SULTAN AHMET CAMİİ
17.Yüzyılın iki önemli eserinden biri olan Sultanahmet Camii, Sinan’dan sonra Türk mimarlığının meşalesini ele alan Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’nın ellerinde yükselirken Sinan’ın Şehzade Camii, göz önünde tutulmuş, ancak onun şeması çok ileriye götürülmüştür. Bilindiği gibi caminin banisi Sultan I.Ahmet genç yaşta, henüz 14 yaşında iken Osmanlı tahtına 14.hükümdar olarak oturmuş ve 14 yıl saltanat sürdükten sonra 1617 de vefat etmiştir.
EYÜP CAMİİ
Eyüp Sultan Camii dikdörtgen planda, mihrabı çıkıntılıdır Eyüp Sultan Camii dikdörtgen planda, mihrabı çıkıntılıdır. Merkez kubbe altı sütun ve iki filayağına müstenit kemerlere yaslanır, etrafında yarım kubbe, ortasında Eyüp Sultan türbesi, sandukasının ayak ucunda bir pınar, avlu ortasında asırlık bir çınar bulunmaktadır. 1458'den sonra çeşitli defalar tamir gören caminin minarelerinin boyu önceleri kısaydı, 1733'de yeni uzun minareler yapıldı. 1823'de deniz tarafındaki minare, yıldırımla hasar gördügü için yeniden inşa edildi. Cümle kapısı önündeki Sinan Paşa kasrı 1798'de yıktırılmıştır. Yerinde ulu bir çınar ağacı gölgesinde etrafı parmaklıklı bir set ve çimen sofa vardır. Parmaklığın dört köşesinde dört çeşmecik bulunur. Bunlara hacat çeşmeleri, kısmet çeşmeleri denir. Tamir edildikten sonra camiyi açıp namaz kılan Sultan III. Selim Mevlevi olduğu için parmaklıkların üzerinde mevlevi sikkeleri vardır.
SÜLEYMANİYE CAMİİ
Süleymaniye, onu yaptiran hükümdar kadar muhtesem Süleymaniye, onu yaptiran hükümdar kadar muhtesem! Istanbul'un yedi tepesinden birinin yamacinda, o tepeyi asan bir dag gibi heybetli. Yalniz çevresine degil, bütün Istanbul'a hükmediyor. Bütün Istanbul'u kucakliyor. Bugün Istanbul'da yükseklikleri Süleymaniye'yi asan binalar var. Hanlar, apartmanlar var. Ama bütün bunlar Süleymaniye'ye nispetle ne kadar silik. Ne kadar küçük! Çünkü Süleymaniye'nin ihtisami yalniz boyutlarinda degildir.Dünyanin en kudretli hükümdarinin emriyle, dünyanin en büyük mimari tarafindan, dünyanin en güzel sehrine yaptirilan anit, elbette böylesine muhtesem olacakti. Kanuni Sultan Süleyman böyle olmasini istemisti. Yaptiracagi caminin dünyanin herhangi bir yerinde daha evvel yapilan camilerle ve öteki mabedlerle ölçülemeyecek kadar muhtesem olmasini arzu etmisti.Mimarbasi Koca Sinan bu emri alinca Ayasofya'dan daha güzel bir mabed yapma firsati buldugu, bu imkana kavustugu için, kivançla, sevk ve heyecanla ise koyuldu. Önce, bu bugünkü üniversitenin bulundugu yerdeki sarayin kuzeyinde, Istanbul'un üçüncü tepesinin yamaci idi. Sonra, hayal ettigi mebedin resmini çizip padisaha gösterdi ve boyutlari hakkinda yaklasak bilgiler verdi. Kanuni tasariya begenmisti.
FATİH SULTAN MEHMET CAMİİ
1609-1616 yılları arasında sultan I 1609-1616 yılları arasında sultan I. Ahmet tarafından İstanbul'daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılan cami. Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami yani Blue Mosque olarak adlandırılır. Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır. Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate şayan en önemli yanı, İznik çinileriyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir Caminin yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur