Öğretmen Yetiştirme Reformları Cumhuriyet Öncesi Dönem Zeynep YILDIRIM
ÖĞRETMENLİĞİN MESLEKLEŞMESİ Türkiye'de öğretmenliğin ayrı ve kendine özgü bir meslek olarak düşünülmesi ve bu meslekten olanların ayrı bir programla yetiştirilmesinin gerekli görülmesine ilişkin ilk somut gösterge 15. yüzyılın ikinci yarısında Fatih Sultan Mehmet'in kurdurduğu Eyüp ve Ayasofya medreselerinde o dönemin ilkokulları olan sıbyan mekteplerine öğretmen yetiştirilmek için ayrı bir program öngörülmesi ve uygulanmasıdır.
Türkiye'de öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ve bu mesleği öğrenip yürütenlerin atanma görevlendirilme ve yükselme biçimleri 01 Eylül 1869'da yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde (Genel Eğitim Tüzüğünde) başlıca konulardan biri olarak yer almıştır. Öğretmen alımında ve atamalarında öğretmen okulu çıkışlılara "hakk-ı rüçhan" ("öncelik hakkı") tanınmıştır. Bu bakımdan Tüzük ülkemizde öğretmenlik mesleğinin evriminde yeni bir dönüm noktası oluşturur.
1900’de yürürlüğe giren Muallimlikte Mesleki İhtisas Tesisine Dair Talimat’la ilk kez bir öğretmenlik tanımının yapılmaya çalışıldığını; öğretmenlerin yetki, sorumluluk ve haklarının belirlenmeye çalışıldığı görülür. Artık öğretmen olabilmek için Darülmuallimin mezunu olmak ya da zaman zaman yapılan sınavlarda başarı göstermek gerekmektedir. Öğretmenlerin branşlaşma sürecinin bu talimatnameyle başladığı söylenebilir
örgün eğitimin alt kademeleri Sıbyan Mektepleri İptidai Mektepleri Rüştiyeler İdadiler(Sultaniler)
16 Mart 1848 DARÜLMUALLİMİN
Sultan Abdülmecit döneminde Kemal Efendinin öncülüğünde 16 mart 1848'de Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu) açılmıştır. Rüşdiyelere (ortaokul) erkek öğretmen yetiştirmek üzere açılan okul daha sonra darülmuallimin-i rüşti adını almıştır.
Ders verme, öğretim yöntemi, farsça, aritmetik, geometri, alan ölçümü, astronomi, coğrafya okutulan dersler arasındadır. Öğrenciler sınavla alınmışlardır. Öğretim süresi üç yıldır. Öğrenci sayısı 20 ile 30 kişi arasındadır.
Dârülmuallimler, 1875 yılından itibaren yaygınlaştırılarak İstanbul dışında da açılmaya başlandı. Bosna, Girit, Amasya, Sivas, Kudüs, Erzurum, Van, Musul, Aydın, Konya, Haleb, Elazıg ve Trabzon gibi vilâyet merkezlerinde yeni Dârülmuallimînler açıldı
1868 DARULMUALİM-İ SIBYAN
Şura-yı Devlet Maarif Dairesi reisi Kemal Efendi tarafından da desteklenen Safvet Paşa’nın teklifi doğrultusunda Darülmuallimin-i Sıbyan; 15 Kasım 1868’de İstanbul’da Bayezid’de şimdiki Üniversite Kütüphanesi’nin bulunduğu yerde, Matbaa-i Amire için yaptırılıp sonradan rüşdiye olarak da kullanılan bir binada, Maarif Nazırı Safvet Paşa tarafından açılmıştır.
Program: Lisan-ı Osmani, Tarih, Hendese, Hesap, Farisi, Coğrafya, Rik’a, İmla, Fenn-i Hesap, Usul-i Tedris (öğretim metodu)
Okulun ilk müdürü, devrinin aydın kişilerinden biri olan Mehmed Cevdet Efendi idi. Öğretim süresi iki yıl olan okula, imtihanla her birine ayda otuzar kuruş “maaş” verilen yirmi öğrenci alınmıştı.
1870 DARÜLMUALLİMAT
1869 Nizamnamesi, kız ilkokullarını ve kız rüşdiyelerine kadın öğretmen yetiştirilmesi amacıyla bir Darülmuallimât açılmasını öngörmüş ve bu okul, Maârif Nâzırı Saffet Paşa tarafından 1870'de açılmıştır. Okul, Sıbyan ve Rüşdiye olmak üzere iki şubeye ayrılmıştır
Okula girmek isteyen kadınlar sıbyan ve rüşdiye mektebi şahadetnamesine sahip iseler imtihansız olarak, aksi durumda ise imtihanla alınacaklardı. Darülmuallimat mezunları, kız okulları öğretmenliklerine tayinde öncelikli olacaklardı.
Sultan II. Abdülhamid Devrinde, Darülmuallimat’ta hazırlık okulu niteliğinde altı yıllık bir İhtiyat Kısmı kurulmuştu (1892). Bu kısım kız rüşdiyelerine denk olacaktı. Diğer kız rüşdiyelerinden diploma alanlar gibi, İhtiyat Kısmı’ndan diploma alanlar da okula imtihanla kabul ediliyordu. Bu kısma girmek isteyenler, bir “Heyet-i Mümeyyize” önünde sınava tabi tutuluyor ve girmeyi hak ettiği sınıfa kaydoluyordu.
Darülmuallimat, sıbyan ve rüşdiye adıyla iki şubeye ve her şube, Müslim ve gayri Müslim sıbyan mektepleriyle rüşdiyelerine öğretmen yetiştiren iki kısmı ayrılacaktı.
Sıbyan Şubesi’nin öğretim süresi iki yıl olup, okutulması öngörülen dersler şunlardı: Mebadi-i Ulum-ı Diniye, Kavaid-i Lisan-ı Osmani ve Kitabet, Usul-i Talim, Her cemaatin kendi lisanı, Risale-i Ahlak, Hesap ve defter tutma usulü, Tarih-i Osmani ve Coğrafya, Malumat-ı Nafia, Musiki, Dikiş ve Nakış.
Rüşdiye Şubesi’nin öğretim süresi ise üç yıl olup, şu dersler okutulacaktı: Mevadd-ı Ulum-ı Diniye, Kavaid-i Lisan-ı Osmani ve İnşa, Arabi ve Farisi, Her cemaatin kendi lisanı, İlm-i Ahlak, Tedbir-i Menzil, Tarih ve Coğrafya, Mebadi-i Ulum-ı Riyaziye ve Tabiiye, Resim, Musiki, Enva-i ameliyat hiyatiye.
1890 DARÜLMUALLİMİN-İ ALİ
1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi; İstanbul’da “mekatib-i umumiyenin derecat-ı muhtelifesi için mükemmel muallimler yetiştirmek üzere” bir “Darülmuallimin-i Kebir” açılmasını hükme bağlıyordu. Okul; rüşdiye, idadiye ve sultaniye okullarına öğretmen yetiştirmek üzere üç şubeye, her şube de edebiyat ve fünun olmak üzere iki kısma ayrılacaktı.
Her şubede okutulacak dersler şunlardı a) Rüşdiye Şubesi (3 yıl) Ulum dersleri Edebiyat dersleri Tersim-i hutut, hesap Türkçe kitabet ve inşa, Arabi, Farisi, Defter tutma usulü Her cemaatin kendi lisanı, Hendese, mesaha, cebir Tarih-i umumi
b) İdadi şubesi (2 yıl) İlm-i mevalid, Hendese-i Arabi Farisi, Türkçe şiir ve inşa Resmiye ve menazır Fransızca, Kavinin-i Osmaniye, Kimya, resim ilm-i servet
c) Sultaniye Şubesi (3 yıl) Müsellesat-ı müsteviye ve kureviye Türkçe inşa ve eş’ar Cebirin hendeseye tatbiki Arabi, Farisi Cerr-i eskal, ilm-i heyet, Kimya Maani İlm-i mevalid, jeoloji Türkçe ve Fransızca tercümeler Fenn-i tahtit-iarazi, Resim Hukuk-ı milel
1850’lerden itibaren çocuk eğitimine, dolayısı ile öğretmen eğitimine yönelik pek çok kitapçığın yayınlandığını görüyoruz. Melekzade Fuat Bey, Aristoklis Efendi, Musa Kazım Bey Yanya Maarif Müdürü Ziver Bey, Hazergratlı Mehmet Refet, Ayşe Sıddıka Hanım gibi eğitimciler yazdıkları kitaplarla eğitim ve öğretimin nasıl sürdürülmesi gerektiğini çeşitli yönlerden incelemişlerdir
Dönemin önemli isimleri
Selim Sabit Efendi (1829-1910) İlköğretim ve öğretmen eğitimi alanlarında, modernleştirme çalışmalarına öncülük yapmış önemli bir eğitimcimizdir. Rehnüma-yı Muallimin (öğretmenlere rehber) adlı kitabı öğretmenlere yol gösterebilecek ilk pedagoji kitaplarından biridir.
Ayrıca modern eğitimin temel dayanaklarından olan grup eğitimi; tahta, tebeşir, sıra gibi modern öğretim araçları Selim Sabit Efendi ile birlikte kullanılmaya başlanmıştır.
Satı Bey Öğretmen okullarının gerçek anlamda kimliklerini buldukları dönem 2. Meşrutiyet dönemidir. Öğretmen okullarının meşrutiyet döneminde modern anlamda kurumsallaşmalarının mimarı ise hiç kuşkusuz Sati Bey’dir.
Öğretmen okullarının programlarına Pedagoji ve Öğretim Yöntemleri gibi dersler Sâti Bey’in döneminde girer. Sâti Bey’in getirdiği en önemli yeniliklerden biri de, geliştirdiği eğitim düşüncesiyle tutarlı bir biçimde, Darülmuallim bünyesinde oluşturduğu tatbikat okuludur.
Sati Bey’in döneminde Öğretmen okulunda okutulan dersler arasına, ilk kez Beden Eğitimi ve Çocuk Müziği gibi dersler girer. Çocuk edebiyatının gelişmesi için teşvik edici çalışmalar yapar. El işleri dersinin bütün okullara girmesi için çaba gösterir. Öğretim metodu ve pedagoji konularında öğretmen okulu öğrencilerine uygulamalı konferanslar verir .
1911 yılından itibaren üç cilt halinde çıkardığı Fenn-i Terbiye adlı kitabında okul binası, sınıf, sıra ve laboratuarların ideal boyutları, pencere büyüklükleri, çocuğun sırada nasıl oturacağı, ışıktan nasıl yararlanılması gerektiği gibi eğitim ortamının sağlık koşullarıyla ilgili çok önemli, ciddi önerilerde bulunmuştur.
Mehmet Hulusi efendi 1894-95’te okul müdürlüğüne getirilen ve gerek Koska’da satın aldığı konak sayesinde okulu kendine ait bir binaya kavuşturarak, gerekse hazırladığı talimatname ve müfredat programı ile okulun eğitim ve öğretim hayatını ıslah ederek, Darülmuallimat tarihine gerçek bir reformcu olarak geçer.
Diğer öğretmen kaynakları Tanzimat’tan sonra, bütün öğretim kademelerinde, zaman zaman , darülmuallimin ve Darülmuallimat mezunlarından başka: a) Medreseliler b) Mekteb-i Mülkiye başta olmak üzere yüksek okul mezunları, c) İdadi mezunları d)Subaylar e) Memurlar f) Din görevlileri g) Gayri Müslimler öğretmen olarak istihdam edilmiştir. Fakat bunların öğretmen okullarından mezun olanlara oranını tespit etmek mümkün olmamıştır.
kaynakça AKYÜZ Yahya, Türk Eğitim Tarihi (2001)Ankara.Pegem A yayıncılık KOÇER Hasan Ali, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi: 1773-1923.(1991) İstanbul. M.E.B. Yayınları Yar.Doç Ethem LEVENT’in Tanzimat Döneminde Eğitimin Geleneksel Yapısı makalesinden faydalanılmıştır.
http://edebiyatsayfasi.blogcu.com/4313474 Erişim Tarihi (5-11-2007) Resimler erişm tarihi(8-11-2007)http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.thy.com/tr-TR/skylife/archive/sky_img/2001_11_res/18.jpg&imgrefurl=http://www.thy.com/tr-TR/skylife/archive/tr/2001_11/konu5.htm&h=187&w=276&sz=18&hl=tr&start=9&tbnid=i3fxRBGoKEdC3M:&tbnh=77&tbnw=114&prev=/images%3Fq%3Ddar%25C3%25BClmuallimat%26gbv%3D2%26svnum%3D10%26hl%3Dtr%26client%3Dfirefox-a%26channel%3Ds%26rls%3Dorg.mozilla:tr-TR:official%26sa%3DG