YÖNETİCİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
Advertisements

Aşk, Dostluk ve Güven... Lütfen sesli izleyiniz.
Onlara sahip olduklarınızın en iyisini veriniz.”
YÖNETİCİ.
İZCİLİĞİN AMAÇLARI ve TEMEL PRENSİPLERİ
Bunu okursanız iyi olur
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Boş ver be yaşı başı. gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver
90/10 kuralı Hayatın %10'u,sizin başınıza gelenlerden oluşur.
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
Kırk Satır.. Ziya Levent Topçuoğlu.
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
Sorularla Gerçeğe Çağrı Merkezi.
ZAMİRLER.
YÖNETİCİ. YÖNETİCİ KİMDİR ?  Bir kuruluşun başında bulunan, konusuna hakim, hedefleri olan, emrindeki personeli istenilen hedefe ulaştırmak için çalıştırabilen.
Meksika'da Inka tapınaklarına ç ıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birka ç yerli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Türkçe Öğretmenliği 2. Sınıf (Gündüz)
Biraz moral bulalım.
(BELİRTEÇ) ZARF.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
ÇOCUK MASALLARI HAZIRLAYAN: SİBEL KIRMACI
Çalışmayı Öğrenmeye , HOŞGELDİNİZ.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
ZAMİRLER.
EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN, ZEKİ VE ÇEKİCİ BİR GENÇ ADAM OLMANIN GURURUNU TAŞIYORDU. EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN,
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
1/20 Zamir A B C D Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şahıs ( kişi ) zamiri vardır? Akşam dayımlar geldiğinde uyuyordum. Durmadan yağan kar çocukları heyecanlandırdı.
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
Bir zamanlar bir ağaç varmış
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
İP HİKAYESİ.
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Zarflar fiilleri, sıfatları, fiilimsileri veya kendi türünden sözcükleri (zarfları) etkileyen sözcüklerdir. Zarfların diğer ismi de tir. Zarfları beş.
ZAMİRLER (ADILLAR). ZAMİRLER (ADILLAR) Bu konuda seni uyarmıştım. Şunları bahçeye bırakır mısın? Aşağıdaki cümlelerdeki zamirleri bularak türlerini.
ASKIDA KAHVE.
KÜÇÜK FİL.
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
 Vaktiyle bir çocuk vardı. Medresede okurdu. Kavuklu hocalardan ders alır, öğretilenleri anlamaya çalışırdı.  Fakat kafası kalınca idi.
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
“ YAZARLAR OKULLARDA’’ PROJESİ 20 ŞUBAT 2014 NAZİFE ŞİŞMAN.
KARAGÖZ İLE HACİVAT MEKTUP HÜSEYİN ÖZDEMİR 6/B 1230.
Ben Bu Sebze ve Meyveleri Bir Yerden Tanıyorum Ama Nerden?
ÖLÜMCÜL HASTALIK... Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından: Doğan Cüceloğlu: - Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var.
1.soru Aşağıdaki cümlelerin soru anlamı zamirle sağlanmıştır ?
Gece yarısı parka bir baykuş geldi.Ağaçları tek tek
Soru 1. İnsan bir kışını burada geçirse ( ) yalnız müzik dinlese ( ) yalnız bu yankılı havayı koklasa ( ) Yukarıdaki cümlede parantezle gösterilen yerlere.
İKİ MÜHENDİS İki mühendislik ögrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, - Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun ? Diğeri cevap verir,
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
HAYATIN ANLAMI.
KRALIN OĞLU İlknur Eryiğit 2011 DEM.
ASKIDA KAHVE.
MÜHENDİS DEYİP GEÇME.
CÜMLEDE DE ’NİN YAZIMI.
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
CÜMLE TÜRLERİ.
GÖZÜNÜ TOPRAK DOYURSUN.
BUNLAR BAŞKALARINA OLDU SANADA OLABİLİR VOLKAN ALTUNAY İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI(B)
Vücudumuzdaki Kimyasal Reaksiyonlar
Anne Aslan ve Yavruları
İŞLETMELERDE İLETİŞİM
ZAMİRLER HAZIRLAYAN UMUT ÖZBEY TÜRKÇE ÖĞRETMENİ. 1- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir kullanılmamıştır? A) Onları geçen gün gördüm. B) Bu soruyu kim.
Türkçe Öğretmenliği 2. Sınıf (Gündüz)
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
Sunum transkripti:

YÖNETİCİ

Büyük Amerikan imalat fabrikalarından birinin yönetim kurulu üyeleri kâr ve zarar hesaplarını incelerken, fabrika müdürünün aylığına takılmışlar ve bu ücretin yüksek olduğunu düşünmüşler. İçlerinden iki kişi seçerek fabrika müdürü denen bu adamın neler yaptığını bir görmelerini ve ondan sonra bu konuda karar verilmesini kabul etmişler.

İki kişilik heyet bir sabah sessizce fabrikaya gitmiş ve fabrika müdürünün odasına girmiş. Gördükleri manzara şu olmuş: Fabrika müdürü elinde kahve fincanı,ağzında purosu, etrafa halka dumanlar yaymakla meşgul. Masanın üstünde ne bir dosya, ne bir kağıt hiç bir şey yok. Bir müddet kendisi ile oradan buradan konuşan heyet üyeleri bu müddet zarfında müdürün hiç bir işle meşgul olmadığını ve yalnız bir kaç basit telefon konuşması yaptığını görmüşler.

Heyet aldığı intibadan memnun İdare Meclisine fabrika müdürü denilen zatın yanında bulundukları üç küsür saat zarfında hemen hemen hiçbir şeyle meşgul olmadığını ve bu bakımdan böyle basit bir iş için verilen yıllık dolardan en aşağı üçte iki nispetinde bir tasarruf sağlanabileceğini söylemiş. Tabii fabrika müdürü bu indirmeye razı olmamış, işten ayrılmış.

Yeni maaşla çalışmayı kabul eden bir çok istekli arasında bir zat yeni fabrika müdürü tayin edilmiş. Üç aydan sonra idare meclisine gelen imalat istatistiklerinde az, fakat dikkati çekecek kadar bir düşme başlamış, fabrika müdürü yenidir, tabii bu kadar acemilik olur demişler. Altıncı ayın sonunda üretim ve kar istatistik eğrisi bir hayli düşmüş. Hatalı üretim miktarı ise artmış

Eski heyet azaları yeni fabrika müdürünü odasında ziyaret etmişler. Adamcağız kan-ter içinde, bir elinde telefon, öteki eli evrak imzalamakla meşgul, başıyla gelenlere oturmalarını işaret etmiş. Gelen giden o kadar çok ki, adamla doğru dürüst konuşmaya bile imkan olmamış. Fakat heyetin kanaati şu olmuş; böyle canla başla çalışan bir adam başta olduğu müddetçe işlerin düzelmemesi için hiçbir sebep yoktur, biraz daha bekleyelim.

Sene sonu gelmiş, her zaman kâr eden fabrikanın bilançosu zararla kapanınca idare meclisi azaları birbirine girmişler ve işi yeniden incelemeğe başka bir heyeti memur etmişler. Yeni heyet, müdürün odasına değil, fabrikaya gitmiş ve iş başında bekleyen insanlar görmüş, sebebini sormuş aldıkları cevap şu: Hususi bir döküme başlayacağız, fabrika müdürü ben gelmeden başlamayın dedi, biz de bekliyoruz, her halde elektrik atölyesinden bir türlü ayrılmaya vakti olmadı.

O sırada gözleri, yaşlı bir ustabaşına ilişmiş, adamı şöyle bir kenara çekmişler ve fabrikanın eskiye nazaran daha fena çalışmasının sebeplerini sormuşlar. Yaşlı ustabaşı içini boşaltmak ihtiyacını uzun zamandır hissetmiş olacak ki: -Baylar demiş, eski müdürümüz teferruatla uğraşmaz, ileriye ait planlar yapar, işi bize bırakır, biz de normal zamanlarda onu rahat bırakırdık. Ani, içinden çıkamayacağımız olağanüstü bir problemle karşılaştığımız zaman ancak ona başvururduk ve o zaman da bilirdik ki, o bizim bu sorunumuzu çözecek.

O hakiki fabrika müdürü idi. Güler yüzlü idi, purosunu içer, bizle şakalaşır, fakat hepimiz için düşünürdü. Şimdiki müdür de çok dürüst, iyi niyet sahibi, hatta çok daha çalışkan bir adam. Fakat o hiçbirimize inanmıyor, her işin kendisi tarafından görülmesini istiyor. Yani o, bizim yerimize ustabaşılık yapıyor, tabii biz de amele çavuşu mertebesine düşüyoruz, haydi neyse buna da aldırmayalım, ama fabrika müdürlüğü boş kalıyor. Elinde purosu,ileriyi görmeğe çalışan, tedbir alan, düşünen adamın yerinde kimse yok.

Eski fabrika müdürünü tekrar oraya getirmek isteyen idare meclisi, bir senelik acı tecrübesinden sonra yerine dolarla onu ancak gelmeye razı etmiş. * Bu olay; Nüvit Osmay'ın "İnsan Mühendisliği“ kitabından alınmıştır.

Yöneticilik güç bir sanattır. Öyle bir sanat ki, eseri gözle görülmez ve ölçülmesi de ancak mukayeselerle ve senelerin tecrübeleriyle biraz mümkün olabilir. Onları,yalnızca zaman ve o müessesenin çalışanları değerlendirebilir. Onun için günlük takdir bekleyenlerden bu sanatın sanatçısı çıkmaz.

Çağdaş Yönetici; Astlarına değer veren, onlara güvenen, yetki aktarandır. Astlarınca güvenilendir. Gereksiz ayrıntıya girmeyendir. Düşünen, planlayan, hedef koyan ve çalışanlarını o hedefe yönlendirendir. İşini ve işyerini sevendir. Astlarının işini sevmesini sağlayandır. Çalışanlarına bir takım oldukları ruhunu verebilendir, takım çalışması yapabilendir.