ARZ YÖNLÜ İKTİSATÇILARIN MALİ YÖNÜ VE KAMU TERCİHİ TEORİSİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Deflasyonist ve Enflasyonist Açık
Advertisements

MİLLİ GELİR VE İSTİHDAM TEORİSİ
POST KEYNESYEN İKTİSAT
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
Rasyonel Beklentiler: Para Politikası
FAİZ ORANI DAVRANIŞI.
Durgunluk ve Maliye Politikası
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
Bölüm 25 Toplam Arz- Toplam Talep. 2 Toplam Talep (AD) Monetaristler: AD negatif eğimli, sadece para arzı değişiklikleri kaymasına neden olur. Keynesyenler:
Toplam Talep ve Toplam Arz.
PARA TEORİSİ: FAİZ ORANLARININ ANLAMI, ÖLÇÜMÜ VE BELİRLENMESİ
MİLLİ GELİR VE MODERN İSTİHDAM TEORİSİ
ARZ YANLI İKTİSAT.
MERKANTİLİZM TANIM Orta çağın sonları ile sanayi devrimi arasında kalan dönem. Ticaret Ev-sanayi şeklinde başlayan sanayi Kapitalist sınıf: sanayiciler,
ARZ YÖNLÜ İKTİSAT.
MALİYE POLİTİKASININ DOĞUŞU
İktisadi Dalgalanmalar
devlet anlayışlarının kamu harcamalarının boyutlarına Etkisi
VERGİ (devam).
Toplam Talep ve Toplam Arz.
MALİYE POLİTİKASI.
MONETARİZM 1955 ile 1965 yılları arasında Milton Friedman ve arkadaşları tarafından kurulmuş ve geliştirilmiştir. Amaç ; gözden düşen miktar teorisini.
Makro İktisat İktisadi Analiz
MİLLİ GELİR VE KLASİK İSTİHDAM TEORİSİ
KPSS SORULARI KLASİK MAKRO İKTİSAT TEORİSİ
İKTİSAT FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ Para Teorisi ve Politikası
Ünite 4 GELİR ve ÜCRET DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ:TOPLAM TALEP-TOPLAM ARZ (AD-AS) MODELİ.
REEL KONJONKTÜR TEORİSİ
Mal piyasalarında denge
Klasik ve Keynesçi İktisat
© The McGraw-Hill Companies, 2005 Bölüm 16 Hükümet Harcaması ve Geliri David Begg, Stanley Fischer and Rudiger Dornbusch, Economics, 8th Edition, McGraw-Hill,
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
Klasik iktisadi yaklaşım
Makro İktisatta Temel Kavramlar
Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli İKT 5034-Bahar 2011
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli İKT 5034-Bahar 2011
Faiz Oranlarının Davranışı
YAKIN DO Ğ U ÜN İ VERS İ TES İ İ KT İ SAD İ VE İ DAR İ B İ L İ MLER FAKÜLTES İ EKONOMI BÖLÜMÜ 2015/2016 GÜZ DÖNEMI.
PARA POLİTİKASI.
Tasarruflar, Yatırım Harcamaları ve Finansal Sistem
2005 (Başlangıç Ödeneği) 2006 (Başlangıç Ödeneği) 2006 (Artışı) % (Gerçekleş me Tahmini) 2007 (Artışı) % BÜTÇE GİDERLERİ 159,2174,39175,3204,917.
Toplam çıktı Bir ekonomide belirli bir dönemde üretilen (arz edilen) toplam mal ve hizmet miktarıdır. toplam gelir Belirli bir dönemde üretim faktörlerinin.
Bölüm 45 Ekonomik Hayattaki Konjonktürel Dalgalanmalar
1 Ekonominin Kapsamı ve Metodu KISIM I EKONOMİYE GİRİŞ BÖLÜM İÇERİĞİ
MAKRO İKTİSAT PARASAL SİSTEM
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ Oya Cesur Demir.
Milli Gelir ve Fiyatların Genel Düzeyi: Toplam Talep ve Toplam Arz
plan modelinin ana öğeleri
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-2 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
MODERN KONJONKTÜR TEORİLERİ
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
ANKARA ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi İKTİSAT - I.DÖNEM
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
Alternatif Makro Modeller: Yeni Klasik İktisat
Alternatif Makro Modeller: Klasik İktisat
Alternatif Makro Modeller: Monetarist İktisat
PARA POLİTİKASI  Para politikasını yürüten Merkez Bankası, kendisini verilen yetkilere dayanarak para arzını denetler ve para piyasasını düzenler. İlke.
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
S.1.Aşağıdakilerden hangisi tüketim fonksiyonunu etkileyen değişkenlerden biri değildir? A) Harcanabilir gelir düzeyi B) Enflasyonla ilgili tahminler.
Alternatif Makro Modeller: Yeni Keynesyen İktisat
Makro iktisat nedir? Makro iktisat, ekonominin bütününün işleyişi, yapısı, davranışları ve mekanizmalarını inceleyen bir iktisat dalı olarak ortaya çıkmaktadır.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
MAKRO İKTİSAT GİRİŞ Prof. Dr. Metin BERBER.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Alternatif Makro Modeller: Keynesyen İktisat
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-2 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
Sunum transkripti:

ARZ YÖNLÜ İKTİSATÇILARIN MALİ YÖNÜ VE KAMU TERCİHİ TEORİSİ 1

KAMU TERCİHİ ANLAYIŞI NEDİR? Kamu tercihi teorisi politika biliminin ekonomik analizidir. Yani kamu tercihi politik süreçte alınan karar ve uygulamaları iktisat biliminin kullandığı araç, metot ve varsayımlara dayalı olarak açıklayan bir disiplindir.

Bu teori, devletin hak ve yetkilerinin sınırlandırılması ve bireylerin ekonomik hak ve özgürlüklere (mülkiyet ve miras özgürlüğü vb) sahip olabilmesi için devletin yetkilerinin sınırlarının belirlenmesi üzerinde durur. Çünkü devlete ait olan bütçe yapma vergileme para basma ve borçlanma hak ve yetkilerinin sınırlandırılması, bireyin ekonomik hak özgürlüklerini genişletir.

Kamu tercihi disiplini, 1948 yılından bu yana bağımsız bir disiplin olarak varlığını sürdürmektedir.

Kamu tercihi veya politik ekonomi ile politika bilimi arasında konumlandırılmış göreli olarak kabul edilen yeni bir bilim dalıdır. Kamu tercihi yaklaşımının kurucusu, 1948 yılında, disiplinin bütünüyle tanımını yapmadan 1991 yılında ölen Duncan Black’tir. Disiplinin araştırmacıları, bu alanı anlamak ve iktisat alanının analitik teknikleri yardımıyla politik davranışları, özellikle rasyonel tercihler varsayımı yardımıyla, piyasa dışı karar alma sürecinin modellenmesi sürecinde öngörmeye çalışmışlardır.

Kamu Tercihi teorisi, devletin ekonomiye müdahale etmesini öngören Refah İktisadının, savunduğu “Piyasanın Başarısızlığı” ilkesine karşılık “Kamu Ekonomisinin Başarısızlığı” ilkesinden hareket etmektedir. Kamu Tercihi teorisyenleri, hem bireylerin hem de devletin hak, yetki, güç ve sorumluluklarının mümkün olduğu kadar kesin çizgilerle belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüşler

Kamu Tercihinin ayrı bir alan olarak ortaya çıkmasının İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yaşanan gelişmelere bağlı olarak son 40-50 yıllık bir dönemi kapsadığı söylenebilir.

ARZ YÖNLÜ İKTİSATÇILAR Arz yönlü iktisat ve vergi yaklaşımı Keynezyen iktisadın özellikle 1970’li yılların sorunları karşısında alternatif olarak ortaya çıkan teorilerden birisi olan bu teorinin öne çıkardığı politika,vergi indirimleri ve bu indirimler neticesinde ekonominin arz yönünün güçlenmesidir. 1978 yılında Amerikan İktisatçılar Birliği tarafından resmen kabul edilen bu terim ekonomideki sorunların giderilmesini daha çok vergi indirimlerine dayandırması nedeniyle ‘ARZ YÖNLÜ VERGİ POLİTİKASI’ veya ‘ARZ YÖNLÜ MALİYE POLİTİKASI’ olarakta bilinir.

Bu teoriyi gündeme getiren Arthur Laffer’a göre arz yönlü iktisat, klasik iktisadın modern tarzda ifadesinden başka bir şey değildir. Arz yönlü iktisat temel olarak teşviklere dayanır. Teşvikler değiştiğinde insanların davranışları da değişir. Eğer bir kişi daha cazip bir aktivitede bulunursa diğer insanlarda bu aktiviteyle ilgilenmeye başlayacaklardır. Aynı şey tersi içinde geçerlidir. Vergi,dolaysız kontroller,hükümet harcamaları ve devletin ekonomi üzerindeki bütün faaliyetleri üzerinde yapılacak kapsamlı değişiklikler kişileri teşvik eder ve davranışlarını değiştirir.

Ancak Arz yönlü iktisat taraftarlarının bütün görüşlerini kapsayacak şekilde genel bir tanım arz yönlü iktisadın ekonometrik analizini yapan Michael Evans tarafından yapılmıştır: Ona göre arz yönlü iktisat “ekonominin prodüktif kapasitesini etkileyen unsurları inceleyen iktisat dalıdır

Arz Yönlü İktisadın temel politik aracı vergi oranlarıdır Arz Yönlü İktisadın temel politik aracı vergi oranlarıdır. Vergi oranlarının önemli bir politik araç olarak kullanılmasının kaynağı Avustralyalı iktisatlı Colin Clark’tır. Clark 1940’ların sonunda yaptığı bir ekonometrik araştırmada vergi yükünün % 25’in üzerine çıkması halinde enflasyonun başlayacağını ileri sürmüştür. Clark’a göre yüksek vergi oranları tasarrufu ve çalışmayı azaltacak üretimi ve arzı daraltacak bu yoldan da toplam talep toplam arz dengesini bozarak enflasyona neden olacaktır. Clark’ın bu görüşü de iktisat politikalarını etkilememiştir. Bunun nedeni sanayi ülkelerinin vergi yükünün % 25’in üzerine çıkarmış oldukları halde hızlı gelişmeyi sürdürebilmiş olmalarıdır. Buna rağmen vergi yükü ile makro büyüklükler arasındaki ilişkiye ait ekonometrik araştırmalar devam etmiş ve 1975’te Laffer, Wanniski ve Roberts’ın vardığı sonuçlar Clark’ın görüşünü yeniden güncel hale getirmiştir. En ekstrem şekliyle “Laffer Eğrisi” diye bilinen bu görüş iktisat politikalarının temelini oluşturmaya başlamıştır.

LAFFER EĞRİSİ

Laffer eğrisinde görüldüğü gibi optimum vergi oranı 0-100 arasında belirsiz bir yerdedir. 0 noktasında hasılat da sıfırdır. Yani bu noktada herhangi bir gelir söz konusu değildir. Arz Yönlü İktisat vergi oranının belli bir noktaya kadar yükseltilmesi halinde vergi mükelleflerinin ödedikleri vergi nedeniyle uğradıkları kaybı telafi etmek için daha fazla çalışacakları görüşündedir. Bu durum vergi gelirinin daha da artmasına yol açacaktır. Ancak vergi oranının bir noktadan sonra daha da artması vergi mükelleflerinin şevkini kıracaktır. Bu durum onların çalışma arzularını azaltacak ve böylece vergi gelirleri de azalacaktır.

Laffer eğrisi üzerinde vergi indiriminin büyüklüğü de önemlidir Laffer eğrisi üzerinde vergi indiriminin büyüklüğü de önemlidir. Eğer vergi indirimi çok geniş tutulursa vergi hasılatı artmaz.