ORHAN VELİ KANIK Bu slayt Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü öğrencisi Mustafa YILDIZ (1090320135) tarafından hazırlanmıştır.
13 Nisan 1914 - 14 Kasım 1950
Orhan Veli Kanık Hayatı Edebi Görüşü Diğer Edebiyatçıların Orhan Veli Hakkındaki Görüşleri Eserleri Şiirlerinden Seçmeler Kaynakça
Hayatı 1914 yılında İstanbul'da doğdu.Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdi (1932). İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bıraktı (1935) Ankara'ya giderek PTT Umum Müdürlüğü'nde çalıştı (1936-1942)…
Hayatı (devam) Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'na memur oldu (1945), oradan ayrılınca (1947) Yaprak dergisini çıkardı. (1 Ocak 1949'dan 15 Haziran 1950'ye kadar 28 sayı çıktı, Son Yaprak adlı özel bir sayı ölümü üzerine arkadaşları tarafından çıkarıldı).
Hayatı (devam) 14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü. Rumelihisarı mezarlığına gömüldü. Kişiliğini belli eden ilk şiirlerini arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le birlikte Varlık dergisinde yayımlamaya başladı, büyük bir ilgi gördü, sağlığında kendinden çok bahsettiren şair oldu.
Hayatı (devam) Şiiri bir takım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, yıpranmış benzetmelerden kurtararak, daha kısa daha basit bir şekle soktu Yalın bir halk dili kullandı, gündelik sözlerle zaman zaman (Aralık 1936-15 Nisan 1940, 38 şiir), çok kısa zamanda büyük yergi ve espriden faydalanarak, gündelik yaşantılar üzerine yazdı.
Edebi Görüşleri Orhan Veli'nin edebiyata ilgisi daha ilkokul sıralarında başlamış, lise öğrencisiyken Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday ile arkadaş olmuş, bu dostluk Türk şiirinde bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur. Lise sıralarında öğretmenleri olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıfkı Melul Meriç, Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu'nun yakın ilgisini görmüştür. Lisede Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le Sesimiz diye bir dergi çıkarmıştır.
Edebi Görüşleri (devam) Orhan Veli, daha ilk okul beşinci sınıfta iken yazmaya başlamış, ilk öyküsü, eski yazıyla yayımlanan Çocuk Dünyası adlı dergide çıkmıştır. Orhan Veli'nin düzyazıdan şiire dönmesinde, kendisinden iki sınıf önde olan Hıfzı Oğuz Bekata'nın etkisi olduğunu bildirmektedir kardeşi Adnan Veli. Kanık'ın ilk şiirleri Nahit Sırrı Örik'in teşvikiyle Varlık dergisinde yayımlanmış, şair bu şiirlerin bazılarını Mehmet Ali Sel imzasını kullanmıştır.
Edebi Görüşleri (devam) Kanık, dönemin İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılâpçı Gençlik gibi dergilerinde de yazmıştır(1936-1942).
Edebi Görüşleri (devam) GARİPÇİLER Cumhuriyet devri şiirinde varlığını 1935 yılından sonra göstermeye başlayan yeni şiirin kurucuları Orhan Veli Kanık), Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’a verilen ortak ad. Bu üç şair, görüşlerini yansıtan şiirlerini Garip(1941) adlı bir kitapta topladıkları için 'Garipçiler' diye anılmışlardır. 1936'dan itibaren dergilerde şiirleri görülmeye başlayan Orhan Veli (Mehmet Ali Sel) takma adıyla da yazıyordu.
Edebi Görüşleri (devam) Oktay Rıfat ve Melih Cevdet vezinli, kafiyeli, sembolik-romantik şiirler yazarlarken Garip'te, konu, şekil ve üslup bakımından tamamıyla yeni, gelenekten hiçbir özellik taşımayan şiirlerini topladılar. Satışa sundukları kitabın üzerine: Bu kitap, sizi, alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir..! İbaresi yazılı bir de kuşak geçirdiler.
Edebi Görüşleri (devam) Garipçiler, Orhan Veli’nin yazdığı bildiri mahiyetindeki ön sözde şiir anlayışlarını açıklarlar: Nazım dilindeki nahiv acayiplikleri vezinle kafiye zaruretinden doğar. Vezin ve kafiye şiirde ahengin tek vasıtası kabul edilmemelidir. Lafız ve mana sanatları şiiri tabiilikten uzaklaştır.
Edebi Görüşleri (devam) Tabiat herkesin kullandığı kelimelerle anlatılmalı, teşbih ve istiarelerden kaçınılmalıdır.
Edebi Görüşleri (devam) Eskiye ait her şeyden, özellikle şairane duygulardan uzak durulmalıdır. Garipçiler şiirlerinde büyük hayallere, ihtiraslara, yüce duygulara yer vermemişler, ruh sarsıntılarından uzak basitin şiirini yazmışlardır. Şiirlerinin konusu insanın iç dünyasını zenginleştirmeyen küçük sahte şeylerdir.
Edebi Görüşleri (devam) Fakat Garipçilerin bu tutumları çok sürmemiş, 1946'dan sonra yavaş yavaş kafiyeli şiirler yazmaya, benzetme ve istiarelerden istifade etmeye başlamışlardır. 1950'de Orhan Veli’nin ölümünden sonra Oktay Rıfat ve Melih Cevdet kendilerinin açtığı yoldan yavaş yavaş ayrıldılar.
Edebi Görüşleri (devam) Fakat onları taklit eden bir grup Garip türünde yazmaya devam etti. Garipçiler, 1930 sonrası Türk şiirinde gelişmeye başlayan Yeni Şiir‘in bir kolu kabul edilir.
Orhan Veli Hakkında Bazı Anektodlar 1947'de Yedigün dergisi için röportaj yapan Sait Faik, Orhan Veli'nin çok konuşulan bir diğer dizesini, ‘rakı şişesinde balık olmak' dizesini sorar.
Orhan Veli Hakkında Bazı Anektodlar (devam) Orhan Veli'nin verdiği yanıt şudur: "O sırada yoksulluklar içinde yasayan bir adamın hayatını anlatır o şiir. Böyle insan birçok şey ister. Esvap ister, yemek içmek ister. Bu arada rakı içmek ister. Bu işi mübalağalı bir şekilde anlatılmıştır.
Diğer Edebiyatçıların Görüşleri "Yahya Kemal eski şiir dilini yıktı, o dilin şiir için bir zincir olduğunu gösterdi; Nazım Hikmet vezni yıktı, vezinsiz de şiir olabileceğini, vezinsiz de ahenge erilebileceğini, veznin şiir için, ahenk için vazgeçilmez bir unsur değil, tam tersine hız kesen bir zincir olduğunu gösterdi...
Diğer Edebiyatçıların Görüşleri (devam) Orhan Veli çok daha ileri adim attı: şiirin kendine öz bir dili, bir vezni olmadığı gibi, kendine özgü konuları da olmayacağını gösterdi, ahengin, musikinin de şiirden kaldırılabileceğini" (Nurullah Ataç, 1950)
Diğer Edebiyatçıların Görüşleri (devam) “Bunca yıldır yazarım, bana: ‘en çok ne ile övünürsün?’ diye sorsalar: 'Orhan Veli gibi iki üç şairi kimsenin beğenmediği sıralarda anlayıp beğenmiş olmamla övünürüm” derim. (Nurullah Ataç)
Eserleri Garip (1941 – Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile birlikte) Garip (1945 – Yalnız kendi şiirlerinden oluşan genişletilmiş 2. baskı)
Eserleri (devam) Vazgeçemediğim (1945) Destan Gibi (1946) Yenisi (1947) Karşı (1949) Bütün Şiirleri (Adam Yayınları, 1951–1975)
Eserleri (devam) Sağlığında bu altı kitaba aldığı şiirleriyle, bu kitaplara girmemiş başka şiirleri, ölümünden sonra tek kitap halinde basıldı: Orhan Veli, Bütün Şiirleri (1951)
DÜZYAZILARI, ELEŞTİRİ VE HİKAYELERİ Eserleri (devam) DÜZYAZILARI, ELEŞTİRİ VE HİKAYELERİ
Eserleri (devam) Nesir Yazıları: 1953 yılında Denize Doğru adıyla toplandı.
Eserleri (devam) La Fontaine’nin 49 fable’ini nazımla Türkçeye çeviren şair La Fontaine Masalları 2 cilt olarak 1943 yılında yayımlandı.
Eserleri (devam) Aynı şekilde Nasrettin Hoca Hikayeleri (1949) kitabında da 72 fıkrasını nazma çevirdi. Çeviri kitaplarının sayısı 12’dir.
Eserleri (devam) Asım Bezirci’nin derlediği çeviri şiirleri ise Çeviri Şiirler (1982) adıyla; düzyazıları da, yenide Bütün Yazılar I, II (1982) adıyla yayımlandı.
Eserleri (devam) Orhan Veli/Bütün Eserleri dizisinin ilk kitabı Edebiyat Dünyamız (1975)’da şairin düzyazıları, konuşma ve röportajları (haz. Asım bezirci), ikinci kitapta Bütün Şiirleri (1975) derlendi.
Eserleri (devam) HAKKINDA YAZILANLAR
Eserleri (devam) Adnan Veli Kanık, ağabeyinin biyografisi ile basında çıkmış yazılarından seçme parçaları şu kitapta derledi: Orhan Veli İçin (1953).
Eserleri (devam) Şair üzerine bir inceleme Asım Bezirci’nin, zengin bir bibliyografya da veren Orhan Veli Kanık adlı eseridir (1967).
ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER AĞACIM Mahallemizde Senden başka ağaç olsaydı Seni bu kadar sevmezdim. Fakat eğer sen Bizimle beraber Kaydırak oynamasını bilseydin Seni daha çok severdim. Güzel ağacım! Sen kuruduğun zaman Biz de inşallah Başka mahalleye taşınmış oluruz
ŞOFÖRÜN KARISI Şoförün karısı, kıyma bana; El etme öyle pencereden, Soyunup dökünüp; Senin, eniştende gözün var; Benimse gençliğim var; Mapuslarda çürüyemem; Başımı belâya sokma benim; Kıyma bana.
BAYRAM Kargalar, sakın anneme söylemeyin! Bugün toplar atılırken evden kaçıp Harbiye nezaretine gideceğim. Söylemezseniz size macun alırım, Simit alırım, horoz şekeri alırım; Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar, Bütün zıpzıplarımı size veririm. Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!
BEDAVA Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinemaların kapısı, Camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava.
CIMBIZLI ŞİİR Ne atom bombası Ne Londra Konferansı Bir elinde cımbız, Bir elinde ayna; Umurunda mı dünya
DAYANILIR ŞEY DEĞİL Bilmem ki nasıl anlatsam; Nasıl, nasıl, size derdimi! Bir dert ki yürekler acısı, Bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem... Değil! Ekmek parası desem... Değil! Bir dert ki... Dayanılır şey değil
DEDİKODU Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni'yi öptüğümü, Yüksek kaldırımda, güpe gündüz? Melahat'i almışım da sonra Alemdara gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galataya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz soluğu; Geç bunları, anam babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Mualla'yı sandala atıp, Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?
DENİZ Ben deniz kenarındaki odamda, Pencereye hiç bakmadan Dışardan gecen kayıkların Karpuz yüklü olduğunu bilirim. Deniz, benim eskiden yaptığım gibi, Aynasını odamın tavanında Dolaştırıp beni kızdırmaktan Hoşlanır. Yosun kokusu Ve sahile çekilmiş dalyan direkleri Sahilde yasayan çocuklara Hiçbir şey hatırlatmaz.
GÖZLERİM Gözlerim, Gözlerim nerde? Şeytan aldı, götürdü; Satamadan getirdi. Gözlerim, Gözlerim nerde?
SEVDAYA MI TUTULDUM Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle? Çok sevdiğim salatayı bile Aramaz mı olacaktım? Ben böyle mi olacaktım?
YALNIZLIK ŞİİRİ Bilmezler yalnız yaşamayanlar, Nasıl korku verir sessizlik insana; İnsan nasıl konuşur kendisiyle; Nasıl koşar aynalara, Bir cana hasret, Bilmezler.
KENDİ EL YAZISINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ
Kaynakça www.meb.gov.tr KABAKLI Ahmet; Türk Edebiyatı www.orhanveli.net www.siirperisi.net www.e-sehir.com www.edebiyatogretmeni.net