Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara."— Sunum transkripti:

1 MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara dönme" düşüncesinin doğmasına yol açmıştır. "Millî kaynaklara dönme" sözüyle; dilde sadeleşme, aruz vezni yerine hece veznini kullanma, yerli hayatı yansıtma kastedilmiştir. Bunları gerçekleştirmeyi ülkü edinen edebiyat akımına "Millî Edebiyat" adı verilmiştir.

2 Milli Edebiyat Dönemi Şiirinin Genel Özellikleri 1) Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma yoluna gidilmiştir. Türk şiiri, İslamiyet'in kabulünden sonra Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı olarak iki ana kolda ilerlemiştir. Millî Edebiyat dönemi şiirinde Halk edebiyatı şiir biçimlerine yönelinmiş, dörtlüklerle şiirler yazılmış; mani, koşma gibi nazım biçimleri kullanılmıştır.

3 2- Hece ölçüsüyle şiirler yazılmıştır. Halk şiirinde bu ölçü birimi kullanılmıştır. Tanzimat dönemiyle birlikte aydınlar arasında bizim millî ölçü birimimizin hece ölçüsü olduğu dillendirilmeye başlanmıştır. Ziya Paşa asıl şiirimizin halk şiiri olduğunu söyler. Hatta bu konuda hece vezni ile bir de türkü yazmıştır. Ancak o dönemde hece ile şiir yazma düşüncesi tam olarak yaşama geçirilemez. Servet-i Fünûn döneminde Tevfik Fikret çocuklar için hece ile şiirler yazmış ve bu şiirlerini Şermin adlı kitabında toplamıştır. Ancak yüzyılın başında Mehmet Emin Yurdakul ile birlikte hece ile şiir yazılması yüksek sesle dile getirilmiştir. Mehmet Emin Yurdakul ile ilk çıkış yapılmış, Yeni Lisancılar ile bu daha da ileri götürülmüş, Beş Hececi şairlerle birlikte de hece ile yazma tam bir akım hâline gelmiştir.

4 3) Konu seçiminde yerlilik esas alınmıştır. Millî Edebiyat Dönemi şiirinde konu seçiminde yerliliğin esas alındığı görülür. Halkın yaşama biçimi şiirlerde işlenmeye başlanmıştır. Bu yerlilik daha sonra memleketçi bir edebiyatı doğurmuştur.

5 4)Şiirlerin konuları halkın yaşamından ve ülkenin içinde bulunduğu koşullardan seçilmiştir. Millî Edebiyat Dönemi şiirinde şairler konularını seçerken o dönemde halkın yaşadıklarından, ülkenin içinde bulunduğu koşullardan etkilenmiştir. Millî Edebiyat döneminde Trablusgarp, Çanakkale ve en sonunda Kurtuluş Savaşı olmak üzere büyük savaşlar yaşanmıştır, imparatorluğun adım adım yıkılışa sürüklendiği bu dönemde yıllar süren savaşlardan bitkin düşmüş bir halk vardır. Şairler vatan savunması için halka moral aşılayan kahramanlık ve yurt sevgisini işleyen coşkun bir lirizmin olduğu şiirler yazmışlardır. Bu dönemde devrin gerçekliği şiire yansımıştır. Bu gerçeklik yalnızca Yeni Lisancılar olarak bilinen şairlerin şiirlerinde değil, halkın yaşama tarzını ve değerlerini yansıtan manzumelerde de karşımıza çıkar.

6 5) Şiirde millî kaynaklara yönelme gerçekleşmiştir. Millî Edebiyat akımı şiirlerinde,millî olaylardan ve tarihten seçilmiş; ölçü, nazım şekli vb. konularda millî şiirimiz kabul edilen Halk şiirine yönelinmiştir.

7 6) Sade bir dille şiirler yazılmıştır. Millî Edebiyat akımı dönemi şiirlerinde dilde sadeleşme gerçekleşmiş, özellikle Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âti dönemi şiirlerinde karşılaştığımız ağır dilin yerine, açık, anlaşılır, halkın konuştuğu sade Türkçe şiirlerde kendini göstermiştir.

8 7) Çeşitli nazım biçimleri kullanılmıştır. Millî Edebiyat dönemi şiirinde Halk edebiyatı nazım biçimlerinden yararlanılmakla birlikte bu konuda bir çeşitlilik göze çarpar. Bu dönemde yeni nazım biçimleri denenmiş, serbest müstezat daha da geliştirilmiş, Batıdan alınan sone ve terza-rima gibi nazım şekilleri de kullanılmıştır. Bütün bu yenileşme ve değişimlerin yanında bazı ortak özellikler olsa bile Millî Edebiyat dönemi şiirinde döneminin şiirini tek bir başlık altında toplamak mümkün değildir. Bu dönemde ana hatlarıyla üç eğilim karşımıza çıkar. Bunlar:

9 1. Ziya Gökalp ve çevresine sade bir dille ve hece ölçüsüyle yazılan şiirler Sade bir dille ve hece ölçüsüyle şiir yazma konusunda Mehmet Emin Yurdakul'un çıkışı, Genç Kalemler dergisinde yazan ve kendilerine Yeni Lisancılar denen şairlerle daha da ileri götürülür. Ziya Gökalp bu gruba sonradan katılmasına karşın, etkisi en büyük olan sanatçıdır. Sonuçta bu dönemde Ziya Gökalp etkisinde sade bir dille ve hece ölçüsüyle millî konuları öne çıkaran, halka moral aşılayan, milliyetçilik fikrini destekleyen, didaktik şiirler yazılmıştır. Bu şiirlerin sanatsal yönü zayıftır. Biçimsel yönden ölçü ve uyak sağlanmıştır. Ancak birçok şiirde uyakların doldurma olduğu hissi uyanmaktadır.

10 2. Saf (öz) şiir anlayışına özgü şiirler Millî Edebiyat dönemi şiirinin egemen olduğu yıllarda saf (öz) şiire özgü arayışlar da söz konusudur. Özellikle Ahmet Haşim ve Yahya Kemal bu yolda şiirler yazmıştır. Her iki sanatçı da hece yerine aruzu kullanmış, zaman zaman sade dille şiirler yazsalar da sadeleşme akımını bir dava olarak görmemişlerdir. Toplumsallıktan, devrin gerçeklerinden uzak, sanat kaygısı ön planda olan şiirler yazmışlardır. Yahya Kemal konularını Türk tarihinden alıp işlese de her iki şairin o dönemin belirgin anlayışı olan halka, ülke gerçeklerine, dönemin millî olaylarına yöneldiği söylenemez.

11 3. Halkın yaşama tarzını ve değerlerini yansıtan manzum hikâyeler Millî Edebiyat akımı şiirinin etkili olduğu yıllarda halkın yaşama tarzını ve değerlerini yansıtan manzum hikâyeler de yazılmıştır. Bu konuda Mehmet Akif Ersoy başı çeker. Konularını tamamen halkın yaşamından alan sanatçı, şiirlerinde sokak dilini bazen argo da dâhil olmak üzere şiirlerine yansıtmıştır. Onun Ziya Gökalp çevresinde şiir yazan şairlerden ayrılan en önemli yönleri; Türkçülük yerine İslamcılığı öne çıkarması, hece vezni yerine aruzu kullanmasıdır. Sanatı toplumun hizmetinde gören Mehmet Akif, aruz vezniyle sokaktaki halkın diliyle halkın içinde bulunduğu çıkmazları, yaşama tarzını ve değerlerini anlatan manzum hikâyeler yazmıştır.

12 4. Bu üç grubun dışında şiir yazanlar Bir de bütün bunların dışında bireysel olarak şiir yazan şairler ve Edebiyat-ı Cedide zevkini sürdüren, o doğrultuda eser vermeye devam eden şairler vardır. Ancak bunlar dönemin koşulları gereği, geri plânda gözüken şairlerdir.

13 KISACA MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ŞİİR * Bu dönem sanatçıları Divan edebiyatını Doğu edebiyatının, sonrasını ise Batı edebiyatının taklitçisi olmakla suçlarlar. * Şiirin dilini kendinden önceki dönemlere göre daha da sadeleştirmişlerdir. * Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsünü kullanmışlardır. * Şiirde İstanbul ağzını kullanma benimsenmiştir. * Şiirlerde halk edebiyatı esas alınmış ve bu anlayışa bağlı kalınmıştır. * Sanatçılar eserlerinde sanatlı anlatıma yer vermemişlerdir. * Milli Edebiyat sanatçıları arasında tam bir birlik yoktur. Hem konu yönünden hem de üslup yönünden farklılıklar görülür. * Bireysel konuların dışında halkın yaşantısı ve ülke sorunları da şiirde ele alınmıştır. * Eski şairlerin şiirlerindeki samimi, lirik ve mistik atmosferi şiirlerinde devam ettirmek istediler; milli geçmişe bağlanarak edebiyatın milli olabileceğini savundular. * Bu dönemde "Hecenin beş şairi" diye adlandırılan şairler (Halit Fahri Ozansoy, Enis Behiç Koryürek, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel) hece ölçüsünün yayılmasında ve yerleşmesinde önemli rol oynadılar.

14 Beş Hececi Şairler – Halit Fahri Ozansoy (h) – Enis Behiç Koryürek (e) – Yusuf Ziya Ortaç (y) – Orhan Seyfi Orhon (o) – Faruk Nafiz Çamlıbel (f) Beş hececi şairlerin kodlaması “h-e-y-o-f” şeklinde yapılırsa akılda daha kalıcı olabilir.

15 Beş Hececilerin Özellikleri 1.Milli edebiyat akımından etkilenen topluluk şiire yeni bir soluk getirmiştir. 2. Şiirlerinde aruzun yerine hece ölçüsünü kullanmışlardır. Hece ölçüsünün 11 ve 14’lü gibi uzun kalıplarını kullanmayı tercih etmişlerdir. 3. Sade, süsten uzak bir Türkçe kullanmışlardır. Genç Kalemler’in başlattığı akımı devam ettirmişlerdir. 4. Şiirlerinde kahramanlık, Anadolu, memleket sevgisi, vatanın güzellikleri gibi konuları işlemişlerdir. Ancak Anadolu’yu yakından tanıyamadıkları için Anadolu’nun gerçekçi bir şekilde şiire yansıtılmasından söz edemeyiz. 5. 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Mücadelesi döneminde şiir yazdıkları için “memleketçi edebiyat” ağır basmıştır. 6.Şiirlerinde söyleve yakın bir anlatım görülür. 7. Gerçekçi bir şiir anlayışına sahip olsalar da romantizme kaydıkları görülür. 8. Nesir yani düz yazı cümlelerini şiir içine sokmuşlardır. 9.Halk şiirinin nazım türlerini kullanmayı tercih etmişlerdir. Serbest müstezatla da şiir yazmayı denemişlerdir.

16 Hazırlayanlar Gamze YILMAZ Merve BA Ğ UÇ


"MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları