KALKINMA VE YATIRIM BANKACILIĞI Yrd.Doç.Dr.Mehmet İSLAMOĞLU
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığı Kavramları Kalkınma ve yatırım bankaları, yeni yatırım imkanlarının araştırılması, Projelendirilmesi, yatırımcılara teknik ve mali desteğin sağlanması ve menkul kıymet borsalarının gelişimini sağlamak için kurulan finansal aracılardır. Yatırım bankaları geniş anlamda, servet transferi, hisse senedi ve tahvil gibi menkul değerlerin halka arzı, yönetimi ve diğer sermaye piyasası işlemlerinin yapılması konularında faaliyet gösteren ihtisas bankalarıdır. Dar anlamda yatırım bankacılığı devletin ve özel sektörün menkul kıymet ihracını başlatan, bunlara garanti veren ve tedavülünü sağlayan aracılık türüdür.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığı Kavramları Kalkınma bankaları ise gelişmekte olan ülkelerdeki yatırım sermayesi açığını gidererek ve teknik yardımlar yaparak, girişimcilerin temel sanayi dallarına yönelmelerini teşvik eden, böylece sanayileşmeyi ve ekonomik kalkınma sürecini hızlandırmayı amaç edinmiş finansal aracılardır. Kalkınma ve Yatırım bankacılığı (KYB), deyim olarak birlikte söylenmesine karşın, bu iki tür bankacılık (“Kalkınma”, “Yatırım”) benzer yönleri olmakla beraber, farklı işlevlerle ve amaçlarla tanımlanmaktadır. Kalkınma bankacılığı esas olarak az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösterirken, yatırım bankacılığı ise sermaye piyasasının gelişmiş olduğu batı ülkeleriyle, sermaye piyasasının gelişmekte olduğu ülkelerde ortaya çıkmıştır.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığı Kavramları Kalkınma ve yatırım bankacılığı birbirlerini tamamlayan iki farklı bankacılık türüdür. Her iki tip bankacılık, ülkelerin sanayileşmesinde önemli ağırlığı bulunan mali aracı kurumlar olma işlevine sahiptir. Gerek yatırım bankaları, gerekse kalkınma bankaları aynı amaca ağırlıklı olarak sanayinin finansmanına hizmet için kurulan bankalardır. Bu amaç birliğine rağmen, kuruluş yapıları, faaliyet konuları ve yatırımları finanse ediş şekilleri (finansman biçimleri) açısından birbirlerinde farklıdır.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığı Arasındaki Farklar Kalkınma bankaları, tabiatları gereği devlet tarafından veya devlet desteği ile kurulmakta, yatırım bankaları ise genellikle özel sektör tarafından kurulmaktadır. Yatırım bankalarının fiziki (sınai-ekonomik) yatırımların yanı sıra menkul kıymet portföyü işlemesine (mali yatırımlar yapmasına) karşılık, kalkınma bankalarının yalnızca sınai yatırımlara katılmasıdır. Diğer önemli bir fark ise yatırım bankalarının fon aktarımını serbest piyasa şartları içinde yaparken kalkınma bankalarının daha çok planlı ve güdümlü piyasa mekanizması içinde gerçekleştirmektedir.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığı Arasındaki Farklar Kalkınma bankalarının en önemli mali işlevi işletmelere orta ve uzun vadeli kredi vererek iştiraklerde bulunarak, özellikle imalat sanayini finanse ettikleri halde; yatırım bankaları, sermaye piyasasında aracılık yapan finansman kurumlarıdır. Yatırım bankacılığının gelişmiş ülkelerde ortaya çıkmasına karşın, kalkınma bankacılığı daha çok sermaye piyasasının gelişmemiş olduğu ülkelerde ortaya çıkmıştır. Kalkınma bankaları tipik bir ticari bankanın gelişmekte olan ülkelerde girmeyebileceği alanlara finansal hizmetler verirler: örnegin, kalkınma bankaları vadesi 10 yıldan 50 yıla kadar değişen uzun vadeli krediler verirler. Ancak bu vadeler, istikrarın düşük, enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde kısalmaktadır.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi Yatırım bankacılığı ilk olarak ABD’nde 18. yüzyıl sonlarından itibaren hazinenin borçlanma kağıtları ve demiryolu şirketlerine ait menkul kıymet ihraçlarının artması ile gelişen sermaye piyasası paralelinde ortaya çıkmıştır. Endüstriyel gelişme ile birlikte özel sektör menkul kıymet ihraçlarının artması, sermaye piyasasında ikincil piyasaların oluşması, şirketler arası birleşmelerin ve el değiştirmelerin yoğunluk kazanması, büyüyen şirketlerin yönetim ve mali konularda danışmanlık ihtiyaçlarının yoğunlaşması gibi faktörler bu ülkelerde yatırım bankacılığının hızla gelişmesine neden olmuştur.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde özellikle özel amaçlı bankalar sınai ve ticari girişimlerde aktif şekilde rol almaya başlamışlardı. 1822’de bu alandaki en önemli gelişme Belçika’da “Societe Generale Pour Favoriser L’Industrie Nationale” adında, sermaye ortaklığına dayalı bir bankanın kurulmasıdır. Fransa’da 1852 yılında “Credit Foncier” ve “Credit Mobilier” adıyla kurulan iki banka yatırıma katkıda bulunan bankaların öncülüğünü yapmıştır. Credit Mobilier, sanayiye fon sağlayarak kalkınmada önderlik etmiştir ve Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda, İtalya, İsviçre ve İspanya’da bu kurum niteliğinde kalkınma ve yatırım bankaları kurulmuştur.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi Birinci Dünya Savaşı sonrasından itibaren Avrupa ülkelerinin tümünde kalkınma amaçlı ihtisas bankalarının oluşturulduğu görülmektedir. Bunların 19. yüzyıl bankalarına kıyasla en önemli özellikleri genelde devlet eliyle kurulmaları, finanse edilmeleri ve yönetilmeleri idi. ABD Banka Sistemine hakim olan ilkeler İngiliz sisteminin bir örneğiydi. İkinci Dünya Savaşından sonra Japonya’da da mevduat bankaları ile sermaye piyasası kurumları çok net olarak birbirinden ayrılmışlardır. Bu çerçevede Japonya’da yatırım bankacılığı başlı başına bir bankacılık türü olarak gelişme göstermiştir.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ekonomik sistem içerisinde bağımsızlığa kavuşmuş birçok gelişme yolundaki ülke ekonomik kalkınma çabasına girerken, gelişmiş ülkelerde bölgeler arası dengesizlikleri giderme ve barışı korumayı amaçlayan Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların oluşturulmasında öncü olmuşlardır. İkinci Dünya Savaşı sonrasının gelişen ekonomileri kalkınma hedeflerinin merkezini teşkil eden sanayileşme politikalarında sermaye piyasaları yerine kamu maliyesini tercih etmişlerdi.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi 1980’li yıllara gelindiğinde kalkınma çabaları umutsuzlukla sonuçlanmıştı. Birinci petrol şoku ile birlikte kalkınma çabasındaki ülkelerin ödemeler dengesi problemi çoğu için ağır bir dış borç krizinin kuvvetli sinyalleriydi. İkinci petrol şoku, daralan ticaret hacmi ve soğuk savaşın olumsuz etkileri eşliğinde az gelişmiş ülkeler yalnızca ekonomik değil politik olarak da çıkmazlara girdi. 1980’li yıllarda kalkınma bankaları ile ilgili olarak göze çarpan en önemli konu, gelişmekte olan ülkelerde kalkınma bankalarının geliştirme faaliyetinin önemli maliyet ve riskleri ile başa çıkıp çıkamayacakları hususudur.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi 1980’li yıllar genel olarak kalkınma çabasındaki ülkeler için kayıp yıllar olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel politikaların yerini almaya başlayan yeni politikalar sadece az gelişmiş ülkeler için değil durgunluk içine girmiş olan gelişmiş ülkeler için de farklı bir dönemin başlangıcı oluyordu. Bu politikalar ana başlıklarla şöyle şekillenmekteydi: A)Dış pazarlara ve rekabete açık, dış ticaret sınırlamalarının asgari düzeyde tutulması temeline dayalı bir dış ticaret politikası ve kambiyo rejimi, B)Finansal baskının kaldırılması, C)Yabancı yatırımların özendirilmesi, D)Enflasyonist baskıları ortadan kaldırma, E)Kamu harcamalarının kısılması ve devletin işletmeci rolünün mümkün olduğunca daraltılarak iktisadi faaliyetlerde önceliğin özel sektöre bırakılması.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi Türkiye’de kalkınma bankacılığı Cumhuriyetle başlar. 1923 yılında gerçekleştirilen 1. iktisat Kongresinde gündeme getirilmesi sonucunda ilk kalkınma bankası olan Sanayi ve Maadin Bankası 1925 yılında kurulmuştur. Bankanın kuruluş amacı sanayi ve maden işletmelerini, finans kaynağı sağlayarak desteklemek, gerektiği yerlerde, daha sonra devretmek üzere, sanayi ve maden işletmeleri kurarak bunları işletmektir. Bankanın başarısız olduğu ve kuruluş amaçlarını gerçekleştiremediği gerekçesi ile 1932 yılında iki ayrı banka olarak faaliyetine devam etmesine karar verilmiştir. Bu bankalardan biri Sanayi Kredi Bankası diğeri ise Devlet Sanayi Ofisidir. Devlet Sanayi Ofisi madencilik alanında çalışmalar yapmak üzere organize edilmiştir. Bir yıl sonra ise her iki kuruluş da tasfiye edilmiştir.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi 1950 yılından önce kurulan ve kalkınma bankası 1933 de kurulan Belediyeler Bankası daha sonra 1945 de İller Bankası adını almıştır. İller Bankasının amacı il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile münhasıran bunların üye oldukları mahalli idare birliklerinin finansman ihtiyacını karşılamak, bu idarelerin sınırları içinde yaşayan halkın mahalli müşterek hizmetlerine ilişkin projeler geliştirmek, bu idarelere danışmanlık hizmeti vermek ve teknik mahiyetteki kentsel projeler ile alt ve üstyapı işlerinin yapılmasına yardımcı olmak ve her türlü kalkınma ve yatırım bankacılığı işlevlerini yerine getirmektir.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi 1950-1990 yıllarını kapsayan dönemde kalkınma ve yatırım bankalarının karşılaştıkları sorunlar şu başlıklar altında toplanabilir: a)Yurtiçi Kaynak Sorunu: Ekonominin temel sorunlarından biri olan yurtiçi tasarrufların yetersiz oluşu, finansal piyasaların az gelişmiş olması ile birlikte, yatırımların finansmanında yurtiçi kaynak sorununu ortaya çıkarmıştır. Böyle bir ortamda büyük ölçüde kamu kaynaklarına bağımlı kalınmıştır. b)Yurtdışı Kaynak Sorunu: Yurtdışı kaynaklardan borçlanma olanakları ise Türkiye’nin dış borçlanma kapasitesi ile sınırlı olmuştur. Özellikle ülkede ekonomik istikrarın bozulduğu dönemlerde dış piyasalardan orta ve uzun vadeli kaynak bulabilme imkanları kısıtlı hale gelmiştir. c)Yasal Mevzuattan Kaynaklanan Sorunlar.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi 1960’lı yıllardan başlayarak Beş Yıllık Kalkınma Planlarında öngörülen ilkeler doğrultusunda, ekonominin farklı ihtiyaçlarını karşılamak üzere orta ve uzun vadeli krediler sağlayacak kalkınma ve yatırım bankaları kurulmuştur. 1980’li yıllarda uygulanan liberalleşme ve dışa açılma yönündeki politikalar ekonomik yapıda ve özellikle mali sektörde önemli kurumsal değişikliklere neden olmuştur. Bu süreçte, önem arz eden gelişmeler şöyle özetlenebilir:
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi Reel faiz politikasına geçilmesiyle dış kaynak kullanımının maliyeti artmıştır. Ekonomide iç ve dış rekabetin armasıyla, özel sektörün mali bünyesinin güçlendirilmesi yanında, kendini yenileme, büyük ölçeklerde ve daha ekonomik üretim yapma zorunluluğu ile karşılaşılmaya başlanmıştır. Bu rekabetçi ortamda, KİT’lerde verimliliğin arttırılması ve bu çerçevede özelleştirilme konusu gündeme gelmiştir. Kur garantisinin kaldırılması ve gerçekçi kur politikalarının izlenmesi, dış kredi kullanımını ve yatırım mali ithalatını daha maliyetli hale getirmiştir. Dış ticaret ve kambiyo rejiminde yapılan liberal düzenlemeler sermaye hareketlerini kolaylaştırmıştır. Ekonominin dışa açılması ile dış ticaret hacmi belirgin bir gelişme göstermiştir. Haberleşme teknolojisindeki gelişmelerin yakından takip edilmesi, uluslararası piyasalarla entegre olma açısından önemli bir altyapı avantajı yaratmıştır. Banka kurma ve şube açma konusunda yapılan liberal düzenlemeler bankacılık sistemine girişleri kolaylaştırmıştır.
Kalkınma ve Yatırım Bankacılığının Tarihsel Gelişimi Bu gelişmeler, sermaye piyasasına duyulan ihtiyacı arttırmış ve gerekli yasal düzenlemeler yapılarak 1986 yılında İMKB faaliyete geçirilmiştir. Ülkemizde bankaların sermaye piyasasının gelişmesinde önemli rolü olmaktadır. Bütün bu gelişmeler Türkiye’de klasik bankacılık hizmetleri yanında özellikle yatırım bankacılığı hizmetleri konusunda belirli bir potansiyel oluşturmaya başlamıştır. Bu potansiyeli gören yerli ve yabancı finans çevreleri son yıllarda Türkiye’de yatırım bankası kurmaya yönelirken, mevcut ticari ve kalkınma bankaları da bünyelerinde yatırım bankacılığı hizmeti verebilecek birimle oluşturma yoluna gitmiştir.
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Fonksiyonları ve Faaliyet Alanları Ülkemizde bankacılık sisteminin kurulduğu ilk yıllardan günümüze kadar, sistem gelişme göstermesine karşın benzer sorunlarla karşılaşmıştır. Bu sorunlar yetersiz tasarruf, artan kamu borçları sistemdeki fonların üretime dönük yatırımlara yönlendirilememesi, genişleyen emisyon, yükselen enflasyon ve faiz olarak sayılabilir.
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Fonksiyonları ve Faaliyet Alanları Temel kuruluş amacı, girişimcilere uzun vadeli fon aktarmak olan kalkınma bankalarının fonksiyonlarını 8 kategoride ele almak mümkündür: a)Sanayi Sektörüne Orta Ve Uzun Vadeli Kredi Sağlamak b)Yurt İçi Kaynakları Harekete Geçirerek Sanayi Sektörünü Yönlendirmek c)Sermaye Piyasasının Gelişmesine Katkıda Bulunmak d) Girişimcilere Proje Düzeyinde Teknik Yardımda Bulunmak e) Yeni Yatırım Alanlarında Öncülük Yapmak f)Uygun Yatırım Alanları Konusunda İnceleme ve Araştırmalar Yapmak g)Kalkınma Planlarının Uygulanmasını Kolaylaştırmak Ve Saptanan Plan Hedeflerinin Gerçekleşmesine Katkıda Bulunmak h)Dış Ülkelerden Ve Uluslar Arası Finansman Kurumlarından Sağlanacak Döviz Ve Teknik Yardımı Sanayi Sektörüne Yöneltmek j)Yerli Ve Yabancı Yatırımcılara Ortak Bulmada Yardımcı Olmak k) Ekonomide Yeni Fikirlerin Kabul Edilmesini Desteklemek
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Fonksiyonları ve Faaliyet Alanları
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Fonksiyonları ve Faaliyet Alanları Yatırım bankalarının da kendilerine özgü bir takım temel fonksiyonları vardır. Yatırım bankalarının bu fonksiyonları aşağıdaki şekilde sıralanabilir: a) Tasarrufların Yatırımlara Yönelmesini Sağlamak b)Sermaye Piyasasının Gelişmesine Katkıda Bulunmak c) Yeni İhraç Edilecek Menkul Değerlerin Geniş Halk Kitlelerine Dağılımın Sağlamak d) Fon Arz ve Talep Sahiplerine Danışmanlık Hizmeti Yapmak e) Menkul Değerlere Yatırım Yapan Tasarruf Sahiplerinin Çıkarlarını Korumak
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Fonksiyonları ve Faaliyet Alanları
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri Kalkınma bankaları üç kategoride incelenebilir: A) Uluslararası kalkınma bankaları B) Bölgesel kalkınma bankaları C) Ulusal kalkınma bankaları Uluslararası kalkınma bankaları dünyanın her yerindeki az gelişmiş ülkelerde ekonomik kalkınmayı sağlamak amacı ile o ülkelerin ekonomik birimlerine kredi desteği verme amacı ile kurulurlar. Bu bankaların, çoğunlukla gelişmiş ülkelerin hükümetlerinin sağladıkları sermaye ile faaliyette bulunmaları öngörülmüştür. Günümüze kadar bu amacı taşıyan bir tek banka kurulmuştur. Bu banka Dünya Bankası olarak bilinen Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (The International Bank of Reconstruction and Development –IBRD)’dır.
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri IBRD az gelişmiş ülkelerde özel sektöre finansal destek vermek amacı ile 1956 yılında Uluslararası Finans Kurumu (International Finance Corporation-IFC)’nu, 1960 yılında ise gene gelişmekte olan ülkelere uygun şartlarda kredi desteği sağlamak amacı ile Uluslararası Kalkınma Birliği (International Development Association-IDA)’ni kurdu.
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri Bölgesel Kalkınma Bankaları, kurulu olduğu bölgelerdeki firmalara ve gelişmekte olan ülkelere finans desteği sağlamak amacı ile kurulmuş bankalardır. Bu bankaların kurucuları bölgedeki ve bölge dışından devletlerdir. Kuruluş amaçları bölge ülkelerinin ekonomik ve sosyal kalkınmalarına katkıda bulunmak, bölge insanlarının çevre bilincini geliştirmek ve bölge ülkelerinin bütünleşmelerini sağlamaktır.
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri Bölgesel kalkınma bankalarının belli başlıları şunlardır: - Avrupa Yatırım Bankası Grubu (EIB) - Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) - İskandinav Yatırım Bankası (NIB) - İslam Kalkınma Bankası Grubu (IDB) - Asya Kalkınma Bankası Grubu (ADB) - Afrika Kalkınma Bankası Grubu (ADB) - Amerika Kıtası Kalkınma Bankası Grubu - Uluslararası Ekonomik işbirliği Bankası
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri Avrupa Yatırım Bankası Grubu(Europian Investment Bank Group (EIB))’nun bugün üslendiği görev, Avrupa Birliğinin bir finans kuruluşu olarak, üye ülkelerin entegrasyonuna, dengeli kalkınmalarına ve uyumlu ekonomik ve sosyal bir yapı ya kavuşmalarına katkıda bulunmaktır.
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Reconstruction and Development Bank (EBRD)) üye ülkeler, Avrupa Topluluğu ve EIB’nin sermaye katkıları ile 1991 yılında kurulmuştur. Banka, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra kurulan merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinde demokratik bir çerçevede faaliyet göstermeye başlayan özel sektör firmalarına finans kaynağı sağlamayı amaçlamaktadır. Bankalara ve özel sektör firmalarına projeye dayalı finansman sağlamaktadır. Ayrıca özelleştirmeyi, kamu ekonomik kuruluşlarının yeniden yapılandırılmasını ve yöre sel yönetimlerin hizmetlerinin geliştirilmesi çalışmalarını desteklemek amacı ile kamu kurumlarının finansmanına da fon ayırmaktadır.
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri İslâm Kalkınma Bankası Grubu (Islamic Development Bank Group (ISDB)) üye ülkelerin ve Müslümanlara ait yörelerin ekonomik ve sosyal gelişmelerini hızlandırmak amacı ile şeriat kurallarına uygun olarak, kaynak sağlama maksadını taşımaktadır. Bankanın çalışması verimli projelere ve firmalara ortak olarak veya kredi vererek fon sağlamaktır. Bu çalışmaya ek olarak üye ülkelere, o ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarını iyileştirme amaçlı finansman yardımı yapmak bankanın görevleri arasındadır.
Yatırım ve Kalkınma Bankalarının Türleri Ulusal Kalkınma Bankaları, ülke içinde faaliyet gösteren ve ülke dışındaki firmalara kredi vermeyen bankalardır. Bu bankalar devlet kuruluşu olarak faaliyet gösterdikleri gibi özel sektörce de kurulabilirler. Kuruluş amaçları ülkede uzun süreli yatırım kredisi gereksinmesi duyan kamu veya özel sektör firmalarına uygun koşullarda kredi vermektir. Bu bankaların kaynakları, sermayeleri ile yurt içi ve yurt dışından sağladıkları kredilerdir. Misyonları itibari ile düşük faizli ve uzun vadeli kredi verdikleri ve bu krediler gelişmekte olan ekonomiye katkıda bulunma amacını taşıdığı için, genellikle yurt dışındaki uluslararası ve bölgesel kalkınma bankalarının kredilerini kullanırlar
Türkiye’de Faaliyette Bulunan Kalkınma Ve Yatırım Bankaları
Türkiye’de Faaliyette Bulunan Kalkınma Ve Yatırım Bankaları
TÜRKİYE’DE FAALİYETTE BULUNAN KALKINMA VE YATIRIM BANKALARI
Türkiye’de Faaliyette Bulunan Kalkınma Ve Yatırım Bankaları
Türkiye’de Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile İlgili Yasal Mevzuat Kalkınma ve Yatırım Bankaları, mevduat veya katılım fonu kabul etme dışında; kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren ve/veya özel kanunlarla kendilerine verilen görevleri yerine getiren kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleridir. 5411 sayılı Bankalar Kanunu 4. Maddesinde bankaların faaliyet konuları sayılmış ve kalkınma ve yatırım bankalarının mevduat ve katılım fonu kabulü dışında her türlü bankacılık işlemini gerçekleştirebileceği belirtilmiştir.
Türkiye’de Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile İlgili Yasal Mevzuat Kalkınma ve yatırım bankalarının kendi müstakrizlerinden, ortak ve ortaklıklarından genel esaslar dâhilinde sağladıkları fonlar ile bankalardan, para piyasaları, sermaye piyasaları ve organize piyasalardan sağlayacakları fonlar bu Kanun uygulamasında mevduat sayılmaz. 5411 Sayılı Bankalar Kanununda kuruluş şartlarına ilişkin 7. Maddenin f bendinde Türkiye’de kurulacak bir bankanın nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş sermayesinin en az otuz milyon TL olması hükme bağlanmıştır. Ancak ilgili maddenin son fıkrasında kalkınma ve yatırım bankaları için ödenmiş sermayenin,7. Maddenin f bendinde belirtilen otuz milyon TL’lik asgari tutarın en az üçte ikisi kadar olması yeterli görülmüştür.
Türkiye’de Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile İlgili Yasal Mevzuat 5411 Sayılı Bankalar Kanunun Kredilere ilişkin 48. Maddesinde kalkınma ve yatırım bankalarının finansal kiralama yöntemiyle sağladığı finansmanların kredi sayılacağı hükme bağlanmıştır. Denetlemeler sonucunda bir bankayla ilgili olarak; Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları bu Kanunda yer alan hükümlere göre, kalkınma ve yatırım bankaları ise genel hükümlere göre tasfiye edilir.
Türkiye’de Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile İlgili Yasal Mevzuat 5411 Sayılı Bankalar Kanununun kalkınma ve yatırım bankalarına ilişkin hükümler başlıklı 77. Maddesinde, kalkınma ve yatırım bankalarının tabi olmadığı kanun maddeleri sayılmış, söz konusu maddeler dışındaki tüm madde hükümlerine uymakla mükellef olduklarını belirtilmiştir. Mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankaları, tüzel kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Türkiye Bankalar Birliğine; katılım bankaları ise aynı nitelikteki Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, faaliyet izni aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde üye olmak zorundadır.