EVSEL ATIK REHBERİMİZ
Hepimiz, atıkların sadece sanayi kollarındaki üretim faaliyetleri sonucu açığa çıktıklarını düşünürüz öyle değil mi? Fakat gerçekler hiç de bizim zannettiğimiz gibi değildir…
Hayatımızı sürdürürken gerçekleştirdiğimiz, her türlü işlemin sonucunda hepimiz kaçınılmaz olarak atık üretimine sebep oluruz. Önemli olan olabildiğince az atık çıkarmaya çaba göstermemiz ve kaçınılmaz olarak çıkacak atıklarımızdan da mümkün olduğunca değerli maddeleri geri kazanmayı veya bu atık malzemelerimizi yeniden kullanabilmeyi başarabilmemizdir. En nihayetinde elimizde kalan ya da hiçbir şekilde değerlendiremeyeceğimiz atıklarımızı vahşice doğaya terk etmeden, uygun yöntemlerle bertaraf edebildiğimiz taktirde de atıklarımız bir sorun kaynağı olmaktan çıkarlar.
Gelin hep birlikte “atık” kelimesinin yerine bizim ihtiyacımız olmayan ancak birilerinin ihtiyacı olan, arta kalan malzeme, çevreye yararlı yöntem kavramını taşıyan yeni bir kelime üretelim. Ne dersiniz?
İhtiyaçlarımızı karşılamak üzere kullandığımız maddelerin, o an için; Kullanmadığımız Kullanmak istemediğimiz veya Kullandıktan sonra işe yaramaz olarak değerlendirdiğimiz kısımlarına "atık" diyoruz.
Ancak atık tanımını "atılacak malzeme" yerine “bizim ihtiyacımız olmayan malzeme” kavramı ile değiştirebilirsek emin olalım ki bu malzemelere bakış açımız değişecektir. Çünkü atık veya hiç bir yerde kullanılamaz malzeme diye bir şey yoktur. Her ne olursa olsun bu malzemelere mutlaka birilerinin bir şekilde ihtiyacı vardır.
Bunu sadece ürün olarak da düşünmeyelim enerji geri kazanımı da bir çeşit geri kazanımdır. Örneğin mutfağımızdan çıkan sebze meyve artıkları gibi organik çöplerimiz bile gübre veya enerji olarak geri kazanılabilir.
Ortaya çıkan atıkların pek çok çeşidi bulunur Ortaya çıkan atıkların pek çok çeşidi bulunur. Mesela yapılarında insan sağlığı ile çevre için tehlikeli olan, ve zararlılık potansiyeli taşıyan maddeleri içeren atıklara "tehlikeli atık" diyoruz. Tehlikeli atık denilince aklımıza ilk gelen endüstriden kaynaklanan atıklardır, oysa çevre ve insan sağlığı açısından endüstriden kaynaklanan tehlikeli atıkların yanında, evsel atıklarımızın içerisinde bulunan tehlikeli maddeler de aynı öneme sahiptir.
Hepimiz her gün, içerisinde tehlikeli maddeleri barındıran pek çok ürünü çeşitli amaçlarla evlerimizde kullanıyoruz. Bu ürünleri uygunsuz kullandığımızda veya yanlış bertaraf ettiğimizde evsel tehlikeli atıkları oluşturmuş oluyoruz. Bu atıklarımızın içerisinde bulunan tehlikeli maddeler zaman geçtikçe doğada ya da canlılarda birikim yaparak tüm dünya yaşamını tehdit ediyor. Birçoğumuz bu atıkların neler olduğunu bilmiyoruz ya da bilmemize rağmen yaratabileceği riskleri tamamen göz ardı ediyoruz. Hâlbuki evsel tehlikeli atıklarımız da endüstriyel kökenli atıklar kadar zararlıdır.
Dünya üzerinde her yıl binlerce kişi, evlerimizde kullandığımız tehlikeli maddelere maruz kaldığı ya da bu ürünler ile ilgili kaza geçirdikleri için zarar görüyor. Bu ürünler ile ilgili gerekli önlemleri almadığımız ve bilinçsiz kullanmaya devam ettiğimiz sürece durum her geçen gün daha da kötüleşecektir.
1. Atıklarımızı kaynağında azaltarak, Atıklarımızın çevremize ve tüm doğa yaşamına karşı oluşturdukları tehlikenin boyutunu çok basit önlemlerle yarı yarıya düşürebiliriz. Nasıl mı??? 1. Atıklarımızı kaynağında azaltarak, 2. Değerlendirilebilir özellikteki cam, plastik, kağıt, metal gibi atıklarımızı geri kazanım noktalarına teslim ederek, 3. Değerlendirilemeyecek türde olan atıklarımızı uygun koşullarda bertaraf ederek. İşte hepsi bu kadar kolay!
Örneğin alışverişlerimizde daha dikkatli davranıp gereksiz yere fazladan malzeme satın almaktan kaçınır ve geri dönüştürülebilir özellikteki malzemeleri satın almayı tercih ederek daha sonra ortaya çıkacak olan atık miktarlarımızı da azaltmış oluruz. Böylelikle hem atık miktarlarımızı en başından azaltmış olur, hem de kazancımızı ve doğal kaynaklarımızı çok daha verimli kullanmış oluruz.
Diğer önemli nokta da geri kazanıma verdiğimiz önemdir Diğer önemli nokta da geri kazanıma verdiğimiz önemdir. Cam malzemelerimiz gibi değerlendirilebilir atıklarımızı tekrar tekrar kullanma şansımız varken çöpe atmayı nasıl kendimize yakıştırabiliriz ki? Bu elimizdeki parayı çöpe atmakla aynı iştir! Para hiç çöpe atılır mı? Onu kazanabilmek için çok fazla çaba harcıyoruz, öyle değil mi! Peki bir malzemeyi üretmek için bundan daha az çaba mı harcıyoruz? Elbette ki çok daha fazla çaba sarf ediyoruz. O zaman bundan sonra değerli malzemelerimizi çöpe atarken bir kez daha düşünelim...
Peki ya değerlendirilemez atıklarımız, yani diğer bir deyişle çöplerimiz ne olacak? Onları da uygun çöp poşetleri içerisinde etrafa dağılmalarını engelleyecek şekilde çöp konteynerlerinin içerisine bırakabiliriz. Bu en doğru bertaraf yöntemi olur. Ancak, konteynerin kapağını kapatmayı da lütfen ihmal etmeyelim ki çöplerimiz etrafa yayılmasın. Bu gibi önlemlerle hem atıklarımızı kaynağında azaltmış ve çöp alanlarındaki gereksiz yığılmaları engellemiş hem de değerli malzemelerin geri kazanılarak yeniden ülke ekonomimize kazandırılmasına imkan vermiş oluruz. Tüm bu yapacaklarımızın sonunda hissedeceğimiz gurur ise işin en kıymetli kısmı olmaz mı?
Düşünün! Hepsi bu kadar… Bir eviniz var ve kiracınız 10 yıl boyunca evinde oluşan tüm kirlilikleri halının altına, dolabın altına, kapının arkasına kısacası ilk bakışta görülemeyen yerlere saklıyor. 10 yıl sonra bu evi nasıl bulursunuz? İşte şu an bizim yaptığımız da maalesef budur. Eğer böyle devam edersek gelecek nesillerimize her köşesi atıkla dolu bir yaşam alanı bırakacağız. Yapacağımız tek şey sadece biraz pratik yöntemler geliştirmek. Hepsi bu kadar…
Bu gibi durumları ilgililere bildirmek kesinlikle ispiyonculuk değil bir vatandaşlık, hatta insanlık görevidir. Aradaki farkı lütfen ayırt edelim ve yetkililerden 112 acil yardım hattı gibi 24 saat cevap alınabilecek acil çevre hattı oluşturmasını isteyelim.
HEPİMİZ ÇEVRE GÖREVLİSİ OLALIM!!! KENDİMİZİN VE ÇOCUKLARIMIZIN GÖĞSÜNE ÇEVRE GÖREVLİSİ ROZETİ TAKALIM! BU, BİZİM VE MİLLETİMİZİN İMAJI OLSUN!