SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU ÖLÜM SİGORTASI Osman Nuri Alkan Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans
giriş Ölüm sigortası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Dördüncü Bölümü’nün “Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri” alt başlığının 32. maddesi vd. hükümlerinde düzenlenmiştir. Ölüm sigortasının kanunumuzda yer almasının sebebi, sigortalıların ölmesi durumunda geride bıraktıkları hak sahiplerinin destekten mahrum kalmaları sebebi ile mağdur olmasını önlemektir. Bu nedenle ölüm sigortası kapsamında hak sahiplerine sosyal yardım sağlanması amaçlanmıştır. Ölüm sigortasından sağlanan yardımlar ölüm aylığı, ölüm toptan ödemesi, evlenme yardımı ve cenaze yardımıdır.
Ölüm sigortasının uygulanabilmesi için iş kazası veya meslek hastalığı dışında bir sebeple ölümün gerçekleşmesi gerekmektedir. Sigortalının bir trafik kazası sonucu, bir cinayet sonucu, bir rahatsızlık sonucu veya intihar sonucu ölüm gerçekleşmişse ölüm sigortası devreye girecektir . Ancak ölüm iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde ortaya çıkmışsa bu durumda ölüm sigortasının olaya uygulanma imkânı bulunmayacaktır . Bu şekilde ölümün gerçekleşmesi halinde iş kazası ve meslek hastalığı sigortasının uygulanması gerekecektir.
SUNUM PLANI Ölüm Sigortasından Faydalanabilecek Kişiler Ölüm Sigortasından Yararlanma Şartları Ölüm Aylığının Başlangıcı, Ölüm Sigortasının Hak Sahiplerine Paylaştırılması, Ölüm Sigortasından Yararlanılan Diğer Yardımlar Ölüm Sigortasından Elde Edilen Gelir Ve Aylıkların Birleştirilmesi, Ölüm Sigortası Geliri Ve Ödeneklerinde Zamanaşımı Süresi
1) ÖLÜM SİGORTASINDAN FAYDALANABİLECEK KİŞİLER 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ge Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması başlıklı 35. maddesinin «Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar» ifadesini kullanmıştır. Kimlerin açıkça hak sahibi olduğuna değinmemiş <hak sahibi> kavramı kullanmıştır. İlgili kanunun 3. maddesinin yedinci bendinde hak sahipleri, sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade eder.
Aynı zamanda ilgili kanun ölüm aylığından faydalanılması için olumsuz şartlar da getirmiştir. Buna göre, kanunun 56. maddesine göre; “Ölen sigortalının hak sahiplerinden; a) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirdiği , b) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları, hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunan kişilere gelir veya aylık ödenmez.
A) EŞ İÇİN AYLIK BAĞLANMASI Sigortalının eşinin ölüm aylığı alabilmesi için ölüm tarihinde sigortalı ile eşi arasında Türk Medeni Kanunu esaslarına göre resmi nikâhın bulunması gerekmektedir. Arada resmi evlilik bağı yoksa birlikte yaşama hak sahibi sıfatını taşımasını sağlamayacaktır . Örneğin kişiler arasında resmi olmayan nikahın bulunması veya karı koca hayatı yaşamaları hak sahibi olmak için yeterli sayılmayacaktır . Dul eşin aylık alabilmesi için tekrar evlenmemesi gerekmektedir. Dul eşin sigortalı veya sigortasız bir işte çalışması veyahut sosyal güvenlik kurumlarından gelir alması, aylık bağlanmasını etkilemez ancak kendisine ödenecek aylığın miktarını etkileyecektir .
B) ÇOCUK İÇİN AYLIK BAĞLANMASI Ölüm aylığının bağlanabilmesi için sigortalının baba olması halinde çocuğun evlilik birliği içinde dünyaya gelmesi veya eş tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş veya babalık hükmüne bağlanmış çocuklar açısından hak sahibi olduğu kabul edilmektedir. Sigortalının kız ve erkek çocuklarının sigortalı bir kadından doğmaları halinde doğum ile anneleri yönünden hak sahibi olmaları mümkün olacaktır. Sigortalının kız ve erkek çocuklarına kanunun m.5/1 a, b ve c bentlerine tabi olarak iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasına göre çalışmaları hariç kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olmaları halinde belli şartların varlığı durumunda ölüm aylığı bağlanabilecektir. Yargıtay vermiş olduğu bir kararında 18 yaşını doldurmuş çocuğun halihazırda ölüm aylığı için gerekli olan şartların bulunup bulunmadığını re’sen araştırmadan doğrudan ölüm aylığını kesilmesini hukuka aykırı bulmuştur.
ERKEK ÇOCUKLARINA AYLIK BAĞLANMASI Erkek çocukların ölüm sigortasından faydalanması hususu kanunun 34. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre, kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan; 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanlar ölüm sigortasında hak sahibi olarak kabul edilirler. Orta öğrenimin 20, yüksek öğrenimin 25 yaşından önce bitirilmesi halinde ölüm aylığı belirtilen yaşın gelmesi beklenmeden kesilmesi gerekecek eğer kesilmezse çocuktan fuzuli ödenen aylıklar geri istenebilecektir . Bununla birlikte erkek çocuklar için açıkça evliliğin, sigortanın kesilmesi sebebi olacak belirtilmediği için aylıkları kesilmeyecektir.
KIZ ÇOCUKLARINA AYLIK BAĞLANMASI Kız çocuklarına aylık bağlanması için kanunun 34. maddesine göre, yaşları ne olursa olsun evli olmaması, evli olmakla beraber sonradan boşanması veya dul olması gerekmektedir. Kız çocuklarına ölüm aylığının bağlanması için yaş koşulu aranmamış olup yalnızca evli olup olmaması ve kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla kız çocuğu evli olmasa dahi geçimini sağlayacak bir geliri varsa ölüm aylığı bağlanması halinde durumu bildirmemiş olması hainde kuruma karşı sorumlu olacaktır.
ANNE VE BABAYA AYLIK BAĞLANMASI Kanunun 34/1-d maddesine göre, anaya ve babaya ölüm aylığı bağlanabilmesi için; Her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirin asgari ücretin net tutarından az olması Diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması Anne ve babanın 65 yaşın altında olması halinde hak sahibi eş ve çocuklardan artan hissenin bulunması. Eğer anne ve baba 65 yaşın üzerindeyse hissenin artıp artmadığına bakılmaz.
4/1-a veya 4/1-b kapsamındaki sigortalılardan 2008 Ekim ayından itibaren sigortalının ölümünden itibaren ölüm geliri/aylık talebinde bulunan ana ve babalar ile ilgili öncelikle 65 yaşından küçük ana ve baba için artan hissenin bulunup bulunmadığı incelenecek, elde edilen bilgiler dâhilinde artan hisse bulunmamakta ise başkaca araştırma yapılmadan ölüm aylığı talebi reddedilecektir. 03.04.2011 tarihinde ölen sigortalının ölüm tarihinde hak sahibi olarak eş ve 2 çocuğu bulunmaktadır. Bu halde eşe, çocukları ile hak sahibi olduğu için % 50, çocuklara ise, %25’er oranla aylık bağlanacağından, artan pay bulunmadığı için anne ve baba 65 yaşından küçük ise kendilerine ölüm aylığı bağlanmayacaktır.
İkinci husus, anne ve babanın diğer çocuklarından aldıkları gelir/aylıkları hariç olmak üzere aylık alıp almadıklarının ayrıca araştırılması gerekecektir. Araştırma sonucunda eğer başka bir aylık bağlanmışsa miktarına bakılmaksızın ölüm aylığı talebi reddedilecektir. Anne ve baba sözleşmeden kaynaklanan bir aylık alıyorsa yine ölüm aylığı talebi reddedilecektir. 01.01.2010 Tarihinde sigortalı ölmüş ve ölüm aylığı talebinde bulunan anne ve baba evlidir. Baba bir işte çalışmasından dolayı 680 TL yaşlılık aylığı almaktadır. Bu durumda baba aylık aldığı için babaya ölüm aylığı bağlanmayacaktır. Annenin durumu için ise, aylık gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olup olmadığının tespiti için sosyal güvenlik kontrol memurları ile sosyal güvenlik denetmenler, aracılığı ile tespit yapıldıktan sonra %25 oranında aylık bağlanması gerekecektir.
Üçüncü husus, anne ve babanın kazana ve irattan elde ettiği gelirin asgari ücretin net tutarından daha az olup olmadığının tespitinin gerekliliğidir. Bu hususta öncelikle ana ve babanın daimi olarak oturdukları yerin bağlı bulunduğu il veya ilçe idare kurullarından alınacak muhtaçlık kararına ilişkin belgenin temini yoluna gidilecek, temin edilememesi durumunda belgenin temini istenecek, temini mümkün olmaması halinde tespit işlemi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca denetim ve kontrolle görevli memurları aracılığı ile yapılacaktır. Ana ve baba arasında evlilik bağının varlığı halinde tespit, her ikisinin elde ettiği kazanç ve iratlar toplamının ikiye bölünmesi suretiyle yapılacaktır. Ancak kazanç ve iratların tespitinde diğer çocuklardan dolayı alınan gelir/aylıklar dikkate alınmayacaktır.
23.11.2008 tarihinde ölen sigortalının hak sahibi olarak eşi ve bir çocuğu bulunmaktadır. Sigortalının aralarında evlilik birliği bulunmaktadır. Baba kendi çalışmalarından dolayı 700 TL yaşlılık aylığı almakta, ayrıca kiradan dolayı 1.000 TL geliri olmalıdır. Annenin üzerine kayıtlı mal varlığı ve gelir/aylığı bulunmaktadır. Öncelikle artan hisse olup olmadığı hususunda bakılmış ve artan hissenin bulunduğu görülmektedir. İkinci olarak ana ve babanın diğer çocuklarından aldıkları hariç olmak üzere gelir/aylık alıp almadıkları araştırılmalıdır. Baba yaşlılık aylığı aldığından talebi reddedilecektir. Anne herhangi bir gelir/aylık almadığından kendisinden muhtaçlık belgesi istenecektir. Eğer muhtaçlık belgesi elde edilemezse her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirin asgari ücretin net tutarının altında olup olmadığı araştırılacaktır. Çalışma Genel Müdürlüğü/Sendika Üyeliği ve İstatistik Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan Asgari Ücret Net hesap cetveline göre 01.01.2015 - 30.06.2015 tarihleri arasında net asgari ücret 949,07 TL’dir. Anne ve babanın evlilik birliği içerisinde olmasından dolayı kazanılan miktar ikiye bölünecektir. 700 TL yaşlılık aylığı ve 1.000 TL kira geliri toplandığında 1.700 TL olmakla birlikte ikiye bölündüğü zaman 850 TL olmaktadır. Miktar asgari ücretin net miktarından az olduğundan anne için 949,07- 850= 99,07 TL ölüm aylığı alabilecektir.
2) Ölüm Sigortasindan Yararlanma koşullari A) ÖLENİN SİGORTALI NİTELİĞİ TAŞIMASI Ölen kimsenin sigortalı olması gerekliliği kanunun 32. maddesinde belirtilmiştir. İlgili maddede belirtilen şartların bulunması halinde sigortalının hak sahiplerine, yazılı isteklerinin bulunması halinde ölüm aylığının bağlanacağı belirtilmiştir. Ölen kimsenin öldüğü tarihte fiilen çalışan sigortalı olabileceği gibi boşta olan sigortalı da olabilir. İsteğe bağlı sigortalılıkta ise, topluluk sigortasına tabi olanlar kurumla yapılan sözleşmede ölüm sigortasının da sözleşmeye dâhil etmişlerse bunların, ölümlerinde de hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilir
B) Sigortalinin Ölümü Ölüm sigortasından yararlanmanın ilk koşulu, sigortalının ölümüdür. Ölümün şekli, sebebi ve nerede gerçekleştiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Ölüm, biyolojik yönden yaşamın, yaşamsal işlevlerin tam ve kesin olarak sona ermesidir . Sigortalının bitkisel hayata girmiş olması ölüm anlamına gelmeyecektir. Yakın döneme kadar nefesin kesilmesi ve kalp atışlarının durması ile ölüm olayı gerçekleşmiş kabul edilmekteydi. Ancak daha sonraki dönemde ölüm anı olarak insanın beyin faaliyetinin durması olarak kabul edilmesi Sigortalı hakkında ölüm karinesi söz konusu ise veya gaipliğine karar verilmişse ölümün gerçekleştiğinin kabulü gerekecektir.
Ölüm sigortasından yardımlardan sigortalının gaipliğine veya ölüm karinesi bulunan durumlarda da faydalanılması gerekmektedir. Ölümüne muhakkak gözüyle bakılması gereken ve kaybolan sigortalıyı, sadece cesedi bulunamadı diye sağ kabul etmek, hak sahiplerini ölüm sigortasından yararlandırmamak sureti ile yoksulluğa terk etmek kanunun amacına aykırı düşecektir. Hakkında gaiplik kararı bulunan bir kimsenin ölmüş olduğu kabul edileceğinden, kararın kesinleşmesinden sonra hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmalıdır. TMK m. 35/I’de: “Mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır.” hükmü yer almaktadır. Gaip sigortalının ortaya çıkması halinde kurumun hak sahiplerine ödemiş olduğu aylıkları geri isteyebileceği düşünülebilir ise de biz, hak sahiplerinin gaiplik kararının alınmasında kötüniyetli davrandıkları tespit edilmemiş ve TBK m. 63’de öngörülmüş koşullar oluşmuş ise, ödenen aylıkların geri istenmemesi gerektiği düşünülmelidir.
C) Belli Bir Süre Sigortali Olma ve Prim Ödeme 5510 sayılı kanunun yürürlük tarihinden sonra ölüm yardımından yararlanılabilmesi için gerekli olan koşullar 32. maddede düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre aşağıda belirtilen koşulların varlığı halinde sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilecektir. 5510 Sayılı kanuna göre, 4/b ve 4/c kapsamındaki sigortalılar için en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması durumunda ve 4/a’lı kapsamındaki sigortalı sayılanlar için ise her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması durumunda ölüm aylığı bağlanabilecektir. Söz konusu sigortalılar için 5 yıldan beri çalışmak ve 900 günlük prim ödemenin bildirilmiş olması ayrı ayrı arandığı için bu iki şartlardan birinin bulunmaması halinde hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamayacaktır.
4/b’li sigortalıların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır. 4/1-a kapsamında çalışan sigortalı için maddede belirtilen 900 günün veya 5 yıllık sigortalılık süresinin hesabında askerlik veya yurt dışı borçlanması gibi süreler dikkate alınmayacaktır. Çünkü kanunun 32. maddesinin ikinci fıkrasının a bendi 4/1-a sigortalıları için, her türlü borçlanma süreleri hariç olmak üzere prim gün sayısı bildirimini öngörmektedir. İlgili bendin varlığı sebebi ile 4/a’lı sigortalılar yararlanamayacak olmamasına rağmen, borçlanma imkânından 4/b’li ve 4/c’li sigortalılar yararlanabilecektir. Kanunun 4/1-b ve 4/1-c bendindeki sigortalıların hizmet borçlanması ile 1800 günlük prim bildirim süresini tamamlayabilmesi mümkündür. Sürelerin tamamlanması yollarından birisi hizmet borçlanması bir diğeri de ihya müessesidir.
Hizmet Borçlanmasi 5510 Sayılı Kanunun 41. Maddesi hizmet borçlanmasını düzenlemektedir. Maddede belirtilen hallerde sigortalının kendisi borçlanma yapabileceği gibi hak sahipleri, hak sahipleri borçlanmadan faydalanabilirler. Ancak bu haktan önceden de belirtildiği üzere sadece 4/1-b ve 4/1-c sigortalıları faydalanabilir. . Hak sahiplerinin bu haktan faydalanabilmeleri için ölen sigortalının sağlığında askerlik borçlanması yapmamış olması gerekmektedir. Söz konusu sigortalılar için çalışma süresi açısından değil, bildirim süresi açısından şart öngörülmüştür. Dolayısıyla önemli olan 1800 günün tamamlanmasıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, kusurlu davranışı ile hak sahiplerinin yasal askerlik borçlanma taleplerini ve buna bağlı olarak da ölüm aylığı talebini reddetmişse, bu sebeple ortaya çıkan zararları gidermesi gerekecektir. Bu kapsamda ortaya çıkan zarar, hak sahiplerinin ilk talep tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazansaydı elde edeceği gelir üzerinden hesaplanacaktır.
3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre, yurtdışına çıkmakta iken veya yurtdışına kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmamaktaysa Sosyal Güvenlik Kurumu’na, Türkiye’de çalışması olmuşsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat ederek kanundan kaynaklanan haklarından faydalanır. 3201 Sayılı Kanun’un 4. maddesinin ikinci fıkrasına göre, yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getirmeyenlere ve bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödeme, faizsiz olarak iade edilir. Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler, ilgili kanunun 5. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, ölen sigortalının Türkiye’de sigortalılığı varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, eğer sigortalılığı yoksa 4/1-b kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
Hizmet borçlanması için, yurda kesin dönüş şartı kişilerin hak ve özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesi ile doktrinde de eleştirilmiş ve bu eleştirilerle birlikte ilgili husus Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelmiştir. Anayasa Mahkemesi 12.12.2002 Tarihli kararında 3201 Sayılı Kanun’un 3. maddesinde yer alan “Yurda kesin dönüş yapanlar, kesin dönüş tarihinden itibaren” ifadeleri kaldırılmıştır. Bununla birlikte ilgili kanunun 6. maddesinde yer alan aylık bağlanması açısından yurda kesin dönüş şartını arayan hükmünü iptal etmemiştir. Söz konusu değişiklikle birlikte yurda kesin dönüş gerçekleşmeden hizmet borçlanması talep edilebilecek, ancak şartların varlığının değerlendirildiği anda yurda kesin dönüşün gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
HİZMETLERİN İHYASI Hizmetin ihyası, eksik prim ve sigortalılık süresinin doldurulmasının bir diğer yoludur. Hizmet ihyası alınan toptan ödemenin yasal faizi ile birlikte Kuruma iade edilerek, eski hizmetlerin dikkate alınmasını sağlamaktadır. Hizmet ihyası 5510 Sayılı Kanun’un 31. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, tasfiye edilmiş sürelerin borçlanılarak veya hizmet birleştirmesi ile sonradan yapılan hizmet tespiti ile kanunda şart olarak yer alan prim ödeme gün sayısına ulaşılması halinde hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine ihya müessesi devreye girer. Süreler, ihya edilen süreler de dâhil olmak üzere her türlü borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmış olacaktır.
D) ÖLÜM AYLIĞI İÇİN YAZILI BAŞVURU YAPMAK 5510 sayılı kanunun 97. maddesine göre; ölen sigortalının hak sahiplerinin ölüm sigortasından kaynaklanan haklarını, hakkın doğumundan itibaren 5 yıl içinde Kuruma başvuruda bulunarak talep etmesi gerekmekte olup talep edilmemesi halinde zamanaşımına uğrayacaktır. Bu durumda hakları zamanaşımına uğrayan hak sahipleri geçmişe dönük olarak bir talepte bulunamayacak, ancak ileriye doğru ölüm aylığının bağlanması için Kuruma başvuruda bulunabileceklerdir. Sosyal Sigortalar İşletmeleri Yönetmeliği’nin 65. maddesine göre; sigortalının hak sahiplerinin, ölüm aylığı bağlanması için gerekli olan koşulları yerine getirmiş olmaları durumunda aylığın bağlanması için hak sahipleri Kuruma tahsis talep dilekçesiyle yazılı olarak bizzat başvurabilecekleri gibi posta yoluyla ya da elektronik ortamda da başvurabileceklerdir.
Hak sahipleri tahsis dilekçesine; 18 yaşını doldurmayanlar hariç, ortaöğrenim görmesi hâlinde 20 yaşını, yükseköğrenim görmesi hâlinde 25 yaşını doldurmayan erkek çocukların ilgili öğretim kurumundan alacakları öğrenci belgesini, 5 yaşından küçük çocuklar hariç olmak üzere bir adet belgelik fotoğrafını, Malul çocuklar için sağlık kurulu raporunu, Hak sahibi anne ve babalar için Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilen belgeleri eklemeleri gerekmektedir. Ölüm sigortasından ölüm aylığı bağlanabilmesi için hak sahiplerinin her birinin ayrı ayrı Kuruma tahsis dilekçesiyle başvuru yapması gerekmektedir. Hak sahibi reşit ve mümeyyiz ise başvuruyu bizzat kendisi, değilse başvuruyu onlar adına yasal temsilcilerinin yapması gerekmektedir.
3) ÖLÜM AYLIĞININ BAĞLANMASI 5510 sayılı kanunun 35. maddesine göre, Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar; a) Sigortalının ölüm tarihini, b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması halinde, Niteliğin kazanıldığı tarihi, takip eden aybaşından itibaren başlatılır. Ölüm aylığına hak kazanmak için gerekli olan koşullar, sigortalının ölüm tarihinden sonra kazanılmışsa bu durumda ölüm aylığının başlangıcı, koşulların oluştuğu tarihi takip eden ayın başı olacaktır.
Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması ile yeniden hak sahibi niteliğinin kazanılması halinde 34. maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, başvuru tarihini takip eden aybaşından itibaren yeniden aylık bağlanılacağı öngörülmüştür. Sigortalı öldüğünde hak sahibi olunması halinde ve daha sonra tekrar hak sahibi olması halinde, ölüm aylığı hak sahipliği kazanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren değil, hak sahiplerinin müracaatını takip eden aybaşından başlatılacaktır. Örnek: Sigortalının 10.10.2010 tarihinde vefat etmiş olduğunu varsayalım. Sigortalının hak sahibi kızına ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.11.2010 Tarihinden itibaren ölüm aylığının bağlanılması gerekecektir. Hak sahibi kız çocuğu 01.01.2011 tarihinde evlenirse, bu tarihten itibaren ölüm aylığı kesilmiş olacaktır. Kız çocuğu 11.11.2011 Tarihinde boşanmış olup, 12.12.2011 Tarihinde ölüm aylığı talebinde bulunmuş ise, bu durumda kendisine talep tarihinden sonraki aybaşı olan 01.01.2012 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanacaktır.
4/1-b kapsamındaki sigortalılar için genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur. Bu durumda prim borcu bulunan 4/1-b sigortalısının borçları ödenmeden kendisine aylık bağlanmayacak ve ölüm aylığını takip eden aybaşından itibaren aylık ödenmeye başlayacaktır. Sigortalının ölüm tarihinde 1800 günden fazla primi ödenmiş bulunması, prim borcunun bulunması halinde ölüm aylığının başlatılması için yeterli sayılmayacaktır. Örnek: Sigortalı 4/1-b sigortalısı olup, kendisinin 01.01.2009 Tarihinde vefat etmiş olduğunu varsayalım. Sigortalının bu tarihte 4000 gün hizmeti bulunmakla birlikte prim borcu da bulunmaktadır. Hak sahipleri 01.06.2009 tarihinde prim borçlarını ödemiştir. Bu durumda hak sahiplerine prim borcunu ödedikleri tarihi takip eden aybaşı olan 01.07.2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanacaktır.
4) ÖLÜM AYLIĞININ HAK SAHİPLERİNE PAYLAŞTIRILMASI A) Sigortalının Aylık Almaktayken Ölmesi Durumunda 5510 sayılı kanunun 33/1-a düzenlemesine göre, sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine bağlanacak olan ölüm aylığının hesabında sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı esas alınacaktır . Bu durumda bağlanacak olan ölüm aylığı, sigortalının almakta olduğu veya almaya hak kazandığı malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı olacaktır. Sigortalının aylık almaktayken ölmesi durumunda sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise, bu durum aylığın belirlenmesinde dikkate alınmayacaktır.
Aylık Almaktayken Sigortalı Tekrar İşe Başlar Ve Ölürse Malullük veya yaşlılık aylığının bağlanması için şart olan hususlardan birisi sigortalının çalışmamasıdır. Sigortalıya aylık bağlandıktan sonra tekrar çalışmaya başlaması halinde aylığı kesilecektir. Bu durumda çalışmakta iken, çalışmış olduğu süreler toplanacak ve 5510 Sayılı Kanun’un 27 ve 30. maddesine göre, yeniden hesaplanacak ölüm aylığı hak sahiplerine bağlanacaktır. Bu durumda da sigortalının şahsına öngörülen avantajlardan hak sahipleri yararlanamayacaktır.
Sigortalı Sosyal Güvenlik Destek Primi Ödemekteyken Ölürse Yaşlılık sigortasından faydalananlara 5510 Sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce sigortalı olanlara aylıkları kesilmeden, çalışma imkânı tanınmıştır. Bunun için sosyal güvenlik destek primi ödemeleri yeterli olacaktır. Bu durumdayken ölen sigortalının hak sahiplerine almakta oldukları yaşlılık aylıkları paylaştırılacak, çalışmış ve sosyal güvenlik destek primi ödemiş oldukları süreler için dağıtılacak aylıkta bir değişiklik olmayacaktır
Sigortalinin ölmesi durumunda 5510 sayılı kanunun ölüm sigortasından sağlanan haklar başlıklı 32. maddesinin ikinci fıkrasının a bendinde ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4/a’lı sigortalılar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması halinde bağlanacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalının prim ödeme gün sayısı, 9000 günden az ise 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29. maddede düzenlenen yaşlılık aylığına göre hesaplanacak olan aylık esas alınacaktır.
Ölüm aylığının hesaplanmasında Kanunun yaşlılık aylığına ilişkin hükümleri geçerli olacaktır. Ancak, 4/a’lı sigortalılar için 9000 prim gün sayısı 7200 gün olarak uygulanacaktır. Bu anlamda ölüm halinde prim ödeme gün sayısı, 9000 gün prim ödenmiş olmasa da 9000 gün üzerinden hesaplanacak olup böylece bağlanacak olan ölüm aylığının yükseltilmesi sağlanmış olacaktır. Fakat 9000 gün prim sayısı 4/a’lı sigortalılar için 7200 gün prim olarak uygulanacaktır.
A) Ölen sigortalinin eşine bağlanilacak ayligin orani Sigortalının dul eşine 5510 sayılı kanunun 34. maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre, ölen sigortalının dul eşine ödenecek ağlığın % 50’si, aylık bağlanmış çocuğunun bulunmaması, bu kanunun 5. maddesinin a, b ve e bendine göre çalışma yapmaması veya yabancı bir ülkede çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmammış olması durumda kendisine ölüm aylığının % 75’i bağlanacaktır. Sigortalının ana ve babasının hayatta olması, eşin ölüm aylığı bağlanma oranını etkilemezken, çocukların hayatta olması eşin ölüm aylığı bağlanma oranını etkilemektedir. Sigortalının anne veya babasının ölüm aylığında hak sahibi olması durumu, eşin aylık oranını etkilemeyecektir. Çocuğun aylığa hak kazanması eşin aylık durumunu etkileyecektir. Bu hususta çocukların sigortalının çocukları olması gerekmektedir. Eşin önceki evliliğinden olan çocuklarının bulunması, ölüm aylığı oranını etkilemeyecektir.
b) ölen sigortalinin çocuk veya çocuklarina bağlanacak ayliğin orani Çocuklara bağlanan ölüm aylığı oranı 5510 Sayılı kanunun 34. maddesinin birinci fıkrasının b bendinin 1,2 ve 3. alt bentlerinde ve c bendinde düzenlenmiştir. Buna göre, ölen sigortalının geride yalnız çocukları kalmışsa bu durumda her bir çocuk ölüm aylığından %25 oranında alacaktır. 5510 Sayılı Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan; 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmayanların veya Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının her birine ölüm aylığını % 25’i bağlanacaktır.
Düzenlemenin c bendinde hak sahibi olarak yalnız çocukların kalması durumunda çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinde başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine ölüm aylığının % 50’si bağlanacaktır. 5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 25. maddesine ve 2022 Sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’a eklenen Ek 1. maddeye göre, aylık kazanmaya hak kazanacak şekilde özürlü olduğunu belgeleyen ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan bu kurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplam tutarları bu madde gereğince durumlarına göre, ödenebilecek tutarlardan daha az olanlara; aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenir ve bu tutar Hazineden tahsil edilir.
c) sigortalinin anne ve babasina aylık bağlanmasi 5510 Sayılı Kanun’un 1. fıkrasının d bendine göre, hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/ veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25’i oranında, ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam % 25’i oranında ölüm aylığı bağlanacaktır. Ölen sigortalının çocukları yoksa yalnızca geride eş ve anne ile babası kalmışsa bu durumda ölüm aylığı eşe %75 oranında anne ve babaya ise %25 oranında bağlanacaktır.
Düzenlemeye göre, ölen sigortalının geride hak sahibi olarak eşi, çocukları ve anne ile babası bulunuyorsa bu durumda eşe ölüm aylığının %50’si, çocuklara %25’i ve anne ile babaya %25’i bağlanacaktır. Çocuklar iki veya daha fazla ise ana ve baba hak sahibi olamayacak, aşılma durumu çocuk sayısı ikiden fazla ise veya iki çocuktan biri %50 oranında hak sahibi ise gerçekleşebilecektir. Aylığın aşılması hali, düzenlemedeki oranlara göre yapılan hesaplamalar neticesinde oranların toplamının %100’ü geçmesi durumunda ortaya çıkacaktır. Aylık aşılıyorsa, hesap te veya çift pay esasına göre yapılacaktır. Bu yöntemde % 25 oran hisseli hak sahibine bir pay, % 50 hisseli pay sahiplerine iki pay verilerek paylar toplanır ve aylık pay sayısına bölünür. Bulunan pay bir veya iki pay olarak dağıtılır.
Sigortalının ölüm tarihinde veya sonradan eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı hesaplanan ölüm aylığından az ise, anne ve babanın her birine eşit paylarla ödeme yapılacak olup her birinin hissesi % 25’i geçemeyecektir. Anne ve babanın toplam hissesi % 25’i geçemeyeceği için, ana ve babanın her ikisinin de aylığa hak kazanması halinde hisseleri % 12,5 sadece birinin aylığa hak kazanması durumunda ise hissesi % 25 olacaktır. Sigortalının ana ve babasına ölüm aylığı bağlanmasında artan hissenin bulunması şartı sadece ölüm tarihi ile sınırlı değildir. Eğer sonradan artan hisse ortaya çıkarsa bu durumda anne ve babanın talebi ile durum değişikliğini talep tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanacak, artan hissenin ortadan kalkması halinde durumun ortaya çıktığı tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı kesilemeyecektir. Anne ve babanın toplam Ancak anne ve baba 65 yaşını doldurmuş ve gelirleri asgari net ücretin altında kalıyorsa artan hisseye bakılmaksızın oranlanarak kendilerine ölüm aylığı bağlanacaktır.
5) ÖLÜM SIGORTASINDAN SAĞLANILAN DİĞER YARDIMLAR A) TOPTAN ÖDEME 5510 Sayılı Kanun’un 36. maddesine göre, 4/1-a, b ve c kapsamındaki sigortalıların ölümü halinde hak sahiplerinden hiçbirine ölüm aylığı bağlanamıyorsa, Sigortalıların ödemiş olduğu malullük, yaşlılık, ölüm sigortası primlerini tamamı kanun nezdinde hak sahibi olarak tanımlanan kişilere ağlık bağlama oranına göre, toptan ödeme olarak ödenir. Eğer ölüm aylığına hak kazanan bir kişi dahi varsa toptan ödeme yapılamaz. Hak sahiplerine paylaştırılacak olan sigortalının ölmeden önce ödediği sigorta primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın güncelleme katsayısı ile güncellenir. Bu şekilde güncellenen miktar hak sahiplerine 34. maddede yer alan oranlara göre ödenir. Hak sahiplerine yapılacak toptan ödeme, sigortalının ödediği primin tutarını geçemez.
B) AYLIK ALMAKTA OLAN KIZ ÇOCUKLARINA BAĞLANAN EVLENME ÖDENEĞİ Evlenme ödeneği 5510 Sayılı kanunun 37. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, ölen sigortalının kız çocuklarının evlenmeleri halinde ölüm aylığı kesilecektir. Evlenmeleri nedeniyle aylıklarının kesilmesi gereken kız çocuklarına evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde bir defaya mahsus olmak üzere almakta oldukları aylıklarının iki yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenecektir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde yeniden hak sahibi olması halinde, iki yıllık sürenin sonuna kadar aylık bağlanmayacak olup bu durumda olanlar 60. maddenin birinci fıkrasının (f) bendi kapsamında kız çocuğu genel sağlık sigortalısı sayılacaktır. Evlenme ödeneği verilmesi halinde, diğer hak sahiplerinin aylıkları evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren ölüm aylıklarının hak sahiplerine paylaştırılmasına ilişkin 34. maddeye göre yeniden belirlenir. Kız çocukları malul ise gelir ve aylığı kesilmeyeceğinden kendisine evlenme yardımı yapılması da söz konusu olmayacaktır.
C) Hak Sahiplerine Cenaze Ödeneği Verilmesi Cenaze ödeneği, 5510 Sayılı kanunun 37. maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malullüğü, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden cenaze ödeneği ödenir. 5510 Sayılı kanunda, 506 Sayılı kanunda farklı olarak, işten ayrıldığı tarihten bir yıl geçmeden ölen sigortalının hak sahiplerine cenaze ödeneği verilmesi hususu düzenlenmemiştir. Bununla birlikte 506 ve 1479 Sayılı kanunda da 5510 sayılı kanunda olduğu gibi 360 gün prim bildirim şartını öngörmüştür.
Cenaze ödeneği sırasıyla sigortalının eşine, eşi yoksa çocuklarına, çocukları yoksa anne ve babasına, o da yoksa kardeşlerine verilecektir. Cenaze ödeneğinin sayılan kişilere ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, üçüncü fıkrada belirtilen tutarı geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından cenaze ödeneğindeki artışlar bir önceki yılda gerçekleşen yıllık TÜFE oranına bağlanmıştır. 2015 yılı itibari ile cenaze ödeneği tutarı 449 liraya yükseltilmiştir Cenaze ödeneği için hak sahipleri tarafından ölüm tarihini belirten bir dilekçe ile birlikte Kuruma başvurulması şarttır. Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne kaydedilmemişse, dilekçeyle birlikte sigortalının ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca usulüne göre düzenlenen bir belgenin Kuruma verilmesi gerekmektedir. 5510 Sayılı kanunda 4/1-c kapsamında sigortalı sayılanlardan ölenlerin hak sahiplerine, kendi kurumları tarafından ilgili mevzuat gereği ölüm yardımı hariç cenaze ödeneği veya bu amaçla ödeme yapılması durumunda kurum tarafından cenaze ödeneği ödenmeyecektir.
6) ÖLÜM SİGORTASINDAN ELDEN EDİLEN AYLIK VE ÖDENEKLERİN BİRLEŞTİRLMESİ A) UZUN VADELİ SİGORTA KOLLARI BAKIMINDAN 5510 sayılı kanunun 54. maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı ödenecektir. Bu durumda hem malullük hem vazife malullüğü hem yaşlılık hem de ölüm sigortasından aynı anda yararlanıp yararlanamayacağı sorusu akla gelebilecektir. Kanun ifadesi vazife malullüğü veya yaşlılık ile ölüm sigortasından “her iki aylığı” dendiği için sadece belirtilen sigorta kolları arasında ve iki farklı sigorta kolunun birleşebileceği kabul edilmelidir. Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı ödenir.
Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı ödenir. “En fazla ödemeye imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı düşük olan aylığın yarısı” deyiminden birden fazla çocuklar için açılan dosya anlamında yorumlanmalıdır. Ölüm aylığı bağlanması mümkün olan dosyalardan en fazla olanlarından iki tanesi ele alınacak, en fazla olanının tamamı, ikinci en yüksek dosyanın yarısı anne ve babaya aylık olarak bağlanacaktır. Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı ödenir. Burada dikkat edilmesi gereken husus en yüksek aylığın bağlanması değil hak sahibinin talebine göre aylık bağlanması durumu söz konusudur. Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de aylığa hak kazananlara tercih ettiği aylığı ödenir.
B) KISA VADELİ SİGORTA KOLLARI BAKIMINDAN 5510 sayılı kanunun 54. maddesinin birinci fıkrasının b bendine göre, göre kısa vadeli sigorta kolları bakımından sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri, ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek olan gelirin tamamı ile az olanın yarısı verilecektir. Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya, en fazla ödemeye imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan gelirin tamamı ile düşük olan gelirin yarısı, hem eşinden, hem de ana ve/ veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı, evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de gelire hak kazananlara tercih ettiği geliri bağlanır.
Diğer yandan malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malullüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanacaktır. Hak sahibinde ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde, bu gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye imkân veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık bağlanacak olup diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum değişikliği veya diğer bir dosyadan gelir veya aylığa hak kazanıldığı tarihe kadar düşecektir.
7) Ölüm Sigortası Gelir ve Ödeneklerinde Zamanaşımı Süresi Ölüm sigortasının zamanaşımı süresi Sayılı kanunun 97. maddesinde düzenlenmiştir. Kanunda aksi bulunmayan hallerde, ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl için de istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar. Kısa vadeli sigorta kollarından ve ölüm sigortasından kazanılan diğer haklar, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl istenmezse düşer. Kanunun 97. maddesi iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm sigortasından hak kazanılan gelir ve aylıklara ilişkin olup genişletici yoruma tabi tutulması mümkün değildir. Zamanaşımının başlangıcı hakkı doğuran olayın tarihidir. Ölüm sigortasında zamanaşımı başlangıcı kural olarak hakkı doğuran tarih olan sigortalının ölüm tarihidir.