Pilonidal sinüs ve kristalize fenol Mehmet Ali Yürük Dönem 3 Fırat Üniversitesi Elazığ mali056@hotmail.com
Pilonidal Sinüs nedir? Sakrokoksigeal bölgede kılların deri altı dokuya girerek burada inflamasyon, fissür, fistül oluşumuyla karakterize bir hastalık tablosudur.
Etiyoloji Başlıca 2 görüş 1)Doğumsal: ►Medüller kanalın kalıntılarından kaynaklandığı ►Medyan hattın hatalı birleşmesi sonucu oluşan dermal inklüzyon cisimciklerinden oluştuğu ►Embriyolojik atık kalması 2)Edinsel:Vücudun herhangi bir bölgesinde dökülen kılların burada toplanıp bir vida gibi deri altına yerleşmesi
Risk faktörleri 1)Erkek 2)Esmer 3)Kıllı vücut 4)Vücut temizliğini iyi yapmayanlar 5)Sürekli oturur halde çalışanlar(öğrenci, şoför) 6)Aile anamnezi pozitif olanlar
İlk defa 1847 yılında Anderson tarafından cerrahi olarak pilonidal sinüs tedavisini yapmıştır. Pilonidal sinüste ilk defa fenolü Maurice ve Greenwood 1964 yılında uygulamışlardır.
İdeal pilonidal sinüs tedavisi; Basitçe uygulanabilme Hastanede yatırmaya ihtiyaç duyulmadan ayakta yapılabilmeli Hastanın rutin işlerine engel olmamalı Nüksü ile komplikasyonu az olmalı Ucuz olmalıdır
Tedavi yöntemleri Yöntem nüks iyileşme süresi Kristalize fenol %0-4 42 gün Kistotomi %5-19 4-6 hft Bascom %7-16 3-4 hft Primer kapatma %16-22 2 hft Karydakis %0-1 4-8 hft
Fenol ile ilgili olarak bildirilen başarı oranları %93-59 arasında değişmektedir.Tüm bu çalışmalarda fenolün %80 solüsyonu enjekte edilerek kullanılmıştır.
KRİSTALİZE FENOLÜN UYGULAMASI Tüm hastaların, bel ile kalçalarının alt kısmına kadar olan bölgelerinin kılları, fenol uygulamadan önce, traş edilerek temizlenir. Tüm tedavi süresince de kıllar uzadıkça bu işlem tekrarlanır.
Pilonidal sinüs delikleri gözlenir eğer deliklerin çapı kristalize fenol uygulanabilecek kadar geniş değilse (3 mm den küçük olması) delik etrafında yapılan lokal anesteziden sonra bir mosquito klemp (aesclap BH-119) kullanılarak genişletilir.
Daha sonra aynı klemp yardımıyla sinüsün yönü tespit edilerek sinüs içerisindeki kıllar çıkarılır. Başvuru anında drene olmuş absesi bulunan hastalıklarda genellikle drenaj ağzı kılların çıkarılması fenol uygulaması için yeterli genişliktedir.
Abse ile başvuran hastalarda ise lokal anestezi ile bu abseler açılır. Aynı seansta bu delikten loja girilerek kıl çıkarılması ve fenol uygulama işlemi yapılır.
Aynı klemp ile fenol kristalleri tutularak delik içerisine iletilir. Yeterince genişletilmiş deliklerden kıl çıkarma işlemi tamamlandıktan sonra, fenol uygulanacak delik ve etrafı antibiyotikli bir pomat ile korunur. Aynı klemp ile fenol kristalleri tutularak delik içerisine iletilir.
Dışarı taşma aşamasına geldiğinde işlem durdurulur. Kristalize fenol vücut ısısında hızla sıvı hale geçerek sinüsü doldurur. Dışarı taşma aşamasına geldiğinde işlem durdurulur. 2-3 dak. bekledikten sonra sinüs sıkıştırılarak debrisle beraber sıvı fenolün dışarı çıkarılması sağlanır.
Hasta 1 hafta sonra kontrole çağrılır Hasta 1 hafta sonra kontrole çağrılır. Sinüs ağzı ve abse gelişimi kontrol edilir. Sorun yoksa aylık kontrol yapılır. Eğer nüks varsa işlem tekrarlanır.
Kristalize fenolün kullanıldığı çalışmada oldukça yüksek bir başarı oranı (%95.1) yakalanmıştır. Sıvı fenol ile yapılan çalışmalarda başarı oranları %93-59 arasında değişmektedir. Uygulanan tekniklere bağlı olarak cerrahi tedavi başarı sonuçları da %89-100 arasında bildirilmektedir.
Başarının altında yatan en önemli etmen yeterince geniş olmayan deliklerinde klemp girecek kadar genişletilerek iyi bir kıl temizliği yapılabilmesi ve daha konsantre fenolünde bu sayede kolayca uygulanabilmesi ve genişletilmiş bu delikten drenajın daha rahat olmasıdır.
Nitekim seröz akıntının devam ettiği vakalarda ısrarla aranınca çıkarılmamış kıllar olduğu belirlenmiş ve bu kıllarda çıkarılınca sinüsün hızlıca kapandığı gözlenmiştir.
Hastaların deliklerini genişletmek için sinüs ağzı ve etrafına lokal anestezi uygulanması ve fenol, basınç oluşturulmadan uygulandığı için uygulayıcıya ve hastaya yönelik herhangi bir komplikasyona neden olmamaktadır.
Fırat Üniversitesi Tıp fakültesi Genel Cerrahi AD’na 1995-2003 yılları arasında pilonidal sinüs sebebiyle başvuran ve medikal tedaviyi tercih eden hastalar çalışmaya alınmıştır.
Hastalara ait demografik özellikler Alışkanlıklar Aile anemnezi Bulunan ek sistematik patolojiler Vücut kitle indeksi Sinüse ait özellikler (akut,kronik,apse) Absenin lokalizasyonu Sinüs yönü Delik sayısı
Daha sonra delik sayısı, abse mevcudiyeti,olgunun akut yada kronik oluşu ile iyileşme arasındaki ilişki, delik sayısı ile nüks gelişimi ve abse oluşumu arasındaki ilişki araştırılmış. Fenol uygulaması sonuçları takip edilerek takip süresi içindeki başarı ve nüks oranı tespit edilmiş.
Abse gelişimi ile delik sayısı arasında bir ilişki gösterilememiş Abse gelişimi ile delik sayısı arasında bir ilişki gösterilememiş. Vakaların akut yada kronik olması, abse mevcudiyeti ve delik sayısı fenol uygulama endikasyonunu değiştiren bir faktör değildir.
Kristalize fenol uygulamasında ortalama iyileşme süresi 42 gün olmuştur. İyileşme süresini etkileyen en önemli faktör ise delik sayısı olmuştur.
Bu çalışmanın sonucunda Kristalize Fenol uygulamasının, Her türlü pilonidal sinüs tedavisinde kolay Komplikasyonu az Hospitalizasyona gerek duyulmayan Hastayı mutat işlerinden alıkoymayan Ucuz bir yöntem olması ilk tercih edilecek metot olmasını sağlamıştır.
önce sonra
Cerrahi sonrası Kristalize fenol sonrası
Cerrahi sonrası Kristalize fenol sonrası
Sabrınıza teşekkür ederim! Fırat tıp merkezi