1. GAYRİMÜSLİMLERİN KURUMSAL YAPILANMALARI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKLERDE HUKUK SİSTEMİ
Advertisements

Tarihte hiçbir zaman mutlak gerçek yoktur...
1.
TIMAR SİSTEMİ.
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ)
KLASİK DÖNEM OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
OSMANLIDA DEVLET YÖNETİMİ
Osmanlı Devleti Ho ş görü Anlayı ş ı II. BAYEZiT Yahudilerin Osmanlı’ya Sığınması 1492’de İspanya tarafında sürgün edilen 200 binden fazla Sefarad Yahudisinin.
Tanzimat Dönemi Osmanlı Adliye Teşkilatı
KLASİK DÖNEM OSMANLI TOPLUM YAPISI
OSMANLI’DA HUKUK.
YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
Osmanlı devleti’nde taşra ve eyalet yönetimi
KAZANIM: 10. SINIF 2.ÜNİTE 3.KAZANIM
TANZİMAT SONRASI TÜRK TOPLUM YAPISINDAKİ DEĞİŞİMLER
Konular: Osmanlı Şehirleri ve Ulaştırma
Dönemlere Ayrılma Her dönüm noktası, hem yeni bir gelişmenin başlangıç noktası, hem de bir önceki gelişmenin doruk noktası olmaktadır.
TANZİMAT DÖNEMİ.
B) TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HUKUK
OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ
Tanzimat ve Islahat Fermanları
Konu: Osmanlı Toprak Sistemi
SİYASİ ALANDA YAPILAN İNKİLAPLAR
ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET.
İSTANBUL’UN FETHİ Recep BOZKURT SLAYTIMIZ SESLİDİR.
HAÇLI SEFERLERİ.
,.
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI ‘’Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorlu- ğu’nun Yükselme döneminde Anadolu’daki zanaatkarlar “lonca” denilen zanaat.
İnsanların Sahip olduğu TEMEL HAKLAR nelerdir ?
OSMANLIDA YÖNETİM, ASKERİ TEŞKİLAT VE EĞİTİM
Sosyal Bilgiler BEYLİKTEN DEVLETE
İSTANBUL’ UN FETHİ.
AİT ve 3. Ders - Çalışma Soruları. 1. Tanzimat Fermanı’nda, aşağıda verilenlerden hangisinde ıslahat yapılması öngörülmemiştir? A. Yargı B. Vergi.
OSMANLI DEVLETİ’NDE EKONOMİK GELİŞMELER VE TOPLUM YAPISI
ADALETİN DİNİMİZDEKİ YERİ
OSMANLI’DA DİVAN-I HÜMAYUN
YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ
ADI:ASLIHAN SOYADI:YAVAŞCI SINIFI: 7/A NO:29 DERS: SOSYAL BİLGİLER
ISLAHATLAR- AYAKLANMALAR
Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır
Islahat Fermanı (1856) Islahat Fermanı,
II. MAHMUT DÖNEMİ SORU PROĞRAMI
19. YÜZYIL OSMANLI DEVLETİ ISLAHATLARI
ARDA KIRTASİYE. Orhan Gazi 1281 yılında doğdu. Annesi Malhun Hatun, babası Osman gazidir yılında 45 yaşında iken Osmanlı tahtına oturdu. Kardeşi.
TOKİ TURGUT ÖZAL İMAM HATİP ORTAOKULU
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ) PROF.DR.ABDULLAH DEMİR.
MİLLET SİSTEMİ.
Avrupa’da, hangi savaşın sonucunda, Haçlı Düşüncesi ortaya çıkmıştır?
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / Anadolu’nun Türk Yurdu Oluşu
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / OSMANLI’DA TOPLUM VE EKONOMİ
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU
OSMANLI TARİHİ KURULUŞ DEVRİ
Osmanlı’da divan teşkilatı
Türk Medeni Kanununun Kabulü (17 Şubat 1926): Evlenme, boşanma, miras ve aile hukuku ile ilgili kanunlar medeni hukuk kapsamındadır. Avrupa devletlerinde.
Tanzimat Dönemi Osmanlı Adliye Teşkilatı
KURULTAYDAN MECLİSE “Egemenlik” kavramı
Osmanlı devleti’nde taşra ve eyalet yönetimi
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU / Osmanlı Devleti’nin Hızlı Yükselme Sebepleri.
TIMAR SİSTEMİ TIMAR SİSTEMİ. Tımar: Osmanlı Devleti'nde kamu arazisi (mirî) dahilinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen ad.
Hıristiyan Mezhepleri
İNSAN HAKLARININ TARİHİ GELİŞİMİ SUNU
TARİH PROJE ÖDEVİ KONU=TANZİMAT FERMANI KONU=TANZİMAT FERMANI HAZIRLAYAN=ABDULLAH İZCİ HAZIRLAYAN=ABDULLAH İZCİ.
Tanzimat Dönemi Osmanlı Adliye Teşkilatı
Osmanlı’da Merkez ve Taşra Hayatı
Osmanlı Devleti’nde Dini Hayat ve Gayr-i Müslimler
OsmanlI’da dİvan teşkİlatI
Hz. Ömer Dönemi.
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ)
1)- Bursa alındı(1326) 2)- Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329) yapıldı. 3)- İznik ve Kocaeli fethedildi. 4)- Karesioğulları Beyliği Osmanlılara katıldı.
OSMANLI KURULUŞ.  Osmanlı Devleti’nin Doğuşu  Malazgirt Savaşı’ndan sonra birçok Türk boyu ile beraber Anadolu’ya gelen Kayılar, Türkiye  Selçuklu.
Sunum transkripti:

1. GAYRİMÜSLİMLERİN KURUMSAL YAPILANMALARI OSMANLI DEVLETİ’NDE GAYRİMÜSLİMLERİN HUKUKİ STATÜLERİ PATRİKLİK VE HAHAMBAŞILIKLAR 2. RUHANİ REİSLERİN İDARİ, MALİ, CEZAİ VE AHVAL-İ ŞAHSİYEYE İLŞKİN HUKUKİ YETKİLERİ RUHANİ REİSLERİN İDARİ YETKİLERİ RUHANİ REİSLERİN MALİ YETKİLERİ RUHANİ LİDERLERİN ADLİ YETKİLERİ RUHANİ LİDERLERİN CEZAİ YETKİLERİ RUHANİ LİDERLERİN ÖZEL HUKUK ALANINDAKİ YETKİLERİ

3. FERDİ HAK VE HÜRRİYETLER DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ GAYRİMÜSLİMLERİN YERLEŞİM ALANLARI GAYRİMÜSLİMLERİN İCRA ETTİKLERİ GÖREVLER GAYRİMÜSLİMLERİN KÖLE EDİNMELERİNE VE KIYAFETLERİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER MEYHANELER VE İÇKİ İMALATI GAYRİMÜSLİMLERİN BİNEK HAYVANI VE SİLAH KULLANMALARI GAYRİMÜSLİMLERİN MALİ MÜKELLEFİYETLERİ

İslam Hukuku İstanbul’un fethinden 1856 Islahat Fermanına kadar Bernard Lewis ‘ geleneksel İslami toplumlar Müslüman olmayanlara bir eşitlik tanımadıkları gibi böyle bir iddiaları da yoktur.’ ayrımcılık hukuki ve fiili olarak kurumsallaşmış zulüm ise çok nadir görülen bir durum Hristiyan Avrupa ve Hindistan’daki kast sistemi ile kıyaslarsak

medİne vesİkası(ANAYASA) millet sistemi uygulamasının temeli Medine’de gayrimüslimlerle yapılan ilk anlaşma Hz. Muhammed Evs ve Hazrec kabilelerini barıştırdı Medine’nin müşrikleri ve Yahudi kabileleriyle anlaşma yapılarak siyasi birlik oluşturuldu Sözleşmede birliğin adı ‘ümmet’ olarak geçer

1. madde: ‘Medine’li ve Kureyşli Müslümanlar ve onlara tabi olan ve katılan, birlikte savaşan kimseler arasında yapılmıştır.’ 23. madde: ‘Herhangi bir ihtilaf vuku bulursa bu ihtilafın, Allah ve Muhammed’e havale edileceği’ gayrimüslimlere zimme hakkı yok henüz cizye ayeti yok (Tevbe süresi)

zimmet: ahd, sözleşme zimmı ‘Dinde zorlama yoktur.’ Bakara ‘Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde inanmaları için insanları zorlayacak mısın? Yunus

KAnunların Genellİğİ Osmanlı’da kanunnamelerdeki hükümler hem Müslümanları hem de gayrimüslimleri kapsar Bazı hususlar haricinde: cezai hükümler ve ödenecek vergiler (İslam hukuku) Bazı adalarda gayrimüslimler için ayrı kanunnameler de çıkarılmıştır

Gayrimüslim cemaatlerin otonom idaresi Merkezi bir idareye sahip bir Osmanlı kendi içinde otonom bir yapıya ne derece müsaade eder? Tecrit edilmiş değil de içiçe yaşayan farklı din mensuplarının olduğu bir sosyal yapı Ruhani liderlerin yetkileri yetki çekişmesine yol açar mı?

Millet Sistemi Osmanlı fetihlerinin daha çok batıya yönelmesi sonucu gayrimüslim nüfusunda artış ‘din olarak benimsedikleri şeylerde gayrimüslimlerin serbest bırakılması’ İslam Hukuku temel alınmıştır dünyevi faaliyetler; evlenme, boşanma, kilise, vakıfları, kilisenin işlettiği tarla, bahçe, ruhani liderlerin cemaatlerinden topladığı gelirler.. Kilise ve Havra teşkilatının Osmanlı idari yapısıyla uyumlaştırılması önemli bir problem

Gayrimüslimlerin kurumsal anlamda yapılanması İstanbul’un fethi ile olur İstanbul Rum Patrikhanesi Ermeni Patrikliği (Fatih)

millet: Kuran-ı Kerim’de ‘din’ anlamında, Arapça’da community etnik grup: kavm taife: ulus, ırk millet: din, mezhep (K, Beydilli) Clogg: ‘Rum milleti = Rumlar, Sırplar, Bulgarlar, Rumenler, Vlahlar, Ortodoks Arnavut ve Araplar’

Millet Sisteminin olduğu yönündeki Görüşler yaygın görüş budur Millet sistemi var, her dini mezhep kendi ruhani lideri idaresindedir otonom/yarı otonom ‘Devlet içinde devlet’

16. yy ait bir Rum kroniği: ‘Fatih, Hristiyan tebaayı daha önceki dönemlerde de bilinen millet sistemi çerçevesinde teşkilatlandırmıştı. Vergilerini düzenli ödemek şartıyla kendi içişlerini doğrudan kendileri yönetiyordu.’ Danişmend’ Patrikhaneye verilen imtiyazlar;patrik, psikopos ve papazların vergiden muaf olmaları, kilisenin kendi kanunlarına göre yönetildiği, nikah, defin ve vasiyet muamelerinin kilise kanunlarına göre Patrikhane tarafından ifa edildiği...’

Karpat: ‘değişik nüfus grupları mesleki statülerine bakılmaksızın dinlerine göre sınıflandırılır, Millet sistemi mahalli düzeyde, bu mahalli cemiyetler de kilise değil, hükümet temsilcilerine karşı sorumludur.’ Shaw: ‘ Önceleri taife ve cemaat kelimeleri daha sonra millet kullanılmıştır Millet liderleri Sultan’a karşı cemaat mensuplarının mükellefiyetlerini yerine getirmelerinden sorumludurlar.

Bu şekilde gayrimüslimler dillerini, dinlerini, kültürlerini ve geleneklerini korumuşlardır mahkemeleri, okulları, yardım kuruluşları ve hastaneleri vardı Farklı dinlerdeki kişiler birbirlerinden izole edilmiş ve bu şekilde cemaatler arası çekişmlerin önüne geçilmiştir.

Millet Sistemine Yönelik Eleştiriler Kevork Bardakçıyan: ‘İstanbul Ermeni Patriği’nin yetki alanının çok sınırlı olduğunu, Braude: ‘millet terimi imparatorluğun güçlü dönemlerinde gayrimüslimlere işaret etmez arada sırada Yahudiler ve Hristiyanlar için (bazı zengin aileler...) içerideki ve dışarıdaki gruplara millet demenin sakıncası

İstanbul Ermeni Patrikliğini de facto kabul eder sadece ünvan, Türkleri memnun etmek için kurulmuş (Kudüs de aynı şekilde) 16. ve 18. yy’de geçen eserler de bütün Ermeniler’in değil de sadece İstanbuldaki Ermeniler’in patriği olarak geçmektedir Cohen: ‘Millet kelimesinin Müslümanları işaret ettiği, Yahudi ve Hristiyanlar için taife kelimesinin kullanıldığını’ söyler

Şerif Mardin: ‘Osmanlı İmp Şerif Mardin: ‘Osmanlı İmp.da yapılı (structured) ve organize bir cemaat mevcuttur. Bu cemaatin bir iktisadi ve hukuki sistemi vardır fakat bu cemaat, düzeni sağlayıcı otoriteden yoksundur. Tam anlamıyla otoriteden bahsedilecekse bu otorite devletin tekelindedir.’

Değerlendİrme Arşiv kayıtlarında: ‘kendilere tabi hemmilletleri, kendilere tabi yamakları ve hemmilletleri olan Habeş, Kıbti, Suryani milletleri, Bulgar milleti, Bulgar taifesi...

Ruhani Nitelikli İltizam Sistemi Kilise teşkilatının başında bulunan ruhani liderlerin yetkilerini denetim altında tutmak, devlet idaresiyle uyumunu sağlamak

ruhani liderlerin atanması devlet tarafından belli bir meblağ karşılığında bu kişilerin kilise adına toplayacakları vergileri denetim altına almak (devlet otoritesinin kaybolmaması ve reayanın ezilmemesi) böylece hazine denetimi altına alınır ve başka bir adla para toplanamaz dini alanda yetkilerini kullanması ve adli alanda bir ihtilafı çözmesi bu meblağın ödenmesine bağlıdır

Sonuç olarak otonom bir yapı yerine devletin koyduğu kurallara göre faaliyet gösteren ve denetim altında olan bir mültezim idai ve mali boyutun yanında, esas olarak dini konularda yetkili

Aynı şekilde Yahudiler de iltizam sistemine göre Rum ve Ermeniler’e göre daha küçük ölçekteki bölgelerde Rum ve Ermeniler> pişkeş ve maktu meblağ Yahudiler> rav akçesi

İdari açıdan Devlet’in patriklerin memuriyetini nasıl algıladığı; Kadılar için: ‘taht-ı hükümetinizde ve tahtı kazanızda’ gibi ifadeler kullanılırken, Patrik ve metropolitler için; ‘taht-ı iltizamında olan, patriğin iltizamında olan kasaba, dahil-i iltizamında olan kazayada, patrik-i mersumun iltizamı dahilinde vaki mahallelerde... ‘Şurut-i metropolidan an iltizam-ı patriklik-i Antakya, Şurut-i piskoposluk an iltizam-ı psikoposluk-i cezire-i Kıbrıs...’

Fatih’in Teşkilat Kanunnamesi millet sisteminin kurucusu Bu kanunname ve diğerlerinde: Gayrimüslimlerin devlet içinde teşkilatlanmasıyla igili bir hüküm yok hangi makamdaki memura hangi hitap biçiminin kullanılacağı yazan bir kanunnamede patrik ve hahamların adı geçmez

Fetihten Sonra Gayrimüslimlerle Münasebetler Fetih öncesi zimmet anlaşmaları ve eman kurumları fethedilen yerlerdeki halkın mal ve can güvenliği sağlanmıştır Fetih’ten önceki imtiyazlar: 1326 Bursa, 1330 İznik, I. Murat Prodromos Manastırı’na verdiği imtiyazlar

II. Murat’ın fethedilen yerlerde tutsak düşenlerin öldürülmemesi Venediklilerin ellerinden alınan mülklerin geri verilmesi Osmanlıların ibadetleri için camiye çevrilmesi gerekli olan bir kaç kilise dışında diğerlerinin Hristiyanların elinde kalması

İstanbul’un Fethi ve Zimmet Anlaşmaları İslam Hukuku’nda bir yerin sulhen ya da anveten fethi arasında hukuki sonuçları açısından fark var gayrimüslimlern hukuki statüsünü belirlemede önemli tarihi bir realite olarak İstanbul anveten fethedilmiştir Ama içeriden yardım alma (Bizanslı Rumlar) yardım eden bu kişilerin haklarının ihlal edilemeyeceği, kiliselerine dokunulmadığı

Yavuz döneminde 3 yaşlı yeniçeri şahitliğinde Hristiyanları müslüman etme, kiliselere el koyma rivayeti Aynı olayın asıl Kanuni döneminde geçtiği, Ebusuud Efendi’nin fetvası

Galata Zimmılerine verilen Ahitname (Zağanos Paşa): İstanbul’un fethi öncesi, Bizans’a yardım etmemeleri kaydıyla yapılan anlaşma bir anlaşma var eskiden olduğu gibi ibadetleri yerine getirme, kalelerinin yakılmayacağı, malları ve mülkleri, köle ve cariyelerinin ellerinde kalacağı, serbestçe ziyaret, cizye vermeleri şartıyla güvenlikleri sağlanacak, kiliseleri ellerinde kalacak fakat yeni kilise yapamayacak ve çan çalamayacaklar, kimse zorla müslüman yapılmayacak...

Metropolit Kanunnamesi:(Fatih Dönemi) metropolit olarak atanacak kişi ödemesi gereken pişkeşi ödediği için atandığı daha önceki metropolitler gibi hareket edebilecek bir takım vergilerden eskiden olduğu gibi muaf

PAtrİklİk ve HAhambaşılıklar

Fetİh Öncesi 5. yy’dan itibaren İstanbul, İskenderiye, Antakya ve Kudüs Başpiskoposlukları Patrik olarak adlandırılırdı Bizans’ta devlet hukuku ve kilise hukuku arasında ayrım yoktu İmparator hukukun tek kaynağıydı, kilise ve tüm tebaanın üzerinde yasama yetkisini kullanırdı

Kilisenin finansmanı; patrik, piskopos ve onların altındaki rahipler gelirlerini halkın bağışlarından yüzyıllarca biriktirilen mülkler 11. yy dan itibaren köylerden alınan vergiler

Osmanlı Döneminde Rum Patrikliği İstanbul Patriği H. 1126 (1714) tarihli berat; her yıl devlete maktu bir meblağ (12 yük akçe) ödemek şartıyla ömür boyu İstanbul patriği olarak atanıyor Bu bölgelerde görevli ruhban (metropolit, piskopos, papas, keşiş, gamnos,kaligoryalar) ve aynı mezhepten diğer zimmıler onu tanıyacak Zorla müslüman yapılmayacak....

İstanbul Rum Patrikhanesinde metropolitlerin kullandığı mühür dörde bölünmüş böylece bir karar için dört metropolitin bir araya gelmesi gerekli Ruhban sınıfının davalarının görülmesi için Divan-ı Hümayun yetkili kılınmıştır

Mısır ve İskenderiye Rum Patrikliği İstanbul Rum Patrikliğine dahil (19.yy ait belgelerde) Antakya Rum Patrikliği İpek(Kosova) ve Ohri(Makedonya Patriklikleri İpek Patrikliği 1557’de Osmanlı tarafından kurulmuş, daha sonra İ.R.P.ye bağlanmış

İstanbul Ermeni Patrikliği İstanbul’da bir Ermeni kilisesinin varlığına gösteren en eski belge 11.yy’nin sonu Fetih’ten önce kilise Kilikya Katolikosluğu yetki alanında 1292 yılına kadar göç; Ermeni Krallığı’nın başkentine göre önce Dvin, Ahtımar, Ani, Zamindia, Sev-Lever, Rhomkla,Sis ve son Eçmiyazin(Erivan yakınlarında) Fetih’ten sonra Sis, Ahtamar ve Kudüs İstanbul’un himayesine girdi

Eçmiyazin Osmanlı dışında kaldı Kudüs İstanbul’un dini konularda üstünlüğünü hiçbir zaman kabul etmemiştir Ortaylı: II. Mehmed’in patrikliği kurdurup başına Bursa Piskoposu Yovakim’i getirmiştir Sanjina: İstanbul Ermeni Patrikliği Ermeni Kilisesinin değil Osmanlı siyaset adamlarının eseriydi. (Ermeniler, Süryani Yakubiler, Kıbtiler, Habeşler bağlı) Rumlarda Metropolit, Ermenilerde Mahlasa

Katolik Patriklikleri Katolikler 19. yy’da millet olarak tanınmıştır Tanınmaya kadar Gregoryen Ermenilerle büyük çekişme yaşanmıştır Hatta Katolik mezhebine geçiş yasaklanmıştır(Roma yanlısı olmakla suçlama) 1722’de Rum Ortodoks Patriği katolikliğe dönmeyi yasaklayan bir ferman almayı başarmıştır 1834’de Hristiyanların mezhep değiştirmesini yasaklayan kanun

H.1230’da (1814) Katoliklere bir piskopos tayin edilmiştir H.1250’de de Patrikliğe çevrilir Patriklik Osmanlı Topraklarındaki tüm Katolikler üzerinde yetkilidir ‘Latin vekaleti’> Latinlerin işlerine bakan vekil Protestan vekil Süryani, Keldani, Melkit ve Maruniler katolik mezhebine dahildir fakat kendi patriklikleri vardır (taşra patr.) Süryani <> Yakubi Süryani

Protestan Cemaati 19.yy’da ortaya çıkmıştır 1840’lı yıllarda İngiltere Kudüs’te Protestan kilisesi inşaası için izin istemiş, 1834 tarihli kanun gerekçe gösterilerek kabul edilmemiştir Kanun 1844’de kaldırılmıştır

1850’de Protestan Vekaleti Zabtiye Nezaretine bağlanmıştır aynı zamanda herhangi bir cemaate bağlı olmadıklarından direk devlet memurlarına müraacat edebilmekteydiler diğer cemaatlere göre ayin ve ibadet hürriyetinde daha serbesttirler

Yahudi Hahambaşılığı Resmi Hahambaşı tayini 1835’de gerçekleşmiştir Tüm Yahudilerin dini lideri olduğunu gösteren bir bilgi yok Yahudiler diğer gayrimüslimler gibi katı bir dini hiyerarşiye sahip değildir küçük cemaatler (kahal) olarak örgütlenmişler, kendi sinagogları, okulu, hastanesi, mezarlığı vardı, bu tarihe kadar hiçbir dini lider ayrıcalığına ihtiyaç duymadan doğrudan devletle münasebetleri yürütmüşlerdir

Yahudiler herhangi bir devletin siyasi desteğine sahip değillerdi Bu durumda devlet içindeki örgütlenmelerini etkilemiştir Öncesinde Hahambaşı yahudilerin temsilcisi olarak Divan’da vardı ama resmi atama yok (Carleton) 1376’da Macaristan’dan, 1394’de Fransa’dan gelen Yahudiler var 14.yy’nin ikinci yarısında Balkanların fethi ile dahil olanlar 1492 ve 1497-98’de İspanya, Portekiz ve Güney İtalya’dan gelen Sefarad Yahudileri

Suriye, Filistin, Mısır ve Mezopotamya’da musta’ribe denilen Yahudiler Edirne’de mevcut olan Yahudi topluluğu Merkezi bir otorite olmaksızın her şehirde eşit rütbede bir hahambaşı ve kahya Osmanlı memurları ile ilişkilerden sorumlular meşhur doktorlar, bankerler ve politikacıların liderliği

çok farklı yerlerden gelmeleri ve farklı dilleri konuşmaları (birlik yok) Cohen: Devlet Kudüs’teki yahudi cemaati ise tek bir grup olarak görmekteydi, Yahudiler tüm cemaati temsilen sözcü atamışlardı (Şeyhülyahud) Devletin resmi bir memuru kabul edilmiyordu Bu kişinin haham olması gerekli değildi (16.yy’nin sonunda bu durum değişir) Vergileri toplama, yetkiliye teslim etme, cemaatin görevli ve kurumlarından sorumlu...

Ruhani Reislerin İdari,Mali,Adli ve Ahval-i ŞAhsiyeye İlişkin HUkuki Yetkileri

İdari Yetkiler İdari Teşkilatlanma: İstanbul, Kudüs, Antakya, İskenderiye, Tur-i Sina Rum Patriklikleri ve Kıbrıs Başpiskoposluğu(Ohri ve İpek P.) Ortodoks Kilisesinde Hiyerarşi: Patrik, metropolit piskopos(patriğin vekili, eyaletlere bakarlar), piskopos Bunların yanında arçbişop, eksarh, yardımcı piskopos Patriklerin yanında devlet tarafından yasakçı adı verilen yeniçeriler refakatçı olarak verilirdi

Ermeni Kilisesi: 1. Ulu Patrik veya Katolikos (Eçmiyazin’de) 2. Patrik veya özel katalikos, eksarh, başpiskopos 3. Arçbişop veya metropolit 4. Bişop Katolikoslar piskoposları ve kutsal mesih yağını kutsarlar (Bu iki yetki sadece Sis ve Ahtamar katolikoslarında vardır)

1857 yılı itibariyle, İstanbul Ermeni Patrikliği’nin 45 piskoposluğu, Sis Katolikosu’nun 13, Ahtımar’ın 2, Kudüs’ün 5 piskoposu vardı İstanbul 65 piskoposluğun üzerinde yetkilidir. İdari yapılanmada Patrikler kendi iltizamları altındaki bölgeyi metropolitler arasında bölmüşlerdir Metropolitlerin rütbeleri eşit değildir; Kayseri, Kuşadası, İznik, Selanik Rutbe-i Ula, Bursa ve Yenişehir Fener Metropolitlikleri Rutbe-i Saniye

Patrikle kendi cemaati arasındaki anlaşmazlıklarda devreye Kadı girmektedir (aynı zamanda Müslümanlarla) Belgelerde İstanbul Rum Patriği’nin imparatorluktaki tüm Rumlar üzerinde yetkili olduğu fakat bu yetkinin nezaret anlamında olduğu söylenmektedir Yine Patriğin cemaat üzerinde tam bir icra yetkisi olmadığını gösteren bir belgede; Patrik kendi cemaatinden birine Patrikhane kethüdası ve başpapası gönderir talepler kabul edilmeyince Padişah’tan bu konu hakkında emir istenir

Patriklerin atanması ve azli Fetihten sonra ilk tayini Fatih yapmıştır (Gennadios’u ataması) Başlangıçta cemaatin görüşü alınarak Padişah atamayı yapardı 16. yy’dan itibaren Sinod (konsey) seçer, devlet atar. seçilecek patriğin güvenilir ve devlete sadık olması Osmanlı ülkesinde doğmuş ve babasının da Osmanlı tebaası olması

Patriğe berat verilir, berat üzerinde Padişah’ın el yazısı ile ‘ mucebince amel oluna’ yazar (hüküm gereğince hareket edilsin) Seçilen Patriğe, yanındaki metropolitlere ve Divan-ı Hümayun tercümanına hilat giydirilir Patrik tebaaya zulmetmeyip, ayinlerine aykırı hareket etmez ya da devlete ihanet etmezse ömür boyu görevde kalır.(istifa etmezse)

Ermeni Patriği seçiminde altı cemaat denilen İstanbul ve havalisinde oturan ruhban, papas, cemaatbaşı, ihtiyarları ve reaya dilekçe verir seçtikleri papasın atanmasını isterler Eçmiyazin Katolikosunda seçim olucağında da hem ordaki cemaat hem de İstanbul’daki altı cemaaat birlikte karar alırlar Rusya ile bu Katolikos Patrikliğ için kendi adayını atamak istediğinde çekişmeler olmuştur Patrikler metropolitlerin azli ve nasbi konusunda yetkilidirler (Kadı denetiminde)

Bazen patrikler halka emirlerin iletilmesinde aracı görevi görmüşlerdir. yine patriklerin bazı istihbari bilgileri devlete, metropolitlerin de istihbari bilgileri patriğe ilettiği görülmektedir başka devletlerin ruhbanlar vasıtasıyla gayrimüslim tebaa içinde nifak çıkarmalarını önlemede çalışmışlardır

Mali Yetkiler prensip olarak Din adamları kar getirici işlerle uğraşmaz vergiden muaftırlar daha sonra değişik vergiler ortaya çıktı; pişkeş 1600lü yıllarda Rum Patriği 200.000 kuruş pişkeş ödüyordu bostancılara da her gün 105 okka et

17.yy’da Ortodoks tebaaın kiliseye ilişkin ödemesi gereken vergiler: Miri rüsum(toprak v.), Patriklik ve metropolitlik vergisi, zeytiye, zarar-ı kassabiye, tasadduk(sadaka), ayasmoz, manastır resmi, panayır ve evlilik vergisi. Ermeni Patriği Hazine-i Hassaya 100.000 akçe, defterdarlığa 140.000, sadrazama 500 kuruş, Sadaret Kethüdasına 250, Çavuşbaşına 200, ve muhtelif kişilere 40

Manastırların öşür ödediklerine dair kayıtlar da vardır Kilise vakıflarından ve ayinlerden sağlanan gelirler; tabak dolaştırma, yardım kutuları, bağışlar, mum satma, dini seremoniler... Yahudi cemaatinin gelirlerinin büyük kısmını gabella gümrük v.>et, şarap, peynir ve tekstil maddelerine) vergisi oluşturur Yahudi cemaati> devlete ve cemaat için ödenen vergiler

Cizye: yıllık olarak a’la, evsat ve edna (Devlete) Gümrük vergileri, avarız, harac, rav akçesi(haham v.), ordu akçesi, resm-i kısmet, celeb akçesi millet liderleri tarafından toplanır, hazineye ödenir Cemaat faaliyetlerini yürütmek için de cemaat üyelerine bir takım vergiler konulmuştur

Adli Yetkiler Gayrimüslimler bir çok konuda Kadı’nın yargılama alanı içindelerdir tercihleri de bu yönde; evlenme, boşanma, aile hakları gibi konularda kendi dinlerinin sert kuralları var Patrikler dini ibadet ve hayır işlerinin yanında, evlilik, boşanma, eğitim, vesayet ve miras gibi konuları da denetliyotlardı (Davison)

Yahudiler davaları şer-i mahkemelere götürmede daha katılar Hahamlar Müslüman mahkemelere gidenleri kınıyorlardı (1558’de aforozla tehdit) Buna rağmen Yahudilerin sık sık Kadı’lara başvurdukları görülür

Zimmılerin şer-i mahkemelere bu kadar çok başvurması; kendilerinin adli bir mekanizmaya sahip olmadığı veya çok zayıf olduğunu gösterir Hristiyanlar davalarda anlaşmazlıklara kesin çözüm bulmak için şer-i mahkemelere giderlerdi, 16-18yy’da Sofya Kadıları Müslümanların zararına olsa bile kanunları kesin uygularlardı(Gradeva)

Ruhani reisler daha çok nasihat eden konumunda ağırlıklarını koyup ihtilafları mahkemeye gelmeden çözmeleri beklenir Cemaat mensupları arasındaki anlaşmazlıklarda taraflar razı olursa patrik ve metropolitler müdahele eder Şer-i mahkemeden sonra taraflar davalarının bir kez de Patrikhanede görülmesini isteyebilirlerdi

Devlet ruhban sınıfı üyelerinin bazıları için özel mahkeme niteliğinde Divan-ı Hümayun’da ya da Şeyhülislam huzurunda davaları gördürmüştür Patrikler, metropolitler, vekilleri, adamları ve piskoposlar Ehl-i örfün haksız müdahalerine karşı önlem

Ceza-i Yetkiler Arşiv kaynaklarına göre; Ruhban sınıfı ve reayadan olsun, suçlara şer-i mahkemelerce İslam Hukuku’na göre ceza verilir Çoğu zaman rahipler Kadılara müracaat etmişlerdir. Patrikler ruhban sınıfı ve zimmıler için uygun gördükleri cezanın verilmesini Devlet’ten talep etmişlerdir.

Sürgün cezası: Sürgüne gönderilen kişinin Patrikhane istemedikçe serbest bırakılmaması talepleri Kalabend etme Küreğe vurma Kulebend etme (manastırın kulesinde hapis) Falaka-değnek cezası

Ahval-i Şahsiye (Özel Hukuk) Alanında Yetkiler Evlenme ve boşanma Patrikler kendi cemaat mensuplarının başka mezheplerden olanlarla evlenmelerini istememektedirler Padişah’tan emir talep etmişlerdir Hristiyanların evlenme ve boşanma için şer-i mahkemeleri tercih ettikleri Katolikler boşanma konusunda yine şer-i m.

Miras (ihtilaf durumunda şer-i mahkemeler) Vasiyet: Başlangıçta ölen ruhban sınıfının mallarına el koyma yetkisi verilmiş, 5000 akçe sınır (mir-i rüsumu karşılayabilmek için) Cemaat mensupları üzerinde yok 11.yy’dan sonra sınırlama yok

Vakıflar: İslam Hukuku’nun tüzel kişiliği tanımaması Gayrimüslimlerin vakıf kurmalarına sınırlama getirilmemiştir (Hanefi mezhebi izin verir) Osmanlı Devleti’nde bir çok manastır ve kilise vakfı vardır Hristiyanlar mallarını vakfedebiliyordu Devlete ait olup kullandıkları arazilerde bu durum geçersiz

Ferdİ hak ve HÜrrİyetler

Din ve Vicdan Hürriyeti İslam Hukuku > ehl-i zimmet, 1355’de esir Selanik Başpiskoposu: Hristiyanların tam bir serbesti içinde olduğunu Biga’da en nüfuslu insan eski Bizans generali Mavrozoumis

İdari makamlara yaptıkları taleplerin dikkate alınması Kadılara rahatça şikayette bulunabilmeleri Her millet aralarında kendi dilini kullanabiliyorlardı Kilise ve manastırlardan haksız yere para toplanması önlenmiştir Türklerin ehl-i kitaba hoşgörülü davranma özelliği

Kanunnamlerde gayrimüslimlerin Müslümanlardan ayrı tutulduğu görülür: Yavuz Sultan Selim Kanunnamesi ve Kanuni’nin Umumi Kanunnamesinde: Hamamlarda ve berberlerde havlu, peştemal ve usturaların ayrı olması

İbadethaneler Hristiyanların yeni kilise yapmaları, çan çalmaları(tahta gong) yüksek sesle ayin icrası, yollara haç dikilmesi (1516 Bosna Sancağı Kanunnamesi) yasak Ebusuud Efendi’nin fetvaları sulhen veya anveten fetih önemli Yahudilere ise yeni ibadethane inşa etme (anveten de olsa) 16.yy’da İslam Hukukuna aykırı olarak bir çok sinagog yapılmıştır (Devlet Başkanı kararı)

Göçeden Yahudilerin Osmanlı topraklarına sulhen girmeleri İstanbul kuşatması sırasında Yahudilerin Bizans’a yardım etmeme taahhütü Fetih’ten itibaren devlet sınırları içinde kilise tamiri için Divan’a başvurulup, hükm-i şerif almak gerekliydi Bulgaristan’da 15. ve 16.yy’da 150 manastırın yeniden inşa edildiği, Atina’da 300 küçük kilise yapıldığı

İbadethane tamirinde yapının kadim veya hadis olma durumu belirleyici aslına birşey eklemeden tamir etme Şeyhülislam alınan fetva ve padişahın izni Gayyrimüslimlerin ibadet yerleri cami ve mescidlerden daha yüksek olamaz Islahat Fermanı’ndan sonra ise yeni kilise inşaaları artmıştır

Gayrimüslimlerin ibadethanelerini camiye çevirme 15. , 16. ve 17 Gayrimüslimlerin ibadethanelerini camiye çevirme 15., 16. ve 17.yy’da gerçekleşmiştir bir yer fethedildiğinde ordaki en önemli ve en büyük kilise camiye çevrilirdi fetih esnasında içinde namaz kılınmışsa orası artık cami olmuştur İstanbul’dan sonra Halep’teki kiliseleri camiye çevirme isteği kabul edilmemiştir cami olmayan yerlerde burdaki kilise camiye çevrilirdi

Fetvalarda görülen; bir köyün tüm ahalisi zimmı ise yeniden kilise yapılabilirdi İslam beldelerinden uzak olan yerlerde, etrafında ehl-i islam olmayan yerler

Gayrimüslimlerin Yerleşim Alanları Mahalleler gayrimüslimlerin Müslümanlarla bir arada oturmalarını yasaklayan bir şer-i hüküm yok Osmanlı’nın iskan politikası > Anadolu’dan Türkleri getirme Fetih’ten sonra İstanbul’a Konya, Karaman, Aksaray, Ereğli ve Kefe’den Ermeni aileler>altı cemaat Mora, İzmir ve Trabzon Rumları, Selanik Yahudileri ve Anadolu Türkmenleri

Genelde şehrin kenar semtlerinde Rum, Ermeni ve Yahudi mahalleleri olarak Bazı semtlerde oturmaları yasak, Eyüp (1582) Kayseri 1583: 72 mahallenin 50’si müslüman 13 Hristiyan, 9 karışık Amasya 1547: 47 mahallenin 6’sı karışık

Erzurum 1591: 20 mahallenin 4’ü karışık Trabzon ve Lefke

Müslüman mahallelerinde gayrimüslimlerin oturması cemaati azaltmama şartı bu durumda mülk sahibi de olsalar evlerinden çıkartılırlardı camilerin etrafındaki evleri satın almamaları 18.yy’ın sonlarında çıkarılan emirlerde; İstanbul’da Müslümanların evlerini gayrimüslimlere satması yasaklanmıştır İstanbul dışında tabi beldelerde ve boğazın iki yakasında arazilerin satışı yasaklanmıştır

gayrimüslimlerin evlerinin Müslümanlardan yüksek olmaması 18. yy’a ait belgelerde Müslümanların evleri oniki, gayrimüslimlerin 9 zira yükseklikte III. Selim devrine ait bir fermanda; gayrimüslimlerin evlerinin siyah olması istenmiştir

Gayrimüslimlerin İcra Ettikleri Görevler I. Murat’ın ordusunda Hristiyan kuvvetler Tercümanlık (Divan-ı Hümayun); Fener Rum Beyleri Yunan isyanından sonra kaldırılmıştır (II. Mahmut) Donanmada nefer, maslahatgüzar, son dönemlerde vezir ve vali Ermeniler sanatkar; kiremitçiler, kalemkarlar, keresteciler, ipek, keten dokumacılığı, nakış işleme ve terzilik,saray kuyumcuları.. 19.yy’da Ermeni Hariciye Nazırları

Kethüdalık, kalfalık, iskele ve gümrük eminliği, mültezimlik... Saray doktorlarının hepsi Yahudi Kasaplık

Köle Edinme ve Kıyafete İlişkin Düzenlemeler Müslüman olmuş cariyelerin sadece Müslüman taliplilere verilmesi (Bursa İkizce Hassı Kanunnamesi) Zimmılerin köle ve cariye kullanmamaları, muhalif davrananlara hapis cezası (Ebusuud Efendi) Müslüman köle almamaları (rencide) Son dönemlerde izin verildiği görülmektedir

II. Murat’ın Makedonya fethi sonrası fermanı: Hristiyanlar mavi, Yahudiler sarı başlık ve uzun elbise Müslümanların parlak, açık renkli elbiseler, sarık beyaz, ayakkabılar sarıdır Ermenilerin şapka ve ayakkabıları kırmızı, Hristiyanlar siyah şapka (tülbend sarma yasak) gayrimüslim kadınların ferace giymesi yasak 16.yy’da Türkler beyaz, Yahudiler sarı, cerrah olanlar kırmızı sivri külahlar

Yahudi ve Hristiyanların Müslüman gibi giyinmemeleri önemli Edirne Kadısı’na gönderilen hükümde: Gayrimüslimlere ipek kaftan, skarlet çuka, sahtiyan ayakkabı, ince sarık(tülbend) sarma yasak Yahudilerin Selanik çukası ve kara pabuç giymeleri gerektiği iyi libas giymeleri yasak

Meyhaneler ve İçki İmalatı Gayrimüslimlerin meyhane açabilmeleri (sıcak bakılmama) ve şarap içmeleri kabul edilmiş kayıt altında tutulmuştur Fatih dönemi İstanbul Gümrüğü Kanunnamesi: Ermeni ve Yahudilerin getirdikleri şıraları amiller vasıtasıyla ve ancak onların denetiminde taşıyacakları, ancak kendi mahallelerindeki meyhanelerde satabilme (vergi alınması) evlerinde satarlarsa bunlara el konulacağı

II. Bayezid’in 1507 tarihli içki yasaknamesi: şehir, kasaba ve köylerde düğün ve toplantılarda aleni içki içme yasak Ebusuud Efendi; fesat çıkarmamak kaydıyla evlerinde bulundurabilirler, Ehl-i İslama satış yasak > şarap içmekten men etme, şarapları dökme, 1559’da Bursa Kadı’sına gönderilen emirde: meyhanelerin men edilmesi ve şehre alenen şarap sokulması yasak

Ehl-i İslam mahallelerinde kadim veya sonradan ihdas olunmuş meyhanelere izin verilmediği (hükümlerde) Cami ve mescid arasında mevcut tüm meyhaneler yasaklanmıştır Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un tüm meyhanelerini kapattırarak şarap eminliğini kaldırdığı hükmü 19.yy başlarında meyhaneler dışında mahalle aralarında ve dükkanlarda içki satışı yasaklanmıştır

Gayrimüslimlerin binek hayvan ve silah kullanmaları: (isyan ve fesat çıkarma önlemi) Çarşıda ata binerek Müslümanlardan daha gösterişli hale gelmeleri yasak Tabip ve Ruhban sınıfı muaf, devlet görevleri ve madenciler de Çingenelerde ata binme ve kısrak besleme yasa

Mali Mükellefiyetler Tekalif-i Örfiye: Gayrimüslimlerin birtakım faaliyetlerine veya verilen izinler için konulmuş vergiler Zarar-ı Kassabiye Yuva Haracı: Rençberlik için İstanbul’a gelip 6 aydan fazla kalanlar Yahudiler’in avarız ve kürekçi akçesi, yave akçesi, rav akçesi

Cizye: askerlik hizmeti karşılığında alınan vergi Maktu cizye: fetih zamanında sulhen tayin edilirdi, Ale’r-rüus cizye: herkesin mali gücü gözönüne alınarak, adam başı zenginlerden yıllık 48 dirhem, orta hallilerden 24 dirhem, fakirlerden 12 dirhem Islahat Fermanı ile cizye kaldırılır, bedel-i asker alınır

Değerlendirme: Gayrimüslimlerle ilişkiler İslam Hukuku çerçevesinde literatürde yaygın olan ‘otonom millet sistemi teorisi’ yerine Ruhani iltizam sistemi

Devletin dini kurumlara ve din adamlarına saygılı tavrı ama bu tavır kesinlikle devlet otoritesini kaybetme anlamına gelmez Ruhani reislerin maddi bir cezalandırma yetkisi yoktur, bunu ancak Padişahın izniyle yapabilirler

Teşekkürler Şeyda ÖZYÜREK