gönderilmektedir. Sesli okuma, öğrencilerin okumayı öğrenmesine, okuma düzeylerinin tanınmasına ve dinleme alışkanlığının kazanılmasına hizmet etmektedir. Bu nedenle sesli okuma, ilk okuma-yazma öğretiminin başında önemli bir çalışma olmaktadır (Güneş, 2000).
İlkokulda Okuma Öğretimi Sesli Okuma Hızı Alain Lieury'nin deneysel çalışmalarına göre, okuma becerileri gelişmiş bireyin gözü, ekrana yansıtılan bir kelimeyi 10 salise içinde tanımaktadır. Ancak kelimenin seslendirilmesi 40 salise içinde olmaktadır (Lieury, 1996). Buradan hareketle, bir saniyede sesli olarak en fazla dört kelime okunabileceği ortaya çıkmaktadır. Bir dakikada ise 4 x 60 = 240 kelime okunabilmektedir. Bu konuda yazar çok sayıda uygulama yapmış ve hızlı okuyucuların Türkçe olarak sesli dakikada 240 kelime okuduklarını ortaya çıkarmıştır. Bu ölçü, sesli okuma becerisinin geliştiği en üst sınır olan lise öğrencileri için öngörülmektedir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sesli Okuma Hızı Bu ölçülere göre ilkokul, 1. sınıf öğrencilerinin yıl sonunda dakikada 60 kelime, 2. sınıf öğrencilerinin dakikada 80 kelime, 3. sınıf öğrencilerinin dakikada 100 kelime, 4. sınıf öğrencilerinin dakikada 120 kelime, okuması, öngörülmektedir (Güneş, 2000).
İlkokulda Okuma Öğretimi Sessiz Okuma Sessiz okuma, kelimeleri ve cümleleri seslendirmeden, gözle takip ederek yapılan okumadır. Sessiz okumada göz, yazıyı görür görmez tanımakta ve belleğe göndermektedir. Bu okuma türünde ses telleri, ses dalgaları, dil ve kulak okuma sürecinden çıkarılmaktadır. Sessiz okuma ile okuma hızı artmakta ve anlama düzeyi yükselmektedir.
İlkokulda Okuma Öğretimi Sorgulayıcı Okuma Okuyucunun, okuma sırasında, metinde işlenen düşüncelerdeki tutarlılık ya da tutarsızlıklar, çelişkiler, yazılma nedenleri, verilen örneklerin uygunluğu ya da yeterliği hakkında, kendine sorular sorarak okumasıdır. Sorgulayıcı okuma, bir dizi soruyla olguların neden-sonuç ilişkilerini araştırma, analiz etme, düşünce üretme, düşünceleri düzenleme, görüşleri karşılaştırma, çıkarımlarda bulunma, tartışmaları değerlendirme ve problem çözme gibi işlemleri gerektirmektedir. Sorgulayıcı okuma aynı zamanda bilgiyi edinme, açıklama ve kavramlar arasındaki ilişkileri yapılandırma biçimidir (MEB, 2005)
İlkokulda Okuma Öğretimi Paylaşarak Okuma Paylaşarak okuma, bir metnin çeşitli bölümlerinin öğrenciler ve öğretmen arasında paylaşılarak sesli olarak okunması işlemidir. Öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmelerine önemli katkılar sağlamaktadır. Öğrencileri okuma konusunda cesaretlendirmekte, okumaya güdülemekte ve okuma zevki vermektedir. Paylaşarak okuma sırasında öğretmen ve öğrenciler arasında yoğun bir etkileşim olmaktadır. Bu durum, öğrencilerin kendilerine güvenmelerini ve okuma sürecine aktif olarak katılmalarını sağlamaktadır.
İlkokulda Okuma Öğretimi Bağımsız Okuma Bu çalışmaya serbest okuma ya da tek başına okuma da denilmektedir. Bu çalışmayla birlikte anlama çalışmaları da yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı okumanın alışkanlık haline getirilmesidir. İyi planlanan bağımsız okuma çalışmaları, öğrencinin kendisine güvenmesini, okuma becerilerini geliştirmesini, okumada akıcılığı sağlamasını, kelimeleri ve anlamlarını hatırlamasını ve daha iyi anlamasını getirir.
Türkçe 1. Sınıf Okuma Kazanımları
Türkçe 1. Sınıf Okuma Kazanımları
Türkçe 1. Sınıf Okuma Kazanımları