Yrd.Doç.Dr. Mehmet KARATAŞ Tıp Tarihi ve Etik AD ANTİK YUNAN TIBBI Yrd.Doç.Dr. Mehmet KARATAŞ Tıp Tarihi ve Etik AD
Antik Yunan Uygarlığı Bu uygarlığın temeli Girit adasında, MÖ 2000-1400 yılları arasında gelişen uygarlıklar tarafından atılmıştır. MÖ 1600’lü yıllarda bu uygarlıkların Yunanistan topraklarına yayıldığı düşünülmektedir. Arkaik Dönem: (MÖ 700-500) Pers Savaşına kadar geçen dönemdir. Klasik Dönem: (MÖ 480–330) Büyük İskender’in ölümüyle kapanan devirdir. Hellenistik Dönem: Antik Yunan uygarlığının Yunan yarımadası dışındaki diğer bölgelerde etkisinin hissedildiği dönemdir.
Hipokrat öncesinde Tıp ve Asklepios Kültü Hipokrat’tan önceki dönemde Antik Yunan tıbbına ilişkin bilgiler, Homeros’un destansı yapıdaki eserleri olan İlyada ve Odyssey’de yer almaktadır. Bu eserler, savaş yaralanmalarına ilişkin gerçekçi tanımlamalar içermektedir. Bu metinlere göre, savaş kahramanları tıp ve cerrahide de uzmandılar.
Asklepios Kültü Antik Yunan kültürü, çok tanrılı bir uygarlığı yansıtmaktadır. Asklepios, Tıp Tanrısı’dır. Yunan mitolojisine göre Asklepios, en büyük tanrı Zeus’un oğlu Apollon’un ve peri Coronis’in oğludur. Apollon, Coronis’i sadakatsizliği nedeniyle ölümle cezalandırmış ve ardından karnını yararak Asklepios’un doğmasını sağlamıştır. Belki de tarihte tanımlanan ilk sezaryen girişimiyle dünyaya gelen Asklepios, yarı insan-yarı at şekilli sentaur Chiron’dan doğanın ve şifa vermenin sırlarını öğrenir.
Asklepios Kültü Asklepionlarda pek çok rahip/hekim çalışmaktadır. Bu hekimlere Asklepiad denmektedir. Tıbbi bilgiler ve bu bilgilerin uygulanmasına yönelik deneyimler asklepiadlar arasında sır olarak saklanmış ve hekimlik yüzyıllar boyunca babadan oğula geçen bir aile mesleği olarak sürmüştür. Asklepios tanrılaştırılarak adına Asklepion adı verilen tapınaklar inşa edilmiş ve bu tapınaklar bir tür sağlık kurumu ya da hastane olarak kullanılmıştır. Buralarda uygulanan tedavi yöntemleri dini inançlarla karışmıştır.
Asklepios Kültü Yunan tanrıları insanlara benzemektedir. Bu nedenle, Tanrı Asklepios’un da bir ailesi bulunmaktadır. İki kızı vardır; bunlardan Hygeia hijyenden, Panacea ise tıbbi bitkilerden sorumludur. Oğulları Podaleiros ve Machaon ise cerrahi tedavilerden sorumludur. Ciddi sağlık sorunları olduğuna inanılan hastalar Asklepionlar’a getirilmektedir. Hastalar temiz olmalı ve beyaz elbise giymelidir. Tedavi tapınak uykusu ve bu sırada görülen rüyalara bağlıdır. Hastalar Tanrı Asklepios’u rüyalarında görmeyi umarak uykuya yatmakta ve rüyalarında tanrının kendilerine nasıl iyi olacaklarını anlatmasını beklemektedir. Tapınağın özel bir bölümü (abaton), hasta kişilerin tapınak uykusuna yatması amacıyla ayrılmıştır. Tanrı Asklepios’un simgesi yılan olduğundan, tapınaklarda zehirli olmayan yılanlar beslenmekte ve serbestçe dolaşmalarına izin verilmektedir.
Tedavi Yöntemleri Asklepionlarda kullanılan tedavi yöntemleri arasında diyet, banyo ve egzersiz yer almaktadır. Rahip/hekimler ayrıca hastaların rüyalarını yorumlamakta ya da rüyalardan yola çıkarak tavsiyelerde bulunmaktadır. Rahip/hekimlerin tedavilerini bu şekilde (telkin yoluyla) uyguladığı düşünülmektedir. Bazı Asklepionlar günümüze kadar ayakta kalabilmiştir: Yunanistan’da Epidauros, Kos, Anadolu’da Pergamum (Bergama) ve Knidos Asklepionları halen ayaktadır.
Hipokrat ve Hipokratik Tıp Hipokrat, tıp tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Kos (İstanköy) adasında doğduğu ve M.Ö. 460–377 yılları arasında yaşadığı düşünülmektedir. Hipokrat, hastalıkların doğal süreçler olduğunu ve belirtilerin vücudun hastalığa verdiği tepkiler olduğu öğretisini savunmuştur. Bu yaklaşımda artık hastalar günahları nedeniyle tanrılar tarafından cezalandırılan kişiler konumunda düşünülmemektedir. Dolayısıyla bu anlayışta hastalıklar doğaüstü güçlerle değil, akılcı bir biçimde açıklanmaktadır.
Hipokrat ve Hipokratik Tıp Hipokratik Tıbbı anlatan eserler, Hipokrat Külliyatı (Corpus Hippocraticum) olarak isimlendirilmektedir. Bu eserlerin yalnızca bir kısmı Hipokrat’a aittir; Hipokrat’ın ardından gelen kuşaklardaki hekimlerin eserler de bu külliyatta yer almaktadır. Hipokrat’ın ilkelerinden biri olan “primum non nocere” (önce zarar verme) bugün halen tıptaki ve tıp etiğindeki temel ilkelerden biridir. Hipokrat’ın kuramsal yaklaşımı ve tıp uygulamaları, zamanın felsefi konseptlerine, özellikle de Empedocles’in öğretilerine dayanmaktadır. Empedocles’e göre, dünya dört temel elementten (hava, su, toprak ve ateş) oluşmakta ve makrokozmos olarak isimlendirilmektedir. İnsan vücudu ise evrenin küçük bir modeli olarak görülmekte ve bu nedenle mikrokozmos olarak tanımlanmaktadır.
Hipokrat ve Hipokratik Tıp Dünyayı oluşturan dört elementin insan vücudundaki karşılıkları ise kara safra, sarı safra, balgam (mukus) ve kandır. Bedeni dolaşan KAN akıcı ve sıcak → HAVA Beyinde saklanan BALGAM soğuk ve akıcı → SU Karaciğerden gelen SARI SAFRA kuru ve sıcak → ATEŞ Dalakta bulunan KARA SAFRA soğuk ve kuru → TOPRAK Bu öğeler arasında bir dengesizlik oluştuğunda hastalık meydana çıkmaktadır. Tedavinin amacı da, bozulan bu dengenin tekrar sağlanmasıdır. bu felsefe ve beraberindeki uygulamalar, 19. yy ortalarına kadar tıp uygulamalarına yön vermeye devam etmiştir.
Hipokrat Yemini Tıp tarihinde bilinen ilk veya tek yemin değildir. Ancak, zamanın hekimlerinin uyması gereken bir dizi ahlak kuralını tanımlamaktadır. Bu yemin yüzyıllar boyunca önemini korumuştur.
Hipokrat Andı Hekim Apollo, ve Æsculapius, ve Hygia, ve Panacea, ve bütün Tanrı ve Tanrıçalar adına and içerim, onları tanık tutarım ki, bu andımı ve verdiğim sözü gücüm yettiğince yerine getireceğim. Bu sanatta hocamı babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım. Paraya ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, onun çocuklarını kardeş bileceğim. Öğrenmek istedikleri takdirde, bu sanatı onun çocuklarına hiçbir ücret ya da senet almaksızın öğreteceğim. Bu sanatla ilgili her türlü bilgiyi kendi çocuklarıma, onun çocuklarına ve hekim andı içenlere öğreteceğim, başkalarına öğretmeyeceğim. Tıp bilgimi gücüm yettiğince hastamın yararı için kullanacağım, her türlü kötü ve zararlı davranıştan kaçınacağım. Benden zehir isteyene onu vermeyeceğim gibi, kimseye ölümün yolunu göstermeyeceğim. Yaşamımı daima temiz ve yüce tutacağım, sanatımı uygularken de buna dikkat edeceğim. Bıçağımı mesanesinde taş olanda kullanmayacak, bu işi uzmanına bırakacağım. Hangi eve girersem gireyim, hastanın yararı için gireceğim, ve istemli her türlü kötü ve zararlı davranıştan kaçınacağım. İster hür, ister köle olsun, kadınların ve erkeklerin vücutlarını kötüye kullanmaktan sakınacağım. Uğraşım sırasında ya da onun dışında, sanatımla ilgili görüp işittiklerimi bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım. Bu andımı yerine getirdiğim sürece yaşamım ve sanatımın uygulamasıyla mutlu olayım ve insanlar arasında iyi bir adla anılayım. Yeminimden dönersem bunun zıddına uğrayayım.
İskenderiye’de Tıp M.Ö 322 yılında İskenderiye kurulduktan sonra ilk yönetici olan Ptolemy hanedanından Ptolemy Soler dünyanın en ünlü kütüphanesini kurmuştur. Bu atmosferde ünlü düşünürler, şairler ve hekimler yetişmiştir. Bu devir tarihte Helenistik Dönem olarak da isimlendirilmektedir.
İskenderiye’de Tıp Khalkedonlu (Kadıköy) Herophilus ve Erasistratus, İskenderiye’nin önemli bilim adamlarıdır. Viviseksiyon (canlılarda diseksiyon yapma) yoluyla çalışmalar gerçekleştirmiş ve bazı anatomik terimleri tanımlamışlardır. Viviseksiyon uygulamalarını kamuya açık şekilde ve suçlular üzerinde gerçekleştirdikleri düşünülmektedir. Erasistratusun sadece insanlar ve hayvanlar üzerinde viviseksiyon yapmakla kalmayıp, hayvanlar ve belki insanlar üzerinde metabolizmaya ilişkin çalışmalar yaptığı da düşünülmektedir. Kalp kapakçıklarını ilk tanımlayan kişi olarak da kabul edilmektedir.
İskenderiye’de Tıp Bu dönemde aklın beyinde yerleştiğine inanılır ve beşinci bir element olan pnömanın damarlardan aktığı ve canlılığı koruduğu düşünülürdü. Bu devir kısa ömürlü olmuş ve öğrencileri hocalarının izinden gitmemiştir.
Konuyla İlgili SORU/CEVAP Antik Yunan tıbbının Hipokrat döneminde tıbbi uygulamalardaki kuramsal yaklaşımı neydi? Cevap 1: Dört unsur (hıltlar teorisi) Soru 2: Hipokrat’ın eserlerinin toplandığı kitabın adı nedir? Cevap 2: Corpus Hippocraticum
Kaynaklar A. Selim ATAY, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, çeviri Tolga GÜVEN, Marmara Üniversitesi Tıp Tarihi ve Etik AD ders notları Ali Haydar BAYAT, Tıp Tarihi Emine ATABEK, Şefik GÖRKEY, Başlangıcından Rönesansa Kadar Tıp Tarihi Çağlar Boyu Tıp, Roche Yayınları http://en.wikipedia.org/wiki/Main_Page