YENİ DİJİTAL ÇAĞ Giriş

Etkilerine henüz yeni tanık olunmaktadır. İnternet insanlığın nereye varacağını fark etmeden bulduğu icatlardan biridir. İki bilgisayar arasında iletişim aracı olarak başlayan olay, her yerde bulunan kapsamlı bir kendini ifade etme aracına dönmüştür ve sürekli değişim halindedir. Etkilerine henüz yeni tanık olunmaktadır. Tüm insanlık, yasaların tamamen kontrol altına alamadığı online dijital içerikler yaratmakta ve tüketmektedirler. Paylaşım ve kendini ifade etme özgürlüğü sayesinde zengin bir kapasite içermektedir ve dünyanın en büyük yönetim dışı alanıdır.

insanlarsa daha etkin, verimli ve yaratıcı hale gelecektir. İnternetle kavrayışımız değişirken, önümüzü tıkayan engeller yok olup, yaratıcılık yükselişe geçecektir. Bu sürecin etkileri küreseldir. Kullanıcıları tarafından araçlara gerek duymadan içeriği sahiplendirme, geliştirme ve yayma olanağı tanımaktadır. 21.yüz yılın ilk 10 yılında kullanıcıların sayısı 350 milyondan - 2 milyarın üzerine çıkmıştır. Aynı periyotta cep telefonu kullanıcıları sayısı 750 milyondan - 6 milyara ulaşmıştır. Bu tempoda devam ederse 8 milyarlık dünya nüfusunun çoğu online olacaktır. İnternet daha erişilebilir, pratik, ucuz ve her yerde bulunabilen bir şey olurken, insanlarsa daha etkin, verimli ve yaratıcı hale gelecektir.

Gelecekte online deneyim sabit telefon hatlarının olmadığı yerlere taşınacaktır. Moore Yasası’na göre işlem çiplerinin hızı 18 ayda bir ikiye katlanmaktadır yani 2025 yılında bir bilgisayar 2013 yılına göre 64 kat daha hızlı olacaktır. Fiber optik kablolarla aktarılan veri miktarı 9 ayda bir iki katına çıkmaktadır. Fiziki dünya ile sanal dünya doğru orantıda gelişmektedir. Teknolojik evrimimiz bilim kurguyu bilimsel olguya dönüştürmeyi vaat etmektedir. İletişim teknolojileri hem teknik hem de kültürel anlamda fırsatlar sunmaktadır.

adapte edecekler, ya da çağın gerisinde kalacaklardır. Küresel bağlantılılık geliştikçe pek çok eski kurum ve hiyerarşi ya kendilerini adapte edecekler, ya da çağın gerisinde kalacaklardır. Bizler kendi sınırlarımızın ötesinde insanlarla iletişime geçebileceğiz. İletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının en öneli etkisi gücün devletler ve kurumlardan uzaklaşarak, bireylere taşınmasına aracılık etmesidir.

Güç sahibi kişilerin aleyhine olan örgütlenmeyi güçlendirmiştir ve bu kişilere hesap vermek zorunda bıraktırmıştır. Otoriter yöntemler yeni katılımcıların sayılarını kontrol altında tutmakta ve bastırmakta zorlanırken, demokratik devletler yeni sesleri ( örgütler, bireyler ve şirketler) dahil etmek isteyeceklerdir. Hükümetler bağlantılılığı kendi avantajlarına kullanmak için bir çok yöntem geliştirecektir fakat güncel bağ yapısından dolayı vatandaşlardan yanadır.

Vatandaşlar fiziksel ve sanal alem olmak üzere çoklu kimliklere sahip olacaklardır ve sanal kimlikleri ağır basacaktır. Online paylaşımlarımız başkalarının sanal kimliklerini de şekillendirdiğinden kolektif sorumluluk ortaya çıkacaktır. İnsanlar tarafından yönlendirilen sorumluluk sayesinde örgüt ve şirketler operasyonlarını faaliyete geçirme ve kamuoyuna sunma biçimleri üzerinde tekrar düşünecekler ve geleceğe ilişkin planlarını uyarlamak zorunda kalacaklardır. Teknolojik katılım kullanıcılarını fırsat açısından eşitledikçe yeni rakipler ortaya çıkacaktır.

Teknolojiden anlayan insanlarla, ağır siyasi sorunlarla uğraşmakla yükümlü insanlar arasında büyük farklılıklar vardır. Oysa teknoloji sektörü, kamu sektörü ve sivil toplum arasındaki iş birliği potansiyeli büyüktür.

Google, Facebook, Amazon ve Apple dünya çapında benimsenmiş, sanıldığından çok daha güçlü platformlardır ve geleceği değiştireceklerdir. Onları güçlü kılan tıpkı bir biyolojik virüs biçiminde yayılabilmesidir. Onları kuran, kullanan ve denetleyen kişilerin gücü de buradan gelmektedir.

İyi veya kötü yönde kullanılması yalnız bizlere bağlıdır. Hükümetler yasaların yetişemeyeceği şekilde gelişen bireyler ve şirketlerle uyumlu kanunlar koymak zorunda kalacaklardır. Teknolojik değişim kaçınılmaz bir gerçektir ama hayata giriş biçimi üzerinde denetimlerimiz olabilir. İyi veya kötü yönde kullanılması yalnız bizlere bağlıdır.