ETKİLİ AİLE İLETİŞİMİ SEMİNERİ
Nasıl Bir Çocuk Yetiştirmek İstiyorsunuz?
EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR
Aile Tutum Modeli SEVGİ Kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir.
... Çocuklarınızı devriniz için değil, onların devirleri için yetiştiriniz ...
GELECEĞİN SUÇLUSUNU YETİŞTİRMENİN EN BASİT KURALI : Yemeğimi yedir Hemen yediriyorum Bana tabanca alın Alırım Bilgisayarımı değiştirin Hemen değiştirelim Okula gitmek istemiyorum Tamam istemiyorsan gitme GELECEĞİN SUÇLUSUNU YETİŞTİRMENİN EN BASİT KURALI : Daha küçükken çocuğa istediği her şeyi vermeye başla! Bu şekilde o herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır.
ÇOCUĞUM BENİ HİÇ DİNLEMİYOR ! PEKİ; SİZ ÇOCUĞUNUZU DİNLİYOR MUSUNUZ!
S A Y G I YETİŞKİNLERDEN AÇILAN BİR YOLLA ÇOCUĞA GİDER VE ÇOCUKTAN YETİŞKİNLERE GERİ DÖNER ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ SEVENLERE DEĞİL, KENDİLERİNE SAYGI DUYANLARA SAYGI GÖSTERİRLER...
OKUL BAŞARISI AİLE BEKLENTİSİ Kaldırmanı istiyorum ! OKUL BAŞARISI AİLE BEKLENTİSİ Ayvayı yedim !!!
Gece gündüz ders çalışacaksın ve sınavı kazanacaksın!
Yargılamayın “Sen zaten hep böylesin” İstediğiniz gibi davranmadığında bu sizde öfke yaratabilir ve buna engel olamadığınız anda aklınıza gelen şeyleri söylemeye başlarsınız; biraz düşündüğünüzde nasıl farkında olmadan bazen yargılayıcı bir dil kullandığınızı görebilirsiniz. Öfkenizi kontrol edebilirseniz olayın birden fazla sebebi olabileceğini görme şansınız artar. Bu sayede ne siz yaptığınızdan dolayı pişmanlık duyarsınız ne de çocuğunuz “Ama ben bunu hakketmedim” hissini yaşamaz. “Sen zaten hep böylesin”
Konferans vermeyin “Ben senin yaşındayken ne doğru dürüst oyuncağım vardı ne de böyle bilgisayar falan filan..Hiç kıymetini bilmiyorsun; halbuki biz....” En sevdiğimiz şeylerden biri kendi geçmişimizden bahsetmek: “Ben senin yaşındayken ne doğru dürüst oyuncağım vardı ne de böyle bilgisayar. Hiç kıymetini bilmiyorsun; halbuki biz....” Deneyimlerinizi çocuklarınızla paylaşmanız önemli ancak bunlar nasihat tarzında olduğu anda çocuğunuzun kapıları size kapanıyor ve iletişiminiz daha başlamadan bitmiş oluyor.
Tehdit etmeyin “Eğer dediğimi yapmazsan...” “Hele bir dediğimi yapma, ben bilirim yapacağımı sana!” ya da “Sınıfı geçmezsen tatil de yok!” veya “Dersini bitir yoksa televizyon yok!” gibi. Tehdit o an için çocuğunuzu sadece korkutmaya yarar; ama etkili olmaz çünkü “tehdit”tir. Söylediğiniz şeyi gerçekleştirmediğinizde de yaptığınız her türlü uyarının zamanla ciddiye alınma olasılığı düşer. En önemli nokta çocuğunuzla olan iletişim dilidir. Eğer ne istediğinizi ve bunu neden istediğinizi ona anlatır; beklentilerinizi onun potansiyeline göre belirlerseniz çocuğunuzun bunları yerine getirme olasılığı artar. “Eğer dediğimi yapmazsan...”
Emir vermeyin “Ne diyorsam onu yap, soru sorma” Siz kendinizi düşünün, biri size emir verdiğinde ya da o tarzda konuştuğunda neler hissediyorsunuz? İstediğiniz şeyin nedenini açıklamanız çok önemlidir. “Ne diyorsam onu yap, soru sorma”
Dinleyin Çocuklarınızın neler yaptığını, arkadaşlarının kimler olduğunu ve ilgilerinin neler olduğunu bilmek için düzenli olarak aile görüşmeleri yapın. Onu DİNLEYİN. İhtiyaçlarına karşı duyarlı olun ama aile içindeki liderliğinizi koruyun. İyi vakitleri paylaşın, problemleri beraber çözün. Madde kullanımına yöneltebilecek olan korkularını ve streslerini hafifletmek için onlarla ilgilendiğinizi göstererek güven verin.
Örnek olun Kendi kendinize evde ilaç kullanmayın. Medikal ilaçların kullanımını sınırlandırmazsanız çocuğunuza problemlerin çözümü için ilaç alınması gerektiği mesajını VERMEMİŞ olursunuz. Aynı şekilde alkol ve sigara kullanımınızı da ev içinde sınırlayın. Çünkü herhangi bir maddeye bağımlılık, bir başkasının kullanımını kolaylaştırır.
Arkadaşlarını tanıyın Ergenlik döneminde ön plana çıkan ve gencin hayatında çok önemli yeri olan arkadaşlarının nasıl insanlar olduklarını bilmek önemlidir. Ancak bunu öğrenirken dozu kaçırmamak; gencin özel hayatını ortadan kaldırmamak gerek. Kısaca, terazide bir denge sağlamalısınız.
“Hayır” demesini öğretin Israrlarla başa çıkması için çocuğunuza “Hayır diyeceksin o kadar” demeniz asla yeterli olmayacaktır, çünkü sorun zaten “hayır” diyebilmektedir. Önemli olan nokta verdiği kararlarda arkadaş grubunun baskısının nasıl rol oynadığını ve sadece bu baskıya göre karar vermesinin sonuçlarının kritik olabileceğinin farkına varması önemlidir. Bazı hayali zor durumlar üzerinde konuşup değişik çözüm yolları ve onların sonuçlarının neler olabileceği üzerinde konuşmanız –ancak yorum yapmayıp sadece vurgu yapmanız önemli-faydalı olacaktır. “Hayır, teşekkür ederim” birkaç kere tekrarlanması; “Ya başka işim vardı, kusura bakma ya..” bahane uydurma; “Başka sefere belki, sağol” atlatma; “Hayır, sağol; ha bu arada sen o işi bitirdin mi?” konu değiştirme; “Hayır, sağol; ben gitmeliyim, görüşürüz sonra” ortamdan uzaklaşmak gibi yöntemleri denemesini teşvik etmek işinize yarayacaktır.
Unutmayın! Yargılamayın Konferans vermeyin Tehdit etmeyin Sorgulamayın Teşhis koymayın Emirler vermeyin Dinleyin. Konuşun. Örnek olun. Arkadaşlarını tanıyın. “Hayır” demesini öğretin Öğrenmesine yardım edin. Açık olun. Konuşmalarındaki sözel olmayan ipuçlarına dikkat edin. Alkol, sigara ve maddeler hakkında çocuğunuzla konuşun, konuşmak size zor geliyorsa çocuğun güvendiği ve değer verdiği bir diğer yetişkinden yardım alın. Maddelerle ilgili duyduğunuz sıkıntınızı, korkularınızı onunla paylaşın. Beklentileriniz çocuğunuzun yaşına ve yapısına uygun olsun, çünkü çocuğun karşılayamayacağı yüksek beklentiler, çocukta strese neden olur ve bu da madde kullanımına yönlendirebilir.
Sınırlar... Her çocuğun sınırlarını bilmeye ihtiyacı vardır. Sınırlar çocuğun kapasitesini aşmamalı. Koyduğunuz sınırlar açık ve anlaşılır olmalı. Kurallarınız çocuğa ne yapmamasını söylediği kadar ne yapması gerektiğini de söylemeli. Sınırlarınız geniş olsun ama bunları tutarlı ve “deliksiz” tutun. Çocuklar bazen neyi yapmalarının doğru olacağı konusunda karar vermekte zorlanırlar. Karar vermek için uyması gereken kuralları ve sınırlarını bilmeye ihtiyacı vardır. Beklentinizin aşırı olması çocuğun kendini başarısız hissetmesine sebep olur. beklentinizi potansiyelin altında tutmanız da kendine olan güvenini sarsabilir. “Odanı topla.” demekle “Her sabah kalktığında yatağını toplayıp gece yatmadan önce giysi ve eşyalarını dolabına kaldırmanı istiyorum.” demek arasındaki fark açık. Çocuk kendinden beklenenin ne olduğunu anladığından buna uymakta zorlanmayacaktır. “Caddede oynama” yerine “Oyun parkında oyna, cadde de değil” demek ona neyin yapılabileceğini söylediğinden sınırların daha anlaşılır olmasını sağlayacaktır. Sınırları koyarken çocuğu çok fazla sıkmamaya dikkat edin. Onun da kabul ettiği ortak bir çizgi yakalamaya çalışın. Eğer çocuk aynı kuralla ilgili her gün başka bir tutum görüyorsa bu hem sınırlara olan güvenini hem de ebeveynlerine duyduğu saygıyı yitirmesine sebep olacaktır. Bu yüzden anne babanın da koyulan kurallar hakkında hem fikir olması ve birbirinden farklı hareket etmemesi gerekir. Sınırları aşmasına bir kere bile izin vermeniz bu, sınırların delinebileceğini gösterir. Bundan sonra çocuk hep sınırlarını delmeyi deneyecektir.
MUCİZE BEKLEMEYİN… ÇÖZÜM SİZSİNİZ !...
Sevgiden yoksun çocukların. büyümesi,. yürümesi,. konuşması gecikir Sevgiden yoksun çocukların * büyümesi, * yürümesi, * konuşması gecikir. * Zeka düzeyinde gerileme olur.
Sağlıklı ilişkilerin sağlanmasında en önemli engellerden biri, sorunun kimde olduğunun anlaşılamamasından kaynaklanır.
SORUN KİMDE? ÖDEVİNİN ZOR GELMESİ KİLOLARINDAN YAKINMASI SORUN KARŞIDA SORUN ÇOCUKTA ÖDEVİNİN ZOR GELMESİ KİLOLARINDAN YAKINMASI ÖĞRETMENİNE KIZMASI ARKADAŞLARI TARAFINDAN İSTENMEMESİ ARKADAŞI OLMADIĞI İÇİN ÜZGÜN OLMASI ANNE BABA KONUŞURKEN GÜRÜLTÜ YAPMASI ELBİSELERİNİ OTURMA ODASINDA BIRAKMASI EVDE FUTBOL TOPUYLA OYNAMASI ÇALIŞMA MASASININ ÜZERİNİ ÇİZMESİ ANNE BABANIN ACELESİ VARKEN YAVAŞ HAREKET ETMESİ ÇOK YÜKSEK SESLE MÜZİK DİNLEMESİ
ALIŞTIRMA (SORUN KİMDE?) Çocuğun oyun oynayacak arkadaşı olmadığı için üzülmesi. 2. Yetişkin telefonda konuşurken çocuğun gürültü yapması. 3. Çocuğun pis ayakkabıları ile salona dalması. 4. Çocuğun arkadaşı tarafından reddedilmesi. 5. Çocuğun fazla şişman olduğu için mutsuz olması.
SORUN ÇOCUKTAYKEN İletişimi çocuk başlatır. Ana/baba dinleyendir. Ana/baba danışmandır. Ana/baba çocuğa yardım etmek ister. Ana/baba çocuğun kendi çözümünü bulmasını kolaylaştırır. Ana/baba çocuğun çözümünü kabul eder. Ana/baba öncelikle çocuğun gereksinmeleri ile ilgilidir. Ana/baba daha çok edilgendir. SORUN ANA-BABADA İKEN İletişimi ana/baba başlatır. Ana/baba konuşandır. Ana/baba etkileyendir. Ana/baba kendisine yardım etmek ister. Ana/baba içini dökmek ister. Ana/baba kendi çözümünü bulmalıdır. Ana/baba bulduğu çözümden kendisi hoşnut olmalıdır. Ana/baba öncelikle kendi gereksinimiyle ilgilidir. Ana/baba daha çok etkindir.
SORUN ANA/BABANIN İKEN; DOĞRUDAN ÇOCUĞU DEĞİŞTİRMEYİ DENEYEBİLİR. ÇEVREYİ DEĞİŞTİRMEYİ DENEYEBİLİR. KENDİNİ DEĞİŞTİRMEYİ DENEYEBİLİR.
3) KAPI ARALAYICILAR VE KONUŞMAYA AÇIK DAVET Çocuklar duygularını dile getirmekte zorluk çekerler. Konuşmak için yüreklendirilmek isterler. Örnekler: O konuda konuşmak ister misin? Düşüncelerin ilgimi çekiyor. Duygularını merak ediyorum. Bu konuda neler düşünüyorsun? 4) ETKİN DİNLEME -Çocuğun iletisinin geri yansıtılmasıdır. Örnekler: 1)Ç: Yarın arkadaşımın doğum günü partisine gitmek istemiyorum. A/B: aranızda bir sorun var galiba. Ç:Ondan hoşlanmıyorum, onun da benden hoşlanmadığını düşünüyorum. 2)Ç:Çok aptalım.Matematiği hiç öğrenemeyeceğim. A/B:Yeteri kadar akıllı olmadığını düşünüyorsun, bunun için öğrenemeyeceğini düşünüyorsun. Ç: Evet
3) KAPI ARALAYICILAR VE KONUŞMAYA AÇIK DAVET Çocuklar duygularını dile getirmekte zorluk çekerler. Konuşmak için yüreklendirilmek isterler. Örnekler: O konuda konuşmak ister misin? Düşüncelerin ilgimi çekiyor. Duygularını merak ediyorum. Bu konuda neler düşünüyorsun? 4) ETKİN DİNLEME -Çocuğun iletisinin geri yansıtılmasıdır. Örnekler: 1)Ç: Yarın arkadaşımın doğum günü partisine gitmek istemiyorum. A/B: aranızda bir sorun var galiba. Ç:Ondan hoşlanmıyorum, onun da benden hoşlanmadığını düşünüyorum. 2)Ç:Çok aptalım.Matematiği hiç öğrenemeyeceğim. A/B:Yeteri kadar akıllı olmadığını düşünüyorsun, bunun için öğrenemeyeceğini düşünüyorsun. Ç: Evet
Çocuğun herhangi bir gereksinimi engellenmişse, sorunu var demektir. Çocuğun sorunu olduğunda anne-babanın etkin dinlemesi için en uygun zamandır. Çocuğunuz sorun yaşıyorsa etkin dinleme ile, ona kendi sorunlarına çözüm bulma konusunda yardım edebilirsiniz. Ancak sorun anne babanınken etkin dinleme uygun değildir. Etkin dinlemenin aşırı kullanılması, ya da uygun zamanda ve durumda kullanılmaması da işlerlik sağlamaz.
ETKİN DİNLEYEBİLMEK İÇİN Çocuğun söylediğini duymak istemelisiniz. Bu onun için zaman ayırmak anlamına gelir. Zamanınız yoksa bunu çocuğunuza söylemelisiniz. O andaki soruna gerçekten yardımcı olmayı istemelisiniz. İstemiyorsanız, daha uygun bir zamanı bekleyiniz. Sizin duygularınız ne kadar farklı olursa olsun, onun duygularını kabul etmelisiniz. Çocuğunuza kendi sorunlarını kendisinin çözebileceği konusunda güvenmelisiniz. Çocuklarınız kendi sorunlarını kendileri çözdükçe, kendilerine olan güvenleri artacaktır. Duygular sürekli değil, geçicidir. Çocuğunuzun sorunları olduğunda onun yanında olmalısınız, fakat sorununu kendisinin çözmesine izin vermelisiniz. Çocuğunuzun nasıl hissettiğini onun görüş açısından empati kurarak anlamaya çalışın.
SORUNLARINIZI ÇÖZERKEN; ADIM: SORUNU /SORUNUN NE OLDUĞUNU TANIMLAYIN. NE OLDU? SORUN NEDİR? ADIM: DUYGULARI AÇIKLIĞA KAVUŞTURUN. NE HİSSEDİYORSUN? .................. NE HİSSEDİYOR? ADIM: SONUÇLARI AÇIKLIĞA KAVUŞTURUN. SEN BÖYLE YAPINCA NE OLDU? ADIM: SONUÇLARLA İLGİLİ DUYGULARI AÇIKLIĞA KAVUŞTURUN. BU SONUÇ KARŞISINDA SEN NE HİSSETTİN? (SANA VURUNCA SEN NE HİSSETTİN?) ADIM:ÇOCUĞA ALTARNATİF ÇÖZÜMLER ÜRETMEYE TEŞVİK EDİN. – BU SORUNU ÇÖZMEK İÇİN FARKLI BİR ÇÖZÜM YOLU DÜŞÜNEBİLİR MİSİN? - İKİNİZİN DE KENDİNİ KÖTÜ HİSSETMEYECEĞİ ÇÖZÜM YOLU NE OLABİLİR? ADIM: ÇOCUĞU; HER ÇÖZÜMÜ DEĞERLENDİRMEYE TEŞVİK EDİN. – BU İYİ BİR FİKİR Mİ? YOKSA DEĞİL Mİ? İYİ İSE “ ÖYLEYSE GİT BUNU DENE” İYİ DEĞİLSE “FARKLI BİR ÇÖZÜM DÜŞÜNMELİSİN” 7. ADIM: ÇOCUĞUN DÜŞÜNMÜŞ OLMASINDAN ÖVGÜ İLE SÖZ EDİN. ÇÖZÜM İŞE YARARSA “HERŞEYİ KENDİN DÜŞÜNDÜN. SEN İYİ BİR SORUN ÇÖZÜCÜSÜN.” ÇÖZÜM İŞE YARAMIYORSA; “FARKLI BİR ÇÖZÜM BULMALISIN. SENİN İYİ DÜŞÜNEN BİRİ OLDUĞUNU BİLİYORUM”
ÖRNEK: DURUM: CAN ABLASI İLE KİTABI PAYLAŞAMAZ. BABA: “NE OLDU? SORUN NEDİR? CAN: ABLAM KİTABI GÖSTERMEK İSTEMİYOR. ÖNCE BEN ALMIŞTIM. BEN ALMAK İSTEYİNCE BENİ İTTİ. BABA: GÜLÇİN SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN? GÜLÇİN: HAYIR ÖNCE BEN ALMIŞTIM. BABA:PEKİ GÜLÇİN SEN CAN’I İTİNCE NE HİSSETTİN? GÜLÇİN: ÜZÜLDÜM .YAPMAMALIYDIM. AMA KİTABI ASILMAMALIYDI. BABA: CAN ABLAN KİTABI VERMEYİNCE SEN NE HİSSETTİN? CAN:ONA ÇOK KIZDIM. BABA: KİTABI BÖYLE İKİNİZDE AYNI ANDA ÇEKİŞTİRDİĞİNİZDE NE OLUR? GÜLÇİN:YIRTILABİLİR. BABA:İKİNİZİNDE KİTAPTAN YARARLANMAK İÇİN BAŞKA, DAHA FARKLI NE YAPABİLİRSİNİZ? CAN: ÖNCE BEN BAKARIM. SONRA ABLAMA VERİRİM. GÜLÇİN: İKİMİZDE AYNI ANDA BAKABİLİRİZ. BABA:AFERİN. HADİ ÖYLEYSE DENEYİN. HERŞEYİ KENDİNİZ DÜŞÜNDÜNÜZ. SİZİ KUTLARIM.