PARAGRAFTA KONU Konu, paragrafta üzerinde durulan, hakkında söz söylenen kavram ya da durumdur. “Bu parçada ne anlatılıyor?” sorusunun cevabı, paragrafın konusunu verir. Konu, paragrafın yazılma nedenidir. Bireysel, toplumsal ya da doğal her şey paragrafa konu olabilir.
PARAGRAFTA ANA FİKİR Yazarın okuyucuya vermek istediği bu mesaja ana düşünce denir. Ana düşünce, bazen yazının başında, bazen sonunda bulunur. Bazen de parçanın geneline yayılabilir. «Parçada vurgulanmak istenen nedir?» « Parçada verilmek istenen mesaj nedir?» gibi sorular paragrafın ana fikrini bulmaya yöneliktir.
PARAGRAFTA BAŞLIK Yazının başlığı, doğrudan konuyla ilgilidir. Konunun yalın ve düzenli bir biçimde ifade edilmesidir. Başlık, yazıda anlatılanları karşılayacak nitelikte olmalıdır. Başlığa bakarak yazının konusu anlaşılabilmelidir.
1)Açıklama 2)Betimleme(Tasvir Etme) 3)Öyküleme(Hikâye Etme) 4)Tartışma ANLATIM BİÇİMLERİ 1)Açıklama 2)Betimleme(Tasvir Etme) 3)Öyküleme(Hikâye Etme) 4)Tartışma
AÇIKLAMA Herhangi bir konu hakkında bilgiler vermek,bir şeyler öğretmek amacına yönelik anlatım biçimidir. Memduh Şevket Esendal öykülerini sade ve temiz bir Türkçeyle yazmış, öykücülükte Çehov tarzını benimsemiştir. Onun öykülerini okuyanlar eserin içinde kendilerini, çevrelerini ve hayatta karşılaştıkları kişileri bulur gibi olurlar. Esendal,günlük hayatı iyimser bir hava içinde verir. Öykülerindeki olaylar son derece basittir.
BETİMLEME Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir. Varlıkların niteliklerini, bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir. Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır. Etrafı sık ve yüksek ağaçlarla çevrili bir evdi. İçinde bulunduğu bahçe son derece zevkli bir şekilde dizayn edilmişti. Renkli renkli çiçekler , çeşit çeşit meyve ağaçları süslüyordu bahçeyi.
ÖYKÜLEME Bu anlatımda amaç; olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak, anlatmak istenileni bir olay içerisinde vermektir. Öyküleme, tasarlanan ya da yaşanan bir olayın anlatımıdır. Ağır ağır adımlarla okula girdi. Sınıftan içeri girdiğinde en yakın arkadaşının yanına oturdu ve dersi dinlemeye başladı. Neredeyse bütün etkinliklere katıldı Ali. Ders bitince servisine bindi ve evine gitti.
TARTIŞMA Bu anlatım biçimiyle okuyucunun sahip olduğu düşüncenin değiştirilmesi amaçlanır.Yani amaç düşünce ve konularda değişiklik yapmaktır. “Eğitimin tam gün mü yarım gün mü olması daha faydalıdır?” sorusu son dönemlerde sık sık tartışılıyor. Bazı eğitimciler “Eğitim tam gün olmalıdır!” deyip geçiyor. Oysa böyle diyerek işin içinden sıyrılamayız. Hele konu geleceğimiz olan çocuklarımız ise… Bence çocuklarımız tam gün eğitim yüzünden zamanının büyük bölümünü okullarda geçiriyor. Böyle olunca da dinlenmeye, eğlenmeye, kitap okumaya, ödev hazırlamaya, uykuya yeterince zaman ayıramıyor. Tam gün eğitim gören öğrenciler eve yorgun geliyor, dinlenemeden tekrar okula dönüyorlar. Oysa yarım gün eğitim gören öğrencilerimiz, eğitim faaliyetlerine daha istekli katılıyor ve daha başarılı oluyor. Bu durum da tam gün eğitimin öğrencilerin verimini oldukça düşürdüğünü göstermektedir. Öğrencilerin öğleye kadar eğitim görüp öğleden sonra da spor, resim, müzik, el sanatları, tiyatro, okuma, yazma gibi etkinliklerin içinde olması gerektiğini ortaya koymuştur.
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 1)Tanımlama 2)Karşılaştırma 3)Benzetme 4)Örneklendirme 5)Tanık Gösterme(Alıntı Yapma) 6)Sayısal Verilerden Yararlanma
TANIMLAMA Bir kavrama ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir. Tanım kısaca “nedir” sorusuna verilen cevaptır. İnsan vücudunun en küçük yapı taşına hücre denir. Yiğitlik, kahramanlık, savaş temalarını işleyen şiirlere epik şiir denir.
KARŞILAŞTIRMA Karşılaştırmada iki varlık, iki kavram ya da iki şey arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanma söz konusudur. Benzerliklerin ya da karşıtlıkların ortaya konması karşılaştırma ile olur. ÖRNEK: İnternet medyanın bir parçasıdır ancak çok seçeneğe sahip olması açısından medyadan daha üstündür. İnternette geri beslenme açısından müthiş bir olanak mevcut. Çok seçenek olduğu için insanları geleneksel medya gibi bir kulvarda tutamazsın. Bir gazeteyi al demekle, bir siteyi izle demek arasında çok büyük fark vardır. İnsan medyaya kıyasla internette sürekli yeni şeyler keşfediyor.”
BENZETME Bir kavramı ya da varlığı başka kavram ya da varlığa ait özelliklerle anlatmadır. ÖRNEK: “Deneme yazarı bir söz işçisidir. Onu bir kuyumcuya benzetirim ben. Kuyumcu nasıl değerli madeni özenle işleyerek çok değerli eserler oluşturursa, deneme yazarı da sözcükleri büyük bir dikkatle ve özenle bir araya getirerek eserini oluşturur.”
ÖRNEKLENDİRME İleriye sürülen soyut düşüncenin somutlaştırılması yöntemidir. Söylenmek istenilenin okuyucunun kafasında canlandırılmasını sağlanır. ÖRNEK: Anadolu toprakları farklı birçok kültürün yanında büyük düşünürler, yazarlar, şailer yetiştirmiştir. Mevlana, Yunus Emre bunlardan bazılarıdır.
TANIK GÖSTERME Anlatılmak istenilen düşüncenin başkalarının görüşlerinden, sözlerinden yararlanarak açıklanması yoludur. Başkalarının aynı konuda söylediği sözler yazı içerisinde alıntı olarak gösterilir. Tanık olarak düşüncesine başvurulan kişinin, konusunda uzman güvenilir olması gerekir . ÖRNEK: Mutluluk, aslında herkesin çok yakınında. İsteyen herkes, her an mutlu olabilir. Filozolof Sokrates: “Bir kitap, bir çiçek, bir kuş…ne büyük saadet ! ” derken bunu anlatmıyor mu?
SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA Düşünceyi inandırıcı kılmanın yollarından biri de sayısal verilerden yararlanmadır. İnsanlar okuduklarının sayılarla desteklendiğini görürlerse yazıyı daha da inandırıcı bulurlar. Örnek: Adapazarı Şeker Fabrikası 1953’te işletmeye açıldı. Kuruluşta günde 1800 ton olan pancar işleme kapasitesi 1980’de 6000 tona çıkarıldı. Bu büyük bir gelişme.
Karanlık kavuştuğu için aşağıdan akan derenin uğultusu daha çok geliyordu. Kalkıp yürümeye başladık. Güneş batmış, bulunduğumuz yer, yerini birden bire artan serin rüzgârlara bırakmıştı. Kazdağı’nın bu yamacında saatlerce sürecek akşam başlamıştı. Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden özellikle yararlanmıştır? a)Örnekleme b)Betimleme c)Öyküleme d)Açıklama
Güneş, dağların arkasına çekilirken, son aydınlığını denizde bırakıyor Güneş, dağların arkasına çekilirken, son aydınlığını denizde bırakıyor. Mavi rüzgarsız. Deniz ince ince dalgalanıyor. Mavi suları biraz uzakta pembe oluyor, kırmızılaşıyor. Renkler yumuşak hatlarla birbirlerinden ayrılıyor. Karanlık bastırmadan önce renklerin denizdeki valsi bu, büyüsü… Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? a)Örneklendirme b)Betimleme c)Açıklama d)Öyküleme
Köye girdiğimizde günlük yaşantının sessizliğini bozan bir hareketlilikle karşılaşıyoruz. Düğün telaşı var çünkü. Davulla zurnanın peşine takılmış neşeli erkek kalabalığı köyün sokaklarını dolanıyor. Oynak ritim bizi de çekiyor kendine. Kalabalığa karışıyor, coşkularına ortak oluyoruz. Bu paragrafın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? a)Betimleme b)Öyküleme c)Karşılaştırma d)Örneklendirme
Türk şiirinde, deha şairler çıktı Türk şiirinde, deha şairler çıktı. Fakat şiiri değerli kılan sadece deha şairler değil. Küçük şairler de şiire katkıda bulunur. “ Bir büyük şairler vardır, bunlar yazdıkları şiirlerle devrim yaparlar. Bir de küçük şairler vardır, onlar da bireysel ruh durumlarını dışa vuran çok güzel şiirler yazarak hayatımızı renklendirirler.” sözleri ile bunu desteklemektedir. Bu parçanın anlatım yolu aşağıdakilerden hangisidir? a)Karşılaştırma b)Örneklendirme c)Tanık gösterme d)Tanımlama
Dillerin ölümünden ağırlıklı olarak politik ve siyasi nedenler sorumludur. Örneğin Tazmanya dili, Tazmanyalıların katledilerek ortadan kaldırılmasıyla yok oldu. Eski Mısır dili, Firavunların sahneden silinmesiyle öldü. Bu parçadaki anlatım için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? a)Örnekleme b)Tanımlama c)Karşılaştırma d)Betimleme
Kış mevsiminden hiç hoşlanmam Kış mevsiminden hiç hoşlanmam. Soğuğuyla, ulaşımıyla, yiyecek ve giyecekleriyle insana bir sürü sıkıntılar verir. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sonunuz, donma diye bir korkunuz olma. Bunun için de kat kat giyeceklere gereksinmeniz yoktur. Yiyeceklerinizin büyük bir bölümü de yaz mevsiminin ürünleridir. Paragrafta, aşağıdaki anlatım yollarından hangisi kullanılmıştır? a)Betimleme b)Karşılaştırma c)Öyküleme d)Örnekleme
İnsanın en önemli buluşu yazıdır. Çünkü söz geçici, yazı kalıcıdır İnsanın en önemli buluşu yazıdır. Çünkü söz geçici, yazı kalıcıdır. İnsanlar yazı sayesinde dün ile bugün arsında köprü kurar; her türlü gelişmeleri, duyguları ve düşünceleri yazıyla ölümsüzleştirir. Bizler de bu yazılı metinleri okuyarak, olaylardan, deneyimlerden, gelişmelerden düşüncelerden bilgileniriz. Böylece okuma yoluyla zihnimiz gelişir, kendimizi, ulusumuzu ve bütün dünyayı tanırız. Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur? A) Açıklama Tanımlama B) Tanımlama Karşılaştırma C) Öyküleme Betimleme D) Tanımlama Tartışma
Bir zamanlar bakırcılar, bakırı ateşe tutarlar, çekiçle döverek tencere, tava, güğüm yaparlardı. Ketenler, ahşap tezgahlarda elle dokunur, mekikleri göz nuruyla sarılırdı. Taş, elle yontulurdu. Kireç taşı, odun ateşi ve insan emeğiyle yakılıp kireç yapılırdı; tuğlanın çamuru ayakla çiğnenirdi. Paragrafın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? Öyküleme Betimleme Tartışma Açıklama
Kendi çağımızın ödevini, sorumluluğunu taşıyıp, "güzel yarınlar" için uğraş verdiğimiz sürece, doğa da insan doğamız da temiz ve mutlu bir dünyada yaşayacak; bilinçli gelecek kuşaklar da hem kendi çağına, hem de yarınlara yönelik, atalarından kalan kalıtı, bir bayrak yarışçısı sorumluluğuyla kendilerinden sonraki kuşağa vermenin huzuru içinde olacaklardır. Gorki: “Kuşlar nasıl uçmak için yaratılmışsa, insanlar da mutlu olmak için yaratılmışlardır.” der. Düş kurmak bir yana, akılsal eğitimöğretim sürecini işlevselleştirirsek, ne açlık, ne yoksulluk, ne de savaşlar kalır; mutluluğun dışındadır. Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur? A)Öyküleme B)Betimleme C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma
Günümüzde çıkan kitapları bir düşünün Günümüzde çıkan kitapları bir düşünün. Bir yıl içersinde çıkan kitap sayısı üç yüzün üzerinde. Bu kitapların hepsini okumaya çalışsak bile her gün bir kitap okumak zorundayız. Peki bu kadar kitabın çıkması edebiyatımızı olumsuz etkilemiyor mu? Bence kesinlikle hayır! Çoğunluğun olduğu yerde rekabet olur ve en güzel eserler verilmeye çalışılır. Aynı zamanda kötü olmadan iyiyi seçmemiz mümkün mü? Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur? A) Açıklama Betimleme B) Tanımlama Sayısal verilerden yararlanma C) Sayısal verilerden yararlanma Tartışma D) Öyküleme Betimleme
Şimdi gövdesi kuş tüyü kadar hafif olmuştu Şimdi gövdesi kuş tüyü kadar hafif olmuştu. Çevresinden her rengin tılsımları dökülüyor, bulup kullandığı sözlerde her sesin akisleri duyuluyordu. Bahar bin bir kokusuyla taze rüzgârları, taze ışıkları, taze yağmurları ile gözlerinin önüne seriliyordu. Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez A) Benzetme yapılmıştır. B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) Gözlem yoluyla ayrıntıları seçme. D) Dokunma duyusundan yaralanılmıştır.