TARIK BUĞRA KÜÇÜK AĞA.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
SELİM İLERİ.
Advertisements

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
HAZIRLANA: MERVE KOMAZ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ (İÖ)
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
CUMHURİYET DÖNEMİ ŞAİR TOPLULUKLARI
Öykü ( Hikaye ).
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908) ten sonra memlekette başlayan ve o devirde “Türkçülük” adı verilen milliyet hareketi, “edebiyatta milli kaynaklara.
Türkçe Öğretmenliği (İ.Ö)
TOPLUMCU GERÇEKÇİLİK (Sosyal Realizm)
Tarık Buğra'nın Hayatı, Eserleri, Edebi Kişiliği
GARİP AKIMI (I. YENİ).
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR
PEYAMİ SAFA.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Performans Ödevi Ders : Dil ve Anlatım Konu : Makale (Makale Nedir?Makale Çeşitleri Nelerdir ? Makalenin Özellikleri) Öğrenci Bilgileri İsim: Burak.
TÜRKÇE / Düşünce Yazıları (Biyografi-Otobiyografi)
Cumhurİyet dönemİ EdebİyatI.
NOKTALAMA İŞARETLERİ Tırnak İşareti (“ ”) Ünlem İşareti ( ! )
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
HAYATI, ESERLERİ VE SANATI
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU VE YABAN
1)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
OTUZ BEŞ YAŞ ŞAİRİ ( ).
Tanzimat dönemi öğretici metinler
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ MÜCAHİD SERÇEK TÜRK ED. ÖĞRT.
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÖZET
BERKAY ARIKAN REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK YUNUS NADİ ABALIOĞLU.
20 Aralık Aralık 1936 İSTİKLAL MARŞIMIZIN MÜELLİFİ
İNÖNÜ MUHAREBELERİ VE SONUÇLARI
HAYATI,ESERLERİ,KİŞİLİĞİ…
ORHAN VELİ KANIK MEHMET ALİ SEL.
ATATÜRK’ÜN GÖREV ALDIĞI SAVAŞLAR
MİLLİ MÜCADELE.
TANZİMAT EDEBİYATI 1. DÖNEM
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
Servet-İ fünun edebİyatI
Cumhuriyet Dönemi Roman ve Hikâye -Bu dönemde roman ve hikaye cumhuriyet düşüncesi etrafında biçimlenmiştir. -O dönemdeki sosyal ve siyasi ortamı yansıtır.
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
GARİPÇİLER(GARİP AKIMI)
ERBAA SINAV DERGİSİ DERSHANESİ. 1. SORU İstanbullu Hoca olarak da anılan Reşit Efendi hangi romanın kahramanıdır?
ENVER AYSEVER ‘’Yazarlık sabır, beceri ve süreklilik gerektiren bir işçilikse eğer, bunun yineleneceği ortamın nasıl olduğunun pek önemi yoktur. Çalışkan.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ( )
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
Dersimiz.com BAŞARILAR DİLER.
TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER DENEME. GENEL ÖZELLİKLER 1.Öğretici metinle bakımından Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir 2.Cumhuriyet.
Hisarcılar (HİSAR GRUBU)
( ).  1904 yılında İstanbul’da doğmuştur.  Bahriye Mektebi, İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde öğrenim gördü.  17 yaşında ‘’İstanbul.

Hazırlayan:Ayşe Ulusoy
İBRAHİM ŞİNASİ.
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
Edebiyat,sanat,siyaset,ticaret,spor gibi alanlarda başarılı olan; insanlık adına faydalı işlerde bulunan insanların hayatlarının.
AD :BERNA SOYAD :DAL SıNıFı :9-A KONU :ORHAN VELI'NIN HAYATı.
Cumhuriyetimizin Kurucusu… Mustafa Kemal ATATÜRK.
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara.
HALİDE EDİP ADIVAR.
FECR – İ ÂTİ TOPLULUĞU ( 1909 – 1912)
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
Yaşar Kemal Hayatı  1922’de Osmaniye’nin Hemite köyünde doğdu.  Asıl adı Kemal Sadık Göğceli’dir.  5 yaşında kan davası yüzünden babasını yitirdi.
Sohbet (Söyleşi).
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

TARIK BUĞRA KÜÇÜK AĞA

video

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ 1) Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış dildeki sadeleşme çalışmaları aralıksız olarak sürmüştür. 2) Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış gerçekçi bir anlayış güdülmüştür. 3) Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de günlük konuşma dili kullanılmıştır. Yine bu dönemde şiirin biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır. 4) Şiir, roman, hikaye ve tiyatro gibi türlerde önemli gelişmeler olmuştur.

5) Cumhuriyetin kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı) yılları arasında eser veren şair ve yazarlar genellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla ‘yerli’ ve ‘halka doğru’ ; veya Batı’nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kişisel yollarında yürümüşlerdir. 6) Cumhuriyet edebiyatının temelinde İstiklal Savaşı ve Atatürk’ün devrimleri vardır. Şiirler, romanlar, hikayeler bu iki konu ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılıdır. Milli duygu ve heyecan geliştirmeye yönelik bu çabalar Milli edebiyatın bir devamı niteliğindedir. 7) Milli edebiyatla başlayan halka inme, Anadolu’yu tanıma çabası bu dönemin edebiyatında ana ilkelerden olmuş, Türk halkının her kesimi edebiyata girmiştir. Artık edebiyat İstanbul’un sınırlarını tamamen aşmıştır.

8) Yeni kurulan devlet ile yapılan bazı devrimleri halka tanıtmak ve benimsetmek görevi Cumhuriyet dönemi sanatçılarına düşmüştü. Sanatçı, siyaset ile halk arasında bir köptü olmuş, devrimleri yorumlamış, açıklamış ve savunmuştur. 9) Yeni dil ve eski dil tartışmaları Cumhuriyet ile noktalanmış, siyasi güç, olayı tekeline almış ve Türk Dil Kurumu’nu kurarak dilde geri dönülmez bir yenileşmeye yoluna gidilmiştir.Ancak bazen çok aşırıya gidilerek halkın anlayamadığı kelimeler dile konularak Türkçe yabancı bir dil haline gelmiştir.

10) Cumhuriyet’ten önce sadece sempati duyulan Türk Halk sanatları ve folklörü ön plana alınmış, öncekilerin küçümsediği Karacaoğlan’ın, Yunus’un tarzı örnek alınmıştır. Artık harf benzerliği de kurulan Batı edebiyatı daha yakından takip edilmiştir.Türk edebiyatı, batı edebiyatının yeniliklerini, akımlarını uygulamaya başlamıştır.

EDEBİYAT AKIMLARI

5 HECECİLER FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL ENİS BEHİÇ KORYÜREK HALİT FAHRİ OZANSOY YUSUF ZİYA ORTAÇ ORHAN SEYFİ ORHON

7 MEŞALECİLER V.MAHİR ZİYA OSMAN SABA KENAN HULİSİ Y.NABİ NAYIR CEVDET KUDRET S.ESAT SİYAVUŞGİL MUAMMER LÜTFİ

GİPÇİLER ORHAN VELİ KANIK MELİH CEVDET ANDAY OKTAY RIFAT HOROZCU

DÖNEMİN DİĞER YAZAR VE ŞAİRLERİ AHMET HAMDİ TANPINAR KEMAL TAHİR ORHAN KEMAL TARIK BUĞRA RIFAT ILGAZ AZİZ NESİN NİHAL ATSIZ ATİLLA İLHAN

YAŞAR KEMAL ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR PEYAMİ SAFA ADALET AĞAOĞLU OĞUZ ATAY EMİNE IŞINSU SEVİNÇ ÇOKUM ALEV ALATLI SELİM İLERİ

KÜÇÜK AĞA ROMANI HAKKINDA Tarık BUĞRA, "Türk Dili" dergisinin "Türk Romanında Kurtuluş Savaşı Özel Sayısı”ndaki soruya verdiği cevapta, Küçük Ağa (1964-1966) ile yaşantısı arasındaki yakın ilişkiden söz ediyordu. Ahmet Hamdi TANPINAR "Romancı Kimdir" adlı makalesinde bu konuya değinmiştir. Tanpınar'a göre romancı kendi hayatıyla yazdığı roman arasında bağıntı kurabilir. Bunun en belirgin örneğini Ahmed Mithat Efendi'de görür. Onun Felatun Beyle Rakım Efendi adlı romanındaki Rakım Efendi aslında Ahmed Mithat Efendi'nin ta kendidir.

Tarık BUĞRA da bu ilişkiyi reddetmez Tarık BUĞRA da bu ilişkiyi reddetmez. O Çolak Salih'i babasının bürosunda tanımış; 1921 ve 1922 Akşehir'inden hiçbir zaman unutamadığı görüntüler kalmış kendisinde. Babasının defterinde İstanbullu Hoca, Topal Gazi (romandaki Çolak Salih), Ali Emmi, Doktor Minas, Çakırsaraylı ve öteki roman kişileriyle ilgili satırlar varmış.

KÜÇÜK AĞA ROMANININ ÖZETİ I. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu toprakları, yabancı güçlerce işgal edilmiştir. Osmanlı yönetimi, otoritesini ve gücünü kaybederek kontrolü elden kaçırmıştır. Böyle bir ortamda Türk halkı, dinini, yurdunu kurtarmak için Kuvay-ı Milliye hareketini başlatır.

Mehmet Reşit Efendi, 1918′de İstanbul’da Fatih Medresesi’nde öğrenciyken coşkulu vaazlarıyla tanınır ve 1919′da Akşehir’e gönderilir. Halk arasında “İstanbullu Hoca” olarak tanınır. Bir süre sonra Emine ile evlenir. Bu arada Yunanlılar Anadolu’ya girmiştir. “İstanbullu Hoca”, Kuvay-ı Milliyecilerin ve önderleri Haydar Bey’in karşısında yer alır; Kuvay-ı Milliyecileri vatana ihanetle suçlar ve Padişah’ın desteklenmesini ister.

Ankara’da “İstanbullu Hoca” için “vur emri” çıkarılır Ankara’da “İstanbullu Hoca” için “vur emri” çıkarılır. Hoca kaçar, Çakırsaraylı çetesine sığınır. Burada “Küçük Ağa” olur. Kuvay-ı Milliyeciler çeteyi kıstırırlarsa da Küçük Ağa kurtulur. ve Milli Mücadele hareketine destek vermiştir. I. Dünya Savaşı’nda Arabistan cephesinde çarpışmış ve tek kolunu kaybetmiş olan Çolak Salih’e Hoca’yı yakalama görevi verilir. Çolak Salih, Hoca’yı yakalamak üzere yola çıkar onu bulur, onunla konuşur.

Zaman içinde Hoca aslında, Kuvay-ı Milliye hareketinin haklılığını kavramıştır. Çolak Salih’in de etkisiyle artık taraf değiştirir ve Kuvay-ı Milliyeci olur. Çerkez Ethem’in ortanca kardeşi Tevfik Bey’in çetesinde bir müfrezenin başına geçer. Küçük Ağa Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli roller üstlenir; bir çarpışmada sağ kolundan yaralanır. Hilafet yanlısı olan Küçük Ağa, doğru düşünerek Kuvay-ı Milliye saflarına geçmiştir.

FARKLI BASIM ÖRNEKLERİ KÜÇÜK AĞA FARKLI BASIM ÖRNEKLERİ

“KÜÇÜK AĞA” romanı, 1983 yılında Yücel ÇAKMAKLI yönetiminde TRT tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır.

YORUMLAR Mehmet KAPLAN Mehmet Kaplan, Küçük Ağa hakkında şu tespitte bulunur: "Küçük Ağa, Millî Mücadeleye efsanevi bakış tarzıyla değil dramatik insan görüşü ile bakar. Çünkü epik görüş insanı taşlaştırır. Dramatik görüşte ise insan birbirine zıt kuvvetlerin ortasında kendi içindeki gizli amillerin beklenmedik bir anda fışkırmaları ile Yunus'un söylediği gibi her dem yeniden doğar. Çürümüş, bitmiş, çökmüş bir ruh hâli içindeki Çolak Salih'ten Millî Mücadelenin isimsiz kahramanlarından biri doğmuştur.

"Herkesin savunmadan ümidi kestiği bir anda Türklerin taarruzu başlar "Herkesin savunmadan ümidi kestiği bir anda Türklerin taarruzu başlar." Batılıların bu değerlendirmesi isabetlidir. Çünkü her şeyiyle bitmiş bir milletin küllerinden Pohenix gibi Çolak Salihler doğmuştur. İstanbullu Hoca'dan Küçük Ağanın doğduğu ve Osmanlı gibi bir cihan devletinin küllerinden de yeni Türkiye'nin doğduğu gibi. Öyleyse denilebilir ki Küçük Ağa her dem yeniden doğuşun, yenilenişin romanıdır.

Ebu Bekir KAHRAMAN Küçük Ağa, Millî Mücadeleyi anlatan romanlarımız içerisinde şüphesiz çok önemli ve farklı bir yere sahiptir. Her şeyden önce Küçük Ağa Millî Mücadele romanları içinde resmî ideolojiyi sorgulayan ve belirgin bir tarih şuuruyla kaleme alınmış ilk romandır.

TARIK BUĞRA 2 Eylül 1918 tarihinde Akşehir’de doğdu. İlk ve ortaokulu Akşehir’de okudu. İstanbul Lisesi’nin yatılı kısmında okurken bu lisenin yatılı kısmının kapatılması üzerine kaydını Konya Lisesi’ne aldırdı ve liseyi burada bitirdi. (1936). Lise yıllarında Tarık Nazım müstear ismiyle hikaye ve şiirler yazmaya başlayan Tarık Buğra, İstanbul Üniversitesi Tıp ve Hukuk fakültelerinde bir süre okuduktan sonra kaydolduğu Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünün son sınıfında ayrıldı. Askerlik hizmetinden sonra Şişli Terakki Lisesi’nde muallim muavini olarak işe başladı.  

Cumhuriyet gazetesinin açtığı yarışmada Oğlum(uz) adlı öyküsüyle bin liralık büyük ödüle layık görüldü (1948). Bu ödül neticesinde aldığı yoğun iş teklifleriyle basın hayatına atılma konusunda cesareti artan Tarık Buğra, Akşehir’e dönerek Nasrettin Hoca Gazetesi’ni çıkardı (26 Temmuz 1949-28 Haziran 1952). Milliyet, Vatan, Yeni İstanbul gazetelerinde (1952- 1956), Yol Dergisi (1968) ve Tercüman gazetesinde (1970-1976) sanat sayfaları düzenledi, fıkralar yazdı, yazı işleri müdürlüğü yaptı. Hisar dergisi ve Türkiye gazetesinde de yazan Tarık Buğra, 26 Şubat 1994 tarihinde İstanbul’da öldü.

Başlıca Eserleri Siyah Kehribar (1955) Küçük Ağa (1964) Küçük Ağa Ankara’da (1966) İbiş’in Rüyası (1970) Firavun İmanı (1975) Dönemeçte (1978) Gençliğim Eyvah (1979) Yağmur Beklerken (1981) Yalnızlar (1981) Osmancık (1983) Dünyanın En Pis Sokağı (1989)

DEĞERLENDİRME SORULARI

S1. Aşağıdakilerden hangisi Tarık BUĞRA’ya ait bir eser değildir? a) Osmancık b) Eskicinin Oğulları c) Küçük Ağa d) Yalnızlar e) İbiş’in Rüyası

S2. Küçük Ağa romanının konusu aşağıdakilerden hangisidir? a) Köy Hayatının Zorlukları b) Şehir Sorunları c) Zengin Fakir Çatışması d) Kurtuluş Savaşı Yılları e) Savaş Ve Toplum

S3. Romana ismini veren karakter aşağıdakilerden hangisidir? a) Çolak Salih b) Dr. Haydar Bey c) Ali Emmi d) Çerkez Ethem e) İstanbullu Hoca

Cevap Anahtarı C1. b (Eskicinin Oğulları) C2. d (Kurtuluş Savaşı Yılları) C3. e (İstanbullu Hoca)

NURULLAH AY 090672073 ŞENOL ACUN 090672050 DİLEK COSKUN 090672064