YAZMA UĞRAŞI (Kompozisyon) Hüdayi Can Çankırı, 2014
Kompozisyon Nedir? kompozisyon Fr. composition a. 1. Ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma biçimi ve işi. 2. Öğrencilere duygu ve düşüncelerini etkili ve düzgün bir biçimde anlatmaları için yaptırılan yazılı veya sözlü çalışma, tahrir, kitabet. Güncel Türkçe Sözlük kompozisyon İng. composition (Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Sanat yapıtında, parçaların bir bütün içinde düzenli olarak bir araya getirilmesi. 2. XX. y.y. başına dek, betiler kullanılarak yapılan resim. 3. Çağımızda renk, çizgi ve yüzeylerin dengeli ve uyumlu biçimde bir araya getirildiği resim. BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü 1968
Düşünce ve duyguların doğru, güzel ve etkileyici bir şekilde ifade edilme uğraşı. İnsanın kendi duygu ve düşünce dünyasına bir çeki düzen verdikten sonra başkalarına aktarabilmesi ve yazı vasıtasıyla onlarla paylaşabilmesi; yazma uğraşının başta gelen amacıdır. “Okunabilir” bir yazı kaleme almak çoğu zaman birtakım zorlukları da beraberinde getirir. (Edebiyat Terimleri Sözlüğü, Turan Karataş)
Kompozisyonun aşamaları 1) Buluş: Anlatılacak konunun bütün ayrıntılarıyla zihinde canlandırılması ya da toplanması (okuma, araştırma, not çıkarma) 2) Plân: Zihinde canlandırılan ya da toplanılan bilgilerin bir düşünce sırasına konulması (kullanılacak ve kullanılmayacak bilgilerin ayrılması) 3) Anlatım: Planlanmış bilgilerin düzgün ve anlaşılır bir şekilde yazılması / söylenmesi 4) Düzeltme: Yazı yazıldıktan sonra tekrar okunması, ayıklanması, düzeltilmesi (başkalarına okutulması, tepki ve tekliflerinin alınması…)
Yazmanın ön şartı düzenli bir okur olmaktır Yazmanın ön şartı düzenli bir okur olmaktır. Not çıkararak, özetleyerek, ciddi okumalar yapmak gerekir. Bu şekilde genişleyen kelime dağarcığı yazmayı kolaylaştırır. Dile hakim olmak da yazmanın temel şartlarından biridir.
Kompozisyonda başarı için şunlar da gereklidir Birlik: Ana düşünceden ayrılmamak. Denge: Ana düşünce çevresinde sıralanan yardımcı düşüncelerin ana düşünce ile uygunluğunu sağlamak Canlılık: Anlatımı ilgi uyandıracak ve sürükleyecek bir kıvraklığa ulaştırmak
Temayla konu arasında ne fark var? tema İt. tema a. (te'ma) 1. Asıl konu, temel motif, ana konu: Tablonun teması. Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı. 2. ed. Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş, tem, ana konu. 3. müz. Bir besteyi oluşturan temel motif, ana konu. Güncel Türkçe Sözlük konu a. 1. Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje: Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım. -Y. Z. Ortaç. 2. Üzerinde konuşulan şey, bahis: Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım. -B. Felek. Temayla konu arasında ne fark var?
… ya hayal? hayal, -li Ar. 1. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya: 4. ruh b. İmge. 5. esk. Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun: Hayal yani Karagöz oynatan bir sanatkârmış. -A. Ş. Hisar. Güncel Türkçe Sözlük imge İng. image Bir nesneyi doğrudan doğruya yeniden tanıtmaya yarayacak bir biçimde göz önüne seren şey, duyu organları ile algılanmış olan bir şeyin somut ya da düşüncel kopyası. BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
… imge, metefor imge Osm. Hayal Bir şeyi daha canlı ve daha duygulu bir halde anlatmak için onu başka şeylerin çizgileri ve şekilleri içinde tasarlayış. (İMGELEM, Muhayyile, Imagination; İMGELEME, Tahayyül, Imagination). BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü 1948 metafor Fr. métaphore a. ed. Mecaz. Güncel Türkçe Sözlük Şahsen sözlükte metafor hakkında daha geniş bilgi bulmayı umuyordum
Parantez içinde Sadece bit tema, bir konu etrafında değil, bir hayal, imge, metafordan hareketle de bir metin yazabiliriz. Bu metin kurmaca bir metin veya bir şiir de olabilir.
Konu sınırlandırılmalı. (Geniş konuda söz söylemek daha zordur.) Yazacağımız konunun bilgisine, ilgisine, tecrübesine sahip olmamız gerekir. Konu nasıl sınırlandırılır?
Plan Düşüncelerin bir düzen içinde verilmesi için önce bir planın yapılması gerekir. Konuya başlarken nasıl bitirileceği de planlanmalıdır. Plan anlatılacak duygu ve düşüncelerin, alınan notların bir sıraya konmasıdır.
Planın başlıca faydaları Anlatımı kolaylaştırır. Konuda birliği ve dengeyi sağlar. Gereksiz sözleri ve düşünceleri kullanmamızı engeller. Düşünce ve duygularımızı en uygun sözlerle anlatmamızı sağlar. Kısaca plân bizi kararsızlıktan ve dağınıklıktan kurtarır.
Yazının (genelgeçer) planı Bir Plân Üç Bölümden Oluşur: 1)Giriş Bölümü: Konuya nasıl girileceğini belli eder. Sade, kısa ve ilgi çekici olması gerekir. İyi bir giriş, konuşma ve yazmaya sağlam bir yön verir. 2)Gelişme Bölümü: Konu ile ilgili düşünceler, gözlemler, incelemeler, olaylar, tasvirler, çeşitli açıklamalar, iddialar, kanıtlar, belgeler bu bölümde yer alır. (Bu bölüm birçok paragrafa ayrılabilir.) 3)Sonuç Bölümü: Konunun bitiş bölümüdür. Düşünceler ve olaylar kısa ve kesin bir şekilde bir sonuca bağlanır. Bu bölümün de giriş bölümü gibi ilgi çekici olması gerekir.
Yazıya başlık bulmak Yazıya, konuyla ilgili, uygun ve çekici bir başlık bulmak da önemlidir. Başlık bazen yazıya başlamadan önce, bazen yazı tamamlandıktan sonra bulunabilir. Başta düşünülen başlık, sonra değiştirilebilir. “Efradını câmî, ağyarını mâni” olmadır. (Aslında söz böyle olmalı, bütün anlatım böyle olmalı)
Ana düşünce Her yazıda fikre, anlatmaya ve açıklamaya yön veren bir ana düşünce vardır. Yazı bu düşünce etrafında gelişir. Ana düşünce yardımcı düşüncelerle desteklenir. Bu başka bir şey ama biraz bahsedeyim; “Merkez; hayat hakkında deril bir görüş, bir çeşit sezgi, derindeki gerçek ya da hayalî, esrarlı bir noktadır.” (O. Pamuk)
… ayrıca Konuyu sınırlandırmak, ilgi çekici noktaları bularak bu noktalar etrafında derinleşmek gerekir. Anlatımın pürüzsüz olması yazıya akıcılık kazandırır. Düşüncelerin kapalılıktan kurtulması için örnek verilmelidir. Özellikle bilimsel yazılarda örnekler ve tanık gösterme önemlidir. Paragraflar arasında düşünce birliği sağlanmalı, düşünceler bir plana göre sıralanmalı, düşünce değiştikçe yeni paragrafa geçilmelidir.
… Kelimelerin yerli yerinde kullanılmalarına özen gösterilmeli. Tekrardan kaçılmalıdır. Hitap edilen okurun düzeyi bilinmelidir. Noktalama işaretli yerli yerinde ve özenli kullanılmalıdır. Yazı tamamlandıktan sonra tekrar gözden geçirilmeli, hatalar düzeltilmelidir. Fikirlerin tezat teşkil etmemesine dikkat edilmelidir. İfade birimi cümle, cümleler sağlam olmalıdır.
Kompozisyon / Mehmet Kaplan Öğrencilerin imtihan kâğıtlarını okuyorum. Çoğunda bir yığın bilgi var, fakat konu ile ilgisi yok ve karma karışık. Kompozisyon işte bunların zıddıdır. Çeşitli konularda düzensiz bir yığın bilgiye sahip olmak yeterli değildir. Öğrenci herhangi bir konuda lüzumlu ile lüzumsuzu seçebilmeli, fikirlerini bir sıraya koymasını öğrenmelidir.
Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi, bir mimarî eser vücuda gelmez. Yapı için elbette buna benzer malzemeye ihtiyaç vardır. Fakat mimarî, her şeyden önce, bir düzendir. Her taş bir plânın içinde yerli yerine konulunca bina göklere yükselir ve bir saadetin şarkısını söyler. Batı dillerinden alınan kompozisyon kelimesi, çeşitli şeylerin düzenli olarak bir araya getirilmesi manasını taşır ve çeşitli sahalarda musikide, resimde, mimarîde ve edebiyatta kullanılır. Kelimenin çeşitli sahalara tatbiki de gösteriyor ki, kompozisyon muhtevadan, yahut malzemeden ziyade, onların bir araya getirilişi ile ilgilidir ve bu çok mühim bir şeydir.
Tabiat ve hayat, insanoğlu için şekil vererek güzel ve faydalı eserler vücuda getirilebileceği muazzam bir malzeme deposudur. Resim mi yapmak istiyorsunuz? Dünyada renkten boyadan çok ne vardır? Hakikî bir ressam konu bakımından da bir sıkıntı çekmez. Bütün tabiat ve hayat işlenecek konu ile doludur. Mühim olan, herhangi bir konu etrafında bir renk kompozisyonu vücuda getirmektir.
Sanatçının tabiata ilave ettiği şey, yeni bir düzendir Sanatçının tabiata ilave ettiği şey, yeni bir düzendir. Sesler, taşlar, kelimeler ve fikirler için de durum aynıdır. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve ses çeşidi vardır. Bunları gelişi güzel bir araya getirirseniz, sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Musiki çeşitli sesler arasında güzel bir düzen kurmaktır. Yahya Kemal, şiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif eder. Güzel bir mısrada, kelimenin yerlerini değiştirdiniz mi, derhal büyüsü kaybolur. Öğrencilere çeşitli örnekler vererek dizi, sıra, istif veya düzenin emniyetini anlatmak lazımdır. Düşünce karşılığının önüne ancak böyle geçebiliriz.
Aslında her insan duyar, düşünür ve etrafında olanları fark eder Aslında her insan duyar, düşünür ve etrafında olanları fark eder. Fakat bunlar bizim içimize karma karışık olarak girer. Her insan bir duygu, düşünce ve intiba deposudur. Konuşur veya yazarken, içinde bulunulan duruma göre, bu depolanan bazı şeyleri seçer, cümle haline getiririz. Eğer onlar arasında bir bağ kuramazsak, yazılan veya konuşulan şeyler, başkalarına saçma gelir. Saçmak ile ilgili olan saçma kelimesi, düzenin zıddıdır. Nazım, nizam, tanzim ve muntazam kelimeleri de birbirinin akrabasıdır. Tanzim edilmiş her şeyde şiire yakın bir taraf vardır. Bir manav dükkanı veya vitrin tanzim edilince göze güzel görünür.
Nizam deyince akla asker veya ağaç dizisi gibi basit bir düzen gelmemelidir. Tabiatın yarattığı canlı varlıkları, nebat ve hayvanları yakından incelerseniz, teferruatına kadar işlenmiş bir nizam görürsünüz. Çiçek, kelebek, kuş, balık, hatta bazı madenlerdeki renk ve şekil ahengi hayret vericidir. Bütün varlık açık veya gizli bir nizama dayanır. "Güneş manzumesi", "yıldızlar cümlesi" deyimleri bir gerçeğe tekabül eder. İlim kainatın nizamını keşfe çalışır. Öğrencilerde nizam fikrini uyandırabilmek için, ilimlerden de faydalanılabilir.
Sosyal hayatta nizamın ehemmiyetini gösteren aktüel bir konu vardır: Trafik! Vasıtalar düzenli bir şekilde hareket ederse, caddelerde hiçbir karışıklık olmaz. Hayat canlı bir şekilde akar gider. Düzene uymayanlar tarafından yol tıkanırsa, herkesin canı sıkılır. Fakat İnsan, kafasının içinde bir nizam tesis edemezse, dışarıda onu nasıl kurabilir? Kompozisyon derslerinin gayesi öğrencilere kendi duygu ve düşünce dünyalarına bir çeki düzen vermektir.