SUNUM
GÜNDEM 1. Birlik Başkanı Sayın Suat YALKIN’ın toplantıyı açış konuşması 2. “Görgü Kuralları” Eğitim Müdür Metin İÇTEM tarafından sunulacaktır. Türklerdeki görgü kuralları Ahilik teşkilatında görgü kuralları Toplumdaki görgü kuralları İşyeri görgü kuralları Toplantı sırasında uyulması gereken kurallar Giyim kuşam Hitap etmekte uyulması gereken görgü kuralları Sosyal iletişim kuralları Yemek yeme kuraları Masa düzeni Yemekte davranışlar Ziyaret, misafirlik ve vedalaşma kuralları Hasta ziyareti adabı Temizlik kuralları 3. Üyelerin görüşleri 4. Dilek ve temenniler 5. Kapanış
GÖRGÜ KURALLARI
TÜRKLERDEKİ GÖRGÜ KURALLARI Türkler, Müslüman olmadan önceki hayatlarında görgüye çok önem vermişlerdir. Obalardan meydana gelen göçebe Türk boyları, beşeri münasebetlerini organize eden seviyeli ve ciddi görgü kuralları geliştirmişlerdir. Diğer bir adı töre olan bu davranışlar, örf ve âdetler olarak toplumda uyulan kurallardır. Uymayanlar çeşitli cezalara çarptırılırdı. Müslüman olduktan sonra, eski inanışlarının yanı sıra, görgülerinden dinimize uygun olmayan tarafları da bırakarak uygun olan davranış şekilleri almışlar, uygun olanlarını ise dinin verdiği aşk ve şevkle iyice pekiştirmişlerdir. Bu bakımdan milletimiz arasında yakın zamana kadar bu kurallar, âdeta yazılı olmayan birer kanun hüviyetini muhafaza etmiştir. Böylece seviyeli, huzurlu ve sistemli bir toplum hayatı yaşanmıştır. Bugün milletimizin çocuklarına büyük bir ihtimamla öğrettiği görgü kurallarının çoğu, asırlar öncesinden gelmektedir. Bunlar kısaca şöyledir:
Türk ailesinde evin reisi babadır Türk ailesinde evin reisi babadır. Aile fertleri babanın verdiği kararlara uyar ve onun arzu ve isteklerini yerine getirir. Anne, ailenin en saygıya lâyık varlığıdır. Evin iç düzeni ondan sorulur. Çocuklar, her zaman şefkat ile bakılır, iyi yetişmeleri için itina edilir. Dede ve ninelerin de beraber olduğu ailelerde, onların söz hakkı ve kararları daha önce gelir. Görgünün esasını büyüklere saygı ve itaat, küçüklere şefkat ve merhamet teşkil eder. Bu bakımdan her görgü kuralı bu temele göre şekillenmiştir. Evde küçükler büyüklerin yanında daima edepli bulunur. Yanlarına izin alarak girer ve çıkarlar, kendilerine söyleneni dikkatle dinlerler. Büyüklerin sözüne izin almadan karışmazlar ve sözü lüzumsuz yere uzatmazlar. Kendilerine hitap edildiğinde, “Buyurun efendim” diye karşılık verirler.
Ana babanın yatak odalarına, kapıyı vurup izin almadan girmezler Ana babanın yatak odalarına, kapıyı vurup izin almadan girmezler. Kardeşler, birbirine bağlı ve saygılıdır. Ağabey, abla şefkatle doludur, kendilerini küçükler karşısında mesul hissederler. Küçükler de büyük kardeşlerine hürmet gösterir, onların isteklerini yerine getirirler. Onların sözlerini dikkatle dinleyip peki efendim, baş üstüne diyerek cevap verirler. Birbirinin eşya ve oyuncaklarını izinsiz kullanmazlar. Kendilerinde olanlardan birbirine ikram ederler. Kimseyi rahatsız etmez, gürültü çıkarmazlar.
AHİLİK TEŞKİLATINDA GÖRGÜ KURALLARI Ahi teşkilatı eğitiminin asıl gayelerinden birisi ferdi sosyalleştirmek şahsiyet haline getirme ve üstün insan kılmak. Ferdin tavır ve davranışları haline getirilmek istenen adab-ı muaşeret kaideleri olarak kabul edilen edepler şu şekilde sıralanabilir:
1. Yemekte Edepler - Lokmanın çiğnenmesi, - Lokmanın küçük olması, - Yemeği dökmemesi, - Ağzında lokma varken konuşmaması, - Başkalarının lokmasını gözetmeme, - Ekmeği ısırıp bırakmama, - Ekmeği yemeğin suyuna batırmamak, - Sümkürmemek, - Ağzını şapırdatmamak, - Yemekten sonra ellerini yıkamak ve silmek
2. Su İçmekle İlgili Edepler - Dinlene dinlene içmek ve bitirmek, - Dökmemek. 3. Söz Söylemekteki Edepler - Sert konuşmamak (ağızdan bir şey sıçramaması için) - Konuşurken sağa sola bakmamak, - Sen, ben değil de siz, biz olarak hitap etmek, - El kol hareketleri ile bir şeyi ifade etmemek 4. Elbise Giymekte Edep - Sağdan başlamak, - Yürüyerek bir şey giymemek, dururken giymek.
5. Evden Çıkmaktaki Edepler - Çıkarken sol ayakla çıkmak, - Neşeli çıkmak, - Endişeli çıkmamak, - Çıkarken yukarıya bakmamak 6. Yürümekteki Edepler - Sert yürümemek, - Çukurlara basmamak, - Yol ortasında yürümemek, - Kimsenin ardınca bakmamak, - Büyüğünün önünde yürümemek, - Birisiyle giderken bir işle meşgul olup, onu bekletmemek.
7. Mahallede: - İşi olmadıkça mahallede gezmemek, - Karşıdan gelene yakın olma, - Açık kapı ve pencerelerden bakmamak, - Çocuklara uymamak. 8. Pazarda: - Omzunu kimseye vurmamak, - Uzaktakileri çağırmamak, - Kahkaha ile gülmemek, - Tükürmemek, - Sümkürmemek, - Bir şey yememek ve içmemek.
- Yumuşak söylemek, - Az almak, - Aldığı şeyi geri vermemek 9. Alış- Verişte: - Yumuşak söylemek, - Az almak, - Aldığı şeyi geri vermemek 10. Eve Bir Şey Getirmede: - Elbiseni taşıma vasıtası yapmama, - Açıktan getirmeme, - Eve varır varmaz yememe 11. Eve Girerken - Haber verme, - Sağ ayakla girmek, - Selam vermek, - Çevreye bakmamak, - Besmele ile eve girmek.
12. Oturmaktaki Edepler: - Kendi yerini bilmek - Ev sahibi konuşmadan konuşmamak. 13. Misafirlikte: - Yiyecek ne var diye sormamak, - Yemekten sonra çok oturmamak.
14. Hasta Ziyareti: - İkindiden sonra gitmek - Güler yüzlü olmak, - Hastanın sağ yanına oturmak, - Çok oturmamak, - Fatiha okumak. Buraya kadar yazılan izahattan anlaşılacağı üzere ahilik eğitimi, ferdin bütün gün (24 saat) yapacağı işleri ve ifa etmesi gereken davranışları kapsamayı hedeflemiştir.
TOPLUMDAKİ GÖRGÜ KURALLARI Görgü kurallarına uymak diğer insanlara saygı göstermektir ve onların duygularına önem verdiğiniz mesajını göndermek demektir. Toplum hayatının düzenlenmesinde etkili olan genel görgü kurallarına uyan kişileri; terbiyeli, saygılı, nazik ve saire şeklinde nitelemek mümkündür.
Bu kurallar toplumdaki uygarlık düzeyinin de göstergesi olabilir Bu kurallar toplumdaki uygarlık düzeyinin de göstergesi olabilir. İnsanın bencil, kaba düşüncelerden sıyrılarak, başkalarına karşı davranışlarını bir düzene koyması , onun duyarlı ve nazik olmasını sağlar. Bu da insanların birbirleriyle olan ilişkilerini sağlıklı ve tutarlı olmasına neden olur. Görgü kuralları, bir toplumun ayrı ayrı bölgelerinde farklı olduğu gibi değişik uluslarda da farklılıklar gösterir.
Dış görünümle güç elde edebileceği düşünülebilir, ancak bu yeterli değildir. Dış görünümün mutlaka, iş dünyasında ve toplumda kendini uygun bir sunma şekli ile desteklenmesi gerekmektedir. Kibar tavırlar; iyi terbiye, zeka ve eğitim, toplum ve işle ilgili şartlara hassas olmanın göstergesidir. Uygun dış görünüm ya da giysi, kapıdan geçmenizi sağlar. Yerinde tavırlar ve görgü kuralları, bir yere ait olduğunuzu gösterir. Aslında bir çoğumuz, burada bahsedilen şeyleri zaten biliyoruz, ama genellikle bunların öneminin farkında değiliz. Başarılı insanların çoğu, düzgün görünüm ve görgü kurallarının, doğru kullanıldığında sadece hayatta kalma mücadelesinde güç vermekle kalmayıp, yukarı doğru tırmanmada gerçek bir avantaj sağlayan kişisel ilişkileri kolaylaştırdığını çabuk kavramışlardır
Kuralların faydaları nelerdir; 1-Kurallar belirsizliği azaltarak öngörülebilirlik ve istikrar sağlar, 2-Kurallar insan davranışlarına denetim ve sınırlama getirirler, böylece insanı ve çevresini o insanın zaaflarından (zayıf yönlerinden) ve hatalarından korurlar. 3-Kurallar bireyi özgür kılarlar, çünkü neyi özgürce yapabileceklerini, neyi yapmaları halinde kimsenin karışamayacağını belirler
Genel Kurallar Hoşgörülü ve iyimser olmak Eleştiriyi yerinde ve zamanında yapmak Olgun bir kişiliğe sahip olmak, olgun davranmak (yaşına uygun olgunlukta olmak) Giyime önem vermek, Giysinin mevki yer ve zamana uygun olmasına özen göstermek Başkalarını rahatsız edici davranışlardan sakınmak Ziyaretin kısa ve zamanlı olmasına özen göstermek Oturuş ve kalkışlarda hareketlere özen göstermek Gerektiğinde özür dilemesini bilmek Özel konuşma yapanların yanına gitmemek Verilen sözü tutmak Uygun olmayan el ve sözlü şakalardan kaçınmak
İşyeri Görgü Kuralları İşyerinde ki kurallar birlikte çalıştığınız meslektaşlarınıza ve iş arkadaşlarınıza karşı saygı göstermek demektir. Ayrıca görgü kurallarına uymanız iş görüşmelerinizde yada iş başvurularınızda bırakacağınız etkiyi önemli oranda etkileyecektir.
Her zaman takdim edildiğinizde ya da tanıştırıldığınızda ayağa kalkın. Siz insanları tanıştıracağınız zaman daha önemli kişinin ismini önce söyleyin. Kıyafet kuralına uyun. Eğer belli bir kural yok ise üst düzey yöneticilerden örnek alın. Bütün toplantılara tam zamanında gidin. Toplantı sırasında kalemler, ataçlar ya da diğer ofis araçları ile oynamayın. Çok gerekmedikçe toplantı sırasında telefonunuzu kapalı tutun. Eğer kapatamıyorsanız o zaman kapının yakınına oturun böylece telefonunuz çaldığında sessizce dışarı çıkabilirsiniz. Oturuşunuza ve duruşunuza dikkat edin, koltuğa gömülmeyin, sandalyenizde geriye yaslanmayın, ya da kollarınızı göğsünüzün üzerinde kavuşturmayın.
TOPLANTI SIRASINADA YAPILMAMASI GEREKEN DAVRANIŞLAR Konuşkanlar: Hep kendini konuşur , başkalarını dinlemezler. Fiskos yapmak: Sürekli yanındaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldarlar. Her toplantıya geç kalmak. Bunu alışkanlık yapmak. Bir bahane bulup her toplantıyı bitiminden önce terk etmek. Misafir oyuncu: Orada değilmiş gibi ilgisiz davranmak. Cep telefonunu açık bırakmak, toplantı sırasında kapatmamak. Toplantıdaki kişilerin dikkatini dağıtacak davranışlarda bulunmak
GİYİM KUŞAM Kişinin her zaman, her yaşta kendisine özen göstermesi, dış görünüşünün temiz, derli toplu olmasına dikkat etmesi gerekir. İnsanın kendisine ve başkalarına karşı saygısının en önemli göstergesidir. Beyler, bir toplantıda etrafınızdakilerden izin istemeden ceketinizi çıkarmayın. Kravatınızı izinsiz tabii ki gevşetebilirsiniz. Uzun konçlu çoraplar giyin, bacak bacak üzerine attığınızda pantolonunuzun paçasından bacağınız görünmesin. Mücevher olarak sadece kravat iğnesi ve bir de isterseniz okul ya da kulüp yüzüğü takabilirsiniz. Fazla gösterişli sigara tabakaları, çakmaklar, kalemler kullanmayın. İşin püf noktası sade, zarif ve temiz olmaktır. Karşınızdakine, gözlüğünüz üzerinden bakmayın. Gözlüğü elinizde çevirmeyin.
HİTAP ETMEDE UYULMASI GEREKEN GENEL GÖRGÜ KURALLARI Hitap etme; etkili söz söyleme, karşı tarafı etkileme anlamı taşır. İnsanlar, isteklerini sözle karşı tarafa iletirler. İletişim aracı olarak kullanılan dilin, insanları etkileyecek şekilde kullanılması, insan ilişkilerini kolaylaştırır. Bu nedenle, kullanılan sözcüklerin çok iyi seçilmesi ve iyi kullanılması gerekmektedir. Sosyal ilişkilerde insanlar, hitap etmeleri gereken kişilerin bulundukları yer veya makama göre farklı hitap şekilleri kullanılır. Konuşma bir kültür, zeka, bilgi ve görgü işidir. Her şeyde olduğu gibi konuşmanın da belli kuralları vardır. Bunlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır. Kişiler arasında yapılan konuşmalarda:
Muhatabın düzeyine göre uygun hitaplar seçilmesi, sert ifadelerden kaçınılması; Argo sözcüklerin kullanılmaması; Yeni tanışılan kişilere karşı mesafeli davranılması; Yüksek sesle ve hızlı konuşma yolunun tercih edilmemesi; Muhatabın kültür seviyesine uygun bir dil kullanılması; Davranışların söylenenleri doğrular nitelikte olması; İncelenip kesin bilgi edinilmemiş konularda, kesin söz söylemeden kaçınılması; Kişinin kendisinden çok söz etmemesi, muhatabı mihnet altında kalacak duruma düşürmekten sakınması;
Muhataba da konuşma hakkı tanınması ve bunun davranışlarla da gösterilmesi; Samimi, güvenilir, sakin ve doğal davranışlar içinde kalınması; Çeşitli konuşmalardan öğrenilen sırların saklanması; her yerde ileri geri söz sarf edilmemesi; Topluma karşı yapılan hitapların etkili olması için önceden gerekli hazırlıkların yapılması; Toplumca yanlış anlaşılabilecek konuşmalardan kaçınılması; Topluma hitap edecek kişinin, gerekli ön hazırlık yaparak kürsüye çıkması; Konuşmacı konusunu, dinleyenleri etkileyecek şekilde anlatması, gerektiğinde kısa sorular sorarak dinleyenlerin dikkatlerini toplaması ve konuşmaları beklenen sonuca götürecek şekilde bitirmesi; Konuşmacının, tutarsız, kuşkulu, çekingen, kararsız davranışlarla dinleyicileri sıkmaktan kaçınması; gerekir
SOSYAL İLETİŞİM KURALLARI İster manavda bir yabancı ile konuşurken ister bir arkadaşınız ile kahve içerken bütün insanlar saygı gösterilmesini hak eder. İletişim hem beden hareketlerini hem de sözlü ifadeyi kapsar. Konuşurken karşınızdaki insana bakın ve kollarınızı kavuşturmayın (kızgınlık ifadesi). Eğer utangaç biriyseniz bunu kabul etmekten ve söylemekten çekinmeyin. Dürüstlük insanların rahatlamalarını sağlar. Normal hızda konuşun ne çok hızlı ne çok yavaş. Karşınızdaki kişinin, üzerinde bıraktığınız izlenimi fazla düşünmeyin. Konuşmayı bitirirken geçerli bir neden öne sürün ve kişi ile konuşmaktan keyif aldığınızı belirtin.
Karşınızdakine iltifat ederken içten ve samimi olun Karşınızdakine iltifat ederken içten ve samimi olun. Karşılaştırma ya da değerlendirme yapmamaya özen gösterin; örneğin, "Kazağının ne kadar eski olduğu düşünülürse, gayet iyi duruyor ." İltifat aldığınızda fazla alçak gönüllü olmayın ve iltifatın gerekmediğini açıklamaya çalışmayın. Basit bir "teşekkürler" hem yeterli hem de kibarcadır. Birisini eleştireceğiniz zaman karşınızdaki insanın duygularını göz önünde bulundurun ve kişi ile özel olarak konuşmaya özen gösterin. Yakıştırma yapmaktan kaçının ve sorunu kişiselleştirmeyin Birisi sizi eleştirdiğinde sakin olun. Savunmaya geçmemeye özen gösterin. Eğer kişi sizi insanların içinde ve kabaca eleştiriyor ise içgüdüsel olarak reaksiyon göstermek isteyebilirsiniz fakat en iyisi basitçe "Düşünceni özel olarak bana iletmeni tercih ederdim" deyin.
Her zaman "Lütfen" ve "Teşekkür ederim" demeyi unutmayın Öksürürken ya da esnerken ağzınızı kapatmayı unutmayın ve hemen elinizi yıkamaya özen gösterin. Bu hem görgü kuralı hem de temizlik kuralıdır.
TELEFONDA GÖRGÜ KURALLARI Yanınızda bulunan yöneticiniz ya da astınızı, iş arkadaşınızı telefonla aradıklarında, kesinlikle kimsiniz diye sormayın. Çok yersiz olur. Telefondan istendiklerini söyleyip aranana verin telefonu.
Çok zorunlu olmadıkça iş arkadaşlarınızın, yöneticiniz ya da astınızın telefonunu kullanmayın. Mutlaka kullanmanız gerektiğinde, masasındaki şeyleri karıştırmayın, masasındaki kâğıtlara not almayın, masasındaki şeyleri gözetlemeyin. Telefonla konuşurken, yüksek sesle, bağırarak veya tam tersi kısık sesle karşınızdakini ve etrafınızdakileri tedirgin edecek şekilde konuşmayın. Şirket telefonlarıyla, çok mecbur kalmadıkça, özel konuşmalarınızı yapmamanız gerektiğini burada bir kere daha hatırlatmakta fayda görüyoruz Olağanüstü durumlar hariç, sabah saat 9.00'dan önce , akşam saat 21.00 'dan sonra telefon etmeyin. En geç beşinci çalışta telefona cevap verin. Siz aradığınızda, beşinci çalışta da cevap alamazsanız ahizeyi kapatın. Bir yere telefon ettiğinizde, önce iyi günler dileyin, nereden aradığınızı ve kim olduğunuzu daha sonra da kiminle görüşmek istediğinizi söyleyin. Sonra gerekirse kiminle görüşüyorum dersiniz.
Sizi yanlışlıkla arayan olursa, hangi numarayı aradığını nazikçe sorun, kendi numaranızı söyleyin ya da kendi numaranızı söylemek istemiyorsanız, yanlış numarayı aradınız deyin. Yanlış yeri aradığınızda nazikçe özür dileyin. Telefonla görüşürken, bir yandan da odadaki başka birisiyle konuşmayın. Önce karşınızdaki kişinin konuşmak için müsait olup olmadığını sorun. Müsait değilse daha sonra arayın, ya da ne zaman müsait olacağı belli değilse, müsait olduğunda aramasını rica edin. Konuşma süresini mümkün olduğunca kısa tutun. Gerekmedikçe, sırf zaman doldurmak için sağa sola, arkadaşlarınıza telefon etmeyin. Telefonu kim ettiyse, konuşmaya onun son vermesi gerekir. Eğer son vermeyip sözü uzatıyorsa, onun sesini duyamıyormuş, telefon hattında parazit varmış gibi yapın, bu da tutmuyorsa toplantıya çağırdıklarını ya da amirinizin sizi çağırdığını söyleyip telefonu nazikçe daha sonra aramak üzere kapatınız. Ama daha sonra, evinizden mutlaka arayınız.
YEMEK YEME KURALLARI İster 7 aşamalı lüks bir yemek yiyor olun ister bir arkadaşınız ile yerel lokantada olun, görgü kuralları herkesin yemekten keyif almasını sağlar. İşte bazı öneriler:
MASA DÜZENİ Bir kere çatal, bıçak ya da kaşığınızı kullandıktan sonra masaya bir daha asla dokunmaması gerekir. Kullanılmış çatal, bıçak ya da kaşık her zaman tabağın içinde tutulmalıdır. Peçete ya da çatal-bıçak konuşma sırasında sallanmaz (örneğin, konuşurken) Peçete ile ağzınızı silmeyin sadece dokundurarak kurulayın.
YEMEKTE DAVRANIŞLAR Herkesin yemeği gelene kadar ya da ev sahibi başlamanızı rica etmeden yemeğe başlamayın. İçeceğinizi istediğiniz her zaman içebilirsiniz. Ağzınız açıkken yemeğinizi çiğnemeyin ya da yemek yerken konuşmayın. Ağzınızı fazla doldurmayacak kadar küçük parçalar halinde yiyin. Masada dik oturun ve dirseklerinizi masanın üzerine koymayın. Çok hızlı yada yavaş yemeyin. Masadakilerin hızına uymaya çalışın. Masada iken asla dişlerinizi karıştırmayın. Eğer çok gerekli ise tuvalete gidin. Ekmeğinize yağ sürerken her seferinde küçük bir parça almaya özen gösterin ve her zaman önce tabağınıza alın sonra ekmeğin üzerine sürün.
Masadaki yiyecekleri uzatırken, her zaman sağınıza verin Masadaki yiyecekleri uzatırken, her zaman sağınıza verin. Ekmek verirken kendinize almadan önce başkalarına önerin. Yemekte sigara içmeyin, eğer masadaki kişiler ve restoran kuralları yasaklamıyor ise yemekten sonra içebilirsiniz. Sofra takımı ve bardaklar üzerinde ruj izi bırakmamaya özen gösterin. Yemeğe oturmadan önce rujun fazlasını bir peçete ile alın. Tadına bakmadan önce yemeğe tuz ya da biber koymayın
ZİYARET-MİSAFİRLİK VE VEDALAŞMA KURALLARI Ne kadar samimi olursak olalım ziyaret edeceğimiz insanları önceden bilgilendirmeliyiz. Temel prensip davetsiz misafir olmamaktır. Randevu saatine uymalıdır. Temiz ve düzenli bir şekilde, mümkünse bir hediye ile ziyaretler yapılmalıdır. Kapıyı çaldıktan sonra kapının hemen ağzında değil, daha geride, evin içini göremeyecek şekilde kapının açılması beklenmelidir. Eve girerken ev sahibinin yer göstermesini beklemeli ve etraf meraklı gözlerle incelenmemelidir. Yemek sofrası kurulduğunda, ev sahibi davet etmeden oturmamalı ve yemeği beğenmesek dahi bunu hal ve tavırlarımızla bile belli etmemeliyiz. Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer ve medeni bir şekilde ev sahibine teşekkür eder.
Yatıya kalıyorsak üç günden fazla kalınmamalıdır. Ev sahibi de misafirliğe gelmek isteyenleri mümkün olduğunca reddetmemelidir. Ev sahibi bütün misafirlerine aynı derecede yakınlık ve güler yüz göstermelidir. Evi temiz tutmalı ve gereken hazırlığı yapmalıdır. Misafirin yanında sık sık saate bakmamalı, sıkıldığını belli eden hal ve tavırlardan sakınılmalıdır. Misafirlere ikramda bulunurken üç kereden fazla ısrar edilmemelidir. Misafir ayrılırken ev sahibi ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirmelidir. Misafirlikten ayrılma vakti gelince hemen kalkmalı ve vedalaşma uzatılmamalıdır.
HASTA ZİYARET ADABI Dostlarımız hastalandığında hemen, daha az samimi olduklarınızı da iyileşince ziyaret etmeliyiz. Yoğun bakımdaki hastaların yakınları ziyaret edilmelidir Çok dinlenmesi gereken bir hasta sık sık ziyaret edilmemelidir. Hastanın yanında onun neşesini kaçıracak hiçbir şey anlatılmamalı, aksine hastalıkla ilgili olumlu hikayeler biliyorsak onlar anlatılmalıdır. Hastanın odasına girerken ne çok üzgün ne de çok neşeli bir tavır sergilemeli, ona normal bir insan muamelesi yapılmalıdır Ziyaret çok uzun tutulmamalıdır
TEMİZLİK KURALLARI El ve ayak tırnakları düzenli olarak kesilmeli Diş temizliğine dikkat edilmeli Saçların ellerin ve yüzün sürekli temiz olmasına dikkat edilmeli Etrafımızdaki insanları ter kokusuyla rahatsız etmemek için düzenli bir şekilde banyo yapmalıyız. Tuvalet adabına dikkat edilmeli, tuvalete girerken çoraplar çıkarılmalı ve pantolon giyiyorsak yukarı doğru katlanmalı. Tuvalette iken konuşmak, bir şeyler yiyip içmek ve tükürmek uygun değildir Temizlik sol elle yapıldığından, çeşmeler bu elle açılıp kapatılmamalıdır. Tuvaleti nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakmalıyız Tuvalette insan varken, kapının önünde beklememeliyiz
TEŞEKKÜR EDERİZ. EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ