Pilonidal sinüs ve kristalize fenol

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DÜŞÜK PREVALANS HEKİMLİĞİ
Advertisements

ORAL MUKOZİT OLUŞAN HASTALARIN BAKIMINA YÖNELİK BİR UYGULAMA ÖRNEĞİ
OLGU.
Artan Endovasküler Tecrübe İlyak Arter Oklüzyonu Tedavisinde Fark Oluşturur mu? BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ADANA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RADYOLOJİ.
Acil Olguya İlk Yaklaşım
Onkoloji Destek Paketi
BÖBREK NAKLİ DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
DERİ TESTLERİ SÜLEYMAN YILMAZ.
Prostat Hastalıkları: Doğru Sanılan Yanlışlar, Bilinmeyen Gerçekler
Dr.Süha Akpınar -Dr.Bahar Kaymakamzade
Ne Zaman Çimentosuz Femur ?
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
MEME KORUYUCU CERRAHİ SONRASI KONFORMAL TÜM MEME RADYOTERAPİSİ UYGULANMIŞ HASTALARDA KALP VE AKCİĞER DOZUNUN PARSİYEL MEME IŞINLAMASI TEKNİĞİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI.
Doç.Dr.İlhan ÖZTEKİN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
9.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği
Toplumda Gelişen Pnömoni Hastalarında Tedavi Başarısı Göstergesi Olarak Serum Prokalsitonin ve C-Reaktif Protein Düzeyleri Mehmet Sezai Taşbakan1, Canan.
Prof. Dr. Çetin Önsel İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Enfekte Megaprotezlerde Tedavi Stratejileri
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
Doruk Yavuzkurt Diyaliz Makinesi
MEME BÜYÜLTMEDE PROTEZ ÇEŞİTLERİ VE ENDİKASYONLARI
Prof. Dr. Turan EGE Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
GÖZE İLAÇ UYGULAMA Göze, göz hastalıklarının tanısı (göz bebeğini büyütmek ya da küçültmek), göz enfeksiyonlarının tedavisi ve gözü nemlendirmek amacıyla.
SB EGE DOĞUMEVİ VE KADIN HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE PLANLAMASI EĞİTİM MERKEZİ Op.Dr. Kenan Ertopçu.
Toplum Kökenli Pnömoniler
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bölümü, Bornova - İzmir
1. 2 SERUM ÖRNEKLERİNDE HDV VİREMİ BELİRLEMEDE ANTİ-HDV ENZİM İMMUNOASSAY GÖSTERGESİ Dr. Özlem Aydemir Doç. Dr. Mehmet Özdemir 3.
Kanser tedavisi uygulanan hastaların beslenme durumunun değerlendirilmesi ve takibi- Terminal dönemde beslenme desteği yapılmalı mıdır? Artıları ve eksileri.
Cilt Bütünlüğünde Bozulma ve Hemşirelik Yaklaşımı
Parsiyel Splenik Embolizasyon
SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM
HASTA/ YARALI TAŞIMA TEKNİKLERİ ELAZIĞ UMKE.
SERVİKS STAGE I B2 OLGULARINA YAKLAŞIM Doç.Dr. Ayşe GÜRBÜZ.
Kolorektal Kanser Cerrahi Tedavi
FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ : EMİNE KURTEL
Mehmet Mahir Atasoy Radyoloji Anabilim Dalı MALTEPE ÜNİVERSİTESİ
Pnömoni tedavisinde biyomarkırların kullanımı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Toplum kökenli pnömoni
EVDE HASTA BAKIMI.
Prof.Dr.Metin Çapar S.Ü.Meram Tıp Fakültesi Kadın Doğum ABD KONYA
İNCE BARSAĞIN CERRAHİ HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
DOÇ.DR. İRFAN YALÇINKAYA
Eskişehir Osmangazi Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD
Cerrahide Drenlerin Rasyonel Kullanımı-2
BURNA İLAÇ UYGULAMA Burna ilaç uygulamasına intranazal uygulamada denir. Burna ilaç: burun mukozasını korumak ve tedavi etmek, nazal konjesyonu gidermek,
DOÇ.DR. İRFAN YALÇINKAYA
BÖLÜM 16 Göz Kulak Hastalıkları
DİABETİK PERİFERİK NÖROPATİ TEDAVİSİNDE AKUPUNKTUR: OLGU SUNUMU
Pelvik Organ Prolapsusunda Uterus Koruyucu Cerrahi
Dr. Murat Topoğlu Akupunktur Derneği Başkanı.
BEL – BOYUN FITIKLARI.
Örnekleme.
Dr. Serbülent Gökhan BEYAZ
20 Yaş Dişleri.
Araş. Gör. Dr. N. Emel ELVERİCİ ARDIÇ
PROSTAT KANSERİ TANISI KONMUŞ HASTALARDA KEMİK SİNTİGRAFİSİNİN SAĞ KALIM SÜRESİNİ ÖNGÖRMEDEKİ DEĞERİ Elif Marangoz, Doğangün Yüksel, Olga Yaylalı, Suna.
VİTAL AMPUTASYON Prof. Dr. Aylin KALAYCI.
Tubaovaryan Abse Tedavisinde Minimal İnvaziv Cerrahi Deneyimlerimiz
Tiroid Kanseri Tedavisi
POSTPARTUM KANAMALARDA HİPOGASTRİK ARTER LİGASYONU
RADYOCERRAHİ UYGULANAN AKROMEGALİ HASTALARININ KLİNİK VE LABORATUVAR İZLEMİ 
 MELİHA MELİN UYGUR1, DİLEK GOGAS YAVUZ1, DİLEK DERELİ YAZICI1, OĞUZHAN DEYNELİ1,
&. -Ağrılı, uzun süren ameliyatlar -Sinüs lifting ve kemik tozu gibi pahalı ileri cerrahi uygulamaları -Protezleri takamadan aylarca iyileşme süresi.
İlaç Uygulamalarında Hemşire İzleminin Önemi: X İlaç Uygulaması
MAKSİLLOFAsiyAL TRAVMA VE ORTA YÜZ BÖLGESİ KIRIKLARI
Şule Arıcan1, Sinan Ulukaya1, Ruhiye Reisli2
Kronik Diz Ağrısı Hastalarına Yapılan Diz Eklem İçi Steroid Enjeksiyonu ve Diz Eklem İçi Steroid Enjeksiyonu Yanında Yapılan Geniküler Sinir Bloğunun.
Sunum transkripti:

Pilonidal sinüs ve kristalize fenol Mehmet Ali Yürük Dönem 3 Fırat Üniversitesi Elazığ mali056@hotmail.com

Pilonidal Sinüs nedir? Sakrokoksigeal bölgede kılların deri altı dokuya girerek burada inflamasyon, fissür, fistül oluşumuyla karakterize bir hastalık tablosudur.

Etiyoloji Başlıca 2 görüş 1)Doğumsal: ►Medüller kanalın kalıntılarından kaynaklandığı ►Medyan hattın hatalı birleşmesi sonucu oluşan dermal inklüzyon cisimciklerinden oluştuğu ►Embriyolojik atık kalması 2)Edinsel:Vücudun herhangi bir bölgesinde dökülen kılların burada toplanıp bir vida gibi deri altına yerleşmesi

Risk faktörleri 1)Erkek 2)Esmer 3)Kıllı vücut 4)Vücut temizliğini iyi yapmayanlar 5)Sürekli oturur halde çalışanlar(öğrenci, şoför) 6)Aile anamnezi pozitif olanlar

İlk defa 1847 yılında Anderson tarafından cerrahi olarak pilonidal sinüs tedavisini yapmıştır. Pilonidal sinüste ilk defa fenolü Maurice ve Greenwood 1964 yılında uygulamışlardır.

İdeal pilonidal sinüs tedavisi; Basitçe uygulanabilme Hastanede yatırmaya ihtiyaç duyulmadan ayakta yapılabilmeli Hastanın rutin işlerine engel olmamalı Nüksü ile komplikasyonu az olmalı Ucuz olmalıdır

Tedavi yöntemleri Yöntem nüks iyileşme süresi Kristalize fenol %0-4 42 gün Kistotomi %5-19 4-6 hft Bascom %7-16 3-4 hft Primer kapatma %16-22 2 hft Karydakis %0-1 4-8 hft

Fenol ile ilgili olarak bildirilen başarı oranları %93-59 arasında değişmektedir.Tüm bu çalışmalarda fenolün %80 solüsyonu enjekte edilerek kullanılmıştır.

KRİSTALİZE FENOLÜN UYGULAMASI Tüm hastaların, bel ile kalçalarının alt kısmına kadar olan bölgelerinin kılları, fenol uygulamadan önce, traş edilerek temizlenir. Tüm tedavi süresince de kıllar uzadıkça bu işlem tekrarlanır.

Pilonidal sinüs delikleri gözlenir eğer deliklerin çapı kristalize fenol uygulanabilecek kadar geniş değilse (3 mm den küçük olması) delik etrafında yapılan lokal anesteziden sonra bir mosquito klemp (aesclap BH-119) kullanılarak genişletilir.

Daha sonra aynı klemp yardımıyla sinüsün yönü tespit edilerek sinüs içerisindeki kıllar çıkarılır. Başvuru anında drene olmuş absesi bulunan hastalıklarda genellikle drenaj ağzı kılların çıkarılması fenol uygulaması için yeterli genişliktedir.

Abse ile başvuran hastalarda ise lokal anestezi ile bu abseler açılır. Aynı seansta bu delikten loja girilerek kıl çıkarılması ve fenol uygulama işlemi yapılır.

Aynı klemp ile fenol kristalleri tutularak delik içerisine iletilir. Yeterince genişletilmiş deliklerden kıl çıkarma işlemi tamamlandıktan sonra, fenol uygulanacak delik ve etrafı antibiyotikli bir pomat ile korunur. Aynı klemp ile fenol kristalleri tutularak delik içerisine iletilir.

Dışarı taşma aşamasına geldiğinde işlem durdurulur. Kristalize fenol vücut ısısında hızla sıvı hale geçerek sinüsü doldurur. Dışarı taşma aşamasına geldiğinde işlem durdurulur. 2-3 dak. bekledikten sonra sinüs sıkıştırılarak debrisle beraber sıvı fenolün dışarı çıkarılması sağlanır.

Hasta 1 hafta sonra kontrole çağrılır Hasta 1 hafta sonra kontrole çağrılır. Sinüs ağzı ve abse gelişimi kontrol edilir. Sorun yoksa aylık kontrol yapılır. Eğer nüks varsa işlem tekrarlanır.

Kristalize fenolün kullanıldığı çalışmada oldukça yüksek bir başarı oranı (%95.1) yakalanmıştır. Sıvı fenol ile yapılan çalışmalarda başarı oranları %93-59 arasında değişmektedir. Uygulanan tekniklere bağlı olarak cerrahi tedavi başarı sonuçları da %89-100 arasında bildirilmektedir.

Başarının altında yatan en önemli etmen yeterince geniş olmayan deliklerinde klemp girecek kadar genişletilerek iyi bir kıl temizliği yapılabilmesi ve daha konsantre fenolünde bu sayede kolayca uygulanabilmesi ve genişletilmiş bu delikten drenajın daha rahat olmasıdır.

Nitekim seröz akıntının devam ettiği vakalarda ısrarla aranınca çıkarılmamış kıllar olduğu belirlenmiş ve bu kıllarda çıkarılınca sinüsün hızlıca kapandığı gözlenmiştir.

Hastaların deliklerini genişletmek için sinüs ağzı ve etrafına lokal anestezi uygulanması ve fenol, basınç oluşturulmadan uygulandığı için uygulayıcıya ve hastaya yönelik herhangi bir komplikasyona neden olmamaktadır.

Fırat Üniversitesi Tıp fakültesi Genel Cerrahi AD’na 1995-2003 yılları arasında pilonidal sinüs sebebiyle başvuran ve medikal tedaviyi tercih eden hastalar çalışmaya alınmıştır.

Hastalara ait demografik özellikler Alışkanlıklar Aile anemnezi Bulunan ek sistematik patolojiler Vücut kitle indeksi Sinüse ait özellikler (akut,kronik,apse) Absenin lokalizasyonu Sinüs yönü Delik sayısı

Daha sonra delik sayısı, abse mevcudiyeti,olgunun akut yada kronik oluşu ile iyileşme arasındaki ilişki, delik sayısı ile nüks gelişimi ve abse oluşumu arasındaki ilişki araştırılmış. Fenol uygulaması sonuçları takip edilerek takip süresi içindeki başarı ve nüks oranı tespit edilmiş.

Abse gelişimi ile delik sayısı arasında bir ilişki gösterilememiş Abse gelişimi ile delik sayısı arasında bir ilişki gösterilememiş. Vakaların akut yada kronik olması, abse mevcudiyeti ve delik sayısı fenol uygulama endikasyonunu değiştiren bir faktör değildir.

Kristalize fenol uygulamasında ortalama iyileşme süresi 42 gün olmuştur. İyileşme süresini etkileyen en önemli faktör ise delik sayısı olmuştur.

Bu çalışmanın sonucunda Kristalize Fenol uygulamasının, Her türlü pilonidal sinüs tedavisinde kolay Komplikasyonu az Hospitalizasyona gerek duyulmayan Hastayı mutat işlerinden alıkoymayan Ucuz bir yöntem olması ilk tercih edilecek metot olmasını sağlamıştır.

önce sonra

Cerrahi sonrası Kristalize fenol sonrası

Cerrahi sonrası Kristalize fenol sonrası

Sabrınıza teşekkür ederim! Fırat tıp merkezi