MEDYANIN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Bilgisayar ve Internet Bağımlılığı
Advertisements

TÜRK TÜRKMEDYASININPROFİLİ MEDYASININPROFİLİ ÇOK ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA...
Ankara Örneğinde Medya Okuryazarlığı Dersi Süreci ve Yaygınlaştırılması Çalışmaları İçin Öneriler 1.
İNTERNET.
Prof. Dr. Gülçimen YURTSEVER Yaşar Üniversitesi İşletme Bölümü
Öğr.Gör.Dr. S. Sadi SEFEROĞLU & Arş. Gör. Fatih GÜRSUL
Şİddet Muhammet GÜLER.
MEB Öğrenci Davranışlarının Değerlendirilmesi Yönetmeliği
BEIER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
BEIER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
ÜNİTE: İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ KONU: KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI
ANA BABA VE ERGENLİK.
Medya  Medya, her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Bu kavramın içine.
TELEVİZYON VE İNTERNETİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ
ETİK ve İTİBAR YÖNETİMİ
Siyaset Bilimine Giriş
ARALARINDA ASAL SAYILAR
SAĞLIKLI YAŞLANMA: SOSYAL BİR OLGU
 Demet Cengiz, “Bilişim Teknolojilerinin Öğrenciler Tarafından Kullanılmasını Sağlayacak Unsurların Belirlenmesi,” TBD Bilişim Kurultayı, Ankara, Eylül.
Tam sayılarda bölme ve çarpma işlemi
MEDYA Medyayı Tanımak - Kitle İletişimi ve Medya -
İNTERNETİN KULLANIM ALANLARI
İNTERNETİN GÜVENLİ KULLANIMI
© Copyright Sistem Mühendisliği Uygulama Hizmetleri®, Herkes İçin Bir Anahtar Kavram: “ Yaşam Alanı”
DEMO-VILLAGE Orda Bir Köy Var Demokrasiyle!
ERGENLİK: FIRTINALI DÖNEM AMA KİMİN İÇİN? Dr. Gülden AYKANAT İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gençlik Danışmanlık ve Sağlık Hizmet Merkezi.
İLETİŞİMDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ROLÜ
COMENIUS REGIO PROJESİ “Güvenli İnternet Ortamları için iyi Uygulamaların Oluşturulması ve Yaygınlaştırılması”
IX.BÖLÜM YAŞAM TARZI.
1 2 3 GÜVENLİK İÇİN ÖNCELİKLE RİSKİ YOK EDİLMELİDİR. RİSKİ YOK EDEMIYORSANIZ KORUNUN KKD; SİZİ KAZALARDAN KORUMAZ, SADECE KAZANIN ŞİDDETİNİ AZALTIR.
Bankacılık sektörü 2010 yılının ilk yarısındaki gelişmeler “Temmuz 2010”
Uzm.Psk.Dan.Sinem TARHAN
UYGUNSUZ İÇERİKLİ SİTELER
YAĞMUR AYDEMİR VE ECEM İŞGÜZERERİN ÇALIŞAMSI
Y.Doç.Dr. Ayhan URAL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu / TÜRKİYE
Aileler için bir kültür kaynağıdır Çocukların düşünce alanını genişletir Çocukları düşünmeye teşvik eder Çocukların estetik zevklerini geliştirir Çocukların.

Tutum Kişinin herhangi bir olaya ve kişiye karşı olan tutumu onun kişiliği doğrultusunda gerçekleşir. Genellikle ev dışındaki ortamlarda yaşıtları tarafından.
DEĞERLER EĞİTİMİ DÜRÜSTLÜK.
ÖĞR. GRV. Ş.ENGIN ŞAHİN BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ.
TV – BİLGİSAYAR – CEP TELEFONU – İNTERNET VE ÇOCUK EĞİTİMİ
Sapkınlık, Aile ve Arkadaşlar
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ÇOCUK VE GENÇLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI
Fatih İlkokulu Rehberlik Servisi
ERGENLİK DÖNEMİNDE RİSKLER ve SORUNLAR
ÇOCUKLARDA İNTERNET BAĞIMLILIĞI
ŞİDDET NEDİR???.
TV – BİLGİSAYAR – CEP TELEFONU – İNTERNET VE ÇOCUK EĞİTİMİ
Çocukların Güvenli İnternet Kullanımı ile ilgili Ebeveynlere öneriler
Patolojik Teknoloji Kullanımı
SPORDA KULLANILAN İLETİŞİM ARAÇLARI
İnternet Okur Yazarlığı
ŞİDDET eğilimi olan ve SUÇA itilen çocuk ve gençler
BİLGİSAYAR NEDİR?.
MURAT KARADUMAN AFYONKARAHİSAR REHBERLİK ARAŞTIRMA MERKEZİ
SOSYAL BİLGİLER Kitle iletişim’ in anlamı nedir?
ERGENLİK DÖNEMİ YAŞ BİLİŞSEL GELİŞİM * * Soyut işlemler dönemidir. * Tartışmaları sever, düşüncelerini ifade etmek isterler. * Mantık üzerinde.
BÖLÜM 2 NEREYE VARMAK ÜZEREYİZ: PROBLEM VE PROBLEMİN BÜYÜKLÜĞÜ.
OKULÖNCESİ DÖNEMDE TV VE BİLGİSAYAR KULLANIMI
ZARARLI ALIŞKANLIKLAR TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI
İNTERNET YÜZÜNDEN KARŞILAŞILAN PROBLEMLER SEMİNERİNE HOŞGELDİNİZ…
MEDYA VE ÇOCUK
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
Çocuklarımızı internette ne gibi tehditler bekliyor?
TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ. TOPLUMSAL CİNSİYET-1 Toplumsal cinsiyet, bireyin belirli bir cinsten olduğuna ilişkin bilgiye, bu bilgi dahilinde olmak üzere.
İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN AHLAK ALGILARI
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI – ATATÜRK ve İLETİŞİM 1.
Sunum transkripti:

MEDYANIN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ HABERLEŞME TAHİR AYDIN 01-15 4-A

MEDYA Sınır, zaman kavramı olmaksızın insanların habere, bilgiye ulaşmakta kullandığı araçların geneli olarak tanımlanmaktadır.

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI kitle ileşitimi; bilginin, düşüncenin ve tutumların daha geniş bir kitleye, daha teknik araç ve teknolojiler kullanılarak iletilmesi sürecidir. Gazete Televizyon İnternet Radyo Dergi

Medyanın gelişimi Avrupa’da 1600 lü yıllarda gelişmeye başlayan yazılı basın Türkiye’de daha geç gelişim alanı bulmuştur. Bilinen ilk gazete Takvim-i Vekayi’nin 1831’de çıktığı dikkate alındığında Türk Basını’nın 173 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. 1927 yılında radyo yayınları başlamış ve bu yayınlar 1936 yılında devlet radyosuna dönüşmüştür. 1964 yılında da Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) kurulmuştur.

Medyanın işlevleri Haber ve bilgi sağlama Bireylerin toplumsal hayatın bir parçası hâline gelmelerine katkı, yâni toplumsallaştırmadır. Toplumsal amaçları açıklayarak, özendirerek bireyin bu amaçlar etrafında çaba sarf etmesini sağlamaktır Tartışma ortamı hazırlamak Hedef kitlenin bilgi ve eğitim düzeyinin yükseltilmesi Kültürün tanımı ve geliştirilmesinde, kültürel mirasın korunmasında görev üstlenmiş olmasıdır Toplumsal hayat içerisinde bunalan bireylere iyi vakit geçirme, onları eğlendirme noktasındaki katkılarıdır Bütünleştirme fonksiyonu

Medyanın toplumsal etkileri 1. Uzun süreli ve önceden düşünülüp tasarlanmış etkiler, 2. Uzun süreli fakat kasıtlı olmayan etkiler, 3. Kısa süreli ve önceden düşünülüp tasarlanmış etkiler, 4. Kısa süreli fakat kasıtlı olmayan etkiler.

MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜÇLERİN MEDYASI MI? Demokrasilerde medya, yasama, yargı ve yürütmeden sonra 4.güç olarak kabul edilir. Medya, kamuoyu adına denetim yapan, yapması gereken bir güçtür. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile medyanın etkinliği çok daha artmıştır.

Medya, topluma haber alma hakkını kullandıran, eğlendiren, öğreten, eğiten bir işleve sahiptir. Ancak Türkiye'de yukarıda zikredilen fonksiyonları ile bir medya gücünden söz etmekten ziyade, belli güçlerin medyasından söz etmek daha doğrudur. Bu haliyle medya, hakkın, doğrunun, rasyonel olanın hakim olması için çabalayan bir güç olmaktan çok, statüko ile kol kola olan sermayedarların menfaatine hizmet eden bir baskı unsuru olarak ortaya çıkmaktadır.

Çok düzeyli yayın yapan gazete ve televizyonlarımızın yanı başında adeta kadın eti pazarlayarak, şiddet içeren unsurları ön plana çıkararak, seviyesizliği, dedikodu ve bayağılığı reyting malzemesi yapan gazete ve televizyonlarımız ne yazık ki çoğunluktadır.

Medya, kültürü geliştirmek-yaşatmak, bireylerin sağlıklı kişilik geliştirmelerine katkıda bulunmak şöyle dursun; tam tersine ulusal kültürü yıpratıp zayıflatıcı, bireylerin kişiliklerini ve ruh sağlıklarını bozucu nitelikte bir etki de yapabilmektedir. Okulda eğitimcilerin, aile de ebeveynlerin ve öteki toplumsal kontrol (sosyalizasyon) ajanlarının öğrettikleri-aşıladıklarının tam tersini ön plana çıkartarak, özellikle çocukları ve gençleri çelişkiler içine sürükleyebilmektedir. Bu durum ise, toplumun mevcut değer ve normlarından sapma olarak tanımladığımız sapkın davranışları, körükleyip arttırıcı bir etki yapabilmektedir. Bütün bu olup-bitenler de, bireyler arası ilişkileri düzenleyen toplumsal değerleri, normları, davranış kalıplarını yıpratarak, hatta yok ederek toplumun ve kültürün geleceğini tehdit edici bir boyuta ulaşabilmektedir.

Her şeye rağmen medyanın demokratik hayatın vazgeçilmez bir unsuru olduğunun farkında olmamız lazım. Eğer Türkiye'de medya olmasaydı bugün üzerine gidilen bir çok yanlışlık, haksızlık, eksiklik ve aksaklık örtülü kalmaya devam edecekti.

Televizyon ve Bir Toplum Projesi Türkiye’de geniş kitleleri etkilemenin en güçlü ve belki de tek güçlü yolunun televizyon olduğu bilinir. Yakın zamanda yapılan bir ankete göre TV izleme oranında günde ortalama 6 saatle ABD’yi yakalamış bulunuyoruz.

Dile kolay bu süre, 24 saatin dörtte biri, uykuda geçirilen süreyi de saymazsak hayatın üçte birine tekabül ediyor. Bir başka değişle insanlar bu sürede üretimsiz bir tüketimi ve propaganda bombardımanı altında yaşamayı kabullenmiş oluyor. Televizyon gerçekten başarılı bir propaganda aracı

Televizyon programları 1. Haber programları 2. Diziler 3. Spor programları ve magazin programları 4.Yarışma programları/şans oyunları 5. Geriye kalanlar (diğerleri)

Bu programların sonuçları Şiddet Toplumsal mücadelenin reddi Tüketim üreten bir anlayış Sürekli sınama/sınanma, bireyi hiç olduğuna inandırma Ahlaki ve kültürel yozlaşma

Sonuç: Futbolcuya, takıma, sanatçıya, mankene, oyuncuya özenme, kendini onunla özdeşleştirme, kendini başarısız görme, atomize olma…

Yeni Bir Toplum Projesi Haber, spor, magazin, dizi, reklam, yarışma artık hepsi birbirinin içine geçmiştir…ve aslında çok da tutarlı bir bütün arz etmektedir.Tüm yukarıda sayılanlar, en temelde eşitsizliklerin meşrulaştırılması ve bu yolla toplumsal tepkiyi emme amacına hizmet etmektedir. Yani bir başka değişle tam bir “yeni toplum projesi” vardır karşımızda...

Peki nasıl bir toplum? Bencil, saldırgan, kendine güvenmeyen, mutsuz, üretmeden tüketen, kendi gibi olamayan, kaderci, şükürcü, birleşemeyen ve bu yüzden toplumsal tepkisi düşük, kolay yoldan köşe dönmenin yollarını arayan, kumarcı bireylerden oluşan bir toplum oluşmuştur.

Televizyon izlemenin dünyayı daha iyi tanımak, kültürel ve sportif nitelikleri arttırmak, genel kültürü geliştirmek, dil konusunda aşama kaydetmek gibi avantajları da vardır.

Sistematik olarak ve periyodik bir şekilde yinelenerek sergilenen görüntü ve imgeler bireylerin, özellikle de çocukların ve gençlerin cinsiyet, meslek ve siyasetle ilgili eğilim, tutum, duygu, değer, beklenti ve davranışlarında yoğun bir şekillendirici ve belirleyici etkiye sahiptir!...

bir toplumun; sıkıntıları, özlemleri, beklentileri, alışkanlıkları, öncelikleri, genel beğeni düzeyi ve yaşama bakış tarzı o toplumun izlediği televizyon program yapısından anlaşılabilir.

İNTERNET KAFELER, GENÇLİK VE SOSYAL SAPMA İnternet kafeler, mekanın kullanım amacına bağlı olarak farklılaşabilmektedir. Bu mekanlar; oyun oynananlar, internet erişimi için kullanılanlar ve her ikisi için de kullanılanlar olarak ayrılabilir

İnternet kefelere devam edenlerin büyük bir kısmının gençlerden oluştuğu yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. İnternet kafe müdavimlerinin, yasal olarak 15 yaşın altında olmaları, yasal açıdan olası değilken, bu kurala çoğu zaman uyulmadığı dikkat çekmektedir. Çocuk yaşta sayılabilen ve yasalar gereği, internet kafelere girişleri yasaklanmış olan 11-15 yaş dilimindekiler de önemli bir orana (%14.7) sahiptir. İnternet kafe kullanıcılarının büyük çoğunluğunun (%94.7), yaş dilimi itibariyle, 30 yaş altındaki çocuk-gençlerden oluştuğu dikkat çekmektedir.

İnternet kafeleri, genelde 15-25 yaş dilimindeki çocuk-gençlerin tercih ediyor olması, bilgisayara ve internete olan ilginin, gençler arasında daha yoğun olduğunun göstergesi olarak ele alınabilir. İnternet kafeler, “boş zaman geçirme mekanı” olarak düşünüldüğünde, bu sonucun çıkması doğaldır. İnternet kafeler; tıpkı bilardo salonları, pastaneler, kafeler gibi boş zamanların değerlendirildiği mekanlar olarak işlev görmektedirler.

İnternet kafeye devam edenlerin, buradaki aktivitelerine bakılacak olursa; %12’sinin erotik sitelere girdiği dikkat çekmektedir. Ancak, yapılan gözlemlerde, bu oranın çok daha üzerinde kullanıcının, pornografik siteleri ziyaret ettiği görülmektedir. İnternette önemli bir yer işgal eden erotizm-pornografi siteleri, her türlü sapkınlığa, sömürü ve istismara açık; cinsel şiddet, taciz, çocuk pornosu, teşhircilik ve sapıklık gibi birçok olumsuz unsuru sergilemektedir.

Türkiye’deki chat kanallarını, dünya kanallarından ayıran en büyük özellik, küfürleşmenin çok yaygın bir şekilde yaşanmasıdır. Toplumda iletişimsizlik arttıkça, chat yapan internet kullanıcılarının da sayısı artmaktadır. Türkiye’de, %90 gibi önemli bir çoğunluk, karşı cinsle konuşabilmek için chat yapmaktadır

Chat'te karşı cins arayışı içinde olanlar, genellikle flörtün yasak ve hoş karşılanmadığı sosyo-ekonomik bölgelerde oturanlardan oluşmaktadır. Bu kişiler flörtü, internet ve chat'te yaşamaktadırlar. Çekingen, kendine güvensiz, medeni cesaretleri yeterli olmayan kişiler, chat’e daha çok yönelmektedirler

İnternet kafelere devam eden gençleri bekleyen önemli “tuzak”lardan birisi de kumardır. Gençler, ilk olarak tanıştıkları bu ortamın etkisinde kalabilmekte ve bu alışkanlığı devam ettirme yönünde davranış sergileyebilmektedirler. İnternette kumar oynadığını belirten kullanıcıların oranı %6.6’dır. Kazı kazan, sayısal loto, at yarışları gibi oyunlarla başlayan kumar tutkusu, son zamanlarda internet üzerinden ulaşılan kumar siteleriyle, yeni bir boyut kazanmıştır. Bu alanın tamamen denetimsiz oluşu, söz konusu sitelere olan talebi artırmaktadır.

Bir araştırmaya göre, chat sırasında kadınların %52'si, erkeklerin ise %30.2'si kimliğini gizlemektedir. Kullanıcıların yaklaşık yarısı kimliğini saklamaktadır. Bu, chat ortamındaki kullanıcıların önemli bir kısmının, sohbetlerinde “yalan”a başvurduklarını göstermektedir

Yapılan araştırmada, internete her gün bağlananlar, evlilerde %38 Yapılan araştırmada, internete her gün bağlananlar, evlilerde %38.5 iken, bu oran bekarlarda %35 olmuştur

internet sorunları Pornografik yada satanist siteler gibi zararlı sitelerin kolayca ulaşılabilir olması Kendileri için ‘yararlı’ olabilecek sitelere ulaşabilecek kaynakların bulunmaması İnternetin aile içi çatışmalara neden olması Ekonomik yönden zararlı olması ( faturalar ) Günlük işleri aksatacak şekilde zaman kaybına neden olması İnternette kişinin kendisini olduğu gibi yansıtmamamsı nedeniyle kimlik kargaşasına sebep olması İnternetin yararlı amaçlarla kullanılmaması İnternetin bağımlılık yaratması

çözüm önerileri İnternet kullanıma ilişkin yalnız ergenlerin değil, ailelerin ve tüm toplumun bilinçlendirilmesi, Toplumun bilinçlendirilmesi için çeşitli iletişim araçlarında (medyada) halkı bilgilendirecek fakat endişelere yol açmayak nitelikte yayınlar hazırlanması, Okullara bilgisayar kullanımını geliştirecek dersler konulması, İlgili sektörlerin ve servis sağlayıcılarının Türkçe içerikli referans sağlacak ve eğitim konusunda yardımcı olacak siteler hazırlamaları, “Zararlı” olarak nitelendirilen sitelerin denetlenmesi ve bu siteleri hazırlayanların eğitilmesi, Sosyo- ekonomik düzeyi düşük olan yerlerde okuyan öğrenciler için devlet eliyle okullara bilgisayar labaratuarları kurulması ve internet bağlantısının sağlanması

Gazeteler (haftalık ortalama sırası) 1 POSTA 2 ZAMAN 3 HÜRRİYET 4 SABAH 5 TAKVİM 6  MİLLİYET 7 VATAN 8 FANATİK 9 PAS FOTOMAÇ 10 AKŞAM 11 TÜRKİYE 12 GÜNEŞ 13 GÖZCÜ 14 Y. ŞAFAK 15 STAR 16 D. B. TERCÜMAN 17 ŞOK 18 A.VAKİT 19 YENİÇAĞ 20 CUMHURİYET 21 BULVAR 22 H. O. TERCÜMAN 23 RADİKAL 24 MİLLİ GAZETE 25 BİRGÜN 26 ORTADOĞU 27 REFERANS 28 Ü. ÖZGÜR GÜNDEM 29 YENİ ASYA 30 ÖNCE VATAN 31 GÜNLÜK EVRENSEL 32 YENİ MESAJ 33 DÜNYA 34 TURKISH DAILY NEWS 35 HÜRSES

sonuç Kitle iletişimi araçları, bu alandaki toplumun üst yapı kurumları ya da manevi kültürün manevi ögeleri olarak tanımlanan ögelerdeki değişikliğin hızlanmasını artıran ya da onu yönlendiren, onu et-kileyen bir olgu olarak, bir araç olarak da önem kazanır.

Kitle kültürü, doğal olarak uyutucu bir özelliğe sahiptir Kitle kültürü, doğal olarak uyutucu bir özelliğe sahiptir. İnsanlar, günlerinin önemli bir kısmını, görsel medyanın karşısında, televizyonun karşısında geçirerek, kendi yaratıcılıklarını, kendi zekalarını, kendi farklılıklarını açmak, geliştirmek için zaman ayırmazlar. Çalınan bir zaman sözkonusudur.

Türk toplumu okuyan bir toplum olmadığı için, üzerinde yazılı medyanın etkisi fazla olmuyordu. Özal tarafından özel TV'lere izin verilmesi ile, gününü TV başında geçiren bir toplumda çok etkili bir medya gücü ortaya çıktı. Türk medyasının en ciddi konuları bile sulandıran, ana haber bültenlerini magazinleştiren yapısı, ülkeyi yönetecek kişilerde "devlet adamlığı" değil; yakışıklılık, güzellik, iyi resim verme vb gibi magazin özelliklerini öne çıkardı

Bilinçli ve gelişmiş toplumlarda, bu etkileşim ve değişim, eğitim seviyesi ve yaşam biçimleriyle orantılı olarak daha sınırlı ve yavaş olmaktadır. Fakat medya; gelişmemiş, gelişmekte olan toplumları daha kolay etkileyebilmekte, özentilerini, beklentilerini kullanarak oluşturduğu tüketim çılgını, medya ile konuşan, medya ile düşünen, okumayan, öğrenmek ve öğretmek çabasında olmayan bireylerle istediğini kolaylıkla yapabilmektedir.

Her dönem farklı etki İletişim araçları yoluyla kitlelere ulaşan ve şiddet unsuru içeren yayınların çocuklar üzerinde yarattığı tehlike işaretlerini, dönemsel olarak şu şekilde inceleyebiliriz

Okul Öncesi Dönem ● Çok sık ortaya çıkan ve nedensiz saldırganlık ● Çocuğun aşırı aktif, kontrolsüz ve korkusuz olması ● Kurallara uyumsuzluğu ve uyarılara duyarsızlık ● Aile ile ilgili bağlılık davranışlarını gösterememesi ● TV'de şiddet içeren programlar araması

Okul Dönemi ● Dikkat ve konsantrasyon sorunları ● Başarısız olması ● Sınıf aktivitelerinde kurallara uymayan davranışlar ● Diğer çocuklarla sık sık kavga etmesi ● Eleştiriye ve alaylara son derece kapalı olması ● Çok az sayıda arkadaşı olması ve davranışları sebebiyle dışlanması ● Saldırgan davranışları olan ve kural dinlemez çocuklarla arkadaşlık kurmak istemesi ● İzlenilen şiddetin "normalize" olması, olağan gerçekliğin gözden kaçması ● Kendisini çok çabuk engellenmiş hissetmesi ● Hayvanlara yönelik saldırganca tutumlar sergilemesi

Ergenlik Dönemi ● Sürekli olarak otoriteye karşı gelme durumu ● Kişiler arası problemlerin çözümünü fiziksel şiddette araması ● Sıklıkla hayatın kendisine haksızlık ettiğinden yakınması ● Okul başarısızlığı ve mazeret göstermeksizin derse girmeme davranışının artması ● Herhangi geçerli bir nedeni olmadığı halde okula gitmeme ● Okulda disiplin suçları işlemesi ve disiplin cezası görmesi ● Ayrıca; kitle iletişim araçlarındaki şiddet unsuru içeren yayınların bu tip dışadönük etkilerinin yanında, "Korku, sinme, ürkeklik ve çekingenlik" gibi içe dönük etkileri de vardır. ● Çetelere, kavgalara katılması, hırsızlık ya da vandalizm gibi davranışlar sergilemesi ● Alkol, ilaç ya da uçucu madde kullanması

teşekürler