EĞİTİMİN TARİHİ TEMELLERİ
Eğitim Tarih Eğitim Bilimleri Genel Türk Tarih Türk Eğitim Tarih
EĞİTİM AÇISINDAN TARİH BİLGİSİNİN ÖNEMİ Ulusal tarih bilgisi ediniriz İnsanlık tarih bilgisi ediniriz Tarih bilinci kazanırız Sosyokültürel değişim sürecini kavrarız Tarihsel düşünme yeteneği kazanırız
* Eğitim tarihiyle kültürün gelecek nesillere aktarılma yolları ve yöntemleri incelenir. *Eğitim tarihi bize kültürü aktarma işleminin veya işlevinin nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi verir. Böylece, geçmişten günümüze eğitimin ve eğitim anlayışının geçirdiği değişim ve dönüşümleri öğrenerek, bunlardan dersler almayı ve aynı hataları yapmamayı sağlar. * Eğitimin tarihsel temelleri günümüzde eğitimde var olan sistem, yapı, işleyiş ve temel uygulamaların tarihsel arka planını ve gelişimini öğrenebilme fırsatı verir.
Eğitimde Temel Tarihsel Dönemler Antik ( Antik ) Çağda Eğitim Orta Çağda Eğitim Rönesans ve Aydınlanma Dönemi’nde Eğitim İslam Dünyasında Eğitim Türklerde Eğitim
İlkçağlarda (Antik Çağda) Eğitim (M.Ö. 8. yy – M.S. 5. yy) ilkçağ, yazının icadı ile İsa’nın doğumunu izleyen 4.–5. yüzyıla kadarki zaman aralığıdır. Bu döneme Antik Çağ da denilmektedir. Antik tarih insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadarki zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır. Bu çağlarda özellikle Antik Yunan ve Antik Roma uygarlıkları ile yine bu dönemlerde uygarlık yaratan çeşitli uluslar mevcuttu. Bunlardan bazıları; Orta Asya’da yaşayan Eski Türkler, Mısırlılar, Çinliler, Hintliler, Sümerler, İranlılar ve İsraillilerdir.
Antik Yunan’da Eğitim Her ne kadar bu dönemde Yunan şehir devletlerinde demokratik bir yönetim anlayışı benimsense de, bu demokrasi sadece aristokrat erkekler için geçerliliğini sürdürmüştür. Başka bir ifadeyle, köylü, kadın ve köleleri kapsamamıştır. Eski Yunan kültüründe bu dönemde Atina ve Isparta şehir devletleri ön planı çıkmıştır. Bunun yanı sıra, Atina şehir devletinin zayıflamasıyla birlikte M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Roma devleti güç kazanmaya başlamıştır.
Isparta’da Eğitim Isparta şehir devleti bugünkü Mora yarımadasında bir tarım devleti olarak yer almıştır. Isparta’da eğitimin amacı, devlete hizmet edecek, onun işine yarayacak ve bedence güçlü ve kuvvetli asker yetiştirmekti. Gençleri yetiştirmede özellikle şu noktalara dikkat edilirdi: Savaşa elverişli bir nesil yetiştirmek amacıyla kuvvetli ve devamlı bir beden eğitimi, Manevi ve özellikle ahlaki eğitim. Gençlerin yetiştirilmesinde kanuna ve yetişkinlere saygı, amirlere ve devlet otoritesine itaat, kendine hâkim olma, zahmete ve acıya dayanma, kanaat, kararlı olma ve savaş ruhu gibi meziyetlere çok önem verilirdi.
Isparta’da Eğitim Isparta’da kadınların ödevi de kuvvetli çocuklar dünyaya getirmekti. Ancak Isparta’da erkek ile kadın eşit tutulurdu zira kadınlar erkeklerle birlikte eğitilir onlar gibi siyasal yaşama katılabilirlerdi. Isparta eğitiminde beden ve müzik eğitimine çok fazla yer verilmesine karşın okuma, yazma ve aritmetik gibi alanlara pek fazla yer verilmemiştir .
Antik Roma’da Eğitim Roma’da aile eğitimi ön planı çıkmaktadır Baba oğluna okuma yazmayı, Roma kanunlarını, tarihini, geleneklerini ve savaşa yönelik fiziksel eğitimi öğretirken, anne kızına ip eğirme, dikiş gibi becerileri öğretiyordu.
Atina’da Eğitim Atina’da devlet okulu bulunmamakta ve eğitim ücretli olan özel okullarda yapılmaktaydı. Her bir özel okul içinde beden terbiyesi, müzik ve dil dersleri verilmekteydi. Başka bir ifadeyle, Atina’da fiziksel, ahlak ve estetik eğitimi arasında bir denge kurulmaya çalışılmaktaydı. Bu eğitimi genellikle erkek çocuklar alır ve kızlar okula gitmezlerdi. Kızların eğitimi ev hayatında zorunlu olan bilgileri öğrenmeyi içerdiği için evde yapılırdı. Sadece bazı zengin ailelerin kızları okuma yazma bilirdi. Bu yönüyle eğitim erkeklere mahsus bir hak gibi idi.
Atina’da Eğitim Atina’da eğitim “hakseverlik” temeline dayanıyordu ve tarihte ilk kez “halk demokrasisi” terimi burada doğdu ki, bu terim halk egemenliğini simgeler. Her ne kadar köleler bunun dışında tutulsa da bu tür yönetim toplumda eğitim ve öğretime önem verilmesine neden oldu. Buna bağlı olarak zihinsel eğitimle ilgili erdemlerin eğitim yoluyla kazanılabileceği düşüncesi hâkim oldu ve okullar açıldı. Seçkin insanların erkek çocukları 7 yaşından itibaren “pedagog” adı verilen eğiticilerle birlikte okullara gidip gelmeye başladılar. Bu işle uğraşanlara “pedagog”, bu işin bilimine de “pedagoji” denmesi Atina eğitimine dayanmaktadır.
Antik Roma’da Eğitim M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren Romalılar, Yunan kültür ve medeniyetinin etkisine girmiş ve onların eğitim sistemini ülkelerine uyarlamışlardır. Böylece, birçok çocuk özel okullara gitmeye başlamıştır. Ancak kızlar ve fakir çocuklar okullara gönderilmemiştir. Sadece ailenin imkânı varsa evde okuma yazma eğitimi alabilmişlerdir.
Ortaçağda Eğitim (M.S. 395–1453) Ortaçağ, Yunan ve Roma kültüründen sonra gelerek, Aydınlanma çağına kadar uzanan yaklaşık bin yıllık bir dönemi kapsar. Bu çağ Antikçağ ile Rönesans arasında bir geçiş dönemi olarak kabul edildiğinden Ortaçağın başlangıç noktası batıda Hıristiyanlık dininin doğuşudur. Aynı dönemler içerisinde Doğuda ise Müslümanlık gelişmiştir.
Ortaçağda Batıda Eğitimin Durumu Avrupa’da özellikle kiliseler ve din adamlarının hâkimiyeti ön plana çıkmakta ve dindar insanlar yetiştirmek amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, manastırlar birer eğitim kurumu olarak kullanılmaktaydı. Büyük ölçüde Hıristiyanlığın dogmaları ve öğretilerinin etkisi altında kalmıştır. Bu çağda, özellikle kilisenin baskısı nedeniyle ilkçağda eğitim alanında görülen gelişmelerin arkasına düşülmüştür. Tanrı kavramı aklın yerini almıştır ve tek eğitici kilise olmuştur.
Ortaçağda Batıda Eğitimin Durumu Batıda eğitimin merkezi genel olarak “dindar insan” yetiştirmek olmuştur. Bu dönemde iyi bir eğitimci yetişmemiştir. Ortaçağ Avrupasında Skolastik Düşünce, Manastır Okulları, Şövalye Eğitimi, Meslek Birliklerinde Eğitim ve Üniversitelerin Kurulması eğitim alanın en belirgin unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Rönesans Döneminde Eğitim Rönesans hareketleriyle bilim ve sanatta görülen köklü reform hareketleri eğitimi de çok yönüyle etkilemiş ve eğitim alanının yeniden şekillenmesine neden olmuştur. Rönesans eğitiminin temel özelliklerinden birisi bireyi ve bireysel gelişimi ön plana çıkarmasıdır. Daha önce kilisenin baskısıyla oluşan bilgilerin sorgulanmadan ve doğrudan kabul edilmesi düşüncesi, bu dönemde yerini bilimsel gelişmelerin de etkisiyle akılcı ve bilimsel bir düşünceye bırakmıştır. Antik Yunan’a ait eserler okullarda yeniden ele alınmış ve incelenmiştir. İnsanın çok yönlü gelişimi amaçlanarak, dini söylemlerin etkisi giderek azalmıştır. Bu dönemde ayrıca eğitim veren okul çeşidi artmıştır. Böylece aynı anda insanın çok yönlü gelişimine olanak veren farklı türdeki okullar faaliyet göstermeye başlamıştır.
Yeniçağ Döneminde Avrupa da Eğitim Yeniçağ döneminde Avrupa eğitim tarihine damgasını vuran ve günümüz eğitim sistemlerinin şekillenmesinde önemli fikirlere imza atan eğitim düşünürleri yetişmiştir. Bunlardan en önemlileri Erasmus, Comenius, Dekart, Luther, Montaigne, Ratke, Locke, ve Rousseau’dur.
İSLAM DÜNYASINDA EĞİTİM İslam dünyasının en parlak zamanı 8. ve 12. yüzyıllar arasındaki dönemdir. Arap Uygarlığı; Avrupa, Hindistan ve Türk Uygarlıkları ile temasa geçmiştir. Matematik, kimya ve tıp alanlarında önemli katkılarda da bulunulmuştur. Matematik alanında, Hintlilerden alınan sayı sistemine, “0” (sıfır) rakamı eklenmiştir.
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN ÖNCEKİ DÖNEMLERİNDE EĞİTİM
Eski Türklerde Eğitim Türklerin Alpler, Toroslar ve Hindukuş dağlarının kuzeyinden Çin’e kadar uzanan Bozkırlar kuşağında ilkçağlardan itibaren yaşadığı ve devlet kurdukları bilinmektedir. Eski Türklerde doğa koşullarına uygun ve doğayla etkileşim içerisinde bir eğitim sistemi mevcuttu. “Hayat içinde, hayat için eğitim” görüşü daha çok hâkimdi.
·Türk toplumlarının eğitim anlayış ve uygulamaları, yaşama biçimlerinin etkisiyle şekillenmiştir. Türkler tarihi hafızlarından kaynaklanan bilgileri yazıyı kullanmadan önce taşlara kazımıştır. Bu gelenek yazının oluşmasına kaynaklık ettiği gibi zamanla yazıyla da beraber devam etmiştir ( taştaki Türkler). · Çocukların ve gençlerin toplumsallaştırılmasında töre önemli bir rol oynamaktadır. ·Bu dönemde örgün eğitim kurumlarının varlığından söz edilse bile bu kurumlar hakkında kesin bir delil yoktur · Eserlerde öğretici amaç vardır. · Köklü bir bilim sevgisi mevcuttur. · Mesleki eğitim önemli bir yer tutar. Büyük bir çocuk sevgisi var olup, cinsiyet farkı yoktur..
Türklerin eriştikleri uygarlık ve kültür düzeyi, onlarda örgün eğitim kurumlarının bulunduğuna kanıt ise de bu kurumlar hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. Bu dönemin eserlerinde iyiliğin, cömertliğin, bilgeliğin, cesaretin, büyüklere itaatin önemi vurgulanmaktadır. Eski Türklerde Alp insan tipine örnek verilmektedir (savaşçı, bilge, dışa dönük, akıncı, göçebe, mert ve cesur insan tipi).
İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİM TÜRKLERDE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİM
Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim kurumları ortaya çıkmıştır. İslam düşünür ve eğitimcilerinden etkilenilmiş aynı zamanda bu alanda eserler verilmiştir. Türk toplumlarının ahlak anlayışı İslamiyet ile birlikte değişmiş, bu da eğitimlerine yansımıştır. İslamiyet'in kabulü gazi ve veli insan tipini ortaya çıkarmış buda çok sayıda eserlerin meydana gelmesini sağlamıştır. İslama göre bilim yücedir. Bu durum Türkler’ede yansımış ve bilime önem verilmiştir. Arapça ve Farsça aydınlar üzerinde etkili olmuştur.
SELÇUKLULAR EĞİTİM Başta Tuğrul ve Çağrı Beyler olmak üzere Alparslan ve Nizamülmülk Selçuklu devlet yöneticileri, bilginlere ve sanatkarlara büyük önem verdiler. Nitekim örgün eğitim kurumsallaşması 1040 yılında Tuğrul Bey’in Nişabur’da yaptırdığı medreseyle başladı. Sonra 1067’de Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta Nizamiye medreseleri kuruldu. Bu dönemde Bağdat’ta medreselerde okuyan öğrenci sayısı 6000 idi. Eğitim dili Arapça olmakla beraber Türkçe’ye de yer verilirdi. Medreselerde öğretim sınıf geçme esasına dayanırdı. Müderris denen medrese hocaları seçkin kimselerdi ve ölünceye kadar görevde kalırlardı. Selçuklular medreselerin yanında küttap denen ilkokul düzeyinde de okullar açmışlardır.
Selçuklularda yaygın eğitim kurumu olan Ahilik önemli bir yaygın eğitim ve meslek kuruluşuydu. ( Ahi; Arapça kardeş demektir) Ahilik halk arasında yaygınlaşmış, dini ve ahlaki değer kazanmıştır. Ahi Evran tarafından kurulan Ahiliğin en önemli temel felsefesi “kamil insan” yetiştirmekti. Bu kurum varlığını cumhuriyet dönemine kadar devam ettirmiştir.
Selçuklu Eğitim Sisteminin Temel Özellikleri; Selçuklu devlet adamları eğitime ve bilimin gelişmesine büyük önem vermişleridir Medreseler gelişmiş, ülkenin her tarafına yayılmıştır Ahilik gibi bir yaygın eğitim kurumu kurulmuş ve gelişmiştir Atabeglik gibi şehzadelerin yetişmesi için bir uygulama ortaya çıkmıştır Selçukluların ilk dönemlerinde eski değerler ön planda iken, daha sonra bunlar zayıflamaya unutulmaya yüz tutmuştur. 6. Selçuklularda alp, gazi, veli insan tipleri beraber yaşar.
Selçuklular döneminde yaşamış büyük Türk alimleri GAZALİ (1059- 1111) MEVLANA CELALEDDİN RUMİ (1207- 1273) YUNUS EMRE (……- 1321) BURHANED-DİN ZERNUCİ (….- 1223)
OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ
* Medreseler güçlü eğitim kurumları haline gelmişlerdir. Osmanlı dönemi tamamen bir medrese dönemi olarak da nitelendirilebilir. * Azınlık çocuklarının üst düzeyde yönetici yetiştirildikleri Enderun adında önemli bir eğitim kurumu vardır. * İlköğretim 19.yüzyılın sonlarına kadar basit düzeyde kalmıştır. * Osmanlıların son dönemlerine kadar, ilkokul üstü örgün eğitim kurumlarında yalnızca erkekler okumuştur. * Eğitim ve öğretimin temel amacı dinidir * Yöntem daha çok ezbercidir. * 7. Tanzimat dönemine kadar eğitim her düzeyde ücretsizdir.
Fatih’in yaptırmış olduğu medreselerle ülke dışında öğrenime gerek kalmamıştır. Fatih döneminde felsefi ve bilimsel düşünüş Osmanlılara girmiştir. Osmanlı devleri bilime ve bilim adamlarına saygılıdır. Osmanlıda aktif ve gazi insan tipi ilk kuruluş dönemlerinde gözlemlenirken gerileme döneminde orta ve pasif insan tipi ortaya çıkmıştır. Yaygın eğitim kurumu olarak kahvehaneler ortaya çıkmıştır.
* Tanzimat dönemine kadar eğitim her düzeyde ücretsizdir. * Azınlık ve yabancılara eğitim hakkı tanınmıştır. * Osmanlıca adı verilen bir dil geliştirilmiştir. * Yaygın eğitim daha çok din adamları tarafından yapılmıştır. *Eğitimde yenileşmelere askeri okullardan başlanmıştır. *Medreseler 1776’dan itibaren , kendisi dışında açılan askeri okullarda kısmen, sivil okullarda daha geniş ölçüde etkisini sürdürmüştür. *Eğitim daha çok vakıflar tarafından yürütülmüştür.
Osmanlıdaki Temel Eğitim Kurumları Sıbyan Mektepleri Medreseler Enderun Mektebi Acemioğlan Kışlaları Rüşdiyeler İdadiler Sultaniler Darülfünun
CUMHURİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN TEMEL ÖZELİKLERİ 1.Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın %10’u okur yazar değildi 2.Atatürk bizzat kara tahtanın başına geçerek eğitim hamlesini başlatmıştır 3. Eğitimde sayısal olarak önemli gelişmeler sağlanmıştır 4. Eğitim laikleşmiş ve demokratikleşmiştir 5.Tarih ve dil konularında milli amaca yönelme olmuştur 6. Latin harfleri kabul edilmiştir 7. Kadın eğitimine önem verilmiştir 8.Eğitimin gelişmesi için zaman zaman batılı eğitimcilerden yararlanılmıştır 9. Pek çok kez eğitim sorunlarının tartışıldığı şuralar toplanmıştır 10. İstikrarlı bir eğitim politikası izlenememiştir Öğretmenlik mesleği laik olduğu yere yükseltilememiştir