ÖDEMELER BİLANÇOSU DUYGU TOKÖZ BÜŞRANUR YILDIRIM MERVE MERCAN SEDA ŞİMŞEK OKAN SÜMER MUSA DEVECİ MEHMET MERT TURAN
ÖDEMELER BİLANÇOSUNUN TANIMI VE KALEMLERİ Ödemeler bilançosu ana ülkede yerleşik gerçek kişi, işletme veya kurumların yabancı ülkelerle yürüttükleri ekonomik işlemlerin sistematik olarak tutulan kayıtlarıdır. Başka bir ifadeyle bir ülkenin belirli bir dönemde dış alemden sağladığı gelirlerle, dış aleme yaptığı ödemelerin (kaçakçılık niteliğinde olmayan döviz gelirlerinin ve döviz harcamalarının) yer aldığı bir tablodur. Uluslararası ekonomik işlemlerin içine mal ve hizmetlerle birlikte üretim faktörleri üzerindeki işlemler de girer. Buna göre, sınır ötesi mal ve hizmet ticareti veya üretimi, ülkeler arası kısa ve uzun süreli mali sermaye ve dolaysız sermaye yatırımları, uluslar arası işgücü hareketleri ile teknoloji transferleri de bu tanımın kapsamına girer.
Uluslararası işlemlerin sonucunda ülkeye ya da ülkeden dışarıya ödeme akımları gerçekleşir. Ancak bazı ekonomik işlemler ödemeler bilançosuna kaydedilmekle birlikte herhangi bir ödeme akımı doğurmazlar. Örnek olarak malın mal ile değişimine dayalı ticaret (takas veya kliring); yatırım malı, teknoloji yönetim bilgisi şeklindeki yabancı sermaye, bağış veya hibe şeklindeki karşılıksız transferler verilebilir.
ÖDEMELER BİLANÇOSU ANA KALEMLERİ Temel hesap grupları Cari işlemler hesabı, sermaye hesabı ve resmi rezervler hesabıdır. 1- Cari işlemler hesabı: Ülkenin uluslar arası ekonomik işlemlerinden çok önemli bir grubu cari işlemler hesabına kaydedilir. Bir ülkenin ihraç ettiği ve ithal ettiği mal ve hizmet miktarını gösterir. Alt kalemleri şunlardır: a) Mal ticareti: Dış ekonomik ilişkilerde en önemli yeri tutan işlemler mal ithalat ve ihracatıdır. Mal ihracatı ile mal ithalatı arasındaki farka dış ticaret dengesi denir. Dış ticaret dengesi öneminden dolayı ödemeler dengesi ile karıştırılabilmektedir. Ödemeler dengesi ülkenin dış alemle olan gelir - gider ilişkisini gösterirken dış ticaret dengesi ihracat ile ithalat arasındaki farkı ifade eder.
ÖDEMELER BİLANÇOSU ANA KALEMLERİ b) Hizmet ticareti: Görünmeyen ticaret de denilir. Ülkenin hizmet alım - satımını gösterir. Bu tip ödemelere örnek olarak dış turizm, uluslar arası banka ve sigortaların komisyon veya primleri, yabancı yatırımları kar ve faiz transferleri royaltyler, leasing bedelleri, yabancı danışmanlık ve mühendislik hizmetleri verilebilir. Yabancı yatırım kar ve faiz transferleri hizmet niteliğinde olmamasına rağmen sermaye hizmetlerini kullanmanın bedeli olarak düşünülmüştür ve hizmet ticareti kısmında incelenmektedir. c) Karşılıksız transferler: Bağış niteliğindeki işlemlerdir, bir ödeme gerektirmezler. Türkiye için bu gruptaki en önemli kalemlerden biri yurtdışında çalışan işçi gelirleridir (workers' remittances). Bunlar önceleri ihraç edilen emek karşılığı olarak düşünülerek hizmetler bilançosuna kaydediliyordu. Ancak daha sonraları bu uygulama değiştirilmiş tek yanlı transferler içine alınmışlardır. Bunun nedeni yurtdışındaki işçilerimizin uzun yıllardan beri o ülkelerde bulunmaları dolayısıyla o ülkelerde yerleşik kişiler gibi düşünülmeye başlanmıştır.
Cari işlemler bilançosuna kaydedilen alacaklar ve borçlar toplamı birbirine eşit değilse cari işlemler açığı ya da fazlasından söz edilir. 2- Sermaye hesabı: Ülkenin dış alemle yaptığı her türlü mali sermaye ve dolaysız sermaye yatırımları, ödemeler bilançosunun sermaye hesabı bölümüne kaydedilir. Alt bölümleri aşağıdadır: a) Uzun vadeli sermaye hareketleri: Dolaysız yabancı sermaye yatırımları (başka bir ülkede fabrika kurulması, ortak firma tesisi gibi) ile sınır ötesi tahvil ve hisse senedi alım satımları (portfolyo yatırımları) uzun vadeli sermaye işlemleri arasında yer alır. Resmi kuruluşlarca yabancı ülkelerden veya uluslar arası finansman kuruluşlarından sağlanan proje ve program kredileri de bu gruba girer. b) Kısa vadeli sermaye hareketleri: Süresi genellikle 1 yıldan az olan sermaye giriş - çıkışlarıdır. Dış ticaretin finansmanına yönelik krediler ile ülkeler arasında faiz farklılıklarından ve döviz kuru değişmelerinden yararlanmak (arbitraj yapmak) amacına yönelik sermaye hareketleridir. Söz konusu sermaye kur ve faiz değişmelerine karşı çok duyarlı olup kolayca bir ülkeden diğerine hareket edebilmektedir. O yüzden bunlara sıcak para (hot money) fonları da denir.
Tekrar hatırlatmak gerekir ki sermaye hareketleri sonucunda oluşan faiz ve kar payları sermaye hesabında değil cari işlemler hesabında hizmet ticaretinin altındaki faiz kaleminde incelenir. Sermaye hareketleri ile cari işlemler hesabı arasındaki diğer ilişki ise sermaye hareketleri ile cari işlemler dengesi arasındadır. Bir ülkenin cari işlemler dengesi açık veriyorsa, bu açık genellikle sermaye girişleriyle kapatılır. Yabancı ülkelerden kredi alınmaya çalışıldığı gibi yabancı sermaye de teşvik edilir. Cari işlemler bilançosu ile sermaye hesabı birbirini dengeleyemez ise bir açık veya fazla ortaya çıkar. Ödemeler bilançosundaki cari işlemler ile sermaye hareketleri dengeleri birlikte göz önüne alındığında, bunlar ekonominin genel dengesini oluşturur. Eğer ekonominin genel dengesinde bir açık ya da fazla söz konusu ise bu fark rezerv hareketleri hesabıyla denkleştirilir.
3- Rezerv hareketleri (Resmi rezerv değişmeleri) hesabı: Resmi rezervler gerektiğinde kullanılmak üzere merkez bankası tarafından tutulan uluslar arası ödeme araçlarıdır. Merkez bankası bu araçları döviz piyasasına müdahale etme amacıyla kullanır. Merkez bankasının müdahale nedeni ekonomide cari işlemler ile sermaye işlemlerinin sonucunda ortaya çıkan dengesizlikleri düzeltmektir. Bir ülkenin uluslar arası rezervleri altın, döviz ve özel çekme haklarıdır (SDR). Resmi rezervlerin değişimini şöyle açıklayabiliriz: Eğer ülkenin döviz gelirleri döviz giderlerini karşılayamıyorsa o takdirde döviz kurları yükselmeye başlar. Çünkü ödeme yapabilmek için döviz talebi artmıştır. Tersine döviz arzının döviz talebini aştığı durumda ise kurlarda düşme eğilimi görülür. Eğer merkez bankası kur istikrarını sağlamak istiyorsa döviz piyasasına müdahale etmek zorunda kalır. Döviz talep fazlası durumunda piyasaya döviz satar, arz fazlası durumunda da piyasadan döviz satın alır. Bunlar resmi rezervlerin değişmesine neden olur. Piyasaya döviz satıldığında rezervler azalır, piyasadan döviz aldığında ise rezervleri artar.
Ödemeler bilançosundaki işlemlerden bir kısmı otonom nitelikte, diğer bir kısmı ise denkleştirici niteliktedir. Ödemeler dengesinde bir açık veya fazla doğuran işlemler otonom niteliktedir. Bunlar cari işlemler hesabı ile sermaye hareketleri hesabıdır. Denkleştirici işlemler ise otonom işlemlerden kaynaklanan dengesizlikleri telafi eder. Bu itibar ile resmi rezerv değişmeleri denkleştirici işlem niteliğindedir. 4- Net hata ve noksan (istatistiksel farklar) hesabı: Bu hesap tek bir kalemdir ve denge sağlamak için kullanılır. Dengenin gerçekleştirilememe nedenleri arasında ithalat ve ihracat ile ilgili yanlış bilgiler, kaçakçılık, eksik bilgiler, unutmalar, malların ülkeye giriş çıkışının farklı bilanço dönemlerine rastlaması vb sayılabilir.
ÖDEMELER BİLANÇOSUNUN DENGESİ
ÖDEMELER BİLANÇOSUNUN DENGESİ
Milli Gelir ve Ödemeler Dengesi Bu başlık altında milli gelir değişmelerinin ödemeler ve özellikle de dış ticaret bilançosu üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz. * Tasarruf yatırım eşitliği ile milli gelirin dengeye gelişinde S+T+M=I+G+X eşitliğinin kurulması gerekliydi. * Eğer devlet bütçesi denk ise T=G ya da S+M=I+X eşitliği yazılabilir. Bu eşitlikten hareket edersek S-I=X-M eşitliğine varırız. Bu eşitlikte yer alan S-I iç sektörü ve X-M dış sektörü göstermektedir. * S-I net iç harcamayı ve X-M de net dış harcamayı ifade eder. X-M aynı zamanda dış ticaret bilançosunun sonucunu gösterir.
Milli Gelir ve Ödemeler Dengesi
Milli Gelir ve Ödemeler Dengesi Şekilde yatay eksende milli gelir ve dikey eksende X-M ve S-I gösterilmektedir. X-M negatif eğimli bir doğrudur. Çünkü; Milli gelir yükseldiğinde ithalat artacağından X-M‘nin değeri gittikçe azalacaktır. İhracatın milli gelire karşı bağımsız olduğunu söylersek, bu doğrunun yatay ekseni kestiği yerde X-M’nin değeri sıfırdır. Bir başka ifade ile dış ticaret bilançosu denktir. S-I pozitif eğimli bir doğrudur. Çünkü; Milli gelir yükseldiğinde tasarruflar artacağından, S-I büyüyecektir. I ise otonom olarak düşünülmüştür. Yatay doğrunun üstünde S≥I ve altında I≥S olur. Şekilde D noktasında S-I=X-M’dir. Yani Y1 milli gelir düzeyi, denge gelir düzeyidir. DY1 dış ticaret fazlalığını göstermektedir.
Milli Gelir ve Ödemeler Dengesi Şekilde denge kurulmuşken, doğrulardan birinde kayma, eski dengeyi bozarak yeni bir denge kurar. Herhangi bir nedenle X artarsa X-M sağa kayar ve yeni denge D1 de kurulur. Bunun sonucunda milli gelir Y1 den Y2 ye yükselirken, dış ticaret fazlalığı da DY1 den D1Y2 ye yükselir. Bu durumun tersine şekildeki gibi ithalattaki artış X-M doğrusunu sola kaydırır. Bu kayma sonucu D2 noktasında S-I=X-M eşitliği kurulur. Bu denge durumunda dış ticaret bilançosu denktir. Aynı biçimde S-I doğrusundaki kaymalar, dış ticaret bilançosunun dengesini etkiler. Açıkladığımız nedenlerle dış denge kurulmuşken, milli gelirdeki bir artış, dış ticaret bilançosunda açığa neden olur ve uluslararası dengeyi olumsuz yönde etkiler. Uluslararası dengesizlik ise er ya da geç milli gelir ve istihdam düzeyini etkiler. Denge kurulmuşken; milli gelir düşerse, yukardaki mekanizmanın tersi işler.
Döviz Kuru ve Ödemeler Bilançosu Ödemeler bilançosunun dengesini sağlayan birinci değişken milli gelirdir. İkinci olarak dış dengeyi sağlayan önemli vasıta döviz kurudur. Ülkelerin iç fiyat düzeyleri döviz kuru yoluyla birbirine bağlıdır. Üçüncü olarak, faiz oranları da sermaye hareketleri yoluyla ödemeler bilançosu dengesini etkiler. Döviz kuru ile oynamak milli gelir düzeyi ile oynamaktan daha kolay ve daha az sakıncalıdır. İktisat politikası genellikle, döviz kuru yoluyla dış dengeyi sağlamaya yöneliktir.
Serbest Piyasada Döviz Kuru Herhangi bir ülkenin parasının, Türk Lirası karşısındaki değeri, yani döviz kuru, serbest piyasa koşullarında arz ve talebe göre oluşur. Döviz piyasasındaki dolar talebi Türk Lirası arzı demektir. ABD dolarının Türk Lirası karşısındaki değerini inceleyelim. Ne zaman dolar talep edilir? Bir Türk firması ABD’den ithalat için, hizmet satın almak için Türk Lirası verip dolar satın almak ister. İkinci olarak ABD’nde yatırım yapmak isteyenlerin dolar talebi vardır. Bu dolar talebi portföy yatırımları için olabileceği gibi dolaysız yatırımlar için de olabilir. Yine bir dolar değişim aracı ve rezerv para olarak da talep edilir.
Serbest Piyasada Döviz Kuru Bu amaçlarla yapılan taleplerin toplamı, toplam dolar talebini verir. Eğer, Türk Lirası cinsinden doların değeri düşerse Amerikan ürünleri ucuzlayacağından, dolar talebi yükselir. Bu nedenle dolar talep eğrisi herhangi bir talebi gibidir. Tersi olur da, dolar değer kazanırsa, Amerikan ürünleri pahalılaşacağından, dolar talebi azalır.
Faiz Oranı ve Ödemeler Bilançosu Faiz oranının iktisadi faaliyetler üzerinde önemli etkileri vardır. Keynezyen modelde faiz oranı yatırımlar yoluyla milli gelir düzeyini etkilemektedir. Milli gelir ise ithalat yoluyla cari işlemler dengesini etkiler. Faiz oranları ikinci olarak özellikle portföy yatırımları nedeniyle sermaye bilançosunu etkiler. Diğer koşullar aynı kalmak kaydıyla, bir ülkedeki faiz oranları yükselirse yabancıların bu ülkedeki menkul değerlere talebi artar. Böylece ülkeye döviz girer ve sermaye bilançosu iyileşir.
Faiz Oranı ve Ödemeler Bilançosu Milli gelir cari işlemler dengesini etkilerken, faiz oranı sermaye bilançosunu etkiler. Cari İşlemler açığı ile sermaye bilançosu fazlası birbirine eşitse dış denge sağlanmış demektir. Bu nedenle belli milli gelir ve faiz oranı bilişimleri ödemeler bilançosunun dengesini sağlar. Rakamsal bir örnekle milli gelir (Y) ve faiz oranı (İ) bilişimlerinin ödemeler bilançosu dengesini nasıl sağladığını inceleyelim.
Faiz Oranı ve Ödemeler Bilançosu Tablonun incelenmesinden anlaşılacağı gibi milli gelir 100 TL ise cari işlemlerde 20 $ açığa neden olmaktadır. Bu açığı kapatmak için yurda 20 $ sıcak para yani kısa vadeli sermaye gelmelidir. Faiz oranı %30 olursa ülkeye 20 $ sıcak para geleceğinden ödemeler bilançosu denk olur. Bu verilerden haraketle ÖB yani dış denge doğrusunu çizebiliriz.
Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Faiz Oranı ve Ödemeler Bilançosu Bu örnekte görüldüğü gibi belli milli gelir ve faiz oranı ilişkisi ödemeler bilançosunda dengeyi sağlamaktadır. Milli gelir yükseldikçe cari işlemler açığı büyüdüğünden, bu açığı kapatacak kısa vadeli sermaye girdisi için faiz oranı da yükselmelidir. Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.