TÜRKİYE’NİN ÇEVRESEL PERFORMANSI T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü TÜRKİYE’NİN ÇEVRESEL PERFORMANSI Dr. A. Çağatay DİKMEN Genel Müdür Yrd.
Sanayi devrimini takiben, endüstrileşme, teknolojik gelişim ve modernleşme sonucunda tüm dünyada çevresel sorunlar yoğunlaşmış, toplumlar üzerindeki etkileri de daha hissedilir olmuştur. Özellikle son yıllarda küresel ısınmanın etkilerinin artması ve yaşanan doğal afetlerin etkilerinin de giderek ağırlaşmasıyla insanoğlu çevre ile ilgili konulara daha çok ilgi duymaya başlamıştır.
İklim değişikliği, çölleşme, biyolojik çeşitlilik kaybı gibi sınır tanımayan küresel sorunlar ile mücadelede, ancak uluslararası düzeyde belirlenecek ortak kararlar ve uygulamalarla başarıya ulaşır.
Bu bağlamda, çevre ve çevre sorunlarının anlaşılması, tartışılması ve farkındalığın arttırılması amacı ile gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde toplantılar, konferanslar, çalıştaylar düzenlenmektedir. Bu nedenledir ki biz de bu çalıştayı ülkemizin sürekli etkileşimde bulunduğu siz değerli komşularımızla birlikte gerçekleştirmeyi düşündük.
Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir. Bunun için kirliliğin kaynağında önlenmesi, çevresel kaynakların bilinçli ve hesaplı biçimde kullanılması bir gereklilik olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56. Maddesinde; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” Hükmü gereğince hem devlete hem de vatandaşlara sorumluluk verilmiştir.
Çevre örgütlenmesi ile ilgili olarak ülkemizde 1970 li yıllarda gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda çevre örgütü kurulmuş ve yıllar içerisinde; gerçekleştirilen değişiklikler ve yenilikler sonunda ülke genelinde çevre kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, ortaya çıkan veya çıkacak kirliliğe karşı gerekli önlemlerin alınması amacı ile sorumlu kuruluş olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur ve çevre ile ilgili her türlü iş ve işlem Bakanlığımız tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bu kapsamda 2010 verileri ışığında ülkemizde; Su kalitesini geliştirmeye yönelik Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği 2004 yılından bu yana uygulanmaktadır. Bunun dışında AB adaylık sürecinde Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı Suların Korunması Yönetmeliği (18.02.2004) İnsani Tüketim Amaçlı Sular HakkındaYönetmelik (17.02.2005) İçmesuyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmelik (20.11.2005) Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği (26.11.2005) Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği (08.01.2006) Yüzme Suyu Kalitesi Hakkında Yönetmelik (09.01.2006) AB Çamur Direktifi Çerçevesinde Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliği (31.05.2005) Ulusal mevzuatımıza aktarılmıştır.
Su kirliliği ile mücadele edilmesi amacı ile 2008-2012 yıllarını kapsayan Atıksu Eylem Planı oluşturulmuştur.
2010 yılında TÜİK verilerine göre atıksu arıtma tesisi ile hizmet edilen nüfusun belediye nüfusuna oranı yaklaşık olarak %62 seviyesine ulaşmıştır. Mevcut olan artıma tesislerinin %13 ünde ileri artıma, %14 ünde Fiziksel arıtma ve %73ünde ise biyolojik arıtma gerçekleştirilmektedir.
Denizlerimizde su kalitesi düzenli olarak izlenmektedir ve 2010 yılında mavi bayraklı plaj ve marinalarımızın toplam sayısı 300 iken bu sayı 2011 yılında 341’e yükselmiştir.
Atık Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik, Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği, Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği…. gibi AB mevzuatına uygun olarak 15 den fazla yönetmelik yürürlüktedir.
TÜİK verilerine göre 2010 yılında 25,28 milyon ton belediye atığı toplanmış ve bu atıkların %54,4’ü düzenli depolama sahalarına, %43,5'i belediye çöplüklerine, %0,8'i kompost tesislerine götürülmüş, %1,3 ise diğer yöntemler ile bertaraf edilmiştir. Yakma tesislerinde 28 bin ton tehlikeli atık yakılmış ve kompost tesislerinde ise 38 bin ton kompost üretilmiştir.
Hava Kalitesi Ülkemizde hava kalitesi yönetimine ilişkin usul ve esaslar Avrupa Birliği (AB) çevre mevzuatıyla tam uyumlu olan Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği ile belirlenmiştir. Bu Yönetmelik ile temel olarak 13 kirleticiye (SO2, PM10, NOx,..) dair, insan sağlığı ve çevrenin korunabilmesi için sağlanması gerekli olan limit değerler belirlenmiştir.
Nihai olarak AB ülkelerindeki hava kalitesi değerlerine ulaşılması hedeflenen bu Yönetmelikte; 2014 yılına kadar mevcut hava kalitesi sınır değerlerinin kademeli olarak azaltılması; 2014 yılından itibaren de tedbir alma yükümlülükleriyle beraber yine kademeli olarak ana hedefin yakalanması öngörülmektedir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Ülkemizde ÇED Yönetmeliği 1993 yılından beri uygulanmakta olup %98 oranında AB ÇED Mevzuatına uyumludur. ÇED çalışmaları kapsamında 2011 yılında verilen ÇED kararlarının sektörel dağılımı ve toplam sayısı tabloda görülmektedir.
Çevreye kirletici etkisi bulunan faaliyet ve tesislerin almak zorunda oldukları ortam bazlı muhtelif izin ve lisanslar yerine tek bir çevre izni verilmesine ilişkin olarak hazırlanan “Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik” 1 Nisan 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu tarihten itibaren bütüncül bir yaklaşım çerçevesinde tek bir Çevre İzni/Çevre İzni ve Lisansı elektronik ortamda verilmeye başlanmıştır. Tabloda 2011 yılında verilen çevre izni/lisans sayıları görülmektedir.
Çevre mevzuatının daha etkin uygulanması için sanayi tesislerinin uygun çalışıp çalışmadığının tespiti amacıyla yapılan çevre denetimleri oldukça önemlidir. 2011 yılı içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı tarafından 51.000’in üzerinde çevre denetimi yapılmıştır.
Bu bilgiler ışığında AB’ne üyelik çerçevesinde; hâlihazırda Avrupa Çevre Ajansı ve OECD üyesi olan ülkemizde Avrupa Birliği çevre müktesebatına uyum için önemli adımlar atıldığı görülmektedir. Ülkemiz; gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, insanın çevre üzerindeki etkisini azaltmasını sağlayarak gelişmeye ve çevreyi korumaya devam edecektir.
İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER…