STERİLİZASYON DERSİ 5. HAFTA DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP
Kimyasal Maddelerle Sterilizasyon 1) ETİLEN OKSİT (EO) 2) HİDROJEN PEROKSİT 3) PERASETİK ASİT 4) OZON 5) KLORİN DİOKSİT (ClO2) 6) DÜŞÜK ISILI BUHAR ve FORMALDEHİT gibi maddelerle kimyasal sterilizasyon gerçekleştirilmektedir.
ETİLEN OKSİT (EO) 1950’li yıllarda kullanıma giren EO petrolün rafine edilmesiyle elde edilir. Yüksek ısı ve ıslaklığın dezavantaj olduğu hassas malzemelerin sterilizasyonu bu yöntemle gerçekleştirilir. Bilinen tüm virüs, bakteri ve bakteri sporlarını yok eder. Formaldehit ve alkol buharı kullanılarak sterilizasyon gerçekleştirilir. Alkilasyon yöntemi ile mikroorganizmaların RNA ve DNA ları ile reaksiyona girip, genetik yapılarını bozar.
Plastik, bez ve lastik gibi geçirgen malzemeler EO i absorbe eder Plastik, bez ve lastik gibi geçirgen malzemeler EO i absorbe eder. Bu yüzden EO sterilizasyonundan sonra malzeme en az 24-48 saat havalandırma işlemine tutulmalı. Havadan ağır bir gaz olduğu için, EO otoklavlarının kullanıldığı ortamlarda, havalandırma sistemi odanın zeminine yerleştirilmeli ve zemin havası aspire edilmelidir. Aksi halde toksik etkili olacağı için solunum sistemi için zararlıdır.
Avantajları: Porlu yapıdaki malzemelere penetre olur Avantajları: Porlu yapıdaki malzemelere penetre olur. Aletlere daha az zarar verir. Güçlü bir antimikrobik ajandır. Kaynama noktası düşük olduğu için (10.7° C) oda ısısında hızla aktive olur ve lastik, plastik, naylon gibi maddelere kolayca diffuze olur. Uygulanması ve takibi kolaydır. Dezavantajları: Solunum sistemi üzerine toksik etkilidir. Dokulara direkt temasta eritem ve ödem oluşturabilir. Sterilizasyon süresi uzundur. Uzun süre havalandırmaya ihtiyaç duyulur. Paketleme materyali olarak kumaş kullanılamaz. Pahalıdır.
HİDROJEN PEROKSİT H2O2’ nin sudaki % 3’lük solüsyonları tıpta uzun yıllar antiseptik olarak kullanılmıştır. Ancak sterilizasyon yöntemi olarak kullanımı oldukça yenidir. Düşük ısıda, nem gerektirmeyen ve toksik atıklara neden olmayan bir maddedir. Atık su arıtımında ise çözünmüş oksijen sağlamada ve zehirleyici etkinin giderilmesinde kullanılır.
Hidrojen Peroksit Gaz Plazma Sterilizatörü, Johnson&Johnson firmasının bu kapsamda geliştirdiği genel amaçlı bir düşük sıcaklık sterilizasyon sistemidir. Bu alanda şimdiye kadar en yaygın şekilde kullanılan yöntem olan Etilen Oksit ve Formaldehit Sterilizasyon sistemlerinin dezavantajlarını ortadan kaldıran bu sistem tüm Dünya’da yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Ülkemizde 1997 yılında satışa sunulan cihaz şu anda 32 merkezde kullanılmaktadır.
100 litre hacimli Sterrad, Hidrojen Peroksit Gaz Plazması ile sterilizasyon yapmaktadır. Plazma kavramının, hastane ortamında çokça bilinen kan plazması ile bir ilişkisi yoktur. Burada bahsedilen plazma,gaz moleküllerinin external bir enerji ile uyarıldıkları zaman meydana gelen ve serbest radikaller, elektronlar ve uyarılmış gaz moleküllerinin bir arada bulunduğu oluşuma verilen isim olup katı, sıvı ve gazdan sonra maddenin dördüncü hali olarak da ifade edilir.
Sistemin döngüsü vakum, enjeksiyon, difüzyon, plazma ve havalandırma olmak üzere 5 aşamadan meydana gelmiştir. 1) VAKUM safhasında , tüm sterilizasyon sistemlerinde olduğu gibi sterilanın malzemelere nüfuz etmesini sağlamak maksadıyla sterilizasyon çemberindeki hava, cihazın vakum pompası sayesinde boşaltılır. 2) Daha sonra ENJEKSİYON safhasında, cihaza yerleştirilmiş bulunan kasetin %58 lik Hidrojen Peroksit solüsyonu içeren hücrecikleri bir valf vasıtasıyla delinir ve sıvı haldeki Hidrojen Peroksit solüsyonu bir hazneye alınır ve vakum altında bulunmasından dolayı gaza dönüşür. 3) DİFÜZYON safhasında, gaz haline dönüşmüş Hidrojen Peroksit molekülleri steril edilecek malzemelere nüfuz eder.
Bunu, sterilizasyon gerçekleştiği Plazma safhası izler Bunu, sterilizasyon gerçekleştiği Plazma safhası izler. 4) PLAZMA safhasında ,cihazın bünyesinde bulunan Radyo Frekans jeneratörü sayesinde gaz halinde bulunan Hidrojen Peroksit molekülleri plazmaya dönüştürülür. Sterilizasyon işte bu safhada Hidrojen Peroksit plazmasından bulunan PEROKSİ SERBEST RADİKALLERİ tarafından gerçekleştirilir. Peroksi serbest radikalleri mikroorganizmaların protein yapılarını bozarak onları öldürür. 5) HAVALANDIRMA safhasında da cihaz Hepa filtresiyle havayı alarak atmosferik basınca döner ve işlem bitmiş olur.
PERASETİK ASİT Keskin kokulu ve berrak bir sıvıdır PERASETİK ASİT Keskin kokulu ve berrak bir sıvıdır. Ticari olarak % 35-40’lık solüsyonlar halinde bulunur. Sterilizasyon ve dezenfeksiyon için çeşitli firmalarca sıvı, gaz ve buhar formları kullanılmıştır. Genellikle stabil değildir ve oksijen ile etkileşerek asetik asit, hidrojen peroksit ve su gibi ürünlere parçalanır.
Perasetik asit sterilizasyonunda anahtar kelimeler konsantrasyon, ısı ve süredir. Sterilizasyon süresi oldukça kısadır (% 0,2 konsantrasyonda, 50-56° C de 30 dk) ve sıvıya batırılabilen aletler için uygun bir sterilizasyon yöntemidir. Paketlenmiş malzemenin sterilizasyonuna uygun olmadığı için steril edilmiş malzeme hemen kullanıma sunulmalı yani sterilizasyon mümkün olduğunca kullanım alanında yapılmalıdır. Perasetik asit bazı materyalde (alüminyum gibi) koroziv etkiye sahiptir. Uzun süre temasa bağlı olarak lakrimasyona, solunum yolu problemlerine, ciltte irritasyona ve kabarıklıklara neden olur. Ayrıca etkinliği kontrol etmede biyolojik indikatörler kullanılamaz.
OZON Bakterisidal ve sporosidal etkilidir OZON Bakterisidal ve sporosidal etkilidir. Doğal olarak güneş ışığının ya da UV ışınlarının direkt oksijene etkisi ile elde edilir. Kimyasal yapısının stabil olmaması, saf ozon elde etme güçlüğü ve depolama zorluğu nedeniyle sterilizan olarak kullanımı sınırlıdır.
KLORİN DİOKSİT (ClO2) Ozona benzer şekilde mikrobisid, sporosidal ve germisid aktiviteye sahip. EO’ e göre avantajları; Steril edilen materyal içerisinde kimyasal olarak erimez. Havada patlayıcı değildir. Dezavantajları; Koroziv etkilidir. Stabil değildir. Kullanım ve taşınma sırasında basınç altında sıvı hale getirilememektedir. Bu da kullanım kolaylığını ortadan kaldırmaktadır.
DÜŞÜK ISILI BUHAR ve FORMALDEHİT İkisi tek başına sporosidal etkiye sahip değilken birlikte kullanıldığında sinerjistik etki ile yüksek sporosidal etki ortaya çıkar. EO’ e göre bazı avantajları olsa da formaldehidin toksik ve karsinojenik etkileri nedeniyle pek kullanılmamaktadır. Formaldehit, özellikle histopatolojik analizler için doku örneklerinin transferi ve bozulma ömrünün uzatılmasında t.edilir.
KARBONDİOKSİT: Isıya duyarlı materyalin sterilizasyonunda, etilen oksite alternatif olarak geliştirilmeye çalışılmaktadır. Etilen oksite göre; çevre için zararlı değildir, sterilizasyon süresi ve fiyatı daha azdır. Ancak cihaz olarak mevcut sterilizatörlerden daha pahalıdır ve karbondioksit tüplerini muhafaza etmek için daha geniş bir alana gereksinim vardır. Henüz FDA müracatı yapılmamış olup, prototip halinde ve üzerinde araştırmaların devam ettiği bir sterilizasyon yöntemidir.
Taşıdıkları İnfeksiyon riskine göre hasta bakım malzemelerinin Sterilizasyon Tercihleri A-Kritik malzemeler Deri ve mukoza bütünlüğünün bozulduğu yerlerde kullanılan veya damar içi gibi steril vücut alanlarına giren nesneler bu gruba girmektedir. Her kullanım sonrası ısı ile sterilizasyon gereklidir. Isıya dayanıksız olanlar için etilen oksit ile sterilizasyon veya sporosidal etkiye sahip kimyasal sterilanlarla 6-10 saat dezenfeksiyon yapılır. En sık % 2’lik gluteraldehit, % 6’lık stabilize H2O2, perasetik asit (%1 sporosidaldir) ve klorin dioksit kullanılmaktadır.
B-Yarı kritik malzemeler Steril vücut bölgelerine girmeyen ama bütünlüğü bozulmuş deri ve mukoz membranlarla (dental mukozalar hariç) temas eden nesneler bu gruba girmektedir. 70-75 oC’de 30 dk yapılan ıslak pastörizasyon en güvenli ve ekonomik yoldur.
C-Kritik olmayan malzemeler Sağlam deriyle temas eden, mukozalarla teması olmayan, hastalara enfektif ajanlarını taşıma riski bulunmayan nesneler bu gruba girmektedir. Düşük seviyeli dezenfeksiyon tercih edilir. Su ve deterjan ile temizleme veya %70-90'lık etil alkol, 100 ppm serbest klor içeren sodyum hipoklorit solüsyonu, fenol, iyodofor ya da kuarterner amonyum bileşikleri gibi düşük seviyeli dezenfektanlarla 10 dk’ lık temas yeterlidir.