SÜT ÇOCUĞU BESLENMESİ
Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarlarda alıp vücudunda kullanmasıdır. Aile ve toplumun sağlıklı yaşaması ve ekonomik yönden gelişmesi onu oluşturan bütün bireylerin sağlıklı olmasına bağlıdır. Sağlıklı olmanın temeli ise yeterli ve dengeli beslenmedir.
Yeterli ve Dengeli Beslenme Nedir? Besin ögelerinin günlük alınması gereken miktarlarını içeren, çocukta normal büyümeyi, erişkinde normal vücut ağırlığının devamlılığını sağlayan, besin ögelerinin yetersizliği ya da fazlalığına bağlı hastalıkların gelişmesini önleyen beslenme şeklidir.
Besin gereksinimleri Yaş Cins Vücut ölçüleri Fizyolojik durum Genetik yapı Fizik aktivite Çevre şartları gereksinim duyulan besin ögelerinin miktarlarını belirler.
Günlük enerji ve protein gereksinimi Yaş: Enerji(Kcal/kg) Protein(g/kg) < 3 ay 120 (95-145) 2.40 3-6 ay 115 (95-145) 1.85 6-9 ay 110 (80-135) 1.65 9-12 ay 105 (80-135) 1.45 1-2 yaş 100 1.25 2 yaş üstü 100 1.20
Yaşa göre beslenme sayıları: Yaş: Günlük beslenme sayısı: 1.hafta 6-10 kez 1hafta -1 ay 6-8 kez 1 - 3 ay 5-6 kez 3 - 7 ay 4-5 kez 7 – 9 ay 3-4 kez 9 – 12 ay 3 kez
1. Tek başına anne sütü ile beslenme (0 – 6 aylar) Süt çocuğunda beslenme şekilleri: 1. Tek başına anne sütü ile beslenme (0 – 6 aylar) 2. Ek gıdalarla birlikte anne sütü alma (6 -12 aylar) a. 6- 9 ay beslenmesi b. 9-12 ay beslenmesi 3. Modifiye yetişkin gıdalarla beslenme (12 ay sonrası)
Besleyici olarak anne sütü Anne sütünün en önemli özelliği çocuğun yaşına ve durumuna uygun değişim göstermesidir. İlk günlerde salgılanan kolostrum daha kıvamlı, yağ yönünden fakir, Na, K, Mg, kalsiyum gibi minerallerden ve bebeği enfeksiyondan koruyan hücre, antikorlar yönünden zengindir. Giderek sütün içeriğinde değişiklikler olur ve 10-15 gün içinde matür süt özelliğine erişir.
Anne sütünün içeriği KARBONHİDRATLAR PROTEİNLER YAĞ BÜYÜMEYİ DÜZENLEYEN FAKTÖRLER MİNERALLER VİTAMİNLER ENZİMLER HORMONLAR
Karbonhidratlar Süt şekeri laktozdur. Laktoz meme hücreleri golgi cisimciklerinde glukoz ve galaktoz moleküllerinden sentezlenir. *kan şekerini çocuğun fizyolojisine uygun olarak regüle eder *sütteki Ca emiliminde etkilidir. *galaktoz komponentinin lipitlerle bileşikleri beyin dokusu gelişimi için çok önemlidir. Laktoz laktobasillus bifidus çoğalmasına ve büyük ölçüde barsak florasına zararı olmayan bu mikroorganizmaların oluşmasına neden olur.
Proteinler İmmünolojik olarak fonksiyonel olan protein konsantrasyonundaki düşmeye bağlı olarak anne sütü protein içeriği giderek azalır. Kolostrumda 2.2 gr/dl iken matür sütte 1.1 gr/dl dir. Non protein nitrojen, sekretuar Ig A, laktoferrin, lizozim gibi proteolitik enzimlere dayanıklı protein fraksiyonu çıkarıldığında anne sütündeki besleyici protein fraksiyonu 0.7 gr/dl’dir. Miktarı az ancak biyolojik değeri yüksek olduğu için süt çocuğunun ihtiyacını ilk 4-6 ay karşılar.
Renal solüt yükün düşük olması hayatın erken aylarında böbrek fonksiyonları immatür olan süt çocuğu için anne sütünün önemli bir özelliğidir. Whey proteini/kazein oranı laktasyon süresince değişiklikler gösterir. Laktasyonun erken dönemlerinde 90:10, matür sütte 60: 40, laktasyonun geç dönemlerinde 50:50 dir. Biyolojik değeri yüksek olan whey proteini anne sütünde daha yüksektir.
Anne Sütü Ve İnek Sütünün İçerikleri (100ml’de) Anne sütü İnek sütü Protein(gr) 1.3 3.4 Kazein:Whey 40:60 80:20 WHEY Proteinleri Alfa-laktalbümin 0.42 0.17 Laktoferrin 0.27 eser Beta-laktoglobülin - 0.57 Lizozim 0.08 Eser İmmünglobulin A 0.16 0.005 İmmünglobulin G 0.005 0.096 İmmünglobulin M 0.003 0.005
Alfa laktalbumin: laktoz sentetaz enziminin yapısına girer, ayrıca glukozun UDP-galaktoza bağlanmasını katalize ederek meme bezlerinde laktoz sentezlenmesini sağlar
Kazein/whey protein oranın farklılığına bağlı olarak anne sütü ve inek sütü aa dağılımında farklılık vardır. Anne sütünde sistin/metionin oranı 2/1 iken bu oran inek sütünde 1/3’tür. Anne sütünde metionini sistine dönüştüren enzimler yenidoğanın sistin ve sülfat ihtiyacını karşıladığı için önemlidir. İçerdiği düşük konsantrasyondaki fenilalanin ve tirozin ile anne sütü bu aminoasitlerin yenidoğan döneminde metabolize edilme hızındaki düşüklüğe uygunluk gösterir Taurin anne sütündeki büyümeyi düzenleyen faktörlerden biridir; hücre membran bütünlüğünü sağlar, retina harabiyetini önler.
Yağ- Yağ asitleri Anne sütü kolestrolünün büyük bir kısmı içeriğindeki yağlardan sağlanır. İlk 5 gün içinde salgılanan sütte %2 olan total yağ konsantrasyonu günün ilerleyen saatlerinde artar. Emzirmenin sonuna doğru salgılanan sütte başlangıca göre yağ oranı yüksektir Anne sütü yağlarının %98’ni trigliseritler oluşturur. Kolostrumda daha fazla olmak üzere anne sütünün poliansatüre ve esansiyel yağlardan zengin olması beyin gelişimi, myelinizasyon, retinal fonksiyonlar ve hücre proliferasyonun normal olmasını sağlar.
Yağ – yağ asitleri Anne sütü kolestrolünün büyük bir kısmı içeriğindeki yağlardan sağlanır. İlk 5 gün içinde salgılanan sütte %2 olan total yağ konsantrasyonu günün ilerleyen saatlerinde artar. Emzirmenin sonuna doğru salgılanan sütte başlangıca göre yağ oranı yüksektir Anne sütü yağlarının %98’ni trigliseritler oluşturur. Kolostrumda daha fazla olmak üzere anne sütünün poliansatüre ve esansiyel yağlardan zengin olması beyin gelişimi, myelinizasyon, retinal fonksiyonlar ve hücre proliferasyonun normal olmasını sağlar.
Büyüme Faktörleri Büyüme faktörleri konsantrasyonu kolostrumda yüksektir. İlk hafta içinde miktarlarında azalma olmakla birlikte büyüme faktörü konsantrasyonu/total protein konsantrasyonu kolostrum ve matür sütte farklı değildir.
Epidermal dokularda büyüme ve farklılaşmanın etkin bir uyarıcısı olan epidermal büyüme faktörü(EGF) anne sütünde en yüksek konsantrasyonda bulunur. Oral yolla alınan EGF doğrudan gastrointestinal sistem üzerinde etkili olduğu gibi, buradan absorbe olarak diğer dokular üzerinde etkisini gösterir. Sinir büyüme faktörü (NGF) sempatik nöronların canlılıklarını devam ettirmeleri ve gelişmeleri için gereklidir.
İnsülin, insülin benzer büyüme faktörü, meme kaynaklı büyüme faktörü, koloni stimüle edici faktör, eritropoetin anne sütünde bulunan diğer büyüme faktörleridir. Taurin, etanolamin ve fosfoetanolaminin de büyümeyi düzenleyici etkileri vardır. İnterferonun hem koruyucu hem de büyümeyi düzenleyen etkisi olduğu bilinmektedir.
vitaminler D ve K vitamini dışında yağda ve suda çözünen vitaminlerin anne sütündeki miktarı süt çocuğu için yeterlidir. Vejeteryan anne sütü ile beslenen çocuklarda vit B 12 eksikliği ve buna bağlı megaloblastik anemi gelişebilir.
D Vitamini Yenidoğan hepatik hidroksilaz aktivitesi immatürdür, anne sütündeki Dvitamini 25 OH-Hidroksilaz aktivitesi olması bu duruma uygunluk gösterir. Bununla birlikte anne sütünde 22 ıu/l D vitamini vardır. Bu miktar süt çocuğunun ihtiyacı olan 10 mg Kolekalsiferol veya 400 ıu D vitamininden çok azdır.
K Vitamini Anne sütünde 15 mg/l olan k vitamini yenidoğan ihtiyacını karşılamaz. Yenidoğan hemarojik hastalığının önlenmesi için 0.5-1 mg/K vit parenteral veya 2 mg K vit ağızdan verilmelidir. Daha sonra anne sütündeki K1 ve barsak florasındaki K2 vitamini ile K vitamini gereksinimi sağlanır.
Enzimler Anne sütündeki enzimlerin en önemlisi lipazdır. Düşük safra tuzu konsantrasyonlarında bile aktive olabilen anne sütü lipazı anne sütü ile beslenen bebeklerde, özellikle de sindirim işlevleri tam gelişmemiş premature bebeklerde yağ sindirimi ve emilimine önemli katkıda bulunur. Anne sütü lipazının ve bunun hidrolizi sonucu ortaya çıkan lipitlerin Giardia lamblia, Entamoeba histolitica ve Trichomanas vaginalis enfestasyonlarını önleyici antiprotozoal etkisi vardır. Anne sütündeki lipoprotein lipaz meme bezlerinde süt lipitlerinin sentezi için gereklidir.
Galaktozil transferaz laktoz sentezi Anne sütü sülfidril oksidazı disülfid bağlarının oluşmasını sağlar * sek Ig A sentezini katalizler * enzimlerin ve yapısal proteinlerin işlevini korur Laktoperoksidaz Tiyosiyanat Bakteriostatik etki Hidrojen peroksit
Anne sütünün enfeksiyonlardan koruma özelliği Anne sütü sadece ideal besleyici değil aynı zamanda süt çocuğunu enfeksiyonlardan koruma özelliği gösteren bir besleyicidir. Bu özelliği - içerdiği direkt antimikrobial faktörler - antiinflamatuar faktörler - immün sistemi modüle eden biyoaktif faktörler
Direkt etkili antimikrobial faktörler ve fonksiyonları FONKSİYONU Proteinler Laktoferrin Fe şelaşyonu Lizozim Peptidoglikan degredasyonu Fibronektin Opsoninler SIg A Antijen bağlama Musin Anti-rotavirus, reseptör analoğu C3 Opsonin Oligosakkaritler Reseptör analoğu Lipitler Virüsleri parçalama
Anne sütünün enfeksiyonlardan koruyucu etkisi immün sistemin fizyolojik olarak immatür olduğu ilk aylarda özellikle önem gösterir. Anne sütünde enflamasyonu degrede eden enzimler , sitoprotektif ajanlar, hormonlar, bazı antimikrobial faktörler , askorbik asit, alfa tokoferol, B karoten gibi anti oksidanlar, büyüme faktörleri gibi enflamasyonu önleyen faktörlerde vardır. Anne sütünde asetilhidrolaz enzimi plateletleri aktive eden faktörü parçalayarak nekrozitan enterokolit gelişmesini önlemektedir.
Demir Anne sütü Fe konsantrasyonu (0.2-0.8 mg/L) düşüktür ancak biyoyararlanımı çok yüksektir. Anne sütü ile beslenen çocuklarda ilk 6 ayda fe eksikliği anemisi gelişmez.
SÜTTE DEMİR İNSAN SÜTÜ 50-70µG/100ml İNEK SÜTÜ 50 EMİLEN % 10
Mineraller Anne sütünde K, Na’dan daha fazladır. Bu özelliği intraselüler sıvılar ile uyumluluk gösterir. Na içeriğinin düşük olması bebeğin immatür böbrek fonksiyonları ile fizyolojik uyum gösterir. Anne sütündeki ca miktarı, inek sütünden %25 daha azdır. Bununla birlikte anne sütü ile beslenen çocukların barsak ph asit tarafta olması yağ emiliminin daha iyi oluşu ve fosfor oranın düşük olması kalsiyum emiliminin daha yüksek olmasına neden olur. Anne sütündeki Ca %55 emilirken, inek sütü ve inek sütü ile hazırlanan mamalarda Ca’ un %38’i emilir.
Anne Sütü ve İnek Sütünün İçerikleri( 100ml’de) Anne sütü İnek sütü Kalsiyum(mg) 32-36 124 Fosfor(mg) 14-15 98 Kalsiyum:fosfor 2.3:1 1.3:1 Sodyum(mg) 11-20 52 Potasyum(mg) 57-62 15 Klor(mg) 35-55 98 Demir( ug) 62-93 50 Renal Solüt Yükü(mOsm/L) 86 223
EMZİRMENİN YARARLARI Enfeksiyonlar Allerji Ani bebek ölümü ANNE SÜTÜ İLE BESLENEN BEBEKLERDE Enfeksiyonlar Allerji Ani bebek ölümü Nekrotizan enterolit Özefagus ve mide lezyonları Kognitif gelişme daha iyi Rutin aşılara yanıt daha iyi Görme keskinliği daha iyi Lenfoma Lösemi Multipl skleroz Diyabetes mellitus Kronik KC hast Ülseratif kolit Crohn hast. Çölyak hastalığı
ANNE AÇISINDAN * Ucuzdur,hazırlama sorunu EMZİRMENİN YARARLARI gerektirmez * Uterus daha çabuk eski halini alır *Postpartum kilo kaybı hızlanır. * Laktasyonel amenore demir kaybını azaltır * Göğüs kanseri Over kanseri Anemi Osteoporoz riski azalır!
Başarılı emzirme önerileri *Doğumu izleyen yarım saat içinde emzirmeye başlanmalı *Annelere emzirme tekniği öğretilmeli *Yenidoğanlara anne sütünden başka bir gıda verilmemeli *Bebek her istediğinde emzirilmeli *Bebek ön süt ve son sütü mutlaka almalı! *Emzirilen bebeklere yalancı meme verilmemeli *Anne ile bebeğin 24 saat bir arada kalmaları sağlanmalı
Başarılı emzirme önerileri *Anne emzirirken rahat olmalı *Günde fazladan 500-600 kalori alınmalı, susuzluğunu giderecek kadar bol sıvı alınmalı, yeterince dinlenmeli *Her emzirmede bebek her iki memede en az 7-10 dk tutulmalı, her emzirmede farklı meme ile başlanmalıdır *Emzirmenin sonunda meme uçlarının kendiliğinden kuruması beklenir *Anne ilaç, sigara, alkol kullanmamalıdır
Anne sütünün yeterli olduğunun kanıtları Objektif kriterler 1-Sık idrar yapma ilk 24 st te 2-3 kez/24 st 3. günde 3 kez yada daha fazla 6. günden sonra 6 veya daha çok 2- Sık gaita yapma ilk 4 gün 2-3 kez/24 st 4-6 hafta 3 veya daha fazla 4-6 haftadan sonra 5 kez/24 st yada 5-6 günde 1 3-Haftada 250-300 gr ağırlık kazanması 4-Vücut ağırlığında kaybın %8’den daha az 5-Deri turgorunun iyi olması 6-Fontanelin dolgun ve normal olması
Anne sütünün yeterli olduğunun kanıtları Bebeğe ait göstergeler 1-Bebek 6-8 haftalık oluncaya dek 8-12 kez/24 st beslenmeli 2-Emme sırasında yutma hareketlerinin sık olması 3-Bebeğin yeterli idrar çıkarması Anneye ait göstergeler 1-Annenin emme öncesi ve sonrası göğüslerinde dolgunluk 2-Bebek emerken diğer göğüsten süt gelmesi 3-Postpartum ilk günlerde emzirme sonrası uterusta kontraksiyon hissetmesi 4-Meme başında ağrı 5 Memelerde patolojik dolgunluk
EMZİRME TEKNİĞİ Memede iyi yerleşmiş Memede iyi yerleşmemiş
Anne sütünün verilmediği durumlar Annede HTLV-1 ve HIV enfeksiyonu olması (Bunlar dışında hiçbir enfeksiyon kontraendikasyon oluşturmaz!) Annede ciddi psikoz ve nöroz olması Annede malnutrisyona neden olan ciddi kronik hastalıkların varlığında
Annenin sürekli ilaç almasını gerektirecek bir hastalığın olması ( kemoterapötik ilaçlar, hipertiroidi tedavisinde kullanılan ilaçlar) Çalıştıkları –yerlerde sürekli kurşun, civa, arsenik ve pestisidlerle teması olan anneler Bebekte özel diyet gerektiren metabolik bir hastalığın varlığında (Galaktozemi,açil Co A dehidrogenaz eksikliği,hiperlipidemi, fenilketonüri, Abetalipoproteinemi,üre siklus enzim defektleri)
Anne sütü almakta olan bebeklerde önemli etkileri olan ve emzikli annelerde dikkat edilmesi gereken ilaçlar İlaç Bildirilen Etki Asebutolol………………………Hipotansiyon; bradikardi; takipne Atenolol…………………………..Siyanoz; bradikardi Bromokriptin…………………..Laktasyonun supresyonu; anneye zararlı olabilir Aspirin (salisilatlar)………Metabolik asidoz (1 vaka) Klemastin…………………………Uyuklama, irritabilite, beslenmeyi reddetme, tiz sesle ağlama,ense setliği Ergotamin………………………..Kusma, ishal, konvulsiyon (migren tedavisinde kullanılan dozlar) Lityum……………………………….Bebeklerde terapotik konsantrasyonların 1/3’ü-yarısı kan konsantrasyonları Fenindion…………………………Antikoagulan: 1 vakada PT ve PTT’de uzama Fenobarbital……………………Sedasyon; ilacı içeren sütle beslenmenin kesilmesinden sonra infantil spazm, methemoglobinemi (1 vaka) Primidon……………………………Sedasyon, beslenme sorunları Sulfasalazin……………………..Kanlı ishal (1 vaka)
Anne sütü ile beslenen bebeklerin annelerinin kullanabileceği ilaçlar-1 İlaç Bebeklerde bildirilen semptom veya bulgu veya annede laktasyon etkisi Asetaminofen………………………….Yok Asetozolamid………………………….Yok Asiklovir…………………………………..Yok Amoksisilin………………………………Yok Atropin……………………………………..Yok Kafein……………………………………….İrritabilite, düzensiz uyku Kaptopril…………………………………..Yok Karbamazepin………………………….Yok Karbimazol……………………………….Guatr Sefadroksil, Sefazolin………….Yok Sefotaksim, Sefprozil………….Yok Seftazidim, Seftriakson……..Yok
Anne sütü ile beslenen bebeklerin annelerinin kullanabileceği ilaçlar-2 İlaç Bebeklerde bildirilen semptom veya bulgu veya annede laktasyon etkisi Kloral hidrat…………………………………………………………Uyuklama Siprofloksasin, Klindamisin………………………………..Yok Gentamisin…………………………………………………………….Yok Ibuprofen……………………………………………………………..Yok İndometazin…………………………………………………………Konvulsiyon (1 kez) İyot……………………………………………………………………….Guatr İzoniazid…………………………………………………………….. Yok Fenitoin………………………………………………………………..Methemoglobinemi (1 vaka) Propranolol………………………………………………………… .Yok Propiltiourasil…………………………………………………… .Yok Steptomisin………………………………………………………. .Yok Sulbaktam………………………………………………………… Yok Trimetoprim/Sulfametoksazol……………………….Yok Valproik asit……………………………………………………… Yok Verapamil…………………………………………………………….Yok Warfarin……………………………………………………………..Yok
premature bebeğin beslenmesi ENERJİ İHTİYACI ( 120-130 kcal/kg ) PROTEİN İHTİYACI (3.5-4 g/gün) PREMATÜRE BEBEKLER İÇİN EN UYGUN BESİN ; KENDİ ANNELERİNİN SÜTÜDÜR!
PREMATÜRE BEBEĞİN DİĞER İHTİYAÇLARI VİTAMİN K VİTAMİN D DEMİR VİTAMİN E
Süt çocuğunda beslenme şekilleri: 1. Tek başına anne sütü ile beslenme (0 – 6 aylar) 2. Ek gıdalarla birlikte anne sütü alma (6 -12 aylar) a. 6- 9 ay beslenmesi b. 9-12 ay beslenmesi 3. Modifiye yetişkin gıdalarla beslenme (12 ay sonrası)
TAMAMLAYICI BESLENME Tamamlayıcı beslenme anne sütü ile beslenmeden erişkin beslenmesine geçiş olarak tanımlanabilecek bir dönem, 6 aydan 18-24 aya kadar sürebilir.
Tamamlayıcı besin bebek için özel olarak hazırlanacağı gibi ailenin diğer bireylerinin besinleri de olabilir ve bebeğin gereksinimleri ve beslenme yeteneğine göre düzenlenir. Eğer bebek için özel olarak hazırlanmışsa buna geçici besinler denir.
Uzun süredir kullanılan “alıştırma besinleri” veya “ek besinlerle beslenme” artık doğru tanımlar değildir ve sanki anne sütünün yerini alacak anlamı çıkmaktadır. Oysa ki bu beslenme anne sütünün yerini almaz, onu tamamlar.
Tamamlayıcı beslenme zamanında, yeterli, güvenilir ve uygun olmalıdır. zamanında: tamamen anne sütü ile beslenirken enerji ve besin öğelerine gereksinimin arttığı dönemde başlamalı Yeterli: büyüyen çocuğun gereken protein, enerji ve besin öğelerini karşılayacak oranda olmalıdır Güvenilir: hijyenik olarak hazırlanıp uygun koşullarda saklanmalı, temiz kaplarda ve eller yıkandıktan sonra sunulmalı Uygun: çocuğun açlık ve tokluk durumu, iştahı, beslenme şekli ve öğün araları göz önüne alınarak parmakla, kaşıkla ve kendi kendine beslenmesi sağlanmalıdır.
Süt çocukları için tehlikelerle dolu bir dönemdir Süt çocukları için tehlikelerle dolu bir dönemdir. Enfeksiyon hastalıkları özellikle de ishalin bu dönemde diğer dönemlere göre daha sık geliştiği bilinir. Bunun nedeni; temiz, anti-infektif faktörler içeren anne sütünden; hazırlanması, saklanması, ve bebeğe sunulması aşamasında kolaylıkla kontamine olabilecek besinlere geçilmesidir.
Ek Gidalara Başlama Yaşi Ek besinlere başlama yaşını bebeğin gastrointestinal ve metabolik işlevlerinin gelişim derecesi belirler. Nörolojik ve psikososyal gelişim de bu zamanın belirlenmesinde etkilidir. Ek gıdalara altıncı aydan itibaren başlanmalıdır. Çocuğun büyümesi izlenerek ek gıda verme zamanına karar verilebilir Ek gıdalar verilirken aceleci ve zorlayıcı davranılmamalıdır. Çocuk hasta, huzursuz ve diş çıkarıyorsa ek gıdalara başlama ertelenmelidir Ek gıdalara çok erken ya da çok geç başlanmamalıdır
YENİDOĞANDA GASTROİNTESTİNAL İŞLEVLER Barsak fırçamsı kenar membran hidrolazlarının gelişimi doğumda tamdır. Gastrik sekresyon üçüncü aya kadar erişkin düzeye erişmez. Pankreatik işlevler doğumda yetersizdir. Amilaz birinci ayda ölçülebilecek düzeye erişir. Tripsin ve lipaz doğumda erişkin düzeyin 1/10’u kadardır.
NÖROLOJİK GELİŞİM EVRELERİ İlk 3-4 ay bebeğin emerek beslenme dönemidir.Bu süre içinde yutma refleksi zayıftır, kaşıkla verilenleri ağızdan çıkarır. Baş-boyun kontrolünün tamamlanması, El-göz koordinasyonunun gelişmesi, Bebeğin anne ve çevreyle ilişkiye geçmesi, Oturmaya başlaması, Çiğneme ve yutma koordinasyonunun gelişmesi ek besinlere başlanabilmesi için aşılması gerekli gelişim basamaklarıdır.
Ek Gidalara Başlama Yaşi Bebekteki metabolik ve nörolojik gelişim ek gıdalara 6 ayda başlanmasına olanak verir. Bu döneme kadar anne sütü alan bebek vitamin D yönünden desteklendiğinde tüm gereksinimleri karşılanacaktır.
Ek Gidalara Başlamada gecikme Enerji yetersizliğe neden olur, malnütrisyon veya büyüme geriliğine yol açar. İmmun sistemde depresyon yaratarak başta diyare olmak üzere enfeksiyonlara zemin hazırlar. Başta demir olmak üzere mikrobesleyici yetersizliği gelişir. Çok geç ek gıda verilmesi halinde anne sütünün sağlayabileceği besinlerin miktarları gereksinimlerin altında kalır 6 ay sonrası dönem çocuğun çiğnemeyi öğrendiği dönemdir. Ek gıdalar geç başlanarak bu yetenek kazandırılmazsa, ileride önemli beslenme sorunları ortaya çıkabilir
Ek Gidalara Erken Başlama Alerjik hastalıkların, özellikle de besin alerjilerinin görülme sıklığını arttırır. Obezite riski yaratır. Malnütrisyona zemin hazırlar. Gıdaların kontamine olması olasılığı yüksek olduğundan bebekte enfeksiyon riski ve diyare sıklığı artar.
Verilen ek gıdalar anne sütünün antienfektif özelliklerini dilüe eder Enfeksiyon gerek iştahı azaltarak, gerekse katabolik yollarla kayıpları arttırarak protein ve enerji açısından negatif dengeye neden olabilir. Erken ek gıda böbrek solüt yükünü arttırarak hiperosmolarite ve dehidratasyona yol açabilir Verilen gıdalar bebekte doygunluk yaratarak anne sütü alımını kısıtlayabilirler.
Uygun tamamlayıcı beslenmenin karakteristik özellikleri Enerji ve mikrobesleyicilerden zengin (özellikle demir, çinko, kalsiyum, vitamin a, vitamin c, ve folat) Kontamine olmayan (patojenler, toksinler veya zararlı kimyasallar içermeyen) Fazla tuz ve baharat içermeyen Yemesi kolay ve bebek tarafından kolayca kabul edilebilir Uygun miktarda Ailenin besinlerinden kolaylıkla hazırlanabilen Tüm aileler için kabul edilebilir ekonomik koşullarda olmalıdır
Tamamlayıcı besinlere nasıl başlanır? En önemli öneri her seferinde tek bir tamamlayıcı besin başlanmasıdır. Daha sonra her 3-7 günde bir yeni bir besine geçilir Sıklıkla görülen bebeğin besini reddettiği durumda yeniden denenmeli, tümüyle kesilmemelidir. Normalde bebeğin iyi olarak tolere edebilmesi için herhangi bir besinin 8-10 kez denenmesi gerekir. Anne sütü ile beslenen bebekler anne sütü almayanlara göre daha iyi tolere eder.
İntrauterin yaşamdan başlayarak bebek ailenin yeme alışkanlıklarına alışmıştır. Tamamlayıcı besinlere başlanırken besinler bebek için özel olarak hazırlanmalıdır. Besinler yarı katı veya yumuşak olmalı, kesilmeli ama asla blenderize edilmemeli veya elekten geçirilmemelidir. Çorbalar ve yumuşak besinler yeterli enerji sağlamayacağından önerilmemektedir. Bebeğin yeme alışkanlığına göre besinlerin içeriği hızla geliştirilmelidir.
8. ayda bebek aile yemeğine başlar, yemekler ezilir, rendelenir, dilimlenir veya küçük parçalara bölünerek sunulur 10. ayda taneli besinleri yemelidir, aksi takdirde 15. ayda bir çok bebek yeme bozukluğu ile gelebilir. 12 ayda pek çok bebek aile ne yerse onu yer ve böylece uygun enerjiyi alır. Bundan sonra yarı katı besinler kısıtlanıp katı ve sert besinler sunulur, süt çocuğunun boğulmasına neden olabilecek katı besinler ( çiğ havuç, fındık, üzüm gibi) asla verilmemelidir. Tamamlayıcı besinler kaşık veya bardakla yedirilmelidir. Biberon hem kontaminasyon kaynağıdır, hem de bebeğin oral dinamiğini bozup ‘ erken weaning’ riski taşır.
Tamamlayıcı besinler anne sütünden önce veya sonra sunulabilir. Bebeği beslerken açlığına ve doygunluğuna saygı duyulmalı asla zorlanmamalıdır. Beslenme sakin ve duygusal olarak dingin bir durumda yapılmalı, göz teması, dokunma, gülümseme ve konuşma olmalıdır. Eğer besini reddederse farklı kombinasyonlar, tatlar denenmeli ve zorlayıcı olmayan bir yolla beslenmeye alıştırılmalıdır.
Tamamlayıcı besin miktar ve sıklığı: Küçük miktarda başlanan tamamlayıcı besinler yaşla beraber arttırılır. Miktar - bebeğin toleransına - bireysel gereksinimine - aldığı anne sütü miktarına - tamamlayıcı besinlerin içeriğine bağlı olarak belirlenir
Bebek doygunluk hissedene kadar beslenmelidir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde enerji gereksinimi de göz önüne alındığında mide kapasitesine göre günlük verilen tamamlayıcı besin miktarı 30 gr/kg olmalı ve en azından 0.8 kcal/gr enerji içermelidir. WHO 6-8 ay arasında anne sütü ile beslenen bebeklerin günde 2-3 kez, 9-24 ay arasında 3-4 kez tamamlayıcı besin almasını önermektedir; ayrıca ek olarak 12. ayda günde 1-2 kez bir parça meyva veya ekmek, kek gibi ara atıştırma verilebilir.
6-24. aylar arasinda tamamlayici gidalardan alinmasi gerekli kalori miktarlari Yaş(ay) Tamamlayıcı besin Toplam 6-8 ay 200 kcal/gün 615 kcal/gün 9-11 ay 300 kcal/gün 686 kcal/gün 12-23 ay 550 kcal/gün 894 kcal/gün
Demir: Anne sütündeki demir % 50 oranında emilebildiği için anne sütü ile beslenen süt çocuklarında hayatın ilk altı ayında demir eksikliği anemisinin gelişmesi beklenmez. Anne sütü giderek azaldığı için 6 aydan sonra demir içeriği yüksek olan sebzelerden yapılmış püre ve çorbaların günlük diyete eklenmesi gerekir. Bu amaçla bebeğe her sabah aç karnına ve tek başına verilecek 1–2 tatlı kaşığı üzüm pekmezi demir eksikliğini engelleyecektir. Ayrıca mercimek, kuru fasulye gibi demir içeren bakliyatlar sebze pürelerine ve çorbalara 8. aydan sonra ilave edilmelidir. WHO ve UNİCEF destek olarak 6-24 ay arası demirle zenginleştirilmiş besin almayan bebeklere 12.5 mg/gün ferröz sülfat önerirler, DDA bebeklerde 2. ayda demir başlanmalıdır.
Hayvansal kaynaklı besinlerdeki demirin biyoyararlanımı daha yüksektir. Etler, özellikle kırmızı et ve bazı hayvan organlarının (kc) demir içeriği ve biyoyararlanımı yüksektir. Bazı besinler yüksek demir içerdiği halde biyoyararlanımı düşüktür (yumurta sarısı, fasulye,mercimek, soya fasulyesi, koyu yeşil sebzeler) Sebze kaynaklı besinlerdeki demir alımı, aynı öğünde sunulan bazı besinlerle zenginleştirilirse arttırılabilir.
Örneğin et, balık, früktoz ve askorbik asit (portakal, limon, mango, kavun, muz şeftali, domates, lahana, brokoli) ile birlikte sunulabilir. Diğer yandan yumurta, süt çay, kahve gibi besinler demir ile çözülmeyen presipitat oluşturdukları için alınmamalıdır. Tahılların (pirinç, mısır, buğday gibi) içerdikleri fitatlar ve lifler yüzünden demir emilimini inhibe edici etkisi vardır. Süt de içerdiği kalsiyum ve fosfoproteinler yüzünden hem ve non-hem demir alımını inhibe eder. Bu nedenle inek sütünün fazla alınması çocukluk çağı anemisini arttırır. Bir çocuk zenginleştirilmemiş inek sütü almayı sürdürdüğünde her ay hemoglobin değeri 0.2 gr/dl azalır.
vitaminler Vitamin A Eksik olan bölgelerde 6-11 ay arası 100.000 IU ve 12-59 ay arası 200.000 IU tek doz vitamin A verilmesi önerilir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde bu destek anneye verilir
Anne sütü ile beslenenlerde en az 200 IU/gün vitamin D verilmelidir. - Güneş ışığına yeterince maruz kalmayan bebeklerde UNICEF önerisine göre 200-400 U/gün vitamin D verilmelidir. Annede vitamin D eksikliği varsa, içeride yaşıyorsa, gün ışığından yoksun ve yüksek rakımlarda, büyük binalarda ise, güneş koruyucu kullanıyorsa, esmerse, mevsimsel değişikliklerde, vücudunu dışarıdayken çok örtüyorsa ve düşük kalsiyum içeren besinlerle besleniyorsa vitamin D eksikliği gelişir. Anne sütü ile beslenenlerde en az 200 IU/gün vitamin D verilmelidir. Sağlık bakanlığı tarafından 400 IU/gün D vitamini önerilmektedir.
İlk 6 ayda kaynatılmadan verilirse GIS de kanama riski fazladır. İnek Sütü: İnek sütünün anne sütü yerine erken bebeklik döneminde kullanılması sakıncalıdır. İlk 6 ayda kaynatılmadan verilirse GIS de kanama riski fazladır. Dünya Sağlık Örgütünün önerilerine göre 6 aydan itibaren besinlerin hazırlanmasında kullanılabilir. 9- 12 aylık çocuklarda içecek olarak verilmeye başlanabilir. Bir yaşından sonra emzirilmeye devam edilen çocukların inek sütü almasına gerek yoktur. Az yağlı süt 2 yaşından önce yağsız süt 5 yaşından önce kullanılmamalıdır.
Tamamlayıcı besinler için hijyen önerileri: Zararlı mikroorganizmalarla bulaşmış tamamlayıcı besinler bebeğin ishale yakalanması için ana geçiş yoludur. Bu nedenle tamamlayıcı besinlere başlandıktan sonra ishal sıklığı da artar. Annenin eğitimi, besinlerin hazırlanması, depolanması ve sunulmasında zararlı mikroorganizmalar ile bulaşma riskini azaltır. Yemeği hazırlayan kişinin ellerini sabun ve suyla yıkaması (tuvaletten sonra, yemekten önce)
Süt çocuğunun ellerinin yıkanması Mutfak gereçleri ve pişirme yüzeylerinin temiz tutulması Sadece sağlıklı olan besinlerin tüketilmesi gereklidir Hazırlanan besinler hemen sunulmalı Bebek bardak, kaşık ve tabak yardımı ile beslenmeli Biberon kullanımından kaçınılmalı( biberon temizlenmesi zor ve en önemli mikroorganizma bulaştırma yoludur)
Bir önceki yemekten artanlar verilmemeli Buzdolabı kullanılıyorsa düzenli olarak temizlenmeli Artık yiyecekler atılmalıdır. Tamamlayıcı besinler hazırlandıktan sonra saklanmışsa 70 derecede tekrar ısıtılmalıdır.