TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU’NUN HAZIRLIKLARI EMİNE GÖZEL
EĞİTİMDE BİRLİĞE DOĞRU...
Her yenileşme hareketinin başarısının eğitim alanındaki başarıya bağlı olduğuna ve kalkınmanın akıl ve ilim önderliğinde gerçekleşeceğine inanan Atatürk, millî eğitime büyük önem veriyordu.
Yeni Türk Devleti daha kuruluşundan itibaren, millî eğitim meselelerini bir bütün olarak ele almayı ve bir plana bağlamayı tasarladı.
Türk devriminin gelişim sürecinde, devrimlerin benimsenmesi ve yaşatılmasında kuşkusuz en önemli itici güç eğitim konusuydu. Bu nedenle Cumhuriyet döneminde eğitim ve kültür alanında çok yoğun değişimlerle çağdaş, modern ve vatandaş olmayı benimseyen bir kimlik yaratmak temel hedef olmuştur.
Mayıs 1920’de kurulan ilk hükümetle birlikte Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim işlerine büyük önem veriyor, Türk millî eğitim sistemini oluşturmaya çalışıyordu. Eğitime hâkim olmak, millî mücadele ruhunu millî eğitimle sağlamak ve yaşatmak için uğraşılıyordu.
Millî Eğitim Bakanlığı, 16 Temmuz 1921’de Ankara’da Eğitim Kongresi’ni toplamıştır. Kongre’de Atatürk, Türkiye’nin millî eğitimini kurmasını istemiş, o ana kadar izlenmiş eğitim yöntemlerinin geri kalmamızdaki rolünü dile getirmiş ve millî eğitimin ne olduğunu anlatmıştır.
Atatürk, konuşmasında: “Şimdiye kadar izlenen eğitim ve öğretim yöntemlerinin milletimizin gerileme tarihinde en mühim etken olduğu kanaatindeyim...” demiştir.
Mustafa Kemâl, 27 Ekim 1922 tarihinde Bursa’da İstanbul öğretmenlerine yaptığı konuşmada, fikirleri safsatalardan, akıl ve mantığa uymayan inanç ve geleneklerden temizlemeyi, bilim ve fen düsturlarını rehber edinmeyi tavsiye etmiştir.
Atatürk, 1923 Şubatında ise İzmir’de halkla yaptığı sohbet toplantılarında medreselerin o zamanki durumundan bahsederek, medreseler ve evkaf (vakıflar) konusunda yapılacaklara karşı çıkanların, bunu ne hak ve yetkiyle yaptıklarını soruyor ve şöyle diyordu:
“Milletimizin, memleketimizin darülirfanları (irfan ocakları) bir olmalıdır. Bütün memleket evladı kadın-erkek aynı surette oradan çıkmalıdır.”
Mustafa Kemâl, TBMM’nin dördüncü yıl açılış nutkunda ülkenin genel durumu hakkında bilgi verdikten sonra şöyle diyordu (cümleler sadeleştirilmiştir): (Efendiler, ülke evlatlarının hep birlikte ve eşit bir şekilde almaya mecbur oldukları ilimler ve fenler vardır. Yüksek meslek ve ihtisas erbabının yetiştirileceği tahsil derecesine kadar eğitim ve öğretimde birlik, toplumumuzun gelişmesi ve ilerlemesi bakımından çok önemlidir. Bu sebeple Şer’iye Vekâleti (Dinî İşler Bakanlığı) ile Maarif Vekâletinin (Millî Eğitim Bakanlığının) bu hususta fikir ve mesai (iş) birliği eylemesi temenni olunur.)
Hamdullah Suphi’ye göre çocuk, devletin istediği biçimde yetişmelidir. “Ben bir tek maarif (eğitim) biliyorum; o da Devlet Maarifidir. İstikamet bir, emir bir, hedef bir, maişet ve terakki bir olmalıdır.”
Mustafa Kemâl 1 Mart 1924 günü, Büyük Millet Meclisi’nin açılışında yaptığı konuşmada da “Eğitim ve öğretim birleştirilmeli, zaman geçirilmeden bunun uygulanmasına geçilmelidir” demiştir.
2 Mart (1924) günü, parti grubu toplanıp eğitimin birleştirilmesi ile ilgili sorunları görüştü. 3 Mart günü de birer yasa tasarısı olarak Meclis’e sunuldu. Görüşmelerden sonra kanun, aynı gün kabul edildi. Buna göre Din İşleri ve Vakıflar Bakanlıkları kaldırıldı. Bütün bilim öğretim kurumları, Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.
Sonuç olarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Kanun no: 430) amacı, aynı ülke coğrafyasında yaşayan ve eğitim alan insanların tek bir eğitim-öğretim programına bağlı olması, eğitimdeki mevcut ikiliklerin ortadan kaldırılması, yeni kurulan Cumhuriyetin ve Cumhuriyet Türkiye’sinin korunup geliştirilmesi, buna bağlı olarak okuma yazma oranının artırılarak halkın çağın bilgileriyle donatılması, kısaca modern ve kültürlü bir toplum yaratılması idi. Böylesine önemli bir konunun hazırlık aşamaları da önem arz etmekteydi. Çünkü zamanında, doğru ve kararlı atılmayan adımlar, hedefe ulaşamazdı. Atatürk ve arkadaşları, bunu bildikleri için tam bir dayanışma içinde meseleye eğilmişler, fikrî, siyasî ve kanunî/hukukî düzenlemeleri zamanı geldikçe uygulamaya koymuşlardır.
KAYNAKÇA ATATÜRK, M.Kemal, Nutuk –Söylev-, Hzl. Deniz ÖZGEN başkanlığında bir komisyon, Show Kitap Tarih Dizisi, Aksoy Yayıncılık, İstanbul, 1998 ATEŞ, Toktamış, Türk Devrim Tarihi, Der Yayınları, İstanbul, 1984 ERGÜN, Mustafa, Atatürk Devri Türk Eğitimi, www.egitim.aku.edu.tr/reform.htm GÜL, Muhittin, Türk İnkılap Tarihi, Barış Kitap Basın Yayın Dağıtımı, Ankara, 1998 OLCAYTU, Turhan, Devrimiz, İlkelerimiz, Ajans-Türk Basın ve Basım A.Ş., Ankara, 1998 TEKİN, Nil Türker, Anahatlarıyla Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Çantay Kitabevi, 2003 ÜNAL, Mehmet Ali, Türk İnkılabı Tarihi ve Atatürk İlkeleri, Adres yayınları, Ankara, 2004